|
|
|
Erdoğan: İsrail ayrı, hükümeti ayrı |
Washington Post’a konuşan Başbakan Erdoğan, “İsrail'le ilişkiniz sona erdi mi?” sorusuna şu karşılığı verdi: “Ciddî bir ilişkimiz var. Ama şu anki İsrail hükümeti kendisini kontrol etmeli. Bu konuyu önümüzdeki seçimler için istismar etmemeli.”
İsrail ayrı, hükümeti ayrı
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı gösterdiği tutumun anti-Semitik veya Yahudi halkına karşı olduğunu iddia etmeye çalışanlar olduğunu belirterek, “Bir başbakan olarak anti-semitizmin karşısında durdum. Benim düş kırıklığım, şimdiki İsrail hükümetine karşıydı” dedi.
Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve forumun moderatörüne gösterdiği tavırla dünya gündemine oturan Başbakan Erdoğan, Washington Post gazetesine konuştu. Erdoğan, İsrail’in Gazze saldırılarından Hamas’a, Olmert ile görüşmesinin perde arkasından ABD Başkanı Barack Obama’dan ne beklediğine dair sorularını cevapladı. Erdoğan, Washington Post ve Newsweek muhabiri Lally Weymouth’a verdiği röportajda, Türk askerlerinin Gazze’de barış gücünün bir parçası olmasının imkansız olduğunu dile getirerek, “Belki sadece gözlemci olarak. Güvenlik gücü göndermemiz bizim için büyük bir hata olabilir. İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı gösterdiğim tutumun anti-Semitik veya Yahudi halkına karşı olduğunu iddia etmeye çalışanlar var” dedi.
Türkiye’de yaşayan Yahudilerin Yahudilere karşı tutumumunun örneği olduğunu belirten Erdoğan, “Bir birey olarak sürekli anti-semitizmin bir insanlık suçu olduğunu ifade ettim. Bir başbakan olarak anti-semitizmin karşısında durdum ve benim düş kırıklığım, şimdiki İsrail hükümetine karşıydı çünkü bize karşı adil davranmadılar” dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
BAŞBAKAN ORADA KALIP SÖZLERİNİ BİTİRMELİYDİ |
Türkiye'nin İsrail'le silâh anlaşmalarının iptal edilmesi gerektiğini belirten DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Orada Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına değil, büyükelçisine bile yüksek sesle konuşulması benim ağırıma gider. Orada Başbakanın ortaya koyduğu tavır belki gönlümüzü hoş etmiştir. Ama mantığımız aynı paralelde değildir. Orada sonuna kadar kalıp bir devlet adamının ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıydı” dedi.
GÖRÜŞME SONRASI KATLİÂM
Gazze'ye saldırmadan önce Olmert'in Türkiye'ye gelerek Erdoğan'la görüştüğünü ve yapılan uzun görüşmenin ardından güzel fotoğraflar verildiğini hatırlatan Soylu, “5 gün sonra çocuklara, annelere büyük bir katliam başlatıldı. İsrail Türkiye'yi önemsemiyormuşcasına hava ve kara saldırılarını başlattı” dedi.
Anlaşmaları iptal edin
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos zirvesindeki Gazze konulu paneli terk etmesiyle ilgili olarak, Türkiye’nin İsrail ile olan silah anlaşmalarının iptal edilmesi gerektiğini belirtti. Soylu, partisinin Bandırma İlçe Başkanlığı tarafından düzenlen aday tanıtım töreninde, Gazze’ye saldırmadan önce İsrail Başbakanı Olmert’in Türkiye’ye gelerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü söyledi. Yapılan uzun görüşmenin ardından, güzel fotoğraflar verildiğini ifade eden Soylu, şöyle konuştu: ‘’5 gün sonra çocuklara, annelere orada büyük bir katliam başlatıldı. Çünkü şubat ayında İsrail’de seçim vardı. Onların seçimleri kazanması için hiç önemli değildi. Yüzlerce çocuk ölmüş aileler mağdur olmuş. Medeni Dünya sesini çıkarmadı. Bizim ülkemizin Başbakanı ‘Ben arabulucuyum. Sorunu çözeceğim’ diye ortaya çıktı. Suriye’ye, Ürdün’e, Mısır’a gitti. İsrail sanki Türkiye’yi önemsemiyormuşcasına hava saldırısını ardından da kara saldırısını başlattı...’’
Süleyman Soylu, Türkiye’nin İsrail ile olan silah anlaşmalarının iptal edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
‘’Orada Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na değil büyükelçisine bile yüksek sesle konuşulması benim ağırıma gider. Orada Başbakan’ın ortaya koyduğu tavır belki biraz gönlümüzü hoş etmiştir. Ama mantığımız aynı paralelde değildir. Orada sonuna kadar kalıp bir devlet adamının ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıydı. ‘Orada yaptığınız katliamdır, sorumsuzluktur, biz bunu sizin yanınıza bırakmayız. Dünya sizin yanınıza bırakmaz, tarih sizin yanınıza bırakmaz’ şeklinde bir anlayışı orada ortaya koymak ve sanki ‘Ben gidiyorum’ diyerek sonra da bunu gelip Türkiye’de iç siyaset malzemesi haline getirmek bir ülkenin Başbakanı’na yakışır bir hadise değildir.’’
“BÜYÜKELÇİYİ İSTENMEYEN ADAM İLÂN ET”
MANİSA'DA partisinin düzenlediği belediye başkan adayları tanıtım törenine de katılan DP lideri Süleyman Soylu, burada yaptığı konuşmada, ‘’Hemen büyükelçiyi çek, buradaki büyükelçiyi istenmeyen adam ilan et ve gönder. Bir taraftan Bosna’da başa gelenler, bir taraftan Irak. Kendi enerji havzalarını güvenlik altına alacaklar, sahipleri olacaklar diye bu coğrafyayı daraltmaya, sıkıntıya sokmaya hakları yok’’ dedi. Soylu, İsrail’in kara harekatını başlattığı dönemde gereken tepkinin verilemediğini, hükümetin, bu ülkeye gösterdiği tepkide samimi olmadığını iddia etti.
|
01.02.2009
|
|
|
Gazze’ye yardımları engellemeyin |
Şu anda yardım için Gazze’ye günde ortalama 120 kamyonun girebildiğini belirten AB Komisyonunun İnsanî Yardımdan Sorumlu üyesi Michel’in sözcüsü, 2007’de bu sayının günde 500 civarında olduğunu hatırlatarak, insanî yardımlara uygulanan kısıtlamaların kalkmasını istedi
AB’den İsrail’e çağrı: Gazze’ye yardımları kısıtlamayın
AVRUPA Birliği yetkilisi, Gazze Şeridi’ne yönelik insan yardımların dağıtımının kısıtlı olduğunu, bunun da ihtiyaçları karşılamayı güçleştirdiğini açıkladı. AB Komisyonu’nun Kalkınma ve İnsani Yardımdan Sorumlu üyesi Louis Michel’in sözcüsü John Clancy, Gazze’ye yardım için günde ortalama 120 kamyonun girebildiğini ifade ederken, 2007’de bu sayının günde 500 civarında olduğunu hatırlattı. Clancy, AB Komisyonu’nun, İsrail’den yardım görevlilerinin bölgeye hızlı geçebilmesine izin vermesini istediğini, İsrail’in bu talebi değerlendireceğini kaydetti. Bir yardım yetkilisinin Gazze’ye geçişinin 5 gün aldığı, AB’nin bu sürenin 48 saatin altına inmesini istediği belirtiliyor. Sözcü Clancy, ayrıca AB’nin, Gazze Şeridi için bu yıl 58 milyon avro tahsis ettiğini, ancak İsrail’in 3 haftalık Gazze saldırıları sonucu artan ihtiyaçlar ışığında bu rakamın revize edilmekte olduğunu ifade etti.
|
01.02.2009
|
|
|
Blair: Hamas da süreçte yer almalı |
İngiltere’nin eski başbakanı ve Ortadoğu barış görüşmecileri dörtlüsünün bölge temsilcisi Tony Blair, Hamas’ın, Ortadoğu barış sürecinde yer alması gerektiğini söyledi.
Hamas da süreçte yer alsın
İNGİLTERE'NİN eski başbakanı ve Orta Doğu barış görüşmecileri dörtlüsünün bölge temsilcisi Tony Blair, Hamas’ın, Orta Doğu barış sürecinde yer alması gerektiğini söyledi. Blair, İngiliz Times gazetesine verdiği mülakatta ‘’Ben, kesinlikle Hamas’ın barış sürecine dahil edilmesi için bir yol bulunmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu Hamas’ın bunu doğru şartlara uygun olarak yapmaya hazır olması ile başarılabilir’’ dedi. Times gazetesinin internet sitesindeki mülâkatında Blair, ‘’Eğer, bunu yanlış bir şekilde yaparsanız, özellikle ılımlılık yanlısı Filistinliler için istikrarsızlık yaratır’’ dedi. Blair’in bölge temsilcisi olduğu Orta Doğu barış görüşmecileri dörtlüsü ABD, BM, Rusya ve AB’den oluşuyor.
|
01.02.2009
|
|
|
GEREKİRSE TEKRAR VURURUZ |
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak “Hamas’ı tekrar vurmamız gerekirse, vururuz” dedi. Hamas’a karşı bir anlaşmadan değil, “kararlılık ve caydırıcılıktan” yana olduğunu iddia eden Dışişleri Bakanı Livni de, bu sebeple yapılması gereken en doğru şeyin “Dökme Kurşun” operasyonunun sürdürülmesi olduğunu söyledi.
İsrail: Gerekirse yine vururuz
SRAİL Savunma Bakanı Ehud Barak, İsrail’in gerektiğinde Hamas’ı tekrar vuracağını söyledi. Ordu radyosunun haberine göre, Kadima lideri ve Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Peres Akademi Merkezi’nde yaptığı bir konuşmada, Hamas’a karşı bir anlaşmadan değil, “kararlılık ve caydırıcılıktan” yana olduğunu dile getirdi. Hamas ile bir anlaşmaya varılmasına karşı olduğunu söyleyen Livni, “Gerekirse bir başka operasyon olacak” dedi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da Livni ile benzer görüşleri dile getirdi ve İsrail’in gerektiğinde Hamas’ı tekrar vuracağını söyledi. Barak, İsrail’in Kanal 10 televizyonuna yaptığı açıklamada, Hamas tarafının mevcut ateşkese uyacağını beklediğini anlatırken, roket saldırıları halinde İsrail’in örgüte karşı hazırlıklı olduğunu belirtti. İsrail Savunma Bakanı, “Hamas’ı tekrar vurmamız gerekirse, vururuz” dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
“Keşke böyle bir olay hiç olmasaydı” |
9'UNCU CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, Davos’ta yaşanan gerginlikle ilgili olarak, ‘’Bu çeşit olaylar, uluslar arası toplantılarda olmaz, pek rastlanmaz.
Keşke böyle bir olay hiç olmasaydı” dedi. Demirel, Moldova Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi Başkanı Mihail Formuzal ve beraberindeki heyetle Güniz Sokak’taki evinde görüştü. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplayan Demirel, Davos’taki Gazze oturumunda yaşanan gerginlikle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, şöyle konuştu: ‘’Bu çeşit olaylar, uluslar arası toplantılarda olmaz, pek rastlanmaz. Keşke böyle bir olay hiç olmasaydı. Yaptığımız şey, bizim hoşumuza gidebilir, gitmez. Dünyayla beraber yaşayacağız. Hadiselere dünyanın nasıl baktığına da önem vermemiz lâzım. ‘Dünya da kim oluyor?’ diyemeyiz. Bu hadisede dünya da Türkiye de ikiye bölünmüştür. Diplomasi devamlılık ister, kesintiyi kaldırmaz. Diplomasi, kavga etmemek için vardır. Hadiseleri, diplomasiyle çözmeye oturduğunuz zaman sabır ister. Uluslar arası meselelerde birtakım faturalar çıkar. Bu faturaların nerede, ne zaman, nasıl çıktığının çok farkına varamazsınız. Umalım ki, böyle bir hadise Türkiye’nin zararına olmasın. Bu çeşit meseleleri olmamış saymak mümkün değildir. Umalım ki olmamış sayılsın.’’ ‘’İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in tavrını nasıl bulduğu’’ sorusuna da Demirel, ‘’Ben bütün hadiseyi beğenmiyorum. Davos’ta bir Gazze toplantısı yapmak ve buna Türkiye ve İsrail’i oturtmak yanlıştır. Çünkü tarafların tavırları bellidir. Bu toplantı adeta hadise çıkarmak için yapılmıştır’’ diye cevapladı. Demirel, ‘’olayın sonuçlarını ortadan kaldırmak için soğukkanlı düşünmek gerektiğini’’ de söyledi.
|
01.02.2009
|
|
|
“Tepki; haklı, meşrû ve yerinde” |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Davos’taki toplantıda gösterilen üslûp ve yaklaşımı ‘’küstahlık örneği’’ değerlendirerek, Erdoğan’ın tepkilerinin, yöntemleri tartışılsa bile haklı, meşrû ve yerinde olduğunu bildirdi.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu kapsamında ‘’Gazze: Ortadoğu’da Barış İçin Yeni Model’’ konulu panelde yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, ‘’Toplantıda, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen bulunan Sayın Başbakan’a hitaben oturum yöneticisi ile İsrail Cumhurbaşkanı’nın üslûp ve yaklaşımı aziz milletimizin asla kabul edemeyeceği bir küstahlık örneği olmuştur. Tartışma esnasında taşıdığı sorumluluk ve makama yönelik olarak aşağılayıcı ve nezaketsiz tavırlara maruz kalan Başbakan Erdoğan’ın aziz milletimiz adına gösterdiğini düşündüğümüz tepkileri, yöntemleri tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir’’ dedi. Bunun yanında Erdoğan’ın, paneli terk ettikten sonraki basın toplantısında, ‘’tepkisinin panel yöneticisine yönelik olduğunu, kimsenin hedef saptırmaması gerektiğini, İsrail Cumhurbaşkanı’na, İsrail halkına ve Musevilere karşı bir tepki ve tavır olmadığını’’ açıklama telaşına düştüğünü savunan Bahçeli, bunun, ‘’gösterilen tepkileri zayıflattığını ve kafaları karıştırdığını’’ kaydetti.
|
01.02.2009
|
|
|
Sivil anayasaya ihtiyaç var |
Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Köker, yeni bir anayasa yerine, maddeler üzerinde değişiklikler yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye’nin artık tamamen sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Sivil anayasaya ihtiyaç var
Gazİ Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Köker, yeni bir anayasa yerine, maddeler üzerinde değişiklikler yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye’nin artık tamamen sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Bursa Ahenk Hukuk Derneği tarafından Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Sivil Anayasa Üzerine Yol Haritası” konulu panelde konuşan Prof. Dr. Levent Köker, yeni anayasaya duyulan ihtiyacı dile getirdi. Türkiye’de yeni bir anayasa yerine, maddeler üzerinde değişiklikler yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Köker, anayasada ilk delinmenin Özal döneminde olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Köker, şöyle konuştu: “O dönem, Kenan Evren ‘deldirtmem’ dedi. Özal da ‘bir kere delmeyle birşey olmaz’ diyerek ilk değişiklikleri yaptı. Son 1982 Anayasası’nın 175 maddesinin 65’i değişik dönemlerde değişmiş. Türkiye’nin artık tamamen sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu herkes biliyor. Türkiye bir Anayasa değişikliği yapmak bakımından çok fazla yol alamadı. Başörtüsü yasağını üniversiteden kaldırmak için yapılan düzenlemeye 411 milletvekili onay verdi; ancak Anayasa Mahkemesi’nin hiç de hukuki olmayan kararına takıldı. 1989’da başörtüsü yasağının kaldırılması gerektiğini yazan birisi olarak bu yasak artık kaldırılması gerekiyor.”
SON İKİ ANAYASA DEMOKRASİ İLE ÇELİŞİYOR
Prof. Dr. Köker, 1961 ve 1982 anayasalarının ortaya çıkışındaki kurucu iradenin, ‘millet adına’, bu 2 anayasaya da vücut veren askerî iradenin belirleyiciliği altında oluşturulduğunun heyetlerce ortaya konulduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“2 Anayasa da millet kavramının zorunlu kıldığı seçime dayalı demokratik temsil aracılığıyla belirlenen kurucu iradeler tarafından yapılmamış olmakla, kendi içlerinde çelişkili olmuşlardır. Çelişki, bu anayasaların, içlerinde yazılı olan ‘egemenlik millete aittir, millet egemenliğini Anayasa’nın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır’ temel hükmü ile en temel hükmü koyan iradenin millete ait veya milletten sadır olmaması arasındadır. Bu çelişkinin millî egemenlik ile demokrasiyi özdeşleştirerek aşılması düşünülebilirse de, klasik anayasacılığın bu formülü çağdaş demokrasinin ilkeleri bakımından uygun görünmemektedir.”
|
01.02.2009
|
|
|
DOĞALGAZDA % 17 İNDİRİM |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünden itibaren doğalgaz fiyatını evlerde yüzde 17, sanayide yüzde 18 oranında indirdiklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Topkapı’daki ‘’Panaroma 1453 Tarih Müzesi’’nin açılışında yaptığı konuşmada, bir müjdesi olduğunu belirtti. Erdoğan, ‘’1 Şubat 2009 itibarıyla doğal gaz fiyatını evlerde yüzde 17, sanayide yüzde 18 oranında indirdik’’ dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
Yeni ÖSS ehven-i şer |
Bağımsız Eğitimciler Sendikası YÖK’ün 2010 yılından itibaren geçerli olmak üzere ÖSS’yi iki aşamalı hale getiren ve ikinci aşaması 5 sınavdan oluşan yeni sistemini “ehven-i şer” olarak değerlendirdi: Olumlu değişiklikler var, ama ezberci sisteme ve dersane bağımlılığına çare getirmiyor.
Eğitimciler: Yeni ÖSS ehven-i şer
YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu’nun (YÖK), 2010 yılından itibaren geçerli olmak üzere ÖSS’yi iki aşamalı hale getiren ve ikinci aşaması 5 sınavdan oluşan yeni sistemini, “Yeni sistemin daha çok öğrenci başarısına endeksli olacağını düşünüyorum” şeklinde değerlendiren Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, yeni sistemle meslek lisesi mezunlarının farklı alanlarda eğitim görmesinin önünün açılıyor olmasını da “olumlu bir gelişme” olarak değerlendirdi.
ÖSS’nin iki aşamalı ve sınavın 5 ayrı zaman ve bölüme yayılıyor olmasının öğrencilerin özel durumlarından kaynaklanacak muhtemel kayıp ve zaafların telafisini mümkün kılacağını söyleyen Avcı, “Öğrencileri ciddî stres ve sıkıntıya sokan bir tek sınava bağlı ÖSS sistemi yerine iki aşamalı ve beş sınava bağlı yeni ÖSS sistemiyle öğrencilerin stresi azalacağı gibi, faaliyet ve çalışmalarını arttırmak ve motivasyonlarını sürekli kılmak imkânı da oluşacaktır. Öte yandan öğrencilerin yeni sistemde müfredatdan sorumlu olacak olması da olumlu yönde görülmesi gereken bir değişikliktir” dedi.
Olumlu yanlarının yanı sıra yeni ÖSS sisteminin öğrencileri dershane mahkûmiyetinden kurtaramayacağına inandığını söyleyen Gürkan Avcı, “Biz dershane dayatmasını, özel okul hayranlığını pasifize eden bir sistemi arzuluyoruz. Olumlu yönleri olmasına rağmen yeni sistem, dershanelere öğrenci başına 3 ila 15 milyar arasında ödeme yapan aileleri, dershaneye gitmediği takdirde sınavı kazanma imkânı olmayan öğrencileri korumaktan oldukça uzaktır. Daha kötüsü, iyi eğitimci kadrosuna sahip, sınıf mevcutları düşük, eğitim materyali zengin, fizikî altyapısı güçlü özel okullar ve varlıklı semt okulları yeni ÖSS sisteminden yine karlı çıkacaktır” diye konuştu.
Yapılan sınavların, bilgi kaynaklarına ulaşmanın serbest olduğu bir anlayışa göre olması gerektiğini ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan müfredat ve YÖK tarafından yapılan ÖSS reformlarının ÖSS sınav sisteminin değişmemesi durumunda hiçbir anlamı olmayacağını dile getiren Avcı, “Eğitim sistemimizde ezberci anlayışın oluşmasında ve dershane dayatmasında en büyük sorumluluk ÖSS sisteminindir” dedi.
|
RECEP GÖREN
01.02.2009
|
|
|
HIZLI TREN İKİ AY ÜCRETSİZ OLSUN |
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, Ankara-Eskişehir arasında hızlı tren işletmeciliğine Mart ayının ilk yarısında başlamayı hedeflediklerini belirterek, “TCDD’nin 1-2 ay bilet ücreti almayarak vatandaşın ayağını alıştırmasını beklediğini” söyledi.
Yıldırım, Ankara-İstanbul hızlı treninin Ankara-Eskişehir bölümündeki testlerin, altyapı ve üstyapı çalışmalarının tamamlandığını, tren setlerinin geldiğini söyledi. TCDD Genel Müdürlüğünün son çalışmaları tamamlamak üzere olduğunu anlatan Yıldırım, “Hedefimiz Mart’ın ilk yarısında Ankara-Eskişehir arasında hızlı trenin seferlere başlaması” dedi. TCDD’nin Ankara-Eskişehir arasında işletilecek hızlı trenin sefer sayısı ve saatlerini belirlemek üzere çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: “Vatandaşımızın ayağının hızlı trene alışması lâzım. Teknoloji ile tanışması, o konforu görmesi lâzım. Bilet fiyatlarıyla ilgili bazı rakamlar yazılıp çizildi ama fiyatlar biraz da deneyerek bulunacak. Amaç, yüksek fiyat alıp boş gitmesi değil. Olabildiğince doluluk oranlarının yüzde 80’lerin altına düşmemesi. Demiryollarından benim beklentim, bir müddet, en azından 1-2 ay vatandaştan para almasınlar. Ayağını alıştırsınlar vatandaşın. Bunu önereceğiz.”
|
01.02.2009
|
|
|
Yeni metro İstanbul halkının yüzünü güldürdü |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla hizmete sokulan Taksim - Şişhane ve 4. Levent - Atatürk Oto Sanayi Sitesi metro hattı vatandaşların yüzünü güldürdü.
Yeni açılan hatlar sayesinde İstanbullular, Şişhane’den Taksim’e 2,5 dakikada, Şişhane’den Maslak’a ise 21 dakikada ulaşabilecek. İstanbullular dün sabahın ilk saatlerinden itibaren iş yerlerine ulaşabilmek için yeni açılan Taksim - Şişhane ve 4. Levent - Atatürk Oto Sanayi Sitesi metrosunun yolunu tuttu. Birçok vatandaş ise yeni yapılan metronun çalışıp çalışmadığından emin olamadı. İş yerinin Şişhane’de olduğunu ve trafik sebebiyle Maslak’taki evinden buraya gelmekte çok zorlandığını söyleyen Mehmet Tüycü, yeni metro hattının birçok kişiyi oldukça memnun ettiğini ifade etti.
|
01.02.2009
|
|
|
Bisikletini Filistinli çocuklara bağışladı |
BATMAN'DA Filistin’e yardım amaçlı düzenlenen kermese gelen bir çocuk, bisikletini bağışladı. Çocuğun bu davranışı karşısında duygulanan kadınlar da yüzüklerini çıkarıp destek oldu.
Gün Işığı Derneği tarafından Öğretmenevi çok amaçlı salonunda düzenlenen kermesi ziyaret eden bir çocuk, bağış olarak bisikletini bıraktı. Televizyonda izlediği görüntülerden sonra Filistin’de yaşanan katliâma seyirci kalamayacağını belirten Batmanlı çocuk, 280 TL değerindeki bisikletinin üzerini satılıktır tabelâsı asıp kermesin orta yerine bıraktı. Kimliği hakkında bilgi vermeyen çocuk, bisiklet satışından elde edilecek gelirin Filistin’e bağışlanmasını isteyip ayrıldı. Duyarlı çocuğun bu davranışı, iki gün önce açılan ve üç gün devam edecek kermese destek vermek amacıyla gelen vatandaşları duygulandırdı. Derneğe gelen bazı bayanların ise parmaklarındaki yüzükleri bağış kutusuna atmaları dikkat çekti.
|
01.02.2009
|
|
|
Cardin Mobilya, ihracatını büyütmeyi hedefliyor |
CARDİN Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Eyüp Teker, küresel krizden çıkış formülleri aramak için ihracatı büyütmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Cardin Mobilya, CNR EXPO fuar merkezinde başlayan IMOB 2009 İstanbul Mobilya Fuarı’na katıldı. Fuara, tasarımın ön planda olduğu, halkın çok beğeneceği işlevsel ve fonksiyonel ürünlerle katıldıklarını ifade eden Eyüp Teker, İMOB Fuarı’nın dünya pazarlarına açılmak için bir fırsat olabileceğini belirtti. Cardin Mobilya olarak iç pazarda 2009 yılında 450 satış noktasına ulaşmayı hedeflediklerini kaydeden Teker, “Yatırım yapmaya devam edi-yoruz. Hedefimiz Türkiye’nin ilk beşinin içinde olmak. Küresel resesyondan çıkış için katmadeğer üretmeye devam etmeliyiz. İhracatımızı daha da büyütmeyi hedefliyoruz” dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
Kar kapımıza dayandı |
YAĞMURLU havalara alışan Türkiye, yeniden karla tanışacak.
Hava sıcaklığı 6 dereceye kadar soğuyacak. Özellikle Doğu’da şiddetli don yaşanacak. Yalancı baharı yaşatan sıcak hava Türkiye’yi terk ediyor. Hava sıcaklıkları özellikle yurdun kuzey ve doğu bölgelerinde 4 ila 6 derece azalıyor. Yurdun büyük bölümünde yağış beklenirken Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısı ve Doğu Anadolu’nun güneybatısında yağışlar kuvvetli olacak. Soğuk hava dalgası Salı gününe kadar etkisini sürdürecek.
|
01.02.2009
|
|
|
İsveç’te Fittja Ulu Camii törenle açıldı |
İSVEÇ'İN başşehri Stockholm’de, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İsveç’teki Türklerin katkılarıyla yaptırılan Fittja Ulu Camii, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun da katıldığı törenle ibadete açıldı.
Stockholm’un Fittja semtinde bulunan Ulu Camii’nin açılışına Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu’nun yanı sıra Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Necip Egüz, Stockholm Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Bülent Baloğlu ve İsveç Meclisi’nin Türk milletvekili Mehmet Kaplan katıldı. Bardakoğlu, burada yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 6 yıldır Stockholm’deki cami yapımını takip ettiklerini, artık cami ile ilgili bütün engellerin geride kaldığını söyledi. Bardakoğlu, cemaatten kadınları ve çocukları da camiye getirmelerini isterken, “İnsan haklarına, kadınlara ve çocuklara saygılı olalım. Bu, bizim dinimizin gereğidir. Çocuklarınızı iyi yetiştirin” tavsiyesinde bulundu.
|
01.02.2009
|
|
|
Kriz, hediyeyi unutturdu |
EKONOMİK kriz sebebiyle hediyelik eşya satışlarında düşüş olduğunu belirten hediyelik eşyalar satan dükkân işletmecileri, dükkân kiralarını ödemekte zorlandıklarını belirtti.
Çanakkale-İzmir kara yolunun Menemen hattında yol kenarında hediyelik eşya satan esnaf, kriz sebebiyle vatandaşların hediye almayı unuttuğunu ifade ediyor. Esnaf Mehmet Kömürcü, satışlarda yaklaşık 1 yıldır azalma olduğunu belirterek, işletmecilerin zor durumda olduğunu söyledi. Her yıl kış mevsiminde düşüş yaşandığını ifade eden Kömürcü, ‘’Geçen yıllara kıyasla satışlarımızda bir durgunluk var. Normalde kış mevsiminde işler zaten düşer, ama geçen kışla kıyaslarsak işlerin daha da kötü olduğunu görüyoruz. Kazancımız 4’ten 1’e düştü. Öncelikli ihtiyacı farklı olan vatandaş, hediye almayı unuttu. 2009 yılından da pek umutlu değiliz aslında. 30 senedir bu işteyim, bu sene işler epey kötü’’ diye konuştu.
|
01.02.2009
|
|
|
Fırtına, bin 907 hektar ekili alana zarar verdi |
ANTALYA'DA hafta içinde yaşamı olumsuz etkileyen şiddetli yağış ve fırtınanın bin 907 hektar ekili alanda zarara yol açtığı bildirildi.
Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin, hafta içinde Antalya ve ilçelerinde etkili olan şiddetli yağış ve fırtınanın 9 ilçe, 36 köyde 698 çiftçinin bin 907 dekar ekili alanında zarar olduğunu söyledi. 195 küçükbaş hayvan ile 5 kovan arının telef olduğunu belirten Erçin, ‘’Yağış ve fırtına 1061 dekar sera, 800 dekar açık ekili alan ile 47 dekar bahçeye zarar verdi. Zarar gören kapalı ve açık alanların büyük bölümü Tarım Sigortası kapsamında, çok az bölümü de afet kapsamı içinde yer alıyor’’dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
Körfez kaynaklar Türkiye'ye açık |
KÖRFEZ ülkelerinin bankacıları, Türkiye’nin, körfez yatırım fonları ile merkez bankalarıyla, döviz takas anlaşması yapabileceğini belirttiler.
Uluslararası Körfez Bankası Başkanı Cemmaz El Suhumi ve diğer bankacılara göre, Türkiye körfez ülkelerindeki mali kaynaklardan daha çok faydalanabilecek. Körfez bankalarının yetkililerine göre, Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki fonlardan ve bu ülkelerin merkez bankaları aracılığıyla sağlanabilecek döviz takası ve kredi hattı imkanlarından faydalanma imkanı bulunuyor. IMF’nin bile Suudi Arabistan’dan kaynak istediği ve likiditenin çok sıkışık olduğu bir küresel ortamda körfez fonlarının en uygun şartlı finansman imkanı olduğunun altını çizen bankacılar, Türk finans sektörünün güçlü bir temele sahip olduğunu ve kolaylıkla bu fonları çekebileceğini kaydediyorlar. ABD Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankasının, diğer ülke bankalarına döviz takasıyla, likidite sağladığını belirten bankacılar, Suudi Arabistan Merkez Bankası SAMA’nın da Türkiye’ye likidite sağlayabileceğini vurguluyorlar.
|
01.02.2009
|
|
|
İhracatın rotası değişiyor |
TÜRKİYE'NİN ihracatı, krizin sarstığı ABD’ye yüzde 25 düştü.
AB ülkelerine yönelik ihracat ise yerinde sayıyor. 2007’de 761 milyon dolar ihracat yapılan ABD’ye geçen yıl 569 milyon dolarlık ürün ihraç edildi. İhracatçılar, bu yüzden Türkiye’ye yakın ülkeler ile Afrika ve Uzakdoğu’ya yöneldi. Suriye’ye ihracat 2007’ye göre 2008’de yüzde 405, Mısır’a yüzde 97, Suudi Arabistan’a yüzde 165, Kuveyt’e yüzde 126’lık artış oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze’deki çıkışıyla birlikte ihracatta özellikle Arap ülkelerine yönelik artışların daha da yükselmesi bekleniyor. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, krizle birlikte ihracatta değişiklikler olmaya başladığını söyledi. Bazı komşu ülkelerle ihracatın üçe dörde katlandığını ifade eden Türkmenoğlu, bu şekilde global krizin ihracatçılara yönelik etkisinin yüzde 10-15 gibi oranlarda kabul edilebilir düzeylerde kaldığını kaydetti.
|
01.02.2009
|
|
|
İngiltere’de Müslümanlar 10 kat daha hızlı artıyor |
İngiltere’de Müslüman toplumun nüfusu, toplumun diğer kesimlerine göre 10 kat daha hızlı artıyor.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi rakamlarına göre, 4 yılda İngiltere’de yaşayan Müslümanların sayısı 500 binin üzerinde artarak, 2008 sonu itibariyle 2 milyon 422’ye ulaştı. Aynı dönemde ülkede yaşayan Hristiyanların nüfusunun ise 2 milyondan fazla azaldığı belirtildi. İngiltere’de 42,6 milyon Hristiyan yaşıyor. Müslümanların hızlı nüfus artışının göç, yüksek doğum oranı ve 2004-2008 yılları arasında ortaya çıkan din değiştirmelerinden kaynaklandığını belirten uzmanlar, geçmişte kendisini Müslüman olarak tanımlamayan bir kesimin Batının açtığı terörizmle savaş sonrası gelişen kimlik duygusundaki güçlenmeyle artık kendisini rahatlıkla ‘’Müslüman’’ olarak tanımlamasının da rakamlardaki artışta etkili olduğunu ifade etti. Müslüman toplumu liderleri, Müslümanların sayısının artmasının İngiliz toplumuna etkileri, entegrasyona yapacağı katkılar ve hükümetin ayırdığı kaynakları büyüteceğine dikkati çekerek, bundan memnuniyet duyduklarını belirtti.
|
01.02.2009
|
|
|
Atalay: Seçimlerin hoşgörü içinde geçmesi için çaba sarf edeceğiz |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokrasi şöleni olan seçimlerin hoşgörü ve coşku içinde geçmesi için çaba sarf edeceğiz’’ dedi.
Bakan Atalay, Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar’ı ziyaretinde yaptığı konuşmada, 29 Martta yerel seçimlerin yapılacağını anımsatarak, demokrasilerin en önemli unsuru seçimlerin yargı denetiminde yapıldığını kaydetti. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) denetimindeki seçimlerin bir de güvenliğinin söz konusu olduğunu ifade eden Atalay, şöyle konuştu: ‘’Hükümet olarak, İçişleri Bakanlığı olarak, seçim ortamındaki huzur ve güveni sağlamak için hazırlıklar yapıyoruz. Siyasi partiler ve adaylar hiçbir engelleme ve müdahale olmadan seçim çalışmalarını yapsın. Büyük tarafsızlık içinde özgür ortamı sağlamak görevimiz. Vatandaşlarımız da hiçbir baskı altında kalmadan, bütün partileri ve adayları dinleyerek özgür iradeleriyle oylarını kullansın. Onlara hiç kimse baskı yapamaz.’’ Seçim kurulları ve bütün partilerle görüşüp birlikte karar alarak bunun yürütülmesi gerektiğini belirten Atalay, “Bu seçimlerin huzur ve güven içinde geçeceğine inanıyoruz. Demokrasi şöleni olan seçimlerin hoşgörü ve coşku içinde geçmesi için çaba sarf edeceğiz” dedi.
|
01.02.2009
|
|
|
|