Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Vahim çözüm!

MHP ile temasları yürüten AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, başörtüsü yasağını çözmek üzere hazırlanan yeni teklifin "kamu çalışanları ile ilköğretim ve liseyi kapsamadığını" belirterek, "Değişiklik teklifimiz sadece yükseköğretim noktasındadır." diyor. (Hürriyet, 24 Ocak 2008)

Başörtüsü yıllardır kanayan bir yaradır. Yüz binlerce insan bu sorunun çözümünü bekliyor. Ancak anlaşılan şu ki, temelde önemli bir değişiklik olmayacak, eğer AK Parti ile MHP anlaşacak olurlarsa başörtüsü sadece üniversitelerde serbest kalacak. Bunun sorunun çözümüne yardım etmeyeceği apaçık ortada. Şimdiden söylemek lazım, daha büyük huzursuzluklar ortaya çıkacak. Sebebine gelince:

1) Dinî vecibelerini yerine getirmek üzere başını örten bir genç kız, ergenlik çağına girdiği andan itibaren bu vecibeyi yerine getirmekle yükümlüdür. Bu vecibenin ne doğrudan ne dolaylı olarak söz konusu genç kızın aldığı eğitim veya toplumsal durumuyla herhangi bir ilişkisi var. Köyde de olsa öyledir, şehirde de olsa. Okusa da öyledir, okumasa da. Bir genç kızın öğrenim ve eğitim almak istemesi onun en temel hakkıdır, bu hak hiçbir şekilde sınırlandırılamaz. Kızını okutmak istemeyen babaya ceza veren bir devlet, nasıl oluyor da kendisi aynı kızı öğrenim haklarından mahrum etmektedir?

Dolayısıyla devlet, üniversitede bu kızın dinî inancını yaşamasına izin verirken, ortaöğrenim ve lisede bunu yasaklamasının; dinî vecibesini yerine getirme ısrarında olduğu zaman onu öğrenim haklarından mahrum bırakmasının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Benzer bir durum, liyakat ve ehliyet sahibi kamuda çalışan bir kadın için de söz konusudur. Paradoksa bakın ki, devlet hayatın bir kademesinde (üniversitede) özgürlükçü davranacak, bunun öncesinde (ortaöğrenimde) ve sonrasında (kamu görevinde) yasak koyacak. 2) İlköğretimden üniversiteye kadar 16 sene öğrenim gören bir kız, bunca sene emek harcar ve masraf yapar. Tam bir işe veya mesleğe atılacakken, yani bunu emeğiyle hak etmişken, ona yasak koyuyorsunuz. Diyorsunuz ki, "Sen yemeği pişir, önüne koy ama yeme; elbiseyi dik, ama giyme!" O zaman başını örtenlere hiçbir şekilde eğitim vermeyin, onları ilköğretime de almayın. Eğer sizin niyetiniz zihinleri ideolojiyle yüklemek, insanları kendi kalıplarınıza göre "eğitim" adını verdiğiniz "özel bir işlemden geçirmek" değilse, insanlara bunca masraf yaptırmayın, baştan yasağınızı koyun.

3) Mevcut Anayasa'da ve yasalarda başörtüsünü yasaklayan bir madde yok. On binlerce kıza ve kadına büyük acılar çektiren yasak Anayasa Mahkemesi'nin 1989'da yaptığı yorum gerekçe gösterilerek uygulanıyor. Burada Anayasa Mahkemesi'nin yorumu TBMM'nin yasa yapma hükmü yerine geçmiştir. Oysa Mahkeme Meclis'in yerini alamaz, Mahkeme'nin yorumları yasaların üstüne çıkamaz. Kısaca ortada "kanunsuz suç ve ceza" vardır.

4) AK Parti ve MHP'nin üzerinde anlaştığı husus sorunu çözmüyor, tam aksine iki büyük vahim sonuca yol açıyor: Bunlardan biri yasak Anayasa maddesi haline getiriliyor; ikincisi kapsamı genişletilip ortaöğrenim, lise ve kamuda hizmet vermek isteyenlere teşmil ediliyor. Bundan daha "vahim bir çözüm" olamazdı.

Bu (basına yansıdığı kadarıyla AK Parti ve MHP'nin teklifi), çözüm değildir, sorunu daha karmaşık hale getirmek, ağırlaştırmaktır. Bu düzenleme ile fiili yasağa, yasal ve anayasal dayanak kazandırılıyor. Bazıları, "bize ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyorlar", şeklinde düşünüyor olabilir. Bence "yasağın kapsamının genişletilmesi ve üstelik yasağa anayasal bir nitelik kazandırılması" ölümün kendisidir. Bu düzenleme gerçekleşirse bir daha sittin sene bu madde değişmeyecektir. Eğer Anayasal bir çözüm düşünülüyorsa, bunun net, kesin ve yoruma açık olmayacak şekilde ifade edilmesi, yasağın tamamen kaldırılmasıdır. Hem madem "yeni bir anayasa" düşünülmektedir, mevcut Anayasa'nın karmaşık arazisinde yol aramanın, yetersiz hukuki malzemelerle işi aceleye getirmenin anlamı nedir? Belki yeni anayasa çalışmalarını hızlandırıp bu sene bitirmek kökten çözüm için en iyi yoldur.

Zaman, 26.1.2008

Ali BULAÇ

27.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Bu kafayla işiniz zor

  Sarıkız mı, Ayışığı mı?

  Vahim çözüm!

  'Sivil anayasa'ya ne oldu?

  Türkiye'yi yargı yönetsin!

  Kim?


 Son Dakika Haberleri