Yurt Haber |
İş bulurlarsa köylerinde kalacaklar |
FIrat Üniversitesi İnsanî ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Sevim, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde köye geri dönüşlerin başlamasıyla konut, güvenlik, altyapı, su, ulaşım gibi problemlerin önemli ölçüde çözümlendiğini, eğitim, sağlık ve işsizlik sorunlarının da giderilmesiyle köylerde kış aylarında kalanların sayısında artış olabileceğini bildirdi. Terörden kaynaklanan sebeplerle bu bölgelerden göç etmek zorunda kalan aileler ile ilgili yapılan araştırmaları içeren çalışmasıyla ilgili açıklamada bulunan Sevim, İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 2006 yılı itibariyle Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Muş, Şırnak, Siirt, Tunceli ve Van’da toplam 358 bin 335 kişinin köylerinden ayrıldığını, bunların 137 bin 636’sının geri döndüğünü ifade etti. Sevim, terör olaylarının büyük ölçüde kontrol altına alınması ve geri dönüşlerin sağlanmasının, geçim problemlerinin çözümlenmesi, köylerdeki tabiî kaynakların yeniden işlenebilmesi, bölge şehirlerinde yaşanan düzensiz şehirleşme sorununun çözümlenmesine ve toplumda barışın, istikrarın sağlanmasına büyük katkı sağladığını kaydetti.
EĞİTİM, SAĞLIK VE İŞSİZLİK SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR Geri dönüşlerin başlamasıyla birlikte konut, güvenlik, altyapı, su, ulaşım gibi problemlerin önemli ölçüde çözümlendiğini, eğitim, sağlık ve işsizlik sorunlarının çözüm beklediğini anlatan Sevim, bu sorunların da giderilmesiyle köylerde kış aylarında kalanların sayısında artış olabileceğini vurguladı. Sevim, bölgenin ekonomik olarak gelişimini sağlamak için hayvancılık ve tarımın teşvik edilmesi, seracılık, arıcılık gibi köylünün geçimini sağlayabilecek alternatif geçim kaynaklarının çoğaltılması gerektiğini de belirterek, şöyle dedi: ‘’Özellikle kadınların ve çocukların yaygın ve örgün eğitime ulaşabilmeleri sağlanmalı. Sosyal yardım projeleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Terör dolayısıyla göç edenlerin en önemli sorunu güvenli bir ortamın sağlanmış olmasıdır. Konut sorunu da büyük ölçüde çözülmüştür. Artık önemli olan bu kişileri köylerinde kalıcı kılabilecek alternatifler üretmektir. Yapılan araştırmalarda geri dönüşten memnun olmayanların oranı sadece yüzde 18’dir. Geriye dönüşün önündeki en önemli engel, dönülecek yerleşim yerindeki iş imkânlarının kısıtlı olmasıdır. Köy halkına krediler verilip, küçük çaplı da olsa iş kurabilmelerine yardımcı olunabilir. İşsizlik ülkemiz için olduğu kadar geri dönüş yapılan köyler için de başlıca bir sorundur. Bu amaçla bu kişilere yönelik istihdam arttırıcı ve toplumsal hayata uyumu kolaylaştırıcı projeler geliştirilmelidir. Yeniden yerleşime açılan köylerle ilgili çalışmalara da ihtiyaç vardır.’’ |
23.05.2010 |
OTOPSİ VE ANALİZ NİYE YAPTIRILMADI? |
İşçilerin ölümünün ve olayın sebebinin anlaşılabilmesi, “Yanık izi var mı? Karbonmonoksit zehirlenmesi mi oldu? Olduysa hangi saatler arasında oldu?” gibi soruların cevabının verilmesi için gerekli olan bilirkişi analizi ve otopsi niye yaptırılmadı? TAŞERON FİRMADA YETERLİLİK VAR MI? İşçilerde gaz maskesi olmadığı, çalışma ortamındaki grizunun yüksekliği önceden tespit edildiği halde tedbir alınmadığı ve havalandırma sisteminde arızaların belirlendiği iddiaları doğru mu? Ocağı işletmek için ihaleye giren ve kazanan firmada yeterlilik var mıydı? GÜVENLİK TEDBİRLERİ NE DURUMDA? Ocaklarda gerekli teknolojiyi uygulama, daha fazla kuyu açma, giriş çıkış noktalarını arttırma, yeterli hava giriş ve çıkışlarını devreye sokma, altyapıyı sağlam kurma, dedektörleri her noktaya yerleştirme, her personeli eğitme gibi tedbirler açısından ne durumdayız? Ocak’ta cevap bekleyen sorular Okan Üniversitesi Patlayıcı Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Koordinatörü Prof. Ali Kahriman, işçilerin ölümünün ve olayın sebebinin anlaşılabilmesi için bilirkişi analizi ve otopsi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye Patlayıcı Mühendisleri Derneği Kurucusu ve Maden Yüksek Mühendisi Kahriman, Zonguldak havzasının, uzun yıllardır küçük işletmeler halinde işletildiğini, büyük bir projeyle yaklaşım sıkıntısı bulunduğunu dile getirdi. Kahriman, ‘’40 yıl önce de böyleydi, bugün de böyle. 40 sene önce uyguladığımız eğitim, uygulama, üretim modeli neyse halen de o uygulanıyor’’ diye konuştu. 40-50-100 sene önce güvercinlerle metan gazının tesbit edildiğini anlatan Kahriman, şöyle devam etti: ‘’Şu anda uyguladığımız model, bundan bir karış önde sadece. Modern teknolojiyi buraya sokamadık. Sokmak için hiçbir girişimde de bulunmadık. ‘Burası bizim kaderimizdir’ diyebilmemiz için, teknolojiyi uygularsınız, projeleri üretirsiniz, sistematik yaklaşırsınız, bir kuyu yerine iki kuyu koyarsınız, üç kuyu koyarsınız, giriş çıkış noktalarını arttırırsınız, alt yapısını üst yapısını oluşturursunuz, dedektörlerinizi her noktaya koyarsınız, her personeli eğitirsiniz.’’
BELİRSİZLİKLER İHALEYE KONMAMIŞ Kahriman, jeolojik belirsizliklerin ihaleye konulmadığına dikkati çekerek, ihalede en düşük fiyatı verenin kazandığını ancak, Zonguldak gibi bir yerde bu şekilde olamayacağını söyledi. Jeolojinin belirsizliğinin fiyatlandırılması gerektiğini kaydeden Kahriman, ‘’Kömürü 5 liraya üretiyorsanız, 15 lira demeniz lâzım. Çünkü belirsizlikler nedeniyle ekstra önlemler almanız lâzım. Bunların hiçbirinin yapılmadığını, uzaktan kontrol sisteminin olmadığını, dedektörler olsa bile sistemin tamamen yerleştirilmediğini anlıyorum’’ dedi. Buraların, müfettişlerce yeterince denetlenmediğinin anlaşıldığını ve çarpık yapının sonucunun kaçınılmaz olarak ortaya çıktığını belirten Kahriman, şu bilgileri verdi: ‘’Grizuyla mücadelenin en kolay işi kömür ocaklarında. Siz kömür ürettikçe, aynı zamanda gaz da açığa çıkar. Bu bilinen bir şeydir. Bu gazın belli değerlere ulaşmamasını sağlamanız lazım. Bir taraftan gaz gelecek, bir tarafta siz temiz hava vereceksiniz, yüzde 2’nin altında tutmaya çalışacaksınız. Onun için de yeterli hava giriş ve çıkışları, yedekleri olmalı. Dünyanın her tarafında bu yapılıyor ve çok da basit uygulama alanı. Açtığınız her ekstra kuyu da, zaten güvenlik amaçlı, emniyet amaçlı, başka sebeplerle de kaçış noktalarınız.’’
“BİLİRKİŞİ ANALİZİ VE OTOPSİ GEREKİYOR” İşçilerin ölümünün ve olayın sebebinin anlaşılabilmesi için bilirkişi analizi ve otopsi gerektiğine işaret eden ve işçilerin kaçış noktasına kadar gelebildiğini kaydeden Kahriman, ‘’Yanık izi var mı? Karbonmonoksit zehirlenmesi mi oldu? Olduysa hangi saatler arasında oldu? gibi’’ dedi. Kahriman, Türkiye’deki bu ocakların her birinin gaz üreten ocak olduğunu ve bunun da bilindiğini vurgulayarak, şunları anlattı: ‘’Siz, bugün olmadı, yarın olmadı diye bakamazsınız. Her dakika gerek bakanlığın, gerek işletmenin, gerek işveren konumundaki TTK’nın bunları hesaba katması lâzım. İhaleye giren adamlarda yeterlilik var mıydı, jeolojik fiyatlar bu işin içine konmuş muydu, yoksa çok başka mantıkla mı ilân edildi? Bu şekilde olmamış olması, olmayacağı anlamına gelmez, orası böyle bir ortamdı. Böyle bir ortamda her an gaz gelişi vardır. Bu gaz gelişi bilinçsiz yaklaşım olduğu zaman da her an patlayabilir. Bunlar, bilinmeyen şeyler değil. Sistematik bakabilirsiniz, daha insan girmeyen metotlara geçersiniz. Teknolojiyle birlikte robotik metotlar geldi.’’ Maden Mühendisleri Odası’nın incelemesine göre, çalışan işçilerde gaz maskesi olmadığını öne süren Kahriman, çalışma ortamındaki grizunun yüksekliğinin daha önceden tespit edildiğini, havalandırma sisteminde arızaların saptandığını kaydederek, ‘’Bunların hepsi doğruysa, durum, ‘2 kere iki 4 eder’ gibi bir yaklaşımın ürünü açıkçası’’ dedi.
HAK-İŞ'TEN SAVCILARA ÇAĞRI
HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Zonguldak’taki maden kazasıyla ilgili Cumhuriyet savcılarının acilen harekete geçerek ihmali görülen kişi ve kurumlar hakkında dâvâ açmasını istedi. Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Zonguldak Karadon Müessese Müdürlüğüne ait kömür ocağında 30 madencinin ölmesine sebep olan olaydaki zafiyetin kimden kaynaklandığının acilen tesbit edilmesi gerektiğini ifade etti. Uslu, “Kamu adına görev yapan Cumhuriyet savcıları acilen harekete geçmeli, ihmali görülen kişi ve kurumlar hakkında hemen dâvâ açmalıdır” dedi. İş Kanununda konuya ilişkin 40’a yakın yönetmelik olmasına rağmen buna uyulmadını ve bütün bunların temelinde taşeron uygulamasının yattığını vurgulayan Uslu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bir an önce çıkartılması gerektiğini belirtti.
Grizu patlamalarında 783 işçi vefat etti
Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocaklarında 1875-2009’ta 783 işçi vefat etti. Kömür madenlerindeki galerilerde bulunabilen metan gazının belirli şartlar oluştuğunda patlaması durumunda ortamın genişliğine göre sıcaklığın 1850-2650 santigrat dereceye ulaşabildiği grizu faciaları, madencilerin en büyük korkuları arasında ilk sırada yer alıyor. Jeolojik devirlerde kömür oluşumu sırasında meydana gelen, havayla yüzde 4-15 oranında karışmasıyla da patlama riski bulunan metan gazının infilakıyla 1983’te 113 ve 1992’de 263 işçinin vefat ettiği TTK’da, bilgisayarlı gaz izleme ve kontrol sistemleriyle, ani gaz boşalmaları dışında patlamaların önüne geçilebilmeye çalışılıyor. Aynı ocakta 2004’te de 5 Çinli’nin öldüğü kazaların dışında grizu patlaması meydana gelmedi. |
23.05.2010 |
İzmir Metrosu 10 yaşında |
“Beklİyoruz, bekletmiyoruz” sloganı ile 22 Mayıs 2000’da hizmet vermeye başlayan İzmir AŞ, 10’uncu yaşını çeşitli faaliyetlerle kutluyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Metro AŞ, 10’uncu yaşını bir hafta sürecek faaliyetlerle kutlamaya başladı. İzmir Metro AŞ’nin Halkapınar’daki merkezinde düzenlenen törende, 10. yıl anısına pasta da kesildi. Genel Müdür Sönmez Alev, İzmir Metro AŞ’yi sıcak ve büyük bir aile olarak tanımlayarak; İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Aliağa Menderes Banliyö Sisteminin geliştirilmesi ve yeni metro hatları ile bu ailenin her gün biraz daha genişleyeceğini söyledi. Toplam 233 personel ile çalışmaları yürüttüklerini belirten Alev, ailenin yarısı kadar üyenin 10. hizmet yılını başarıyla doldurduğunu, bunun uzun soluklu bir hizmet yarışı olduğunu ifade ederek, “Ortada çok ciddî bir emek ve onun karşısında güzel bir başarı var. Yolcularımızdan aldığımız övgü bizi gururlandırıyor” dedi. |
23.05.2010 |
İran sınırına yeni hudut kapısı |
İran sınırında, Van-Kapıköy Kara Hudut Kapısı’nın açılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmî Gazete’de yayımlandı. Kararda, Van ilinde bulunan Kapıköy Demiryolu Hudut Kapısının bulunduğu bölgede, uluslar arası giriş-çıkışlara açık daimî Van-Kapıköy Kara Hudut Kapısı’nın açılmasının Bakanlar Kurulunca kararlaştırıldığı belirtildi. |
23.05.2010 |
Amasya’da keneden bir ölü daha |
Amasya’dan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) şüphesi ile Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilen 44 yaşındaki çiftçi Zülal Karaçoban kurtarılamayarak önceki gece vefat etti. Amasya’nın Göynücek İlçesi’nde 10 gün önce müstakil evinin bahçesinde çalışırken koltuk altında kene yapıştığını farkedip çıkartan Zülal Karaçoban, kısa süre sonra yüksek ateş şikayetiyle Şerafeddin Sabuncuoğlu Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından KKKA şüphesiyle Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Zülal Karaçoban doktorların bütün çabalarına rağmen önceki gece vefat etti. Cenazesi dün yakınları tarafından alınarak toprağa verilmek üzere memleketi Göynücek İlçesi’ne götürüldü. |
23.05.2010 |
Karpuz üreticisi endişeli |
Türkİye’nİn karpuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan Çukurova’da, bu yıl talebin düşük olması üreticiyi kaygılandırmaya başladı. Yumurtalık ilçe Tarım Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, erken hasat edilerek piyasaya sürülen ilk ürün karpuzun dekarı tüccara 2 bin 500-3 bin liraya varan fiyatlardan satıldı. Ancak, son dönemde piyasaya çok miktarda ürünün girmesinin ardından talep azalınca bir hafta öncesine kadar tarlada kilosu 70 kuruştan alıcı bulan karpuz fiyatları 30-40 kuruşa kadar geriledi. Bunun da bir dekar karpuzun yaklaşık bin 800 -2 bin lira arasında değişen bir satış fiyatına denk geldiği belirtildi. İlçeye bağlı Yeşilköy Beldesi muhtarlarından üretici Ali Yüzer, hasadın başlamasıyla birlikte piyasaya bir anda çok fazla ürün girdiğini bunun da fiyatları aşağıya çektiğini söyledi. Kendisinin de 40 dekar alanda karpuz üretimi yaptığını ve dekarını 2 bin liradan sattığını belirten Yüzer, ‘’Bu yıl şu ana kadar havalar serin gittiği için tüccar da piyasada dolaşmıyor. Bu nedenle ürüne talep az. İhracat olmazsa karpuz üreticisi zor durumda kalacak’’ dedi. |
23.05.2010 |
Selden ve dondan zarar gören çiftçilere destek |
1 Ocak-15 Mayıs tarihleri arasında sel afetine maruz kalan 17 ilde zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçları bir yıl süreyle ertelenecek. Bakanlar Kurulunun konuyla ilgili kararı Resmî Gazetenin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, 1 Ocak-15 Mayıs 2010 tarihleri arasında sel afetine maruz kalan ‘’Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Antalya, Aydın, Batman, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Edirne, İzmir, Kars, Kırklareli, Manisa, Muş ve Uşak’’ illerinde faaliyet gösteren ve sel afeti sebebiyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları veya seraları en az yüzde 30 oranında zarar gören ve bu durumları il veya ilçe hasar tesbit komisyonlarınca belirlenen gerçek ve tüzel kişi üreticilerin Banka ve TKK tarafından kullandırılan (Hazine kaynağına dönüşmüş krediler dahil) ve kararın yayımı tarihi itibarıyla vadesi/taksit vadesi/hesap devresi henüz gelmemiş olmakla birlikte bir yıl içinde dolacak olan veya vadesinden itibaren 90 günlük bekleme süresi içerisinde olan tarımsal kredi borçları, vadesinde/taksit vadesinde /hesap devresinde ilgili mevzuatına göre faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle vade tarihinden/taksit vadesinden/hesap devresinden itibaren bir yıl süreyle ertelenecek. Öte yandan yine Resmî Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile dondan zarar gören çiftçilere de dekar başına 150 TL don afeti desteği ödenecek. |
23.05.2010 |
Çiftçinin yağmur beklentisi |
Hububatta rekolte artışı için bu dönemde beklenen yağışların henüz düşmemesi çiftçiyi tedirgin ederken, Meteoroloji yetkilileri, önümüzdeki günler için sağanak yağış müjdesi verdi. Meteoroloji Konya Bölge Müdür Vekili Numan Kayaaslan, Konya ve çevresinde tarım alanlarında beklenen yağışın başlayacağını tahmin ettiklerini söyledi. Yağışların, bu mevsimde iç kesimlerde görülen orta şiddetteki bahar yağmurları olacağını ifade eden Kayaaslan, sağanak yağışın 3 gün boyunca devam etmesini beklediklerini, kesin olmamakla birlikte önümüzdeki 10 gün boyunca da bölgede benzer yağışların görülebileceği müjdesini verdi. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Özkan Taşpınar ise Konya Ovası’ndaki çiftçi ve bağlı sektörlerin, bu dönemde yağış beklentisi içine girdiğine işaret etti. 2.2 milyon hektar tarım alanına sahip Konya Ovası’ndaki hububatın önemli bir kısmında rekoltenin tümüyle yağışa bağlı olduğunu anlatan Taşpınar, ‘’Bu ayın sonuna kadar beklenen yağışın düşmesi durumunda hububat rekoltesi beklentileri karşılar. Kurak yıllarda yaklaşık 16 milyon ton hububat rekoltesi olmuştu. Bol yağışın düştüğü geçtiğimiz yıl rekolte 23-24 milyon tonu buldu. Başaklardaki tanelerin içini dolduracak olan yağış bugünlerde gelirse, rekolte 24 milyon tonu bulur, çiftçinin yüzü güler’’ diye konuştu. Taşpınar, ay sonuna kadar ovaya beklenen yağışın düşmemesi durumunda ise hububat rekoltesinin yaklaşık 19 milyon ton olarak gerçekleşeceğini, hububat temininde ülkenin sıkıntıya düşebileceğini vurguladı. |
23.05.2010 |
Bingöl ve Muş’ta hafif şiddette deprem |
Bİngöl’de hafif şiddetli deprem meydana geldiği bildirildi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, saat 05.30’da Bingöl’ün Karlıova ilçesi merkezli, 4,2 büyüklüğünde sarsıntı yaşandı. Bu arada, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün internet sitesinde, saat 05.30’daki depremin merkez üssü Muş’un Varto ilçesi Çaylar Köyü, büyüklüğü ise 4,1 olarak duyuruldu. Depremde, herhangi bir kayıp ya da zarar oluştuğuna ilişkin bir açıklama yapılmadı. |
23.05.2010 |
TOKİ’den Ankara’ya 4 yeni konut projesi |
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Ankara’da, toplam 2 bin 970 konutluk 4 yeni proje daha başlatıyor. TOKİ’den verilen bilgiye göre, Ankara’da, Mamak, Yenimahalle, Gölbaşı ve Esenboğa Havaalanı yolu üzerindeki Kuzey Ankara Kentsel Yenileme Bölgesi’nde yaptırılacak konutların ihalesi, 2 hafta içinde tamamlanacak. Açıklamaya göre TOKİ, Gölbaşı-İncek’te 1064 lüks konut yapacak. Buradan sağlanacak gelirle Mamak-Kusunlar’da 1374 ve Kuzey Ankara Kentsel Yenileme Bölgesi’nde alt gelir gurubuna yönelik yapılacak 124 konut finanse edilecek. TOKİ ayrıca, Yenimahalle-Macunköy’de de 408 adet orta gelir grubuna yönelik sosyal konut yapacak. Halen Ankara’da Altındağ, Mamak, Şentepe ve Havaalanı Yolu üzerinde gecekondu dönüşüm projeleri uygulayan TOKİ, Mamak’ta aynı amaçla 1374 konutluk yeni bir proje başlatacak. Kusunlar’da uygulanacak projeye ilişkin ihale 24 Mayıs’ta yapılacak. Açıklamaya göre, Ankara’da şimdiye kadar uyguladığı projeler kapsamında yaptığı konut sayısı 62 bine yaklaşan TOKİ’nin buradaki yatırım tutarı 4 milyar liraya ulaştı. |
23.05.2010 |