|
|
|
Kredi kartı borçları 35 milyar YTL’ye ulaştı |
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “Türkiye’de kredi kartı borçlarının faizleriyle 35 milyar YTL’ye ulaştığını” bildirdi. Kaya, bir toplantıya katılmak üzere geldiği Adana’da, yaptığı açıklamada, bankaların son yıllarda kredi kartı pazarından daha fazla pay alabilmek için art arda yaptıkları kampanyalar ve dağıttıkları kartlarla, Türkiye’de adeta bir kredi kartı bolluğu yaşandığını söyledi.
Bankaların etik olmayan şekilde kredi kartı pazarlaması sonucu yaşanan bolluk nedeniyle önümüzdeki bir kaç ay içinde ciddi bunalımlar yaşanabileceğini kaydeden Kaya, “Bugün kredi kartlarının oluşturduğu toplam borç 30 milyar YTL’yi geçti. Faizleriyle birlikte 35 milyar YTL civarında bir borç var” dedi. Kaya, şöyle devam etti:
“Kredi kartı borçlarının bu noktaya gelmesindeki en büyük etken, tüketicilerin gelirleri ile giderleri arasındaki oransızlık. İnsanlar ihtiyaçlarını mutlaka karşılamak istiyorlar. Ancak, gelirleri yetmiyor, yani ayak uzun, yorgan kısa. Dolayısıyla tüketici, kredi kartına sığındı. Sadece kendimizi değil çocuklarımızı borçlandırıyoruz. dört kuşak sonramız ipotek altında.”
Nazım Kaya, tüketicinin aylık gelirinin iki katını geçmeyecek limitlerde kredi kartı verilmesi gerektiğini kaydetti.
|
/ ADANA
31.03.2008
|
|
|
Konut sektörü zor durumda |
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, dünyada yaşanan finansal krizin Türkiye’deki etkilerinin yavaş yavaş tecelli etmeye başladığını ifade ederek, ‘’Konut yapıp satan müteahhitlerin elinde çok fazla konut stoku birikti. Konut sektöre biraz yara alacak bu durumdan’’ dedi.
Eren, yaptığı değerlendirmede, konut yapıp satan müteahhitlerin, satış ilanlarında, bankaların vermediği kredileri teklif ettiğine dikkati çekti. Dünyada yaşanan finansal krizin henüz somut olarak Türkiye’ye yansımasının olmadığını, ama bir çekingenliğin bulunduğunu ifade eden Eren, şöyle devam etti: ‘’Finansman krizi ve siyasi krizinin etkisi yavaş tecelli etmeye başladı. Finansman krizi, bankaların daha az ve daha zor kredi vermesine sebep oluyor. Böyle olunca da yatırımcı, vatandaş konut alımını durdurdu. Bu, konut sektöründe ciddî bir duraklamaya ve paniğe neden olacak. Konut sektöründe yapıp satan meslektaşlarımız, satma trendinin aynı hızla devam edeceğini düşündüğü için tam gaz konut üretti. Ama konut alımının durduğu görüldü. Ellerinde çok fazla konut stoku birikti. Arz talep dengesinde negatif bir görüntü var. Konut sektörü biraz yara alacak bu durumdan.’’ Müteahhitlerin, satış ilanlarında bankaların vermediği faizleri teklif ettiğine işaret eden Eren, ‘’Direnmeye çalışıyorlar. Bunların bir kısmı zora girecek. Zora girince de ya zarar ederek ya da fiyat kırarak ellerindeki konutları satmak zorunda kalacaklar. Bir kısmı da nakit akışındaki negatif etkiden batacak diye korkarım’’ dedi.
|
/ ANKARA
31.03.2008
|
|
|
ATO: Türkiye global marka fakiri |
Ankara Ticaret Odasının yaptığı araştırmaya göre, dünyanın en değerli 250 markası arasında tek bir Türk şirketi dahi bulunmuyor. Türkiye’de, borsada işlem gören tüm şirketlerin toplam piyasa değeri, ünlü bir market zinciri olan Amerikan şirketi Wall-Mart’ın piyasa değeri kadar bile etmiyor.
ATO’nun yaptığı “Global Marka Fakiri Türkiye” çalışmasına göre, aralarında Coca-Cola, Nike, Google, Shell ve Microsoft gibi devlerin de bulunduğu dünyanın en büyük 250 küresel markasının toplam piyasa değeri 7 trilyon 279 milyar dolar ediyor. Bu şirketlerin marka değeri ise 2 trilyon doların üzerinde. İMKB’de işlem gören tüm Türk şirketlerinin toplam piyasa değeri sadece 233,6 milyar dolar ediyor. Buna karşılık marketler zinciri Wall-Mart, 239,6 milyar dolar piyasa değeri ile borsadaki tüm Türk şirketlerinden daha büyük. İlk 10’da yer alan Turkcell, Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası, Enka İnşaat, Halk Bankası, Sabancı Holding, Yapı ve Kredi Bankası, Koç Holding ve Tüpraş’ın toplam piyasa değeri, 118,4 milyar doları buluyor. 717,6 milyar dolarlık piyasa değeriyle, Türkiye’nin 157,5 milyar dolar olan 2007 bütçesini 4,5’a katlayan Amerikan General Electric şirketi, Türkiye’nin en büyük ilk 10 şirketini ise 6’ya katlıyor. Küresel markalar, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki ulusal şirketleri satın alıyor. Başta finans ve gıda şirketleri olmak üzere Türkiye’nin en gözde şirketleri de küresel markaların hedefinde yer alıyor.
|
/ ANKARA
31.03.2008
|
|
|
|