Haberler |
Genç Siviller’den tahliye protestosu |
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in tahliyesi protesto edildi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önüne gelen ve kendilerini ‘’Genç Siviller’’ olarak nitelendiren grup, üzerinde tahliye kararını veren hakimi eleştiren bir çelengi adliye girişine bıraktı. Yapılan açıklamada, tahliye kararını veren hakimin, ‘’Guinness rekorlar kitabına girmeye hak kazandığı, ayrıca meslektaşlarının 18 günlük çalışma ve inceleme sonunda verdiği tutuklama kararını iki saat içinde tahli-yeye çevirerek, dünyanın en hızlı adalet tecellicisi rekorunu kırdığı’’ savunuldu. Çiçek’in tahliyesi rekorlar kitabına aday gösterildi
GENÇ Siviller, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklandıktan 18 saat sonra tahliye edilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in serbest bırakılması protesto etti. Genç Siviller, 18 günlük çalışma ve inceleme sonunda verilen tutuklama kararının iki saat içinde tahliyeye çevirilmesini Guiness rekorlar kitabına aday gösterdi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önüne gelen ve kendilerini “Genç Siviller” olarak nitelendiren grup, üzerinde tahliye kararını veren hakimi eleştiren bir çelengi adliye girişine bıraktı. Tahliye kararını protesto eden dövizler taşıyan grup adına yapılan açıklamada, tahliye kararını veren hakimin, “Dursun Çiçek hakkında hazırlanmış yüzlerce sayfalık jandarma ve emniyet raporlarını, ifade tutanaklarını, bant kayıt dökümlerini, belgeleri, dokümanı iki saatte inceleyip tahliye etmesiyle ‘dünya hızlı okuma şampiyonu’ olarak Guinness rekorlar kitabına girmeye hak kazandığı, ayrıca meslektaşlarının 18 günlük çalışma ve inceleme sonunda verdiği tutuklama kararını iki saat içinde tahliyeye çevirerek, dünyanın en hızlı adalet tecellicisi rekorunu kırdığı” ifade edildi. “İyi çocuklar seninle gurur duyuyor”, “kader mahkumlarının nöbetçi hakimi” ve “dama düşenin dostu baba Faik” yazılı dövizler de taşıyan Genç Siviller, açıklamanın ardından adliyeden ayrıldı. |
03.07.2009 |
HAKİM DEĞİŞİKLİĞİ ŞÜPHELERİ TETİKLEDİ |
Teknik takipte ele geçen konuşmalarına dayanılarak örgüt üyeliği suçlaması ile tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in tahliyesi kafaları karıştırdı. Albay Çiçek’in avukatlarının itirazı üzerine toplanan mahkemedeki hakim değişikliği de tartışma konusu oldu. ÇELİŞKİLİ KARARLAR YARGIYI YIPRATIYOR
Albay Çiçek’in 14. Ağır Ceza Mahkemesinin iki farklı kararı ile 18 saatlik bir tutukluluk süresinin sonundaki jet tahliyesi “Yargıya baskı mı var?” şüphesini gündeme getirdi. Genelkurmay Başkanının “kâğıt parçası” diyerek hafife aldığı belgenin altında imzası bulunan Çiçek’in tahliyesi sonrasında, ortaya çıkan çelişkili kararlarla yargının yıpratıldığı iddia edildi. Tutuksuz olarak yargılanacak Çiçek, “Kaçma şüphesi yok” diyerek serbest bırakılmıştı. |
03.07.2009 |
Krizlerin sorumlusu darbe girişimleridir |
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, ‘’Ekonomide yaşanan yüzde 13,8’lik gerilemenin sebebi, küresel krizin etkileri olmakla birlikte ana sebep olarak demokrasiye karşı yapılan eylem ve söylemlerin olduğunu düşünüyoruz’’ dedi. Krizlerin sorumlusu darbe girişimleridir
KÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, ‘’Ekonomide yaşanan yüzde 13,8’lik gerilemenin nedeni, küresel krizin etkileri olmakla birlikte ana sebep olarak demokrasiye karşı yapılan eylem ve söylemlerin olduğunu düşünüyoruz’’ dedi. Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, 2001 krizinin ardından varlıklarını kaybetmiş KOBİ’lerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu, ayakta kalıp istikrar ortamının oluşmasından sonra işlerini rayına koyan işletmecilerin şimdi iç piyasada yaşanan daralmadan dolayı işlerini kaybetme durumuyla karşı karşıya bulunduğunu belirtti. Türk ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ’ler için ‘’tehlike sinyalleri çaldığını’’ ifade eden Özgenç, ‘’Büyük bir ekonomik kriz beklenmiyor ama her gün ülke gündemini işgal eden bu korku ve endişe verici durum, haliyle halkımızı etkiliyor. Vatandaş bu tereddütten dolayı harcamıyor. Harcama yapmayınca da iç piyasada durgunluk oluyor. Satış olmadığından imalat yapılmıyor. Dolayısıyla işten çıkarmalara sebep olunuyor’’ ifadesini kullandı. Özgenç, büyüme hızı rakamlarına ilişkin de ‘’Ekonomide yaşanan yüzde 13,8 oranındaki gerilemenin sebebi, küresel krizin etkileri olmakla birlikte ana sebep olarak demokrasiye karşı yapılan eylem ve söylemlerin olduğunu düşünüyoruz’’ diye konuştu. |
03.07.2009 |
İş bırakma eylemine sendika desteği |
Hak-İş’in, Türk-İş’in kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 7 Temmuz Salı günü yapacağı “İş bırakma” eylemine destek vereceği bildirildi. Konfederasyon Genel Başkanı Salim Uslu, “Memurlara 4 ve 4,5 zam uygulaması söz konusu iken, işçileri daha düşük bir zamma razı olmaya zorlamak, en azından haksızlığa razı olmamızı istemektedir ki bunu kabul etmemiz mümkün değildir” dedi. İş bırakma eylemine sendika desteği
HAK-İŞ'İN, Türk-İş’in kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 7 Temmuz Salı günü yapacağı “iş bırakma” eylemine destek vereceği bildirildi. Konfederasyon Genel Başkanı Salim Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, kamuda çalışan 250 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmelerinin 6 aydır sonuçlandırılamadığını hatırlatarak, şunları kaydetti: “Ağır ekonomik koşullar yakıcı bir biçimde devam ederken, toplu sözleşmeleri bir sosyal ve ekonomik iyileştirme aracı olarak kullanmak varken, iş alemine yönelik her türlü imkan ve avantaj peş peşe sunulurken, kamu işçilerine gerçekleşen enflasyon oranında bir zammı bile çok görmek, en azından sosyal adalet ilkesine uygun düşmez. Kaldı ki kamu çalışanlarına (memurlara) 4 ve 4,5 zam uygulaması söz konusu iken, işçileri daha düşük bir zamma razı olmaya zorlamak, en azından haksızlığa razı olmamızı istemektedir ki bunu kabul etmemiz mümkün değildir.” Toplu sözleşmelerin masa başında ve barışçıl şartlarda bitirilmesi için devletin de özverili davranması gerektiğini vurgulayan Uslu, “Tüm bu nedenler ve işçi hareketinin dayanışması ve güç birliği adına Türk-İş ile aramızdaki sendikal rekabeti bir kenara bırakıyoruz. 7 Temmuz Salı günü bir saatlik iş bırakma eylemine Hak-İş’e bağlı kamudaki tüm üyelerimiz katılarak destek vereceklerdir” dedi. |
03.07.2009 |
Alevilere kulak verilecek |
Alevi Çalıştayı Moderatörü Necdet Subaşı, Anadolu’daki tüm Alevi yerleşim bölgelerini dolaşarak, görüş almayı planladıklarını belirtti. Alevilere kulak verilecek
ALEVİ Çalıştayı Moderatörü Necdet Subaşı, Anadolu’daki tüm Alevi yerleşim bölgelerini dolaşarak, görüş almayı planladıklarını belirterek, ‘’Anadolu’da dolaşan tüm Alevi söylemlerine kulak kabartmayı, onlara kulak vermeyi istiyoruz’’ dedi. Subaşı, yaptığı açıklamada, Alevi Çalıştayı’nın ilk oturumunu 3 Haziranda Alevi sivil toplum örgütü liderlerinin katılımıyla gerçekleştirdiklerini, bilim adamlarının yer alacağı ikinci oturumun ise 8 Temmuzda İstanbul’da yapılacağını hatırlattı.İlk çalıştaya katılanlarla bağlantıyı sürdürdüklerini, STK liderlerini derneklerinde ve örgütlerinde ziyaret ettiklerini anlatan Subaşı, çalıştaya katılamayanlarla da görüşmeler yaptıklarını dile getirdi. Alevi toplumunun örgütlerle sınırlı olmadığını ifade eden Subaşı, ‘’Bunların taşra dünyası var. En kısa zamanda bu taşra dünyasıyla da bir bağlantı kurmayı düşünüyoruz. Tunceli’ye Sivas’a gideceğiz, oradaki temsil gruplarıyla görüşeceğiz’’ diye konuştu. Amaçlarının Anadolu’da dolaşan bütün Alevi söylemlerine kulak vermek olduğunu vurgulayan Subaşı, bütün Alevi yerleşim bölgelerini ziyaret ederek, vatandaşların istek ve görüşlerini alacaklarını kaydetti. Subaşı, çalıştaylarda ortaya çıkan bazı eğilimleri de Anadolu’daki Alevilerle paylaşacaklarını belirtti. |
03.07.2009 |
Değişiklik demokrasi adına çok önemli |
SİVİLLERİN askerî mahkemelerde yargılanmasının önünü kapatan, darbecilerin adli yargıda yargılanmasının yolunu açan değişikliğe bir destek de İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün’den geldi. Yapılan değişikliği Türkiye’nin demokratikleşmesi, şeffaflaşması ve yarınları için çok önemli bir adım olarak gören Birgün, “Askerî kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasında asla hiçbir sakınca yok. Zaten yargılanmazsa çok acayip bir durum olur Türkiye Cumhuriyeti’nde. Hepimiz yargıya güvenmek zorundayız. Yargıda herkes yargılanabiliyorsa o zaman asker de bu sivil yargıda yargılanabilir ve yargılanmalı. Eğer yargı bağımsızsa, yargının bağımsızlığına inanıyorsak o zaman bu yargıda sivil asker herkes yargılanmalı” dedi. Düzenlemenin bazı noktalardan eksiklerinin olabileceğini, ancak özü itibariyle darbecilere karşı düşünüldüğünü ifade eden Birgün, bundan kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini kaydetti. Birgün, söz konusu yasayı Türk demokrasisi için önemli bir ardım olarak gördüğünün altını çizdi. Birgün, askerlerin de her Türk vatandaşı gibi sivil mahkemelerde yargılanması kadar doğal bir durumun olmadığını söyledi. CHP’nin bu konudaki tavrını eleştiren Birgün, ana muhalefetin bu konuda samimî olmadığını belirterek, meseleyi sulandırmakla suçladı. |
03.07.2009 |
6 milyar dolarlık proje başlıyor |
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, 6 milyar dolar yatırım öngörülen Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu (İzmit Körfezi Geçişi Dahil) Projesi’nde ilk kazmayı en geç bu yıl sonunda vurmayı hedeflediklerini söyledi. Yıldırım, Karayolları Genel Müdürlüğü konferans salonunda, Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile ihale edilen projede, Nurol-Özaltın-Astaldi-Yüksel-Göçay Grubu’nun 22 yıl 4 ay yapım ve işletme süresi teklifinin uygun bulunmasının ardından basın toplantısı düzenledi. Projenin Türkiye’nin en büyük YİD projesi olduğunu ifade eden Yıldırım, ‘’Dünyanın en büyük 2. asma köprüsü İzmit’e gerdanlık olarak geçirilecek’’ dedi. Projeye ilişkin soruları da cevaplayan Bakan Yıldırım, ‘’Projenin toplam yatırım bedeline’’ ilişkin bir soru üzerine, proje YİD modeliyle yapıldığı için devletin kasasından hiçbir ödeme yapılmayacağını söyledi. Kamulaştırma bedellerini de yüklenici firmaların karşılayacağını ifade eden Yıldırım, ‘’Tahmini proje bedeli 6 milyar dolar olarak öngörülüyor’’ diye konuştu. Bakan Yıldırım, projede ilk kazmayı en geç bu yıl sonunda vurmayı hedeflediklerini söyledi. |
03.07.2009 |
İSKİ, suya zam istedi |
İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, İstanbul’daki su fiyatlarında yeni bir düzenlemeye gidilmesi amacıyla kurumları tarafından hazırlanan teklifi, bu ay içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisine sunacaklarını söyledi. Vural, İSKİ Genel Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında, İSKİ bütçesindeki gelir/gider dengesinin kurulması, maliyetli kredi kullanımının asgari düzeyde tutulması, hayatî öneme haiz suyun İstanbul halkına sürekli olarak temin edilmesi ve yeni yatırımlara kaynak oluşturulması amacıyla teklif hazırladıklarını belirtti. Teklifin, su fiyatlarında yeni bir düzenlemeyi içerdiğini ve bu ay içerisinde Büyükşehir Belediye Meclisine sunulacağını kaydeden Vural, ‘’Teklifimiz, Meclis tarafından kabul edilirse, yeni tarifenin 1 Ağustostan itibaren geçerli olmasını talep ediyoruz’’ dedi. |
03.07.2009 |
37 bin kişi ve kuruluşa ceza |
ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 2002-2008 tarihleri arasında ülke genelinde 36 bin 770 kişi ve kuruluşa, Çevre Kanununa muhalefet gerekçesiyle 82 milyon lira para cezası uygulandığını belirtti. CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun soru önergesini cevaplayan Eroğlu, Çevre Kanununa muhalefet edenlere verilen para cezası konusunda bilgi verdi. Eroğlu, 2002-2008 tarihleri arasında, ülke genelinde 36 bin 770 kişi ve kuruluşa Çevre Kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle 82 milyon 359 bin 903 lira idari para cezası verildiğini ifade ederek, aynı dönemde İç Anadolu Bölgesi illeri içerisinde bin 815 kişi ve kuruluşa toplam 14 milyon 574 bin 450 lira para cezası uygulandığını kaydetti. Bakan Eroğlu, Çevre Kanunu uyarınca, 5 yıllık zamanaşımı sebebiyle alınamayan tazminat miktarı konusunda ise Bakanlığa intikal etmiş herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını bildirdi. |
03.07.2009 |
Sözleşmeliye yüzde 4.5 zam |
SÖZLEŞMELİ personelin taban ve tavan ücretleri yüzde 4.5 oranında arttı. Bakanlar Kurulu’nun konuya ilişkin kararı, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Karar, 1 Temmuz 2009’dan geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Buna göre, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda yer alan ücret tavanı 2 bin 603 liraya yükseltildi. En yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarının aylık sözleşme ücret tutarı da 3 bin 28 lira oldu. Kapsama dahil tüm personel için 2009 yılının ikinci altı aylık dönemindeki “ortalama ücret toplamı üst sınırı” 5 bin 485 lira olarak tesbit edildi. |
03.07.2009 |
Anayasayı kurucu Meclis yapsın |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Kanal A Televizyonuna yaptığı açıklamada; sıfırdan, yeniden bir anayasa yapma hayali olduğunu belirterek, ‘’Bunun için bir yasa çıkarmamız ve bu yasayla da anayasa yapımcısı bir Meclis kurmamız lâzım. 150 kişilik bir Meclis düşünülebilir. Bu Meclise de ‘2 yıl içinde bir anayasa yap’ denir’’ dedi. Toptan: Anayasayı kurucu meclis yapsın
TBMM Başkanı Köksal Toptan, sıfırdan, yeniden bir Anayasa yapma hayali olduğunu belirterek, ‘’Bunun için bir yasa çıkarmamız ve bu yasayla da Anayasa yapımcısı bir Meclis kurmamız lazım. 150 kişilik bir Meclis düşünülebilir. Bu meclise de ‘2 yıl içinde bir Anayasa yap’ denir’’ dedi. Toptan, Kanal A Televizyonunda canlı yayınlanan ‘’Görüş farkı’’ programında gazeteci Ömer Şahin’e gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ‘’Ergenekon terör örgütüne ETÖ diyor musunuz?’’ sorusu üzerine Toptan, ‘’O zaman savcılara, mahkemelere lüzum yok. Burada ilamı keselim, altına mührü basalım. TBMM olarak ‘mahkûmiyet ya da beraat kararı verdik’ diyelim. O ibareyi kullanmıyorum, kimse de kullanamaz’’ dedi. Köksal Toptan, Ergenekon isminin kutsal olduğunu belirterek, bu ismi savcılar ya da mahkemelerin vermediğini, birisinin söylediğini kaydetti. Toptan, davanın sonucunun herkesçe merak edildiğini ve bu sürecin de çok fazla tartışılmaması gerektiğini bildirdi. ‘’Geçmiş yıllarda devlet içerisinde böyle bir yapılanmayı sezip sezmediği’’ sorulan Toptan, ülke gündeminde bu konudaki şikayetlerin hep var olduğunu söyledi. Köksal Toptan, ‘’Bugünkü gelişmeler, o geçmiş tartışmalarla ne kadar bağlantılı... Bu konuda tespit yapmak için erken. Ama geçmişteki birtakım olayların da bu vesileyle aydınlanabileceği ümidini taşıyorum’’ diye konuştu. Sıfırdan, yeniden bir Anayasa yapma hayali olduğunu belirten Toptan, ‘’Bunun için bir yasa çıkarmamız ve bu yasayla da Anayasa yapımcısı bir Meclis kurmamız lâzım. 150 kişilik bir Meclis düşünülebilir. Bunun 100’ü seçimle gelebilir. Diğerleri, çeşitli sivil toplum örgütleri ve kamu kurumlarının temsilcisi olarak gelir ve ‘2 yıl içinde bir Anayasa yap’ denir. Türkiye’ye böyle bir modern Anayasa yakışır diye düşünüyorum’’ dedi. TBMM Başkanı Toptan, devletin zirvesinde bir gerilimin olabileceğine kesinlikle inanmadığını belirterek, ‘’Çünkü devletin zirvesinde herkes sorumluluğunun idraki içerisindedir. Devleti yönetenlerin birbirine küs ve dargın olması düşünülemez’’ dedi. Köksal Toptan, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması yolunu açan yasal düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olup olmadığının sorulması üzerine, ‘’Onu bilemem, oraya intikal ederse, onu Haşim Kılıç ve arkadaşları tayin edecek’’ dedi.
“DARBE RİSKİ YOK’’
TBMM Başkanı Toptan, ‘’Bir darbe riski var mı?’’ sorusunu cevaplarken, ‘’Yok. Bütün tartışmalara baktığımız zaman, herkes birtakım eleştiriler yapıyor. Ama ondan sonra herkes gelip bir noktada duruyor, o durduğu nokta, demokrasidir’’ diye konuştu. Darbe mağduru bir siyasetçi olduğu hatırlatılarak, ‘’Darbecilerin yargılanması’’ ile ilgili soru sorulan Toptan, 27 Mayıs 1960 ihtilâlinde lise öğrencisi olduğunu belirterek, o ihtilalde ailesinin çok sıkıntı çektiğini söyledi. Köksal Toptan, 12 Eylül Anayasasının kabul edilmemesi için çok çabaladıklarını ifade ederek, ‘’1982 Anayasasını kabul etmeseydik, o zaman, ciddî şekilde demokrasiye geçmiş olabilecektik’’ dedi. Köksal Toptan, başka bir soru üzerine, Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılması halinde kimsenin yargılanmayacağını ifade etti.
“SONUCUNU BEKLİYORUM’’
“İrtİca eylem planı, belge midir, yoksa kâğıt parçası mıdır?’’ sorusunu da cevaplayan Toptan, ‘’Ben işin sonucunu bekliyorum. Belgeyse Türkiye’nin geleceği açısından bir endişem olmaz ama üzülürüm. Bu belge doğru değilse, o zaman belki daha çok üzülürüm. Çünkü sahte ise kâğıt parçası ise o zaman bunu ortaya koyanların kötü niyeti var demektir.Kurumlar arası çatışmayı sağlamak gibi bir hedefleri var demektir. O daha kötü. Devlet, eninde sonunda bu işin doğrusunu ortaya çıkaracaktır’’ şeklinde konuştu. |
03.07.2009 |
Sular çekilince mühimmat ortaya çıktı |
Bursa’nIn Gemlik ilçesinde, Karsak Deresi’nde, dere sularının çekilmesi üzerine, değişik çap ve ebatlarda 263 tabanca mermesi bulundu. Alınan bilgiye göre, Parsbey Mahallesi Karsak Deresi’nde mühimmat bulunduğu ihbarını alan güvenlik güçleri, yaptıkları incelemede dere yatağında suların çekilmesiyle çıplak gözle görülebilen tabanca mermilerinin bulunduğunu belirledi. İncelemede, 150’si üç adet 50’lik plastik muhafazası içerisinde olmak üzere bulunan toplam 152 adet 9,65 mm çapında, ‘’Smith Wesson’’ marka tabancaya ait olduğu sanılan üzerinde ‘’SW 9,65 mm MKE’’ ibaresi yazılı olan kullanılmamış mermi, 3 adet aynı çap ve ebatlarda ‘’küt mermi’’ tabir edilen ‘’Smith Wesson’’ marka tabancaya ait olduğu düşünülen ve üzerinde ‘’WW 38 SPECIAL’’ yazısı bulunan mermi, 25’lik iki plastik muhafazası içerisinde 10 adet üzerinde GECO ibareli 7,65 mm çaplı tabanca mermesi ve 98 adet üzerinde 7,65 mm çaplı kullanılmamış tabanca mermisi olmak üzere toplam 263 adet merme bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. |
03.07.2009 |
Kayıp baba ve oğul için 2 mezar açılıyor |
DİyarbakIr’da 1997 yılından itibaren kayıp oldukları belirtilen Sadık Ulumaskan ve oğlu Seyithan Ulumaskan için Lice ilçesinde 2 mezarın açılmasına yönelik çalışma başlatıldığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, bir süre önce İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Serdar Çelebi’nin yaptığı başvuru üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Dibek köyü yakınlarındaki mezarlıkta dün sabah kazı başlatıldı. Kazı çalışmasını İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erbey ile Avukat Çelebi de izledi. Söz konusu mezarlardaki cesetlerden örnek alınarak, kayıp kişilere ait olup olmadıkları belirlenecek. |
03.07.2009 |
Diyarbakır Adliyesinde 3 personele gözaltı |
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının alimatıyla Diyarbakır Adliyesi Adlî Emanet Birimi Müdürü ve 2 personelinin gözaltına alındığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, İstanbul’da yürütülen bir uyuşturucu operasyonu kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Birimi Müdürü ve 2 personeli gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi ekiplerince gözaltına alınan 3 adliye personelinin, soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul’a gönderileceği öğrenildi. |
03.07.2009 |
Okuyabilmek için tarlaya gidiyorlar |
BİTLİS ve ilçelerinde okulların kapanmasıyla tarlalarda çalışan çocuk sayısında büyük artış görüldü. Türkiye’de milyonlarca öğrenci tatil için başka illere giderken, Bitlis’in Güroymak ilçesine bağlı Kaleli, Yamaç, Üzümveren, Taşüstü, Güzelli, Gölbaşı ve Özkavak Köylerinde çocuklar, şimdiden 2 ay sonra başlayacak okul ihtiyaçlarını karşılamak için tarlaların yolunu tuttu. Yaptıkları işin niteliğine göre günlük 10 ya da 15 TL kazanabilen çocuklar; yonca, tütün ve buğday tarlalarında sabahtan akşama kadar güneşin altında çapa sallıyorlar. İlkokul 3. sınıf öğrencisi Yusuf Çalım, okulların 1 ay önce tatile girdiğini ama tarla eğitimlerinin daha yeni yeni başladığını ifade etti. Çalım, “Aslında biz okuldayken tatil yapıyoruz. Okul kapanınca tarlada çalışıyoruz. Tatilde çalışarak hem okul harçlığımız çıkıyor hem de ailemize yük olmuyoruz” dedi. Her sabah okula gider gibi tarlaya gittiğini anlatan Çalım, akşama kadar çalışıp kazandığı parayı babasına götürdüğünü dile getirdi. Kazandığı parayla evin ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Çalım, küçük kardeşlerinin de büyüdüğünde kendisi gibi tarlada çalışacağını, çünkü başka seçeneklerinin bulunmadığını söyledi. Çalım, okulların tatil olmasıyla, sanıldığının aksine iş yükünün daha fazla arttığını belirterek, “Okul tatile girmeden önce de Cumartesi ve Pazar günleri yonca tarlasında ot biçiyordum. Haftada 2 gün yaptığım ot biçme işini şimdi her gün yapacağım. Bu işte ne kadar kazanacağınız hiç belli olmuyor. Bazen çok iyi çalışıyorum, iyi kazanıyorum bazen de yorgun oluyorum az kazanıyorum” diye konuştu. ONUR BELGESİNE SEVİNEMEDİ Kavakbaşı beldesinde ikamet eden 7. sınıf öğrencisi Ahmet Sarı ise okuldayken aldığı takdir ve onur belgelerine sevinemeden kendisini buğday ve yonca tarlasında bulduğunu anlattı. Kendisi gibi 7 kardeşinin de tarlalarda çalıştığını belirten Sarı, babasının kazandığı paranın aileye yetmediğini, bu yüzden okuyan kardeşlerinin de harçlıklarını çıkarmak için çalıştığını dile getirdi.
YENİ DOĞAN KARDEŞİNE BAKIYOR Tatil boyunca tarlada çalışmak zorunda kalan 11 yaşındaki Sakine Toprak da annesinin sabah erkenden tarlaya gittiğini belirterek, “Ben de annemle birlikte çalışıyorum. Ayrıca, yeni doğan kardeşim var, onun da bakımını yaparak anneme yardımcı olmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu. |
03.07.2009 |
Ağaoğlu’ndan adakule sözü |
AĞAOĞLU Şirketler Grubu, Ataşehir’de inşa edeceği 4 bin konut büyüklüğündeki My Towerland’in tanıtımını yaptı. Ataşehir’de 3 bin 636 konutluk My World’ün yapımını tamamlayan Ağaoğlu Şirketler Grubu, doğu Ataşehir’de inşa edeceği My Towerland’in tanıtımını yapmak için bir basın toplantısı düzenledi. Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, gelen yüksek talep sebebiyle 4 bin konut büyüklüğünde olacak My Towerland’in lansmanını erkene çektiklerini açıkladı. Bu projeyle binlerce insana da iş ve istihdam imkânı sağlandığının altını çizen Ağaoğlu, bir soru üzerine projede yüksek teknoloji kullandıklarını belirterek, buna rağmen, piyasa şartlarına bakıldığında ne kadar cazip fiyatlar sunduklarının anlaşılacağını kaydetti. Toplam 285 bin metrekare arazi üzerine kurulacak ve mimarî konsept olarak yüksek binalardan oluşacak My Towerland’in toplam inşaat maliyetinin 600 milyon TL’yi, ilk etabı Sky Towers’ın ise 70 milyon TL’yi bulması bekleniyor. Mimari konsepti Ağaoğlu’nun mimar ve tasarımcıları tarafından hazırlanan My Towerland’de öncelikli olarak 420 konuttan oluşan “Sky Towers” etabı satışa sunuluyor. |
03.07.2009 |
İstanbul’da asfaltlama çalışmaları gece yapılacak |
İSTANBUL’DA yol asfaltlama çalışmaları, trafiği aksatmamak için ‘’taşımalı sistem’’le gece yapılacak. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, trafik sirkülasyonu çok yüksek olan İstanbul’da trafiği aksatmamak için çalışmaların saat 23.30’da başlayacağı ve sabah saat 05.30’a kadar devam edeceği, gece çalışmalarında özel aydınlatma, ışıklı trafik yönlendirme işaret ve levhaları kullanıldığı belirtildi. Haliç-Çobançeşme kavşağı arası gidiş-dönüş olarak belirlenen birinci güzergahta asfalt çalışması, Haliç Köprüsü’nden Avcılar istikametine doğru önceki gün akşam başladı. Açıklamada, taşımalı sistemle yürütülecek çalışmalarda, gece TIR’larla bölgeye götürülecek iş ekipmanlarının sabahları alınacağı, çalışma yapılan süre dışında bölgede hiçbir iş ekipmanının bulunmayacağı aktarıldı. Çalışma süresince trafiğin yan yollardan verileceği, yan yol olmayan yerlerde ise çalışmaların trafiğin kısmi olarak kapatılmasıyla sürdürüleceği ifade edilen açıklamada, Haliç Köprüsü-Çobançeşme asfaltlama çalışmalarının 10 Ekim 2009’da bitirileceği duyuruldu. Açıklamada, Zincirlikuyu-Haliç Köprüsü arası gidiş-dönüş olarak belirlenen ikinci güzergahtaki asfalt çalışmasına da 6 Temmuz’da Zincirlikuyu tarafından başlanacağı aktarılarak, çalışmanın Avcılar istikametine doğru yapılacağı kaydedildi. |
03.07.2009 |
Küçük muhabirler çocuk haklarını anlatacak |
DİYARBAKIR’DA bir grup çocuk, ‘’Halka Tatlı’’ adıyla aylık gazete çıkardı. GAP kapsamındaki 9 ilde sosyal refahın artırılması, yoksulluk, göç, işsizlik ve şehirleşme gibi sosyal sorunların giderilmesi için yerel dinamikleri harekete geçirmek üzere uygulanan Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce başlatılan ‘’Çocuk Kulübü Projesi’’, geleceğin muhabirlerini hazırlıyor. Proje kapsamında 12-15 yaş grubundaki 12 çocuk, eğitmenleri eşliğinde Diyarbakır’ın sevilen tatlılarından esinlenerek ‘’Halka Tatlı’’ adıyla aylık gazete çıkardı. Bir yıl sürecek projede çocuklar, akranlarına, kendileriyle ilgili haberlerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki hükümler ve benzeri konularda bilgi verecek. Bin adet basılan gazete, çocuklarla ilgili çalışma yürüten kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarına dağıtılacak. Sosyal Hizmetler İl Müdürü Oktay Taş, projeyle, ‘’çocuk haklarının çocuklar tarafından akranlarına anlatılmasının’’ hedeflendiğini söyledi. Taş, ‘’İl İnsan Hakları Kurulu toplantısına, 2 çocuğumuz temsilci olarak davet edildi. Türkiye’de ilk kez çocuklar böyle bir toplantıya davet edildi. Proje, çocuklarımızın psiko-sosyal gelişimlerine ciddi katkı sağladı’’ dedi. |
03.07.2009 |
Nargile ile sigara yasağını delmeye çalışıyorlar |
SİGARA ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, nargilenin de bir tütün ürünü olduğunu belirterek, kahvehane ve restoran gibi tüm kapalı alanlarda uygulanacak yasak kapsamı dışında bırakılamayacağını söyledi. Dağlı, yaptığı açıklamada, 19 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe girecek kapalı alanlarda sigara yasağını engellemek için çeşitli oyunlar oynanmaya devam ettiğini söyledi. Klima uygulaması, İspanya modeli, organik sigara senaryolarından sonra bir yeni oyunun da nargile ile sergilendiğini ifade eden Dağlı, “Nargile üreticileri, yasak kapsamında kalmamak için aromalı tütün ürünlerini, tütün ürünü değilmiş gibi pazarlayarak kamuoyunu yanıtlmaya çalışıyor” dedi. Sigara yasağını engelleme girişimlerinde organik sigaradan sonra aromalı tütün ürünlerinin de sigara yasağı kapsamı dışında kalmaya çalıştığını anlatan Dağlı, “Ancak, Dünya Sağlık Örgütü nargilenin ve nargile tütününün bütün tütün ürünleri gibi denetlenmesi gerektiğini bildirmiştir. Sigara yasakları uygulamalarının nargile işletmelerini de kapsamasını talep etmiştir. 19 Temmuz’da yürürlüğe girecek yasa bu nedenle nargile içilen alanları da kapsamaktadır” diye konuştu. |
03.07.2009 |
Nüfus kayıtlarına “kadın,” “erkek” yazılınca |
AYDIN’IN Söke ilçesinde, Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) düzenlemeleri sırasında nüfus kayıtlarına yanlışlıkla ‘’erkek’’ olarak işlenen 19 yıllık evli, 2 çocuk annesi kadın, büyük sıkıntı yaşıyor. Gönül Purçu (36), yaptığı açıklamada, 2007’den sonra her yıl polislerin evine geldiğini ve ‘’asker kaçağı’’ olarak kendisini karakola çağırdığını veya götürdüğünü söyledi. Polislerin de karşılarında kadın görünce şaşırdığını anlatan Gönül Purçu, şöyle konuştu: ‘’Kadın olduğumu görünce tabiî serbest bırakıyorlar. 3 yıldır karakola gidiyorum. Asker kaçağıymışım. Başvurmama rağmen hâlâ nüfustaki cinsiyetimi değiştirmediler. Konuyu bilenler, sokakta ‘Şafak kaç’, ‘Tertip nasılsın’, ‘Merhaba asker’ diyorlar. Benim de çocuklarımın da eşimin de psikolojisi bozuldu.’’ |
03.07.2009 |
Hatay’da 2 askerî araç devrildi: 12 yaralı |
HATAY'IN Kırıkhan ve Yayladağ ilçelerinde 2 askerî aracın devrilmesi sonucu, 12 asker yaralandı. Alınan bilgiye göre, Güzelce Jandarma Komutanlığında görev yapan askerleri taşıyan araç, Kırıkhan ilçesinin Karaçağıl Köyü yakınlarında şarampole yuvarlandı. Kazada, 5 asker yaralandı. Yaralı askerler, Kırıkhan Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Yayladağı Gümrük Kapısı yakınındaki Kesep mevkiinde sınır karakoluna mutfak malzemesi götüren askeri arazi aracı da freninin boşalmasıyla yoldan çıkarak, şarampole yuvarlandı. Devrilen araçtaki 10 askerden 7’si hafif yaralandı. Bu arada alev alan araçtaki mutfak tüpünün yol açtığı yangın Yayladağı itfaiyesi tarafından söndürüldü. Yaralı erler Yayladağı Sağlık Ocağı’ndaki tedavinin ardından taburcu edildi. |
03.07.2009 |
TRT’den 4 yeni radyo |
TRT'NİN yeni radyoları ‘’Ankara Radyosu’’, ‘’TRT Nağme’’, ‘’TRT Türkü’’ ve ‘’TRT Avrupa FM’’ yayın hayatına başladı. TRT Ankara Radyosu’nda düzenlenen törene Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da katıldı. TRT’nin, televizyon yayıncılığında olduğu gibi radyo yayıncılığında da hep ‘’lokomotif rol’’ üstlendiğini dile getiren Arınç, TRT’nin kendisini sürekli yenilediğini ve kaliteli yayınından hiç taviz vermediğini belirtti. Arınç, TRT’nin yatırım yaparak radyo yayıncılığını her zaman özel sektörün bir adım önünde tuttuğunu ifade ederek, şunları söyledi: ‘’Bugün TRT bünyesinde bulunan Türkiye radyoları 5 bölgeden, tam 9 radyodan ve 10 kanaldan yayın yapmaktadır. Türkiye’nin sesi radyosu 30 dilden dünyaya ulaşmaktadır. Bu radyolara ek olarak 1 Nisan 2009’da Kürtçe yayın yapan TRT 6 radyosu yayına başlamıştır. Bugün 100 yıllık bu tarihi yayıncılığa 4 yeni radyo kanalı ile devam edeceğiz. Şehir radyosu niteliğindeki ‘Ankara Radyosu’, 24 saat Türk Sanat Müziği yayını yapacak olan ‘TRT Nağme’, yine 24 saat kesintisiz Türk Halk Müziği yayını yapacak olan ‘TRT Türkü’ ve internet üzerinden yayın yapacak olan ‘TRT Avrupa FM’ radyoları TRT’nin kaliteli yayını ile dinleyicisiyle buluşacak.’’ |
03.07.2009 |
Malatya’da deprem |
MALATYA’DA, merkez üssü Pütürge ilçesi olan 2,7 büyüklüğünde hafif şiddetli bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi’nden edinilen bilgiye göre, hafif şiddetteki depremin merkez üssünün Pütürge ilçesi olduğu öğrenildi. Dün saat 07.18’de kaydedilen ve şiddeti 2,7 olarak ölçülen depremin, yer yüzeyinin 5.4 kilometre altında meydana geldiği belirtildi. |
03.07.2009 |
Diyanet, hacı adaylarını bilgilendirecek |
DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, yaptığı açıklamada hac organizasyonunda vatandaşların irşat ve eğitimlerinin önem taşıdığına dikkat çekerek, vatandaşların hayatında bir kez kutsal yolculuğa çıktığını, dolayısı ile tam donanımlı ve bilgili gitmelerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Bu çerçevede, bu yıl ilk kez her ilden yeteri kadar görevliyi hizmet içi kursa alacaklarını kaydeden Karaman, “Yani öncelikle, hacıları eğitecek kişileri eğiteceğiz. Hacılarımıza, illerde hac ve umre ile ilgili kurs verecek elemanları, hizmet içi eğitim kursuna alıyoruz. Kurs, 2 -5 Temmuz tarihleri arasında Bolu’da yapılacak” bilgisini verdi. Söz konusu eğitimin ilk kez yapıldığına dikkat çeken Karaman, seminer çerçevesinde bay ve bayan hacı adaylarının eğitim için erkek ve kadın eğitimciler çağrıldığını aktardı. Uygulamanın ilk defa gerçekleştirildiğini belirten Karaman, şöyle devam etti: “Hacılarımızı eğitmek için her ilden müftü, müftü yardımcısı, vaiz düzeyinde 145 eleman; bayan hacıları ise hac ile ilgili özel konularda bilgilendirmek üzere illerden bayan müftü yardımcısı, bayan din hizmetleri uzmanı ve bayan vaize olmak üzere 75 kişiyi kursa çağırıyoruz.” Hacda koruyucu hekimlik ve sağlıkla ilgili önlemlerin önemine dikkat çeken Karaman, sağlıkla ilgili önlemlere Türkiye’den başladıklarını ve hac boyunca devam ettiklerini kaydetti. Bu anlamda, eğitim seminerine daha önce hac deneyimi olan 75 kadar da hekim çağırdıklarını ifade eden Karaman, söz konusu hekimlerin illerde bizzat hacı adaylarına sağlıkla ilgili bilgi vereceklerini aktardı. Karaman, doktorlara hac yolunda neyi anlatacaklarına yönelik ayrıca bir program verilecek, Bolu’da bunun çalışmasının yapılacağını söyledi. |
03.07.2009 |
Fazla kilolar beyni de etkiliyor |
ABD’de yapılan bir araştırmada, obezitenin sebep olduğu diğer sağlık sorunlarına ek olarak insan beynini de olumsuz etkilediği belirlendi. ABD’de Pittsburg Üniversitesi tarafından yürütülen ve internette yayımlanan araştırmada, obez kadınların özellikle menopoz döneminin ardından, normal vücut ağırlığında olanlara oranla daha fazla gri hücre kaybettiği belirtildi. ‘’Sağlıklı Kadın Çalışması’’ adı verilen araştırmada, yıllar içinde deneklerin beyinlerindeki gri ve beyaz bölgeler incelendi ve kilo almayla ‘’insan zekâsının sırrı’’ olarak kabul edilen gri hücreler arasında bağlantı ortaya çıkarıldı. Araştırma ayrıca, bu bağlantının doğru orantılı şekilde geliştiğini de gözler önüne seriyor. Çalışmaya göre, en fazla kilo alanlar, en fazla gri hücre kaybedenler oluyor. Araştırmayı yürüten Pittsburg Üniversitesinden Dr. Isabella Soreca, internette yaptığı değerlendirmede, çalışmanın küçük çapta olmasına karşın, gelecek çalışmalara önemli zemin oluşturduğunu belirterek, başka faktörleri olabildiğince devre dışında bırakabilmek amacıyla deneklerin yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıkları bulunmamasına özen gösterildiğini vurguladı. Kilo almaya bağlı olarak kan basıncının ve vücuttaki glikoz hassasiyetinin değiştiğini, bunun da insan beyni üzerinde etkileri olduğunun bilindiğini ifade eden Soreca, üzerinde çalıştıkları gruptaki kadınların ise kilolu olmalarına karşın hiçbir sağlık problemleri bulunmadığını, buna rağmen yine de gri hücre sayılarında azalma görüldüğünü belirtti. Soreca, sağlıklı da olsa kilo alan kadınların gri hücre kaybının, ‘’diğer faktörlerden bağımsız olarak, şişmanlığın kendi başına beyni etkilediği’’ gerçeğini ortaya çıkardığını kaydetti. Öte yandan, araştırma sonuçlarının, yani gri hücre kaybının, kişinin günlük hayat aktivitelerinde, algısında bir değişikliğe sebep olup olmadığı ise bilinmiyor. İnsan beyni, gri ve beyaz hücrelerden oluşuyor. Gri maddeler beyin hücreleri, beyaz madde ise hücrelerin birbiriyle iletişim kurmasını sağlayan kablolar olarak kabul ediliyor. Beyin, bilimin sırlarını tam olarak çözemediği bir organ olma özelliğini korusa da insan zekâsı üzerinde etkili olanın beynin hacmi değil, gri hücrelerin oran ve dağılımı olduğu kabul ediliyor. |
03.07.2009 |
Bu karadelik, Güneş’ten 500 kat fazla kütleli |
Uzayda, Güneş’ten 500 kat daha fazla kütleye sahip bir kara deliğin bulunduğu kaydedildi. Nature dergisinde dün yayımlanan bir araştırmada, kara deliğin Avrupa Uzay Ajansının uydusu XMM-Newton tarafından tesbit edildiği belirtildi. Araştırmada, bu yeni tip kara deliğin “süperkütleye” sahip kara delikler zincirinin “kayıp halkasını” teşkil ettiğinin düşünüldüğü kaydedildi. Kütlesi birkaç milyon Güneş kütlesiyle birkaç milyar Güneş kütlesi arasında değişen süperkütleli kara delikler çoğu galaksinin merkezinde bulunuyor. Araştırmayı yapanlardan ve Toulouse’daki uzay ışınımı araştırmalar merkezinde görevli Fransız astrofizikçi Didier Barret’ye göre, süperkütleli kara deliklerin nasıl oluştuğu bilinmiyor. Barret, “Bir varsayıma göre bu tip kara delikler daha küçük kara deliklerin bir araya gelmesinden de ortaya çıkmış olabilir” diye konuştu. Araştırmaya göre, HLX-1 adı verilen kara delik Dünya’ya 290 milyon ışık yılı uzaklıkta, ESO 243-49 adlı galaksinin çevresinde bulundu. (1 ışık yılı = 9.500 milyar kilometre). Kara deliğin son derece parlak X ışınları yayan bir kaynak olarak tesbit edildiği belirtildi. Fransız uzay araştırmaları merkezi ve İngiliz Leicester Üniversitesi yayımladıkları bildiride, HLX-1’in X ışınlarının parlaklığını “olağanüstü” olarak nitelendirdi. Bildiriye göre, parlaklık Güneş’in parlaklığından 260 milyon kat daha fazla. Bilim adamları, maddenin kara deliğe düşerken ısındığını ve yutulmadan evvel X ışınları yaydığını kaydetti. Uluslar arası bilim insanlarından oluşan bir ekip, HLX-1’i, Kasım 2004 ve Kasım 2008 arasında XMM-Newton teleskobuyla yaptığı gözlemler sonucu buldu ve X ışınlarının tek kaynağı olduğunu gösterdi. Kara delik astrofizikte, çekim alanı her türlü maddî oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisim. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak niteleniyor. |
03.07.2009 |
Ay’da uranyum varmış |
Ay’a gönderilen sonda Kaguya tarafından yapılan analizler sonucunda Ay’da en ağır tabiî element olan uranyumun varlığına ilişkin bulguların ilk defa belirlendiği bildirildi. Bir grup Amerikalı ve Japon bilim adamının çalışmalarının sunulduğu ve Teksas’ta yapılan Ay ve gezegenlerin incelenmesine ilişkin 40. konferansta, Kaguya’nın gama ışınlı spektrometresi ile edinilen verileri değerlendirildi. Konferansta, en modern gama ışınlı spektrometre ile donatılan Kaguya’nın Ay’da uranyum dışında toryum, potasyum, oksijen, magnezyum, silisyum, kalsiyum, titanyum ve demir gibi elementlerin de izine rastladığı belirtildi. Daha önce, Apollo Projesi ve “Lunar Prospector” (Ay Madencisi) uzay aracı vasıtasıyla Ay haritasının oluşturulması denemesinde Ay yüzeyindeki maddeler tesbit edilmeye çalışılmış ve çok az element belirlenmişti. Ay araştırmaları projesindeki Gezegen Bilimleri Enstitüsü bilim adamlarından Robert Reedy, edinilen son bulguların Ay’ın kökeni, evrimi ve madde yapısının daha iyi anlaşılması için yararlı olacağını ve sonraki projelerde yüzeydeki maddelerin araştırılmasına da yardımcı olacağını vurguluyor. İsmini geleneksel bir Japon hikâyesindeki bir prensesten alan ve ana uzay modülüne bağlı iki uydudan oluşan Kaguya sondası, Ay’ın ayrıntılı haritasını çıkarmak, Ay toprağındaki mineral ve diğer elementlerin dağılımını belirlemek, toprak yüzeyi ve alt katmanların yapısını incelemek için fırlatılmıştı. |
03.07.2009 |
Akrepli kargo |
Hong Kong’dan Polonya’nın Wroclav şehrindeki bir adrese postalanan paketten 39 akrep çıktığı bildirildi. Polonya gümrük müdürlüğü sözcüsü, Wroclav’da yaşayan Polonyalı bir öğrencinin adresine gönderilen paketteki akreplerden 32’sinin canlı olduğunu, akreplerin boyunun iki ila üç santimetre olduğunu belirtti. Çağrılan veterinerin verdiği bilgiye göre, akreplerin orta derece zehirli olan Mesobuthus martensii türü olduğu belirtildi. Canlı kalan akreplerin hayvanat bahçesine gönderileceği açıklandı. Polis tarafından sorgulanan öğrencinin amatör bir koleksiyoncu olduğu bildirildi. |
03.07.2009 |
Unutulmaya yüz tutan Demir tatlısı |
OsmanlI Mutfağı Araştırmacısı Priscilla Mary Işın, Anadolu’nun en eski tatlarından demir tatlısının, Osmanlı topraklarından önce İtalya’ya, sonra da bütün dünyaya yayıldığını söyledi. Işın, yaptığı açıklamada, demir tatlısının lokantalarda, pastahanelerde yapılabilecek bir tatlı çeşidi olduğunu, tatlının en çok Erzurum’da yapıldığını anlattı. Tatlıyı Erzurum’daki lokantalarda bulamadığını, sorduğunda da, demir tatlısının evde yapılan bir tür olduğunu söylediklerini dile getiren Işın, ‘’Ancak bu çok zor bir tatlı değil. Lokantalarda da yapılabilir. Bu tatlı özel bir demirle yapılır. Erzurum’a gidince, eski demir kalıpları bulmak istedim. Ancak Erzurum’da evlerde herkes eski demirleri atmış. Bugün yeni ve kara sactan yapılan bir demir kullanıyorlar’’ dedi. Tatlının Anadolu’da yüzyıllara dayanan bir geçmişinin olduğunu hatırlatan Işın, Kilitbahirli Mahmud Nedim’in 1900 tarihli yemek kitabında Doğu Anadolu mutfağına ait tarifler arasında, demir tatlısının da bulunduğunu kaydetti. Işın demir tatlısını şöyle tarif ediyor: “Demir tatlısı, geometrik şekilli dökme demir kalıplara dökülen suluca kıvamda yumurtalı bir hamurdan yapılır. Bir tencerede kızdırılan sade yağ veya sıvı yağa bu kalıplardan biri sokulup ısıtılır, sonra sulu hamura kalıp batırılır ve tekrar yağa sokulur. Bir kaç saniye sonra kalıbın şeklini almış hamur, kalıptan düşer. Pembeleşince yağdan çıkarılır, üzerine pudra şekeri veya şerbet atılır. Hafif, nefis ve görünümü hoş bir tatlı olur.” |
03.07.2009 |
İsviçre’de minare referandumu yapılacak |
Nüfusunun yaklaşık yüzde 4’ünü Müslümanların oluşturduğu İsviçre’de yeni minare inşasının yasaklanmasına ilişkin referandum 29 Kasımda yapılacak. Referandumun tarihini hükümet yaptığı açıklamayla duyurdu. İsviçre Halk Partisi ve Federal Demokratik Birlik partilerinden bir grup politikacı, bu konuda referandum düzenlenmesini sağlayacak yeterli imzayı geçen yıl toplamıştı. İsviçre hükümeti ise uluslar arası insan hakları ve İsviçre anayasasını ihlâl anlamına geleceği, ayrıca dinler arası gerginliğe yol açabileceği için yasağa karşı çıkıyor. 300 bin dolayında Müslümanın yaşadığı İsviçre’de yüzlerce cami olmasına rağmen, camilerin çok azında minare bulunuyor. Yasağı isteyenler, minarelerin dini gerekliliği olmadığını, ancak İslâmî gücün sembolü olduğunu iddia ederek, bunun ülkedeki anayasal dinî özgürlüğe zarar verdiğini öne sürüyor. |
03.07.2009 |
500 yılda, 869 türün nesli tükendi |
UluslararasI Doğayı Koruma Birliğinin hazırladığı rapora göre geçen 500 yıl içerisinde 800’den fazla hayvan ve bitki türünün nesli tükendi. Raporda, 16.928 türün tükenme tehlikesi altında bulunduğu kaydedildi. Bunlar arasında hem karada hem de suda yaşayabilen (amfibi) türlerin üçte biri, kuş türlerinin sekizde biri ve memelilerin yaklaşık dörtte biri bulunuyor. Rapora göre 1500 yılından itibaren 869 türün nesli tükendi. 290 türün ise tükenmek üzere olduğu veya muhtemelen tükendiği belirlendi. 2004’te nesli tükenen türlerin sayısı 784 idi. Raporu hazırlayan Jean-Christophe Vie Reuters’a yaptığı açıklamada, ekonomik faaliyetlerin yol açtığı zarara ve “Malî çevre” ile “doğal çevre” arasındaki bağlantıya dikkati çekti. Vie, “doğa ve ekonomi" arasında bir seçim yapılmak zorunda kalınacaksa, doğanın da, ekonomi ile aynı düzeye getirilmesi, aynı şansa sahip olması gerektiğini, bunun için çaba gösterdiklerini belirtti. Vie, “İstihdam elbette ki önemli ama doğaya zarar veren istihdama da hayır” dedi. Durumun, “ekonomik krizden veya bankacılık krizinden daha vahim olduğunu” belirten Vie, “bir sanayi dalını kaybedebilirsiniz ve yerine yenisini kurabilirsiniz. Ancak doğada kaybettiğinizde, yerine yenisini koyamazsınız” diye konuştu. |
03.07.2009 |
Cenaze yıkama kursu |
Hatay’In Erzin ilçesinde kadın cenazesini yıkayacak görevli sıkıntısını aşmak için kurs düzenleneceği bildirildi. Erzin İlçe Müftüsü Mehmet Emin Eneç, ilçede kadın cenazelerini yıkayacak eleman sıkıntısı çektiklerini belirterek, bu sıkıntıyı aşmak için gönüllü kadın cenaze yıkayıcı kursu açmayı kararlaştırdıklarını söyledi. Kursu il müftülüğünün bilgisi dahilinde önümüzdeki günlerde açacaklarını belirten Eneç, ‘’Şu ana kadar 4 kişi başvurdu’’ dedi. Eneç, gönülü kadın cenaze yıkayıcılarına bir miktar ücret ödemesi yapacaklarını da söyledi. |
03.07.2009 |