Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Hükümete çağrı: Gündeme hakim olun

ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, siyasetin gündeme hakim olmasını istedi. Özel ve kontrolsüz alanlara hakim bir kısım güçlerin derin operasyonlarla gündemi tarumar ettiğini söyleyen Koca, “Bu kontrolsüz güçlerin becerisi olurken, mukabil olarak siyasetin ve legal siyaseti yönlendirenlerin başarısızlığıdır” diye konuştu.

İSTANBUL (Yeni Asya) - ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, siyasetin gündeme hakim olmasını isteyerek, eğer böyle olmaz ise, ortaya çıkacak tehlikelerin faturasının yüksek olacağına dikkat çekti.

ASKON Genel Başkanı Koca, yaptığı yazılı açıklamada, gündemin “bu kadar karıştırılmasının” özel bir başarı olarak kayıtlara geçirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Özel ve kontrolsüz alanlara hakim bir kısım güçler, derin bir kısım operasyonlarla, gündemi tarumar etmeyi becerdiler. Bu kontrolsüz güçlerin becerisi olurken, mukabil olarak siyasetin ve legal siyaseti yönlendirenlerin başarısızlığıdır” dedi.

Siyasetin sersemletilmesi ve ekonomide bazı sarsıntıların meydana getirilmesinin, alınan mesafelerin anında geri düşürülmesi anlamına geleceğini kaydeden Koca, ortaya çıkarılan zaafların üst üste konularak kullanılacağını kaydetti. Koca, kenarda bekleyen ve hükümeti sıkıştırma fırsatı kollayan güçlerin derhal devreye girebileceğini, bunun da demokratik bir tehlike anlamına geldiğini belirtti. Mustafa Koca, şunları kaydetti:

“Yabancı sermayenin henüz yönü değişmemişken, doğrudan yapılan yabancı yatırımların ve meydana getirilen ortaklıkların sarsıntıya uğramaması için, siyasetin hakim zeminini koruması gerekir. Siyaset hiç şüphesiz, güç kullanma sanatı olarak tezahür eder. Bu konuda meydana gelecek çekimserlikler, ülkeye büyük faturalar olarak döner. Biz ASKON olarak, bütün demokratik süreçlerin yerli yerinde işlemesini önemsiyoruz. Seçimler zamanında yapılmalı, Cumhurbaşkanı seçimi usûlüne uygun olarak yapılmalı, ekonomik dengeler yeniden rayına oturtulmalı. Ele geçirilen fırsatlar heder edilmemeli. İhracatın 80 milyar dolara dayandığı, borç dengelerinin GSMH’ya nispetle AB standardına geldiği dengelere iltifat etmek gerekir. Ama bıçak sırtı düzenden henüz kurtulamadık, bunun unutulmaması gerekir.”

Yeni Asya / İSTANBUL

04.06.2006


 

Askerin tavrı “darbe-i müstehcen”

YÖK Yasa Tasarısını hazırlayan ekibin başındaki isim olan ve geçen yıl kendi isteğiyle görevinden ayrılan MEB eski Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Şimşek, yeni çıkan “Kırmızı Çizgi YÖK” isimli kitabında, “Aylarca çalıştık. Ortaya bir çalışma koyduk. Sonuçta gazetelerde ‘Askerden YÖK freni’ haberleri çıkmaya başladı. Azeri dilinde bir tabir vardır, futbolda ‘faul’e ‘darbe-i müstehcen’ derler. Bence askerlerin YÖK konusundaki tavırları da fauldür, darbe-i müstehcendir” dedi.

Millî Eğitim Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Şimşek, YÖK reformunu basının ve askerlerin tavrı yüzünden yapamadık” dedi.

YÖK Yasa Tasarısını hazırlayan ekibin başındaki isim olan ve geçen yıl kendi isteğiyle görevinden ayrılan MEB eski Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Şaban Şimşek, yeni çıkan “Kırmızı Çizgi YÖK” isimli kitabında ciddi bir tasarı ortaya koyduklarını ama sonuçta ortaya kendisinin de nasıl olduğunu anlayamadığı 1,5 satırlık ucube bir metin çıktığını söyledi. “Bunu hala aklım hayalim almıyor” diyen Şimşek şöyle devam etti:

“Biz aylarca çalıştık. Ortaya bir çalışma koyduk. Sonuçta gazetelerde ‘Askerden YÖK freni’ haberleri çıkmaya başladı. Azeri dilinde bir tabir vardır, futbolda ‘faul’e, ‘darbe-i müstehcen’ derler. Bence askerlerin YÖK konusundaki tavırları da fauldur, darbe-i müstehcendir.”

Eski Müsteşar Yardımcısı Şimşek, YÖK Yasa Tasarısını yazanın kendisi olduğunu, ama seçilmesini sağladıkları Van Rektörü Yücel Aşkın’ın, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile birlikte hareket ederek kendisini toplantıdan attırdığını anlattı. Şimşek, “YÖK Genel Kurulu üyesi olmadığımı bahane ederek, 31.7.2003’teki toplantıda, yasayı hazırlayan müsteşar yardımcısını dışarı çıkarttırdılar. Ben toplantıya bakanla gelmiştim halbu ki” dedi.

BU İŞLER ASKERİN ÜZERİNE VAZİFE DEĞİL

YÖK reformunu basının ve askerlerin tavrı yüzünden yapamadıklarını kaydeden Doç. Dr. Şaban Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“YÖK Kanunu’nun şu veya bu şekilde değiştirilmemesinin en büyük sebebi basındır. Ayrıca askerlerin de konuya müdahil olmaları doğru değildir. Akademisyen akademisyenliğini, siyasetçi siyasetçiliğini, asker de kendi görevini yapmalı. Bu işler, askerin üzerine vazife değil. Basında ‘ASKERLER YÖK’Ü İZLİYOR’ haberleri çıkıyor. Ben de diyorum ki, bizim yaptığımız işte bir yanlışlık var galiba! Sanki hakim bir tepeden komutan, askerlerinin eğitimini izliyor zannediyorsunuz!

REKTÖRLER, HİÇ KATKI SUNMADI

Biz bütün hazırlık aşamalarında rektörlere bilgi verdik, onların sürece katılımları için resmi yazılar yazdık. Ama hiçbir katkı sunmadılar. Sonra Rektörler ‘aldatıldık’ diyorlar. Bu haberleri okuyunca, bunaldım, tansiyonum yükseldi, bir mizah kitabı elime aldım. Orada diyor ki; kocasını o kadar seviyor ve önemsiyordu ki, onu yormamak için, kocasını her gece bir başkasıyla aldatıyordu!”

/ İSTANBUL

04.06.2006


 

Erdoğan: Biz büyük hesapların adamıyız

AKP’nin Zonguldak Olağan 2. İl Kongresinde konuşan Başbakan Erdoğan, bir vatandaşın, “Siirt’ten Zonguldak’a, hanımınızın memleketinden 200 Siirtliyi işe girmeleri için getirdiğinizi söylüyorlar. Bunu açıklığa kavuşturmanızı istiyorum” şeklindeki sözlerine karşılık, “Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı bugüne kadar bu tür küçük hesaplarla politika yapmadı. Biz büyük hesapların adamıyız, küçük hesapların değil” dedi.

AKP'nin Zonguldak Olağan 2. İl Kongresi'ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir vatandaşın, "Siirt'ten Zonguldak'a, hanımınızın memleketinden 200 Siirtliyi işe girmeleri için getirdiğinizi söylüyorlar. Bunu açıklığa kavuşturmanızı istiyorum" şeklindeki üzerine şunları söyledi: ‘’Canım kardeşim, sağır duymaz uydurur. Bu tür yalancıların, dürüst olmayanların iftiralarına kulak asmayın. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bugüne kadar bu tür küçük hesaplarla politika yapmadı. Biz büyük hesapların adamıyız, küçük hesapların değil. Geçin bunları. Yani Siirt’ten buraya 200 tane adam getireceğiz, ne işe yarayacak bu? Ben Siirt’te seçim mi kazanacağım, onun için mi bunu yapıyorum? Böyle küçük hesaplara aldanmayın. Bunlar sirk cambazlarının oyunu. Bırakın bu işleri, işinize bakın. Bizim hesabımızda şu var; bırakın Anadolu’nun şehirlerini, Anadolu’nun köylerindekini şehre indirmeme gayreti içerisindeyiz. Köylerinde nasıl modern bir hayata kavuştururuz, onun mücadelesini veriyoruz. Bu oyunlara gelmeyin. Bunlar basit oyunlar. Bunlar artık geçmişte kaldı.’’

/ ZONGULDAK

04.06.2006


 

Genelkurmay: Operasyonu basından öğrendik

Genelkurmay Başkanlığından, Eryaman'daki bir eve düzenlenen çete operasyonuyla ilgili yapılan açıklamada, “Soruşturmaya ilişkin konulardan, basın organlarında yer alan haberler üzerine bilgi sahibi olunmuştur. Olayın içeriği hakkında askerî makamlara herhangi bir bilgi ve belge ulaşmadan olayla ilgili bilgilerin bütün detaylarıyla basın kuruluşlarına ulaşmış olması dikkat çekici bulunmuştur'' denildi.

Son günlerde basın-yayın organlarında geniş yer bulan ve bazı Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin de içinde yer aldığı belirtilen olaylarla ilgili açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’30 Mayıs 2006 günü geç saatlerde bazı Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince göz altına alınarak Terörle Mücadele Merkezine götürülmeleri ve sorgulanmaları ile başlayan soruşturmaya ilişkin konulardan, 31 Mayıs 2006 tarihli basın organlarında yer alan haberler üzerine bilgi sahibi olunmuştur. Olayın içeriği hakkında askeri makamlara herhangi bir bilgi ve belge ulaşmadan olayla ilgili bilgilerin bütün detaylarıyla basın kuruluşlarına ulaşmış olması dikkat çekici bulunmuştur. Basın/yayın organlarında yer alan bu bilgiler Genelkurmay Başkanlığınca ihbar kabul edilerek ilgili adli makamlarla temasa geçilmiş ve olaya adı karışan askeri personel hakkında Askeri Ceza Kanununun 131’inci maddesinde yer alan ‘askeri malzemeyi gizlemek ve zimmetine geçirmek’ suçundan Genelkurmay Askeri Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması üzerine Genelkurmay Askeri Mahkemesince adı geçen üç askeri personel tutuklanarak Askeri Ceza ve Tutukevine konulmuştur.’’

/ ANKARA

04.06.2006


 

‘YÖK’ün kararı ideolojik’

YÖK Genel Kurulu’nda alınan bir kararla, İlahiyat fakültelerinin öğretmen yetiştirme dönemine son verilmesine Adıyaman Eğitim-Bir-Sen Şubesi tepki gösterdi. Gaffari İzci YÖK’ün almış olduğu kararla toplam 10 İlahiyat fakültesinin bünyesinde bulunan İlköğretim Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği bölümlerinin bundan sonra eğitim fakültelerine bağlandığını söyledi.

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi Başkanı Gaffari İzci yaptığı basın açıklamasında, YÖK’ün almış olduğu kararla toplam 10 İlahiyat fakültesinin bünyesinde bulunan İlköğretim Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği bölümlerinin bundan sonra eğitim fakültelerine bağlandığını söyledi.

Daha önce 28 Şubat sürecinde alınan bir kararla İlahiyat fakülteleri bünyesinde Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği için ayrı bir bölüm açıldığını kaydeden İzci, “Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarına öğretmenlik hakkının verildiği bir ortamda, YÖK neden böyle bir karar alma gereği duymuştur anlam veremedik. Bu kararın bilimsel ve akademik gerekçeleri nelerdir, İlahiyat fakültelerinde ne gibi bir eksiklik ve başarısızlık tesbit edildi? Bu kararla neler telâfi edilecek? En son Adıyaman Üniversitesi’nin de içinde bulunduğu yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atanmaması da gösteriyor ki bu kararlar siyasî ve ideolojiktir. Hiçbir bilimsel ve demokratik açılımı yoktur. Milletimizin inancına ve değerlerine saygısızlıktır.” dedi.

“Güzel ülkemizi germeye, milletimiz ile devletimizin kurumlarını karşı karşıya getirmeye YÖK de dahil hiçbir kişi ve kurumun hakkı yoktur” diyen İzci, “Bu ve benzeri birçok sorunun çözümü halk iradesidir, yani seçimdir. Bütün yöneticiler; atanmışlar da dahil gücünü milletten almalı ve millete hesap vermelidir. Bu anlamda SHP’nin başlatmış olduğu ‘Cumhurbaşkanını halk seçmelidir’ düşüncesine destek veriyor, çözümün burada olduğuna inanıyoruz. TBMM’nin mutlaka kapsamlı bir anayasa değişikliği yaparak, milletimizin, ülkemizin ve devletimizin üzerinde yükseldiği temel dinamikleri hazmedememiş, milletle ve halk iradesiyle kavgalı YÖK gibi kurumları tasfiye etmesi, tüm Türkiye’nin olduğu gibi Eğitim-Bir-Sen’in de acil beklentisidir.” şeklinde konuştu.

/ ADIYAMAN

04.06.2006


 

Diyanet: Din hizmetlerini sorunların çaresi olarak sunuyoruz

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Türkiye’de din hizmetlerinin sorunun kaynağı değil, çaresi olarak sunmaya çalıştıklarını söyledi. Muş’ta düzenlenen bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katılacak Bardakoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, illerde düzenlenen toplantılarla, sorun ve eksikleri tesbit edip, çözdüklerini ifade etti.

Din görevlileri ile bir araya gelmeyi, onlarla görüşüp konuşmayı önemsediklerini anlatan Bardakoğlu, ‘’Başkanlığımızın hizmet anlayışını, sorunlarını, hedeflerini, projelerini arkadaşlarımızla paylaşmayı önemsiyoruz. Böylece ülkemizi birlik ve dirlik içinde yarınlara taşımaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.

Din hizmetinin birliğin ve huzurun kaynağı olduğuna dikkati çeken Bardakoğlu, şunları söyledi: ‘’Din hizmetleri iyi verilmezse bizzat sorun olmaya başlar. Din hizmetini Türkiye’de sorun kaynağı değil, sorunların çaresi olarak sunmaya çalışıyoruz. Bu gayret içindeyiz. Arkadaşlarımız müftülerimiz bu gayret içindeler. Valilerimizden, mülki amirlerimizden, devlet büyüklerimizden hep olumlu destek alıyoruz. En ücra köşedeki din görevlilerimizle bir araya gelmek için buradayız. Çünkü bu kılcal damarlar olmasa bizim Ankara’da düşündüklerimiz de hayata geçirilemez.’’

/ MUŞ

04.06.2006


 

Ağar: Metrekareye üç çete düşüyor

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, son günlerde ortaya çıkan olayları değerlendirirken, metrekareye üç çete düşer hale geldiğini, milletin bundan rahatsız olduğunu belirterek, “Bunların tümü demokrasi ve topluma karşı yapılmıştır” dedi.

Katıldığı bir televizyon programında Türkiye’de durumdan vazife çıkaranlar olduğunu söyleyen Ağar, “Herkes farklı hesap peşinde. Hiç kimse demokratik yolla iş başına gelmiş Hükümet’i farklı şekilde gönderme hesabı yapmasın” diye konuştu.

“Çete varsa ve bunlar yakalanamıyorsa, arkasındaki gerçekler su yüzüne çıkartılamıyorsa bunun sorumlusu hükümettir” diyen Türkiye’de yargı dışında bütün kurumların hükümetin emrinde olduğunu hatırlattı. Ağar, Başbakanın sürekli yakındığını, kendilerine karşı komplo kurulduğunu söylediğini ifade ederek bunların Başbakan’a yakışmadığını, milletin “ağlayan, mız mız hükümeti” hak etmediğini söyledi.

TÜRKİYE’NİN PROBLEMLERE TAHAMMÜLÜ YOK

DYP Lideri Ağar, şunları kaydetti:

“Belki bu işte çete tabir edilen oluşumlar filan bunlar hepsi hükümete cankurtaran simidi atıyorlar. Demokratik yoldan değişme aşamasına gelmiş, yolun sonuna gelmiş bir iktidarı millet bırakıp demokratik yoldan millet bu hesaplaşmayı yapacak. Sizin üstünüze ne vazife kardeşim çıkıyorsunuz ortaya, bu yollar Türkiye’de denendi bunun karşılığı Türkiye’de rejim problemleri oldu ve acı tatlı bir takım olaylar oldu. Türkiye’nin bir daha bunlara tahammülü yok. Bir yandan Avrupa Birliği süreci, bir yandan demokratikleşme, bir yanda hür dünya, bir yandan da Türkiye’de demokrasiye karşı bir takım görüntüler var gibi gözüküyor bunun kabul edilebilmesi mümkün değil.”

Erken seçim ihtimalinin yüzde 51 olduğunu ileri süren Ağar, “Hükümet bugün seçim kararı alsın piyasaların ateşi düşer” dedi.

CHP’nin ülkenin kurtuluşunu merkez sağda görmesinin Allah’ın bir lütfu olduğunu söyleyen Mehmet Ağar, “Türkiye’nin kurtuluşunun merkez sağda olduğunu ifade eden CHP’lilere ben şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Bu doğruyu geçte olsa gördüler” şeklinde konuştu.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI

ÖZGÜRLÜKLERLE İLGİLİ BİR SORUN

Ağar, parti olarak başörtüsünü sorulmadığı sürece konuşmadıklarını ifade ederek, başörtüsü sorununun üniversitedeki özgürlüklerle ilgili bir sorun olduğunun altını çizdi. Ağar, şöyle devam etti:

“Biz başörtüsü karşıtı olamayız. Demokrat Parti temel felsefesinin gereği inançlarımız bizim siyasî inançlarımız. Biz dedik ki bu mesele demokrasi temelinde üniversitelerdeki eğitim ve özgürlüğü bakımından haklar ve özgürlükler çerçevesinde çözülmelidir dedik. Bu konu ortaya atıldığında ama biz bunu siyasetin bir aracı haline getirmediğimiz için hiç bir yerde bize sorulmadıkça biz bu konuya girmedik… Bugün dünyadaki bütün üniversitelerde bu konuda bir özgürlük kısıtlaması yoktur Türkiye’nin dışında. Bunu görmek lâzım. Meseleyi üniversitelerdeki özgürlük çerçevesi içerisinde görüp siyasetin kullanım alanı dışına çıkardığınız vakit bu meselenin toplumda zaten bunun çözülmesine dair bir irade de var.”

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

04.06.2006


 

Uslu: TÜSİAD taleplerinin peşinde

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, ‘’TÜSİAD, Hükümete nasıl diz çökerteceğinin ve perde arkasındaki taleplerinin gerçekleşmesi derdinde’’ dedi.

Çelik-İş Sendikası Gebze Şubesinin, öğretmenevindeki kongresinde konuşan Salim Uslu, açlık ve yoksulluğun, ülkenin gerçek gündemi olması gerektiğini, ancak bazı sivil toplum örgütleri ile siyasi partilerin ‘’vuruşma kültürü’’ içinde bulunduğunu öne sürdü.

İhtiyaç duyulanın konuşma ve uzlaşma olması gerektiğini ifade eden Uslu, ‘’Olan bitenlerin bütünü görülmüyor. Daha çok polemik yapılıp aynı sorunlar tekrar tartışılıyor. Bugün yaşadığımız konular, duyduğumuz sözler daha önce de duyulup görülmüştür. Aynı film tekrar, tekrar izleniyor. Dünya farklı yöne giderken ülkemizde aynı şeylerin tekrarlanması artık acı ve gına vermeye başladı’’ diye konuştu. Türkiye’deki eğitim sistemi üzerine de değerlendirmede bulunan Uslu şunları söyledi:

‘’Eğitimin laik olduğu tartışılmaz ancak daha öncelikle tartışılması gereken konular vardır. Mevcut eğitim sisteminin insanları ne kadar istihdama yönlendirdiği, sanayinin ihtiyaçlarına ne kadar yanıt verdiği tartışılmalıdır. Eğitimde tartışılması gereken ayrıntı budur, ötesi fantazidir.’’

TÜSİAD’ın Hükümete yönelik açıklamalarını da hatırlatan Uslu, şu görüşleri dile getirdi: ‘’Son zamanlarda Hükümete yönelik eleştirilerde bulunan TÜSİAD, bu tutumu aslında hep sergiler. Kimi başkanlar da TÜSİAD’ın kayığına biner ama bir de bakmışlar ki, yolun ortasında kalmışlar. TÜSİAD, Hükümete nasıl diz çökerteceğinin, perde arkasındaki taleplerinin gerçekleşmesi derdinde.’’

/ GEBZE

04.06.2006


 

Kamu hastaneleri özerk hâle getirilecek

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hastahane işletmeciliğiyle ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, bu kapsamda kamu hastahanelerinin özerk hale getirilmesinin planlandığını söyledi.

Akdağ, Erzurum Polat Renaıssance Otel’de düzenlenen ve bugün sona erecek MÜSİAD Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, kamu hastahanelerinin özerk hale getirilmesi için yaptıkları çalışmayı Başbakanlık’a sunmak üzere olduklarını ifade etti. Özerk işletme haline getirilecek hastahanelerin yönetim kurulları olacağını kaydeden Akdağ, ‘’Sağlık Bakanlığı olarak biz ülkenin sağlık politikaları ve planlamalarını yapacağız. Bakanlığımız, sağlık hizmetlerinde genel kuralları koyan, rehberlik yapan, performans denetlemesi yapan ve sağlık hizmetlerinin verilmesi ve alınmasında hakem rolü üstlenen bakanlık durumuna gelecek’’ dedi.

Akdağ, özerk hastahane işletmeciliğinin çağdaş bir model olduğunu belirterek, bu planlamaların yakın bir zamanda gerçekleşeceğini kaydetti.

Sağlık alanında yaşanan sorunlara da değinen Bakan Akdağ, Türkiye’de hekim sayısının ve hastane binasının çok yetersiz olduğunu söyledi. Türkiye’nin hekim sayısı açısından Avrupa’da son sırada yer aldığını ifade eden Akdağ, ancak ülkede hekim fazlalığından söz edenlerin bulunduğuna dikkati çekti.

Yeni Asya / ERZURUM

04.06.2006


 

Diyarbakır’da tutuklu çocuk kalmadı

Diyarbakır’daki izinsiz gösterilere karıştığı iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 94 çocuğun tamamı tahliye oldu.

Alınan bilgilere göre, Diyarbakır’da 28-31 Mart tarihleri arasında meydana gelen olaylarda toplam 203 çocuk gözaltına alındı ve bunlardan 94’u tutuklandı. Tutuklanan çocuklardan 48’i avukatları tarafından bir üst mahkemeye yapılan itirazlar sonucu serbest bırakılırken, tutuklu kalan 46 sanık çocuk da Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamalarının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Böylece olaylarla ilgili açılan dâvâlarda tutuklu çocuk sanık kalmadı.

/ DİYARBAKIR

04.06.2006


 

Danıştay saldırganı açlık grevini bozdu

Numune Eğitim ve Araştırma Hastahanesi’ne kaldırılan, Danıştay’a düzenlenen silâhlı saldırının faili Alparslan Arslan’ın yemek yemeye başladığı bildirildi.

Sincan F Tipi Cezaevi’ne konulan ve yemek yemeyi reddettiği için sağlık durumu bozularak önceki gün hastahaneye kaldırılan Arslan’ın, mahkûm koğuşunda tedavisinin devam ettiği belirtildi. Cezaevindeyken yemek yemeyi reddeden Arslan’ın, hastahanede yemek yemeye başladığı öğrenildi.

/ ANKARA

04.06.2006


 

Ecevit’in hayatî tehlikesi sürüyor

Eski Başbakan Bülent Ecevit’in koma durumunun devam ettiği, hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi.

GATA’dan Ecevit’in sağlık durumuyla ilgili yapılan açıklamada, “Sayın Bülent Ecevit’in sağlık durumu 01.06.2006 saat 10.30 itibarı le yapılan açıklamada olduğu gibi devam etmektedir’’ denildi. 1 Haziranda GATA’dan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verilmişti:

“Sayın Ecevit’in, 01 Haziran 2006 saat 09.00 itibariyle yapılan değerlendirmeleri sonucunda, bilinci kapalı, spontan solunumu olmasına karşın mekanik ventilatörle, trakeostomi (soluk borusuna yerleştirilen tüp) yoluyla desteklenmekte, spontan göz kırpma ve yutkunma hareketleri gözlenmekte, ağrılı uyaranlarla sol tarafında daha belirgin olmak üzere hareket olmakta, ancak ağrı lokalizasyonu izlenmemektedir. Bu bulgular, sayın Ecevit’in beyin sapı fonksiyonlarının bütünlüğünün korunduğunu, ancak kortikal (tanıma, bilinçlilik) fonksiyonlarının henüz geri dönmediğini düşündürmektedir. Sayın Ecevit, burun yoluyla midesine yerleştirilen bir tüp yoluyla beslenmektedir. Kan basıncı, ateşi, nabız hızı, akciğer, karaciğer ve böbrek fonksiyonları normal seyretmektedir. Halen sayın Bülent Ecevit’in koma durumu devam etmekte olup hayatî tehlikesi sürmektedir.’’

/ ANKARA

04.06.2006


 

AKP’li Topaloğlu: Çete olaylarından endişelenmiyorum

TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi AKP Ankara Milletvekili Doğan Topaloğlu, Danıştay saldırısı sonrasında yaşanan tartışmalara değinerek “Demokraside daha alacağımız epey mesafe var. O mesafeyi aldığımız zaman bu olayları bertaraf edeceğiz. O yüzden çıkan bu çete olaylarından endişelenmiyorum” dedi.

Beypazarı’nda her yıl geleneksel olarak düzenlenen festivale katılan AKP’li milletvekilleri ‘’Danıştay’a yönelik saldırı’’ olayını değerlendirdi. Ankara millevkili Topaloğlu, Türkiye’de ruh hastaları dışında Cumhuriyeti benimsemeyen kimse kalmadığını belirterek “Ama demokraside daha alacağımız epey mesafe var. O mesafeyi aldığımız zaman bu olayları bertaraf edeceğiz. Ortam daha uygun hale gelecektir. O yüzden çıkan bu çete olaylarından endişelenmiyorum. Gelişmiş ülkelerde demokrasi nasıl rayına oturduysa bizde de oturacaktır. Ben demokrasinin iyiye gittiğini görüyorum. Bu tip örgütler oluştuğuna göre demek ki onların istediği ortam yavaş yavaş ortadan kalkıyor, demokrasi taşları yerine oturuyor. Bu çetelerin ortaya çıkmasını iyiyi yorumluyorum bu yüzden endişeli değilim’’ diye konuştu.

AKP Ankara Milletvekili Haluk İpek ise, Türkiye’de son yedi ayda beş çetenin ortaya çıkmasının ve Danışta’ya yönelik saldırıların tamamının hem hükümete hem de demokrasiye yönelik yapıldığını söyledi. Haluk İpek, ‘’Yapılan bu saldırıların tamamı hem hükümete hemde demokrasiye yönelik yapılan saldırılardır. Ama Türkiye kurumlarıyla görevinin başındadır. Her birim üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Hukuk devletinin kuralları işliyor. Şu anda bir çok çete yakalanıp yargıya teslim ediliyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

04.06.2006


 

Okullardaki şiddete kamera tedbiri

Erzurum’da, Atatürk Anadolu Teknik Lisesinde kurulan kamera sisteminin öğrencilerin disiplinsiz davranışları karşısında caydırıcı olduğu bildirildi.

Okul Müdürü Fikret Umudum, okulda velilerinin isteği üzerine öğrencilerin davranışlarını kontrol altına alma amacıyla bir ay önce kamera sistemi kurduklarını, bu sistem sayesinde okula huzur geldiğini söyledi.

Kamera sisteminin kurulduğu ilk günlerde disiplinsiz hareketlerde bulunan öğrencilere, kayıt yapılan CD’lerden görüntüleri izlettiklerini anlatan Umudum, şunları kaydetti: ‘’Tasvip edilmeyen davranışları sergileyen öğrencilerin görüntülerini arkadaşları da izleyebiliyor. Bu nedenle öğrenciler kendisini sürekli kontrol etme durumunda hissediyor. Öğrenci velilerinin talebiyle kurduğumuz kamera sistemi, öğrencilerin disiplinsiz davranışları karşısında caydırıcı oldu ve okulumuza huzur geldi.’’

/ ERZURUM

04.06.2006


 

Mersin’de patlama: 13 yaralı

Mersin’de, bir büfe önüne konulan el bombasının patlaması sonucu meydana gelen patlamada, 13 kişi yaralandı. Polis ekiplerinin olay yerinde yaptığı incelemelerde, bombanın cep telefonu düzenekli el bombası olduğu belirlendi.

Edinilen bilgiye göre, Atatürk Caddesi’ndeki Toros Büfe adlı iş yerinin önünde, dondurma konulan buzdolabının bulunduğu yerde, patlama meydana geldi. Patlamada Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir bayan polis memurunun yanı sıra 12 kişi yarlandı. Çevredeki hastanalerde tedavi altına alınan yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu belirtildi.

Polis ekiplerinin olay yerinde yaptığı incelemelerde, bombanın cep telefonu düzenekli el bombası olduğu belirlendi.

Öte yandan Mersin’de Pazartesi günü de yine şehrin en işlek yerlerinden olan ve en son patlamanın gerçekleştiği yere çok yakın bir yerde çöp konteynırına konan bomba patlamıştı. Olayda ölen ya da yaralanan olmamıştı. Bu bombanın da cep telefonu düzenekli bir bomba olduğu belirlenmişti.

/ MERSİN

04.06.2006


 

Taraklı’da 50 hektar çamlık alan yandı

Sakarya’nın Taraklı ilçesinde çıkan orman yangınında 50 hektarlık çamlık alan zarar gördü.

Sakarya Orman Bölge Müdürü Hasan Yıldız, yaptığı açıklamada, Hacı Yakup köyü Bozcağız mevkiinde önceki gün akşam saatlerinde elektrik hatlarında oluşan kıvılcımlardan başlayan orman yangınının, dün saat 06.30’da tamamen kontrol altına alındığını belirtti. Yangın bölgesinde soğutma çalışmalarının sürdürüldüğünü bildiren Yıldız, yangında 50 hektarlık çamlık alanın zarar gördüğünü kaydetti.

/ SAKARYA

04.06.2006


 

Kentsel Dönüşüm Yasası Başbakanlıkta

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı’nı başbakanlığa yolladıklarını bildirdi.

Bazı incelemelerde bulunmak üzere Kahramanmaraş’ta bulunan Bakan Özak, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Özak, “Türkiye depremle ilgili yeterli tedbirler alıyor mu?’’ sorusuna karşılık, “Deprem sonrasına şu anda Türkiye hazır. Ama, önemli olan deprem olmadan önce önlem alma konusunda ne yapılabilir. Bu konuda İstanbul valiliğimizin, belediyemizin çok önemli çalışmaları var’’ dedi.

AB’den sağlanan kredilerle özellikle hastane, okul, adalet sarayı gibi resmî yapıların güçlendirilmesi çalışmalarının yapıldığını belirten Özak, “Bakanlık olarak bir güçlendirme yönetmenliğimiz yoktu. Bunu çıkardık. Şimdi Kentsel Dönüşüm Yasası’nı Başbakanlığa yolladık" diye konuştu.

/ KAHRAMANMARAŞ

04.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004