İsraİl Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Washington’da Amerikalı meslektaşı Condoleezza Rice ile Mısır’dan Gazze’ye tünellerle silâh sokulmasını önlemeye yönelik bir anlaşma imzaladı.
Ardından basın mensuplarının karşısına çıkan Livni, “sinir bozucu” bir basın toplantısı yaşadı. Toplantının başlamasından itibaren kendisine yöneltilen sorularla bozuldu. Gazetecilerin çoğu, İsrail’in Gazze saldırılarının Ortadoğu’da barışı daha da uzaklaştırdığını söylüyordu. Bazı gazeteciler, Gazze’ye basın mensuplarının girmesini yasakladığından dolayı İsrail hükümetini, “diktatör” Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe ile karşılaştırdı. Basın toplantısının en gergin anı ise bir gazetecinin, Livni’ye “Gazze Şeridi’nde sivillerin öldürülmesini sormadan önce uzun bir İnsan Hakları raporundan alıntı yapmasıyla başladı. Gazeteci, sorusunu bitirmesi istendiğinde Livni’nin bir saatten beri konuştuğunu ve gazetecilere söz hakkı verilmediğini haykırdı. Ardından da ABD’nin ne zamandan beri “teröristleri misafir ettiğini” sordu. Sükûnetini korumaya çalışan Livni, soruyu cevaplamak istediğini söyledi. Livni, cevabını bitirdiğinde “İsrail, Filistin Otoritesi’nin içişlerine karışmak istemiyor; Gazze Şeridi’ni bu yüzden tek taraflı bıraktık. Ama dönüşte elde ettiğimiz terör oldu. Sivillere zarar vermekten kaçınmak için yapabileceğimiz her şeyi deniyoruz, ama oluyor” dedi. Diğer gazeteciler de insan hakları raporlarından alıntılar yaparak, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukadan dolayı ateşkes konusunda yaşanan başarısızlıklardan sorumlu tutulup tutulamayacağını sordular. Livni içeride terlediği sırada ise basın toplantısının düzenlendiği binanın önünde kendilerine “Code Pink” adını veren savaş karşıtı bir grup kendisini protesto etti: “Bu binada bir savaş suçlusu var.”
|