Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Katsayı zulmü bir gün kalkacak

AKP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, “Katsayı uygulaması bir zulümdür. Açık söylüyorum: Bunun bir örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Acilen son verilmesi gereken bir durumdur. AK Parti bu haksızlığı gidermek için uğraş verirken sürekli olarak bazı kurumların engeliyle karşılaşıyor. Bugün olmazsa da bu haksızlık mutlaka bir gün son bulacaktır” dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER’i ziyaret etti. Derneğin yönetim kurulu üyelerinin sorularına muhatap olan Kuzu, katsayı uygulamasını sert bir dille eleştirirken, meseleye, bazı kurumların engel çıkartması sebebiyle çözüm bulanamadığını ifade etti.

ÖNDER’in Cağaloğlu’ndaki Genel Merkezi’ni önceki gün ziyaret eden AKP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, dernek yönetim kurulu üyeleri ve başkan Yusuf Ziya SULA ile görüştü. Kuzu, ÖNDER’e yaptığı ziyarette, katsayı meselesi başta olmak üzere, AK Parti’nin halledemediği konularla ilgili çok sayıda soruya muhatap oldu.

DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK

Eşit şartlarda sınava giren ve aynı soruları cevaplayan öğrencilerin bir kısmına engel çıkartılmasının hukuka uygun olmadığını dile getiren Kuzu, “Katsayı uygulaması bir zulümdür. Açık söylüyorum: Bunun bir örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Acilen son verilmesi gereken bir durumdur. AK Parti bu haksızlığı gidermek için uğraş verirken sürekli olarak bazı kurumların engeliyle karşılaşıyor. Bugün olmazsa da bu haksızlık mutlaka bir gün son bulacaktır” diye konuştu.

Kendisine, başörtüsü yasağına neden son verilemediği şeklinde sorular da yöneltilen Kuzu, bu sorulara yönelik cevabında da, YÖK, Cumhurbaşkanı ve Danıştay ile Anayasa Mahkemesi’nde engel çıkartıldığını söyledi. Hukukçu olarak söz konusu sorunlara köklü çözüm bulunması için 52 maddeden oluşan bir Anayasa değişikliği paketi hazırlandığını belirten Prof. Kuzu, bunun da yine söz konusu kurumlardan çıkartılan engeller sebebiyle geçmediğini vurguladı.

BİR KESİM ENGELLİYOR

Kuzu ÖNDER’de yaptığı konuşmasında, “Yapılan anketlerde başörtüsü takan bayanların yüzde 72’si dini inançlarından dolayı örtündüğünü ifade ediyor. Bayanların yüzde 0.4’u ise siyasi nedenlerle örtündüğünü beyan etmiş. Kaldı ki tamamı siyasi nedenlerle örtünse ne olur ki? Ama bir kesim bu rakamları farklı yorumlayıp eğitim hakkını engelliyor” dedi.

AK Parti’nin Türkiye’yi yasaklardan kurtarmak için samimi bir şekilde çalıştığını vurgulayan Kuzu, “AİHM’in APO ve Güneydoğu ile ilgili verdiği kararları yanlış bulduğunu söyleyenler Leyla Şahin’in kararının doğru olduğunu savunuyorlar. Aslında öyle değil. Leyla Şahin dâvâsından verilen karar siyasidir, yanlıştır. Bunun Türkiye’deki yasağa gerekçe gösterilmesi de başka bir yanlıştır” şeklinde konuştu.

Yeni Asya / İSTANBUL

07.12.2006


 

CHP-ANAVATAN ORTAK ÖNERGESİ

CHP ve Anavatan’ın TRT hakkında Meclis araştırması açılmasına ilişkin verdikleri önerge görüşülürken “dinî yayınlar” tartışması yaşandı. CHP Yozgat Milletvekili Emin Koç, TRT’de “dinci yayınlar”ın arttığını ileri sürdü. Geçtiğimiz yıllarda Ramazan ayında yayınlanan ve büyük ilgi gören “Ramazan sevinci” programının yönetmeni Adem Özkan’ın programı Nur cemaatine teslim ettiğini iddia eden Koç, dinî yayınları “dinci yayın” olarak niteledi.

Koç, “Bu dinci yayınlar konusunda görev alan arkadaşımız Adem Özkan öyle bir ekibe bu yayınları, dinci yayınları teslim ettik ki… Geçmişte TRT’yi hepimiz biliyoruz, kravatlı, düzgün, modern, çağdaş, Diyanetten onaylanan din adamları buralara çıkar, topluma ışık tutardı, hepimize ışık tutardı, hepimiz de saygı duyardık ama şimdi kime teslim etti? Hepimiz biliriz, tanırız, Nur Cemaati’nin önde gelenlerinden birisi Senai Hoca vardır. Hep onlarla oturup kalkıyor, onların programları” şeklinde konuştu.

CHP’li Koç’a cevap veren AKP Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ise halkın dinî yayınların sayısını arttırılmasını istediğini söyledi.

Özellikle yurt dışındaki vatandaşların kendilerine “TRT’de dinî yayınlar niye az” şeklinde sorular yönelttiğine dikkat çeken Tutan, “Ben şunu merak ediyorum. Yani, bu dinî yayınlardan kim, niye rahatsız oluyor? Bize gelmeyen bu şikâyetler size mi geliyor? Bu ülke halkının yüzde 99’u Müslüman değil mi? Hep beraber geçen Ramazanda iftar, sahur programlarını yaşadık. Gerek TRT gerek özel kanallar gerçekten fevkalade, hepimizin hissiyatlarına hitap eden çok güzel yayınlar yaptılar. Ben anlamakta zorluk çekiyorum. Bu dinî yayınların ne tür eksikleri var, ne tür yanlışlar yapılmış? Ben bunları öğrenmek istiyorum” dedi.

TELEVİZYONLARDA BİR

ÇOK ZARARLI YAYIN VAR

Televizyonlarda bir çok zararlı yayınların yapıldığına dikkat çeken Tutan, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bir sürü komisyonlar kuruyoruz. Mesela çocuklarımıza porno tuzağı ile ilgili yeni bir komisyon kuracağız. Liselerde, ilköğretim okullarına kadar gençlerimiz bozulmaya başladı. Mafya dizileriyle büyüdü çocuklarımız. Maalesef çocuklarımız, eşlerimiz, kızlarımız sabahları kaynana Semraları, Ahuları, Meriçleri izliyor. Biz, bunları mı isteyeceğiz, yoksa, halkımızın dinî hassasiyetlerinin öne çıkmasını mı, ahlak verilmesini mi? Elbette ki, TRT, bu konuda az yayın yapıyor. Mutlaka, dinî hassasiyetlerimiz, gençlerimizin millî, manevi moral değerleri daha da artırılmalı. Bu yayınlar arttıkça, halkımız, bu kaynana Semralardan da vazgeçecektir, diğer saçma sapan işte bizi gözetliyor evlerinden de vazgeçecektir.”

Anavatan Partisi’nin TRT’de “Laiklik ilkesi ihlal edilerek şeriat propagandası yapıldığı”, CHP’nin de “Yolsuzluk ve kadrolaşma” yapıldığını ileri sürerek verdikleri Meclis Araştırma önergesi yapılan oylama sonucunda reddedildi.

Devlet Bakanı Beşir Atalay, TRT’nin laik, demokratik ve özerk vasfının tartışma konusu dahi yapılamayacağını belirterek, ‘’TRT, toplumun televizyonudur’’ dedi.

“AHLAKSIZ TEKLİF” İLKOKULDA

Adana’da bir ilköğretim okulunun henüz 5’inci sınıfındaki bir öğrencinin kız öğrenciye dizi filmdeki ‘’ahlaksız teklifi’’ içeren ifadeleri kullanması üzerine sınıf öğretmeni tüm velilerle olağanüstü toplantı yaptı. Alınan bilgilere göre, Güzelyalı Mahallesi’ndeki Nigahi Soykan İlköğretim Okulu 5-B sınıfından bir erkek öğrenci, 5-F sınıfında öğrenim gören bir kız öğrenciye, başrollerini Halit Ergenç ile Bergüzar Korel’in paylaştığı ‘’Binbir Gece’’ adlı dizinin bir sahnesinde geçen ‘’300 bin dolara bir gece’’ şeklinde ifadeler kullandı. Öğrencisinin sözlerini duyan ve ‘’şoka uğradığını’’ belirten Şengül Göl, bunun üzerine tüm velileri olağanüstü toplantıya çağırdı.

Öğretmen Göl, yaptığı açıklamada, ‘’Küçücük bir çocuğun hem de geç saatteki bir diziyi izleyip, o çirkin ifadeleri kullanmasının kendisini derinden yaraladığını’’ ve gerekli önlemleri almak için velilerle bir araya geldiğini söyledi.

Öğrenci velileriyle yaklaşık 40 dakika süren bir görüşme yaptığını söyleyen Göl, ‘’Moralim çok bozulmuştu. Velilere çocuklarına gece geç saatlere kadar televizyon izlettirmemelerini, aynı zamanda bu körpecik yavruların ahlaki yozlaşmadan uzak tutulmasını istedim’’ dedi.Göl, çocukların kendileri için yararlı programları izlemeleri, zihinlerini karıştıracak programlardan ailelerin çocukları uzak tutmaları gerektiğini kaydetti. Göl, ‘’Önlem alınmayınca ne yazık ki buna benzer olumsuzluklar yaşıyoruz. Veliler kadar program yapımcılarının da çocukları düşünerek toplum ahlakını ön planda tutan içerik hazırlamaları gerekiyor’’ diye konuştu.

Kemal Benek / ANKARA

07.12.2006


 

Erdoğan: Süreç durmaz, yavaşlar

Başbakan Erdoğan, “AB yolunda öyle gidişimizi durdurmak gibi bir anlayışın içinde değiliz. Türkiye’deki bazı çevreler veyahut da AB üyesi içindeki bazı çevreler, başta Rumlar olmak üzere Türkiye’nin artık bundan umudunu kesip bu gidişi durdurmak... Öyle birşeyimiz yok. Ha ne olur, taş çatlasın süreç yavaşlayabilir, ama biz yine aynı şekilde müzakerelerle ilgili fasılların açılmasında yapılacak olan ne varsa bunların hepsini yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Başbakan Erdoğan, Suriye’ye hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda açıklamalarda bulunduktan sonra soruları cevapladı. Bir gazetecinin, ‘’Bölgede suların durulması için somut önerileriniz olacak mı?’’ sorusuna Erdoğan, ‘’Şu anda bizim daha önceden başlattığımız Irak’a komşu ülkeler zirveleri vardı. Bunlardan yanılmıyorsam 10 toplantı yapıldı. Şimdi bunun devamı istikametinde de çalışmalar var. Bunun devamını sağlayıp bölgenin geneline ne gibi katkılarda bulunabiliriz, bu konularda adımlar atılması için gayretlerimiz devam edecek’’ cevabını verdi. Bir gazetecinin, sorusu üzerine Erdoğan AB süreci ile ilgili şunları söyledi:’’Bu konularla ilgili bizim şüphesiz ki B planımız olacak, C planımız olacaktır. Ama bunlar yani 11, 14, 15 Aralık tarihlerinde atılacak adımları görmeden söylenecek şeyler değil. Ben her zaman şunu söylüyorum: AB yolunda öyle gidişimizi durdurmak gibi bir anlayışın içinde değiliz. Türkiye’deki bazı çevreler veyahut da AB üyesi içindeki bazı çevreler, başta Rumlar olmak üzere Türkiye’nin artık bundan umudunu kesip bu gidişi durdurmak... Öyle bir şeyimiz yok. Ha ne olur taş çatlasın süreç yavaşlayabilir ama biz yine aynı şekilde müzakerelerle ilgili fasılların açılmasında yapılacak olan ne varsa bunların hepsini yapmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman duygusal davranmayacağız.’’

/ BRATISLAVA

07.12.2006


 

Babacan: AB kışının da bir baharı var

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB’nin genişleme iklimi açısından ‘kış mevsimine’ girdiğini belirterek, ancak ‘kış mevsiminin ardından baharın geldiğini’ hatırlattı. Babacan, “AB’de her saat bir gelişme olabilir” dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB’nin 15 Aralıktaki Liderler Zirvesinin sonucuyla ilgili şimdiden tahminde bulunulamayacağını vurgularken, ‘’AB’de her saat bir gelişme olabilir’’ dedi. Babacan, AB turu çerçevesinde bulunduğu Slovakya’nın başşehri Bratislava’da Slovak gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bir soru üzerine, Babacan, AB’nin genişleme iklimi açısından ‘kış mevsimine’ girdiğini belirten Babacan, ancak ‘kış mevsiminin ardından baharın geldiğini’ de hatırlattı. AB Komisyonunun Türkiye’nin bazı müzakere başlıklarının askıya alınması tavsiyesine ilişkin, Slovak gazetecilerin ‘’AB Liderler Zirvesinden nasıl bir sonuç beklenildiğine’’ ilişkin sorularını cevaplayan Babacan, her geçen gün, hatta her geçen saat bir gelişme yaşandığını belirterek, ‘’15 Aralık’taki Liderler Zirvesine kadar, AB’de her saat bir gelişme olabilir. Liderler Zirvesinin sonucuyla ilgili, şimdiden bir tahminde bulunmak yanlış olur’’ dedi. Bir gazetecinin, Almanya Başbakanı Angela Merker’in Türkiye’ye 18 aylık bir süre tanınmasına ilişkin görüşü konusundaki değerlendirmesini sorması üzerine Babacan, bu konuda AB içinde farklı görüşler olduğunu, AB Komisyonunun da bu görüşe olumlu bakmadığını ifade etti. Türkiye’nin AB sürecinde beklentilerin çok üstünde hızlı bir reform gerçekleştirdiğini anlatan Babacan, özellikle Maastrich Kriterlerinden bütçe açığına ilişkin kriterin halihazırda gerçekleştirildiğini vurguladı.

/ BRATISLAVA

07.12.2006


 

Ağar: Kadın erkek eşitliği, bugüne kadar kâğıt üzerinde kaldı

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Kadın erkek eşitliği, bugüne kadar toplumun her kesiminde gerçekleştirilemeyen ve kağıt üzerinde kaldığı ortada olan bir eşitlik anlayışıdır. Bütün bunların zaman içerisinde geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi, siyaset eliyle olacaktır. Siyasetin de kadınsız olmayacağı açıktır” dedi.

Mehmet Ağar, eşi Emel Ağar ile, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nca, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 72. yılı sebebiyle düzenlenen ‘’Kadın Platformu’’ toplantısına katıldı.

Ağar, burada yaptığı konuşmada, Cumhuriyet döneminin en önemli kazanımlarından birinin, siyasî iktidarların sandık yoluyla belirlenmesi olduğunu ifade etti. Ağar, diğer önemli bir kazanımın ise Cumhuriyetin sağladığı kadın ve erkek eşitliği olduğunu belirterek, bu eşitliğin günümüzde de hala tam olarak uygulanamadığını belirtti.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, kadınların Meclis’te daha fazla temsil edilmesinin önemini vurgulayarak, ‘’Türkiye’nin geleceğine kadın eliyle zarafeti, gücü, hakkı ve hukuku taşımalıyız. Bizim vizyonumuz ve misyonumuzun dili demokrasidir. Alabildiğine sivil, alabildiğine demokrat, alabildiğine özgür bir Türkiye’yi, hiç şüphe yok ki bu gidişatın en temel mimarı olan kadınlarla birlikte başarmalıyız’’ dedi.

Ağar, kadınların bu hakları mücadele ederek elde etmeleri gerektiğini, bu mücadele yolunda zorluklar varsa, bunları ortadan kaldırmaya ve bu yolları açmaya çalışacaklarını söyledi.

Meselenin sadece cinsiyet eşitsizliği olmadığını kaydeden Ağar, ‘’Bu

eşitsizlik sadece bir kadın sorunu değildir, bir büyük toplumsal sorundur. Mesele, kadın ve erkeğin omuz omuza, daha demokratik bir toplumu el birliğiyle inşa etmesidir. Bunu hep beraber yakalayacağız. 2007 bunun için önemlidir. 1934’ün ötesinde bunu teşkilat olarak başaracağız’’ diye konuştu.

Canan KARAKAŞ / İSTANBUL

07.12.2006


 

Trafik kazalarında ağır bilanço

İstanbul’da TEM üzerinde yoğun sis sebebiyle meydana gelen 50 aracın karıştığı zincirleme kazada 4 kişi ölürken, çok sayıda kişide yaralandı. Burdur’da da bir kamyonun yolcu otobüsü ve bir başka kamyonla çarpıştığı kazada 11 kişi öldü, 27 kişi yaralandı.

TEM’DE ZİNCİRLEME KAZA: 4 ÖLÜ

İstanbul’da TEM üzerinde yoğun sis sebebiyle zincirleme kaza meydana geldi. Yaklaşık 50 aracın karıştığı kazada 4 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. İstanbul’dan Edirne yönüne seyir halinde olan bir kamyon, dün sabah saatlerinde Beylikçayır Viyadüğü üzerinde, yoğun sis sebebiyle önünde giden otobüse çarptı. Arkadan gelen araçlardan bazıları önlerinde kaza olduğunu fark ederek yaklaşık 200 metre mesafede durabilirken, bu araçlara ise arkadan gelen diğer araçlar vurdu. Toplam 50 aracın karıştığı kazada, 4 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralı ve ölüler, olay yerine ulaşan ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı.

Kaza sonrası TEM’in Edirne istikameti uzun bir süre trafiğe kapatıldı.

BURDUR’DA TRAFİK KAZASI:

11 ÖLÜ, 27 YARALI

Burdur’da bir kamyonun yolcu otobüsü ve bir başka kamyonla çarpıştığı kazada 11 kişi öldü, 27 kişi yaralandı. Kaza, Antalya-Burdur karayolunun Kurna rampası mevkiinde önceki gece saat 22.00 sıralarında oldu. Domates yüklü bir kamyon, önce karşı yönden gelen bir yolcu otobüsüyle daha sonra da, saman yüklü kamyonla çarpıştı.

Kazada, 11 kişi öldü, 27 kişi de yaralandı. Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan 8’inin durumunun ağır olduğu belirtildi. Kazanın yağış yüzünden kayganlaşan yolda kamyon sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana geldiği bildirildi.

/ İSTANBUL/BURDUR

07.12.2006


 

Kanal D’ye eleştiri

Mehmet Ali Birand ve Kanal D Anahaber programının, “Resmi İdeoloji Kıskacında Eğitim Sistemi Ve Din Eğitimi” başlıklı paneli haber yapış tarzlarını eleştiren Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği ÖZGÜRDER, sözkonusu haberde hem Birand’ın basın yasasını çiğnediğini hem de İslami değerleri alaya alan bir yayın yapıldığını dile getirdi.

ÖZGÜRDER’den yapılan yazılı açıklamada, 3 Aralık Pazartesi akşamı yayınlanan haberde, İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ve Öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi’nin konuşmalarından pasajlar aktarılarak “Kim Bunlar?”, “Savcılar Nerede?” şeklinde aşağılayıcı ifadeler kullanıldığına dikkat çekildi ve Mehmet Ali Birand’ın bu ifadelerle “basın yoluyla hedef gösterme” eylemini gerçekleştirmek suretiyle basın yasasını çiğnediği ifade edildi.

GİDERAYAK ÇİRKİN GÖSTERİ

ÖZGÜRDER Genel Başkanı Hülya Şekerci de, Sümerolog İlmiye Çığ’a “Atatürk’ün İzinde Bir Ömür” ödülünün verilmesiyle ilgili bir açıklamada bulundu. Şekerci, “Sezer’in görev süresinin bitmesine çok az bir zaman kala, adeta giderayak serdedilen bu çirkin gösteriyi de tarihe düşülmüş bir kayıt olarak görüyor ve şiddetle kınıyoruz” dedi.

Yeni Asya / İSTANBUL

07.12.2006


 

Şemdinli’de selden sonra susuzluk

Şemdinli Belediye Başkan Yardımcısı Emin Sarı selden bir ay sonra 1200 eve su verilemediğini, Şemdinli’nin yarısının sağlıklı içme suyundan mahrum olduğunu açıkladı.

elde köprü, menfezler ve telefon direklerinin yıkıldığını, su şebekesinin hasar görmesi sebebiyle de bin 200 eve su verilemediğini belirten Sarı, belediye ve Devlet Su İşleri’nden 30 personel, 7 kamyon ve 3 ekskavatorla enkaz kaldırma çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Sarı, ilçedeki tek ortaöğretim kurumu olan Sabri Özel Lisesinde okuyan öğrencilerin de, okulla evleri arasında ulaşımı sağlayan yolun ikiye bölünmesi ve köprünün yıklımasın sebebiyle okula gitmekte zorlandığını kaydetti.

/ HAKKARİ

07.12.2006


 

Mayın patladı: 3 er şehit oldu

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde terör örgütü PKK tarafından yola döşenen uzaktan kumandalı mayınların patlatılması sonucu 3 er şehit oldu.

Patlamada, 14 güvenlik görevlisi de yaralandı. Şırnak Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Güçlükonak karayolu üzerinde bulunan Akdizgin köyünde konuşlu olan askeri birliğe yeni tertip edilen erbaş ve erleri sağlık kontrolü için Şırnak Asker Hastanesine götürmekte olan üç askeri araca yönelik, terör örgütü mensuplarınca yol kenarına daha önceden yerleştirilen patlayıcının uzaktan kumanda ile patlatıldığı belirtildi.

/ ŞIRNAK

07.12.2006


 

İtalya’dan sıcak mesajlar

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Kültür Bakanı Francesco Rutelli, Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin üyelik sürecini dikkatli biçimde desteklemesi gerektiğini söyledi. Başşehir Roma’da, bir kurumun 2006 Avrupa raporunun tanıtım toplantısında konuşan Francesco Rutelli, ‘’Türkiye, büyüyen Avrupa için önemli bir müttefiktir. Türkiye’yi desteklememiz, ama dikkatli olmamız gerekir’’ dedi.

Türkiye’nin, zaman içinde AB üyeliği için gerekli tüm kriterleri yerine getirebileceğine dikkati çeken Rutelli, Türkiye’nin, tüm kriterleri yerine getirmek için zamana ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin tam üyeliğinin ancak tüm kriterlerin yerine getirilmesinin ardından mümkün olabileceğini belirten Rutelli, ‘’Türkiye AB’ye girdiğinde, eğer girecekse, bu ancak zamanı geldiğinde olacaktır. Bu, kıta ve Akdeniz ülkeleri arasında işbirliğini de güçlendirecektir’’ diye konuştu.

Bu arada İtalya İçişleri Bakanı Giuliano Amato, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, Türkiye’nin AB üyeliği konusunu gözden geçirmek üzere tarih belirlenmesi düşüncenin riskli bir yaklaşım olduğunu söyledi. Almanya ve Fransa tarafından dile getirilen ve Türkiye’nin Ankara Protokolü’nü imzalamaması durumunda belli bir süre sonrası müzakerelerin gözden geçirilmesini öngören düşünceyi Brüksel’de yaptığı bir açıklamayla değerlendiren Giuliano Amato, ‘’Mevcut durumla ilgili olarak elbette bir nokta konulması gerekecektir. Ama bu yalnızca, Kıbrıs sorunu başta olmak üzere müzakerelerde sorunun halen varlığını sürdürdüğü konularla sınırlı tutulmalıdır’’ dedi.

Süreci dondurmak yüksek risk

İtalya Haber Ajansı ANSA’nın haberine göre Amato, bu tür bir yaklaşımın olumsuz sonuçlar doğuracağını da belirterek, ‘’18 ay sonra herşeyi sıfırlamanın tek bir sonucu olabilir: Bu, Türkiye’yi, (Bunu not ediyorum. Avrupa’ya yakınlaşma konusunda fazla istekli değilim) demeye iter. Üyeliği gözden geçirme koşulu sonucunda neler olacağını tahayyül bile etmek istemiyorum’’ diye konuştu.

Amato, Ankara’nın AB’ye yakınlaşma sürecini dondurmanın ‘’yüksek riskli bir oyun’’ olacağı uyarısında bulunmasının ardından, şöyle konuştu:

‘’Üyeliğini gözden geçirmek gibi bir düşünce, kimi Avrupa ülkelerinde, iç politika bağlamında Türkiye konusuna öteden beri sıcak bakmayan kesimlerle ilişkilerde iyileşmeye yol açabilir. Ancak bunun, İslâm dünyasıyla ilişkiler, köktendinciliği körüklememe, Ankara’nın içinde yer aldığı bölgeyi istikrarlı biçimde düzenleme gibi öncelikli konular açısından bir yarar getirmeyeceği açıktır.’’

/ ROMA

07.12.2006


 

Demirel: Avrupa fikrinden cayamayız

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile tavsiye kararına ilişkin olarak, ‘’Halkımızın öfkesine hak veriyorum. Ben de öfkeliyim. Ama biz Avrupa fikrinden cayamayız’’ dedi.

9. Cumhurbaşkanı Demirel, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Geleneksel Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyayla ipleri kopararak, bir yerlere varmasının mümkün olmadığını belirtti.

Türk insanının hassas ve gururlu olduğunu vurgulayan Demirel, ancak öfkeyle gururu birbirine karıştırmamak gerektiğini ifade etti.

Devleti yönetenlerin de öfkeli olmaya hakları bulunmadığına değinen Demirel, milli menfaatlerin öfkenin önünde gelmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin bugün yaşadığı sıkıntıların çoğunluğunun tarihi ve bulunduğu coğrafya ile ilgisi olduğunu vurgulayan Demirel, Kıbrıs meselesinin de Türkiye’nin tarihi ve coğrafyasıyla ilgili olduğunu kaydetti. Osmanlı’nın Kıbrıs’ı Rumlardan değil, Venedik ve Cenevizlilerden aldığını ve bunun için 70 bin şehit verdiğini hatırlatan Demirel, yaşanan kavganın ‘’Kıbrıs’’ ya da ‘’Ada’’ kavgası olmadığını bildirdi. Demirel şunları söyledi:’’Bazı şeyleri birbirinden ayırt etmemiz lazım. Biz Fransa’nın ya da Almanya’nın bir parçası olmaya çalışıyor değiliz. Biz aslında coğrafya Avrupasının bir parçası olmaya çalışıyor da değiliz. Biz uygarlık Avrupasının standartlarına ulaşmaya çalışıyoruz. AB’ye karşı olurken, o değerlere de ters dönersek, Cumhuriyete karşı fevkalade yanlış bir iş yapmış oluruz.’’

AB’nin İngiltere’yi iki kez veto ettiğini, İngiltere’nin ise AB üyeliği fikrinden vazgeçmediğini hatırlatan Demirel, Türkiye’nin AB’den kopmasının menfaat sağlamayacağını söyledi.

/ ANTALYA

07.12.2006


 

Steinmeier: Türkiye’ye yaklaşmak AB’nin menfaatine

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye ile yakınlaşma sürecinin kesilmemesi gerektiğini, AB’nin Türkiye ile yakınlaşmasının kendi çıkarına olduğunu söyledi.

Steinmeier, başşehir Berlin’de, gelecek yıl Almanya’dan sonra AB dönem başkanlığını üstlenecek Portekiz’in dışişleri bakanı Luis Amado ve daha sonra dönem başkanı olacak Slovenya’nın dışişleri bakanı Dimitri Rupel ile biraraya geldi.

Steinmeier, görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, bir Alman gazetecinin, Başbakan Angela Merkel’in, Türkiye ile üyelik müzakereleri konusunda ek şart getirme teklifi hakkında kendisiyle aynı görüşü paylaşıp paylaşmadığı biçimindeki bir soruya karşılık, ‘’Ben, bu konuya Avrupa’nın çıkarlarına uygun bir çözüm bulunmasından yanayım. AB’nin Türkiye ile yakınlaşması kendi çıkarınadır’’ diye konuştu. Türkiye ile sürdürülen müzakereler konusunun Alman kamuoyunda geniş bir biçimde yankı bulduğuna dikkati çeken Steinmeier, ‘’Finlandiya, AB dönem başkanı olarak uzun zaman bu konuda Türkiye ve Kıbrıs (Rum) yönetimiyle bir uzlaşma sağlamak için yoğun biçimde çaba harcadı. Avrupa, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türkler’e de yaklaşmaya çalıştı. Dönem başkanının bu çabalarının başarıya ulaşmasını umut ederdim. Bu, maalesef bugüne dek gerçekleşmedi’’ dedi.

Slovenya Dışişleri Bakanı Rupel, AB’nin genişlemesi sürecinin durmasını istemediklerini ve Balkanlar’daki diğer ülkelerin de AB’ye girmelerini istediklerini söyledi.

/ BERLİN

07.12.2006


 

Engellilere kol kanat

İstanbul Büyükşehir Belediyesi engelli vatandaşlara yönelik sürdürdüğü projelerle “Özürlü Dostu Belediye” seçildi.

Başbakanlık Özürlüler İdaresi tarafından düzenlenen ve Türkiye genelinde belediyelerin özürlüler için yürüttükleri projelerle katıldığı yarışmanın sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı.

Temel amacı yerel yönetimlerin özürlülere yönelik etkin, verimli ve örnek çalışmalarının desteklenmesi, özendirilmesi ve tanıtımlarının yapılması olan yarışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi beş alandan üçünde birinci olarak ‘Onur Ödülü’nü almaya hak kazandı. Ödülünü 3 Aralık Özürlüler günü’nde Conrad Otel’de düzenlenen törende Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in elinden alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, engelli vatandaşlar için yürütülen çalışmaların bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm hızıyla süreceğini belirtti.

Ulaşılabilirlik, Eğitim, Rehabilitasyon, Meslek Edindirme ve Bakım konularının yer aldığı yarışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Rehabilitasyon, “Eğitim” ve “Bakım” hizmetleri alanlarında birinci olurken “Ulaşılabilirlik” alanında ise ikinci oldu.

•Ulaşılabilirlik: İETT Genel Müdürlüğü’nün Özürlü Otobüsleri,

•Eğitim: ÖSHA Projesi (Özürlüler Şube Müdürlüğü)

•Rehabilitasyon: Küçük Adımlar Projesi (Özürlüler Şube Müdürlüğü)

•Meslek Edindirme: Çağlayan Zihinsel Özürlüler Mesleki Rehabilitasyon Birimi, İSMEK Fatih Özürlüler Merkezi ve Özürlüler Şube Müdürlüğü istihdam biriminin faaliyetleri

•Bakım: Evde Bakım Hizmetleri (Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü)

Yeni Asya / İSTANBUL

07.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004