|
|
|
Mayın patladı: 9 şehit |
Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsal kesiminde PKK’lı teröristlerin yola döşediği mayının patlaması sonucu 9 askerimiz şehit oldu. Lice Piyade Tugayı’na bağlı bir birliğin geçişi sırasında, yol güvenliği alındı. Yol güvenliğini almak amacıyla yolun iç kısmına hareket eden zırhlı askerî araç, PKK’lı teröristlerin daha önceden döşediği mayına bastı. Patlamayla ilk belirlemelere göre 9 asker şehit oldu.
Lice’de hain tuzak: 9 şehit
DİYARBAKIR’IN Lice ilçesi kırsal kesiminde PKK’lı teröristlerin daha önceden yola döşediği mayının patlaması sonucu 9 askerin şehit olduğu bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Lice ilçesinin kırsal kesiminde Lice Piyade Tugayı’na bağlı bir birliğin geçişi sırasında, yol güvenliği alındı. Yol güvenliğini almak amacıyla yolun iç kısmına hareket eden askerî araç, PKK’lı teröristlerin daha önceden döşediği mayına bastı. Patlamada 2’si uzman, 7’si er olmak üzere 9 güvenlik görevlisi şehit oldu.
|
30.04.2009
|
|
|
"KAZILARDA ÇIKAN SİLÂHLAR TSK’NIN ENVANTERİNDE KAYITLI DEĞİL" |
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ basın mensuplarının sorularını cevaplandırırken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında bugüne kadar bulunan 45 adet silâhın hiçbirisinin TSK’nın envanterine ait olmadığını belirtti. Başbuğ,”TSK’nın ülke sathında, hiçbir yerde gömülü silâh ve mühimmatı yoktur” dedi.
‘YANLIŞ ANLAŞILMASIN’ DEDİ, AMA SİLÂHLAR İÇİN EMNİYETİ İMA ETTİ
Başbuğ şöyle konuştu: “MKE tarafından üretilen mühimmatın hepsi TSK’nın envanterine girmiyor. TSK’nın ihtiyacı değil. Nereye gidiyor? Bazıları Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyaçlarını karşılamak için onlara da devrediliyor. Sadece TSK’nın envanterine giren mühimmat değil. Burada sakın yanlış bir yorum yapılmasın.”
"GATA’YA SEVKLER MEVZUATA UYGUN, BİZE İFTİRA ATILIYOR"
Başbuğ, GATA’ya yapılan sevklerle ilgili olarak da, ‘’Öyle bir kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor ki sanki GATA ve İstanbul Haydarpaşa Askerî Hastanesine sevkleri biz yapıyoruz. Cezaevinden biz alıyoruz kişileri ve biz yapıyoruz. Bu yalan ve iftira, bunu açık söylüyorum, gerçekten yalan ve çirkin bir iftira” dedi.
"DEMOKRASİYE BAĞLIYIZ,
DARBECİLER İÇİMİZDE BARINAMAZ"
Başbuğ, “darbe” iddiaları ile ilgili bir soru üzerine, “Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz. Türk Silâhlı Kuvvetleri olarak biz demokrasiye, demokratik rejime, hukuk devletine bağlıyız ve saygılıyız. Dolayısıyla Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz” dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargâhı’nda düzenlediği, akredite gazete ve televizyonların yöneticileriyle savunma muhabirlerinin dâvet edildiği ‘’İletişim Toplantısı’’nda, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yaşanan üzücü olayla toplantıya başladıklarını ifade etti. Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde meydana gelen patlamada 9 askerin şehit olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, patlamaya çok güçlü bir patlayıcının sebep olmuş olabileceğini söyledi. Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelede karamsarlığa yer olmadığını vurgulayarak ‘’Güvenlik kuvvetlerimiz, silâhlı kuvvetlerimiz, polisimiz terörle mücadeleye dünden daha fazla, daha azimli, daha kararlı olarak devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın’’ dedi. Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
SİLÂHLAR, TSK’NIN
ENVANTERİNDE KAYITLI DEĞİL
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürütmekte olduğu soruşturma kapsamında bulunan mühimmat ve silâhlarla ilgili olarak, bugüne kadar bulunan ya da yakalanan silâhların hiçbirisi Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin envanterine dahil değildir. Bazıları, ki bir subayımızın üzerinde bulunan silâhlar, kendi şahsî silâhları, yani kayıtlı silâhlar.
POYRAZKÖY ARAZİSİ
Poyrazköy arazisi, Millî Savunma Bakanlığı’na ait değil. Bir vakfa ait. 2. derecede kara askerî bölge. Özelliği şudur; sadece yabancılar giremez. T.C. vatandaşları girer, bina da yapar, faaliyette de bulunur. Gerekli izinleri alırsa, istediğini yapar. Buna kabine kararıyla kısıtlama konulabilir. Poyrazköy’deki arazide kısıtlama yok.
TSK’NIN GÖMÜLÜ MÜHİMMATI YOK
Mühimmatın kafile numarasına göre birliklerde nokta kontrolü yapıyoruz. Bizde mühimmat eksiği yok. Mühimmatın kaynaklarından biri Irak olabilir. 1986 yılına kadar Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin, özellikle Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait Türkiye sathında gömülü silâh ve mühimmatı vardı. 1986’da o dönemde alınan karar çerçevesinde, o silâh ve mühimmatın tümünün toplatılarak depolara alınması emri verildi. Bu işlem 1998 yılında tamamlandı. Bu, şu demektir: Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Türkiye sathında hiçbir yerde gömülü silâh ve mühimmatı yoktur.
MÜHİMMATIN BİR KISMINI DA
EMNİYET KULLANIYOR
Makina Kimya Endüstrisi (MKE) tarafından üretilen mühimmatın hepsi Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin envanterine girmiyor. TSK’nın ihtiyacı değil. Bazıları Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyaçlarını karşılamak için onlara da devrediliyor. Yabancı devletlere de MKE tarafından satış yapılıyor. Sadece TSK’nin envanterine giren mühimmat değil. Burada sakın yanlış bir yorum yapılmasın.”
MÜHİMMATA SİLİNMEYEN NUMARA
El bombaları ve LAW mühimmatına özel ve silinmeyen stok numarası vermemiz lâzım. Buna başlandı. Size de söyleyemem; görünmeyen, bulunmayan yerlere yapılmaya başlandı. Bulsalar dahi silinme olanağı bulunmayacak. Kısa zamanda bunu yapmak kolay mı? Bütün imkân kabiliyetlerimizi zorluyoruz.
ERGENEKON SORUŞTURMASI
“Öncelikle bu soruşturma ve dâvâya özel isim koyma, özel bir isimle zikretme yanlış. Dâvâyla ilgli özel isim olmayacağına ilişkin mahkeme kararı var. Özel isim zikrediyorsunuz. Bu dâvânın özel isimle zikredilmeyeceğine ilişkin mahkeme kararı var mı, yok mu? Var. Buna saygı göstereceğiz. Bu noktanın altını çizmek isterim. Hepimizin buna saygı göstermesi lâzım.
TSK OLARAK DEMOKRATİK
REJİME BAĞLIYIZ
14 Nisan’da Harp Akademileri’nde yaptığım konuşmada dedim ki; TSK olarak demokratik rejime bağlıyız ve saygılıyız. Bunda da kimsenin tereddütü olmaması lâzım. Demakrasinin en vazgeçilmez temel noktası da yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüdür. Her ülke için anayasal düzen ve hukuk düzeni çok önemlidir. Burada zaaafiyet varsa durum zor demektir. Bir kere her şeyden evvel herkesin mevcut yargı sistemine zarar verecek davanışlardan kaçınılması lâzım. Çok dikkatli olunması lâzım. Biz TSK olarak yargıya, hukuk sürecine azamî şekilde dikkat ediyoruz.
Biz her zaman hukuka sonuna kadar saygı gösterilmesi , güvenilmesi düşüncesindeyiz. Yargı süreci devam ediyor. Bu herkes için geçerli. Bunları söyledikten sonra farklı değerlendirme beklenemez. Bir dedik ki mahkemeler kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur.
GATA SORUSU KIZDIRDI
Aramalara savcının isteği üzerine izin veriliyor. Aramaya asker izin verdi deniyor, yok öyle bir şey. Asker hukuka bağlıdır. Yürütülmekte olan yargı sürecine ilişkin yorumlar bizi cidden rahatsız ediyor. Haydarpaşa GATA’ya yapılan sevklerle bizim yetkimiz ve ilgimiz yok. Yalan ve çirkin iftira. Bu kişiler hastalar değil yapılan tedaviler usulsüz deniyor. Tahliyeler asker kanalı ile yapılıyor deniyor olabilir mi? GATA’da yapılan her şey hukuk önünde yapılıyor. TSK’yı suçlamak ahlâksızlıktır, bunu da açık söylüyorum. Kendi bünyesinde sorun yoktur ve herhangi bir soruşturma ve inceleme yoktur. Günlükler konusunda Büyükanıt 12 Nisan 2007’de konuyla ilgili hiçbir belge yoktur demişti ben de aynısını söylüyorum.
ÖZKÖK BİLGİ TALEP ETTİ
Eğer ikinci iddianameyi incelediyseniz. Bu konu ayrıldı. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün tanık olarak ifadesine başvurma ihtiyacını duydu. Savcılığın, bu konudaki soruşturmaya devam etme niyetinde olduğunu gösteriyor. Soruşturmanın devam edeceği anlamına geliyor. Hepimize düşen, soruşturmanın sonucunu beklemektir. Özkök, ‘Hukuk boyutuyla bilgi istediler. Danışmanlık görevimizi yerine getirdik’ dedi.
TSK’DA FARKLI DÜŞÜNCEDE
OLAN KİMSE BARINAMAZ
Türk Silâhlı Kuvvetleri olarak demokrasiye bağlıyız. Mevcut demokratik rejime, hukuk devletine bağlı ve saygılıyız. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz. Böyle bir durum da söz konusu değil. TSK’da böyle bir sorun yok. Bu konuda araştırma ve inceleme ihtiyacı da yoktur.
DARBE GÜNLÜKLERİ İLE
İLGİLİ BELGE YOK
Günlükler konusu 2007 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a soruldu. “Genelkurmay Başkanlığı’nın elinde bir belge yoktur” dedi. Bende bugün aynen tekrarlıyorum; “Genelkurmay Başkanlığı’nın elinde herhangi bir belge yoktur”. Resmî bir belge bizde mevcut değil. İkinci iddianamede bu konu ayrıldı ve soruşturma devam ediliyor. O süreci bekliyoruz. Özden Örnek, günlüklerin kendisine ait olmadığını iddia ediyor. Soruşturmanın neticesini beklemek durumundayız.
SES BANTLARI
Diğer konu her sabah kalktığımız zaman kimin ses bandıyla karşılacağı ortama gelindi. Ses bantları kanuni yollarla mı alınıyor. Bunlar gerçekten doğru mu? Bir kısmı doğru bir kısmı değil. İçine eklenmiş konular. Bununla nereye gideceğiz. Bunlar bizi çok rahatsız ediyor.
GİZLİ ŞAHİT VE İTİRAFÇILAR
Bazı olaylar gizli tanık ve itirafçılara dayanıyor. Gizli tanığa dayanması insanı düşünme noktasına sürüklüyor. Onun dışında yargı süreci devam etmektedir sabırla bu süreci takip edip izleyeceğiz.
Verilen haberle birlikte korku ve karamsarlık verilmiyor mu? Bir itirafçı konuşuyor gazete 5 gün arka arkaya veriyor. Kurumsal bağ ilişkisi kurulmaya çalışılıyor. Asılsız ses bantları bizi çok rahatsız ediyor. İddianamede yer alan öyle konular var ki. 1993 yılında Bingöl’de meydana gelen olayla ilgili gizli tanığın ifadesi var. Kim ne kadar güvenilir?
SORUŞTURMAYA DESTEĞİMİZ YOK
“Soruşturma Genelkurmay’ın desteğiyle yapılıyor” deniyor. Bir hukuk devletinde bir yargı sürecinde destek vermek ya da vermemek olur mu? Ayıptır. Ama maalesef bu söyleniyor. Önemli olan bu sürecin yasalar çerçevesinde yürütülüp, yürütülmediğidir. İlgili madde diyor ki, “Askerî mahallerde yapılan arama, Cumhuriyet Savcılarının istem ve katılımıyla askerî makamlarca yapılır”. Efendim, “Arama askerin izniyle yapıldı” deniyor. Bu maddeden böyle anlayamazsınız.
TERÖRİSTİ DAĞDAN İNDİRME
TCK’nın 221. maddesinin 2. fıkrası iyi uygulanırsa dağdaki çözülmede etkili olacağına inanıyorum. Maddeyi değiştirelim demiyoruz; bu madde nasıl daha iyi işleyebilir diye çalışma yapıyoruz. Aileler aracılığıyla yansıtmamız lâzım. İlâve tedbir düşünülebilir. Bunlardan biri de teslim olmayı daha cazip kılmamız lâzım. Psikolojik olarak güven hissi vermemiz lâzım.
PKK’NIN K. IRAK’TAN TASFİYESİ
Terör örgütünün K. Irak’tan tasfiye edilmesi bizim için önemli. Çok açık şekilde kendilerine anlatıyoruz. Elemine edilmesi açısından şans elde ettik. Bu fırsatı kaçırmamamız lâzım. Birinci sorumluluk Irak’tadır. Yerel yönetime ait peşmerge gücü de bu sürece aktif olarak dahil olması lâzım, zorunludur. Somut sonuçlar almak mecburiyetindeyiz.
DTP İLE MESAFE
Bizim TSK olarak hiçbir zaman ne TBMM’de, ne siyasî partileri protesto etmek gibi bir şeyimiz olmaz. Bu siyasî parti bir terör örgütüyle olan ilişkisini terör örgütüne bakışını açıklığa kavuşturmadan bizim onlarla aynı ortamda olmamız söz konusu değil. 9 şehit veren bir kurumun komutanıyım. Onların da terör örgütü ile ilgili konuşmaları ortada. Keşke bir millevekilinin konuşmasını burada ifade etmeseydiniz. Çünkü kendisinin partisinin başındaki başkan onu düzeltmeye kalktı. Bu parti hâlâ terör örgütüyle mesafe koyamıyor. 9 şehit vermişken bunlarla birarada bulunmamı kimse beklemesin.
BEDELLİ ASKERLİĞE HAYIR
Söz konusu değil ve önümüzdeki tahminlere dayalı perspektif de bunun uygulanma dayanağının olmadığını gösteriyor. Bir de bunun moral boyutu var; bu sabah 9 tane vatan evlâdını kaybettik. Bedelli askerliğe kimse evet diyemez terörle mücadele devam ettiği sürece. Bunu insanımıza nasıl anlatırız. Biri ölüyor, öbürü 7 bin dolar ödeyip yapmayacak.
AB HAKKINDA GÖRÜŞLERİ
AB ile ilgili görüşümü merak ediyorsanız devir teslim töreninde yaptığım konuşmaya bakmak yeterli. Eşit mesafede yaklaşmaları ve ulus devlet ve üniter devlet yapısını zayıflatacak önerilerde bulunmamasını istiyorsunuz.
AFGANİSTAN VE IRAK
Türkiye artık büyük bir ülke. Türkiye sadece bir şey istemek için gelinen bir ülke değil. Benim görüştüğüm iki Amerikalı bizden ne Afganistan ne de Irak ile ilgili ile ilgili istekleri olmadı. Özel bir talep olmamıştır. Afganistan’daki gelişmeler ciddî ve endişe verici boyutlarda. Irak’ta güvenlik durumu eskiye nazaran gelişme iyiye gidiyor gibiydi. Ancak son olaylar endişe verici boyuttadır. Irak’ın toprak bütünlüğü bizim için hayatî öneme haizdir.
SURİYE İLE TATBİKAT
Sınır bölgesinde ilk kez tatbikat yapılıyor İsrail’in tepkisi bizi ilgilendirmez. Bu konuyu niye olayları öyle yorumluyorsunuz. Ülkemizin büyüklüğünü görelim. Kabil’de muharip birliğimiz var ama görevi kısıtlı. Kabil bölge komutanlığı Kasım’da bize geçebilir.
ERMENİSTAN SINIR
KAPISININ AÇILMASI
Temel sorun Karabağ’ın işgalidir. Ermenistan’ın işgal etmiş olduğu topraklardan çekilmesi önemlidir. Sınır kapısının açılması Ermenistan’ın Karabağ’dan çekilmesiyle eş zamanlıdır. Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki görüşlerine katılıyoruz. Gücümüzün farkında olalım. Türkiye’de her şey yasalara uygun yürüdüğü sürece ben Türkiye’nin bütün sorunlarıyla başarıyla mücadele edeceğine inanıyorum.
DAĞDA AKREDİTASYON
Her konuda da açığız samimiyiz karşıdan da samimiyet bekliyoruz, açıklık bekliyoruz. Maraş’ta olan CHA muhabiriyle ilgili bilgili şu: 30 Mart günü arşiv çekimini yapmak için DHA muhabirini helikoptere almış. Bu doğru yanlış ama ayrı bir tartışma konusu. Malzeme yüklerken iki kişi yaklaşırken kendisine deniliyor ki askerî malzeme yükleyeceğiz sizi alamayız deniliyor. Eksi 15 derece donmak üzere deniliyor nereden çıktı bu hava açık. Kesinlikle kasıt olduğu kanaatinde değiliz. Farklı bilgi varsa inceler ve düzeltiriz ben yaralı teröristi helikopterde taşıyorum. Türk askeri böyle bir şey yapmaz. Hava 14 derece ve aşağıda 400 kişi var. Ama tekrar ediyorum yanlış varsa hesap sorarım.
|
30.04.2009
|
|
|
Diyarbakır’da mezarlar açılıyor |
DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Mardinkapı Mezarlığı’ndaki kimsesizlere ait 7 mezarın açılması amacıyla çalışmalara başlandı.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır’da yakınları kaybolan Yıldırım ve Kaya ailelerinin yaptığı başvuru üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Mardinkapı Mezarlığı’ndaki kimsesizlere ait 7 mezarın açılması kararı alındı. Alınan kararla dün sabah kazı çalışmaları yapılırken, kazılarda İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi avukatları da hazır bulundu. Mezarlardaki cesetlerden DNA testi için örnekler alınarak kimlik tesbitinin yapılacağı bildirildi.
|
30.04.2009
|
|
|
Poyrazköy silâhları teşhirde |
Ergenekon soruşturması kapsamında Poyrazköy’deki bir arazide gerçekleştirilen kazılarda ele geçirilen silah ve mühimmat basın mensuplarına gösterildi.
Sergilenen silah ve mühimmatlar arasında lav silahları, el bombaları, patlayıcı maddeler, mermiler, bubi tuzakları bulunduğu görüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yapılan açıklamada, Beykoz ilçesi Poyrazköy Keçilik mevkisindeki bir arazide gerçekleştirilen kazılarda ele geçirilen silah ve mühimmatlar basın mensuplarına gösterildi. Burada gazetecilere dağıtılan bilgi notunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ‘’iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü soruşturması’’ kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen arama kararlarına dayanarak Poyrazköy Keçilik mevkisinde 21 Nisanda başlatılan kazılara 28 Nisan Salı günü son verildiği belirtildi. Bilgi notuna göre, kazılarda ele geçirilen malzemeler şöyle:
‘’15 adet dolu lav silahı, 6 adet boş lav silahı, 14 adet el bombası, 24 adet el bombası fünyesi, 450 gram C3 patlayıcı madde, 7 adet hakem bombası, 3 adet gösteri bombası, 5 adet bubi tuzağı, 2 adet kullanılmış bubi tuzağı, 23 adet işaret fişeği, 45 adet sis bombası, 15 adet aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil (korteks), 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, 3 bin 17 adet çeşitli çapta fişek ve 1 adet siyah renkli kamuflaj kremi tüpü.’’
Bu arada, gazetecilere Poyrazköy’de kazı yapılırken çekilen görüntüler izlettirildi ve CD’leri dağıtıldı.
|
30.04.2009
|
|
|
Eski bakan Türk’e bombalı saldırı |
Eski bakanlardan Hikmet Sami Türk’e, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde saldırı girişiminde bulunuldu. Saldırgan etkisiz hale getirildi. D.A. adlı kişinin, geçen yıl DHKP-C terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklandığı ve 8 ay cezaevinde kaldığı öğrenildi. Ayrıca olayla bağlantısı olduğu belirlenen bir kişi daha yakalandı.
Türk’e bombalı saldırı
Eskİ bakanlardan Hikmet Sami Türk’e, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde saldırı girişiminde bulunuldu. Etkisiz hale getirilen saldırganın geçen yıl DHKP-C terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklandığı ve 8 ay cezaevinde kaldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, üniversitenin merkez kampüsündeki Hukuk Fakültesi’ndeki olay dün saat 10.45 sıralarında meydana geldi. “Anayasa Hukuku” dersi için B-113 sınıfına giren Hikmet Sami Türk’ün ardından gelen ve kendisini öğrenci gibi gösteren D.A. adlı bir kız üzerindeki “bombalı düzeneği” patlatmak istedi. Küçük çapta bir patlamanın yaşandığı olayda, Türk’ün korumaları, saldırgana derhal müdahale ederek etkisiz hale getirdi. Fakülte binasındakiler dışarı çıkarıldı ve üniversitenin güvenlik görevlileri ve jandarma ekipleri bölgeye geldi. Yetkililer, Hikmet Sami Türk ile sınıftakilerin saldırı girişiminden sağ salim atlattığını bildirdiler. Bu arada, “canlı bomba” olduğu öne sürülen saldırganın üzerinde bulunan iki ayrı fünye sisteminin etkisiz hale getirildiği öğrenildi.
“CANLI BOMBA İHTİMALİ ÇOK FAZLA”
Ankara Valisi Kemal Önal, Türk’e yönelik bombalı saldırı girişiminde bulunan teröristin ‘’Canlı bomba olma ihtimalinin çok fazla’’ olduğunu söyledi. Önal, ‘’Teröristin üzerinde yaklaşık 1 kilo civarında patlayıcı olduğunu tahmin ediyoruz’’ dedi. Öte yandan, saldırı girişiminde bulunan D.A’nın, geçen yıl DHKP-C terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklandığı ve 8 ay cezaevinde kaldığı öğrenildi. Saldırgan D.A. ile bağlantısı olduğu belirlenen bir kişi de Ankara’daki özel bir firmaya ait terminalde gözaltına alındı. Saldırganla birlikte olduğu kaydedilen S.O.Y. adındaki kişi, sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.
|
30.04.2009
|
|
|
Orakoğlu: Ergenekon PKK ilişkisine ulaştık |
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, 1997 yılında Ergenekon’un PKK’yı yöneten ayağına ulaştıklarını, işin üzerine gitmeye kalkınca da görevden uzaklaştırıldıklarını söyledi.
Eskİ Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, 1997 yılında Ergenekon’un PKK’yı yöneten ayağına ulaştıklarını, işin üzerine gitmeye kalkınca da görevden uzaklaştırıldıklarını söyledi. Ergenekon-PKK ilişkisi üzerine çarpıcı açıklamalarda bulunan Orakoğlu operasyonların bir bütünün parçaları olarak değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. KCK operasyonunun DTP içindeki PKK unsurlarına yönelik yapılmış gibi gözüktüğünü belirten Orakoğlu, “1997 yılında Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde, o zaman Bursa Cezaevi’nde yatan ve örgütün cezaevleri sorumlusu Sabri Ok ile Abdullah Öcalan arasında yapılan konuşmaları tespit etmiştik. Emniyet İstihbaratı 1997 yılında Ergenekon’un PKK’yı yöneten ayağına ulaşmıştı. TSK içine sızmış, önemli görevlerde bulunan bir grubun, PKK’nın Avrupa sorumlularıyla gidip görüşme yaptığını ve bu görüşmelerde federasyon gibi, köy koruculuğunun kaldırılması gibi bir takım istekleri konuştuklarını; hatta artık bundan sonra PKK’nın Türkiye üzerinde bir Kürt devleti kurma tasarrufundan vazgeçtiği gibi önemli konular konuşuldu” diye konuştu.
|
30.04.2009
|
|
|
Kur’ân kurslarını fişlemişler |
’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında 56 sanık hakkında hazırlanan 2. iddianamenin 248 klasörden oluşan ve 2 DVD’ye aktarılan eklerinde, dönemin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay arasındaki görüşme metinlerine de yer veriliyor.
‘’Ergenekon’’ davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanık sayısına göre çoğaltılarak avukatlara verilmeye başlanan DVD’lerde yer alan klasörlerde, operasyon kapsamında Eruygur’un İstanbul’daki evinden çıkan doküman ve dizüstü bilgisayarının çözümünden elde edilen bazı belgeler bulunuyor. Bu belgelerden biri olan ‘’ADD Özel Dosya’’da; ‘’Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun’a muhalefet eden şer yuvaları ile demokratik ve laik TC Devleti aleyhine faaliyette bulunan yasa dışı Kur’an kursları, yurtlar, toplantı salonları, şeriatçı okulların ADD şubelerince ve uyanık derneğimiz mensuplarınca yapılan tespitlerini içeren bilgi dosyası. Bu dosya içeriği, gizli olup gereksiz kişilere verilmeyecek ve ortalarda bırakılmayacaktır, ADD Genel Başkanı’’ ifadeleri kullanılıyor.
|
30.04.2009
|
|
|
Özkök’ün ifadesi CHP’yi rahatsız etti |
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesinin alınmasını TBMM gündemine getirdi ve Özkök’le görüşen savcılara soruşturma açılmasını istedi.
Özkök’ün ifadesi CHP’yi rahatsız etti
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesinin alınmasını, TBMM gündemine getirdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde Kart, Ergenekon soruşturmasını sürdüren Cumhuriyet savcılarının, yasaya göre ancak İstanbul’a bağlı 11 ili kapsayacak şekilde doğrudan ve bizzat soruşturma yapabileceğini belirtti. Kart, bu illerin dışındaki her türlü soruşturma işleminin, o yerin Cumhuriyet savcılarına yazılacak talimat evrakı kapsamında mahal Cumhuriyet savcısınca yapılması gerektiğini ifade etti. Ergenekon soruşturması kapsamında ise savcıların, İzmir’de Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ü tanık sıfatıyla dinlediğinin, Sincan F Tipi Cezaevinde Danıştay davasında yargılananların ifadelerini aldığının basına yansıdığını hatırlatan Kart, savcıların, yetki ve görev alanlarının dışına çıkarak, görevi kötüye kullandığını savundu. Savcılar hakkında, görev ve yetki alanları dışına çıkarak ifade almaları nedeniyle adli veya disiplin yönünden herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını soran Kart, önergesinde şu sorulara yer verdi: ‘’Bu konuda bakanlığınızın onayı var mı? Yetki ve görev alanları dışında İzmir’e giderek Özkök’ün ifadesini alan Cumhuriyet savcıları hakkında adli ve disiplin yönünden herhangi bir işlem yapıldı mı? Cumhuriyet savcıları bakanlığın onayıyla mı İzmir’e gitti?”
|
30.04.2009
|
|
|
Şahin’den Baykal’a: Emirleri olur efendim |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, istifasını isteyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, ‘’Emirleri olur efendim’’ diye karşılık verdi. Bakan Şahin, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı.
Şahin, bir gazetecinin ‘’CHP Genel Başkanı Baykal, dün istifanızı istedi’’ sözleri üzerine, ‘’Emirleri olur efendim’’ dedi. Bakan Şahin, bir soru önergesine verdiği cevapta ise cezaevi ve adliyelerdeki personel açığını gidermek için, açıktan personel ataması yapılmasının düşünüldüğünü bildirdi. Adliyelerde, başta zabıt katibi olmak üzere mübaşir, teknisyen, emanet memuru ve benzeri unvanlarda çok sayıda personele ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Şahin, bu ihtiyacın karşılanması için açıktan personel ataması yapılmasının düşünüldüğünü kaydetti. Şahin, yardımcı hizmetler sınıfında olan hizmetli, bekçi, dağıtıcı, mübaşir ve benzeri kadrolarda çalışanların genel idare hizmetleri sınıfına geçişi konusunda bir çalışma yapılmadığını ifade etti. Bakan Şahin, 2009 yılında ceza infaz kurumlarına da açıktan atama ile personel alımı yapılacağını bildirdi.
|
30.04.2009
|
|
|
İstanbul’da 9 araç kundaklandı |
İstanbul’un Avcılar, Maltepe ve Fatih ilçelerinde 9 araç kundaklandı.
Alınan bilgiye göre, Avcılar Ambarlı Mahallesi Cumhuriyet Caddesi Orkide Sokak’ta park halinde bulunan 3 otomobile, gece saatlerinde 16-17 yaşlarında oldukları belirtilen 2 kişi tarafından molotofkokteyli atıldı. Molotofkokteylinin alev alması sonucu otomobillerde çıkan yangınlar, vatandaşlar ve itfaiye ekiplerince sokaktaki diğer araçlara sıçramadan söndürüldü. Araçlar kullanılamaz hale geldi. Bu arada, Fatih Keçeci Karabaş Mahallesi Yeni Tavanlı Çeşmesi Sokak’a park edilen 3 araç da kundaklandı. Araçlarda çıkan yangınlar, vatandaşlar ve itfaiye ekiplerince söndürüldü. Öte yandan, Maltepe Eski Bağdat Caddesi’ndeki 3 araç da kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce yanıcı madde dökülerek ateşe verildi. Yangın, olay yerine gelen itfaiye ekiplerince söndürüldü. Araçlarda maddi hasar meydana geldi. Polisin eş zamanlı gerçekleşen olaylarla ilgili başlattığı araştırma sürüyor.
|
30.04.2009
|
|
|
Mazlum Şeker Bismil’de toprağa verildi |
İstanbul Bostancı’da polisin hücre evine düzenlediği operasyon sırasında, teröristin açtığı ateş sonucu vefat eden Mazlum Şeker’in cenazesi memleketi Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde toprağa verildi.
İstanbul Bostancı’da bir eve düzenlenen operasyonlar sırasında, hayatını kaybeden Mazlum Şeker’in cenazesi, kara yoluyla İstanbul’dan doğum yeri Bismil’in Kazancı köyüne getirildi. Şeker’in cenazesi, burada kılınan namazın ardından köy mezarlığına defnedildi. Şeker’in yakınlarının köye gelen basın mensuplarına tepki göstermesi üzerine gazeteciler görüntü alamadan köyden ayrıldı.
|
30.04.2009
|
|
|
Salgın hastalıkların sorumlusu insan |
Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muammer Saygılı, geçmiş yıllarda insanlarda görülen salgın hastalıkların yüzde 66’sının hayvanlardan bulaştığını, ancak günümüzde bu oranın yüzde 75’e çıktığını söyledi.
Saygılı, orandaki bu artışın sebebinin de yine insanoğlu olduğunu iddia etti.
Muammer Saygılı, dünyada hayvanlardan insanlara bulaşan Batı Nil virüsü, ebola, SARS, deli dana, maymun çiçeği, Kırım Kongo kanamalı ateşi, kuş gribi, hanta virüsü, domuz gribi, tüberküloz, kuduz, şap, şarbon ve leishmania gibi bir çok hastalık bulunduğunu bildirdi. Saygılı, geçmiş yıllarda insanlarda görülen salgın hastalıkların yüzde 66’sının hayvanlardan bulaştığını belirterek, ‘’günümüzde bu oran yüzde 75 oldu. Gıdaların yol açtığı hastalıkların yüzde 90’ı ise hayvansal gıdalardan bulaşıyor. Örneğin dünyada her 15 dakikada bir kişi kuduzdan ölüyor’’ dedi.
Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların henüz kitlesel ölümlere yol açmadığını da hatırlatan Saygılı, ancak bu hastalıkların ülkeleri, sonra da kıt'aları kasıp kavuracak bir salgına yol açabileceği korkusunun insanları paniğe sevk ettiğini vurguladı. Paniğin de uluslar arası ticareti ve turizmi sekteye uğrattığına değinen Saygılı, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların oranının artmasını şöyle açıkladı: ‘’Bunun sorumlusu küresel ısınmaya yol açan, tabiatı hoyratça kullanan, çarpık şehirleşme ile tabiî hayatın sınırlarının içine giren, savaşlar çıkarıp havaya gaz, çevreye ise atıklar bırakan, çevreye sanayi atığı bırakan insanoğludur. Bunların hepsi ekosistem sağlığını bozan nedenlerdir. Dünyada ulaşımın hızlanmasıyla, insanlar birkaç saat içinde bir başka ülkeye veya kıt'aya gidebildiği için hastalıklar hızla yayılabiliyor. Ayrıca doğaya müdahale eden insanoğlu bazı türleri alışık olmadıkları iklimlere naklederek, bir anlamda hastalıkları da naklediyor. Eskiden Afrika kıt'asındaki hastalık o kıt'ada, Amerika’daki hastalık Amerika’da kalırdı.’’
Tedbir alınmazsa 400 bin kişi ölebilir
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde dünyada 7-8 milyon kişinin domuz gribinden etkileneceğini belirtti. Yalçın, hastalığın önlenmemesi durumunda ise dünyada yaklaşık 400 bin kişinin domuz gribinden ölebileceğinin öngörüldüğünü bildirdi.
|
30.04.2009
|
|
|
Üst düzey tedbirler hemen alınmalı |
SağlIk ve Gıda Güvenliği Genel Başkanı Kemal Özer; “Türkiye, üst düzey önlemler almak için domuz gribinin birilerine bulaşmasını ya da ölmesini beklememeli” dedi.
Domuz gribi hastalığı sebebiyle tüm dünyanın alarmda olmasına rağmen, Türkiye’de “risk yok” şeklinde tanıdık açıklamalar yapıldığını da söyleyen Özer, “Tüm dünya büyük bir risk altında iken Türkiye’nin nasıl bir ayrıcalığı var ki risk altında değil?” diye sordu. Tarım Bakanlığı sessizliğini acilen bozması gerektiğini kaydeden Özer şöyle dedi: “Türkiye’de domuz eti ile ilgili durumun ne olduğu tam bilinmemektedir. Bakanlık ruhsatlı ve ruhsatsız domuz çiftliklerinin buralarda üretile domuzları domuzlardan elde edilen et, deri ve diğer yan mamullerin nerelere satıldığı bilgisini kamuoyu ile paylaşmalı. Hastalıkla ilgili önleyici önlemler alınmadan tüketip tüketmeme tercihini tüketiciye bırakmamalı. İnsanların bu bölgelerden uzak tutulması sağlanmalı. Domuz ürünü satış izni almış kasap ve marketler ilân edilmeli ki tüketiciler buralarda et alış verişi yapmasın. Sağlık çalışanları konu ve önemler hakkında acilen bilgilendirilmeli.”
|
30.04.2009
|
|
|
Kuveyt Türk’ten kriz desteği |
Körfez ve Avrupa bankalarından 115 milyon dolarlık murabaha sendikasyonu sağlayan Kuveyt Türk, krizde kaynak ihtiyacı bulunan şirketlere destek olacak.
Kuveyt Türk’ün Körfez ve Avrupa bankalarından sağladığı 115 milyon dolarlık murabaha sendikasyonuna ilişkin anlaşma, dün düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. Kuveyt Türk’ün düzenleyici olduğu murabaha sendikasyonuna aracılık eden diğer bankalar Liquidity Management House For Investment Company K.S.C.C Türkiye Halk Bankası A.Ş, İslâm Kalkınma Bankası, City Bank N.A, Garanti Bank, İntenetional N.V, Gatehouse Bank, Plc National Bank Of Kuwait (International), Plc ve Standart Chartered Bank olarak sıralandı.
Toplantıda soruları cevaplayan Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, bu yıl bütçelerini büyüme üzerine kurduklarını belirterek, toplam aktiflerde yüzde 30 büyüme planladıklarını bildirdi. Uyan, 25 şube açmayı planladıklarını, bunlardan 7 tanesini hazırladıklarını ve Temmuz ayına kadar bunları açmış olacaklarını kaydederek, ‘’Karlılığımızı da 2009’da yüzde 50 mertebesinde büyütmeyi öngörüyoruz’’ dedi. Kuveyt Türk Yönetim Kurulu Başkanı Mohammad Al Omar da, Kuveyt Türk’ün 20. kuruluş yılını kutladıkları 2009’ da, hedeflerinin yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da büyümeye önem vererek Körfez, Orta Asya ve Avrupa kaynaklı faizsiz bankacılık fonlarını ve yatırımcılarını Türkiye’ye kazandırmak olduğunu belirtti.
|
30.04.2009
|
|
|
İçim Smartt daha ‘Aktif’ |
YIldIz Holding Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, bütün çocuklar yiyebilsin diye Ülker İçim Smartt’ın yeni ‘’aktif’’ küplerinin tanesinin 25 kuruştan satışa sunulduğunu bildirdi.
İçim Smartt’ın, ambalajını Bugs Bunny, Tweety, Slyvester, Taz’ın da dahil olduğu Looney Tunes ailesinin kahramanları ile renklendirdiği, kalsiyum ve D vitaminli ‘’aktif’’ serisi tanıtıldı. Toplantıda, Ülker’in, İçim Smartt’ın yaklaşık 1,5 yıl önce piyasaya sunulduğunu hatırlatan Tütüncü, İçim Smartt’ı, Türkiye’nin bir numaralı çocuk markası yapma hedefi doğrultusunda kalsiyum ve D vitaminli aktif serisini çocuklara sunduklarını söyledi. Bütün çocuklar yiyebilsin diye aktif küplerin tanesinin 25 kuruştan satışa sunulduğunu bildiren Tütüncü, ‘’25 kuruşa satmanın bir bedeli olacak. Ancak bunu bir marka oluşturmak için yatırım olarak düşünüyoruz’’ dedi. Aktif serisi için bu yıl 7 milyon lira Ar-Ge masrafı ve marka yatırımı yaptıklarını belirten Tütüncü, ekonomik fiyatlı ürün çalışmalarının da devam ettiğini bildirdi.
Süt ve Sütlü Ürünler, İçecekler, Alpella Pazarlama Genel Müdürü Tolga Sezer, İçim’in toplam gıda sektöründe 9. sırada yer aldığını ve 186 üründen oluşan geniş bir yelpazeye sahip olduğunu belirtti. İçim’in 2008 yılında 217 bin 700 ton üretim, 551,5 milyon lira ciro gerçekleştirdiğini bildiren Sezer, 2012 yılına tonajı 2 katına, ciroyu da 3 katına çıkaracaklarını öngördüklerini söyledi. Süt ve Sütlü Ürünler Pazarlama Direktörü Yasemin Ünlü Romano ise, İçim Smartt’ın 1,5 yıl gibi kısa bir sürede yüzde 15 pazar payı ile çocuk kategorisinde ikinci marka olduğunu belirterek, ‘’Toplam çocuk pazarı tonaj olarak 2007 yılından 2008’e yüzde 19,2 büyüme kaydederek, 41 bin 301 tona yükseldi. Bu büyüyen pazar içinde İçim Smartt olarak 5 yılda 5 kat büyüme ile 2012 yılında 150 milyon liralık bir marka olmayı hedefliyoruz’’ dedi. Romano, yeni ürünün, çilek, şeftali, muz, orman meyveli ve bebe bisküvili olmak üzere 5 çeşidi olduğunu bildirdi.
|
ÜMİT KIZILTEPE
30.04.2009
|
|
|
|