|
|
|
Gül: ABD bize karşı mahçup |
Washington’daki temaslarını sürdüren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD’nin neden PKK’ya karşı harekete geçmediği yönündeki bir soruyu, “Onu bilemem. Bize söyledikleri ‘size karşı mahcubuz, üstümüze düşeni yapacağız’. Ben de ‘bunu artık gözle görülür, elle tutulur yapın, hepimizin beklentisi bu’ diyorum” diye cevaplandırdı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, terör örgütü PKK konusunda ABD’den, ‘’gözle görülür, elle tutulur’’ bir adım atmasını istediklerini söyledi.
Abdullah Gül, Washington’daki temaslarının ardından bir basın toplantısı düzenledi. ABD’nin neden PKK’ya karşı harekete geçmediği yönündeki bir soru üzerine Gül, ‘’Onu bilemem. Bize söyledikleri (size karşı mahcubuz, üstümüze düşeni yapacağız). Ben de (bunu artık gözle görülür, elle tutulur yapın, hepimizin beklentisi bu) diyorum’’ yanıtını verdi.
Gül, eskiden PKK liderlerinin dost olmayan rejimlerde barındığını, şimdi ise dost bir ülkede PKK liderlerinin televizyona çıkıp röportaj verdiğini kaydetti. ABD’nin daha önce dile getirdiği, ‘’Irak’ta elimiz dolu, kuvvetlerimizi bölemeyiz’’ yaklaşımını artık sergilemediğini belirten Gül, kısa sürede adım atılmazsa Türkiye’nin askeri önlem alıp almayacağı konusuna ilişkin bir soru üzerine, ‘’Yapılmaması yönünde ABD’den bir telkin sözkonusu değil’’ dedi. Gül, ‘’Bizim her zaman uluslararası hukuktan doğan haklarımız var. Biz ne zaman netice alacak şeyi görürüz, gerektiğinde bunu yapmaktan geri kalmayız’’ ifadesini kullandı. ABD’li yetkililere, kUzey Irak’ta yapılması gerekenlerin geciktiğini ve Türk halkının bir eylem görmek istediğini ifade ettiklerini belirten Gül, ‘’Görüştüğümüz bütün yetkililer, birşey yapmak zorunda olduklarının farkındalar. Daha fazla konuşmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Ama bu konuda bir kararlılığı görmedim dersem doğru olmaz’’ diye konuştu. Mahmur kampındakilerin Türkiye’ye dönüşü için Türkiye’nin bir mekanizma geliştirmesi yönünde ABD’nin beklentisinin bulunduğu sorusu üzerine Gül, zaman zaman vatandaşların gruplar halinde Türkiye’ye geldiklerini anlattı.
Gül, bu vatandaşların köylere yerleştirildiğini, konuyla ilgili sürecin sürdüğünü bildirdi. Gül, Mahmur kampında kadınlar ve çocukların da bulunduğunu ifade ederek, ‘’Tabii önemli olan, burası boşaldığında başkasının eline geçmeyeceğinden emin olmamız’’ dedi.
KERKÜK
Gül, Kerkük sorununda yalnızca Türkiye’nin değil, bölgedeki diğer ülkelerin de hassasiyet gösterdiklerini belirterek, bu sorunun büyümesinin bölgede herkesi endişelendirdiğini kaydetti. Gül, Washington’da bulunan Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebulgeyd ile biraraya geldiğini ve onun da konuya hassasiyet gösterdiğini dile getirdi. Kerkük’te referandumdan önce nüfus sayımı yapılması ve kimin oy kullanabileceğinin belirlenmesi gerektiğini belirten Gül, bu konuların, sonuca yardımcı olacak biçimde ele alınması gerektiğini söyledi.
ERMENİ TASARISI
Gül, ABD Kongresi’ne sunulan Ermeni tasarısı için, ‘’tüm ilişkilerimizi zehirleyecek büyük bir tehdit’’ değerlendirmesini yaparken, ABD’de görüştüğü resmi veya resmi olmayan herkesin, bunun bir ABD sorunu olmadığını dile getirdiğini, ancak parlamenter sistemlerin zayıflıklarından biri olarak nitelediklerini söyledi.
Gül, ‘’Bir taraftan Afganistan’da omuz omuza çalışırken, kimsenin yapmadığı kadar istikrara katkı yaparken, Irak’ın istikrarına destek verirken, birden bire Türkiye’nin aleyhinde bir tasarı, herşeyi berbat edecek birşey. İçtenlikle konuştum ve bunun etkisinin geçici olmayacağını söyledim’’ dedi. Kimi çevrelerin, sanki Türkiye’nin, bu tasarının geçeceğini kabul ettiği yönünde yaklaşım sergilediğini belirten Gül, ‘’Hükümetimiz böyle bir kabulle karşı karşıya değil. Muhakkak burada önlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Hem Türkiye hem ABD için kötü. Birbirimize ihtiyaç duyduğumuz bir önemde böyle bir zehiri ilişkilere atmaya kimsenin hakkı yok. Yönetimin bu konuda da çok duyarlı olduğuna ve herşeyi yapacağına inanıyorum. Şüphesiz bunu sadece yönetime yapamayız. Bizlerin de milletvekilleri, senatörler ve halkı aydınlatmamız gerekiyor’’ diye konuştu.
|
/ WASHINGTON
08.02.2007
|
|
|
Bush’un Irak politikası iflas etti |
BD Başkanı George W. Bush’un izlediği Irak politikasının iflas ettiğini söyleyen AKP’li Turhan Çömez, Irak’ın, kontrol edilmesi çok zor olan açık bir coğrafya olduğunu, Irak dışından gelen terörist grupların da huzuru bozduklarını dile getirdi. Irak’ta doktor olarak da çalıştığını vurgulayan Çömez, “Kucağımda çok insan öldü” diye konuştu.
AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve CHP Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren, New York Columbia Üniversitesi’nde Irak, Iraklı Türkmenler’in durumu, Kerkük’te yapılması planlanan referandum ve PKK terörizmiyle ilgili görüşlerini açıklayan bir seminer verdiler. Her ikisi de hekim olan Çömez ve Diren, Türk Çalışmaları Enstitüsü (The Institute of Turkish Studies) ve New York Türkmen Enstitüsü tarafından düzenlenen seminerde, Kuzey Irak’a yapmış oldukları ziyaretlerden edindikleri izlenimleri aktararak, Iraklı Türkmenler konusunda dinleyicileri bilgilendirdiler.
IRAK
Turhan Çömez, Irak’ın diktatör Saddam rejimi altında büyük zulüm gördüğünü, ancak Irak’a her gidişinde gördüğü manzaranın ülkedeki kaosun giderek daha büyüdüğüne işaret ettiğini söyledi.
‘’Irak toprakları şu anda tam bir kaos yaşıyor’’ diye konuşan Çömez, Iraklılar’ın kimilerinin kendisine ‘’Saddam dönemini arar duruma geldik’’ dediklerini, ülkedeki mezhep bölünmesinin son derece tehlikeli bir duruma geldiğini vurguladı.
ABD’nin Irak’a, diktatör Saddam rejiminden halkı kurtarmak, huzur ve demokrasiyi getirmek amacıyla girdiğini hatırlatan Çömez, şu anda Irak’taki duruma bakıldığında ise demokrasinin bu ülkeye ‘’çok ama çok uzak’’ olduğunu, demokrasinin bu ülkeye gelmesinin 10 yıllar sonrasına ertelendiğini bildirdi.
Çömez, bombalar altında yaşayan küçük çocuklara demokrasiyi anlatmanın çok zor olduğunu söyledi. ABD Başkanı George W. Bush’un izlediği Irak politikasının iflas ettiği görüşünü savunan Çömez, Irak’ın, kontrol edilmesi çok zor olan açık bir coğrafya olduğunu, Irak dışından gelen terörist grupların da huzuru bozduklarını dile getirdi.
Irak’ta doktor olarak da çalıştığını vurgulayan Çömez, ‘’Kucağımda çok insan öldü’’ diye konuştu.
Orhan Ziya Diren de konuyla ilgili olarak hem kendisinin hem de partisinin görüşlerini açıklayarak, ABD’nin Irak’a kitle imha silahları bulmaya gittiğini ama bu silahların bulunamadığını belirterek, ABD’nin Irak’a ülkenin yeraltı kaynaklarıyla daha çok ilgilendiği için operasyon düzenlediği görüşünü savundu. Diren, Irak halkının mezhepsel olarak bölündüğünü ve ülkede güven ortamı bulunmadığını vurguladı.
|
/ NEW YORK
08.02.2007
|
|
|
Irak’ta kan durmuyor: 28 ölü |
Irak’ta düzenlenen saldırılarda, 28 kişinin öldüğü bildirildi. Güvenlik kaynakları, başşehir Bağdat’taki Meştal mahallesinde bomba yüklü bir aracın infilak etmesi sonucu 3 kişinin öldüğünü, 15 kişinin de yaralandığını bildirdiler.
Bağdat’ın güneybatısındaki Dura bölgesinde 2 bomba yüklü aracın infilak ettiği, saldırılarda 1’i polis, 1’i çocuk 6 kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.
Bayah ve Mansur bölgelerinde bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırılarda, 4’ü asker 9 kişinin yaralandığı ifade edildi. Polis, Bağdat’ta yol kenarına yerleştirilen bir bombanın infilak etmesi sonucu 1 polisin öldüğünü, 3’ünün yaralandığını duyurdu.
Güneydoğudaki Cisr Diyala bölgesinde düzenlenen bombalı saldırıdaysa 2 kişinin hayatını kaybettiği, ayrıca terörle mücadele bürosunda görevli bir kişiyle babasının öldürüldüğü belirtildi.
Bağdat’taki El Camia bölgesinde sivil savunma görevlisi Albay Ali Hüseyin Cassim ve Yüksek Öğretim Bakanlığı’nda görevli bir kişinin öldürüldükleri bildirildi.
Musul’daki Sukar ve Kafaat mahallerinde çıkan çatışmalarda 1 polisin öldüğü açıklandı.
|
/ BAĞDAT
08.02.2007
|
|
|
ABD çekilmeyi düşünmüyor |
Beyaz Saray yönetimi, ABD’nin Irak’taki askerlerini çekeceği zamanı belirlemek için takvim hazırlaması gerektiğini söyleyen Fransa Başbakanı Dominique de Villepin’in bu fikrini reddettiğini bildirdi.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Gordon Johndroe, De Villepin ve benzeri bir açıklamada bulunan Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste Blazy’nin bu önerilerinin geçmişteki açıklamalarıyla aynı mantıkta olduğunu söyledi.
Johndroe, ‘’Irak güvenlik güçlerinin Iraklıların güvenliğini sağlayabilecek duruma gelmelerinden önce bir çekilme takvimi hazırlanması Irak’ta şiddet olaylarını artmasına neden olur ve bu izin verebileceğimiz bir şey değil’’ dedi.
Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, ‘’Financial Times’’ gazetesine yaptığı açıklamada, ‘’ABD, Irak’ta başarısız oldu. Bu krizden çıkış için Irak’ta 1 yıl içinde hiç ABD ve İngiliz askeri kalmamalı’’ demişti.
Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy de Irak’taki iç savaştan çıkmanın ‘’tek yolunun’’ bu ülkedeki yabancı güçlerin 2008 yılında çekilmesi olduğunu söylemişti.
|
/ WASHINGTON
08.02.2007
|
|
|
Bakoyanni, söz verdi |
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Batı Trakya bölgesinin coğrafi yapısı ve çokkültürlü oluşunun ‘’zaafiyet değil güç oluşturduğunu’’ söyledi.
Batı Trakya’yı ziyaret eden Dora Bakoyanni, İskeçe Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmada, Atina’nın, bölge sorunlarının giderilmesi için yapacağı çalışmaları en kısa sürede tamamlayacağını bildirdi.
Batı Trakya’da Hıristiyanlar ile Müslümanlar’ın daha önce kenarda kalmış olan bu bölgede etkili bir mozaik oluşturduklarını kaydeden Bakoyanni, hükümetin, azınlığın durumunun düzelmesi için de sistemli bir biçimde çaba gösterdiğini kaydetti. Bakoyanni, ‘’Tek amacımız, Trakya Müslüman azınlığı için yasalar önünde hak ve eşitlik ilkesinin genişletilerek güçlendirilmesidir’’ diye konuştu.
|
/ İSKEÇE
08.02.2007
|
|
|
Abbas ve Meşal bir araya geldi |
Filistin’de kanlı iç çatışmaları sonra erdirme ve İsrail ile barış görüşmelerine yeniden başlama konularını ele almak üzere, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas lideri Halid Meşal, Mekke’de bir araya geldiler.
Mekke’deki Essafa Sarayında yapılan görüşmelerin başında açıklama yapan Abbas, kendisinin ve El Fetih heyetinin, tüm yandaşlarına bir anlaşmaya varmadan bu saraydan ayrılmayacaklarını söylediklerini anlattı.
Abbas, Filistinlilere iyi haberler vermek istediklerini kaydetti. Hamas lideri Meşal, “Buraya anlaşmaya varmaya geldik, anlaşmaya varmaktan başka seçeneğimiz yok” diye konuştu. Filistin Başbakanı İsmail Haniye de liderlerin bu iyi niyetli sözlerini yineleyerek, “Filistin-Filistin ilişkilerinde” yeni bir sayfa açmak istediklerini söyledi.
|
/ MEKKE
08.02.2007
|
|
|
Filistin için üçlü görüşme |
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, 19 Şubat Pazartesi günü biraraya gelecekleri açıklandı.
Ehud Olmert, Amerikalı Yahudi liderlere yaptığı konuşmada, Mahmud Abbas’ın, şiddete son vermeyi reddeden ve İsrail’i tanımayan Hamas ile göstermelik bir birlik hükümeti kurmaması isteğinde olduğunu söyledi. Olmert, 19 Şubat’taki görüşmenin yeri hakkında bilgi vermedi. Rice da, Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı açıklamada, taraflar arasındaki sorunu görüşmek üzere toplantı düzenleyeceğini söylemiş, ancak tarih belirtmemişti.
|
/ KUDÜS
08.02.2007
|
|
|
Yabancı askerler Irak’tan çekilsin |
Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy, Irak’taki iç savaştan çıkmanın ‘’tek yolunun’’ bu ülkedeki yabancı güçlerin 2008 yılı içinde çekilmesi olduğunu söyledi.
Philippe Douste-Blazy, I-Tele Televizyonu’na yaptığı açıklamada ‘’Tek yol, 2008 yılı içinde yabancı güçlerin çekilmesidir’’ dedi.
‘’Irak, bugün bir içsavaşta’’ diyen Fransa Dışişleri Bakanı, ‘’Washington yönetiminin bu ülkede 2003’ten bu yana izlediği gözü kapalı politikayı da kınadığını’’ bildirdi.
|
/ PARİS
08.02.2007
|
|
|
Bağdat’ta güvenlik tartışması |
Irak Başbakanı Nuri el Maliki’ye yakın bir kaynak, Bağdat güvenlik planının başlamadığını söyledi.
Kaynak, yeni güvenlik planının başladığı yönündeki haberi yalanlayarak, Bağdat’ın Sünni mahallesi Ademiye’de silahlı kişilerin bulunduğu haberleri üzerine sınırlı bir operasyon başlatıldığını bildirdi. Amerikan Stryker 3-2 muhabere birliği komutanı Robie Parke, Irak ve ABD güçlerinin Ademiye mahallesinde operasyon düzenlediklerini, bu operasyonun, Bağdat’ta barışı sağlamaya yönelik yeni güvenlik planının başlangıcı olduğunu söylemişti.
|
/ BAĞDAT
08.02.2007
|
|
|
Hariri suikasti için uluslar arası mahkeme |
Birleşmiş Milletler (BM), eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastını soruşturmak üzere kurulması öngörülen uluslar arası mahkemeyle ilgili olarak Lübnanlı yetkililerle bir anlaşma imzaladı.
BM Sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre anlaşma, Lübnan tarafı adına Adalet Bakanlığından üst düzey bir yetkiliyle BM adına Genel Sekreter Ban Ki-Moon’un hukuk işlerinden sorumlu yardımcısı Nicolas Michel tarafından Beyrut’ta imzalandı. Açıklamada, anlaşmanın onaylanması ve yürürlüğe girmesi için gerekli adımların yetkili Lübnan otoriteleri tarafından atılması gerektiği vurgulanarak mahkemenin bu onaylamanın ardından BM’nin tam desteğiyle işlevsel hale geleceği ifade edildi. BM Genel Sekreteri Ban, konuyla ilgili olarak gazetecilere yaptığı açıklamada, Lübnan hükümetinin mahkeme kurulmasını kendi anayasal şartları çerçevesinde onaylamasını ümit ettiğini söyledi. Bu arada, adının açıklanmasını istemeyen bir BM yetkilisi, anlaşmanın imzalanmasının sürecin sonu değil bir parçası olduğunu söyledi. BM yetkilisi, mahkemenin kurulmasıyla ilgili Lübnan’daki anayasal sürecinin devam etmesi gerektiğini hatırlatarak ülkedeki son derece hassas siyasi durumun bu süreci zorlaştırabileceğini belirtti.
|
/ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
08.02.2007
|
|
|
Ateist Çin'de dine yöneliş artıyor |
Şangay Üniversitesi’nden iki profesörün yaptığı anket çalışması, Çin’in resmi tahminlerinde 100 milyon olarak belirtilen dine inanan insan sayısının, gerçekte 300 milyon civarında olduğunu gösterdi.
Müslümanların sayısının ise 60 milyon olduğu belirtilirken, Çin’in hem kırsal kesimlerinde hem de şehirlerde dine dönüş olgusunun varlığı ifade edildi.
İtalyan haber ajansı ANSA’nın haberine göre, Çinli araştırmacılar, 16 yaşın üzerindeki 4500 kişiyle yaptıkları ankette, katılımcıların yüzde 31,4’ünün bir dine inandığının saptandığını belirttiler. Araştırmacıların anketten yola çıkarak yaptıkları tahminlere göre, Çin’de 200 milyon kişi Budist, Taoist ya da Şans Tanrısı vb. türden yerel dinlere mensup kişiler olarak tanımlanmayı yeğliyorlar. Kendilerini Müslüman olarak tanımlayanların sayısının 60 milyon, Hıristiyan olduğunu beyan edenlerin sayısıysa 40 milyon olarak belirtildi.
Araştırmayı yapan iki profesörden biri olan Liu Zhongyu, dine dönüş olgusuna hem şehirlerde, hem de kırsal kesimde rastladıklarını kaydetti. Dine dönüşün özellikle gençlerde görüldüğüne dikkati çeken Zhongyu, söz konusu olguda Çin’de özellikle son yıllarda gözlenen hızlı değişimin beraberinde getirdiği problemlerin de katkısı olduğunu ileri sürdü. Çin Halk Cumhuriyeti, komünist devrimin 1949’da gerçekleşmesinden bu yana kendini resmiyette ‘tanrıtanımaz’ olarak tanımlıyor.
|
/ ROMA / BERLİN
08.02.2007
|
|
|
Alman TV'sinde Cuma yayını |
Alman ZDF televizyonunun internet sayfasında Mayıs ayından itibaren “Cuma Sözü” (Wort zum Freitag) adı altında Müslümanlara yönelik yayın yapılacağı bildirildi.
ZDF Genel Yayın Yönetmeni Nikolaus Brender tarafından yapılan açıklamada, sözü edilen yayının Almanca olarak yapılacağı ve Hristiyanlar için ARD ve ZDF televizyonlarında yayınlanan “Pazar Sözü” (Wort zum Sonntag) programından esinleneceği belirtildi. Brender, “Cuma Sözü” adlı programda sadece Müslüman din adamlarının değil, güncel konularda görüş bildiren Alman yorumcuların da yer alacağını söyledi. ZDF televizyonu bünyesinde oluşturulan kilise redaksiyonunun İslamiyet konusuna özel önem verdiğini ifade eden Brender, “Cuma Sözü” programının İslamiyet’in daha iyi anlaşılması amacıyla yapılacağını kaydetti. “Cuma Sözü” programının önce internette yayınlanacağı, izleyicilerin beğenmesi halinde televizyon ekranlarına taşınacağı bildirildi.
|
08.02.2007
|
|
|
|