Galatasaray'da kısa süre başkanlık yapan ünlü ceza hukuku profesörü Duygun Yarsuvat, federasyon başkanlığına adaylığını düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı.
Taksim'de Ceylan Otel'de düzenlediği basın toplantısında kendine göre sistemin yanlışlarını sıralayan ve buna rağmen mevcut yönetimi seçeceklere ilginç sitemlerde bulunan Duygun Yarsuvat, eleştiride bulunarak, devletin futbolu finanse etmesinden rahatsızlığını dile getirdi. Galatasaray Kulübü Eski Başkanı Yarsuvat, bu düzenden rahatsız olmayanların bu mevcut federasyonla devam etmesi gerektiğini, futbolun siyasallaşmadan, bağımsız ve icazetsiz demokratik bir şekilde yönetilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun özerk olması gerektiğini söyleyen Yarsuvat, 25 Haziran’da Ankara'da yapılacak olan TFF seçimli genel kurul toplantısında başkanlık için yarışmak istediğini belirterek, Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına aday olduğunu resmen açıkladı. Birlikte çalışacağı arkadaşlarını ve projelerini anlatan Yarsuvat, "Devletin futbolu finanse etmesi sizi rahatsız etmiyorsa, bazı belediye kulüpleri hızla siyasallaşıyor ise bu federasyonla devam edin. Buna karşın federasyonun özerk olmasını istiyor, icazetsiz, siyasetsiz, bağımsız ve demokratik, özgür ve özerk bir futbol anlayışının egemen olmasını istiyorsanız gelin beraber olalım." dedi.
Yönetim listesinde tek Galatasaraylının kendisi olduğunu söyleyen Duygun Yarsuvat’ın listesinde şu isimler yer alıyor:
Uğur Dündar (Fenerbahçe Kulübü Eski Yöneticisi), Birgün Sönmez (Profesör doktor), İsmail Uyanık (Samsunspor Kulübü Eski Başkanı), Önder Öztürel (Avukat), Osman Kolsuz (Ankara Futbol Adamları Derneği Başkanı), Hasan Hakkı Yılmaz (Fenerbahçe Kulübü Eski Ceo’su), İlkan Koyuncu (Avukat), Onur Belge (TSYD eski başkanı, gazeteci), Deniz Tolga Aytöre (Fenerbahçe Kulübü Eski Yöneticisi).
"DEMOKRATİK OLGULARIN YERLEŞMESİNİ İSTİYORUZ, SADECE FUTBOLU DÜŞÜNÜYORUZ"
Duygun Yarsuvat, neden bu işe soyunduğu hakkında bilgi verirken, ekibiyle müşterek hareket ettiğini, genelde aynı görüşü paylaştıklarını belirterek, "Demokratik olguların yerleşmesini istiyoruz. Sadece futbolu düşünüyoruz.'' dedi.
Barışın, demokrasinin ve sevginin kazanması için aday olduğunu belirten Yarsuvat, "Eğer futbol sadece bir oyun değilse ne şekilde kazanıldığının önemi yoksa kulüpler arasında atılan nefret tohumlarının bana dokunmadıkça bin yaşasın diyebiliyorsanız bu çiftlikte yaşamaya devam edebilirsiniz.'' diyerek, açıklamalarına şöyle devam etti:
''Futbol hepimizin sevdiği çok güzel bir oyun ise rakip takım taraftarı düşmanınız değilse sevgi ve barışı getirmiş olursunuz. Endüstriyel futbol ifadesini kullananlar, futbolu fazla görüp sadece endüstri istiyorsa topu santraya dikip başlama vuruşu yapmak yerine sahanın içinde bacalar tütüyorsa artan gelirlerin borçların nasıl arttırıldığından haberi yoksa, Türk futbol şirketleri iflas halinde dahi şirketleşme istiyorsa, dernekler kanununa aykırı olsun ama benim olsun diyorsanız, Kulüpler Birliği A.Ş'ye taraftar olunuz.''
''BU DÜZEN ARTIK DEĞİŞMELİ''
Duygun Yarsuvat, bu düzenin artık değişmesi gerektiğine de vurgu yaptığı açıklamasında, "Eğer seçim yönetmek için bir araç değil amaç ise 15 güne sığan seçim süreci adalet duygusunu incitmiyor ise seçimden önce çeşitli gruplar tarafından yapılan açıklamalar sizleri rahatsız etmiyorsa, delege listesinin açıklanmasından sonra 1 gün içinde adayları açıklamak zorunda bırakyorsanız bu bir seçim değildir, tayindir.'' diyerek, şu ifadeleri kullandı:
''Hukuka uygun demokratik bir yapının derhal kurulmasını istiyorsanız, hukuka aykırı tüm uygulamalar futbol havzasından silinmelidir. Demokrasiden korkmuyorsanız seçim yapmanız icap eder. Milli takım taraftarına ihtiyaç duymuyorsanız, milli maçın bir dizi kadar izlenmemesi sizi rahatsız etmiyorsa, milli maçlarda statları doldurmak için çaba göstermek sizi yormuyorsa, futbolcuların milli takım çatısı altında ıslıklanmaları, hatta maça çıkmamaları sizi rahatsız etmiyorsa, Avrupa'da yetişen Türk sporcuları toplamaya çalışıyorsanız, FIFA Dünya Sıralaması'nda 57. sırada bulunmakla övünüyorsanız bu şekilde devam edebilirsiniz. Herkesi ay yıldız altında bir bütün olarak görmek istiyorsanız derhal görüşünüzü değiştirmeniz gerekmektedir.''
Havuz sistemi ve yayın ihalesiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Duygun Yarsuvat, "'Kulüpleri temsilen girilen naklen yayın ihalelerinde gerçek değerinin çok üstünde satmak bazı kişilere gurur veriyor ise buna karşın taraftar kendi takımının gollerini göremiyor ise programlar magazin programları haline dönüşmüşse lütfen koltuğunuzda uyumayın, yatağınıza yatın. Bu kapitalizme bağlılık sizi rahatsız ediyorsa, taraftar olarak en azından takımınızın gollerini görebilmek istiyorsanız lütfen yer değiştiriniz.'' diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
''600 milyon euroluk bütçesi bulunan kulüplerle mücadele edebilmek için alt yapıların kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. En çok bağıran her zaman haklıysa büyük balık, küçük balığı yer ise bazen gözlerinizi kapatmak en iyi hal çaresi ise spor yargı mensubu olmak bir yeterlilik değil de seçim jestiyse bu çark aynı şekilde dönmeye devam etmelidir. Ancak adalet güçlünün yanında değil haklının yanındaysa, mesele iyi ve ya kötü olmak değil adil olmak ise spor mahkemeleri önünde kulüplerin bütçesinin bir önemi yok ise bu mekanizmaya artık çomak sokulmalıdır.''
Arkadaşlarının ve kendisinin futbolda bir kez barışın, seviginin kazanması için, bu temiz oyunda berabere kalınması için, sadece futbol için topu taca atmayarak futbolun isyanına kulak verilmesini istediklerini de belirten Yarsuvat, "Dolayısıyla ben ve arkadaşlarım bu noktalar üzerinde çalışacağımızı belirtmek istiyorum.'' diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
''Statüye göre aday listesi açıklandıktan bir gün sonra başkanlık adaylığının açıklanması gerekir. Bu seçim değil tayin meselesidir. Kamuoyununda bunun yanlış olduğunu söylemek için burada bulunuyoruz. İmza topladık ama 60'a yaklaşmadı. Yeterli ve iyi bir kadromuz var. En yaşlısı benim. Beni tanımayanlar bu iddiaları ortaya atmış. Benim çekilmem söz konusu değil. Geçen hafta içinde bir telefon aldım ve 'beraber olur muyuz?' dediler. Ben de 'arkadaşlarım var, kimseyi yüz üstü bırakmam' dedim.''