Orta Asya cumhuriyetleri içinde en katı rejimle yönetilen Özbekistan'da kadınlı erkekli 200'den fazla kişi, Risale-i Nur okudukları ve evlerinde risale bulundurdukları için iki buçuk aydır cezaevinde. Anne ve babalarıyla, akrabalarıyla görüştürülmeyen bu insanlarla ilgilenip yardımcı olmak isteyenler de 10 gün gözaltında tutularak sindirilmeye çalışılıyor. Mahkemeye çıkarılmayı bekleyen bu insanlara TV ve gazetelerdeki yayınlarda asılsız suçlama ve iftiralar yöneltiliyor.
ÖZBEK YÖNETİMİ UYARILMALI
Özbek televizyonunda yayınlanan programlarda Bediüzzaman, devlet kurup hilâfeti getirmeye çalışan bir siyasetçi gibi gösterilmeye çalışılırken, Risale-i Nur'un Türkiye'de ve dünyada yasak olduğu idida ediliyor. Tutuklanan Nur talebeleri için daha mahkemeye çıkarılmadan “7 yıl hapse mahkûm olacaklar” haberleri yayılıyor. Bu endişe verici gelişmelere karşı Özbek yönetimini doğru bilgilerle uyaracak müsbet kampanyalara ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Son günlerde çeşitli kaynaklardan Özbekistan’da dindarlar ve özellikle Risale-i Nur talebeleri üzerinde çeşitli baskılar yapıldığı haberleri geliyor. Son iki aydır Özbekistan’da, aralarında kadınların da bulunduğu 200’den fazla kişinin Risale-i Nur Külliyatı eserlerini okudukları gerekçesiyle göz altına alındığı ve bu göz altılarda kötü muameleye maruz bırakıldıkları, aileleri ve yakınlarıyla da görüştürülmedikleri bildirildi.
Yerel ve ulusal haber siteleri ile insan hakları kuruluşlarına gönderdikleri mektuplarda Özbekistan’da kendilerine zulüm yapıldığını ifade eden insanlar, İslam Kerimov liderliğindeki Özbek devletinin dindarlara ve özellikle Nur talebeleri üzerine yoğun baskılar kurduğunu belirtti.
Bu konuda haber kaynaklarına ulaşan mektupların birinde, aralarında Buhara Üniversitesinde doçentlik görevi yapan birinin de bulunduğu ikiyüzden fazla erkek ve kadının “Nur hareketi” mensubu olmaktan ötürü hapse atıldığı ve yakınlarıyla görüştürülmedikleri belirtildi. Aynı şekilde Özbekistan televizyonlarında ve basın organlarında Nur hareketi ve Bediüzzaman Said NursîHazretleri hakkında olumsuz propaganda yapıldığı, yanlış bilgiler verildiği belirtilirken, Risale-i Nur eserlerinin ve bu eserleri takip eden insanların “siyasî bir cemiyet” olduğu ve eserlerin Türkiye’de bile yasaklanmış “tehlikeli eserler” olduğu iddialarının yayılmaya çalışıldığı ifade ediliyor. Sözkonusu baskı ve evhamların Rusya’da Risale-i Nur eserleri üzerine yapılan baskıların bir uzantısı olabileceği belirtilirken, mağdur duruma düşen Özbek vatandaşların insan hakları kuruluşlarından yardım istedikleri de belirtildi.
HUMAN RIGHTS WATCH BİLGİLENDİRİLDİ
Konuyla ilgili olarak, dünyanın önemli insan hakları kuruluşlarından İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW)’nin bilgilendirildiği belirtildi. Özbekistan’da zulüm gören insanlar adına HRW’nin New York’taki merkezine bir mektup gönderen New York Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mücahit Bilici, sözkonusu mektubunda, Özbekistan’daki bu insanların hiçbir siyasi faaliyet ile alakaları olmadığı ve Risale-i Nur eserlerini okumaktan başka bir amaçları bulunmadığı, buna rağmen çok kötü şartlar altında göz altına alınarak ve aileleriyle görüştürülmeyerek büyük bir insan hakları ihlaline maruz kaldıklarını belirtti. Önümüzdeki günlerde HRW uzmanlarının konuyla ilgilenmeleri bekleniyor.
MAZLUMDER ARAŞTIRIYOR
Öte yandan Mazlumder, Özbekistan’da Nurcular başta olmak üzere dindarlara karşı sürdürülen baskılarla ilgili büyükelçilik nezdinde girişimlerde bulundu. Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Avukat Emrullah Beytar, “Dâvâlarla ilgili bilgi almak ve olabilirse müdahil olmak için Özbekistan büyükelçiliğinden randevu istedik” dedi. Beytar, konunun takipçisi olacaklarını da sözlerine ekledi.
Rotterdam
İslâm Üniversitesi
Rektörü, Kerimov’a mektup yolladı
Bunun yanısıra Hollanda’daki Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’a yazdığı resmi bilgilendirme mektubunda sözkonusu uygulamanın bir insan hakları ihlâli olduğunu ve derhal son verilmesi gerektiğini bildirdi. Prof. Akgündüz, Devlet Başkanı Kerimov’a hitaben yazdığı mektupta, Özbekistan’ın İmam Buhari gibi önemli alimleri bağrında yetiştiren bir İslam ülkesi olduğunu ve bu ülkede İslam’a önemli hizmetleri geçmiş bir âlim olan Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini okumaktan başka bir suçu olmayan insanlara zulüm yapılmaması gerektiğini belirtti. Mektubunda, çoğu devlet adamının ne yazık ki Bediüzzaman’ı anlayamadığı yahut yanlış anladığını belirten Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Akgündüz, Bediüzzaman’ın ve onun eserlerinin Amerika’da, Avrupa’da ve bütün dünyada iman hakikatlerini yaymakta ve gittikleri yerleri aydınlatmakta olduğunu ifade etti. Mektubunda daha sonra Bediüzzaman’ın hayatını ve eserlerini anlatan Prof. Akgündüz, “Bugüne kadar hiçbir devlet adamı yahut tarihçi tarafından, Bediüzaman’ın ve onun talebelerinin kamu düzeni ve güvenliği aleyhinde herhangi bir cereyanın içinde bulunduğuna dair bir delil ortaya atılmamıştır” diyerek Özbekistan’daki Nur talebelerinin haklarını savundu.
|