|
|
|
Cevher İlhan dâvâsında da, AİHM Türkiye’yi haksız buldu |
Gazetemiz yazarı Cevher İlhan hakkında, 17 Ağustos depremi sonrasında yazdığı ve 28 Şubat'ın haksız uygulamalarını eleştirip depremi “ilâhî ikaz” olarak niteleyen yazıları sebebiyle verilen mahkûmiyet kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesinin ihlâli olarak görüldü ve Türkiye 1000'i tazminat, 1000'i masraflar olmak üzere 2000 euro ödemeye mahkûm edildi.
KUTLULAR DÂVÂSINDA DA TÜRKİYE HAKSIZ
BULUNMUŞTU
Hakkındaki yargılama süreci devam eden İlhan, son olarak, geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul 2 no'lu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yine hapse mahkûm edilmiş ve karar temyiz için Yargıtay'a götürülmüştü. Daha önce de aynı şekilde “Deprem ilâhî ikazdır” dediği için TCK 312'den yargılanıp 276 gün hapis yatmış olan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular hakkındaki ceza AİHM tarafından haksız bulunup, bu karar sebebiyle Türkiye 5000 euro tazminata mahkûm edilmişti.
|
19.01.2009
|
|
|
İHH’nin yardım ekibi Gazze’ye girmeyi başardı |
İSTANBUL'DAN yola çıkan İHH İnsanî Yardım Vakfı ekipleri, Gazze’ye girmeyi başardı.
İHH ekipleri Gazze’de
İHH ekipleri yardım çalışmalarını organize ederken, 4 gönüllü doktor ve bir hemşireden oluşan sağlık ekibi de Şifa Hastanesi’ne geçerek burada yaralıları tedavi etmeye başladılar. İHH Genel Başkanı Genel Bülent Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay, Ekrem Es, Almanya merkezli yardım kuruluşu Wefa’dan Mehmet Kaya, Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük, 4 Türk cerrahi uzmanı doktor ve bir hemşireden oluşan ekip bölgede çalışmalarına başladı. Gazze / cihan
|
19.01.2009
|
|
|
Hükümete bağlı olmayan ordu, çok tehlikelidir |
İNGİLİZ hukuk adamı Sir Geoffrey Bindman, Ergenekon için, “Herhangi bir toplumda, hükümete bağlı olmayan bir ordu çok tehlikelidir” dedi.
Ocak 2007’de suikaste kurban giden Agos gazetesi kurucusu, gazeteci yazar Hrant Dink’in anısına Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan “İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü” konferansının bu yılki konuğu, insan hakları, özgürlükler, medya hukuku, iftira ve ayrımcılık karşıtı hukuk alanlarında uzman bir imza olan Sir Geoffrey Bindman oldu. Sabah’a konuşan Bindman, Ergenekon için demokratik bir toplumda, hükümetin orduyu kontrol etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Herhangi bir toplumda, hükümete bağlı olmayan bir ordu, çok tehlikelidir” diye konuştu. Türkiye’nin sürekli tartıştığı başörtüsünün de bir tür ifade özgürlüğü unsuru olduğunu kaydeden Bidman, şöyle konuştu: “Bu çok netameli bir konu. Çünkü benim hukuk firmamın da müdahil olduğu bu konudaki kimi davalar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmış durumdalar ve bu dâv3alarda, İnsan Hakları sözleşmesinin 10’uncu maddesinin ihlâli söz konusu ediliyor. Ancak AiHM, bu konuda Türkiye’nin mevcut laik düzeninden yana bir karar vermişti, bunu da anımsayacaksınız...” İstanbul / YENİ ASYA
|
19.01.2009
|
|
|
Esnaf ve sanatkâr hızla fakirleşiyor |
Esnaf ve sanatkâr kesiminin, ekonomideki iyiye gidişi hissetmediği, tersine hızla yoksullaştığı belirtildi. TESK’inhazırladığı raporda, esnaf ve sanatkârlar için âcil tedbirlerin alınması gerektiği ifade edildi.
ESNAF ve sanatkâr kesiminin, ekonomideki iyiye gidişi hissetmediği, tersine hızla yoksullaştığı belirtildi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun (TESK) hazırladığı, ‘’Esnaf ve Sanatkâr Raporu’’nda vergi oranlarının, Bağ-Kur ve SSK primlerinin yüksekliği, esnafın hem kendisi hem de yanında çalışanların primlerini ödeme zorunluluğu, emekli maaşlarının yetersizliği ve müşterisi olan memur, işçi, çiftçi ve emeklinin alım gücünün düşüklüğünün esnaf ve sanatkârlar için acil tedbirlerin alınması gerektiğini ortaya koyduğu ifade edildi. Esnaf ve sanatkâr kesiminin bu çerçevede Hükümetten kendilerini rahatlatacak tedbirleri bir an önce uygulamaya koymasını beklediği bildirildi. Rapora göre esnaf ve sanatkârların sıkıntısını yaşadıklarını bir diğer başlık da tanım. Esnaf ve sanatkârın tanımının gerçekçi ve güncel ekonomik gerekliliklere uygun biçimde yeniden yapılması gerektiğine işaret edildi.
Bu tanımın esnaf ve sanatkârın bütün faaliyetlerini kapsayıcı, girişimciliği özendiren, ekonomik anlamda gelişimi sınırlamayan, istihdamı arttıracak, büyümeyi destekleyecek bir tanım olması gerektiğine dikkati çekilerek, böylesi bir tanımın esnaf, sanatkârın durağan yapısından kurtulması ve gelişime açık olmasını sağlayacağı kaydedildi. Esnaf ve sanatkârın değişen ekonomik konjonktüre hızlı uyumu, rekabet yoğun sınaî ve ticarî hayata kendini adapte edebilmesi için de yapısal reformların zamanında yapılmasına ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Ankara / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Kriz en çok KOBİ’leri vurdu |
KÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, dünyada yaşanan ve Türkiye’ye yansıyan küresel malî krizin en çok KOBİ’leri etkilediğini ifade etti.
Özgenç, yazılı açıklamasında, mevcut krizin ekonomik olduğu kadar psikolojik boyutlarının da bulunduğunu belirterek, bundan dolayı, toplum psikolojisinin daima yüksek tutularak, krizi olduğundan daha büyük gösterici yaklaşımlardan uzak durulması gerektiğini savundu. Dünyada yaşanan ve Türkiye’ye yansıyan küresel krizin en çok KOBİ’leri etkilediğini ifade eden Özgenç, şunları kaydetti:
‘’Krizin KOBİ’leri etkilememesi mümkün değil. Hatta sanayiciye göre daha fazla etkilendik. Çünkü biz sürekli üretim yapıyoruz ve gelirlerimizin de tamamı mevcut işlerimizden kaynaklanmaktadır. Sanayicinin gelirinin yüzde 35’i sanayiden, geri kalan büyük çoğunluğu olan yüzde 65’i ise faaliyet dışı gelirlerden olduğu için haliyle bizler kadar etkilenmediler. Yaşanan sıkıntı nedeniyle piyasalarda, çarşı-pazarda alışveriş büyük oranda durmuş bulunmaktadır. Biz bu durumdan dolayı ayakta kalabilmek için fiyatları indirerek daha ucuza insanlara tükettirmeye çalışıyoruz. Bu da maddî boyutta çok büyük sıkıntılar yaşatıyor.’’ Özgenç, hedeften sapma olmasına karşın bunun üretimin duracağı anlamına gelmediğini belirterek, ‘’Şu anda yatırımları beklemeye aldık, bu nedenle önümüzü görmemiz gerekiyor. Şu an içinde bulunduğumuz dönemde yatırımlar için para harcayacak konumda değiliz’’ görüşünü bildirdi.
Kriz dolayısıyla işçi çıkartarak krizden kurtulmayı düşünen birçok sektör bulunmasına karşın KOBİ’lerin ise böyle bir düşüncesinin olmadığını kaydeden Özgenç, KOBİ’lerin her kriz de işçi çıkartacak işletmeler olmadığını belirtti. Adana / aa
|
19.01.2009
|
|
|
KOBİ’lere 500 milyon liralık ek kaynak |
SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, KOBİ’lere maksimum 500 milyon liralık ek kaynak aktarılacağını bildirdi. Erol, yaptığı açıklamada, Yatırım Fonu Tebliği ile Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına ilişkin tebliğlerde değişikliğe gidileceğini bildirdi. Yatırım Fonu Tebliğinde yapılacak değişiklikle KOBİ’lerin yatırım fonları aracılığı ile finansmanının sağlanacağını bildiren Erol, bu düzenleme ile yatırım fonlarının, KOBİ’lerin hisse senetlerine yatırım fonu portföy değerlerinin yüzde 10’una kadar yatırım yapılabileceğini söyledi. Erol, “Bu düzenlemenin hayata geçirilmesiyle birlikte KOBİ’lere maksimum 500 milyon liralık ek kaynak aktarılacak. Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına ilişkin tebliğde yapılacak değişiklikle, GSYO’lar yabancı yatırımcıların Türkiye’ye çekilmesinde rol üstlenecek’’ diye konuştu. Ankara / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Meclis, ‘’sicil affı’’ için mesai yapacak |
TBMM bu hafta, Markaların Korunması Yasa Tasarısı ile kamuoyunda ‘’sicil affı’’ olarak bilinen karşılıksız çek, protestolu senetlerle kredi ve kredi kartları borçlarına ilişkin kayıtların dikkate alınmamasına ilişkin yasa tasarısı için mesai yapacak. Genel Kurul, haftaya denetimle başlayacak. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yarın Genel Kurulda 1 saat süreyle, milletvekillerinin kendisine yönelttiği soruları cevaplandıracak.Sözlü soruların ardından Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) değişiklik yapan kanun tasarısı ele alınacak. Karşılıksız çek, protestolu senetlerle kredi ve kredi kartları borçlarına ilişkin kayıtların dikkate alınmamasına ilişkin yasa tasarısı da bu hafta Genel Kurulda ele görüşülecek. TBMM’deki ihtisas komisyonları da gündemlerindeki konuları ele alacak. Ankara / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Krİzzede esnafa işsİzlİk sİgortasI ödenmelİ |
TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ekonomik kriz sebebiyle iş yerini kapatarak işsiz kalan esnaf ve sanatkârlara işsizlik sigortası ödenmesini istedi. Yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik krizin en çok esnaf ve sanatkârı vurduğunu, sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduklarını savunan Palandöken ekonomik kriz sebebiyle çok sayıda iş yerinin de kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına işaret etti. Palandöken, söz konusu olumsuz etkilerin azaltılması için işsizlik sigortasının kapsamına esnaf ve sanatkârların da dahil edilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı ve “Hükümetten anayasal görevini yerine getirmesi bekliyor ve diliyoruz” dedi. Ankara / aa
|
19.01.2009
|
|
|
AB ile yeni ve somut adımlar atılmalı |
Türk-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, “Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileri yeni bir dinamizim içine girmelidir” dedi. 2009 yılının başında Türkiye’nin AB ile görüşmelerden sorumlu Başmüzakereci ve Devlet Bakanı olarak Egemen Bağış’ı atamasından sonra, Türkiye AB ilişkilerinin yeni bir dinamizim içine girmesini beklediğini belirten Prof. Dr. Şen, AB ile yapılan görüşmelerde yeni ve somut adımların beklendiğini dile getirdi.
“TÜRK HALKININ AB ÜMİDİ AZALIYOR”
Prof. Dr. Faruk Şen, uzun zamandır AB’nin Türkiye’yi Türkiyenin de AB’yi unutmuş durumda olduğunu ifade ederek, Türk kamuoyu ve Türk halkının, haklı olarak bugüne kadar Türkiye’nin tam üyeliği için bir tarih vermeyen ve görüşmelerde Güney Kıbrıs’ın getirdiği vetolar sebebiyle somut gelişmeler görmeyince AB’ye artık eski canlılıkta bakmadığını söyledi. Prof. Dr. Şen, bu sebeplerden dolayı Türk kamuoyunda tam üyeliği isteyenlerin yüzde 36’ya düştüğünü söyledi. Faruk Şen, AB’nin 27 ülkeye eriştikten sonra artık içine yönelik sorunlara yöneldiğini ekonomik krizde olan Macaristan ve Romanya gibi ülkeler sebebiyle yeni gelişmelere sıcak bakmadığını belirtti.
“BİZİM AB STATÜMÜZ FARKLI”
Prof. Dr. Faruk Şen, ayrıca balkanlarda Hırvatistan, Makadonya ve önümüzdeki yıllarda Sırbistan gibi ülkelere ağırlık verecek olan AB’nin Türkiye’yi Ukrayna ve Rusya gibi ülkeler ile aynı statüde görmeye başlamasını eleştirdi. Türkiye için somut tam üyelik tarihi verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Şen, bu tarihin 1 Ocak 2014 olması gerektiğini ve daha sonra 7 yıllık bir dönem zarfında ekonomik bütçesini bu süreye göre yapacak olan AB’nin Türkiye gibi büyük bir ülkeyi içine almaya ağırlık veremeyeceğini dile getirdi. Prof. Dr. Faruk Şen, bölgedeki krizler çerçevesinde AB’nin güvenlik ve savunma kimliği çerçevesinde Türkiye’nin öneminin hergeçen gün daha da arttığı belirten Türkiye’nin 2014 yılından sonra AB bütçesine hiçbir şekilde yük getirmeyeceğini ve ekonomik dinamizmi açısından büyük katkılarda bulunacağını kaydetti. İstanbul/AHMET TURAN SÖYLER
|
19.01.2009
|
|
|
Deniz Feneri’nden Filistin için kermes |
DENİZ Feneri Derneği tarafından Filistinlilere destek için büyük bir kermes düzenliyor. Feshane’de önceki gün açılan ve Çarşamba gününe kadar devam edecek kermese vatandaşın ilgisi yoğun oluyor. Deniz Feneri Derneği Marmara Temsilcisi Osman Acun, Deniz Feneri olarak Filistinlilerin her zaman yanın olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere İsrail’in engellemesiyle Gazze’ye gıda ve diğer ihtiyaç maddelerini sokmamıza izin verilmiyor, şu anda sadece tıbbî yardımları içeri sokabiliyoruz. Onun için bu kermesten elde edeceğimiz yardımın tamamını tıbbî malzemeye yatıracağız. Bu malzemeleri ise İnşallah Salı günü 2 bin tonluk bir gemiyle Gazze’ye ulaştırmak üzere arkadaşlarımıza teslim edeceğiz. Onlar da Cuma günü Gazze’ye ulaştırılarak vatandaşlarımızın kardeşlerine yaptıkları yardımları İnşallah ulaştıracaklar.” Acun, bu hafta içinde Ankara, Aksaray, İzmir Buca, Çorum, Sivas ve İstanbul Anadolu yakasında da kermes açacaklarını bildirdi. İstanbul / ZEKERİYA ÇELİK
|
19.01.2009
|
|
|
Tire DP İlçe Başkanı Keseli: Yeni Asya çizgisi demokrasinin manevî teminatı |
TÜRKİYE genelinde belediye başkan adayını ilk açıklayan ilçe olan Demokrat Parti (DP) Tire İlçe Başkanlığı, Yeni Asya Gazetesi Tire okuyucularından bir grup ile buluşarak, 29 Mart yerel seçimleri ile ilgili fikir alış verişinde bulundu. DP İlçe Başkanı Bekir Keseli, Belediye Başkan Adayı Tayfur Çiçek, eski Belediye Başkanı Nazım Çulcu, DP İl Disiplin Kurulu Üyesi Gökçe Ok ve parti temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantıda, gazetemiz okuyucuları Tire'nin hizmet bekleyen meselelerini parti yetkililerine aktardılar. İlçe Başkanı Keseli, Tire'de demokrasinin Yeni Asya camiasının hizmetleri ile eş zamanlı geliştiğini ifade ederek, demokrasinin ve Demokrat Parti'nin manevî teminatının, Yeni Asya gibi tavizsiz istikrar çizgileri olduğunu ifade etti. Başkan adayı Tayfur Çiçek ise, tavanda yapılamayanı tabanda gerçekleştirerek, bir ilke imza attıklarını ve Tire'de ANAP kadroları ile birleşerek bir beyaz yürüyüş başlattıklarını söyledi. Çiçek, emaneti geri alacaklarını, belki de kendisi kadar emin ve huzurlu bir şekilde seçime giden başka bir adayın olamayacağını söyledi. TİRE / YENİ ASYA
|
19.01.2009
|
|
|
Yoksulun enflasyonu daha yüksek |
Birleşik Metal-İş, ‘’enflasyonun geçen yıl en yoksul kesim için yüzde 13’lük oranla, resmî enflasyonun yaklaşık 3 puan üstünde gerçekleştiğini’’ ileri sürdü. Alınan bilgiye göre, Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Dairesi tarafından yapılan araştırmada, gelir ve harcama gruplarına göre enflasyon oranları hesaplandı. Türkiye İstatistik Kurumu Tüketici Fiyat Endeksi, madde fiyatları ve 2003 yılı Hane Halkı Tüketim Anketi sonuçları üzerinden yapıldığı belirtilen araştırmada, enflasyonun, geçen yıl en yoksul yüzde 20’lik dilim için yüzde 13 oranıyla, yüzde 10 civarındaki resmî enflasyonun yaklaşık 3 puan üstünde gerçekleştiği öne sürüldü. Araştırmada, en zengin yüzde 20’lik kesimin enflasyonunun ise yüzde 11,3 olduğu kaydedildi. Kira, enerji ve su, ekmek ve ulaşım gibi mal ve hizmetlerin fiyatları üzerinden, harcama kalıbı ağırlıkları da dikkate alınarak hazırlanan ‘’temel enflasyon indeksinin’’ ise yıllık yüzde 24,61 artış gösterdiğine yer verilen araştırmada, yıllık fiyat artışının kira, su ve enerjide ortalama yüzde 23, ekmekte yüzde 26,5, toplu taşıma hizmetlerinde yüzde 24 olduğu belirtildi.
Araştırmada, fiyatları teknolojik gelişmeye koşut olarak düşen elektronik cihazların enflasyonu aşağı çektiğine işaret edildi. Enflasyon sepetinde yer alan telefon ve faks ekipmanlarının fiyatlarının yüzde 28 düştüğüne, elektronik cihazlardaki yıllık fiyat artışının yüzde 2’de kaldığına dikkat çekilen araştırmada, yine enflasyon sepetinde yer alan araç alım-satım ücretinin yüzde 6 gerilemesinin enflasyonun daha düşük çıkmasına katkı sağladığı ifade edildi.
|
19.01.2009
|
|
|
Türk Kızılayı konvoyu Gazze yolunda |
TÜRK Kızılayı tarafından Filistin’e gönderilen 20 tırdan oluşan yardım konvoyunun Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan çıkış yaptığı bildirildi. Kızılay’ın yardım konvoyu sorumlusu Ali Koçaş, yaptığı açıklamada, insanî amaçlı gıda ve tıbbî malzeme yüklü 20 tırın, Ürdün Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye ulaştırmaları için Türk Kızılayı ekibine teslim edileceğini bildirdi. Koçaş, bugüne kadar Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Filistin’e toplam 38 tır dolusu yardım malzemesi gönderildiğini ifade etti. Hatay / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Kan bağışında sevindirici artış |
TÜRK Kızılayı’na 2005’te yapılan toplam 305 bin 324 ünite kan bağışı sayısının, aynı yıl başlatılan ‘’Ulusal Güvenli Kan Temini Projesi’’ kapsamındaki çalışmalarla, 2008 yılında yüzde 114 artarak 654 bin 81 üniteye ulaştı. Türk Kızılayı yetkililerinden alınan bilgilere göre, Türkiye’nin yıllık 1,5 milyon ünite olan kan ihtiyacının 2008 yılında yaklaşık yarıya yakını, Kızılay’ın kan merkezlerine bağış yapan kişiler tarafından karşılandı. Türk Kızılayı, 2005 yılında güvenli kan teminine yönelik çalışmaları kapsamında başlattığı ‘’Ulusal Güvenli Kan Temini Projesi’’ ile gezici ekipler, kan merkezi ile kan toplama ve dağıtım araçlarının sayısını sürekli arttırdı. 2005’te 5 bin 187 olan gezici kan alma ekip sayısı, 2008 yılında 16 bin 471’e, 27 olan kan merkezi sayısı 55’e, 104 olan kan toplama ve dağıtım aracı sayısı ise 182’ye çıktı. Bu çalışmalara paralel olarak Kızılay, kan bağışı sayısını 2005’e oranla yüzde 114 arttırdı. Türk Kızılayı’na 2005’te 305 bin 324 ünite bağış yapılırken, bu sayı 2008’de 654 bin 81’e ulaştı. Aynı yıllar arasında üretilen eritrosit süspansiyonu, taze donmuş plazma, trombosit süspansiyonu miktarları da artış göstererek, 438 bin 703 üniteden 1 milyon 118 bin 718’e ulaştı. Adana / aa
|
19.01.2009
|
|
|
İstanbul’daki Sivaslılar buluştu |
SİVAS Hizmet Vakfı, İstanbul’daki Sivaslıları buluşturdu. Sivas Hizmet Vakfı’nın Mecidiyeköy Katotoparkı’ndaki Park Restaurant’ta verdiği yemeğe, Sivas Valisi Veysel Dalmaz, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, Samandıra Belediye Başkanı Yusuf Büyük ile siyasetçiler, işadamları ve Sivaslı dernek ve vakıf yöneticileri katıldı. Vali Veysel Dalmaz, yaptığı konuşmada, yılda bir kez İstanbul’daki Sivaslılarla biraraya geldiklerini belirterek, Sivas’taki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Vali Dalmaz, vakfın bu yıl bin 500 öğrenciye burs vereceğini duyurduğunu, 10 bin öğrencinin başvuruda bulunduğunu söyledi. Vakıf imkânlarından 800 öğrenciye burs verebildiklerini belirten Vali Dalmaz, iş adamlarından burs desteği istedi. İstanbul / Ahmet Turan Söyler
|
19.01.2009
|
|
|
Atık toplayıcıları çevreyi koruyor |
ADANA Atık Toplayıcıları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Sadullah Leventoğlu, şehirdeki atık toplayıcılarının günde 50 tonu kâğıt olmak üzere toplam 400 ton atık topladıklarını bildirdi. Leventoğlu, yaptığı açıklamada, Adana sokaklarında çalışan, yaşları 18-50 arasında değişen 3 bin 400 üyelerinin bulunduğunu belirtti. Adana’daki atık toplayıcılarının, çöpe atılan plâstik, kâğıt, naylon, cam ve kutuları topladıklarını belirten Leventoğlu, ‘’1 ton kâğıdın hammaddesi 17 yetişkin ağaçtır. Biz günde 50 tonu kâğıt olmak üzere 400 ton atık topluyor ve günde 900 ağacı kesilmekten kurtarıyoruz. Bu anlamda çevre açısından çok önemli bir iş başarıyoruz’’ dedi. Zor şartlara rağmen, dernek bünyesinde, 5’i Anadolu lisesinde olmak üzere 70 çocuğun okul masraflarını karşıladıklarını belirten Leventoğlu, ‘’Bu çocuklar sabah okula gidip öğleden sonra atık toplayarak okumaya çalışıyorlar’’ diye konuştu. Leventoğlu, çevre sağlığı açısından çok önemli bir işlevi yerine getirmelerine rağmen, yerel ve genel yönetimlerin kendilerine sahip çıkmadığını da dile getirdi. Adana / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Miniklerden Filistin’e yardım |
KAYSERİ’DEKİ özel bir anaokulunun öğrencileri, İsrail’in saldırılarına hedef olan Gazze halkı için boş konserve kutularından yaptıkları kumbaralarla 2 bin TL topladı. Özel Deniz Yıldızları Anaokulu ‘’Balık Sınıfı’’ Öğretmeni Güzide Yılmaz, yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında yaralanan Filistinlilerin durumunun minik öğrencilerini de duygulandırdığını söyledi. Öğrencilerinden gelen istek üzerine sınıf olarak Gazze halkı için yardım kampanyası düzenlediklerini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: ‘’Öğrencilerimizle birlikte boş konserve kutularından kumbaralar yaptık ve üzerlerine İsrail’in saldırılarında yaralanan Gazzelilerin fotoğraflarını koyduk. Kampanyamızın ilk bağışçıları da harçlıklarını bağışlayan öğrencilerimiz oldu. Ayrıca ailelerinden, akrabalarından ve komşularından kumbaralarıyla yardım topladılar. Kısa süre içinde 2 bin TL yardım toplandı. Kampanya çerçevesinde toplanan bu paraları Yardım Eli Derneği aracılığıyla Gazze halkına göndereceğiz. Minik yüreklerin küçük, ama anlamlı bu kampanyasının herkese örnek olmasını diliyoruz.’’ Yılmaz, Yardım Eli Derneği’nin projesi çerçevesinde de Gazzeli bir aileyi ‘’kardeş aile’’ edinerek, her türlü ihtiyaçlarını karşılayacaklarını belirtti. Kayseri / aa
|
19.01.2009
|
|
|
YERLİ MALI KULLANALIM |
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Mobilya Sektör Meclisi Başkanlığını da yürüten Doğan, yaptığı açıklamada, ilköğretim çağındaki çocuklara öğretilen ‘’Yerli Malı Yurdun Malı, Herkes Onu Kullanmalı’’ sözünü, global krizin etkilerinin yaşandığı bu zamanlarda, yerli üretimin ayakta kalabilmesi için herkese tekrar hatırlatmak istediklerini söyledi. Türkiye'de mobilya sektörünün 7 milyar dolarlık üretim potansiyeli ve 160 ülkeye ulaşan ihracatı ile hızla büyüyen bir sektör haline geldiğini kaydeden Doğan, sektörün, 1 milyon 400 bin dolar ihracat, 700 milyon dolar ithalat rakamları ile de dış ticaret dengesine olumlu katkılar sağladığını belirterek şöyle dedi: ‘’Sektörde 65 bin firma olduğunu hesaba katarsak, emek yoğun bir sektör olduğu için, binlerce çalışana iş sağlamasıyla işsizliğin önüne geçmek adına işleyen bir sektördür. Bu sektörün güçlü bir şekilde büyümeye devam edebilmesi için TOBB Sektör Meclisinin son toplantısında aldığı karardaki gibi (Yerli Malı Kullanalım) çağrısını vurgulamalı ve herkese duyurarak Türk mobilyasının daha tercih edilmesini sağlamalıyız.’’
‘’Başka ülkelerin vatandaşlarının yerli malı kullanma kültürünün ne kadar gelişmiş olduğunu ve sahiplendiğini biliyoruz’’ diyen Davut Doğan, 70 milyonluk nüfusu ile Türk tüketicisinin bilinçli hareket etmesi ile Türkiye ekonomisine ve sanayiine çok şey kazandıracağının bir gerçek olduğunu vurguladı.
YERLİ MALI KULLANIMI,
SORUNLARI AZALTIR
Davut Doğan, ülkemizde de yerli malı kullanma geleneğine, toplumun her kesiminin sahip çıkması gerektiğine işaret ederek, ‘’Üretimde yerli ara malı kullanmanın, hem ulusal yan sanayiimizin önünü açacağını, hem de bunun zincirleme etkisi ile ülkemizde üretim ve istihdamda yaşanan sorunları büyük ölçüde azaltacağını öngörmekteyiz’’ diye konuştu. Ucuz ve kaliteli mal üretiminin, tek başına sanayicilerimizin çözebileceği bir konu olmadığını bildiklerini, bu sebeple, sanayicimizin desteklenmesi hususunda devletimize de büyük görevler düştüğünü kaydeden Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Yerli malı kullanma kampanyalarında, amaç sadece piyasa kapma yarışı olmamalı ve düşünülmemelidir. Önce, kaliteli ve rakipleri ile rekabet edebilecek bir yerli sanayinin kurulması, sonra da yerli malı kullanma kampanyaları ile, kalitesiyle, ucuzluğuyla kendisini ispatlamış yerli malı kullanımı, sadece tüketicilerin değil hepimizin ortak hedefi olmalıdır.
Toplumun her kesiminin yerli malı kullanma konusunda göstereceği hassasiyet küresel krizin ekonomik ve toplumsal yapımız üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirecektir. Ülkemizdeki tüm kesimleri ‘Yerli Malı’ kullanma duyarlılığı ve teşvikine dâvet ediyorum.’’ Çanakkale / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Her yer Filistin, hepimiz Filistinliyiz |
ÇEŞİTLİ sivil toplum kuruluşlarınca Ankara’da düzenlenen, “Her Yer Filistin, Hepimiz Filistinliyiz” mitingini on binlerce kişi katıldı. HAK-İŞ, Memur-Sen, MÜSİAD, Mazlum-Der ve Anadolu Gençlik Derneği üyeleri, Sıhhiye Meydanı’nda sabahın erken saatlerinde toplandı. Mitinge katılanlar, oluşturulan polis noktalarında arama yapıldıktan sonra miting alanına alındılar. Göstericiler, İsrail aleyhinde ve Filistin’i destekleyen sloganlar attı ve sık sık tekbir getirdiler. Ellerinde Filistin ve Türk bayrakları bulunan göstericiler, “HAMAS’a selam, direnişe devam”, “Gazze İsrail’e mezar olacak”, “Kahrolsun ayakkabı kafalı siyonistler” yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Ankara / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Ergenekoncu generalin bir marifeti daha |
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, 2003’te Uludağ eteklerindeki Hüseyinalan köyünde 20 yıllık Kur'ân kursu ile birçok binanın kaçak olduğu iddiasıyla yıktırmıştı.
Sabah’ın haberine göre, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli tuğgeneral Ersöz, Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı yaptığı dönemde de tartışılan bir isimdi. Ersöz, 2003’te Uludağ eteklerindeki Hüseyinalan Köyünde 20 yıllık Kur'ân kursu ve aralarında AKP’li yöneticilerin de sahip olduğu birçok binanın kaçak olduğu kanaatine varmış, dönemin DSP’li belediyesi tarafından yıkılmasını istemişti. Ersöz’ün bizzat katıldığı yıkımlara mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş, ancak 116 binadan onlarcası, karar yetkililerin eline ulaşmadan sabahın ilk ışıklarıyla yıkılmıştı. Yıkılan binalar arasında Millî Gençlik Vakfı’nın Kuran kursu ve o dönemde AKP’den belediye meclis üyesi şu an ise Büyükşehir Belediye Başkan adayı Recep Altepe’nin evi de vardı. Yıkımlardaki etkin rolünden dolayı tuğgeneral Levent Ersöz, sivil toplum örgütü tarafından plaketle ödüllendirilmişti. 4 Mayıs 2003’te İstanbul Teknik Üniversitesi Mezunları Derneği (İTÜ- DER) makamında ziyaret ettiği Ersöz’e dönemin dernek başkanı Gürkan Kandir tarafından Uludağ’daki kararları sebebiyle teşekkür ederek plâket verdi.
KALP KRİZİ GEÇİRDİ, UYUTULUYOR
Bu arada, tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi’nden kalp rahatsızlığı sebebiyle Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Ersöz’ün kızı Fulya Ersöz, hastane önünde bekleyen basın mensuplarına babasının sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Fulya Ersöz, ‘’Her şeyden önce insani bir durum söz konusu. Babamın kendisi kalp hastası. Bir damarının yüzde 91’i tıkalı. Eskiden başka bir damarında stent takılıydı. Aile olarak anjiyo yapılmasını talep ediyoruz. Şu an hayati tehlikesi var. Kendisi yoğun bakımda ve uyutuluyor. Önce kalp rahatsızlığının sonra da prostat sorunun giderilmesini istiyoruz’’ dedi.
Ersöz, kalp rahatsızlığı sebebiyle Metris Cezaevi’nden, önce Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, buradan da Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevkedilmişti.
ERSÖZ’ÜN YAKINI GAZETECİYİ HASTANELİK
ETTİ
ÖTE YANDAN Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinde tutulan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün kızı Fulya ile diğer aile üyeleri hastaneden çıkarken basın mensuplarınca görüntülenmek istendi. Bu sırada ailenin yanında bulunan Bestami Gök, basın mensuplarına küfür ederek saldırdı. istedi. Gök, bu sırada yakınında bulunan AA muhabiri Filiz Kınık’a tekme attı. Kınık, aldığı darbeyle fenalık geçirirken, olay yerinde bulunan bazı basın mensupları da Gök’e tepki gösterdi. Bestami Gök, polis tarafından gözaltına alındı. Filiz Kınık ise Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Bursa /aa
|
19.01.2009
|
|
|
Doğalgazda kriz nihayet aşıldı |
RUSYA ve Ukrayna başbakanları Vladimir Putin ile Yulia Timoşenko arasındaki müzarekede iki ülkenin doğazgaz krizi aşıldı. Avrupa’nın yıl başından beri Rus gazından yoksun kalması sorunu böylece tam çözüm yoluna girdi. Anlaşmaya göre, Ukrayna, bu yıl Rusya doğal gazı için Avrupa devletlerinin ödediğinden yüzde 20 daha az ödeme yapacak. Batı’ya doğal gaz akışı, Gazprom ile Naftogaz resmî anlaşmayı imzalar imzalamaz başlayacak. Anlaşmanın günü ve saati henüz belli değil. Moskova / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Vardan: Türkiye hâlâ yoğun bakım döneminde |
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, reel ekonomi cephesinden gelen haberlerin, Türkiye’nin hâlâ yoğun bakım döneminde olunduğunu gösterdiğini belirtti. MÜSİAD Genel Başkanı Vardan, yaptığı yazılı açıklamada, krizin “yoğun bakım”, “nekahet” ve “istirahat” gibi çeşitli aşamaları olduğunu ifade ederek, “Sanayi, üretim, ihracat, istihdam gibi reel ekonomi cephesinden gelen haberler, şu an hâlâ yoğun bakım döneminde olduğumuzu gösteriyor. Bu safhada şirketlerin ve hükümetin ‘temel hatalardan’ kaçınması şarttır” dedi. Vardan, yurt dışı piyasalarda, son bir senede yaşanan finansal paniğin yerini, 2009 yılının ikinci yarısından itibaren büyük oranda sükunete bırakacağını belirtti. İstanbul / Yeni Asya
|
19.01.2009
|
|
|
Terörle mücadele adı altında çocukları öldürüyorlar |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, ‘’İsrail’in terörle mücadele etmesi başka bir şeydir, bugün açıklanan rakamlarla da açıkça görüldüğü gibi terörle mücadele adı altında 431 çocuğun, bebeğin öldürülmesi başka bir şeydir’’ dedi. İzmir programı kapsamında Vali Cahit Kıraç’ı makamında ziyaret eden Toptan, ‘’İsrail’in tek taraflı ateşkes duyurusu sonrası karşılıklı roket saldırıları yapıldığını’’ yönünde bir gazetecinin sorusunu cevaplerken, şunları kaydetti: ‘’Orada baştan da ifade ettiğimiz gibi orantısız ve ölçüsüz bir güç kullanılmaktadır. İsrail’in terörle mücadele etmesi başka bir şeydir, bugün açıklanan rakamlarla da açıkça görüldüğü gibi terörle mücadele adı altında 431 çocuğun, bebeğin öldürülmesi başka bir şeydir. İsrail Başbakanı Olmert de ‘çocukları, sivilleri öldürdüğümüz için özür diliyoruz’ diyor. Böyle bir özür, böyle bir savunma olabilir mi? Artık dünyadan en ayrıntılı hedefler bile rahatlıkla tesbit edilebilmekte. Terörle mücadele adı altında eylem yapılıyorsa çok rahatlıkla sivil hedeflere zarar vermeden yapılabilmektedir. Bunun en yakın ve net örneği Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin kuzey Irak operasyonlarıdır. Şu ana kadar pek çok hava ve kara harekâtında Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin bir tek sivil hedefe dönük eylemi yoktur.’’ İzmir / aa
|
19.01.2009
|
|
|
Verheugen: Avrupa ekonomisi derin durgunluğa gidiyor |
AB Komisyonu’nun sanayiden sorumlu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Avrupa ekonomisinin derin durgunluğa doğru gittiğini ve geçen yıl dördüncü çeyreğin Avrupa ekonomisi için “felaket” olduğunu söyledi. Verheugen, bugün Alman DeutschlandFunk radyosuna yaptığı konuşmada, “Avrupa Komisyonu’nun gelecek hafta açıklayacağı rakamlar, maalesef derin durgunluğa kaydığımızı gösterecek” dedi. “2008 yılının son çeyreği her açıdan felaketti” diyen Verheugen’in, sözleriyle Avro Bölgesi mi ya da Avrupa ekonomisini mi kastettiği açık değil. Avrupa Komisyonu, gelecek hafta Avro Bölgesi’ne ilişkin tahminlerini açıklayacak. Avrupa Komisyonu geçen yıl 3 Kasımda yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi ekonomisinin 2009’da yüzde 0,1 ve 2010’da yüzde 0,9 büyüyeceğini tahmin etmişti. Berlin / aa
|
19.01.2009
|
|
|
|