"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sünnet-i Seniyye'yi tasdik etti: ''Az az, sık sık yemek'' efsanesi çöktü

07 Mart 2016, Pazartesi 16:01
Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, yaratılış ağacının en güzel meyvesi olarak san'at ve hikmetle tasarlanan insanın yaratılışındaki harikalara dikkat çekerek "İnsan organizması kendini tamir ve tedavi etmek konusunda büyük bir yeteneğe sahiptir" diyen Prof. Yörükoğlu, oruç mucizesini ve diyetlerin tehlikesini anlattı.

İşte Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu'nun Karar Gazetesi'nden Ersin Karaca'ya verdiği röportaj:

30 günde 10 yıl gençleşmek nasıl mümkün olabilir? Programınızın sırrı nedir, temeli neye dayanıyor?

Gençleşmek derken bizi yaşlandıran risk faktörlerinin giderilmesini kast ediyorum. Yıllar içinde kötü beslenme, hareket eksikliği ve bazı kötü alışkanlıklar bedenimize ve daha önemlisi hücrelerimize büyük zararlar veriyor. İlk zamanlar fark edemediğimiz bu zararlar ileride karşımıza obezite, insülin direnci, şeker hastalığı ve kalp-damar hastalıkları olarak çıkıyor. Günümüzde insanların büyük çoğunluğunda, kilolu olmasalar dahi karaciğer yağlanması ve insülin direnci (Gizli Şeker Hastalığı) var. Metabolizmamızın bozukluğuna işaret eden bu durum erken ve hızlı yaşlanmanın en önemli nedenlerinden biri. Programın temelinde, her şeyden önce bozulan metabolizmamızı normale çevirmek geliyor. Bunun için 4 unsur çok önemli; doğal ve içgüdüsel beslenmek, suni ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, aralıklı oruç ve düzenli hareket. Metabolizma normale dönünce bedenimizde yenilenme faaliyeti başlıyor. Kilo vermek ise bu programın amacı değil ama doğal bir sonucu.

BİR AYDA 9 KİLO VERDİM

Kitaplaştırdığınız yöntemi siz bizzat uygulamışsınız. O 30 gündeneler değişti hayatınızda, biraz anlatır mısınız?

Hekim olmama rağmen her şeyden önce insanım ve benim de zaaflarım var. Programa başlamadan önce sağlığımı ihmal etmiş ve bir hayli kilo almıştım. Programı uyguladıktan sonra 30 günün sonunda 9 kilo verdim, vücut kitle indeksim azaldı, kas kitlem arttı, kan şekerim 24 puan düştü, tansiyonum kontrol altına girdi.

Nedir orucu bu kadar mucizevi kılan şey?

Başta İslam olmak üzere tüm dinlerde oruç geleneği vardır ve hep orucun faydalarından bahsedilir. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar orucun sandığımızın çok ötesinde faydalarını anlamamızı sağladı. Orucun yağ yakımından insülin direncini kırmaya kadar sayısız faydası var.

Nasıl oruç tutacağız?

Benim programımda akşam saat 8'den sonra bir şey yenilmiyor, sabah kahvaltısı edilmiyor ve ilk öğün öğlen 12'de yeniyor. Böylece toplam 16 saat kalori alınmamış (aralıklı oruç) oluyor. Bu süre içinde su ve şekersiz çay-kahve içilebiliyor.

KOCA BİR YALAN

En sık yapılan beslenme hataları nelerdir?

Son yılların en büyük beslenme hatası "az az sık sık yiyin" yalanıdır. Az yediğiniz zaman ne karnınız doyar ne de gözünüz, sonra da oturur bir sonraki ara öğünü düşünmeye başlarsınız, bu da insanda tatminsizlik ve psikolojik strese neden olur. Bu uygulamanın ikinci ve en önemli zararı, ne kadar az da yense kana sürekli olarak insülin hormonunun pompalanıyor olmasıdır ki bu da şeker hastalığına neden olan "insülin direncinin" en önemli nedenidir. Doğrusu, sofradan patlayana kadar değil ama doyarak kalkmak ve öğün aralarında hiçbir şey yememektir.

BİR DİYET İŞE YARASAYDI...

Genç, yaşlı herkesin derdi kilo vermek. Birçok diyet yöntemi moda oluyor. Bunlar arasında hangisine güveneceğiz?

Son yıllarda beslenme konusunda korkunç bir bilgi kirliliği var. Tıp fakültelerinde öğrencilere beslenme konusunda neredeyse hiç ders verilmemesi hekimlerin bu konuda çok yetersiz kalmalarına neden oldu. Hekimlerin beslenme konusunda yetersiz oldukları kadar insan fizyoloji ve fizyopatolojisi konusunda yetersiz olan diyetisyenler meydanı boş bularak obezite ve ilgili hastalıkları tedavi etmeye soyundu. Sonuç tam bir rezalet. Son 30 yılda obezite, şeker hastalığı ve kalp-damar hastalıklarında 3 kat artış oldu. Son 20 yılda en az 200 zayıflama diyeti kitabı yazılmıştır. Bu diyetlerden biri dahi işe yarasaydı diğerlerinin yazılmasına gerek olmazdı. Gerçek şu ki kalori kısıtlamasına dayanan hiçbir diyet başarılı olamaz. Zayıflama diyeti ile iradeniz oranında 3-5, hatta 10-15 kilo verebilirsiniz ama bu verilen kilolar genellikle fazlasıyla geri alınır. Üstelik bu zayıflama diyetleri faydasız olmanın ötesinde düpedüz zararlıdır.

Ne gibi zararları var?

Bütün zayıflama diyetleri kalori kısıtlaması esasına dayanır, yani harcadığınızdan daha az kalori almaya. Bu sanıldığı kadar kolay bir iş değildir, çelik gibi irade ister ve sürdürülebilir bir durum değildir. Sürekli diyet halinde olmak beyinde bir "kronik açlık" algısı yaratır ki bu normal değildir. Zayıflama diyetleri yerine, hayatımızdan işlenmiş gıdaları çıkarır, şeker ve tatlıları azaltırsak metabolizma süratle normalleşir ve kilo sorunu kendiliğinden hallolur. Benim hazırladığım program kronik açlığa neden olmuyor. Aç kalmak sayılırsa sadece 4 saat aç kalınıyor ve sonrasında bazı yasaklar hariç istenildiği gibi yeniliyor.

Kalori hesabı gibi saçmalıklar da yok. Önemle belirtmek isterim ki, düzenli spor veya hareket olmadan sağlıklı kilo verilemez.

ZAYIFLAMA DİYETLERİNİN ZARARLARI

- Yetersiz ve dengesiz beslenmeye neden olur.

- Yetersiz kalori almaktan kaynaklanan "kronik açlık" durumunda metabolizma yavaşlar.

- Kronik açlık durumu kas kaybına neden olur. Kas kaybı metabolizmanın daha da yavaşlamasına neden olur.

- Yetersiz kalori almaktan kaynaklanan kronik açlık durumu diyeti gevşettiğiniz anda sonradan alınan kalorilerin yağ olarak depolanmasına neden olur.

- Spor yapılmaksızın sadece diyet ile kilo verilmesi durumunda ciltte ve dokularda "pörsüme" olur. Kişilerde psikolojik baskı ve strese neden olur.

ORUCUN MUCİZE FAYDALARI

- Yağları yakar. Kan şekeri ve insülin düzeylerini düşürür. Yaşlanmaya neden olan hormonu azaltır.

- Hücre içi tamirat ve yenilenmeyi başlatır.

- Orucun 12. saatinden itibaren hücrelerin 'çöpçüleri' (lizozomlar) hücre içindeki eskimiş ve yapıları bozulmuş proteinleri yemeye başlar ve geri dönüştürür.

Orucun önemi nedir ve Ramazan orucunun hikmetleri nelerdir?

Konuyla ilgili olarak Yeni Asya İlahiyatçı Yazarı Süleyman Kösmene'nin Risale-i Nur'daki hakikatleri şerh ve izah ederek kaleme aldığı önemli yazıyı istifadenize sunuyoruz:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/ramazan-orucunun-hikmetleri-nelerdir_388629

''Yiyin, için, fakat israf etmeyin.''

Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi, Kur'an-ı Hakim'in hakikatli ve nurlu bir tefsiri olan Risale-i Nur'da konuyla ilgili olarak ve daha kapsamlı konuları içine lacak şekilde kaleme aldığı İktisat Risalesi'nde önemli hatırlatmalar yapmaktadır.

''Yiyin, için, fakat israf etmeyin.'' ayet-i kerimesinin tıp noktasında tefsiriyle ilgili olarak İbni Sina'nın sözüne yer veren Bediüzzaman iktisat ve kanaati tavsiye etmektedir.

19. Lem'a'da yer alan ilgili bölüm şu şekilde:

'' (...) İslâm hükemasının Eflâtun’u ve hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı, dâhî-i meşhur Ebu Ali İbni Sina, yalnız tıp noktasında, ''Yiyin, için, fakat israf etmeyin.'' (A’raf Suresi: 31.) ayetini şöyle tefsir etmiş.Demiş:

 “İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hâl, taam taam üstüne yemektir.” Haşiye

Haşiye: Yani, vücuda en muzır, dört beş saat fasıla vermeden yemek yemek, veyahut telezzüz için mütenevvi yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktır.''

Risale-i Nur Külliyatı'ndan Lem'alar isimli eserden On Dokuzuncu Lem’a olan İktisat Risalesi'nin tamamını okumak için tıklayınız: 

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/lemalar/#352

Güzel bir Sünnet-i Seniyye: Öğle uykusu tansiyona iyi geliyor!

Yunanistan’ın başkenti Atina’da, Asklepieion Voula Genel Hastanesi’nde yapılan araştırma; Peygamber Efendimizin -Aleyhissalatu Vesselam- Sünnet-i Seniyye'sinin ne derece önemli olduğunun ve Sünnet-i Seniyye'ye sıkıca tutunmanın, hayatımızı Sünnet-i Seniyye'ye göre şekillendirmenin, her iki dünyamızın sıhhat, selameti ve kalitesi açısından ne kadar nurlu sevaplı bir vazife olduğunun binler örneğinden sadece birtanesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Konuyla ilgili haberin tamamını okumak için tıklayınız;

http://www.yeniasya.com.tr/aile-saglik/guzel-bir-sunnet-i-seniyye-ogle-uykusu-tansiyona-iyi-geliyor_355029

Risale-i Nur Külliyatı'ndan Lem'alar isimli eserden On Birinci Lem'a olan ve Sünnet-i Seniyye'nin mahiyeti ve önemi hakkındaki hakikatleri ihtiva eden risaleyi okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/lemalar/#172

Okunma Sayısı: 11507
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zehra

    8.3.2016 00:39:04

    Kismen doğru bi yaklaşım olsa da buyuk yanlislar iceriyor. Insanlarin dini hassasiyetlerini kullanarak populer olmak isteyen bir sağlik mensubu olarak goruyorum kendilerini. Daha once cok yapildi ve buyuk zararlari oldi. Umarim diyabetliler bu onerileri dikkate almaz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı