Haberler |
Veli Küçük: Milliyetçi ve Atatürkçüyüm |
“Ergenekon’’ dâvâsının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Türk milliyetçisi ve Atatürkçü olduğunu söyledi. Dâvânın 91. oturumunda 17 aydır tutuklu olduğuna dikkat çeken ve artık doyum noktasına geldiğini belirten Küçük, tahliye olmasının önündeki engeller ile hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin ne olduğunun açıklanmasını istedi. 24 Şubat 2009 tarihindeki duruşmada ‘’Ben burada tutukluluğu bir ceza olarak görmüyorum. Vatanıma, bayrağıma, Atatürk’e yaptığım bir hizmet olarak görüyorum’’ diyen Ergenekon dâvâsının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük, duruşmanın talepler kısmında, savcılara ağır eleştirilerde bulundu. Küçük, 22 Mayıs 2009”daki Savcı Mehmet Ali Pekgüzel”in açıklamalarına göndermede bulunarak savcılara düşen görevin Türk Silâhlı Kuvvetleri”ni korumak değil, adaleti korumak olduğunu söyledi. Hakkındaki iddialarla ilgili gerçeklerin aydınlanmasını beklerken yeni yeni iddialarla karşılaştığını belirten Veli Küçük, “Sanki bu dâvâyı adalet yönetmiyor. Bu dâvâyı mahkeme değil örgütlenmiş basın götürüyor. 66 yaşındayım sanki bu dâvâ bitmeyecekmiş gibi geliyor.” dedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ”un gazetecilerle yaptığı toplantıdaki konuşmasına değinen Küçük, “Ertesi gün tarikat basınının bir gazetesi sekiz sütuna manşet yaptı, ‘Genelkurmay Başkanı Darbe Yapmayız’ diye. Bu dâvâ basın kanalıyla belli yerlere getirildi. Ama onlar da yan çizmeye başladı. Ama kurtulamayacaklar.” dedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel”in açıklamasına göndermede bulunan Küçük, “Savcı beyin ‘TSK içinde de suça karışan veya suça temayülü olan insanlar olabilir’ sözlerine ben de katılıyorum. Birilerinin dümen suyuna katılanların atılması lâzım. TSK bunu yapıyor. Savcı, ‘Orduyu korumak, TSK içindeki bu istismarcılara mı kaldı’ sözü ile sanıklar arasında tutuklu veya tutuksuz yargılanan Ordu Komutanı’ndan Astsubay Başçavuşuna kadar bizleri kastediyor. Her sene Yüksek Askerî Şûrâ toplantıları yapılır. Özellikle tarikatçı olanlar atılır. Ama o kararlara birileri imza atmaz. YAŞ kararları yargıya açılsın derler. Niye bunu derler çünkü o kararlarda yanlış olmaz. TSK içindeki yanlışı olanlar deşifre edilmeli. Ben diyorum ki adalet tarihinde bu kadar mesnetsiz, iddianameden çok iftiraname, Türk hukuk tarihinde ilk kez görülüyor. Savcı, TSK’yı istismar edenler kimlerdir açıklamak zorunda. Savcı açıklama yapsın. Orduyu korumanın bize mi kaldığını söylüyor. Peki savcılara mı kaldı? Savcıya düşen görev, TSK’yı korumak değil, adaleti korumaktır. Savcı eğer istifa ederse Türk adaletine büyük faydası olacaktır. Bu iddianamenin ne gibi polis ekiplerince yazıldığı, yapılan tüm soruşturmanın yasa dışı olarak yapıldığı ortadadır” diye konuştu. İstanbul / cihan KÜÇÜK, SUÇUNUN NE OLDUĞUNU SORDU 22 MayIs 2009’daki, savcıların şikayetçi olduğu “küresel çetenin yargı darbesi” ve “tarikat kültürünün savcıları” şeklindeki ifadeleri savcıların yüzüne yine tekrarlayan Küçük, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ise sık sık “Çankaya’daki şüpheli” diye bahsetti. “Kuvvetli suç şüphesi” dolayısıyla tahliye edilmediğini belirten Küçük, örneklerle hakkındaki birçok iddiaya cevap verdiğini söyleyerek, “Kuvvetli şüphe nedir onu öğrenmek istiyorum. 17 aydır içerde yatıyorum. Doyum noktasına geldim, bağışlayın Sayın Başkanım. Eğer bunlar değilse ben neden tutukluyum? Ben geçenlerde savcılığa gittim, Malatya’daki Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili ifadem alındı. Yakında ‘Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmesinde parmağı var mı?’ diye suçlayacaklar. Ben Mardin’de görev yaptım. O bölgeyi çok iyi bilirim, 44 kişinin öldüğü o köyü de biliyorum. Onu da benim üzerime yıkarlarsa hiç şaşmam. Lütfen bana savcılığın hakkımdaki kuvvetli suç şüphesini bildiriniz. Ona göre savunma yapayım. Bana deyin ki iddianamenin şurasını çürüttün, şurasını çürütemedin” şeklinde konuştu. |
28.05.2009 |