28 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

DÂVÂNIN UZAMASI İŞİ TERSİNE ÇEVİREBİLİR

Mevcut Genelkurmay Başkanının demokrasiye daha yakın olduğunu savunan eski Bakan Hasan Celal Güzel, “Darbeler silâhlı güçle oluyor. Bu nedenle Ergenekon’da asıl aranması gereken yer orası” dedi.

Dâvânın toplumda bir mutabakat oluşturamadığına da dikkat çeken Güzel, “Dâvanın uzaması seyrin terse dönmesine yol açabilir” uyarısında bulundu.

ERGENEKONCULAR KAFELERDE GEZİYOR

Güzel: “Kenan Evren sembolik de olsa yargılanabilsin. Cumhurbaşkanlığı, orgenerallik yapmış bir insanın hapis yatmasını istemem. Ama bu yaşta yargılanırsa ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olur ve Cumhurbaşkanı affeder. ‘Demek ki darbe yapanlar böyle oluyor, yargılanıyor ve ceza alıyor’ algısı oluşur. Ama şimdiki paşalar bile kafelerde geziyor.”

Sİyasetçİ ve köşe yazarı Hasan Celal Güzel, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla ‘Darbe ve Demokrasi’ başlıklı bir konferans verdi. Türkiye’de darbe tehdidinin hala devam ettiğini ifade eden Güzel, Ergenekon soruşturması ile ilgili olarak da, silahlı kuvvetlerin içinin aranması gerektiğini belirtti. Güngören Belediyesi Gençlik Meclisi tarafından organize edilen konferans, Güngören Belediyesi Köyiçi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansta, Türkiye’nin tarihi süreçte geçirdiği darbeleri anlatan Gazeteci Yazar Hasan Güzel, Cumhuriyet dönemi darbelerinin 27 Mayıs 1960 ile başladığını belirtti. Aradan 49 yıl geçmesine rağmen darbeler dönemini yaşamaya devam ettiğimizi ifade eden Güzel, “Yani darbeler başladı ama bitti diyemiyoruz. Tarih 27 Nisan 2007 ama hala muhtıra var. Adam oturup kendisi yazmışmış. Onun yazmış olduğuna inanmıyorum. O yazılmış kağıt, önüne uzatıldı ve o da imzalamak durumunda kaldı. Yoksa gitmek zorunda olacaktı. Hilmi Özkök gibi mücadele etmediği için bu onun suçsuz olduğunu göstermez” şeklinde konuştu.

Ergenekon örgütünün ortaya çıkış sürecini de aktaran Güzel, “Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin iktidara gelmesi ile birlikte darbe hazırlıkları başladı. Adlarını Erenler koydular ve mezhepçilik yapmaya başladılar. Deşifre olunca da Sarıkız ve Eldiven saçmalıkları ortaya çıktı. Ama Hilmi Özkök’ün demokratik mukavemeti ile karşılaştılar. Erdoğan hükümetinin en büyük şansı da bu oldu. Özkök Paşa, Ergenekon soruşturmasında ifade vererek hala bu demokratik duruşunu muhafaza ediyor” dedi. Güzel’in bu sözleri dinleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı. Davadan ne çıkacağının bilinmediğini ifade eden köşe yazarı şöyle konuştu: “Ergenekon’da silahlı kuvvetlerin içinin aranması gerekiyor. Darbeler silahlı güçle oluyor. Be nedenle asıl aranması gereken yer orası. Ama mevcut Genelkurmay Başkanı ve ekibi demokrasiye daha yakın. Yani Orgeneral Başbuğ’un basın toplantılarında ifade ettiği demokrasi ve hukuka saygı vurguları hem ümit hem teminat olmuştur. Ama dava toplumda bir mutabakat oluşturamamıştır. Davanın uzaması seyrin terse dönmesine yol açabilir.” İstanbul / cihan

“EVREN PAŞA SEMBOLİK DE

OLSA YARGILANMALI”

Kenan Evren ile ilgili bir soruya ise Güzel şu cevabı verdi: “Adam 93 yaşında. Allah ona uzun ömür versin ki sembolik de olsa yargılanabilir. Cumhurbaşkanlığı, orgenerallik yapmış bir insanın hapis yatmasını istemem. Ama bu yaşta yargılanırsa ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olur ve Cumhurbaşkanı affeder. Demek ki darbe yapanlar böyle oluyor, yargılanıyor ve ceza alıyor algısı oluşur. Ama şimdiki paşalar bile kafelerde geziyor.” Türkan Saylan’la ilgili ‘Saylan da darbeci miydi?’sorusuna da Güzel, “Demokrasiye karşı cephede yer aldı” diye cevap verdi.

28.05.2009


 

Veli Küçük: Milliyetçi ve Atatürkçüyüm

“Ergenekon’’ dâvâsının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Türk milliyetçisi ve Atatürkçü olduğunu söyledi.

Dâvânın 91. oturumunda 17 aydır tutuklu olduğuna dikkat çeken ve artık doyum noktasına geldiğini belirten Küçük, tahliye olmasının önündeki engeller ile hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin ne olduğunun açıklanmasını istedi. 24 Şubat 2009 tarihindeki duruşmada ‘’Ben burada tutukluluğu bir ceza olarak görmüyorum. Vatanıma, bayrağıma, Atatürk’e yaptığım bir hizmet olarak görüyorum’’ diyen Ergenekon dâvâsının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük, duruşmanın talepler kısmında, savcılara ağır eleştirilerde bulundu. Küçük, 22 Mayıs 2009”daki Savcı Mehmet Ali Pekgüzel”in açıklamalarına göndermede bulunarak savcılara düşen görevin Türk Silâhlı Kuvvetleri”ni korumak değil, adaleti korumak olduğunu söyledi. Hakkındaki iddialarla ilgili gerçeklerin aydınlanmasını beklerken yeni yeni iddialarla karşılaştığını belirten Veli Küçük, “Sanki bu dâvâyı adalet yönetmiyor. Bu dâvâyı mahkeme değil örgütlenmiş basın götürüyor. 66 yaşındayım sanki bu dâvâ bitmeyecekmiş gibi geliyor.” dedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ”un gazetecilerle yaptığı toplantıdaki konuşmasına değinen Küçük, “Ertesi gün tarikat basınının bir gazetesi sekiz sütuna manşet yaptı, ‘Genelkurmay Başkanı Darbe Yapmayız’ diye. Bu dâvâ basın kanalıyla belli yerlere getirildi. Ama onlar da yan çizmeye başladı. Ama kurtulamayacaklar.” dedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel”in açıklamasına göndermede bulunan Küçük, “Savcı beyin ‘TSK içinde de suça karışan veya suça temayülü olan insanlar olabilir’ sözlerine ben de katılıyorum. Birilerinin dümen suyuna katılanların atılması lâzım. TSK bunu yapıyor. Savcı, ‘Orduyu korumak, TSK içindeki bu istismarcılara mı kaldı’ sözü ile sanıklar arasında tutuklu veya tutuksuz yargılanan Ordu Komutanı’ndan Astsubay Başçavuşuna kadar bizleri kastediyor. Her sene Yüksek Askerî Şûrâ toplantıları yapılır. Özellikle tarikatçı olanlar atılır. Ama o kararlara birileri imza atmaz. YAŞ kararları yargıya açılsın derler. Niye bunu derler çünkü o kararlarda yanlış olmaz. TSK içindeki yanlışı olanlar deşifre edilmeli. Ben diyorum ki adalet tarihinde bu kadar mesnetsiz, iddianameden çok iftiraname, Türk hukuk tarihinde ilk kez görülüyor. Savcı, TSK’yı istismar edenler kimlerdir açıklamak zorunda. Savcı açıklama yapsın. Orduyu korumanın bize mi kaldığını söylüyor. Peki savcılara mı kaldı? Savcıya düşen görev, TSK’yı korumak değil, adaleti korumaktır. Savcı eğer istifa ederse Türk adaletine büyük faydası olacaktır. Bu iddianamenin ne gibi polis ekiplerince yazıldığı, yapılan tüm soruşturmanın yasa dışı olarak yapıldığı ortadadır” diye konuştu. İstanbul / cihan KÜÇÜK, SUÇUNUN NE OLDUĞUNU SORDU 22 MayIs 2009’daki, savcıların şikayetçi olduğu “küresel çetenin yargı darbesi” ve “tarikat kültürünün savcıları” şeklindeki ifadeleri savcıların yüzüne yine tekrarlayan Küçük, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ise sık sık “Çankaya’daki şüpheli” diye bahsetti. “Kuvvetli suç şüphesi” dolayısıyla tahliye edilmediğini belirten Küçük, örneklerle hakkındaki birçok iddiaya cevap verdiğini söyleyerek, “Kuvvetli şüphe nedir onu öğrenmek istiyorum. 17 aydır içerde yatıyorum. Doyum noktasına geldim, bağışlayın Sayın Başkanım. Eğer bunlar değilse ben neden tutukluyum? Ben geçenlerde savcılığa gittim, Malatya’daki Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili ifadem alındı. Yakında ‘Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmesinde parmağı var mı?’ diye suçlayacaklar. Ben Mardin’de görev yaptım. O bölgeyi çok iyi bilirim, 44 kişinin öldüğü o köyü de biliyorum. Onu da benim üzerime yıkarlarsa hiç şaşmam. Lütfen bana savcılığın hakkımdaki kuvvetli suç şüphesini bildiriniz. Ona göre savunma yapayım. Bana deyin ki iddianamenin şurasını çürüttün, şurasını çürütemedin” şeklinde konuştu.

28.05.2009


 

DP’den ‘bir mayın temizle üç çiçek açsın’ modeli

Demokrat Parti (DP), mayın temizleme tartışmalarına ilişkin ‘’Bir mayın temizle üç çiçek açsın’’ modelini önerdi. Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri Prof. Dr. Sinan Ülgen ve Prof. Dr. Cem Kılıç, modele ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ülgen, şunları söyledi: “Bizim önerimiz, bir kamu yatırım şirketi kurulmasıdır. Mayınlardan temizlenecek arazinin 49 yıllığına kullanım hakkı bu şirkete devredilecektir. Bu şirket ise bölgedeki kullanım hakkına sahip olduğu arazi üzerinde yapılacak yerli ve yabancı yatırımların karına ortak olacaktır. Bu şirketin hisse senetleri ise bölge halkına ve eğitime destek amacıyla bedelsiz olarak dağıtılacaktır. Bu model aslında bir dönem köprü gelirlerine endeksli tahvil olarak da gündemimize giren gelir ortaklığı modelidir. Ortaöğretime devam eden her erkek çocuğu için bir hisse, her kız çocuğu için 2 hisse ailesine verilecektir. Mayınlardan temizlenecek araziden bugünkü şartlarda elde edilebilecek tarımsal üretimin değeri 100 milyon TL’dir. Bu suretle 2015-2020 döneminde iki kız çocuğunu da okutan bir aileye yaklaşık 2 bin TL’lik bir katkı yapılmış olacaktır.’’ Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan bu modeli ‘’Mikro GAP’’ projesi olarak gördüklerini, bunun, bölgede sosyal dengenin sağlanması için bir fırsat olduğunu kaydetti. GİK Üyesi Cem Kılıç da bu model ile bölge geçliğine iş imkanının doğacağını anlattı. Ankara / aa

MAYINLAR 5 YILDA TEMİZLENECEK

Türkİye-Surİye sınırında yer alan mayınların temizlenmesiyle ilgili tartışmalar gündemde yer alırken, bu sınırda ilk mayın temizleme çalışması 2 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri’nce Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde gerçekleştirildi. Suriye sınırındaki Hatay, Kilis, Şanlıurfa, Şırnak, Mardin ve Gaziantep’te 215 bin dekar alanda bulunan yaklaşık 600 bini aşkın mayının 5 yılda temizlenebileceği belirtilirken, mayınlı bölgenin 189 bin dekarı Hazine’ye, 12 bin 979 dekarı şahıs mülkiyetine, 7 bin 96 dekarı TİGEM’e ve 5 bin 646 dekarı da Devlet Demiryollarına ait. Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten ise Suriye sınırında yaklaşık 600 bin mayın bulunduğunu, bu mayınların 75 yıllık ömrü olduğunu ve hiçbir silah veya patlayıcının bu kadar uzun ömrülü olmadığını söyledi. Mayın üretiminin, yerleştirmesinin çok kolay ve ucuz bir iş olduğunu ifade eden Öğreten, şöyle konuştu: ‘’Dünyada yılda 15-20 bin kişi mayın yüzünden ölüyor ve sakat kalıyor. Türkiye’de mayın yüzünden ölen veya sakatlananların sayısı 10 bin civarındadır. Mayın robot askerlerdir. 75 yıl aktif olarak bulunduğu yerde kalır. Temizlenmeyen mayınlar, dünyada barış dönemlerinde savaş dönemlerinden daha fazla insanın canına kıymaktadır. Mayınlar ucuz silahlardır. Bu kadar yaygın kullanılmalarının nedeni birkaç dolara mal olmaları ve 10-15 dakika içinde toprağa yerleştirilebilmeleridir. Ancak kara mayınlarının temizlenmesinin maliyeti oldukça yüksektir. Birkaç dolara yerleştirilen bir mayının temizliği için bazen bin dolar ve yüz saat harcanıyor.’’

28.05.2009


 

MAYIN BELÂSI

Türkiye-Suriye sınırında yer alan mayınların temizlenmesiyle ilgili tartışmalar devam ederken, mayınların verdiği zararlar yeniden gündeme geldi. Mayınlı arazide kaçakçıların yanı sıra bu alana giren çok sayıda çocuk da öldü.

Ortopedik Özürlüler Derneği Nusaybin Şube Başkanı Mehmet Beşir Aslan, “Patlayan mayınlar çocukların ölümüne ya da sakat kalmasına neden oluyor. Son 5 yılda mayınlı alandaki patlama sonucu sakat kalan 6 kişiyi ben biliyorum” dedi.

28.05.2009


 

Sistem üretimden caydırıyor

Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği Başkanı Pınar Eczacıbaşı, bugüne kadar uygulanan yüksek faiz politikasının ve devletin aşırı borçlanma iştahının şirketleri operasyonel kârlarının üzerinde finansal kâr elde etmeye, çabuk para kazanmaya ve üretimden vazgeçmeye ittiğini belirtti.

Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Eczacıbaşı, Türkiye’de ‘’sıcak parayla fonlanma’’ gibi çok sakıncalı buldukları bir kavram olduğunu söyledi. Türkiye Genç İş Adamları Derneği’nin (TÜGİAD) ‘’Türkiye İçin Yeni Bir Büyüme Modeli’’ başlıklı sempozyumunda konuşan Eczacıbaşı, Türkiye’de sıcak parayla fonlanma kavramını çok sakıncalı bulduklarını belirterek, ‘’Üretmek yerine yurt dışından gelen, Türkiye’nin çok kıymetli varlıklarını alıp bir çırpıda götüren sıcak para, bugüne kadar Türkiye’yi bir şekilde bir yerde tutmayı becerdi, ama dünyadaki dinamikler değiştiği anda Türkiye ekonomisinin tökezlediğini görüyorum. Türkiye sıcak para ile fonlanamaz’’ dedi.

Eczacıbaşı, Türkiye’nin mutlak suretle üretime dayalı bir büyümeye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, bugüne kadar uygulanan yüksek faiz politikasının ve devletin aşırı borçlanma iştahının şirketleri operasyonel kârlarının üzerinde finansal kâr elde etmeye, çabuk para kazanmaya ve üretimden vazgeçmeye ittiğini belirtti. Türkiye’de gelir idaresinin de yeniden yapılanması gerektiğini dile getiren Eczacıbaşı, şunları kaydetti: ‘’Maalesef bugün Türkiye’de vergi veren şirketin neredeyse cezalandırıldığını görüyoruz. Çünkü en yakın rakibi kayıt dışı ekonomi içerisinde vergi ödemiyor. Toplanan total vergi yekunu Türkiye’de vergi yükünün çok fazla olduğu resmini bize çiziyor. Bu da maalesef Türkiye’de iş yapmayı teşvik eden bir durum değil. Türkiye’de sadece doğrudan vergiler değil, endirekt olarak alınan vergiler de Türk insanının hem cebini hem de canını yakıyor. Vergilendirmede sektörel ve büyüklük olarak şirketlerin birbirinden ayrılması gerekiyor. Bakıyoruz, büyük bir bankayla, işine yeni başlamış büyük bir şirket aynı oranda vergi veriyor. Siz herkesi aynı kefeye koyduğunuz zaman Türk insanının iş yapma iştahını, hevesini ve gücünü elinden almış oluyorsunuz.’’

Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ise özel sektör ve devletin beraber çalışması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Krizde 3 milyon insan işsiz kaldı. Hiçbir hükümet böyle bir işsiz sayısına dayanamaz. O yüzden ülke özel sektörle beraber yönetilmek zorunda. İstihdamı oluşturan özel sektördür’’ ifadesini kullandı. İstanbul / aa

28.05.2009


 

İşsizlik saatli bomba gibi

Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomide olumlu beklentilerin artmasına karşın ‘’işsizliğin saatli bomba gibi durduğunu’’ belirterek, ‘’İstihdam oluşturacak tedbirler hâlâ alınamadı’’ dedi.

ASO Meclisi’nin Mayıs ayı olağan toplantısında konuşan Özdebir, küresel kriz ortamının en olumsuz etkilerinin ‘’beklentiler’’ üzerine olduğunu, krizden hiç etkilenmeyecek olanların bile harcamalarını durdurduğunu söyledi. Ancak, son aylarda üreticilerin ve tüketicilerin ekonomiye duydukları güvende hissedilir bir artış olduğuna işaret eden Özdebir, Kasım ve Aralık aylarında dip yapan tüketici ve üretici güven endekslerinin 5 aydır arttığını, sanayi üretiminin Mart’ta, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,9 azalırken, önceki aya göre yükseldiğini kaydetti. Özdebir, imalat sanayiindeki kapasite kullanımının da Nisan’da, geçen yıla göre düşmesine karşın, bir önceki aya göre arttığına işaret etti. İşsizlik oranındaki artışa işaret eden ve Şubat sonu itibariyle işsiz sayısının 3 milyon 802 bin kişiye yükseldiğini hatırlatan Özdebir, ‘’Esas saatli bomba işsizlik. İstihdam oluşturacak tedbirler hâlâ alınmadı. İnşallah bunun için gerekli yapısal değişiklikler yapılır’’ dedi.

28.05.2009


 

İstanbul fetihle dünya başkenti oldu

Fetihle birlikte İstanbul, adına şiirler ve şarkılar yazılan, iki kıtayı birbirine bağlayan, dinler arası hoşgörünün öne çıktığı “Dünya başkenti” olma yolunda önemli bir aşamayı kat etti.

Hazretİ Muhammed’in, ‘’Kostantiniye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir, onu fetheden ordu ne güzel ordudur’’ hadisine mazhar olmayı hedefleyen 2. Mehmed, fetihle birlikte ‘’Fatih’’ unvanının yanı sıra çağ açıp çağ kapatan sultan olarak tarihe geçti. Adına şiirler ve şarkılar yazılan, Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi gören, dinler arası hoşgörünün hakim olduğu kadim şehir İstanbul, fethedilişinin 556. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi tarihsel süreçte de önemini koruyan bir şehirdi. İstanbul’un siyasi ve coğrafik konumu, önemini daha da arttırmış, tarih boyunca, başta Araplar ve Osmanlılar olmak üzere defalarca kuşatılmış, ancak 1453 yılının 29 Mayıs’ına kadar başarı sağlanamamıştır. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ak, İstanbul’un bir kimliğinin olduğunu, tarih boyunca bütün devletlerin ilgisini çektiğini belirtti. Coğrafi keşifler öncesinde eski dünyanın merkezinin İstanbul olduğunu anlatan Ak, İstanbul’a sahip olanın iki denize hükmeden devlet olduğunu kaydetti. Fethin ardından 2. Mehmed’in ‘’Fatih’’ unvanını aldığını hatırlatan Ak, ayrıca Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın başladığını vurguladı. Ak, fetihten önce terk edilmiş bir şehir görünümünde olan İstanbul, fetihle birlikte hızla nüfusu artan ve nitelikli yeni sakinlerle geliştirilen büyük bir cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. İstanbul / aa

28.05.2009


 

Türkiye’ye spam yasası lâzım

Fİrmalar, ürün tanıtımlarını pahalı olan TV reklâmları, görselliği bulunmayan radyolar yerine, aynı anda 100 bin kişiye mail gönderebildikleri e-pazarlama (e-marketing) yöntemini tercih etmeye başladı.

Dünyada da hızla yayılan bu yöntem sebebiyle Türkiye’de mail adreslerinin satıldığı ayrı bir sektör oluştu. Toplu mail gönderimi yapan kişi ve yazılım şirketlerinden alınan bilgiye göre, son yıllarda hızla gelişen teknoloji ve internet kullanımı, firmaların tüketiciye farklı ama oldukça kolay yollardan ulaşmasını sağlıyor.

Birkaç yıl öncesine kadar kapıdan satış yöntemiyle her kapıyı çalan, ürününü satamasa bile tanıtma imkânı bulan firmalar, TV reklâmlarının pahalı olması sebebiyle son dönemlerde internete sarıldı. İnternet, firmalara aynı anda 150 bin kişiye ulaşma imkânı sağladı. Türkiye’de henüz yeni yeni yayılmaya başlayan e-pazarlama yöntemi ile firmalar hazırladıkları kampanyayı ya da reklâmı 150 bin kişinin e-mail adresine gönderebiliyor. Bu yöntemin Türkiye’de ilgi görmesi, mail adreslerinin satıldığı bir sektörü oluşturdu. Türkiye’de birçok kişi ya da kuruluş, elinde bulunan mail adreslerini talep eden firmalara belirli ücretlerde satıyor. Meselâ 1 milyon mail adresine gönderim fiyatı 300-4 bin TL, 20 bin adrese gönderim ise 50-150 TL arasında değişiyor. Firma sadece bir kez gönderebiliyor, ikinci gönderim için aynı ücreti ödemek zorunda kalıyor. Spam mail yollamanın ve mail toplayıp satmanın ABD’de yasak olduğunu belirten uzmanlar, Türkiye’de de derhal benzeri bir yasa çıkarılması gerektiğini aksi halde kişisel bilgi olan mail adresinin alınıp satılmaya devam edileceğini ve insanların mail adreslerinden spam temizlemekle uğraşarak zaman kaybet-meye devam edeceklerini belirtiyor. Bursa / aa

28.05.2009


 

Pardus 2009 tam sürüme az kald

ÇalIşmalarI hız kazanan Pardus 2009 işletim sisteminin sürüm takvimi, Pardus 2009 sürüm yöneticisi Onur Küçük tarafından geliştirici listesine atılan bir e-posta ile duyuruldu.

Açıklanan sürüm takvimine göre, kararlı sürümün çıkışına dek dört deneme sürümü çıkacak. Onur Küçük’ün açıkladığı sürüm takvimine göre dün çıkan Alfa sürümünün ardından, Pardus 2009 kararlı sürümü, 17 Temmuz 2009 günü kullanıcıların beğenisine sunulacak. Pardus 2009 ile gelecek yeni özellikler hakkında Pardus topluluk sitesi Özgürlükİçin.com’a konuşan Onur Küçük, yeni Plasma teknolojisi ve görsel efektlerle zenginleştirilmiş KDE 4 masaüstü ortamının yanı sıra özgün Pardus teknolojilerinin de yeni masaüstü ortamı KDE 4’e uyarlandığını söyledi. Sistem altyapısında ise yeni Linux çekirdeği sayesinde daha fazla donanıma destek vereceklerini söyleyen Onur Küçük, Ext dosya sistemi ailesinin en yeni üyesi olan Ext4 ile kullanıcıların çok daha kararlı ve performanslı bir sisteme sahip olacaklarını kaydetti. İstanbul / Yeni Asya

28.05.2009


 

Her organ belli yaşta iyi çalışıyor

İnsan vücudundaki her organ ve organ sisteminin maksimum performansa ulaşma yaşının farklı olduğu bildirildi. Cumhuriyet Üniversitesi’nde çok sayıda bilim adamının katılımıyla 7 Mayısta düzenlenen ‘’5. Ulusal Yaşlılık Kongresi’’ne katılan Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Galip Akın, yaptığı açıklamada, her insanın genetik yapısı ve çevresel şartları farklı olduğu için farklı yaşlanma özellikleri içerisinde olabileceklerini söyledi. Hatta aynı insanın vücudundaki farklı doku, organ ve organ sistemlerinin farklı biçimde yenilenebildiklerini ve maksimum güce ulaşabildikleri dönemin farklı olduğunu gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Akın, ‘’Görme keskinliği 18 yaşlarında, böbreklerin performansı ve büyük atardamarların elastikiyeti 20’li yaşlarda en yüksek değerine ulaşır’’ diye konuştu. Akın, solunuma sebep olan akciğer alveollerinin sayısının doğumda 20 milyon iken bu sayının 8 yaşında 30 milyona ulaştığını ve daha sonra artık sabitlendiğini anlatttı. İnsanın IQ’su yani zeka düzeyinin 18-25 yaşlarında en üst düzeye ulaştığını, sonra yavaş yavaş düşmeye başladığını vurgulayan Prof. Dr. Akın, ‘’Kas kitlesi ve kas kuvveti en yüksek değerine 25 yaşında ulaşır.’’ dedi. Ankara / aa

28.05.2009


 

Türk dizisi Arap turist çekiyor

700 yıllık Osmanlı köyü Cumalıkızık’ta çekilen ve bazı Ortadoğu ülkelerinde bir süre önce yayına giren ‘’Kınalı Kar’’ adlı dizinin yoğun ilgi görmesi ve bazı tanıtım çalışmaları sayesinde bu sezon Bursa’ya gelecek Arap turist sayısında yüzde 50 artış beklendiği bildirildi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Güney Marmara Bölgesel Başkanı Mehmet Akkuş, Arap turistlerin ilgisinin bu yıl dikkati çekici şekilde artış gösterdiğini söyledi. Bu yıl Bursa’yı 60 bin Arap turistin ziyaret etmesi bekleniyor. Bursa / aa

28.05.2009


 

Sigara yasağı kârı arttırır

Malatya İnönü Üniversitesi’nden Doç. Dr. Süleyman Hacıevliyagil, kapalı mekanlardaki sigara yasağının uygulanması ile işletmelerin kârının artacağını söyledi. Hacıevliyagil, 19 Temmuz’dan itibaren başlayacak sigara içme yasağı ile hem sağlığın korunacağını hem de ikram sektöründe canlanma yaşanacağını kaydetti. Kanunun, sigara içmeyen vatandaşların sağlığını korumayı amaçladığını vurgulayan Hacıevliyagil, “Sigorta bedeli, havalandırma servisi, çalışan elemanların hastalıklarından dolayı artan iş gücü kaybı ve sağlık harcamaları, iç dekorasyon temizleme ve yenileme ödemeleri önemli ölçüde düşecektir. ” dedi. Malatya / cihan

28.05.2009


 

Benzin fiyatlarına eylemli tepki

Tüketİcİler Birliği Konya Şubesi üyeleri, 1 liralık benzin almaya çalışarak benzin fiyatındaki artışlara tepki gösterdi. Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç ve birlik üyeleri bir akaryakıt istasyonuna araçlarıyla gelerek, 1 liralık benzin almak istedi. Akaryakıt istasyonu görevlisinin 1 liralık benzin veremeyeceğini söylemesi üzerine, depoya 3,5 lira tutarında en düşük pompa miktarı olan 1,12 litre benzin koyuldu. Dinç, bu eylemle, tüketicinin satın almada miktar tercihi özgürlüğünü uygulamak ve 1 lira ile ne kadar yakıt alabileceklerini görmek istediklerini belirtti. Petrol piyasasındaki bütün olumlu göstergelere rağmen Türkiye’de akaryakıt fiyatlarında artış yaşandığını iddia eden Dinç, ‘’petrol fiyatlarının sürekli yükselmesini, tüketicinin mecburiyetini kötüye kullanan firmaların yüksek kar arzusuna, vergilere ve EPDK’nın denetimsizliğine bağlıyoruz’’ dedi. Tüketicinin cebinde firmaları zengin edecek, devletin bütçe açıklarını kapatacak para kalmadığını ifade eden Dinç, şunları kaydetti: ‘’Trafikte araç sayısındaki azalmanın temel nedeni bu zamlardır. Vergilerde yapılacak iyileştirme politikası, firmaların fahiş kardan vazgeçmesi ve EPDK’nın yapacağı fiyat ve kalite denetimleri ile Türkiye tüketicisi olarak dünyanın en pahalı benzinini tüketmekten kurtulmak istiyoruz.’’ Konya / aa

28.05.2009


 

Babacan, Miliband’ı kabul etti

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ı kabul etti. Babacan’ın Başbakanlıktaki makamında gerçekleşen görüşmeye, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan diplomatlar da katıldı. Miliband’ın, Babacan’ı nezaket ziyareti çerçevesinde gerçekleşen görüşmede, Türkiye ile İngiltere arasındaki ekonomik ilişkiler de ele alındı.

28.05.2009


 

Türkiye’nin sağlıklı su haritası çıkarılıyor

SağlIk Bakanlığı il, ilçe ve beldelerdeki içme sularının belirlenen standartlara uygun olup olmadığını belirlemek üzere Türkiye’nin sağlıklı su haritasını çıkarıyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, il sağlık ve hıfzıssıhha müdürlükleri tarafından il, ilçe ve beldelerdeki içme sularının analiz edildiğini bildirdi. Çalışma kapsamında, alınan su numunelerinin kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan temiz olup olmadığına ve yeterli klorlama yapılıp yapılmadığına bakıldığını kaydeden Buzgan, bu sayede riskli içme suyuna sahip yerleşim birimlerinin belirleneceğini belirtti. Buzgan, şöyle konuştu: ‘’Çalışmamızın sonuçlarını kamuoyuna duyurmak için bakanlığımızın internet sitesinde yayınlayacağız. Böylece hem vatandaşlarımız, hem de belediyeler içme sularının sağlıklı olup olmadığını buradan görebilecek. Gerekli tedbirleri almayan belediyeleri ayrıca da uyaracağız.’’ Buzgan, çalışmayı 2 ay içinde tamamlayarak kamuoyuna açıklamayı planladıklarını bildirdi. Ankara / aa

28.05.2009


 

Isparta, pilot yetiştirecek

ı

sparta Valisi Ali Haydar Öner, Ankara Etimesgut’ta faaliyet gösteren Kara Havacılık Okul Komutanlığının Süleyman Demirel Havalimanı’na taşınmasına ilişkin sürecin devam ettiğini bildirdi. Vali Öner, Kara Havacılık Okulunun eğitim faaliyetleri için Süleyman Demirel Havalimanı’nda yer tahsisine ilişkin protokolün geçen yıl imzalandığını belirterek, ‘’Kara Havacılık Okulu Komutanlığının Isparta’ya taşınmasıyla ilgili kamulaştırma çalışmaları devam ediyor. Tahsis işlemleri tamamlandıktan sonra Isparta’ya taşınacak’’ dedi. İmzalanan protokolde ‘’eğitim faaliyetlerinin sivil havacılık faaliyetlerini engellememesi’’ şartının bulunduğunu söyleyen Vali Öner, Kara Havacılık Okul Komutanlığı eğitim faaliyetlerinin Süleyman Demirel Havalimanı’nda yapılması sırasında sivil havacılık faaliyetlerinin de devam edeceğini, buna engel teşkil edecek bir durum olmayacağını kaydetti. AKP Isparta Milletvekili M. Sait Dilek de her yıl yurt içi ve yurt dışından 1000 civarında pilotun burada eğitim göreceğini belirterek, en az 2 bin pilotla 10 bin sivil memurun da Isparta’ya gelmesinin beklendiğini kaydetti. Isparta / aa

28.05.2009


 

Arınç, İzlanda’ya gitti

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzlanda’ya gitti. Türk Hava Yollarına (THY) ait tarifeli uçakla Stockholm’e hareket etti. Bülent Arıç, Avrupa Konseyi tarafından 28-29 Mayısta İzlanda’da düzenlenecek ‘’1. Medya ve Yeni İletişim Hizmetleri Bakanlar’’ konferansına katılacak. Konferansta, Türkiye’yi, Arınç’ın yanı sıra RTÜK üyeleri Davut Dursun ve Mehmet Dadak da temsil edecek. İstanbul / aa

28.05.2009


 

Tekstilde ufak da olsa hareketlenme başladı

TÜRKİYE Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) Genel Başkanı Nazmi Irgat, küresel krizin vurduğu tekstil sektöründe ufak da olsa yeni bir canlanma, yukarı doğru bir hareketlenme başladığını bildirdi. Irgat, sektör olarak üretimin yüzde 70’ini ihraç ettiklerine işaret ederek, küresel krizle ortaya çıkan talep daralmasının, ihracat imkânlarını büyük ölçüde daraltığını, bunun da sektöre ağır bir darbe vurduğunu anlattı. Son dönemde talepteki artışla sektörde bir kıpırdanma olduğunu belirten Irgat, ‘’Küresel krizle dibe vurduktan sonra ufak da olsa bir canlanma, yukarı doğru bir hareketlenme başladı. Bu da uzun bir süre sonra sektörde morallerin olumluya dönmesine yol açtı’’ dedi. Nazmi Irgat, ‘’Ülkede istihdamın yüzde 24’ünü tekstil oluşturuyor. İşsizliği önlemenin tek yolu tekstil sektörüdür. Bu sorunun çözümü tekstilin canlandırılmasından geçiyor. Tekstil sektörünü kimse göz ardı etmemeli.” Irgat, küresel kriz ortamında tekstildeki en büyük krizi yaşadıklarını düşündüğünü söyledi. Ankara / aa

28.05.2009


 

Deniz Kurdu-2009 Tatbikatı başladı

Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin (TSK) 2009 yılı tatbikatlar programın çerçevesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından planlanan “Deniz Kurdu 2009” tatbikatının “Seçkin Gözlemci Günü” faaliyetleri Marmara, Ege ve Doğu Akdeniz’de başlatıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanlarının takip ettiği tatbikata 11 firkateyn, 14 hücum bot, 3 korvet, 8 denizaltı, 14 yardımcı gemi, 4 uçak, 8 helikopter katılıyor. Deniz Kurdu 2009 tatbikatı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sancak gemisi Kemal Reis’e gelmesinin ardından başladı. 13 ülkeden 28 gözlemcinin takip ettiği Deniz Kurdu 2009 tatbikatından ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı toplam 4 uçak, 161 sorti yaptı. Datça, Marmaris, Aksaz, Göcek, Fethiye ve Kaş limanlarından intikal eden gemilerin katılımıyla icra edilen Deniz Kurdu 2009 tatbikatı 1 Haziran 20098 günü sona erecek.

28.05.2009


 

BBP, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı’na dâvâ açacak

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Şanverdi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat ettiği kazayla ilgili olarak Ulaştırma ve İçişleri Bakanlığı hakkında dâvâ açacaklarını açıkladı. Genel Başkan Yardımcısı Şanverdi, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat ettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak Meclis Araştırma Komisyonu’nun derinlemesine bir araştırma yapmayacağının ortaya çıktığını söyledi. Ahmet Şanverdi, kazada sorumlulukları bulunduğuna inandıkları İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları hakkında dâvâ açacaklarını kaydetti. Şanverdi, dâvâ dilekçesinin bugün savcılığa verileceğini ifade etti. Ankara / cihan

28.05.2009


 

Potansiyel ‘Bilge Köyleri’ tesbit edilecek

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Akpolat, Mardin Valiliği ve Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği’nin (HEGEM) ‘’Eğitim yoluyla Şiddetin Azaltılması ve Suçun Önlenmesi Projesi’’ kapsamında, bölgede geniş çaplı bir bilimsel araştırmanın yapılacağını belirtti. Katliâm yaşanan Bilge Köyü’nde bilimsel inceleme ve araştırma yaptığını bildiren Akpolat, yapılacak çalışmada, Mardin’de Bilge Köyü gibi ailevî husûmetlerin bulunduğu köylerin tesbit edileceğini ve bu bakımdan yörenin bir risk haritasını çıkaracağını söyledi. Erzurum’dan 7, Ankara, Adıyaman ve İstanbul’dan birer bilim insanının bölgeye gideceğini ve 15 gün çalışma yapacaklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Akpolat, şöyle dedi: ‘’Bu yapacağımız çalışma çok boyutlu olacak. Köylerle ilgili tapu, adlî sicil, sağlık ve eğitim kayıtlarını inceleyeceğiz. Elde edilecek daha geniş sosyolojik veriler ile sadece Bilge Köyü değil, yörede bu tür çatışmalı köylerinde analizleri yapılacağız. Bu çalışma, daha sonra kitap olarak yayımlanacak. Şiddet ve kültür arasında ilişkilerin analizlerini öncelikli olarak yapacağız. Ondan sonra çözüm önerilerinde bulunmak mümkündür. Mardin Valiliği, belediyesi ve üst düzey yöneticiler, Bilge Köyü’nde yaşanan olaya ciddî şekilde eğilmekte. Bilimsel çalışmaların yapılıp, olayın analiz edilmesinden yanalar. Bilge Köyünde yaşananların sosyolojik sebeplerini ortaya koyacağız. Çözüm önerileri sunacağız. Bundan sonra iş siyasetçilere, devlet adamlarına kalacak.’’ Güneydoğu’daki aşiret ve aile yapısına dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Akpolat, aşiret yapısının güçlü, ketum ve sağlam olmasının sebebinin yoğun şekildeki aile içi evliliklerden kaynaklandığını belirtti.

Bireyin, aşiret ve ailelerin tutsağı haline geldiğini savunan Yrd. Doç. Dr. Akpolat, bu konuda devlet kurumlarına çok önemli görevler düştüğünü kaydederek, şöyle devam etti: ‘’Güneydoğu’da aşiret yapısının güçlü olmasının sebebi, aile içi evliliklerdir. Bu bir tür itaat kültürü ve bireyin baskılanmasını da beraberinde getiriyor. Devlet, aşiretin bireye sağladığı aş, iş, eş ve güvenlik gibi problemlere çare üretmelidir. Devlet bölgede aşiretin değil, bireyin hayatında karşılaştığı sorunlara çözüm üretebildiğini göstermeli, bölgedeki bireyi özgürleştirmelidir. İtaat kültürü şiddetin ve Bilge Köyü’ndeki gibi katliâmların sebebi olabilmektedir.’’ Erzurum / aa

28.05.2009


 

Avrupa’nın en büyük Ormancı Eğitim Merkezi

ORMAN Genel Müdürü Osman Kahveci, ‘’Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük, orman yangınlarıyla mücadele eğitim merkezini Antalya’da kuruyoruz’’ dedi. Kahveci, orman teşkilâtının, 10 bin işçi, 40 uçak ve helikopterden oluşan hava filosu ile orman yangınlarına karşı hazırlıklı olduğunu da belirtti. Orman Genel Müdürü Osman Kahveci yaptığı açıklamada, Akdeniz ülkelerinin en önemli sorunlarının başında orman yangınları geldiğini söyledi. Havaların ısınmasıyla orman yangınları açısından riskli döneme girildiğine işaret etti. Teşkilât olarak orman yangınlarına karşı hazırlıklı olduklarını kaydeden Kahveci, uçak ve helikopter sayısını arttırdıklarını, arazöz ve araç gereçlere takviye yaptıklarını belirtti. Kahveci, bu sezon orman yangınlarıyla mücadele için 300 milyon TL kaynak aktarıldığını vurguladı. Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadele konusunda dünyada büyük takdir topladığını ve örnek gösterildiğini söyleyen Kahveci, Akdeniz ve Orta Doğu’nun en büyük Yangın Eğitim Merkezi’ni Antalya’da kuracaklarını söyledi. Antalya / aa

28.05.2009


 

Gençler yarışmaya alıştı

EGE Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Çelikkol, çocukluk çağından itibaren sınav maratonuna girip yarışmayı hayatın bir parçası olarak kabul eden gençlerde büyük bir sınav stresi gözlenmediğini söyledi. Prof. Dr. Çelikkol, yaptığı açıklamada, Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) paralel olarak baş gösteren stresin, günümüz şartlarında ikinci planda kaldığını belirtti. ‘’Elle gelen düğün bayram’’ atasözünün, modern zamanları çok iyi anlattığına işaret eden Prof. Dr. Çelikkol, ‘’Sınav ve rekabet, herkesin başında olan bir şey. Dolayısıyla şartlar eşit. ‘Benim çocuğum strese girdi, negatif durumu var’ gibi söylemler artık söz konusu değil’’ diye konuştu. Toplumların gelişim düzeyinin artışıyla yarışma ve rekabet şartlarının zorlaştığını vurgulayan Prof. Dr. Çelikkol, şunları kaydetti: ‘’Günümüz hayatında stres kaçınılmazdır. Bugünün gençleri, bizlere göre daha çok yarıştı. Gelecek nesil daha çok yarışacak. Çünkü modern hayat bunu gerektiriyor.’’ İzmir / aa

28.05.2009


 

Hızlı tren Trabzon’a gidecek

‘’HIZLI Tren’’in uğrayacağı şehirler arasına Trabzon da katılıyor. Alınan bilgiye göre, Demiryollar, Limanlar, Havameydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü, Erzincan’ın Trabzon’a, Gümüşhane ve Tirebolu üzerinden konvansiyonel demiryolu ile bağlanması için 1983’te İstanbul Teknik Üniversitesine proje çalışması yaptırdı. Hurşit Çayı’nı takip eden bir demiryolu öngören bu proje ile hızlı tren işletmeciliği yapılamayacağını öngören TCDD Genel Müdürlüğü, Erzincan’ı Trabzon’a konvensiyonel demiryolu yerine, geliş-gidiş hızlı tren hattıyla bağlamayı öngördü. Bunun üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi ile ‘’Trabzon-Erzincan Hızlı Tren Projesi’’ne ilişkin güzergâh çalışması yapan TCDD Genel Müdürlüğü, proje için Erzincan-Bayburt-Çaykara-Of-Trabzon rotasının daha uygun olduğu görüşüne vardı. Erzincan-Trabzon Hızlı Tren Projesi kapsamında, Bayburt-Çaykara arasındaki Doğu Karadeniz Dağları’nın 35 kilometre uzunluğunda bir tünelle geçilmesi amaçlanıyor. Bölgenin coğrafî şartlarının, tünel açılmadan hızlı tren işletmeciliğinin yapılmasına izin vermeyeceğine dikkati çeken TCDD yetkilileri, inşaat teknikleri ile 35 kilometre uzunluğunda bir demiryolu tünelinin yapılmasının mümkün olduğunu belirtti. İstanbul’dan Trabzon’a hızlı tren ile seyahat 7 saat sürecek. Tren, Eskişehir, Ankara, Sivas ve Erzincan üzerinden Trabzon’a ulaşacak. Ankara / aa

28.05.2009


 

Kablolar yangında ölüm riskini arttırıyor

İNSANLARIN yoğun olarak bulunduğu bazı hastane, okul ve alış veriş merkezlerinde, ‘’Yandığında halojen gazı çıkarmayan kabloların’’ kullanılmadığı öne sürüldü. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Musa Çeçen, yaptığı açıklamada, Bursa’da 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan Şevket Yılmaz Hastanesindeki yangının bütün ülkeyi üzdüğünü söyledi. Bursa’daki hastanede çıkan yangında vefat edenlerin halojen gazından zehirlendiklerini tahmin ettiklerini ileri süren Çeçen, şöyle devam etti: ‘’Şu anda hastane, okul ve alış veriş merkezlerine kadar vatandaşların toplu bulunduğu yerlerde insan hayatı çok büyük tehlike altında. 2002 yılında çıkarılan bir yönetmelikle bu tür yerlerde, yandığında halojen gazı üretmeyen kablo kullanılması zorunlu hale getirilmişti. Yönetmelikte 2 yıl süre verilmiş ve bu tür kablolarla değiştirilmesi zorunlu kılınmıştı. Ancak bu yönetmeliğe çok fazla uyulmadığı görüldü.’’

Bunun yanı sıra toplu bulunulan yerlerde yangın güvenliği alınmasıyla ilgili çalışma yapılması gerektiğini belirten Çeçen, şunları kaydetti: ‘’Yangın güvenlik sistemleri, belli periyotlarda bakımı ve denetimi yapılmalı. Bu konuda da yönetmeliklerde bir boşluk var. Tesisler kuruluyor ancak beklentilere ne ölçüde cevap veriyor? Biz EMO olarak vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması konusunda üzerimize düşenleri yerine getirmeye hazırız. Yangın güvenlik sistemlerini destekleyen mekanizmalarla çalışmak lâzım. Bakın, bazı hataların bedelini insanlar nasıl ödedi.’’ Bursa / aa

28.05.2009


 

Erciyes’e Mayıs karı

ERCİYES Dağı’nın yüksek kesimlerine kar yağdı. Erciyes Dağı’nın 2 bin 200 metreden yüksek kesimlerindeki Tekir Yaylası, Koçdağı, Şeytanderesi, Sütdonduran Yaylası ve Aksuyurdu bölgelerine gece kar yağdı. Dağın yüksek kesimlerindeki kar kalınlığını 1 santimetre arttıran kar yığışı hava sıcaklıklarını da hissedilir derecede düşürdü. Hava sıcaklığı şehir merkezinde 3-4 derece azaldı. Kayak merkezinde ise hava sıcaklığı 0 dereceye kadar düştü. Kayseri / aa

28.05.2009


 

İsrafın böylesi görülmedi

ŞİŞLİ’DE yol kenarına atılan çuvallar dolusu ekmek, görenlerin yüreğini sızlattı. Güneş altında saatlerce beklemesine rağmen tazeliğini hâlâ yitirmediği gözlenen ekmekleri kimlerin attığı bilinmezken, vatandaşlar, “Atanlara yazıklar olsun!" diye tepki gösterdi. Ekonomik krizin had safhaya ulaştığı şu günlerde görenlerin “Bu kadarına da pes!" dediği olay, İstanbul-Şişli’de yaşandı.

Binlerce insanın açlık sınırı seviyesinde yaşadığı bir dönemde yaşanan olayda kimliği belirsiz kişi veya kişiler, gece geç saatlerde hurdalık olarak kullanılan yol kenarındaki araziye çuvallar dolusu ekmek attı. Sabah geldiğinde ekmekleri gördüğünü belirten arazi sahibi Osman Güler, “Kimin döktüğünü bilmiyorum. Gece dökmüşler her halde.” dedi. Ekonomik krizi hatırlatan Güler, “İsraf dinimizde de günah. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama dökmüşler işte. Yemekhanelerden mi, fabrikalardan mı bilmiyorum. Ekmekler hâlâ yenilebilecek durumda. Dökenlere yazıklar olsun! Bu nimettir” şeklinde konuştu.

Gördüğü manzara karşısında, “Atanlara yazıklar olsun” diyen Yasin Ayaz isimli vatandaş ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bu ekmekleri atanlar hiç mi garibanları düşünmüyor? İhtiyacı olanlara verilse. Yazık günah. Tap taze ekmekler. Kime verseler alır yer. Çok büyük bir günah bu.” İstanbul / cihan

28.05.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis