|
|
|
AB sözünü tutmalı |
Yıllar süren gecikmenin ardından Türkiye’nin, kendisini AB’ye yaklaştıracak reform adımlarını hızlandırdığını belirten Olli Rehn, AB ülkelerini “Sözümüzü tutalım ve Türkiye’ye bunu (üyelik) yapabileceğini ispatlayabileceği bir şans verelim” diye seslendi.
Türkiye’ye bir şans verin
Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Avrupa Birliği’ne (AB) “Reform yapmakta olan Türkiye’ye bir şans verin” çağrısında bulundu. Yıllar süren gecikmenin ardından Türkiye’nin, kendisini AB’ye yaklaştıracak reform adımlarını hızlandırdığını belirten Rehn, AB üyesi ülkelere Türkiye’ye birliğe üye olma şansı verilmesi gerektiğini söyledi.
Alman DPA ajansına röportaj veren genişleme komiseri Rehn, “Son yıllarda Türkiye’de siyasi reformlarda bir yavaşlamaya şahit olduk. Ancak 2009 başından itibaren, birçok pozitif gelişme oldu” diye konuştu. Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren Rehn, AB ülkelerini “Sözümüzü tutalım ve Türkiye’ye bunu (üyelik) yapabileceğini kanıtlayabileceği bir şans verelim” diye seslendi.
Türkiye, AB üyesi olması halinde birlik içinde Almanya’dan sonra en kalabalık nüfusa sahip ülke olacak. Bu durumla başta Avusturya ve Fransa olmak üzere birlik ülkelerini endişelendiriyor.
Ancak Olli Rehn, tam aksine bu sebeplerden dolayı AB kapılarının Türkiye’ye açık olması gerektiğini düşünüyor. Rehn, “AB’nin istikrarlı, giderek demokratikleşen ve kalkınan bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye, Ortadoğu’da istikrar ve demokrasinin dayanak noktasıdır, Müslüman halkıyla birlikte seküler bir ülkedir” dedi.
DPA, söz konusu röportajı yayınladığı haberinde AB ülkelerinin Türkiye’deki demokrasi hakkında da endişeleri olduğunu belirtti ve 2008 yılında AKP ile CHP arasında yaşananlar ile birlikte Kürt halkına yönelik kısıtlamaların tepkiyle karşılandığını kaydetti. Bunun sonucunda ise Türk halkının 2005’te yüzde 61 olan AB’ye destek oranının 2008’de yüzde 41’e düştüğünü hatırlattı.
Rehn ise bu konuda her iki tarafta karşılıklı güven tesis etmek için en iyi yolun, reformları gerçekleştirmesi için Türkiye’ye baskı yapmak olduğunu söyledi. Rehn, “Türk halkının, AB reformlarının kendi temel çıkarlarına hizmet ettiğini görmeleri çok önemlidir. O noktaya ulaştığımızda insanlar Türkiye’nin gerçekten demokratik bir ülke olduğunu göreceklerdir. Avrupa kamuoyu da Türkiye’nin üyeliğine o zaman farklı bakacaktır.” diye konuştu. Bir yandan AB yönetimi, Türkiye’nin reformlarını kolaylaştırmaya istekli görünürken, diğer yandan ise Rehn Türkiye’nin ilerleme anahtarının Brüksel’de değil Ankara’da olduğunu kaydetti. Olli Rehn, son olarak “AB’ye üyelik sürecinde önemli olan hız değil kalitedir. Sürmesi gerektiği kadar sürecektir; ancak Türkiye bütün değerlere saygılı olduktan ve AB üyeliğinin şartlarını yerine getirdikten sonra üye olabilir” diye konuştu.
|
06.04.2009
|
|
|
Dakikada 109 bin TL faiz ödeyeceğiz |
Türkİye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) tarafından yapılan araştırmada, ‘’Türkiye’nin bu yıl dakikada 109 bin, saniyede bin 823 TL borç faizi ödeyeceği’’ bildirildi.
Alınan bilgiye göre, TİED, Türkiye’nin borç faizi ödemeleriyle ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada, Türkiye’nin 2006 yılında toplam 45 milyar 963 milyon TL borç faizi ödediği, dakikada ödenen borç miktarının 87 bin 448, saniyede bin 457 TL olduğu ifade edildi. Araştırmada, ‘’Bugün gelinen noktada ise borç faizi ödemeleri yaklaşık 12 milyar TL artmış ve 2009 bütçesinde 57 milyar 500 milyon TL olarak hedeflenmiştir. Buna göre, Türkiye yıl içerisinde, dakikada 109 bin 398, saniyede bin 823 TL borç faizi ödemeye başladı’’ denildi. Artan borç faizi ödemelerinin yatırımları ve yeni istihdam oluşturulmasını olumsuz etkilediği belirtilen araştırmada, ‘’İç ve dış borç faizine ödenen milyarlarca TL yeni yatırımların yapılmasını engelliyor ve işsizlik sorunun büyümesine neden oluyor’’ değerlendirmesine yer verildi. TİED Genel Başkanı Kazım Ergün, yaptığı açıklamada, bugün yapılan harcamaların gelecekteki kaynakların tüketilmesi anlamına geldiğini söyledi. ‘’Bizler çocuklarımıza ve torunlarımıza faizini bile ödemekte güçlük çektiğimiz borçlar bırakmak istemiyoruz’’ diyen Ergün, Türkiye’nin artık bu gerçeği görerek topyekün bir kalkınma hamlesine girişmesi gerektiğini ifade etti. Borçların faizlerinin bile yeni yatırım yapılmasını engellediğini dile getiren Ergün, “Toplum olarak bilinçli hareket etmeli ve yarınlarımız olan çocuklarımızın kaynaklarını şimdiden tüketmemeliyiz. Bir grup zengin aileye borç faizi olarak ödenen milyarlarca TL, yeni yatırımların yapılmasını, piyasaların canlanmasını engellemektedir’’ dedi.
|
06.04.2009
|
|
|
Eczacılar borç-faiz kıskacında sıkıştı |
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, yaşanan ekonomik krizden eczanelerin de etkilendiğini belirtti. Saydan, “Devletten alacaklarını zamanında tahsil edemeyen eczacıların, ilaç depolarının ödemelerini zamanında yapamadığı için borç ve faiz sarmalına girdiğini, ilaç depolarının haciz işlemi başlattıklarını” ifade etti.
TÜM Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, yaşanan ekonomik krizden eczanelerin de etkilendiğini belirtti. “Devletten alacaklarını zamanında tahsil edemeyen eczacıların, ilâç depolarının ödemelerini zamanında yapamadığı için borç ve faiz sarmalına girdiğini” ifade eden Saydan, bunu fırsat bilip alacaklarına fahiş oranda vade farkı koyan ilaç depolarının haciz işlemleri başlatarak eczacıların SGK ödemeleri, gayrimenkulleri ve eczanelerine el koymaya başladıklarını söyledi. Saydan, İlaçlarını Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı ecza depolarından aldıklarını, ancak geri ödemelerdeki gecikmeler yüzünden buralara vadesinde ödeme yapılmasında sıkıntılar yaşadıklarını ifade ederek, “Duyumlarımıza göre 14 bin dolayında eczanenin SGK’dan alacaklarına haciz konulmuş durumda” dedi.
|
06.04.2009
|
|
|
Türkiye’nin petrol faturası yüzde 24 arttı |
TÜRKİYE'NİN petrol faturası 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında artarak, 19,2 milyar dolara yükselirken, petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel bu yıl sonunda petrol faturasının azalması bekleniyor.
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) verilerinden derlenen bilgilere göre, 2008 yılı itibariyle Türkiye, 21,7 milyon ton ham petrol ithalatına 15,5 milyar dolar öderken, 11,4 milyon ton petrol ürünü ithalatına da 9,5 milyar dolar ödedi. Toplam 7,6 milyon ton petrol ürünü ihracından elde edilen dövizin de 5,8 milyar dolar gerçekleştiği dikkate alındığında Türkiye’nin geçen yılki petrol faturası 19,2 milyar düzeyinde gerçekleşti. 2007 yılında petrol faturası 15,5 milyar dolar olan Türkiye’nin ödediği tutar 2008 yılında yüzde 24 oranında artış gösterdi. Yetkililer, küresel ekonomik krizin de etkisiyle düşen petrol fiyatlarının yansımalarının Türkiye’nin 2009 yılında ödeyeceği petrol faturasını azaltacağı görüşünde.
|
06.04.2009
|
|
|
Yerli helikoptere ilgi artıyor |
TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş tarafından yürütülen Genel Maksat Helikopter Tedarik Projesi kapsamında üretilecek helikopterlerin sayısı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Özel Kuvvetler Komutanlığının ek talebi üzerine 78’den 109’a yükseltildi.
Proje kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığına 20, Hava Kuvvetleri Komutanlığına 6, Jandarma Genel Komutanlığına 30, Çevre ve Orman Bakanlığına 20, Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanlığına da 2 adet helikopter verilecek. Toplam 78 adet üretilmesi planlanan helikopterler için Emniyet Genel Müdürlüğü 20, Özel Kuvvetler Komutanlığı da 11 adet ek talepte bulundu. Bunun üzerine üretilecek helikopterlerin sayısı 109’a yükseltildi. TUSAŞ yetkilileri, talep gelmesi halinde özel şirketler için de helikopter üretileceğini bildirdi.
|
06.04.2009
|
|
|
Yetkin: Kriz, IMF’nin klasik reçeteleriyle aşılamaz |
TÜRKİYE Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye’nin yaşadığı 2001 krizi ve devam eden süreçte uygulanan IMF’nin mali ağırlıklı politikalardan en çok zararı tarım sektörünün gördüğünü söyledi.
IMF’nin Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı “felaket tablosuna” katkıda bulunduğunu ifade eden Yetkin, “IMF’den yeni felaket tablosuna katkıda bulunmasından çok, reel ekonominin ve tarım sektörünün canlandırmasına katkı sağlamasını beklemek hakkımızdır. (Aman batıyoruz, ne olursa olsun IMF ile bir an önce anlaşın) yaklaşımlarının ne kadar yanlış olduğu ortada. 2008 krizi IMF’nin klasik reçeteleriyle aşılamaz” dedi.
|
06.04.2009
|
|
|
Asıl kriz mâlî değil, mânevî |
Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 49. yıldönümü münasebetiyle Konya’da düzenlenen “Küresel kriz ve Bediüzzaman Said Nursî’nin iktisat görüşü” konulu konferansta konuşan gazetemiz yazarlarından Dr. Hakan Yalman, küresel mâli krizin normal bir kriz olmadığına dikkat çekerek, bunun aslında manevî bir krizden kaynaklandığını dile getirdi.
“Asıl kriz; malî değil, manevî”
YENİ ASYA yazarı Dr. Hakan Yalman, küresel malî krizin normal bir kriz olmadığına dikkat çekerek, bunun aslında manevî bir krizden kaynaklandığını dile getirdi. Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 49. yıl dönümü münasebetiyle gazetemizin Konya Temsilciliği tarafından “Küresel Kriz ve Bediüzzaman Said Nursî’nin İktisat Görüşü” konulu konferansta düzenlendi. Alaeddin Keykubat Salonu’nda düzenlenen konferansa gazetemiz yazarlardından Dr. Hakan Yalman ve İbrahim Kaygusuz konuşmacı olarak katıldılar.
Dr. Hakan Yalman, küresel malî krizin normal bir kriz olmadığına dikkat çekerek, bunun aslında manevî bir krizden kaynaklandığını dile getirdi. Bediüzzaman Said Nursî’nin, “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum” sözünü hatırlatan Yalman, bu yangının aslında şu anda insanların ruh dünyasında yaşandığına dikkat çekti.
Bu yangından çıkmak için küresel bir Saadet Asrı’nın yeniden oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Dr. Hakan Yalman, bunun da insanların kendi özüne dönme ve kendisini sorgulamakla olacağını söyledi. Yalman, bütün eşyayı anlayabilecek bir nazara sahip olmak gerektiğini ifade ederek, ikinci olarak ise yaratılmış her şeyde Allah’ın kudretini görmek gerektiğini kaydetti.
Dünyada yaşanan krizlerin sebebinin başında, insanın Hüdabin (hakkı ve hakikati gören, Allah’ı tanıyan) yönünün zayıflaması buna karşılık hodbin (kendini beğenmiş) yönünün güçlenmesinin geldiğini ifade eden Yalman, “Bütün yaşanan bu krizler insanların tevazudan uzaklaşıp benliğini şişirmesinden kaynaklanıyor. Küresel krizi çözmek için öncelikle insanın özüne dönmesi gerekiyor. Çıkış yolumuz insanı tekrar inşa etmek ve Kur’ân medeniyetini yeniden kurmaktan geçiyor.” diye konuştu.
|
06.04.2009
|
|
|
KRİZLERİN BAŞLICA SEBEPLERİ, İKTİSADA RİAYET ETMEME VE ŞÜKÜRSÜZLÜK |
İBRAHİM Kaygusuz ise şu anda dünyanın küresel bir köy haline geldiğine dikkat çekerek, yerkürenin herhangi bir yerinde olumsuz bir şey yaşandığında bundan herkesin etkilendiğini ifade etti.
1929 yılında dünyada meydana gelen ekonomik krizde 40 milyar dolarlık dev bir zararın oluştuğunu ve 40 milyon kişinin işini kaybettiğini anlatan Kaygusuz, dünyada meydana gelen son krizde ise zararın 15 trilyon doları bulduğunu ve 50 milyon kişinin işsizlikle karşı karşıya kaldığını belirtti. “Bu aslında insan yaratılışına pek de uygun olmayan vahşi kapitalizmin çöküşünün bir başlangıcıdır” diyen Kaygusuz, küreleşmenin menfaat ve çıkar ilişkisini de beraberinde getirdiğini ve aynı zamanda insanları dünyevileştirdiğine de vurgu yaptı. Kaygusuz, “Bediüzzaman Said Nursî, mimsiz medeniyetten bahseder. Medeniyet kelimesinin başındaki ‘mim’ harfi atıldığı zaman ‘deniyet’ kelimesi çıkar ki o da alçaklık anlamına geliyor. Bediüzzaman, insanın zaruri ihtiyaçlarının dört olduğunu dile getiriyor. Bugün bu zarurî ihtiyaçlar 100’e kadar çıkmıştır” diye konuştu.
Dünyada yaşanan krizlerin başlıca sebeplerinin iktisada riayet etmeme ve şükürsüzlükten kaynaklandığını kaydeden Kaygusuz, “Nimete karşı şükrü ve iktisatlı olmayı unuttuk. İktisat insanı zilletten izzete çıkarır. Bediüzzaman bir ekmekle 36 gün yaşadığı zamanlar oldu. İktisat Risâlesini yazarken 3 hurma ile bir gününü tamamlamıştır.” ifadelerini kullandı.
|
06.04.2009
|
|
|
Obama, Genel Kurul’da 45 dakika konuşacak |
ABD Başkanı Barack Obama, bugün TBMM Genel Kurulunda 45 dakika süreyle milletvekillerine hitap edecek. Obama, Genel Kurulda yapacağı konuşma öncesinde de TBMM Başkanı Köksal Toptan ve grubu bulunan siyasi parti liderleriyle görüşecek.
Türkiye’ye ziyaretinin 1,5 saatini Mecliste geçirecek olan Obama, bugün saat 14.30 sıralarında TBMM’ye gelecek. Barack Obama, TBMM Başkanı Köksal Toptan tarafından Başkanlık Makamı girişinde karşılanacak. Köksal Toptan ile 15 dakika başbaşa görüşecek olan Obama, Toptan’ın makam odasında ayrıca TBMM’de Grubu bulunan muhalefet partilerin liderleriyle de bir araya gelecek. Barack Obama, sırasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile görüş alışverişinde bulunacak. TBMM Genel Kurulu, bugün saat 15.00’te, TBMM Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar başkanlığında özel gündemle toplanacak. Parti liderleriyle başbaşa yapacağı görüşmenin ardından, Genel Kurula geçecek. Obama’nın, Genel Kurulda yapacağı konuşma, Meclis Televizyonundan canlı yayınlanacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de ABD Başkanı Obama’yı dinlemek üzere, TBMM’ye gelmesi bekleniyor. Obama’nın konuşmasını 165 yabancı basın mensubu ile TBMM’de görev yapan 200’e yakın Türk basın mensubu, basın locasından izleyecek. Barack Obama’nın TBMM’ye ziyareti nedeniyle bugün Meclise ziyaretçi alınmayacak.
|
06.04.2009
|
|
|
Şahin: Gelişmiş demokrasi hukuka güvene bağlı |
ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’nin daha gelişmiş bir demokrasiye ulaşmasının yolunun, toplumda hukuka ve adalete duyulan güvenin en üst derecede olmasına bağlı olduğuna işaret ederek, bunu sağlayacak en önemli meslek gruplarından birisinin de avukatlık mesleği olduğunu belirtti.
Şahin, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, avukatlık mesleğinin, büyük fedakarlıklarla icra edildiğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Geleceğin adalet sistemini hep beraber kuracağımıza inanıyorum. Savunma makamının olmadığı bir adaletin, tam olarak tecellisi imkansızdır. O halde savunma makamının hak ettiği saygınlığa kavuşması, toplum ve yargı mekanizmaları nezdindeki itibarının arttırılması yönünde daha fazla çalışılması gerektiğini ifade etmek isterim. Biz Bakanlık olarak üzerimize düşen görevleri sonuna kadar yapacağız. Ancak bu sorunların çözümü konusunda avukatlardan, sivil toplum örgütlerinden ve meslek birliklerinden gelen yardım, teşvik ve desteğin daha da artması gerektiğini özellikle vurgulamak isterim. Bir çok avukatın, yeni şartlar, yeni sistem ve yeni teknoloji konusunda sorunlar yaşadığı gerçeğini biliyorum. Bu gerçek, maalesef ülkemizin her alanda karşımıza çıkan gerçeğidir. Biliyorum ki, büyük fedakarlıklarla işlerinizi yapıyorsunuz. Sosyal ve ekonomik şartlar mesleğinizi dönemsel zorlukların içine itebiliyor. Ancak savunma hakkının kutsallığını unutmamanızı, savunma hakkının insan haklarından ayrılamayacağını hatırlatmak isterim. Ülkemizin daha gelişmiş bir demokrasiye ulaşmasının yolu, toplumda hukuka ve adalete duyulan güvenin en üst derecede olmasına bağlıdır. Bunu sağlayacak olan en önemli meslek gruplarından birisi de avukatlık mesleğidir.’’
|
06.04.2009
|
|
|
Meclis, esrarengiz kazayı konuşacak |
Meclİs, bu hafta önemli bir ziyarete ev sahipliği yapacak, ayrıca, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopter kazasını konuşacak.
Meclis, haftaya ABD Başkanı Barack Obama’yı ağırlayarak başlayacak. ABD Başkanı Barack Obama, bugün TBMM Başkanı Köksal Toptan, ardından sırasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile Mecliste görüşecek. TBMM Genel Kurulu, yarın özel gündemle toplanacak. ABD Başkanı Obama, Genel Kurula hitap edecek.
Genel Kurul, yarın uluslar arası anlaşmaların onaylanmasını içeren yasa tasarılarını görüşecek. Gündemde uzun süreden beri bekleyen yaklaşık 20 tasarı ele alınacak. BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopterin düşmesinin ardından AKP, CHP ve MHP tarafından verilen araştırma önergeleri, 8 Nisan Çarşamba günü ele alınacak. Birleştirilerek görüşülecek olan önergenin kabul edilmesi konusunda grupların mutabakatı bulunuyor. Genel Kurul, 9 Nisan Perşembe günü, görüşmelerine daha önce başlanan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını ele alacak.
Tasarı, imalat sektörünün yanı sıra hizmet ve ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin de KOSGEB desteklerinden yararlanmasına imkân sağlıyor. Genel Kurul, bu hafta 15.00-19.00 saatleri arasında çalışacak.TBMM Adalet Komisyonu, bu hafta Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının görüşmelerine devam edecek.
|
06.04.2009
|
|
|
Darbe sever değil, darbe savar sendikayız |
MEMUR-SEN Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, iki tür sendikacılık olduğunu belirterek, ‘’Biri darbe sever sendikacılık, diğeri de darbe savar sendikacılık.
Darbecilerin çarkına su taşımak sendikacılığa yakışmaz, bu bize yakışmaz’’ dedi. Gündoğdu, Osmaniye’de Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘’Sivil Toplum, Sivil Anayasa ve Memur-Sen’’ konulu konferansta bir konuşma yaptı. Konuşmasında iki tür sendikacılık olduğunu ifade eden Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bunlardan ilki darbe sever sendikacılık, diğeri ise darbe savar sendikacılık. Darbecilerin çarkına su taşımak sendikacılığa yakışmaz, bu bize yakışmaz. Memur-Sen, ‘Ortak Akıl Hareketi’ni bunun için kurup öncülük etti. Sendikacılık anlayışlarımızın olmazsa olmazlarından biri de inşacı ve dönüştürücü sendikacılıktır.’’ İnsanlık adına sendikacılık yaptıklarını söyleyen Gündoğdu, İsrail’in Filistin’e yönelik operasyonlarını düzenledikleri mitinglerle protesto ettiklerini bildirdi. Gündoğdu, ABD Başkanı Obama’nın Türkiye’ye geleceğini hatırlatarak, şöyle devam etti: ‘’Obama Türkiye’ye geliyor. 30 ülke arasından Türkiye’nin seçilmesi bir avantaj olabilir. Ancak bu seçilmenin karşılığında talepler ve bu taleplere vereceğimiz cevaplar için sayın Başbakandan dileğimiz, vereceğiniz cevaplar tıpkı Danimarka’ya verdiğiniz cevaplar gibi dik olsun ki bu millet sizi izlemeye devam etsin.’’
|
06.04.2009
|
|
|
En fazla ceza Ankaralı’ya |
BAŞŞEHİR Ankara, kural tanımayan ve bu sebeple en fazla ceza yiyenlerin de merkezi oldu. Devlet, geçen yıl her Ankaralıya ortalama 447,1 lira ceza kesti.
Maliye Bakanlığı ve TÜİK verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre, adli ve idari para cezaları ile vergi cezaları bakımından Türkiye’nin en şanssız ili Ankara olarak belirlendi. Rakamların kurallara aykırı davrananlara müsamaha gösterilmediğini de ortaya koyduğu Ankara’da vatandaşlara geçen yıl 2 milyar 33 milyon 989 bin lira ceza kesildi. Bu rakam İstanbul’da 4 milyar 596 milyon 500 bin lira, Mersin’de 655 milyon 12 bin lira, Antalya’da 636 milyon 114 bin lira, Bursa’da 606 milyon 759 bin lira, Adana’da ise 554 milyon 295 bin lira olarak gerçekleşti. Ankara, kişi başına en fazla ceza yiyen illerin de başında yer aldı. Kişi başına 447,1 lira ceza kesilen Ankara’yı, 408,6 lira ile Mersin, 362 lira ile İstanbul, 358,5 lira ile İzmir, 342,1 lira ile Antalya, 341,9 lira ile de Bursa takip etti. İller itibariyle kişi başına 16,7 lira ile en az cezayı ise Siirtliler aldı.
|
06.04.2009
|
|
|
Nevşehir’de kaza: 4 ölü |
NEVŞEHİR'DE meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Aydın’dan Ardahan’a gitmekte olan Enver Polat’ın kullandığı 09 AS 610 plakalı araç, Aksaray-Nevşehir çevre yolu eski Zahire Pazarı mevkisinde, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yoldan çıkarak şarampole devrildi. Kazada, araçta bulunan Muammer Polat, Tanju Polat olay yerinde, Suzan Polat ve Baran Balkan (5) ise kaldırıldıkları Nevşehir Devlet Hastanesinde vefat ettiler. Sürücü Enver Polat ile araçtaki Hanım Polat ve Aynur Kılıç ise yaralanarak aynı hastanede tedavi altına alındı.
|
06.04.2009
|
|
|
İstanbul’da bina çöktü: 2 yaralı |
İSTANBUL Esenyurt’ta 2 katlı bina çöktü. Edinilen bilgiye göre, Esenyurt Merkez mahallesi Bağlarçeşme caddesi üzerindeki 2 katlı bir binada saat 02.10 sıralarında henüz belirlenemeyen bir sebeple patlama meydana geldi.
Patlamanın etkisiyle binanın bir kısmı yıkılırken, binada da yangın çıktı. Binada bulunan Faruk ve Oktay Tonka ise yaralandı. Yaralılar, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. İtfaiye yetkilileri, yangını söndürdürdükten sonra yaptığı incelemede, binada doğal gaz sisteminin bulunmadığını ve patlamanın bodrum katındaki kimyasal maddelerden meydana gelmiş olabileceğini belirtti. Bu arada, patlama sebebiyle çevredeki bina ve araçlarda maddî hasar oluştuğu görüldü.
|
06.04.2009
|
|
|
Kriz psikolojileri de bozmaya başladı |
Ekonomik kriz, maddî sorunların yanında en az onun kadar önemli psikolojik problemlere de sebep oluyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkunol, kriz ortamlarının bireysel birtakım bozuklukları ortaya çıkardığını, anksiyete, stres, uyku bozukluğu gibi sorunlara yol açtığını belirtti.
Kriz psikolojileri bozuyor
Ekonomik kriz, ‘’maddî’’ sorunların yanında en az onun kadar önemli ‘’ruhsal sorunlara’’ da sebeb oluyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkunol, kriz ortamlarının bireysel birtakım bozuklukları ortaya çıkardığını, aksiyete, stres, uyku bozukluğu gibi sorunlara yol açtığını belirtti. Ekonomik kriz dönemlerinde toplumda iyi örneklerin yaşanmamasının bireyleri daha da umutsuz, çaresiz hissetmesine, hiçbir şeyin düzelmeyeceği gibi düşünceye yol açtığını kaydeden Prof. Dr. Coşkunol, şu görüşleri aktardı: ‘’Duygusal atardamarlarımız diyebileceğimiz iyi örneklerin kesilmesiyle, bireyin çok ciddî olumsuzluk olmasa bile gelecekle ilgili umutların tırpanlanması nedeniyle maddî manevî yatırım yapmaktan vazgeçiliyor. Buna ‘öğrenilmiş çaresizlik’ deniyor. Bu çaresizlik gerçek bir çaresizlik olmamasına rağmen, meselâ sanayici artık yatırım yapmamaya başlıyor, parasını artık cebinde tutmaya başlıyor. Birtakım işler geliştirebilecekken mümkün olduğu kadar ‘aman olmasın, boş ver’ diyerek statik konumda kalmaya başlıyor. Bu da toplumsal ilerlemenin tabiatına aykırı olduğu için umutsuzluk daha da derinleşiyor. Uyku, iştah bozuklukları, halsizlik, sinirlilik, stres, depresyon ya da daha ileri gidilip ‘’artık ölsem de kurtulsam’’ gibi bir düşünceyi doğurabiliyor. Toplumda karamsarlık, kötümserlik oluşuyor.’’
Son dönemde ekonomik sıkıntılardan bunaldığını, daraldığını söyleyerek psikiyatra giden kişi sayısında çok ciddî bir artış olduğunu, hedefsizlik, belirsizlik, değersizlik, ne yapacağını bilememezlik gibi sorunlardan şikâyetlerin çoğaldığını dile getiren Prof. Dr. Coşkunol, ‘’Bu vak'alar yüzde 1-2 iken, son dönemde yüzde 10 civarına çıktı. Bu oldukça yüksek bir rakam aslında. Diğerlerinde de biraz daha deşildiğinde altında yatan faktörün ekonomik krizin yattığı görülüyor. Meselâ depresyonla geliyor, ama o depresyonun altında bu çıkıyor’’ dedi.
Prof. Dr. Coşkunol, ekonomik krizin zaman zaman madde kullanımı gibi sınırda eğilimler ortaya çıkarabildiği gibi, cinsellikle ilgili sorunlar da meydana getirdiğini kaydetti.
|
06.04.2009
|
|
|
34 koltuklu erkek kuaföründe her şey 2 TL |
İSTANBUL Esenler’de 10 yıl önce 3 koltuklu berber dükkânıyla işe başlayan Fikret Uğraş bugün toplam 51 koltuklu 2 kuaför salonunda ucuz fiyatlarla hizmet vermekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Esenler Sondurak’ta kiraladığı dükkânda 3 koltuk ile çalışan 30 yaşındaki Fikret Uğraş yandaki dükkânı da kiralayarak koltuk sayısını 17’ye yükseltti. Meslek hayatında 20. yılını dolduran Fikret Uğraş başarı çizgisini yükselterek kendi ismini verdiği Türkiye’nin ilk 34 koltuklu kuaför salonunu da Esenler Üçyüzlü’de hizmete açtı. Ortağı Şeref Barakoğlu (28) ile müşteri memnuniyetini ön planda tutan Fikret Uğraş, salonlarındaki hizmet ve fiyatları ile de dikkat çekiyor. Saç, sakal ve yıkamanın 5 TL olduğu salonlarda fiyatlar şöyle: Saç kesimi: 2, sakal: 2, çocuk traşı: 2, yıkama-fön: 2, cilt bakımı maske: 2 TL. Salonlarında hijyene büyük önem verdiklerini belirten Uğraş, “Tek kullanımlık malzemeler kullanıyoruz. Ayrıca müşterilerimiz için Plazmalı bekleme salonumuz mevcut” dedi. Görüşlerini aldığımız müşteriler de yapılan hizmetten ve fiyatlardan son derece memnun olduklarını söylediler.
|
06.04.2009
|
|
|
İzmir Büyükşehir’den ucuz ve katkısız ekmek |
İZMİR Büyükşehir Belediyesi tarafından şehirdeki ekmek fiyatlarını dengelemek, ekmeğin kalitesini arttırmak ve aynı zamanda muhtaç vatandaşlara ücretsiz ekmek vermek amacıyla kurulan Kent Ekmek Fabrikası’nda hazırlıklar bitmek üzere.
Kent Ekmek Fabrika Müdürü Zeki Babaoğlu, ilk etapta günlük 25-30 bin adet civarında katkısız ekmek üretimi gerçekleştireceklerini söyledi. Ekmek satışı ise belirlenen 26 satış büfesinde gerçekleştirilecek. Büfeler sabah 07.00 ile 16.00 saatleri arasında açık kalacak. 350 gram ağırlığındaki ekmek 40 Kuruş’tan satışa sunulacak.
|
06.04.2009
|
|
|
Türkiye’de 5 milyon 600 bin böbrek hastası var |
TÜRKİYE’DE 5 milyon 600 bin böbrek hastasının bulunduğu bildirildi. Avrupa Birliği Hipertansiyon uzmanı, Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon Derneği Kurucu Başkanı, Prof. Dr. Yahya Sağlıker, Türkiye’de 160 bini Adana’da olmak üzere toplam 5 milyon 600 bin böbrek hastası bulunduğunu belirterek, her 100 kişiden birinin potansiyel böbrek hastası olduğunu ifade etti.
Sağlıker, bu kişilerin tedavilerine önem verilmezse kısa bir süre sonra diyaliz makinelerine bağlanmak zorunda kalacak olmalarından dolayı böbrek nakli adayı olacaklarını kaydetti. Türkiye’de yılda ancak bin kişiye böbrek nakli yapılabildiğini ve bunun yetersiz olduğunu vurgulayan Sağlıker, ‘’Halen böbrek bekleyen 60 bin hasta bulunuyor. Hasta sayısı her yıl yüzde 10 artıyor” dedi. Böbrek hastalığına yakalanmamak için tuz tüketiminden kaçınılması gerektiğini anlatan Sağlıker, böbrek hastalığınına en fazla stresli meslekler olduğu için askerler, pilotlar, siyasiler, polisler, öğretmenler ve doktorlarda rastlandığını sözlerine ekledi.
|
06.04.2009
|
|
|
2 oyla muhtar seçildi |
KARABÜK’ÜN Yenice ilçesinde, seçimde yüksek oy alan 2 adayın birbirlerin şikâyet etmeleri üzerine oyları iptal edilince, eşi ve kendisinden başka oy alamayan kişi muhtar oldu.
29 Mart Yerel Seçimlerinde Çeltik Köyü muhtarlığı için mevcut muhtar Kemal Koymatoğlu ile Fevzi Kayaoğlu ve Erol Koymat adaylığını koydu. Seçim sonuçlarına göre, mevcut muhtar Koymatoğlu 52, Kayaoğlu 41 ve Koymat da 2 oy aldı. Adaylardan Kayaoğlu, seçimde en yüksek oyu alan Koymatoğlu’nu köyde ikamet etmediği gerekçesiyle İlçe Seçim Kuruluna şikâyet etti. Kurul, yapılan inceleme sonucu şikâyetin doğruluğuna kanaat ederek Koymatoğlu’nun oylarını iptal etti. Bunun üzerine 20 yıldır muhtarlık yapan Koymatoğlu da Kayaoğlu hakkında sabıkası bulunduğu gerekçesiyle şikâyette bulundu. İlçe Seçim Kurulu, sabıkası olduğunu belirlediği Kayaoğlu’nun da oylarını geçersiz saydı. Seçimi, eşi ve kendisinden başka oy almayan Erol Koymat kazandı.
|
06.04.2009
|
|
|
Erbaa’da okullar iki gün tatil edildi |
TOKAT’IN Erbaa ilçesinde baş gösteren ishal ve benzeri hastalıklar sebebiyle okullar 2 gün tatil edildi. İshal vak'alarının sebebi hakkında resmî bir açıklama henüz yapılmadı.
Son 3 gün içinde ishal, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi şikâyetlere Erbaa Devlet Hastanesi, sağlık ocakları ve özel polikliniklere yaklaşık bin 500 kişi başvurdu. Erbaa Kaymakamı Erdal Çakır, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ‘’İlçe merkezindeki tüm okullar Pazartesi ve Salı günü tatil edilmiştir. Tatil sadece öğrencilere yapılmış olup, öğretmenlere tatil değildir. Halkımızın tedbiren suları kaynatıldıktan sonra kullanması gerekir.’’ denildi.
|
06.04.2009
|
|
|
Türkiye'nin “alo” haritası |
TurkNet’ın sunduğu 1095 hizmeti kullanılarak son dönemde yapılan 4,5 milyonu aşkın aramadan elde edilen verilere göre, İstanbul’dan en fazla Ankara, Ankara’dan ise İzmir aranıyor.
TurkNet’in şehirler arası, uluslar arası ve GSM’e doğru olan telefon görüşmelerinde kullanılan hizmeti 1095 aracılığıyla son dönemde gerçekleştirilen 4,5 milyonun üzerindeki aramadan elde edilen verilerle yapılan ‘’Türkiye’nin Göç Haritası Araştırması’’, göç edenler ile kalanlar arasındaki bağın sürdürülmesindeki ‘’en önemli’’ aracın telefon olduğunu gösterdi.
1095 kullanarak yapılan aramalara ilişkin veriler, hangi ilden en fazla hangi ilin arandığını gösterirken, listenin birinci sırasında İstanbul geliyor. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasından 1095 kod numarası eklenerek çevrilen numaralar en çok Ankara, İzmir, İzmit ve Bursa illerine ait bulunuyor.
Türkiye içinde ve il bazında yapılan aramalara ilişkin diğer detaylara bakıldığında da, Ankara’dan İzmir, Bursa, Antalya, Kayseri; İzmir’den İstanbul Ankara, Manisa; Konya’dan Ankara, İstanbul, Antalya; Aydın’dan İzmir, İstanbul, Ankara; Bursa’dan İstanbul, Ankara, İzmir; Bilecik’ten Eskişehir, İstanbul (Anadolu), Ankara, Bursa; Eskişehir’den Ankara, İstanbul, İzmir; Kastamonu’ndan Ankara, İstanbul, Artvin; Diyarbakır’dan Ankara, İstanbul (Avrupa), Mardin, Malatya; Uşak’tan Adıyaman, İzmir, İstanbul (Avrupa), Ankara; Erzincan’dan Denizli, Burdur, İstanbul (Avrupa), Ankara; Ağrı’dan Aydın, Sivas, Ankara, İstanbul (Avrupa); Mardin’den Muğla, İstanbul (Avrupa), Ankara, Şanlıurfa; Şırnak’tan Karaman, Ankara, Konya, Sivas; Kilis’ten Balıkesir, İstanbul (Avrupa), Bayburt, Bursa’nın arandığı görülüyor.
YURT DIŞINA YAPILAN ÇAĞRILAR
Araştırmaya göre, 1095 aracılığıyla illerden yurt dışına yapılan çağrılar, o ülke ile ilgili bireysel bağlantıların yanı sıra ilin sınır komşularına yakınlığına ve ticarî ya da siyasî bağlantıların sıklığına göre de değişebiliyor.
İstanbul’un Avrupa yakasından en fazla Rusya, ABD, Almanya, İngiltere; Anadolu yakasından ABD, Almanya, Rusya, İngiltere aranıyor. Ankara’dan en fazla aranan ülkeler, Rusya, KKTC, ABD, Almanya; İzmir’den KKTC, Almanya, ABD, Rusya; Antalya’dan Rusya, Almanya, KKTC, Hollanda; Muğla’dan İngiltere, Yunanistan, Almanya, İsviçre; Bursa’dan Bulgaristan, Almanya, KKTC, İngiltere; Aydın’dan İngiltere, KKTC, Beyaz Rusya, Almanya; Eskişehir’den Hollanda, ABD, KKTC, Almanya, Belçika; Kocaeli’den KKTC, Almanya, ABD, İsviçre; Adana’dan KKTC, ABD, Azerbaycan, Almanya; Balıkesir’den ABD, KKTC, İngiltere, Almanya; Konya’dan KKTC, Almanya, Türkmenistan, Azerbaycan; Gaziantep’ten KKTC, Beyaz Rusya, Türkmenistan; Çorum’dan KKTC, Almanya, ABD, Ukrayna (cep); Iğdır’dan Azerbaycan, KKTC, Almanya, İran; Trabzon’dan Gürcistan, KKTC; Nevşehir’den İspanya, Kamerun, Almanya, Cezayir; Osmaniye’den Suriye, Suudi Arabistan, İsviçre; Mardin’den Kırgızistan, Bulgaristan olarak sıralanıyor.
|
06.04.2009
|
|
|
Blair, çenesiyle para kazanıyor |
İNGİLTERE'NİN eski Başbakanı Tony Blair, yaptığı konuşmalar karşılığında aldığı paralarla servetine servet katıyor.
İngiliz basınında verilen haberlere göre Blair, son olarak Filipinler’e yaptığı 36 saatlik ziyaret sırasında 2,5 saatlik bir konuşma karşılığında 400 bin sterlin (yaklaşık 930 bin TL) aldı. Bu konuşmayı yaklaşık iki bin kişinin izlediği, her bir izleyicinin salona girebilmek için 350 sterlin ödemek zorunda kaldığı kaydedildi. Blair’in iki yıl önce başbakanlığı bırakmasından bu yana yaptığı konuşmalardan kazandığı toplam miktarın 15 milyon sterline ulaştığı tahmin ediliyor.
|
06.04.2009
|
|
|
Karaciğer için renk renk meyve tüketin |
Amerıkan Diyetetik Derneğinin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, karaciğerin vücudun en büyük ve metabolik açıdan kompleks organı belirterek, ‘’Vücutta karaciğer yağlanmasının azaltılması için değişik renkte meyve tüketilmeli’’ dedi.
Dönmez, normal yağ içeriği yüzde 10’dan daha az olan karaciğerde, bu oranın artmasının karaciğer yağlanmasına sebep olduğunu ifade ederek, karaciğer yağlanmasının, bakteri, virüs, alkol, ilâç ve yaşlanma gibi sebeplerle olabileceğini söyledi. Karaciğer yağlanmasının, kilo kaybı, ishal, ayaklarda ödem, cildin kuruması ve sarılığa yol açabildiğini anlatan Dönmez, bu hastalığın her 4 kişiden birinde görülebildiğini ifade etti.
|
06.04.2009
|
|
|
Gıdalar, ses dalgalarıyla kuruyacak |
AVRUPA Birliği (AB), yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan ‘’ultrason’’ yöntemiyle meyve ve sebzelerin besin değerlerini kaybetmeden sağlıklı bir şekilde kurutulmasını sağlayacak 3,5 milyon TL’lik dev bütçeli proje başlattı.
Gıdaların kurutulmasında geleceğin teknolojisini oluşturacak ve İspanya, Almanya, İsveç, İngiltere ve Türkiye’den 8 kuruluşun katıldığı projenin koordinatörlüğü de Türk şirketi Gökser Makine’ye verildi. Projeyle, mevcut teknolojilerin ötesinde bir anlayışla geliştirilecek ‘’ultrason’’ yöntemi, gıdaların kurutulması sırasında zaman ve enerjiden büyük oranda tasarruf edilmesini sağlayacak. ‘’Ultraveg’’ projesinin koordinatörü Hilal Ünal, projenin 7. Çerçeve Programı içindeki KOBİ’ler yararına araştırmalar kapsamında desteklendiğini bildirdi. Projenin en büyük özelliğinin kurutma esnasında zaman ve enerjiden tasarruf etmek olduğunu anlatan Ünal, ‘’Bunun yanı sıra gıdaları kurutarak saklamak, artık daha etkin bir hale gelecek. Böyle yeni teknolojilerle gıda kurutma, gıdanın içindeki besin değerlerinin kaybetmeden sağlığa daha yararlı bir şekilde teşvik edilecek’’ dedi.
|
06.04.2009
|
|
|
|