"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Leyle-i Kadr’i yüz bin el ile aramak

Risale-i Nur'dan
28 Mart 2024, Perşembe 00:05
RİSALE-İ NUR’UN KAZANDIRDIĞI İKİ NETİCE

Evet, Risale-i Nur’un bu dehşetli zamandaki kazandırdığı iki netice-i muhakkakası her şeyin fevkindedir; başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor.

• Birinci neticesi: Sadâkat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.

• İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle her bir hakikî sadık şakirdi, binler diller ile, kalpler ile dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisan ile tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i Leyle-i Kadir gibi kudsî ve ulvî hakikatleri yüz bin el ile aramaktır.

İşte bu gibi netice içindir ki Risale-i Nur Şakirdleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamına tercih eder, keşif ve kerâmâtı aramaz ve ahiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlâhiye olan muvaffakıyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstehak oldukları şan ü şeref ve ezvâk ve inayetlere mazhar etmek gibi kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, “Vazifemiz hizmettir; o yeter” derler.

Ve sâniyen: Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı Şerifin mecmuunda gizlenen hakikat-i Leyle-i Kadri kazanmak için Risale-i Nur Şakirdlerinin şirket-i maneviye-i uhreviyeleri muktezasınca her biri, mütekellim-i maalgayr sigası olan “Ecirnâ” [Bizi koru], “İrhamnâ” [Bize merhamet et], “Vağfirlenâ” [Bize mağfiret eyle] gibi tabiratta, “Biz” dedikleri vakit Risale-i Nur’un sadık şakirdlerini niyet etmek gerektir; tâ her bir şakird umumun namına münâcât edip çalışsın. Ve bu bîçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum.

Kastamonu Lahikası, 160. mektup, s. 273

LÛ­GAT­ÇE:

ezvâk: zevkler.

fevkinde: üstünde.

hakikat-i Leyle-i Kadir: Kadir Gecesinin hakikati, mahiyeti.

inayet: ihsan, lütuf.

mütekellim-i maalgayr: birinci çoğul şahıs, biz.

netice-i muhakkaka: kesin netice, sonuç.

şakird: talebe.

şirket-i maneviye-i uhreviye: ahirete ait amellerde manevî ortaklık, birbirinin sevabından hissedar olmak.

takarrur: yerleşme, kararlı hale gelme.

velâyet: velilik.

Okunma Sayısı: 1537
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    28.3.2024 10:02:49

    " Birinci neticesi: Sadâkat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var. • İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle her bir hakikî sadık şakirdi, binler diller ile, kalpler ile dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisan ile tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i Leyle-i Kadir gibi kudsî ve ulvî hakikatleri yüz bin el ile aramaktır." Özetlenen şu iki neticenin kıymeti ortadadır. Gayret etmemiz gerekmez mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı