Bu konuda ki soru işaretlerini akla, mantığa, kalbe ve vicdana en uygun şekilde gideren Risale-i Nur eserleridir. “İman Hizmeti” Risale-i Nur’daki konuyla ilgili bölümlerin şerhi niteliğinde bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın içinde yer verilen araştırmalar, Bediüzzaman Said Nursî’nin “Küfrün beli kırıldı” sözünü doğrulayan rakamlar ortaya koyuyor. Araştırmalar aynı zamanda iman hizmetinin artarak devam etmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. “Ateistim, birden fazla tanrıya inanıyorum, dinî inançlarımdan emin değilim” gibi ifadeler kullananların sayısı azımsanacak gibi değil. Bu anlamda bu ifadeleri kullananların neyi kastettiklerini ve hangi saiklerle böyle dediklerini çok iyi tesbit etmek, nasıl bir manevî boşluğun onları bu noktaya getirdiğini enine boyuna irdelemek ve sonra da bu boşluğu doldurmak için bir iman eğitimi seferberliği başlatmak en önemli ve öncelikli görev olma özelliğini koruyor.

Kâzım Güleçyüz’ün İman Hizmeti kitabı, bu anlamda yönlendirici bir rol üstleniyor. Said Nursî’ye gelip “Bize Rabbimizi tanıt, hocalarımız Allah’tan bahsetmiyor” diyen liseli öğrencilerin bu isteği, 100 yıl önceki ihtiyacın bile derecesini açık bir şekilde gösteriyor. Günümüzde ise iman hizmetine ihtiyaç gün geçtikçe artıyor.  Risale-i Nur Külliyatı’ndaki ilgili bahislerin insanlara ulaştırılmasına dayalı imanî hizmetlere hâlâ çok ihtiyaç var. Ve kıyamete kadar da olmaya devam edecek. Çünkü fâni hayatları bâkiye dönüştürme hizmetinin önemi hiçbir zaman bitmeyecek.

Fotoğraf: ZEHRA ÖRNEK BEŞİROĞLU