Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Mısır’da Türk casus skandalı

Mısır, 4 kişiyi İsrail için casusluk yapmakla suçladı. Suçlanan 2 kişinin Türk vatandaşı olduğu iddia edildi. Mısırlı Başsavcı Hişam Bedevi, hem Türk hem de İsrail vatandaşı olduğu öne sürülen “Kemal Kosba” ve “Tuncay Bubay” isimli kişileri, İsrailli Daniel Levi’yi ve Türkiye’de de faaliyetlerde bulunduğu ileri sürülen Muhammed Essam Günam El Attar’ı, İsrail için casusluk yapmakla suçladı.

Haaretz gazetesinin haberine göre, Kanada vatandaşlığı da bulunan Attar’ın gözaltına alındığı, Türkiye ve Kanada’da oldukları ileri sürülen diğer üç kişinin yakalanması için karar çıkartıldığı ve gıyaplarında suçlandıkları belirtildi.

Kahire’deki El Azhar Üniversitesi’nde okuyan 31 yaşındaki Attar’ın, yurt dışından Mısır’a dönmesiyle birlikte gözaltına alındığı ifade edildi. Attar, 2001 yılında geldiği Türkiye’de görüştüğü İsraillilere, Mısır ve Türkiye’de yaşayan Araplarla ilgili bilgi sağlamakla suçlanıyor.

İsrailli yetkililerin, daha sonra Attar’dan Kanada’ya taşınmasını istedikleri, 2003 yılında bu ülkeye yerleşen Attar’ın, bir bankada iş bularak bazı hesaplar hakkında bilgi aktardığı ileri sürülüyor. Attar’a Ağustos 2001’den gözaltına alındığı 1 Ocak 2007’ye kadar 65 bin dolar ödendiği iddia ediliyor.

İsrail kaynakları, Mısır’ın iddiasını reddediyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bütün bilgileri medyadan aldıklarını söylemekle yetindi.

Mısırlı Başsavcı Bedevi ise İsrail’in Attar’ı, Türkiye’de bulunduğu sırada, Ağustos 2001 yılında çalıştırmaya başladığını ve istihbarat çalışanlarının, Kanada’da oturma izni aldıkları Attar’a yeni bir kimlik verildiğini söyledi.

Bedevi, Attar’ı Ocak 2002’den bu yana izlediklerini de kaydetti. El Hayat gazetesinde çıkan haberde ise Attar’ın, Kanada’da Kosba ile bir araya geldiği bir restoranda işe sokulduğu ileri sürüldü. Gazete, Attar’ın daha sonra, Bubay’ın kendisine bir bankada bulduğu işte çalışmaya başladığını yazdı.

Haberde, Bubay’ın, verdikleri parayı bilinen banka hesabında tutmaması konusunda Attar’ı uyardığı da ileri sürüldü. Kanada Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bernard Nguyen, hükümetinin, bir Kanada vatandaşı hakkındaki suçlamalardan haberdar olduğunu söyledi, ancak ayrıntılı bilgi vermeyi reddetti.

Mısır’da benzer bir dâvâ 1996 yılında görülmüş, İsrail için casusluk yapmaktan suçlu bulunan tekstil işçisi Azzam Azzam, 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

/ KAHİRE

06.02.2007


 

Sivillerden Tony Blair’e İran uyarısı

İngiltere’de, sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan bir raporda, Başbakan Tony Blair’e “İran’a yönelik bir askerî müdahalenin sonucu felâket olur” uyarısında bulunuldu.

Aralarında Müslüman Parlamentosu, Hristiyan Dünyası Dayanışması, Oxfam, Unions Unison, Amicus’un da bulunduğu sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Blair’in İran’a karşı askerî müdahale seçeneği üzerinde durmak yerine, ABD Başkanı George Bush’a Tahran yönetimiyle görüşmelere başlamak için baskı yapması gerektiği belirtildi. Raporda, İngiltere’nin muhtemel bir savaşın “tahayyül bile edilemeyecek” sonuçlarından kaçınmak için ne gerekiyorsa yapması gerektiği kaydedildi.

“Time to Talk” (Şimdi Konuşma Zamanı) başlıklı raporda, Başbakan Blair askerî harekâtı müzakere aracı olarak kullanmakla da suçlandı. İran’a yönelik bir saldırının bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracağı vurgulanan raporda, böyle bir müdahalenin Afganistan ve Irak’taki İngiliz askerlerine yönelik saldırıları da artıracağı uyarısında bulunuldu. “Askerî harekât kısa ve kesin bir hamle olmayıp bölge üzerinde derin etkiler meydana getirecek ve bu etkiyle gelen şok dalgaları bölgenin çok ötesinde bile hissedilebilecektir” denilen raporda, İngiltere’nin askerî harekâta karşı olma sebeplerini iyi bir şekilde ortaya koyması ve bu konuda ABD ile doğrudan ilişki kurma şansını elden bırakmaması gerektiğine dikkat çekildi.

Raporu yayımlayan Dış Politika Merkezi Başkanı ve İşçi Partisi eski milletvekili Stephen Twigg, İran’a yönelik bir askerî harekâtın sonuçlarının “tahayyül edilemeyecek kadar kötü” olmakla kalmayıp, son derece nahoş bir tablonun ortaya çıkmasına yol açacağını söyledi.

/ LONDRA

06.02.2007


 

Yahudiler de İsrail’e isyan ettiler

İngiltere’de yayınlanan günlük The Independent, İngiltere’de yaşayan önde gelen 130 Yahudi’nin İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümü için yeni bir tartışma platformu oluşturmak amacıyla “Bağımsız Yahudi Sesleri” adı altında yeni bir inisiyatif başlattıklarını duyurdu.

Kurucular arasında ünlü tarihçi Eric Hobsbawn, Nobel ödüllü oyun yazarı Harold Pinter, moda tasarımcısı Nicole Farhi ile aktör Stephen Fry da bulunuyor. Gazeteye göre, yeni oluşumun öncüleri, İngiltere’de Yahudileri temsil eden diğer grupları, İsrail’in politikalarına desteği, Filistinlilerin insan haklarının üstünde tutmakla suçluyor. Tarih profesörü Hobsbawn, “En iyi Yahudi İsrail’i destekleyen Yahudi’dir tezine karşı olan Yahudilerin de olduğunu göstermek istedik” diyor. Oxford Üniversitesi öğretim görevlilerinden felsefeci Brian Klug ise Guardian’daki yazısında niçin böyle bir oluşuma ihtiyaç duyduklarını şöyle açıkladı: “Hiç kimsenin İngiltere Yahudileri adına İsrail ve Siyonizm hakkında konuşma hakkı yok. Yahudiler adına yapılan adaletsizliklere karşı çıkanların hain ilân edilmesine izin vermeyeceğiz. İsrail’in Lübnan’ı bombalamasına, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki işgali sürdürmesine, İsrail içindeki Filistinlilere ayrımcılık yapılmasına karşı çıkarken aslında kimliğimize sırt çevirmiyoruz, tam aksine kimliğimize sahip çıkıyoruz.”

/ LONDRA

06.02.2007


 

‘İngiltere polis devleti olmasın’

York Başpiskoposu John Sentamu, İngiltere’nin “polis devleti” olma yolunda ilerlediğini söyledi.

Anglikan Kilisesinin iki numaralı ismi sayılan Sentamu, Birmingham şehrinde Pakistan kökenli 9 kişinin gözaltına alınmasını bir TV programında değerlendirirken, “İnsanları gözaltına alıyorsanız, bunun için iyi sebepleriniz olmalı” dedi. İçişleri Bakanı John Reid’in, terör zanlılarına uygulanan 28 günlük gözaltı süresini uzatmak istediğini hatırlatan siyahîdin adamı, “Neyin peşinde? Polisin ne yapmasını istiyor?” diye sordu. Sentamu, “Çok ihtiyatlı davranmazsanız, bu, polis devletine doğru gidiş olabilir. Orada önce tutuklar, sonra aleyhinizde delil bulduklarını söylerler. İdi Amin döneminde Uganda’da da böyle yapılırdı” diye konuştu.

/ LONDRA

06.02.2007


 

Rum bakan: Türkiye’ye alternatifiz

Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Yorgos Lillikas, Kıbrıs Rum tarafının bölgede, Türkiye’ye karşı bir alternatif olduğunu iddia etti.

Türk Ajansı-Kıbrıs’ın (TAK) haberine göre, Lillikas, 22 Ocak 2007 tarihinde Brüksel’deki Transatlantic Institute’de, ‘’The Cyprus Problem After The Accession of Cyprus to the European Union’’ (Kıbrıs -Rum kesiminin- AB’ye girmesinden sonra Kıbrıs Sorunu) konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs Rum yönetiminin petrol arama çalışmaları ve Mısır ile Lübnan arasında ‘’Ekonomik Münhasır Bölge’’ anlaşmaları imzalamaktaki gerçek amacını açıkladı. ‘’Ortadoğu’da geliştirdikleri ilişkilerin, Türkiye’ye karşı gerçek bir alternatif olduklarının göstergesi olduğunu’’ savunan Lillikas, konuşmasında, Kıbrıs Türk tarafının ayrı devlet peşinde koştuğunu ve bu nedenle gümrük noktaları, bayraklar ve semboller oluşturduğnu öne sürdü.

/ LEFKOŞA

06.02.2007


 

Japon hükümetinde Başkan Bush krizi

Japon hükümeti sözcüsü Yasuhisa Shiozaki, Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso’nun, 2003’te başlayan Irak savaşının ardından ABD’nin eylemlerini “olgun olmaktan uzak” olarak niteleyen Dışişleri Bakanı Taro Aso’yu eleştirdi.

Shiozaki, düzenlediği kısa basın toplantısında, Taro Aso’nun açıklamalarını “uygunsuz” olarak nitelendirerek, “Sanıyorum söylemeye çalıştığı şey, ABD’nin dengeli bir siyasetle günlük hayatı istikrarlı kılmak için daha iyisini yapabilecek olduğu ve barışın sadece ateşkes ilan ederek oluşturulmayacağı” dedi. Aso, Cumartesi akşamı yaptığı bir konuşmada, ABD’nin eski savunma bakanı Donald Rumsfeld’e göndermede bulunarak, “Rumsfeld yoluna devam etti ve Irak’a girdi. Ancak Irak işgalinden sonra yapılan operasyon olgun olmaktan çok uzaktı ve pek iyi gitmedi. Bu yüzden hala problem var” demişti.

/ TOKYO

06.02.2007


 

El Halil’de bir Anna Frank: Fidaa

Batı Şeria’nın El Halil şehrinde yaşayan Filistinli kız Fidaa’nın çektiği video görüntüleri, şehirde her gün İsrailli yerleşimcilerin saldırısına uğrayan Filistinlilerin acılarına tercüman oldu.

İsrail’deki insan hakları örgütü B’tselem’e ait bir kamerayla Ocak ayı başından bu yana çekim yapan Fidaa, şehrin merkezindeki bir Yahudi yerleşim biriminde yaşayan İsrailli kadının dakikalarca annesine ‘’fahişe’’ gibi davrandığını görüntüledi. Arka plandaysa olaya müdahale etmeyen bir asker görülüyor. Fidaa’nın babası Taysir Ebu Ayşe, kapalı çarşıdaki giysi dükkânına gitmek için her gün Şuheda Sokağı’nda duvar boyunca yürümek, çatılarında güvenliği sağlayan askerlerin bulunduğu yerleşimcilerin evlerinin önünden geçmek zorunda kaldığını, küçük oğlunun bakkala gitmek için çıktığı sırada aynı İsrailli kadın tarafından engellendiğini anlattı.

Görüntülerin şehirde yaşayan Filistinlilerin hayat şartlarını bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen Taysir, ‘’Yerleşimciler gitmemiz için baskı yapıyor. Bize taş, su atıyor, aşağılıyorlar. Yasaların üzerindeler’’ dedi. Video görüntülerinin ardından İsrail’de protesto rüzgârları eserken Başbakan Ehud Olmert, görüntülerden ‘’utanç’’ duyduğunu ifade etti.

B’tselem ise bu yeni ‘’skandalın’’ hükümeti ve orduyu El Halil’deki yerleşimcilerle ilgili yasanın uygulanmasına iteceği görüşünde. Örgütün sözcüsü Sarit Michaeli, ‘’Bu, yıllardır devam eden bir durum. Yasaya aykırı davranma konusu uzun zamandır tartışılıyor. Asla bir şey yapılmadı’’ diyerek, bir Filistinlinin bir İsrailliye saldırdığı ya da öldürdüğünde ciddî tedbirlerin alındığını, ancak tam tersi olduğunda El Halil’i hayalet şehir haline getiren sokağa çıkma yasağının uygulamaya sokulduğunu belirtti.

İsrail Temel Hak ve Özgürlükler Derneği üyesi İsrailli avukat Limor Yehuda da, Filistinlilere karşı şiddetin alarm verdiğini söyledi. El Halil tam bir hayalet şehir görünümünde. Onlarca mağazanın demir kepenkleri güvenlik gerekçesiyle, ordunun emriyle indirilmiş. Filistinlilere ait araçların trafiğe çıkması yasak, Filistinlilerin kimlik kontrolüyse her gün yapılıyor.

/ EL HALİL

06.02.2007


 

Müşerref’in İran ve Türkiye ziyareti

Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, kısa süreli ziyaret için İran’ın başşehri Tahran’a geldi.

Müşerref ve beraberindekiler, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından resmî törenle karşılandı. İki lider daha sonra, baş başa görüşmeye geçti. Müşerref’e ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Hurşid Kasuri de eşlik ediyor. Pervez Müşerref, İran’dan sonra Türkiye’ye gelmesi bekleniyor.

/ TAHRAN

06.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004