Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

301 makyajla düzelmez

Başbakan Erdoğan’ın ikinci kez öneri beklediğini açıkladığı meslek odaları, sendika ve işveren örgüt temsilcilerinin bir bölümünün anlaşmaya vardıkları 301 değişikliği, “Türklüğü alenen aşağılama” ifadesi yerine, eski 159. madde metninde kullanılan “tahkir ve tezyif” ifadesini öneriyor ve 3 yıllık hapis cezasını 2 yıla indiriyor. Öneri bu haliyle, eski TCK’daki 159’un hafifletilmiş şekli olarak değerlendiriliyor.

Barış Girişimi sözcülerinden Oya Baydar, 301. maddenin değiştirilmesinin tamamen bir makyaj olarak kalacağını belirterek “Aynı ortamı yaşamamıza neden olacak. En azından demokratik bir ilke olarak kaldırılmasını istiyoruz” dedi,

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci kez öneri beklediğini açıkladığı meslek odaları, sendika ve işveren örgüt temsilcilerinin bir bölümünün anlaşmaya vardıkları 301 değişikliği, “Türklüğü alenen aşağılama” ifadesi yerine, eski 159. madde metninde kullanılan “tahkir ve tezyif” ifadesini öneriyor ve 3 yıllık hapis cezasını 2 yıla indiriyor. Öneri bu haliyle, eski TCK’daki 159’un hafifletilmiş şekli olarak değerlendiriliyor.

İnsan hakları örgütlerinin temsilcileri, Hrant Dink cinayetinden sonra hükümetin “sivil toplum örgütü” (STK) diye sendika ve işveren örgüt temsilcilerine öneri götürmede ısrar ederek, kendilerini bu sürecin dışında bırakmasını eleştirdiler.

“TOPU TACA ATMAK”

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Yavuz Önen, “Aşama kaydetmek amacı taşıdığını sanmıyorum. Bu topu taca atmak. Yumurta kapıya dayandığında sivil toplum olarak birkaç örgütün seçilmesini, pek iyi niyetli bir durum olarak görmüyorum” dedi.

Bugüne kadar topladıkları 18 bin imzayı ve öneri metinlerini TBMM Başkanı’na sunmak için Bülent Arınç’tan randevu talep eden İnsan Hakları Ortak Platformu’nun (İHOP) sözcülerinden Feray Salman, maddenin yürürlükten kaldırılmasından başka çare bulunmadığını söyledi.

Barış Girişimi sözcülerinden Oya Baydar da, “Maddenin değiştirilmesi tamamen bir makyaj olarak kalacak ve aynı ortamı yaşamamıza neden olacak. En azından demokratik bir ilke olarak kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

TOBB’nin çağrısıyla düzenlenen toplantıya katılmadıklarını belirten Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy ise, “Şahsi düşüncem, hükümet sorumluluğunu sivil toplum kuruluşlarına transfer etmeye çalışıyor” diye konuştu. 4 Şubat’ta TOBB’deki toplantıya İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türk İş, Hak İş, Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Memur Sen, Televizyon Yayıncıları Derneği, DİSK ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) temsilcileri katıldı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, maddenin tamamen kaldırılmasını savundukları için öneriye ortak olmamıştı. Daha önceki toplantılarda yer almayan MÜSİAD bu toplantıda temsil edildi; TÜSİAD da temsilcisi yurtdışında olduğunu için katılmadı.

/ İSTANBUL

07.02.2007


 

Adalet mülkün temeli

Cumhuriyet, demokrasi ve laiklik kadar önemli olan bir kavramın hukuk devleti olduğunu belirten Erdoğan, “Cumhuriyeti de, demokrasiyi de, laikliği de yaşatmanın ve korumanın yolu, hukuk devleti anlayışını korumaktan, geliştirmekten geçiyor. Adalet mülkün temeli; hukuk, demokratik sistemin ana taşıyıcı sütunudur” dedi. Erdoğan, “Hukuk devleti anlayışını koruyamazsak, ne hukuku, ne adaleti, ne de toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü koruyabiliriz” diye konuştu.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP hükümetinin geçen 4 yılda sadece adi suçlarla mücadele etmekle kalmadığını, ‘’hukuk sistemi içinde kendilerine karanlık odalar, imtiyazlı alanlar oluşturmak isteyen yapılanmalarla da etkin mücadele ettiğini ve etmeye devam edeceğini’’ söyledi.

Erdoğan, ‘’Eğer birileri kalkıp da ülkeyi ve vatanı kurtarmak adına hukuku ayaklar altına alıyorsa, orada masum ve gözardı edilecek bir durumdan söz edilemez. Hiçbir gerekçe, hukuku çiğnemeyi masum gösteremez’’ dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. Cumhuriyet, demokrasi ve laiklik kadar önemli olan bir anayasal kavramının da hukuk devleti olduğunu vurgulayan Erdoğan,’’Cumhuriyeti de demokrasiyi de laikliği de yaşatmanın ve korumanın yolu, hukuk devleti anlayışını koruyabilmekten, geliştirmekten geçiyor. Adalet, mülkün temeli... Hukuk, demokratik sistemin de ana taşıyıcı sütunudur. Hukuk ile kanunu lütfen birbirine karıştırmayalım. Hukuk devleti olmak başka bir şeydir, kanun devleti olmak bambaşka bir şeydir. Bunları birbirine karıştırmayalım’’ diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, her şeyden önce Türkiye’yi bir hukuk devleti olarak görmek suretiyle insanların hukukunu koruma bilincine kavuşması noktasında çalışmalarını sürdürdüklerini anlatarak, ‘’Aslolan budur. Bu anlayış, milleti devlete göre önceleyen bir anlayıştır. Diğer anlayış ise devleti millete göre önceleyen bir anlayıştır. Biz, milleti öne çıkaran bir gayretin içerisindeyiz. Buna çalışıyoruz. Onun için çıkışımızdaki temel felsefeyi; insanı yücelt ki devlet yücelsin anlayışı üzerine bina ettik’’ dedi.

Hukuk devletinin, ‘’bir ülkede yaşayan herkesin ve her kurumun hukuk kurallarına bağlı olduğu, herkesin uyması gereken objektif kuralları kayıt altına aldığı devlet yapısı olduğuna’’ dikkati çeken Erdoğan, hukuk devletini yasa devletinden ayıran özelliğin; temel hak ve özgürlükler gibi evrensel değerleri kabul etmesi olduğunu vurguladı.

“HUKUK KURALLARINA

KARŞI İMTİYAZ VE KAYIRMA”

Erdoğan, hükümetleri döneminde demkoratikleşme adımları kadar hukuk devleti anlayışını da geliştirmenin, çağdaş normalara kavuşturmanın mücadelesini verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Hukuk devleti anlayışını koruyamazsak, ne hukuku ne adaleti ne de toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü koruyabiliriz. Bu nedenle hükümetimiz, geçen 4 yılda sadece adi suçlarla mücadele etmekle kalmamış, hukuk sistemi içinde kendilerine karanlık odalar, imtiyazlı alanlar oluşturmak isteyen yapılanmalarla da etkin mücadele etmiştir, etmeye devam edecektir. Türkiye, hükümetimizle birlikte faili meçhullerle anılan dönemlerden, olayların faillerinin kısa sürede yakalandıkları aktif mücadele dönemine girmiştir.

Eğer kendilerini kanunlardan azade, hukuken bağımsız görenler, hukuk kurallarına karşı imtiyaz ve kayırma bekleyenler varsa, bunlar büyük bir yanılgı içindedir. Kayıtdışı yönetim, kayıtdışı ekonomi, kayıtdışı güvenlik anlayışı olamaz, olmamalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesine kesinlikle göz yummadık, göz yummayacağız. Eğer birileri kalkıp ülkeyi ve vatanı kurtarmak adına hukuku ayaklar altına alıyorsa orada masum ve gözardı edilecek bir durumdan sözedilemez. Hiçbir gerekçe, hukuku çiğnemeyi masum gösteremez.’’

Erdoğan; birilerinin ‘’bunları söyleyenler devleti, milliyetçiliği töhmet altında bırakıyor’’ dediğini belirterek, ‘’Hayır yanılıyorsunuz veya milletimizi bilerek yanıltıyorsunuz. Mülagata yapıyorsunuz. Hata da çetelerin tam da istediği gibi tehlikeli bir şekilde kurumlarımızı karşı karşıya getiriyorsunuz. Kimse yanlış yapamaz. Birkaç kişi üzerinden devletimizi, devletimizin kurumlarını yıpratmaya tevessül etmesin. Bilsinler ki bunlara bizim iktidarımızda yer yoktur’’ dedi.

Müşerref Erdoğan ile Başbakanlıkta görüştü

Başbakan Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ile Başbakanlık’ta bir araya geldi. Çalışma ziyaretinde bulunmak üzere Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile önceki gün akşam saatlerinde bir araya gelen Pakistan Cumhurbaşkanı, dün de Başbakan Erdoğan ile Başbakanlık Merkez binada biararaya geldi. Başbakan Erdoğan, konuk Cumhurbaşkanı’nı kapıda samimi bir şekilde karşıladı. Erdoğan ve Müşerref daha sonra başbaşa görüşmeye geçti. Orta Doğu turu kapsamında Türkiye’ye de bir ziyaret gerçekleştiren Müşerref, ‘Bölgedeki sorunların üstesinden gelebilmemiz için tüm Müslüman ülkeler bir araya gelmeliyiz’ mesajını Ankara’ya da iletti. Görüşmede Orta Doğu da yaşanan gelişmelerin ayrıntılı olarak değerlendirildi.

/ ANKARA

07.02.2007


 

ODTÜ’lü öğretim elemanları: 301 kaldırılsın

ODTÜ’de görevli bir grup öğretim üyesi yayınladıkları deklarasyonla, “tek işlevi içimizde ‘düşmanlar’ oluşturmak olan” 301. maddenin tümüyle kaldırılmasını istediler.

ODTÜ’de görevli 84 öğretim elemanın üyesi yayınladıkları deklarasyonda, Hrant Dink’in öldürülmesinin bu topraklarda barış ve karşılıklı anlayış içinde bir arada yaşama iradesini kıramayacağı belirtildi. Açıklamada, düşüncelerini açıklayan aydınların “Türklüğe hakaret” gerekçesiyle hedef gösterilmesinde önemli bir rol oynayan ve (devlet kurumlarına yönelik hakaret ya da fiiller ceza kanununda başka maddelerle zaten yasaklanmış olduğundan) tek işlevi “düşmanlar” oluşturmak olduği belirtilen 301. maddenin tümüyle kaldırılması talep edildi. Açıklamada ODTÜ’de görevli 84 öğretim elamının imzası yer aldı

/ ANKARA

07.02.2007


 

Hükümet 301'de samimî mi?

MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu Üyesi Kütahya Şube Başkanı Selahattin Üneş, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesi hakkında hükümet tarafından görüşleri istenen 18 sivil toplum kuruluşunun arasında, bir tane bile insan hakları örgütü olmadığını söyledi.

Selahattin Üneş, yaptığı açıklamada, son günlerde TCK’nın 301. maddesi hakkında basında yer alan haberlerin, tam olarak gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Söz konusu haberlerde; hükümetin 301. madde hakkında, 18 sivil toplum kuruluşundan görüş istediğini, ancak STK’lyarın hükümete bu konuda görüş bildirmeyerek topu tekrar hükümete attıkları bilgisinin yer aldğını kaydetti. Üneş, şunları söyledi:

“Bu konudaki haberler ilk bakışta doğru görünmesine karşın, gözden kaçan ya da kaçırılmak istenen önemli bir husus vardır: Dikkat edilirse görülecektir ki, 301. madde hakkında hükümet tarafından görüşleri istenen 18 sivil toplum kuruluşunun arasında, bir tane bile insan hakları örgütü yoktur. Bundan önce sadece hükümet ile yargı arasında tartışılan 301. madde konusuna, içinde insan hakları örgütleri bulunmayan sivil toplum örgütlerinin de dâhil edilmiş olması, sorunun çözümünden çok çözümsüzlüğüne katkı sunacaktır. Oysa 301. madde, daha taslak halinde iken bile, en ağır eleştirileri insan hakları çevrelerinden almıştır. Söz konusu madde, içeriği itibarıyla düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmiş ve her kesim maddeyi büyük ölçüde bu yönüyle ele almıştır. Bugün insan hakları örgütleri nezdinde, 301. maddenin tamamen kaldırılması gerekmektedir. Hükümet ve diğer devlet yetkilileri, bu konuda insan hakları örgütlerinin görüşünü yakinen bilmektedir. Tam da bu yüzden, şimdi yapılmak istenen; 301.madde hakkında öncelikle görüşünün alınması gereken insan hakları örgütlerinin, saf dışı bırakılmak istenmesidir.”

Yeni Asya / KÜTAHYA

07.02.2007


 

Dink hâlâ yargılanıyor

Uğradığı silâhlı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink, “Türklüğü tahkir ve tezyif etmek” suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırılarak cezasının ertelenmesi yönündeki kararın Yargıtay tarafından usul eksiklikleri sebebiyle bozulmasının ardından, yargılanmaya devam ediyor.

Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Karin Karakaşlı katılmadı. Müdahil Mehmet Soykan’ın geldiği duruşmada, Dink adına 3 avukat, Karakaşlı adına da 33 avukat hazır bulundu. Yargıtayın bozma ilamına karşı söz alan Dink ve Karakaşlı’nın avukatı Bahri Bayram Belen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının dava konusuna ilişkin tebliğnamesine katıldıklarını, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamını hukuki açıdan yetersiz, Ceza Genel Kurulunun kararını da çelişkili bulduklarını ifade etti. Avukat Belen, “Düşüncelerin hiçbir zaman hakim kararıyla mahkum edilemeyeceği sonuçta anlaşılacaktır” dedi.

Hakim Hacer Bayraktar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına uyulmasına hükmetti.

Bayraktar, celse arasında Hrant Dink’in nüfus kaydının aldırıldığını ve sağ olarak göründüğünü de tutanağa yazdırdı. Mahkeme, bozma kararına uyulmasına hükmedildiğinden, Mehmet Soykan, Bitlis Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeni Çetelerinin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği ve Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu 15 müdahilin bu sıfatlarının kaldırılmasına karar verdi.

Bunun üzerine Mehmet Soykan, duruşma salonunda izleyici bölümüne alındı. Cumhuriyet Savcısı İbrahim Atasu, Hrant Dink’in vefat ettiğini fakat gelen nüfus kaydında sağ olarak gözüktüğünü, sanığın öldüğüne dair nüfus kaydının yeniden istenmesini talep etti. Duruşma, Dink’in nüfus kaydının istenilmesine karar verilerek 14 Haziran 2007 tarihine ertelendi.

/ İSTANBUL

07.02.2007


 

Enkazdan 3 ceset daha çıkarıldı

Diyarbakır’da yıkım kararı verilerek boşaltıldıktan sonra çöken binanın enkazından 3 ceset daha çıkarıldı. Enkaz altından toplam 5 kişinin cesedi çıkarıldı, bir kişi de sağ olarak kurtarıldı.

Diyarbakır’da yıkım kararı verilerek boşaltıldıktan sonra çöken binanın enkazından 3 ceset daha çıkarıldı. Enkaz altından toplam 5 kişinin cesedi çıkarıldı, bir kişi de sağ olarak kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, Kayapınar Beldesi Huzurevleri semti Esen Sokak’ta bulunan 32 daireli ‘’Alkan 1’’ apartmanının enkazından dün sabaha karşı Selahattin Kaymak (36), Fırat Dursan (19) ve Ahmat Koçlardan’ın (18) cesedi çıkarıldı. Daha önce de Hasan Demir (17) ve ağabeyi Mesut Demir’in (18) de cesetlerinin çıkarılmasıyla enkaz altından çıkarılan ceset sayısı 5’e yükseldi. Enkazdan önceki gece geç saatlerde Abdullah Köseer (14) sağ olarak kurtarılmıştı.

Enkaz altından çıkarılan cesetler Diyarbakır Devlet Hastanesi Morgu’na kaldırıldı.

Önceki gün cesetleri çıkarılan Hasan Demir ve Mesut Demir’in cenazeleri aileleri tarafından toprağa verilmişti.

1993 yılında yapılan ‘’Alkan 1’’ apartmanı, önceki gün saat 15.00 sıralarında büyük bir gürültüyle çökmüş ve görgü tanıklarının binada bazı kişilerin olduğunu belirtmesi üzerine arama kurtarma çalışmaları başlatılmıştı.

“Tatbikat planlarken gerçek kurtarma yaptık”

Diyarbakır Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürü İlhami Doğangün yaptığı açıklamada, bir süre önce Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünce oluşturulan arama ve Kurtarma ekibine doğal afet durumunda arama ve kurtarma konusunda eğitim verdiklerini söyledi.

Eğitimin ardından polis ekibine tecrübe edindirmek için ortak tatbikat yapmayı planladıklarını ve bunun için Huzurevleri’nde çökme tehlikesi nedeniyle boşaltılan Alkan-1 Apartmanı’nı seçtiklerini ifade eden Doğangün, şöyle konuştu:’’Emniyet Müdürlüğü ekibi ile çöken binada 2 Şubat’ta tatbikat planladık. Ancak, belediye ile yapılan görüşmelerde binanın yıkımının 2 Şubata yetişmeyeceğini öğrendik. Bu sebeple tatbikatı birkaç gün erteledik. Bina yıkıldıktan sonra tatbikat gerçekleştirecektik. Ancak 4 Şubat günü binanın çöktüğü ve altında 6 kişinin kaldığı bilgisi ulaştı. Acilen 54 personelim ile kurtarma çalışmalarına başladık. Çalışmalara Emniyet Müdürlüğünün oluşturduğu ekip de katıldı. Boş bir bina olduğu ve 6 kişinin yeri bilinmediği için kurtarma çok zor şekilde yapıldı. Çalışmalarda 5 kişinin cesedine ulaştık. Abdullah Köseer’i canlı çıkarmamız bizleri çok mutlu etti. Yaşadığımız mutluluğu kelimelerle ifade edemem.’’ Doğangün, enkaz altında başka canlının kalmadığını da belirterek arama kurtarma çalışmalarına son verildiğini bildirdi. Bu arada, yaralı olarak enkaz altından kurtarılan ve Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastahanesine kaldırılan Abdullah Köseer’in vücudunun birçok yerinde kırık ve ezilme olduğu, tedavisinin sürdürüldüğü belirtildi.

/ DİYARBAKIR

07.02.2007


 

Kamu yararı bu işin neresinde?

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Ali Olgun, Başbakanlık genelgesiyle lağvedilen Ulusal Deprem Konseyi’nin dağıtılmasının kamu yararıyla bağdaşır hiçbir yanı olmadığını bildirdi.

Olgun, yaptığı yazılı açıklamada, deprem ve yapı güvenliği alanında sistem sorunlarına ilişkin uzman görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla, önemli bir ihtiyaca cevap vermek için 2000 yılında kurulmuş Ulusal Deprem Konseyi’nin, Başbakanlık genelgesiyle lağvedildiğini üzülerek öğrendiklerini ifade ederek, “Ulusal Deprem Konseyi, deprem sorunuyla ilgili çeşitli alanlardan gelen uzmanlardan (Yer bilimleri, mühendislik, mimarlık, sosyal bilimler, yönetim bilimleri) oluşan, bilimsel değerlendirmeler yaparak kamuoyuna güvenilir bilgi, yöneticilere öneriler sunmakla görevli bir kuruldu. Bağımsız deprem uzmanlarından oluşan kurul, bilimsel değerlendirme ve yön gösterme, kamuoyuna doğru ve güvenilir bilgi sunma, çalışmalarında ve açıklamalarında bilimsel dürüstlükten ve etik ilkelerinden ayrılmama görevlerini olanaksızlıklara ve engellemelere karşın sürdürmeye çalışıyordu” dedi.

/ ADANA

07.02.2007


 

Yağışlar yetmedi

Son dönemdeki yağışlara rağmen Denizli, Aydın ve Muğla’daki barajlar ile göletlerde, henüz geçen yılın su seviyelerine ulaşılamadığı bildirildi.

Denizli Meteoroloji İl Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Denizli’de metrekareye düşen yağış miktarı, Ocak ayında 93 milimetre, Şubat ayının ilk 5 gününde ise 28 milimetre olarak ölçüldü. Geçen yılın Ocak ayında Denizli’ye 73 milimetre yağış düştüğü, uzun yıllar ortalamasının 80 milimetre olduğu belirtildi. Devlet Su İşleri(DSİ) Aydın Bölge Müdürlüğünün yaptığı ölçümlere göre, 5 Şubat itibariyle Aydın, Denizli ve Muğla’daki 8 baraj ile 6 göletin toplam doluluk oranı yüzde 26 olarak belirlendi. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 34 olarak ölçülmüştü. Denizli’de Büyük Menderes Nehri üzerinde kurulu bulunan ve 1 milyar 76 milyon metreküp depolama kapasitesine sahip Adıgüzeller Barajı’nda doluluk oranı yüzde 18, 27 milyon metreküp kapasiteli Gökpınar Barajı’nda doluluk oranı yüzde 52 olarak belirlendi. Adıgüzeller’de geçen yılın aynı döneminde doluluk oranı yüzde 31, Gökpınar Barajı’nda yüzde 57 olarak gerçekleşmişti.

/ DENİZLİ

07.02.2007


 

Şu anda kuraklık yok

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, kuraklık anlamında 1 Ekim 2006-1 Şubat 2007 tarihleri arasında geçen yıla oranla yüzde 8’lik yağış azlığı bulunduğunu belirterek, ‘’Ama şu anda kuraklıktan bahsetmek doğru değil’’ dedi.

Çevre ve Orman Bakanı Pepe, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakanlığında ‘’İklim Değişikliği, Kuraklık ve Su yönetimi’’ konulu ortak basın toplantısı düzenlediler. Bakan Pepe, su, hava ve toprak üçgeninde gelişen olayların Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendirdiğini söyledi. Kuraklık anlamında 1 Ekim 2006-1 Şubat 2007 tarihleri arasında geçen yıla oranla yüzde 8’lik yağış azlığı bulunduğunu belirten Pepe, ‘’Ama şu anda kuraklıktan bahsetmek doğru değil’’ dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de enerji bakımından bu yıl herhangi bir sorun olmadığını kaydederek, barajların doluluk oranının uygun olduğunu söyledi. Güler, ‘’Biliyorsunuz, Türkiye yağışların yüzde 50-55’ini Mart-Mayıs aylarında alıyor. Beklenti olumlu’’ dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker ise şu anda Türkiye’nin hiçbir yerinde acil tarımsal kuraklık sorunu bulunmadığını vurgulayarak, ‘’Mart ve Nisan ayındaki yağışlar, uzun yıllar ortalamasında gerçekleşirse Türkiye’nin hububat üretiminde düşüş görülmeyecek’’ dedi.

/ ANKARA

07.02.2007


 

12 bin camide din görevlisi yok

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser, özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde bulunan 12 bin camide resmî din görevlisi bulunmadığını, ehil olmayan kişilerin buralarda vatandaşa yalan yanlış bilgiler aktardığını bildirdi.

Bilal Eser, sendikasının Adana Şubesi tarafından düzenlenen istişare toplantısına katılmak için geldiği Adana’da yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 80 bin personelin hizmet verdiğini ancak, bu sayının yeterli olmadığını ifade etti. Eser, başta Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere toplam 12 bin camide kadrolu din görevlisinin bulunmadığını söyledi. İslâm dininin vatandaşlara doğru şekilde anlatılması için acil olarak kadro verilmesi ve atama yapılması gerektiğini belirten Eser, şöyle konuştu: “İslâmiyet birlik ve beraberlik dinidir. İnsanların kardeşçe yaşamasını öngörür, ama camilerimizde kadro sıkıntısı var. Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde bulunan 12 bin camimizde resmi din görevlimiz yok. Ehil olmayan kişiler buralarda vatandaşa yalan yanlış bilgiler aktarıyor. Bu, ilerleyen yıllarda çeşitli sorunlarla karşılaşmamıza neden olabilir. Sözleşmeli de olsa derhal buralarda kadro açılarak, görevlendirme yapılmalı.’’

/ ADANA

07.02.2007


 

Wilson: Türk yetkililerin temasları yararlı

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Washington’da sözde Ermeni soykırımı tasarısının ABD Temsilciler Meclisinde kabul edilmemesine yönelik temaslarını sürdürürken, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Türk yetkililerin bu ziyaretlerinin tasarının geçmemesi için yararlı olduğunu söyledi.

Büyükelçi Wilson, önceki akşam bir grup milletvekili, akademisyen ve gazeteciyi konutunda ağırlayarak, Kongre uzmanı ve The Hill haftalık dergisinin editörü Albert Eisele’in konuşmacı olduğu video konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansın ardından gazetecilerle sohbet eden Büyükelçi Wilson, Demokratların çoğunluğu ele geçirmesinin ardından ABD Başkanı George Bush yönetiminin Kongrede artık eskisi kadar etkili olmadığının hatırlatılması üzerine, karşılıklı temasların önemli olduğunu söyledi ve sözde Ermeni soykırımı tasarısının geçmemesi için siyasetçilerin kendi görüşlerini bizzat anlatmasının önemine işaret etti. Wilson, bu çerçevede Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Dışişleri Bakanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ziyaretlerinin yararlı olduğunu da belirtti. Tasarının mart ayında Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin Avrupa alt komitesine gideceğini söyleyen Wilson, bu komitenin başkanı olan Robert Wexler’in Türkiye’nin dostu olduğuna dikkati çekti. Gazeteci Hrant Dink suikastının tasarının akıbetini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna ise Wilson, “Dürüst olmak gerekirse bilmiyorum” cevabını verirken, Dink’in bu tür tasarıların üçüncü ülke meclislerinde kabul edilmesine en çok karşı çıkan isimlerden biri olduğuna işaret etti. Büyükelçi Wilson, mart ayında kendisinin de bizzat ABD’ye giderek bu tasarının geçmemesi için çaba harcayacağını söyledi.

/ ANKARA

07.02.2007


 

Rumlara baskı uygulayalım

Hristiyan Birlik Partilerinin Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Dr. Andreas Schockenhoff , "AB olarak ambargonun kalkması için Kıbrıs'a (Rum kesimi) baskı yapmak zorundayız" dedi.

Konrad Adenauer Stiftung Derneği tarafından Dedeman Oteli’nde “Almanya’nın AB Konsey Başkanlığı: Hedefler ve Beklentiler” başlıklı panelde konuşan Dülger, Almanya’nın bugünkü siyasi irade ile geçmiş çizgisini bağdaştırması gerektiğini ve Türkiye’nin bu açıdan net bir tavır beklediğini söyledi. Dülger, “Türkiye olarak sağlam bir ortaklık kurulması için çalışmalarımızı sürdürmek arzusundayız” diye konuştu. Türkiye’nin üyeliğinin AB açısından stratejik bir tasavvur olduğuna dikkati çeken Dülger, “Türkiye önemli bir enerji koridoru. AB pazarlarına Türkiye’den enerjinin akıtılması kolay kolay vazgeçilemeyecek bir konu” dedi. Dülger, “AB’ye tam üyelik perspektifi bizim için hedeftir. Sağduyu, rehberimiz olacaktır. AB projesine geniş açıdan bakıyoruz” diye konuştu.

Hristiyan Birlik Partilerinin Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Dr. Andreas Schockenhoff da “Türkiye’nin başladığı reform sürecini sürdürmesini istemekteyiz. Bu, müzakerelerde lokomotif olacaktır” dedi. Türkiye’nin AB ile müzakere sürecinin sürmesinin, AB’nin menfaatine olduğunu ifade eden Schockenhoff, verilen taahhütlerin yerine getirilmesini beklediklerini dile getirdi. Schockenhoff, Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine şu cevabı verdi:

"AB olarak ambargonun kalkması için Kıbrıs'a (Rum kesimi) baskı yapmak zorundayız. Bu, sadece hukuki bir sorun değildir. Bu konuda karşılıklılık esastır. Rum kesimi de taahhütlerini yerine getirmek zorundadır."

Türkiye’nin müzakere süreci ile ilgili bir soruyu da cevaplayan Schockenhoff, müzakere sürecinin sonunu, net bir şekilde göremediklerini ve tam üyelik için tüm şartların yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Schockenhoff, “Müzakerelerin hedefi Türkiye’nin tam üyeliğidir” diye konuştu.

/ ANKARA

07.02.2007


 

AB üyeliğimize destek

Almanya’nın başşehri Berlin’de, AB’nin genişlemesini görüşmek üzere toplanan Almanya-İspanya Forumu, Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdi.

Alman Bild gazetesinde yer alan haberde, Almanya-İspanya Forumunun Berlin’de düzenlediği toplantıda ortaya çıkan temel görüşün, AB’nin Türkiye’ye üyelik perspektifi vermesi yönünde olduğu belirtildi. Toplantıya katılan Alman Hristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) Avrupa Parlamentosu üyesi Elmar Brok’un da, tam üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinden yana olduğu, ancak müzakereler sonucunda tam üyelik yerine başka bir seçeneğin de ortaya çıkabileceğini söylediği kaydedildi.

/ BERLİN

07.02.2007


 

Sezer'den kısmen iade

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5574 sayılı “Türk Petrol Kanunu”nu kısmen TBMM’ye iade etti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Sezer, yasanın 2, 4, 19 ve geçici 1. maddelerinin bir kez daha görüşülmesini istedi. Cumhurbaşkanı Sezer, kısmen iade gerekçesinde, stratejik önemi olan petrolün, tümüyle dış satım konusu yapılabilmesinin olanaklı kılınmasının ulusal güvenlik açısından risk taşıdığını belirtti.

/ ANKARA

07.02.2007


 

Dayak iddiası yargıya gidiyor

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İstanbul’da, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı bir çocuk yuvasındaki dayak olayını, “son derece üzücü” olarak değerlendirerek, sorumlular hakkında yargıya başvuracaklarını söyledi.

Çubukçu, AKP TBMM grup toplantısından önce, gazetecilerin soruları üzerine, “Olay, son derece üzücü. İnsanların beyinlerini değiştirdiği kadar, kalplerini de değiştirmesi gerekiyor” dedi.

Bakan Çubukçu, olaya ilişkin soruşturmanın geçen hafta başlatıldığını belirtti. Çubukçu, soruşturma kapsamında bazı yetkililerin görevden, bazılarının da açığa alındığını ifade ederek, savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını; ayrıca, teftiş kurulunun çalıştığını söyledi. Çubukçu, “Dava yoluna başvuracak mısınız?” sorusuna, “Tabii ki yargıya intikal ettireceğiz” cevabını verdi.

Bir gazetecinin, İstanbul’da kuruma bağlı bir diğer yurtta meydana geldiği iddia edilen olaylarla ilgili, ‘’Davayı, açıklamaları yapan genç kıza mı açacaksınız?’’ sorusu üzerine ise Çubukçu, ‘’Hayır, kesinlikle çocuğu karşı açmayacağım. Sonuçta hangi durumda olursan olsun, koruma altındaki bütün çocuklar, benim çocuklarım. Nasıl ki bir aile, kendi bireylerine karşı böyle bir dava açmazsa ben de ona açmayacağım’’ dedi.

/ ANKARA

07.02.2007


 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne yeni başkan

argıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığı’na Cengiz Erdoğan seçildi. Yargıtay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca yapılan seçim sonucunda bu göreve getirildi.

Erdoğan, 1943 yılında Hopa’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1967 yılında mezun olan Erdoğan, Ankara hakim adayı olarak mesleğe başladı. Pervari, Ardeşen ve Kula hakimliği ile Yargıtay Tetkik Hakimliği görevlerinde bulunan Erdoğan, 1998 yılında Yargıtay Üyeliğine seçildi. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı görevini geçen günlerde tamamlayan ve 1. Ceza Dairesi üyesi olan Erdoğan, Fransızca biliyor, evli ve 4 çocuk babası.

/ ANKARA

07.02.2007


 

Cumhurbaşkanlığına ilk aday

Eski milletvekili Ünat Demir, “Cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu” söyledi.

TBMM’de 15 ve 16. dönem Muğla Milletvekili olan Ünat Demir, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin tamamlanacağı 16 Mayıs tarihine kadar sürecek bir yolculuğa çıktığını ileri sürdü. Ünat Demir, 110 milletvekilinin imzasının kendisini aday göstermesi için yeterli olacağını, ancak 542 milletvekilinden oturumu yönetecek başkan hariç 541’inin oyu ile cumhurbaşkanı seçileceğini savundu. Adaylık sürecinin kendiliğinden gelişeceğini öne süren Demir, parti gruplarında milletvekillerine hitap edeceğini söyledi.

/ İZMİR

07.02.2007


 

AKP: Teklif eskiye dönüş

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından yapılan öneriyi “geriye dönüş” olarak değerlendirerek, “Eski 159. maddeden yargılanmayan kimse kalmadı” dedi.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Fırat, sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan önerinin henüz kendilerine iletilmediğini söyledi. “Bir bakalım, görelim, değerlendirelim” diyen Fırat, maddenin değiştirilmesini savunan kuruluşlar olduğunu hatırlattı.

Maddedeki, “Türklüğü alenen aşağılama” ifadesi yerine “tahkir ve tezyif” ifadesinin önerildiğini söyleyen gazeteciye, “Bu eskiye dönüş” cevabını veren AKP’li Fırat, “Eski 159. maddeden yargılanmayan kimse kalmadı bildiğim kadarıyla” dedi.

“Bunun çözüm olmayacağını mı söylüyorsunuz?” diyen gazeteciye Fırat, “O dönemde daha çok kişi yargılandı” karşılığını verdi. Fırat, “Daha da ağırlaştırma mı olur bu, geriye gidiş mi?” sorusuna ise “Adli istatistiklere bakarsanız, ondan yargılanma çok daha fazladır” cevabını verdi.

Dengir Mir Mehmet Fırat, maddenin eski 159’a döndürülmek istendiğine işaret ederek, o maddeden çok daha fazla düşün ve yazın adamının yargılandığını ve mahkum olduğunu söyledi. Fırat, “Bence orada daha çok muğlaklık ortaya çıkıyor. 159 getiriliyor, eskiye dönüş oluyor” diye konuştu.

/ ANKARA

07.02.2007


 

9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü

Yeşilay Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nde, sigaranın insan hayatına mal olan zararlarına dikkati çekti.

9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla bir açıklama yayınlayan Yeşilay Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, “Sigarayı hayatımızdan çıkarmak için bugün önemli bir gün. Gelin sigaranın esiri olmayın” dedi. Günde 1 paket sigara içenlerin vücudunda 20 yılda 7 kg. is ve katran birikimi olduğunu belirten Özfatura, “Sigaranın sayısız zararlarını bilen akıllı kişinin ilk işi şüphesiz bunu bırakma çabasına girmesidir. O halde yapılacak işleri şöylece sıralayabiliriz: Kesin karar veriniz. Ve bu işte iradenizi sonuna kadar kullanmayı göze alınız. Sigarayı birden bırakınız. Zîrâ deneyler birden bırakanların ve birden bırakmanın daha başarılı olduğunu göstermiştir.” açıklamasında bulundu. Özfatura, sigaranın, erken ölüm ve hastalıkların önlenebilir en önemli sebebini oluşturduğunu ifade etti.

Yeni Asya / İSTANBUL

07.02.2007


 

Ders kitapları yönetmeliğine kısmî durdurma

Danıştay 8. Dairesi, “Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapan Yönetmeliğin” bazı hükümlerinin yürütmesini durdurdu.

Eğitim-Sen’in, söz konusu yönetmeliğin 10 maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açtığı dâvânın ilk etabı tamamlandı. Danıştay 8. Dairesi, yönetmeliğin ders kitaplarının değerlendirilmesi yetkisini Talim Terbiye Kurul Başkanlığı’ndan alıp Daire Başkanlığının yetkisine veren 4. maddesinin yürütmesini durdurdu. Daire, yönetmeliğin, özel kesimce hazırlanan eserlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi konusunda komisyon kurulması yetkisinin Talip Terbiye Kurul Başkanlığı’ndan alınarak ilgili birime bırakılması hükmünü düzenleyen 5. maddesinin de yürütmesini durdurdu.

8. Daire ayrıca, ders kitapları dışındaki kitaplar ile eğitim araçlarının satın alınması konusundaki başvuruların Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’na yapılmamasını öngören 9. maddenin de yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Daire, diğer 7 madde ile ilgili yürütmenin durdurulması taleplerini ise reddetti.

/ ANKARA

07.02.2007


 

Bu kış onlar artık üşümeyecek

Isparta Belediyesi zor şartlar altında olan ailelere yardım elini uzatarak onların da mutlu olmalarını sağladı. Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman, AK Masa aracılığı ile ya da bizzat cep telefonu vasıtası ile kendisine ulaşanların kömür ve gıda ihtiyaçlarının giderilmesi talimatını verdi.

Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir anlayışı içerisinde olduklarını ve soğuktan üşüyen bir insan varsa vebalini çekmekten korktuklarını ifade eden Balaman, “Bu şehirde yaşayan herkes bizim kardeşimiz. Onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak da bizim görevimiz. Onların yüzünde oluşacak bir tebessüm bizim için dünyalara bedeldir. Yardımlarımız devam edecektir” diye konuştu. Yedişehitler Mahallesi’nde 7 çocuğu ile birlikte oturan ve eşi hükümlü olduğu için cezaevinde tutuklu bulunan Gülten Hanım da Belediye Başkanı Hasan Balaman’a cep telefonu ile ulaşanlardan biri. Aynı gün içerisinde yardımın kapısına geldiğini görünce gözyaşlarını tutamayan Gülten Hanım, üzerlerini örttüğü ikizlerinin başında duygularını şöyle dile getirdi: “Evimde ne yiyeceğim, ne tüpüm ne de kömürüm kalmamıştı. Isparta Belediyesi görevlileri gelerek istediklerimi evime bıraktılar. Şimdi kendime daha da güvende hissediyorum.”

Nurettin ARKAN / ISPARTA

07.02.2007


 

Fulya Balçık Camii hizmete açıldı

Şişli Belediyesi, bakımsızlıktan kullanılamayan Fulya Balçık Camii’ni restore ederek hizmete açtı.

adilat ve restorasyonu tamamlanan Fulya Balçık Camii’nin yeni haliyle ibadete açılış törenine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erman Tuncer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Mustafa Sarıgül açılışta yaptığı konuşmada, “İnançsız insan teneke gibidir; ibadethanelerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü yardımı yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

Ömer AKYOL / İSTANBUL

07.02.2007


 

Sıcaklıklar artıyor, yağışlar azalıyor

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’de sıcaklıklar artarken yağışların azaldığını, bunun da ülkeyi daha kurak hale getirdiğini söyledi.

Su Vakfı tarafından İSKİ Konferans Salonu’nda ‘’Küresel İklim Değişimi ve Türkiye’’ konulu toplantı düzenlendi.

Burada konuşan Su Vakfı Başkanı Zekai Şen, iklim değişiminin sadece Türkiye’nin değil dünyanın gündemindeki bir konu olduğunu söyledi. Şen, Türkiye’nin bu konuda millî bir modeli olması gerektiğini kaydetti. Toplantıda daha sonra konuşan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da iklim değişiminin işaretlerinin, buzulların erimesi, denizlerdeki su seviyesinin yükselmesi, her türlü göç, narin kuş türlerinde azalmalar ve dünyanın ısınmasındaki artış ile ortaya çıktığını belirtti.

Dünyanın daha önce 120 bin yılda 1 derece ısındığının belirlendiğini, buna karşın son 100 yıldaki artışın da 1 derece olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kadıoğlu, ısınmanın çok hızlı hale geldiğini vurguladı.

Kadıoğlu, dünyanın ısınmasında meydana gelen artışın sadece tabiî sebeplerle açıklanamayacağını ifade ederek, petrol, kömür ve doğal gazın tüketilmesinin, sera gazı üretimindeki artışın en büyük sebebi olduğunu söyledi.

Endüstriyel ülkelerde karbondioksit oranında çok büyük artış yaşandığını anlatan Kadıoğlu, Türkiye’nin de önümüzdeki yıllarda bu ülkeler sıralamasında ilk 20’ye girmesinin beklendiğini kaydetti.

TÜRKİYE’DE BEKLENEN AFETLER

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sıcaklık artışının küresel, ancak yağışın küresel olmadığını belirterek, ‘’Türkiye’nin sıcaklıkları artarken yağışları azalıyor. Bu tabiî, Türkiye’yi daha kurak bir ülke haline getiriyor’’ dedi. Değişen iklim ile beraber sel, kuraklık gibi ekstrem hava olaylarının arttığını anlatan Kadıoğlu, ekstrem hava olayları arttıkça afet sayısının üç kat, ekonomik kayıpların dokuz kat, sigorta kayıplarının on beş kat arttığını söyledi. Prof. Dr. Kadıoğlu, küresel iklim değişiminin mevcut problemleri derinleştirdiğini ifade ederek, Türkiye’de bu sebeple beklenen afetleri ‘’kuraklık -kıtlık, orman yangını, sıcak hava dalgaları-’’, ‘’ani seller’’, ‘’deniz su seviyesinin yükselmesi’’ olarak sıraladı. Kadıoğlu, Türkiye’de tarımdaki üretim artışının nüfus artışı karşısında yetersiz kaldığını ve bu durumda kişi başına düşen ürün miktarının azaldığını sözlerine ekledi.

/ İSTANBUL

07.02.2007


 

Boşanma sebepleri mercek altında

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Türkiye’de yaygın boşanma sebeplerini belirlemek üzere bir araştırma başlattı. ‘Boşanma Nedenleri Araştırması’ kapsamında internet aracılığıyla boşanma dâvâlarına bakan avukatlara yönelik bir anket düzenleniyor.

Araştırma 2003-2006 yılları arasında en az bir boşanma dâvâsına bakmış avukatlardan bilgi alma yoluyla gerçekleştirilecek. Barolar aracılığıyla avukatlara ulaşılarak yapılacak anketler sonucunda Türkiye’de en fazla görülen boşanma sebepleri belirlenecek. Araştırma ile boşanma olgusunun farklı sebepleriyle sıklıkla karşılaşan boşanma dâvâlarına giren avukatların boşanma sebeplerine ilişkin görüşlerinin alınması, boşanma sebeplerinin kadınlar ve erkekler tarafından nasıl farklılaştığının anlaşılması, Türkiye’de artma eğilimi içine girdiği gözlenen boşanma olgusunun sebeplerinden olan ve resmî istatistiklerde önemli bir istatistiksel yüzdeye sahip olan ‘geçimsizlik’ ana başlığı altında yer alan sebeplerin detaylı olarak öğrenilmesi, artış göstermiş olan boşanmaların toplumsal düzeyde sorun meydana getirecek bir seviyeye gelmemesi için politika yapıcılara yönelik tavsiyeler geliştirilmesi amaçlanıyor.

/ ANKARA

07.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004