|
|
|
Aydınlar: Saldırı planı daha önceden hazırlandı |
Tarık Ali, Noam Chomsky, Eduardo Galeano, Howard Zinn, Ken Loach, John Berger ve Arundhati Roy’un, önceki gün Guardian gazetesinde ortak bir mektubu yayınlandı. Mektupta İsrail’in çok önceden Lübnan’a saldırma planları yaptığı kaydedildi. Noam Chomsky’nin web sitesinde de yer alan mektubun Türkçe tercümesi şu şekilde: ABD destekli İsrail saldırısı, Lübnan’ı felç etti, ateşe ve öfkeye boğdu.
Kana’daki katliam ve can kayıpları, sadece “orantısız güç kullanımından” ibaret değil. Uluslararası yasalara göre, bu bir savaş suçu.
Lübnan’ın sosyal altyapısının, İsrail hava kuvvetleri tarafından kasıtlı ve sistematik imhası da savaş suçu.
İsrail’in hedefi bu ülkeyi bir İsrail-ABD vilayeti statüsüne indirgemek.
Bu girişim geri tepiyor, zira dünyanın dört bir köşesindeki insanlar olan biteni dehşetle izliyor. Lübnan’da nüfusun yüzde 87’si şu an Hizbullah direnişini destekliyor. Bu destek Hıristiyan ve Dürziler arasında yüzde 80, Sünni Müslümanlar arasındaysa yüzde 89 oranında. Öte yandan, ABD’nin Lübnan’ı desteklediğine inanan Lübnanlıların oranı yüzde 8. Fakat, İsrail’in bu eylemleri “uluslar arası toplum” tarafından kurulmuş herhangi bir mahkeme tarafından yargılanmayacak, zira bu korkunç suçları destekleyen veya bunlara kayıtsız kalan ABD ve müttefikleri böyle bir şeye izin vermeyecek.
Hizbullah’ı yok etmek için yapılan Lübnan saldırısının çok uzun zaman önce hazırlandığı artık açık. İsrail’in işlediği suçlara, ABD ve onun her daim sadık müttefiki İngiltere de yeşil ışık yaktı. Blair, ülkesinde kendisine karşı ezici bir muhalefet olmasına rağmen tutumunu değiştirmedi.
Lübnan’ın tadını kısa süreliğine çıkardığı barış sona erdi ve felç edilmiş bir ülke unutmayı umduğu bir geçmişi hatırlamaya zorlanıyor. Lübnan’a dayatılan devlet terörü Gazze gettosunda da tekrarlanıyor; “uluslar arası toplum”sa bir köşede durmuş, olan biteni sessizce izliyor. Bu arada Filistin’in geri kalanı, ABD’nin doğrudan katılımı ve müttefiklerinin üstü örtülü onayıyla ilhak edilip parçalanıyor.
Bu vahşetin kurbanlarını ve ona karşı direnenleri destekliyoruz. Hükümetlerimizin bu eylemlerdeki suç ortaklığını teşhir etmek için elimizdeki bütün araçları kullanacağız. Filistin ve Irak işgalleriyle Lübnan’a yönelik geçici olarak “durdurulan” bombardımanlar sürdükçe, Ortadoğu’da barış da olmayacak.
|
/ LONDRA
05.08.2006
|
|
|
Filistin’den imdat çığlığı |
Yeryüzü Doktorları adlı sivil toplum örgütü ile Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de incelemelerde bulunan AKP Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz, uygar dünyanın “kör, sağır ve dilsiz” tavrının Filistinlileri “büyük bir sükut-u hayale” uğrattığını söyledi. Gündüz, bölgede elektrik, su ve yakıtın tükenmeye yüz tuttuğunu, tıbbî müdahalelerin de yetersiz olduğunu belirtti.
AKP Sakarya Milletvekili Dr. Süleyman Gündüz, üç uzman doktorla birlikte Filistin’e gitti. Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de temas ve incelemelerde bulunan Gündüz, Lübnan’a gitme hazırlığı sırasında Yeni Asya’nın sorularını cevapladı. Savaşın yıkımını ve insanlar üzerindeki etkisini anlatan Gündüz, bölgedeki durumu,”Dünya kör, sağır ve dilsiz” diye özetledi.
* Filistin’de durum nasıl? Ne gibi izlenimleriniz oldu?
Harap olmuş bir bölge. Umutsuz insanların yaşadığı, geleceğe dair asla hiçbir tasavvurlarının olmadığı bir dünyaları var. Sözle izah edilebilecek gibi değil. 11 aydır kuşatma altında olan bir bölge. 11 aydır insanların dış dünya ile olan bağlantıları kesik bir vaziyette. İnsanlar dış dünyadan gidebilecek bir yardıma muhtaç. Bölgeye insanî yardım kuruluşları Kızılay ve Yeryüzü Doktorları olarak ulaştık. Bölgenin hiçbir tarım havzası yok. Hiçbir ekili alan yok. Yardım ulaşmıyor. Ellerindeki son materyalleri de bitmek üzere. Elektrik, su, yakıt yok.
* Tıbbî müdahaleler ihtiyacı karşılayabiliyor mu?
Yeterli değil. Sağlıklı bir biçimde yürütülemiyor. Elde mevcut olan son yakıt da tıbbî müdahalelerde kullanılmak için bekletiliyor. Böyle bir ortamda insanlar hayat sürmeye çalışıyorlar. Ülke nüfusunun yüzde 63’ü çocuklardan ve gençlerden teşekkül ediyor. Buradaki bu genç ve dinamik nüfusun geleceğe yönelik dayanacak bir gücünün veya bir dayanağının olması gerekiyor. Nihayetinde eğer Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler bölgede birlikte yaşayacaklarsa bu zemini yok etmemeliler.
* Çocuklar bu olumsuzluklardan nasıl etkileniyor?
Çok olumsuz etkileniyorlar. Özellikle çocukların gelecekle ilgili umutları ve hayalleri yok denecek kadar az. Düşünebiliyor musunuz; küçücük çocuklar sürekli baskı altında ve her an ölümle burun buruna, iç içe. Orada yaşadığım bir anı beni çok derinden etkiledi. Küçük bir mezarın başında bir kadın oturmuş ağlıyordu. Kendisiyle konuşunca çocuğunun İsrail saldırılarında öldüğünü anlattı. Çocuk ölmeden önce annesine ‘İsrail askerleri çocukları küçük mermilerle vuruyorlar değil mi?’ diye sormuş. Bir anne-baba buna nasıl dayanır?
* Dünyanın sessiz tavrına ne gibi tepkileri var?
Dünya bu son gelişmelere, özellikle uygar dünya -uygarlık böyle bir şey değil tabi, uygarlık bir sorumluluk getirir- Batı dünyası kör, sağır ve dilsiz. Dünyanın bu tavrı burada çok büyük bir sükut-u hayalle karşılanıyor. Onlar istiyorlar ki zulüm artık sona ersin, barış görüşmeleri başlasın ve normal bir insan gibi sürdürebilecekleri bir hayat gerçekleşsin. Kendi topraklarında yaşamayı, kendi evlerini, ticari müesseselerini oluşturmayı, karşılıklı ilişki geliştirmeyi istiyorlar. Yani hepimizin ne tür beklentileri varsa onların da beklentileri aynen öyle. Ama bunun ön şartı barışın hemen şimdi yapılmasıdır.
* Yakın bir gelecekte barış mümkün mü?
Bu bir deyiş olarak önümüze çıkıyor. Diyoruz ki, “karanlığın en koyu olduğu zaman şafağın sökme anıdır, tan yerinin ağarma anıdır.” En kısa zamanda barış ümidini taşıyoruz. İsrail’in şu anda çok güçlü gözükmesi, askeri gücünün olması kendisinde bir akıl tutulması meydana getiriyor olabilir. Ancak tarihte böyle davranan bir çok milleti biliyoruz.
* Başbakana gözlemlerinizi aktardınız. Türkiye bundan sonra neler yapmalı?
Orada Türkiye’den gitmiş onlarca sivil toplum kuruluşu var. Bölge insanları ilk defa Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve uyguladığı politikaların doğruluğuna bu kadar çok inanıyor. İnanıyorlar ki hükümet oradaki insanların sorunlarını çözebilecek ve barışı oluşturabilecektir. Buna olan inançları çok güçlü.
* Lübnan’a ne zaman gidiyorsunuz?
Yeryüzü doktorları olarak bugün Lübnan’a gidiyoruz. Oradaki sağlık sorunlarıyla ilgili sorunları çözebilecek miyiz diye ona bakacağız. Hem bir dayanışma, hem bir insani duruş olarak hem de yardım götürme mahiyetiyle bölgeye gidiyoruz. Oradaki sivil toplum kuruluşlarıyla, sağlık kurumlarıyla temaslarda bulunacağız.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Sezer’den TMK’ya kısmî iptal başvurusu |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
Alınan bilgiye göre, yasayı onayladıktan sonra yapılan açıklamada Anayasa Mahkemesine bazı hükümlerin iptila için dâvâ açacağı belirtilen Cumhurbaşkanı Sezer, iptal başvurusunu yaptı. Sezer, Yasanın 5 ve 6. maddelerinin bazı hükümlerinin iptalini istedi.
Cumhurbaşkanı Sezer’in iptalini istediği 5. madde hükmü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrasına ekleme yapıyor.
Buna göre, isim ve kimlik belirterek veya belirtmeden kime yönelikolduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede yer almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama, yayınlama veya bu yolla kişileri hedef gösterme fiilinin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında ceza öngörüyor.
Hüküm ayrıca, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınların hakim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet savcısının emriyletedbir olarak 15 günden bir aya kadar durdurulabilmesini hükme bağlıyor.
Sezer’in iptalini istediği 6. madde hükmü ise 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinde değişiklik yapıyor. Buna göre hüküm, terör örgütünün propagandasının basın yayın yoluyla yapılması durumunda suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında adli para cezası uygulanmasını öngörüyor.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Tokat çark etti |
Emekli Korgeneral Altay Tokat, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan “Ben de Batı’dan gelen memurlar hizaya gelsinler diye bir-iki kritik noktaya bomba attırmıştım” şeklindeki sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
Altay Tokat, Hakkari’de görev yaptığı sırada tugay komutanlığının şehirle iç içe bulunduğunu ve bu sebeple muhtemel bir terörizm saldırısına karşı zaman zaman provalar yapıldığını anlattı. Tokat, sözkonusu provalarda, askeri literatürde -Hakem Bombası- denilen sadece ses çıkaran ve hiçbir tahrip gücü olmayan ‘bir eğitim malzemesi’ kullandığını açıkladı.
Emekli Korgeneral Altay Tokat, Şemdinli’deki bombalama olayına karışan astsubayları, “O bomba mesaj içindi. Ben de Batı’dan gelen memurlar hizaya gelsinler diye bir-iki kritik noktaya bomba attırmıştım” şeklinde savunmasıyla başlayan tartışmalar üzerine açıklamalarda bulundu. Tokat, dönemin hassasiyeti ve konjonktürün analizi açısından basına yansıyan sözlerinin çarpıtılmasına fırsat vermemek için sözkonusu açıklamayı yaptığını kaydetti.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Jandarmaya sürpriz isim |
Yüksek Askeri Şura kararları açıklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, disiplinsizlikten 17 personelin ihracına karar verdi. İhraçta ilk kez “irtica” vurgusu yapıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ihraç karalarına şerh koydu. YAŞ’ta Bakanlar Kurulu kararıyla 30 Ağustos 2006 itibariyle Genelkurmay Başkanlığı’na atanan Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan boşalacak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 1. Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un getirilmesi kararlaştırıldı. Yaş haddinden emekliye ayrılacak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri’nin yerine ise Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Işık Koşaner atandı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert’in görevlerinde herhangi bir değişiklik olmadı. Oramiral Karahanoğlu ile Orgeneral Cömert, bu görevlerini bir yıl daha sürdürecek.
Şura kararlarına göre, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) 32 general ve amiral bir üst rütbeye, 47 albay ise general ve amiralliğe yükseldi. 32 general ve amiralin görev süreleri bir yıl uzatıldı. Elazığ’daki 8. Kolordu Komutanlığında 2002-2003 yılları arasındaki inşaat ihalesinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla bir süredir Genelkurmay Askeri Mahkemesinde yargılanmasına devam edilen 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Ethem Erdağı’nın görev süresi 1 yıl uzatıldı.
TSK’dan ihraçta ilk kez “irtica” vurgusu yapıldı
Şura’da 17 personelin TSK ile ilişiği kesilerken, açıklamada ihraçların gerekçesine ilişkin ifadelere yer verilmesi dikkat çekti. İhraç gerekçesi, “TSK’nın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunan, hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenlemeyen veya irticai faaliyetlerde bulunduğu anlaşılan toplam 17 personelin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırılmasına karar verilmiştir” diye açıklandı. Böylece ilk kez bir Şura açıklamasında “irticai faaliyetler” ifadesine yer verildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Vecdi Gönül’ün ihraç kararına şerh koydukları öğrenilirken, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 104 personelin YAŞ kararlarıyla TSK ile ilişiği kesildi.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
TBMM’den Lübnan’a heyet |
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Lübnan ve Filistin’deki insan hakları ihlâllerinin boyutlarını tesbit etmek ve Türkiye’nin yapabileceklerini değerlendirmek üzere, bölgeye gidecek.
Komisyon Başkanı, AKP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, komisyonun önceki günkü olağanüstü toplantısının ardından hazırladıkları bildiriyi açıkladı.
Komisyon Sözcüsü, AKP Şanlıurfa Milletvekili Atilla Maraş’ın okuduğu bildiride, son günlerde İsrail’in, Filistin ve Lübnan’da yaptıkları katliamlarla ilgili insanlık suçu işlediği, insan haklarını açık bir şekilde ihlal ettiğinin, dünya kamuoyu tarafından bilindiği belirtildi.
Bildiride, İsrail’in 60 yıllık tarihi boyunca, Ortadoğu’da güttüğü insanlık dışı politikalarla barışı, özgürlüğü, güveni ve huzuru bombaladığı kaydedildi.
Lübnan ve Filistin’deki insan hakları ihlâllerinin boyutlarını görmek ve tespit etmek, Türkiye’nin yapabileceklerini değerlendirmek üzere komisyondan bir heyetin bölgeye gitmesine karar verdiklerini belirten Elkatmış, “Savaş nedeniyle elimizi kolumuzu sallayarak hemengitmemiz mümkün değil. Dışişleri Bakanlığı ile temasta bulunarak, bunun sağlanmasını talep edeceğiz. Bu konudaki yazışmaları hemen başlatıyoruz. Şartlar elverdiği takdirde en kısa zamanda gitmeyi düşünüyoruz’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Kuwait Finance’tan Lübnan’a 1 milyon dolar bağış |
Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın ana ortağı ve dünyada faizsiz bankacılık sektörünün önde gelen temsilcilerinden Kuwait Finance House (KFH), Lübnan’a 1 milyon dolar bağışta bulundu.
Lübnan’a ulaştırılmak üzere düzenlenen bağış çeki, KFH Genel Müdür Vekili Fawaz Sulaiman Alothman tarafından Kuveyt Kızılayı Genel Başkanı Berjes Hammood Alberjes’le teslim edildi.
Sulaiman Alothman teslim töreninde yaptığı açıklamada, kardeş Lübnan Halkı’na yardımeli uzatmak için birçok hayırseverin adeta birbiriyle yarıştığını, bu yüksek duyguların da diğer dost halklara yardım etmeyi prensip edinmiş olan Kuveyt Halkı arasında sürmesi temennisini dile getirdi.
Kuveyt Kızılayı Başkanı Berjes Hammood Alberjes ise, KFH’ın yaptığı yardıma minnettarlıklarını ifade ederek, dünyadaki muhtelif ülkelerde hayır projelerinin desteklemesi için KFH ile işbirliği fırsatlarının geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Kuveyt, Lübnan’a bugüne kadar yaklaşık 800 milyon USD nakdi yardım ulaştırırken, Kuveyt Kızılayı’nın da kriz başlangıcından bugüne kadar Lübnan’a bin ton gıda yardımında bulunduğu bildirildi.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
05.08.2006
|
|
|
‘Emniyet teşkilâtı amirinden emir alır’ |
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Ordu’daki fındık mitingi ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, ‘’Emniyet teşkilatı kendi amirinden emir alır’’ dedi.
Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında, Ordu’da düzenlenen fındık mitingi sonrasında çıkan olayların ardından İl Emniyet Müdür Vekili Rıdvan Güler’in görevden alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bir basın mensubunun, ‘’Emniyet müdür vekilinin Emniyet Genel Müdürlüğünün tavsiyesi ile görevden alınması, diğer emniyet müdürlerini olumsuz etkilemiyor mu’’ şeklindeki sorusunu cevaplayan Çalışkan, miting sonrasında yaşanan olaylar sebebiyle Emniyet Genel Müdürlüğüne bazı şikayetlerin geldiğini, bunun üzerine konuyu incelemeleri için emniyet ve mülkiye müfettişlerinin görevlendirildiğini bildirdi.
Güler’in idari bir tasarruf olarak Emniyet Genel Müdürlüğünün teklifi ve bakan oluru ile eski görevi olan polis başmüfettişliğine iade edildiğini, konuyla ilgili incelemenin sürdüğünü kaydetti.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Memur-Sen’den İsrail’e kınama |
Memur-Sen Pazar Şubesi tarafından Hükümet Meydanında kurulan bir stantta İsrail’i kınamak için imza kampanyası başlatıldı. 2 gün açık kalacak stantta vatandaşlar çocuk, kadın demeden acımasızca kan akıtan vahşi İsraillilere karşı tepki imzası atacak.
İlk gün vatandaşların yoğun bir ilgisiyle karşılaştıklarını söyleyen Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen Pazar İlçe Başkanı Emal Taşçı, amaçlarının zulme karşı tepkilerini ortaya koymak olduğunu belirterek, “Son günlerde Lübnan’ı bir anlamda işgal eden ve taş üstünde taş bırakmayan İsrail, hiç bir hukuk kuralı ve insan hakları tanımamaktadır. İsrail sınırsız şiddet uygulamakta ve bir anlamda vahşet uygulamaktadır. Bizim tek isteğimiz barıştır” diye konuştu.
|
Abdullah UZUN
/ PAZAR
05.08.2006
|
|
|
Eğitim ordusuna 10 bin taze kan |
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), resmi eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere ilk atamayla 9 bin 800, açıktan ve açıktan ilk atamayla 150 ve kurumlararası ilk ve yeniden atamayla 50 olmak üzere toplam 10 bin öğretmen ataması gerçekleştirecek.
Kadrolu öğretmen ataması yanında 7 bin sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi de yapılacak. MEB’den yapılan yazılı açıklamaya göre, başvurular 9-23 Ağustos tarihleri arasında yapılacak.
İlk defa başvuracak adaylarda 2004, 2005 veya 2006 yıllarında yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’ndan birine girmiş olması şartı aranacak. Açıklamaya göre, kadrolu öğretmen ataması yanında 23 alandan toplam 7 bin pozisyona sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi de yapılacak. Adaylar başvuruya ilişkin bilgileri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘’http://personel.meb.gov.tr’’ internet adresinde 9 Ağustosta yayımlanacak ‘’2006-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu’’ndan öğrenebilecek.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Sağlık Bakanlığı hastanede devlet memuru istemiyor mu? |
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Sağlık Bakanlığının temel amacının hastanelerde devlet memuru çalıştırmamak olduğunu söyledi.
Kahveci, personel dağılım cetvelinin yanlışı ve doğrusu tartışılmadan uygulamaya geçirilmek istendiğini belirterek şöyle devam etti: “Bir yandan bizzat Sağlık Bakanı tarafından çok ciddi bir sağlık personeli eksikliğinden yakınılırken, hastanelerde başhekimler personel sayımız yetersiz derken, diğer yandan hazırlanan bir personel dağılım cetveli ile devlet memuru olarak görev yapan personeli fazlalık gibi göstererek havuzlarda toplayıp ilçelere, köylere kadar dağıtmak istemek nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. Bu yöntemle sağlıkta personel eksikliğinin giderilmesi mümkün değildir.”
Personel dağılım cetveli uygulamasının bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söyleyen Kahveci, “Eğer sağlık kuruluşlarında personel eksikliği varsa açıktan personel alımına gidilerek bu eksiklik kapatılmalıdır” diye konuştu.
Kahveci, hizmet puanları dikkate alınarak yapılacağı söylenen bu uygulama ile sağlık personellerinin yerlerinden edilerek illerden ilçelere, ilçelerden köylere gönderileceğini iddia etti. Kahveci, personel dağılım cetvelinin yanlışı ve doğrusu tartışılmadan uygulamaya geçirilmek istendiğine dikkat çekti.
Kahveci, “Sağlık Bakanlığı sosyal tarafların görüşünü almadan uygulamak istediği personel dağılım cetveli ile insanların aile yaşamlarını ve sosyal çevrelerini hiçe sayarak tepeden inme bir anlayışla sağlık çalışanlarını zor durumda bırakmak istemektedir” görüşünü dile getirdi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
TDK ve TTK, CHP’yi dâvâ etti |
Atatürk’ün CHP’ye bıraktığı İş Bankası hisselerinin nemasının, vasiyeti doğrultusunda ödenmesi amacıyla parti aleyhine Türk Tarih Kurumu (TTK) tarafından 96.5 milyon, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından 74 milyon YTL’lik dâvâ açıldı.
Alınan bilgiye göre TTK, Atatürk’ün CHP’ye bıraktığı İş Bankası hisselerinin 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ait, TDK da 2004 ve 2005 yıllarına ait nemalarının kurumlara ödenmesine karar verilmesi talebiyle nöbetçi asliye hukuk mahkemelerinde dâvâ açtı. TTK tarafından açılan dâvânın dilekçesinde, Atatürk’ün 5 Eylül 1938 tarihindeki vasiyetnamesine yer verildi. Atatürk’ün, CHP’ye bıraktığı İş Bankası hisselerinin nemasının TDK ve TTK’ya aktarılmasını vasiyet ettiği anımsatıldı. Nemaların, CHP’nin talimatıyla kurumların hesaplarına aktarılması gerektiği anlatılan dilekçede, “Ancak CHP, zaman zaman hisse gelirlerini kuruma vermek istememiştir’’ denildi.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Ilısu Barajının temelini bugün Erdoğan atacak |
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve bölgeye hayat verecek Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralinin (HES) temeli, yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in de katılacağı törenle atılacak.
Yaklaşık 50 yıl önce projelendirilen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olan GAP’ın anahtar projesi Ilısu Barajı ve HES tamamlandığında, göl hacmi bakımından Türkiye’nin ikinci büyük barajı olacak.
2013 yılında hizmete alınması planlanan proje, kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da Atatürk, Karakaya ve Keban’dan sonra 4’üncü büyük HES olma özelliğini kazanacak. GAP bünyesinde Dicle Nehri üzerine inşa edilecek Ilısu Barajı ve HES, Şırnak ilinde yer alıyor. Suriye sınırına yaklaşık 45 kilometre mesafede olan Ilısu, temelden 135 metre yüksekliğine, 43,79 milyon metreküp dolgu hacmine ve bin 820 metre kret uzunluğuna sahip olacak. Tesis tamamlandığında baraj gölünde 11 milyar metreküp su depolanacak. Her biri 200 megawatt (MW) gücünde 6 üniteden oluşan ve toplam kurulu gücü bin 200 MW olan santral devreye girdiğinde, yılda ortalama 3 bin 833 Gigawatt/saat (GWh) enerji üretimi gerçekleştirilecek. Yapımı 7 yıl sürecek barajın inşaatında 7 bine yakın kişi istihdam edilecek.
|
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Tapu iptal dâvâlarının devlete faturası kabarık |
Orman arazilerinin korunması ve ‘’yaylak’’ tabir edilen bölgelerdeki kaçak yapılaşmayı önlemek amacıyla açılan tapu iptal dâvâlarına, devletin milyonlarca YTL harcama yaptığı ve bunun artarak süreceği bildirildi.
Adana’nın Pozantı ilçesine bağlı Akçatekir Yaylası’nda, 18 bin tapu iptal dâvâsının, sonuca bağlanan 6 bini için harcanan paranın 2.3 milyon YTL olduğu belirtildi.
Akçatekir Beldesi Belediye Başkanı Derviş Oruç, yaptığı açıklamada, yıllardır atalarından, dedelerinden kalan tapulu evlerinde oturan yaylacıların diken üstünde beklediklerini kaydetti.
Oruç, 2001 yılında Akçatekir’in yaylak kapsamına alınmasının ardından Milli Emlak Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili görevlendirdiğiraportörün Yargıtay kararına dayanarak tapuların iptali yönünde açtığı dâvâların devam ettiğini bildirdi. Oruç, aralarında jandarma karakolu, sağlık ocağı, belediye hizmet binası ve mezarlığın da bulunduğu toplam18 bin tapunun iptal dâvâsından bugüne kadar 6 bininin sonuçlandığını kaydetti.
|
/ ADANA
05.08.2006
|
|
|
Borç batağı iddiaları asılsız |
Antalya Büyükşehir Belediyesinin “borç batağına sürüklendiği yolundaki iddiaların asılsız olduğu’’ bildirildi.
Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, ‘’Antalya kamuoyunda son günlerde, bazı çevrelerce Büyükşehir Belediyesinin borç batağına sürüklenerek yatırımlarına devam ettiği ile ilgili iddiaların tamamen asılsız’’ olduğu ifade edildi.
Açıklamada yerel seçimlerin yapıldığı tarihte, Antalya Büyükşehir Belediyesinin borç miktarının 86 trilyon 919 milyar lira iken 31 Temmuz 2006 tarihi itibariyle borç miktarının 23 trilyon 199 milyar liraya indiği belirtildi. Ayrıca, Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğünce 28 Mart 2004 tarihindeki kredi borcu miktarı 96.5 milyon dolar iken 31 Temmuz 2006 tarihi itibariyle bu borcun 73 milyon dolara indiği. Bunundışında Antalya’nın altyapı hizmetlerinin süratle tamamlanabilmesi için İller Bankasından 86 trilyon lira kredi temin edildiği kaydedildi. Antalya Büyükşehir Belediyesinin, “borç batağına sürüklenmenin’’ aksine, borç ödeyen bir belediye olduğu dile getirildi.
|
Müşerref AKSOY
/ ANTALYA
05.08.2006
|
|
|
Asfalta AB standardı |
Ankara Büyükşehir Belediyesi asfaltta yeni bir dönemi başlattı.
Başşehirde yollara serilen asfalta AB kalitesi getirmek isteyen Büyükşehir Belediyesi Alman GRC firmasının teknik danışmanlığında asfalt üretimi ve serimine başladı. Asfaltın AB standartlarına uyumlu olarak üretilmesi için Alman firmasının teknik danışmanlığından yararlanmak istediklerini belirten Ankara Büyükşehir belediyesi şirketi BELKO Genel Müdürü Celalettin Kaygusuz böylelikle yeni serilen asfaltın daha kaliteli olacağını ve yolların kolaylıkla bozulmayacağını söyledi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Trafiğe 135 bin kurban |
Türkiye’de 1980 yılından bu yılın Haziran ayına kadar olan dönemde toplam 6 milyon 500 bin 726 trafik kazasında 135 bin 465 kişi öldü, 2 milyon 258 bin 9 kişi yaralandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1980 yılında 4 bin 199 kişinin yaşamını yitirdiği 36 bin 914 trafik kazası yaşanırken, bu yılın ilk beş ayındaki 247 bin 892 kazada 1122 kişi öldü, 44 bin 845 kişi yaralandı.
Genel toplam itibariyle 1980’den bu yılın Haziran ayına kadarki dönemde toplam 6 milyon 500 bin 726 trafik kazasında 135 bin 465 kişi öldü, 2 milyon 258 bin 9 kişi yaralandı. Trafik kazaları en fazla 1980’li yıllarda can kaybına sebep oldu. 1986 ve 1987 yıllarında kaza sayısının az olmasına rağmen ölü sayısının 7 bini aştığı görülürken, son yıllarda kaza sayısının artmasına karşın ölü sayısının 5 binin altına düştüğü gözlendi.
SÜRÜCÜ HATASI 1. SEBEP
Yine bu yılın ilk beş ayında meydana gelen kazalarda, yüzde 98’inde sürücü hatası, yüzde 1.51’inde yaya, yüzde 0.13’ünde araç, yüzde 0.06’sında yol, yüzde 0.03’ünde de yolcu kaza sebebi olarak görüldü. Verilere göre, bu yılın ilk beş ayında en çok trafik kazası İstanbul’da yaşandı. Geçtiğimiz 151 günde toplam 83 bin 699 trafik kazasının olduğu şehirde, 101 kişi trafik kazasından hayatını kaybederken, 4 bin 578 kişi yaralandı. Trafik kazaları sebebiyle bu yılın ilk beş ayında yayalara verilen ceza toplam 116 bin 71 YTL, sürücülere ise 130 milyon 434 bin 514 YTL para cezası uygulandı.
|
/ SİVAS
05.08.2006
|
|
|
Viyana’daki öğrenciler kütüphane için seferber |
Avusturya’nın başşehri Viyana’da eğitim gören Türk öğrenciler tatillerinde de boş durmuyor.
Viyana Üniversitesinin değişik bölümlerinde eğitim-öğretim gören yaklaşık 650 öğrenci, Viyana’da bir Türk kütüphanesi oluşturmak için kolları sıvarken aralarından tatil için İstanbul’a gelenler, yazar ve gazetecileri ziyaret ederek projelerine destek arıyorlar.
Şimdiye kadar sadece kendilerinin kullanabildikleri üç bin kitaplı kütüphaneyi büyütüp tüm Viyana halkına açma kararı alan öğrenciler, kuracakları kütüphaneleri için “Bir kitap da siz verin” sloganıyla bir kampanya başlattı. 2002 yılında kurulan kütüphanelerini genişletmek ve tüm Viyanalılarla paylaşmak istediklerini belirten öğrencilerden Ali Çiçek, Şeyma Konak, Yasemin Bozkurt ve Elif Bıyıklı, yayınevlerini tek tek ziyaret ederek kitap talebinde bulunuyorlar. Aydın, yazar ve gazeteciler başta olmak üzere herkesten ve her kesimden destek ve ilgi beklediklerini söyleyen gençler, daha çok nitelikli İngilizce, Almanca, Arapça ve Türkçe kaynak kitaplar aradıklarını söylüyorlar.
Amaçlarının herkesin faydalanabileceği bir kütüphane kurmak olduğunu dile getiren öğrenciler, “Bu bir hizmet. Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlayacak bir girişim. Herkesten destek ve ilgi rica ediyoruz.” dedi. Toplu kitap bağışlayanların isimlerini okuma salonlarının kapısına büyük harflerle yazmayı planladıklarını da belirten öğrenciler, kitap yardımında bulunmak isteyenlerin İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER’e başvurabileceklerini ifade ettiler.
Tel: 0(212)519 09 53
email : [email protected]
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
05.08.2006
|
|
|
Katliâmın fotoğrafları Ankara’da sergileniyor |
İsrail’in Filistin ve Lübnan’da gerçekleştirdiği katliâmları hafızalarda canlı tutmak isteyen Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası, katliâm görüntülerinden oluşan bir fotoğraf sergisi açtı.
Fotoğraf Sergisini Sağlık İş Başkanı Mustafa Başoğlu, Lübnan Büyükelçisi Georges Habib Siam, Filistin Büyükelçilik Müsteşarı İbrahim Temimi açtı.
İnsanlık bu vahşeti yenecek
Ankara Kızılay Metro istasyonunda serginin açılışını yapan Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, insanlığın bu vahşeti yeneceğini belirterek, “Hitler’e özenmek kimseye itibar kazandırmaz” dedi. BM’nin yeniden yapılandırılmasını ve gerçek barışı sağlayacak konuma getirilmesi gerektiğini belirten Başoğlu, “BM artık kendi uzmanlarını bile koruyacak güçte değildir” dedi.
Sergi beş gün sürecek
Serginin beş gün süreyle açık kalacağını ve bazı fotoğrafların daha sonra sendikanın arabalarına yerleştirilerek Ankara sokaklarında gezdirileceği belirten Başoğlu, “Umuyorum ki, bu vahşet en kısa zamanda sona erecek, Filistin ve Lübnan’da silâhlar susacaktır” diye konuştu. Lübnan Büyükelçisi Georges Habib Siam, İsrail’in yaptığı vahşete karşı uluslar arası toplumun sessiz kaldığına dikkat çekerken, masumlar çocuklar, kadınlar, siviller katledilmesi ve ülkenin altyapısının yok edilmesine karşı gösterilmeyen tepkiyi hayretle karşıladıklarını söyledi. Filistin Büyükelçilik Müsteşarı İbrahim Temimi de, “Filistinli çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve masum insanlar adına Türkiye’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.
|
YENİ ASYA
/ ANKARA
05.08.2006
|
|
|
Savcılıktan afişe sansür |
İsrail ve ABD’yi protesto etmek için düzenlenecek mitingin duyurusu için hazırlanan ve şehir merkezine asılan bez afişteki ‘ABD-İsrail Vahşetine Son’ yazısının üzeri Cumhuriyet savcılığı tarafından kapattırıldı.
Mazlum-Der ve İnsan Hakları Derneği Sakarya Şubesi tarafından bugün (Cumartesi) Gar Meydanı’nda düzenlenecek olan ve on iki sivil toplum örgütü ve bazı partiler tarafından desteklenen miting için hazırlanan afişteki ibare sorun oldu. Afişte yer alan ‘ABD-İsrail Vahşetine Son’ yazısı savcılık talimatıyla afişi hazırlayan firma tarafından üstü siyah bantla kapatıldı. Yazının kapatılması vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından tepkiyle karşılandı.
|
/ SAKARYA / ADAPAZARI
05.08.2006
|
|
|
Kur’ân Kursu öğrencilerine ayakkabı |
Selçuklu Belediyesi yaz Kur’ân kurslarında eğitim gören öğrencilere ayakkabı yardımında bulundu. Selçuklu Belediyesi, Selçuklu Müftülüğü’ne bağlı Kur’ân kurslarında eğitim gören öğrencilere ayakkabı hediye etti.
Ayakkabılar, Elmas ve Fuat Binici Kur’ân kurslarında düzenlenen törenle dağıtıldı. Selçuklu Müftüsü ve Selçuklu Müftü Vekilinin de katıldığı törende konuşan Selçuklu Belediye Başkanı Doç. Dr. Adem Esen, Elmas ve Fuat Binici Kur’ân Kurslarındaki öğrencilerin tamamına aşakkabı yardımı yapacaklarını ifade etti. Öğrencilere bazı tavsiyelerde bulunan Esen, “Sizlerden beklentimiz size öğretilenleri en iyi şekilde öğrenerek başarılı olmanız ve her birinizin en iyi yerlere gelmesi. Ayrıca öğrendiklerinizi sürekli tekrar ederek unutmamamız ve sürekli yeni şeyler öğrenmeniz de son derece önemli” dedi.
|
/ KONYA
05.08.2006
|
|
|
Romanlara 500 konut yapılacak |
Edirne Valisi Nusret Miroğlu, yıllardır göçebe hayat süren Romanların tamamen yerleşik hayata geçmesi için TOKİ tarafından 500 konut yapılacağını söyledi.
“Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz” diyen Miroğlu, Roman vatandaşların hayat tarzlarına ve kültürlerine uygun tek katlı konutlar inşa edileceğini kaydetti. TOKİ tarafından yapılacak olan konutların inşaatına en kısa zamanda başlanacağını belirten Miroğlu, “Roman vatandaşların daha rahat hayat yaşayabileceği, kendi kültürlerine uygun konutlar yapılması için TOKİ ile görüşmelerimiz devam ediyor. Romanlar bu zaman kadar sürekli göçebe hayat sürmüşler. Onlar için tek katlı konutlar yapılacak” dedi.
Romanların örf ve adetlerini yaşatabilmeleri için meslek kursları açılacağına da dikkat çeken Vali Nusret Miroğlu, “Maddî imkânsızlıklardan dolayı okula gidemeyen Roman çocukların eğitim masraflarını karşılayacağız. Babalarını da meslek kurslarında meslek sahibi yapacağız” şeklinde konuştu.
|
/ EDİRNE
05.08.2006
|
|
|
Savaş çocukları vuruyor |
Uluslar arası topluma ve taraflara bu sözlerle çağrıda bulunan Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF, İsrail’in ağır bombardımanı altındaki Lübnan’da şu ana kadar ölen sivillerin yüzde 30’unun çocuklar olduğuna dikkat çekti.
Bu da yaklaşık 300 Lübnanlı çocuğun, İsrail saldırılarının kurbanı olduğunu gösteriyor.
Saldırılarda yaralananların büyük çoğunluğunu da çocuklar oluşturuyor. Çünkü çocuklar, henüz kendilerini koruyacak güce ve hayat deneyimine sahip değiller. İsrail’in aralıksız olarak karadan, havadan ve denizden vurduğu Lübnan’da evlerini terk etmek zorunda kalanların büyük bölümü de yine çocuklar. UNICEF’e göre evlerini terk eden 900 bin kişinin yüzde 45’ini çocuklar oluşturuyor.
Hayatı öğrenmeye çalışırken bir anda savaşla tanışan Lübnanlı çocuklar olanlara anlam veremiyor. Yoğun çatışmaların yaşandığı Bint Cibeyl kasabasından sağ kurtulan 9 yaşındaki Ali’nin sözleri de savaşın çocukların hayal dünyasında yeri olmadığını gösteriyor: “İsrailliler neden bizi bombalıyor? Bizden nefret mi ediyorlar? Kuzenim Mahmud beni aradı ve bana nükleer bombaların çok büyük olduğunu söyledi. Nükleer bombalar bu roketler kadar büyük mü?”
Büyüklerin bile dayanmakta güçlük çektiği zor şartlarda hayat mücadelesi veren Lübnanlı çocukların savaş psikolojisinden uzun süre, belki de hayat boyu kurtulamayacağı belirtiliyor.
|
/ İSTANBUL
05.08.2006
|
|
|
Cep telefonları bakteri yuvası |
Doktorlar, günlük hayatın ayrılmaz parçası cep telefonlarının klozet kapağından daha çok bakteriye ev sahipliği yaptığı uyarısında bulundu.
İngiltere’nin Manchester Metropolitan Üniversitesinden mikrobiyologlar, her bir santimetrekaresinde onbinlerce mikrobun yaşadığı cep telefonlarının, bir tuvalet kapağı, ayakkabı tabanlığı veya kapı kolundan daha çok bakteriyi barındırdığını belirterek, sürekli el altında olması ve telefonların yaydığı ısının, normalde cildimizde bulunan tüm bakteriler için cep telefonlarını ideal bir üreme ortamı haline getirdiğine işaret ediyorlar.
Bu sebeple bazı cep telefonu üreticileri, kullanıcılara mobil telefonlarını antibakteriyel mendillerle silmelerini salık veriyorlar.
|
05.08.2006
|
|
|
Tosya, ‘pirinç bayramı’na hazırlanıyor |
Tosya halkı ve belediyesi bugünlerde Pirinç Festivaline hazırlanıyor.
Türkiye’nin en eski çeltik üretim merkezi olan Tosya ilçesinde, Devrez Çayı vadisinde üretilen çeltiğin cinsi ve lezzetine dünyanın bir başka yerinde rastlamak mümkün değil. Akçeltik ve Sarıkılçık adı verilen pirinçler yapılan tahlillere göre dünyanın en kaliteli pirinçleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
17-20 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşti-rilecek 9. Tosya Kültür ve Pirinç Festivalinde yapılacak çeşitli faaliyetlerle pirinç kültürü yaşatılmaya çalışılacak. Festivalde Ankara, İstanbul ve çevre illerden gelecek aileler Tosya halkı tarafından misafir edilecek.
Tosya Belediye Başkanı Sait Gülabacı pirincin dokuzuncu bayramını kutlamaya hazırlandıklarını belirterek; “Tosya ilçesinde çeltik bizim baş tacımız, pirinç pilavı da millî yemeğimizdir, bugün çeltiğimiz ve pirincimizin bayramını yapıyoruz” diye konuştu.
|
İsmail ŞANAL
/ TOSYA
05.08.2006
|
|
|
Umut ilâçlar yolda |
Tıpta ve bilim dünyasında yaşanan gelişmeler günümüzün çare bulunamayan hastalıklarının yakın gelecekte tedavi edilebilmesi için umut ışığı oldu.
Popular Science dergisinin ‘tıpta devrim olarak nitelendirilebilecek 6 müthiş ilâç’ başlığıyla duyurduğu haberine göre 6 önemli hastalığa 10 yıl içinde çare bulunabilir.
Kanser: Umut ilâçların başında kanser katili olarak nitelendirilen etkili kemoterapi ilâçları geliyor. Farelerde etkisi ispatlanan ve 2014’te piyasada olması beklenen bu ilâç kanserli bölgeye enjekte edildiğinde sadece kanser hücrelerine saldırıyor ve sağlıklı hücrelere hiç zarar vermiyor.
Felç: 2010’da piyasada olması beklenen yeni ilâç, sinirler arasındaki kopuklukları kapatan ve felç durumunu ortadan kaldıran hücrelerden oluşuyor.
Grip: Özellikle kuş gribi ile yeniden gündeme gelen farklı grip türlerine çare olacak bir aşının da 2007’de piyasaya çıkması gündemde.
Alzheimer: Özellikle yaşlılar arasında sıkça rastlanan Alzheimer hastalığı için geliştirilen bir hap da 2009’da raflarda yerini alacak. Bu hap Alzheimer hastalarında az salgılanan bir proteinin salgılanmasını artırarak hafızayı ve beyni güçlendirecek.
Obezite: Çağımızın hastalıklarından obeziteye ise, kilo almaya sebep olan genleri durduracak bir enjeksiyonla çare bulunması hedefleniyor. Bu alandaki çalışmaların 2010’da tamamlanması bekleniyor.
|
05.08.2006
|
|
|
|