Kültür-Sanat |
Değerlerimize sahip çıkamıyoruz |
Türk Sanat Musikîsi bestekârı Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, 83 yıllık hayatına sığdırdığı yüzlerce eserini genç nesile bırakacak olmanın mutluluğunu yaşıyor. Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine bağlı Ataköy’de eşi Ayten Yavaşça ile hayatını sürdüren ünlü bestekâr Yavaşça, ilerlemiş yaşına rağmen yeni eserlere imzasını atmaya devam ediyor. Yavaşça, küçük yaşlarda aldığı derslerle müzikle tanıştığını belirtti. 8 yaşındayken öğretmeni Zihni Çelikalp’ten keman dersleri aldığını ifade eden Yavaşça, şunları söyledi: ‘’Daha sonraki çalışmalarım hep kendimi geliştirmek için oldu. İstanbul’a geldikten sonra ise birçok üstattan eğitim aldım. İstanbul Belediyesi Konservatuvarı, İleri Türk Musikîsi Konservatuvarı, İstanbul Üniversitesi Korosu gibi kurumlarda şarkı söyleme kabiliyetimi ve musikî bilgilerimi geliştirdikten sonra 1950 yılında açılan sınavı kazanarak İstanbul Radyosu’nda solist oldum’’ diye konuştu. Prof. Dr. Yavaşça, küçük yaşlarda gönlünde taht kuran Türk musikîsinin yaşatılması için 1940’lı yıllarda başladıkları çalışmalarının 1976 yılında sonuç verdiğini kaydederek, şöyle dedi: ‘’Devlete bağlı ilk konservatuvarın kurulması için birçok yere başvurduk. Bazen kapılardan kovulduk. 36 yıllık mücadelenin ardından 1976 yılında devlete bağlı ilk konservatuvarı kurduğumuzda büyük mutluluk yaşamıştık. Daha sonra Türk Musikîsi Devlet Konservatuvarı’nın yönetim kurulunda ve öğretim kadrosunda çalıştım. Konservatuvarın YÖK yasasıyla İstanbul Teknik Üniversitesi’ne bağlanmasının ardından danışma biriminde görevime devam ettim. Daha sonra ise İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikîsi Devlet Konservatuvarı’na profesör olarak atandım.’’ Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, artık Türk Sanat Müziği’nin icra edilmediğini savunarak, bundan üzüntü duyduğunu kaydederek, ‘’Biz ulus olarak değerlerimize sahip çıkamıyor, bir bir kaybediyoruz. Bundan Türk musikîsi de nasibini aldı. Bunda musikînin bir günahı yok, tamamen yanlışların etkisi var’’ şeklinde konuştu. Yavaşça, bugüne kadar 630’dan fazla esere imza attığını da sözlerine ekleyerek, bu eserlerin değerinin bilinmesi gerektiğini kaydetti. |
19.07.2009 |
9 müzemiz ödül aldı, 6 müzemiz 'Avrupa Yılın Müzesi' olmaya aday |
TÜRKİYE’DEN Sinop Arkeoloji, Çorum, Türkiye İş Bankası, Beşiktaş Jimnastik Kulübü, Santral İstanbul Enerji ve Çağdaş Sanatlar müzeleri ile Sunay Akın Oyuncak Müzesi ‘’Avrupa Yılın Müzesi’’ ödülü için aday oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, Finlandiya’nın Tampere şehrinde 2010 yılında 33. Avrupa Müze Forumu (EMF) ödüllerinin verileceğini söyledi. EMF’nin 1977 yılından bu yana, yeni kurulan müzelerin desteklenmesi, müzecilik alanında yenilik ve girişimlerin teşvik edilmesi amacıyla her yıl, ‘’Avrupa Yılın Müzesi Ödülü (EMYA)’’, ‘’Avrupa Konseyi Ödülü’’ ve ‘’Micheletti Vakfı Ödülü’’ adı altında üç ödül verdiğini belirten Düzgün, şunları söyledi: ‘’Ödüller, yeni kurulan veya son iki yıl içinde önemli yenileme çalışmalarını gerçekleştirmiş 50-60 aday müze arasında yapılan değerlendirme sonucunda belirleniyor. Ayrıca değerlendirmede, müze binalarının yapısı, teşhirdeki eserlerin değeri ve sunum şekli ile müzenin hayalleri, finansal organizasyonu, sosyal sorumluluğu, eğitim çalışmaları, pazarlama ve yönetim yapısı da dikkate alınıyor.’’ Orhan Düzgün, bugüne kadar Türkiye’de 9 müzenin çeşitli ödüller aldığına işaret ederek, ‘’9 müzemizin ödül alması, ülkemizin müzecilik alanındaki başarısını belgeliyor’’ dedi.
ÖDÜL ALAN 9 MÜZE
ANKARA Anadolu Medeniyetleri Müzesi, ‘’Avrupa Müze Forumu Özel Ödülü’’ne İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Antalya Müzesi, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Rahmi Koç Endüstri Müzesi ve İstanbul Modern Sanat Müzesi, ‘’Avrupa Konseyi Ödülü’’ne de İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü ve Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi lâyık görülmüştü. Ayrıca, ‘’Gezilmeye Değer Müze Ödülü’’nü de Bursa Kent Müzesi uygun bulunmuştu. |
19.07.2009 |
Koca Sinan’ın Külliyesi restore ediliyor |
OSMANLI Sadrazamı Lala Mustafa Paşa tarafından Konya’nın Ilgın ilçesinde yaptırılan ve son yıllarda bakımsız görünümüyle dikkati çeken Mimar Sinan’ın eseri olan külliye, restorasyon çalışmalarının 2010 yılında tamamlanmasıyla yeniden cazibe merkezi olacak. Osmanlı döneminde, Eskişehir-Ilgın-Konya arasında tüccarların uğrak yeri haline gelen külliyenin son yıllardaki bakımsız ve terk edilmiş görüntüsü üzerine harekete geçen Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 3 bin metrekare alana sahip eserde, Kasım 2008’de geniş kapsamlı restorasyon çalışması başlattı.Yaklaşık 3 milyon TL ödenekle yeniden ihtişamlı günlerine kavuşturulmak istenen külliyede, restorasyon çalışmalarının en geç 2010 yılının bahar aylarında tamamlanması hedefleniyor. |
19.07.2009 |
Azdavay bebeği, Barbie’ye rakip |
KASTAMONU’NUN Azdavay ilçesinde yöreye özgü kıyafetlerle süslenerek 25 yıldır üretilen Azdavay bebeği, kız çocuklarının büyük ilgi gösterdiği Barbie bebeklerine rakip gösteriliyor. Yörede yaşayan kadınların günlük hayatta giydiği kıyafetler temel alınarak, kadınların evlerinde oluşturdukları mini atölyelerde yapılan Azdavay bebekleri, çocukların gözdesi oldu. Önlük, yelek, entari, kuşak, delme, tekke ve yazmadan oluşan yöresel kıyafetle giydirilen bebekler, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de büyük ilgisini çekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan, geçen yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı faaliyetleri kapsamında Türkiye’ye gelen dünya çocuklarına, Azdavay ve Pınarbaşı’nda üretilen yöresel bebeklerden hediye etmişti. |
19.07.2009 |
İlk deprem müzesi ziyaretçiyle doldu taştı |
ADAPAZARI Belediyesi Deprem Kültür Müzesi’ni 5 yılda 270 bin 394 kişi ziyaret etti. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin ardından Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca yaptırılan müze, bir süre sonra Adapazarı Belediyesine devredildi. Tadilatı yapılarak yeniden düzenlenen müze, 17 Ağustos 2004 yılında Deprem Kültür Müzesi adıyla hizmetine sunuldu. Ücretsiz olarak hizmet veren müze, vatandaşların ziyaretlerinin yanı sıra, ilköğretim okulu öğrencile-rine yönelik eğitim seminerleriyle resim ve fotoğraf sergileri gibi birçok kültürel faaliyete de ev sahipliği yapıyor. Fay kırığı teması işlenerek göçük şeklini andıran ve yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık ki-rişleriyle farklı bir görünüme sahip olan müzeyi, günde ortalama 150 kişi ziyaret ediyor. 5 yılda 270 bin 934 kişinin ziyaret ettiği müzeyi, Temmuz ayında ise 4 bin 181 kişi gezdi. Adapazarı Merkez Belediyesi Deprem Kültür Müzesi’nde, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde vefat eden vatandaşların isimlerinin yer aldığı 3 bin 285 kristal anıt bulunuyor. Müzeye gelip yakınlarının isimlerini göremeyenler, başvuruda bulunarak yakınlarının isimlerini kaydettiriyor. |
19.07.2009 |