|
|
|
Aksa’ya İsrail tecavüzü |
İsrail’in Harem üş-Şerif’e giden Faslılar Yolu’nda başlattığı hafriyat çalışmalarına Filistinliler sert tepki gösterdi. Filistin Başbakanı İsmail Haniye, hafriyat çalışmalarını “El Aksa Camii’ne karşı bir saldırı” olarak niteledi.
Haniye, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Hamas’ın sürgündeki siyasî lideri Halid Meşal arasında Mekke’de yapılacak görüşmelere katılmak için Mekke’ye hareketinden önce yaptığı basın toplantısında, “İsrail’in El Aksa Camii ve Kudüs’e yönelik devam eden saldırıları bütün Filistinlilerin birleşmesini ve savaşımızın işgale karşı olduğunu hatırlamasını gerektiriyor” dedi.
Kudüs Müftüsü Muhammed Hüseyin de Gazze’den yayın yapan Hamas radyosuna yaptığı açıklamada, “Olanlar bir saldırıdır” dedi. Hüseyin, “Filistin halkını birleşmeye ve Kudüs’ü koruma çabalarını birleştirmeye çağırıyoruz” diye konuştu. Harem üş-Şerif’i idare eden İslâm Vakfı’nın Müdürü Adnan Hüseyni ise yeni inşa edilecek rampanın orijinal toprak yolu tahrip etmesinden endişe duyduklarını söyledi.
Yeni inşaatın Harem üş-Şerif’e yönelik bir “ihlâl” olduğunu belirten Hüseyni, “Bu proje, bu çok hassas yerdeki büyük tarihsel değere sahip şeyleri tahrip edecek çok tehlikeli bir proje” dedi. Hüseyni, hafriyatın aslında Harem üş-Şerif’in altında bir tünel açma girişimi olduğunu da iddia ederek, çalışmaların derhal durdurulmasını istedi. Harem üş-Şerif üzerinde garantörlük hakkına sahip olan Ürdün de yeni hafriyat çalışmalarından endişe duyduğunu açıkladı.
Ürdün hükümet sözcüsü, hafriyatın “Ürdün için büyük bir endişe kaynağı olduğunu” söyledi. İslâmî Cihad ise hafriyat çalışmalarını protesto etmek için Gazze’den İsrail topraklarına iki roket fırlattıklarını açıkladı. İsrail yetkilileri, roketlerin herhangi bir hasara yol açmadığını bildirdi. İslâmî Cihad daha önce yayımladığı bildiride, İsrail’in yeni hafriyat çalışmalarının “yeni bir savaşa kapı açtığını” ileri sürmüştü.
El Fetih’in askerî kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı ve Hamas’a bağlı Kassam Tugayları da benzer açıklamalar yaptılar. İsrail’deki İslâmî Hareket’in lideri Raid Salah ise ülkenin her tarafından taraftarlarını Harem üş-Şerif’i korumaya çağırdı. Salih, Harem üş-Şerif yakınlarında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kudüs’te tehlike arttı. İslâm ümmetinin intifadasının tam zamanıdır” dedi.
|
/ KUDÜS
07.02.2007
|
|
|
Blair ve Sarkozy İran’a saldırıya karşı |
Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayı gösterilen Nicolas Sarkozy, İran’a muhtemel bir askerî müdahaleye karşı olduğunu’’ söyledi.
TF1 televizyon kanalından yayımlanan ve seçmenlerin doğrudan adaylara sorular yönelttiği programda konuşan Halk Hareketi Birliği (UMP) lideri Sarkozy, “İran’a askerî müdahale söz konusu olamaz’’ dedi.
İçişleri Bakanı Sarkozy, ‘’Fransa’nın ABD ile güçlü bağları olduğunu’’ belirtti, ‘’ancak Paris’in farklı politikalar izlemekten korkmaması gerektiğini’’ söyledi. Kendisini ABD’nin dostu olarak tanıtan Sarkozy, bununla birlikte demokrasi gereği herkesin farklı görüşleri olabileceğini kaydetti.
Bu arada, İngiltere Başbakanı Tony Blair, “Kimse İran’a askerî müdahale düşünmüyor” dedi. İngiliz parlamentosu savunma komitesinde yaptığı açıklamada, “Kimse İran’a askerî müdahale düşünmüyor” diyen Blair, İran’ın, her ne kadar elektrik üretimine yönelik dense de uranyum zenginleştirmesiyle ortaya çıkan nükleer araştırmalarının, büyük kaygı kaynağı olduğunu da belirtti.
|
/ PARİS
07.02.2007
|
|
|
Haniye: Harem-i Şerif’e sinagog yaptırmayız |
Filistin Başbakanı İsmail Haniye, Filistin içinde kalıcı ateşkes istediklerini belirterek Suudi Arabistan’da gerçekleştireceği görüşmelerden umutlu olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın davetiyle Filistinli yetkililerle görüşmek üzere Mekke’ye gidecek olan Filistin Başbakanı Haniye, hareketinden önce evinde bir basın toplantısı düzenledi. “Bizim düşmanımız belli, içeride düşman yok. İçeride kalıcı bir ateşkes ve barış için Mekke’ye gidiyorum” diyen İsmail Haniye, İsrail’in içerideki çatışmaları fırsat bilerek Mescid-i Aksa alanına sinagog yapmasına hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini, buna var güçleriyle karşı koyacaklarını söyledi.
|
/ GAZZE
07.02.2007
|
|
|
Rice Yahudileri kızdırdı |
İki hafta önce Almanya’daki bir konuşmasında Filistinli Hamas örgütünü direniş hareketi olarak adlandıran ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Yahudi örgütlerin hedefi haline geldi.
Amerika Siyonist Organizasyonu (ASO) adlı Yahudi örgütü, Rice’tan iki hafta önce yaptığı konuşmada kullandığı ifadeleri geri çekmesini istedi. 18 Ocak’ta Almanya’nın başşehri Berlin’de gazetecilere konuşan Rice, Filistin’in 2000 yılından önceki durumunu anlatırken, “Bir direniş örgütü olan Hamas şu anda tamamen politikanın içindedir.” ifadelerini kullanmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terörist örgütler listesinde bulunan Hamas, İsrail tarafından da pek çok intihar eylemini gerçekleştiren örgüt olarak anılıyor.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden biri Rice’ın “terörist” kelimesini kullanmayı unuttuğunu söyledi. ABD’de faaliyet gösteren Yahudi örgütü ASO, Rice’tan konuşmasına açıklık getirmesini ve Hamas’tan terör kurbanları konusunda özür dilemesi için çağrıda bulunmasını da istedi. Rice’a sert tepkide bulunan ASO Başkanı Mort Klein, “Rice El Kaide’yi de bir direniş örgütü olarak mı tanımlayacak?” dedi. Rice’ın geçtiğimiz Ekim ayında yaptığı ve Amerikan devletinin kurulması aşamasıyla, işgal altında bir Filistin devletinin kurulma mücadelesini eşit tutan açıklamasını da hatırlatan Klein, Rice’ın izlediği politikaların İsrail’in güvenliğine zarar verdiğini de öne sürdü.
|
/ KAHİRE
07.02.2007
|
|
|
Musevî lobisinden destek talebi |
Resmî temaslarda bulunmak için ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, bir araya geldiği Amerikan Musevî lobisi yetkililerinden “Ermeni yasa tasarısı”nın Amerikan Kongresinden geçmemesi için destek istediği bildirildi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, ABD Başkan yardımcısı Dick Cheney ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile yarımşar saat sürmesi planlanan görüşmeleri, planlanandan daha uzun sürdü. Edinilen bilgiye göre, Gül’ün Beyaz Saray’da Cheney ile gerçekleştirdiği görüşmede, enerji konuları özellikle gündeme geldi. Cheney ve Gül, harita üzerinde boru hatları, enerji güvenliği konularını ele aldılar.
Her iki görüşmede de ABD kongresindeki Ermeni soykırımı tasarısına ilişkin Türkiye’nin duyduğu rahatsızlığın ifade edildiği, Amerikan tarafının da bu tasarıyı tasvip etmediği, engellemeye çalışacağı yönünde görüş belirttiği kaydedildi.
Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza, Temsilciler Meclisine sunulan sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabulünün, ‘’Türkiye-ABD ilişkilerine büyük bir darbe vuracağını’’ söyledi. AP’nin haberine göre ‘’Kongrenin bu yöndeki bir kararı, ilişkilerimize büyük bir darbe olur’’ diyen Bryza, Beyaz Saray yönetiminin, tasarının önünü kesmek amacıyla Kongre üyeleriyle çalıştığını vurguladı. Bryza, ‘’olağandan daha sıkı bir biçimde çalışıyoruz’’ dedi.
|
/ WASHINGTON
07.02.2007
|
|
|
İran’lı diplomatın kaçırıldığı doğrulandı |
İran, Bağdat Büyükelçiliğinde görevli üst düzey bir diplomatının kaçırıldığını teyit etti.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Muhammedali Hüseyni, yaptığı açıklamada, İran’ın Bağdat Büyükelçiliğinde 2. kâtip olarak görev yapan Celal Şerefi’nin “geçen Pazar günü, İran Millî Bankası’nın Bağdat şubesi önünde, ABD güçleri denetiminde çalışan Savunma Bakanlığı ile irtibatı olan unsurlarca kaçırıldığını” söyledi. Bunun uluslar arası kurallara aykırı olduğunu ifade eden Hüseyni, olayı sert bir şekilde kınadıklarını belirtti, Irak hükümetinden diplomatın serbest bırakılması için bir an önce devreye girmesini ve olayın faillerinin de ciddî bir şekilde cezalandırılmasını istedi. “Bu girişimi yapanlar İran ve Irak’ın ortak çıkarlarını hedef aldılar” diyen Hüseyni, ABD’nin Irak’taki politikalarını “acemice ve gerginlik peşinde bir tutum” olarak nitelendirdi.
|
/ TAHRAN
07.02.2007
|
|
|
İngiltere’de peçe yasağı |
İngiltere’de Yüksek Hakimler Kurulu, mahkeme salonlarında peçe takılmasının yasaklanmasına karar verdi.
Birkaç gün içinde yayımlanacak talimatnamede, mahkeme salonları ve mahkeme tarafından düzenlenen tanık dinleme oturumlarında kadının yüzünü tümüyle kapatan peçelerin kullanılmasına dair yasağın yer alacağı belirtildi. Yargıçların talimatnameyi yayımlamadan önce, aldıkları kararın tümüyle yasalara uygun olduğundan emin olmaya çalıştıkları, dava sonucu değiştirilmemesi için titiz bir değerlendirme yaptıkları, nihaî adımın bu sebeple geciktirildiği bildirildi.
|
/ LONDRA
07.02.2007
|
|
|
Taliban’dan ajan infazı |
Taliban üyeleri, Pakistan-Afganistan sınırı yakınlarında bulunan bölgede Amerikan ajanı olarak suçladıkları iki kişiyi öldürdü.
Bölge halkının ifadelerine göre iki erkek cesedi Kuzey Veziristan kasabasına yakın bir köydeki Afgan sığınaklarında bulundu. Yabancı bir ajansa açıklamalarda bulunan yöre sakini Muhammed Eyüp, “Cesetler mermilerle delik deşik olmuştu. Sakallı olanın da boğazı kesilmişti.” dedi. Cesetlerin yanında bir not bulunduğunu belirten Eyüp, notta “Amerika için casusluk yapanların aynı kaderle karşılaşacakları yazıyordu” diye konuştu. Bölge halkı bu olayın geçtiğimiz haftadan bu yana meydana gelen ikinci infaz olduğunu belirtti. Taliban üyelerinin Pakistan hükümetini destekledikleri veya Amerika adına casusluk yaptıkları gerekçesiyle öldürmüştü.
|
/ MİRANŞAH
07.02.2007
|
|
|
Yanlış otobüse bindi, 25 yıl sonra döndü |
Tayland’da yanlış otobüse bindikten sonra kaybolan Müslüman bir kadın 25 yıl sonra ailesine kavuştu.
Malezya’dan 25 yıl önce Tayland’ın güney ucundaki Narathiwat vilayetine gitmek üzere yola çıkan Jaeyaena Beuraheng (76), buradan bin 200 kilometre kuzeydeki başşehir Bangkok’a indi. Nation gazetesinin haberine göre, okuma yazma ve Tayce bilmeyen kadın, güneye gitmek için başka bir otobüse bindi. Fakat bu otobüs de Bangkok’tan 700 kilometre kuzeydeki Chiang Mai’ye gidiyordu. Ülkenin en büyük ikinci şehri Chiang Mai’de 5 yıl boyunca hayatını sürdüren Jaeyaena, 1987’de evsizleri için açılan bir merkeze yerleştirildi. Tayce bilmediği için sağır ve dilsiz sanılan kadının sırrı, Narathiwat’tan 3 Müslüman öğrencinin evsizler merkezini ziyaret etmesiyle çözüldü. Öğrencilerle konuşarak durumunu anlatan 8 çocuk sahibi yaşlı kadın 25 yıl sonra ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Tayland’ın 100 yıl kadar önce ilhak ettiği güney topraklarında Malayca konuşan Müslümanlar yaşıyor.
|
/ BANGKOK
07.02.2007
|
|
|
|