Peygamberimizi sevenler artıyor
Üstad Bediüzzaman Said Nursî, ahirzamanda dünyanın ve insanlığın huzurunun Müslümanlar ile Hıristiyan ruhanilerin (dindarların) mutlak dinsizliğe karşı ittifakları ile sağlanacağı müjdesini veriyor.
Vatikan’ın İstanbul Temsilcisi George Marovich, ‘cevşen’ duâsını sürekli okuduğunu, dilinden düşürmediğini belirtir. Hatta bir TV kanalında, bir sempozyumda okumuştu. Ve devamlı cevşeni satın alıp eşine dostuna hediye ediyormuş. Papa’nın eski danışmanlarından Tomas Michel de devamlı Risâle-i Nurları okuyan bir Batılı olarak biliniyor.
Geçen ay Konya’ya Mevlânâ’nın yanına törenle defnedilen Eva (Havva) Hanım da bir Müslüman İsevî sayılabilir. Mevlânâ hayranı İtalyan, Anna Masalla da bunlardan biri. (Soy adının ‘Maşallah’ olduğu, dedelerinin Endülüs’ten geldiğini araştırmaları sayesinde bulduğunu Vehbi Vakkasoğlu’na söylemişti.)
Kısaca Üstadın müjdelerine Elhamdülillah bir bir şahit olmaktayız. Evet mutlak dinsizlik artık bitiyor. Bakın Malezya’daki Hıristiyanlar da artık ‘Tanrı’ yerine ‘Allah’ kelimesini kullanacaklar.
Hollanda’da da güzel gelişmeler var. Bayanlar tesettürlü havuza girme hakkını kazandılar.
Ayrıca Rotterdam’da Müslüman kökenli göçmen çocuklarına eğitim veren İslâmî ilkokul ‘Ibn Ghaldoun’un eğitim kalitesi düzeltilmesi amacıyla şehirdeki Hıristiyan okullardan eğitim desteği verileceği açıklandı.
Hıristiyan İlkokulları Birliği (CVO) ile konu hakkında görüşme yapan şehrin eğitiminden sorumlu Encümen Azası Leonardo Geluk, Ibn Ghaldoun ile ilgili yapılan teklifin memnuniyet verici olduğunu belirterek, kamuoyunda bu okulla ilgili olumsuz tavrın buna benzer çalışmalarla telâfi edilebileceğini söyledi. Daha önce eğitim kalitesi düşük olduğu gerekçesiyle İslâmî İlkokul Ibn Ghaldoun hakkında Hollanda medyasında olumsuz haberler yer aldı. Encümen Azası Leonardo Geluk, bu okuldaki eğitim sorunundan kaygı duyduğunu öne sürerek, velilerden çocuklarını başka bir okula göndermeleri çağrısında bulunmuş, ancak mahkemenin bu çağrıyı yanlış bulması ardından encümen azası geri adım atmak zorunda kalmıştı.
İnşallah çok kısa bir zamanda Batı, özellikle Avrupa İslâmiyetle barışacak. Batıda Peygamberimizi seven ve kabul edenlerin sayısı o kadar çok ki, bazı endişeler izale olduğunda fevc fevc, grup grup ortaya çıkacaklar İnşallah.
|
H. KÜBRA AKDEMİR
06.03.2009
|
|
Yeni Asya bizi anlatıyor
Yeni Asya gazetesiyle ilk olarak nerede ve ne zaman tanıştınız?
Haftalık İttihad gazetesi çıkardı. Biz onu bayilerden alıp, camilerin önünde satardık. O zamanlar bizi anlatacak bir gazetemizin olmasını çok arzu ederdim. Daha sonra Yeni Asya günlük gazete olarak çıktı.
Yeni Asya gazetesi çıktığında nasıl bir etki oluşturdu? Gazeteyi nasıl buldunuz?
Gazetenin çıkması için bir iştirak ve gayret vardı. O zamanlar bu gazeteyi okuduğumuz zaman başka gazeteler bize çok hafif gelirdi. Hizmetimizi yansıtan bir gazete olduğu için muhabbetimiz vardı. ‘Bizim gazetemiz’ olduğu için ona her türlü yardım yapmayı, kalkınması için gayret sarfetmeyi kendimize bir vazife edindik. Ben satılmayan gazeteleri toplar, esnafa verirdim. Bayilere ‘geri iâde’ diye bir şey olmazdı.
40 sene boyunca sizi Yeni Asya’ya bağlayan esas sebepler nelerdir?
Yazılarıyla, haberleriyle meşrebimize ve Risâle-i Nur’un mesleğine uygun olduğu için, bana hitap ettiği için okuyorum.
Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı neler oldu?
Yeni Asya kendi hususiyetimizi belirten bir gazetedir. Bu yüzden ailemize seve seve sunduk ve hiç tereddüt etmedik. Ve onlar da okudukları zaman hoşlarına gitti.
Bu hizmet yılları içinde unutamadığınız bir hatıranızı bizimle paylaşır mısınız?
Kırıkhan’daydım. O zamanlar orada ‘Halk Parti’li bir gazeteci vardı. Gazetemiz, Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’dan bahsettiği için dağıtmaya korkardı ve satmazdı. Kendisine gazeteyi sordum, ‘Yoktur’ dedi. İçerdeki gazeteleri işaret edip ‘Bak gazete orada’ deyip almıştım ve dağıtmıştım. Bir de o zamanlar rahmetli ‘Topal Ali’ vardı. Çok faal birisiydi. Gazeteyi “Yeni Asya, Yeni Asya” diye bağırarak, seyyar gazete dağıtanlara verirdi.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
O zamanlar gazete daha çok bayilerde satılırdı. Şu an bunu pek göremiyoruz. Bu noktada bazı eksiklikler var. Gazetenin daha iyi noktalara gelmesi için daha çok gayret sarfetmemiz gerekiyor.
|
İ. SERTAÇ YILMAZ- HAKAN BAYRAK
06.03.2009
|
|
Gazetemiz, bize istikamet kazandırdı
Yeni Asya gazetesi ile ilk olarak nerede ve ne zaman tanıştınız?
İttihad gazetesi çıktığında İttihad’ı alırdık. Sonra Bediüzzaman, Bediülbeyan, İhlâs, Uhuvvet gazeteleri çıktı kısa zamanda. Sonra kapandı bunlar, tekrar İttihad ile devam ettik. İttihad o zaman haftalıktı. İttihad’ı okuduk Yeni Asya çıkıncaya kadar. Yeni Asya çıkınca, Yeni Asya’ya devam ettik, hâlâ devam ediyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz İnşallah.
Sizi 40 sene boyunca Yeni Asya’ya bağlayan esas saikler nelerdir?
Beni Yeni Asya’ya bağlayan, dâvâmızın gazetesi olmasıdır. Risâle-i Nur’u neşretmesi bizi bağlayan sebeplerdendir.
Yeni Asya’yı diğer mevkutelerden farklı kılan, önde gelen ayırt edici özellikleri sizce nelerdir?
Dürüstlüğü, yalan yanlış, tahrik edici haberler yayınlanmaması, doğru ve realist olarak neşriyatına aynı çizgide zikzak yapmadan devamlı istikametli bir şekilde devam etmesidir.
Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı en önemli değerler neler olmuştur?
Yeni Asya sayesinde nameşrû gazeteleri evimize sokmadık. Çoluk çocuk okuduk Yeni Asya’yı. Haberler ve makale bakımından bize istikamet kazandırdı ve yeterli geldi.
Bu 40 sene içinde Yeni Asya ile ilgili yaşadığınız hatıraların en ilgincini bizimle paylaşır mısınız?
Bir abone çalışmasında arkadaşlarla aramızda taksimat yaptık. Bize de doktor arkadaşları abone yapma görevi düştü. Ben ve arkadaşım bir diş hekimine gittik. Tanıtımını yaptık gazetenin. O da “Eğer siz Risale-i Nur okuyan kişiler iseniz ve bu gazete de hediye olarak Risâle-i Nur’u veriyorsa ben abone olurum” dedi. O tarihte Yeni Asya'nın Risale-i Nur hediye kampanyası vardı. Biz de Nur talebesi olduğumuzu söyledik, yanımızdaki 'Sözler' kitabını da kendisine vererek oradan ayrıldık.
Yeni Asya gazetesinin 40. yılını tebrik ediyorum, hizmet dolu nice yıllar diliyorum.
|
NURDAN HİLAL
06.03.2009
|