Galatasaray ve Fenerbahçe gibi rakiplerine çelme atmış, düşme korkusu yaşayan ve puan kaybına tahammülü olmayan Kocaelispor ile yapılacak lig mücadelesi, Beşiktaş için oldukça zor görünüyordu.
İbrahim Toraman ve Serdar Özkan’ın cezalı Nobre ve Delgado’nun hazır olmaması ciddi bir eksiklikti. Daha maçın başında kaleye gelen ilk topun gol olması işleri daha da zorlaştırdı. Golden sonra kapanan rakibine karşı Beşiktaş, şaşkın ve aceleci futbolu ile ne yaptığını bilmez bir görüntü sergiledi. Yapılan pas hataları, hücuma çıkarken kaptırılan toplar, Rüştü’nün güven vermeyen çıkışları, kötüye gidişin işaretleriydi. Eğer, Taner sakatlanıp çıkmasa Serdar Topraktepe'nin kaçırdığı çok net pozisyonda iki farkı getirecek golü atsa Beşiktaş için işler hiç de kolay olmayacaktı. İlk yarı cılız ataklarla pozisyonsuz geçilirken, Erkan Zengin ve Cisse’nin etkisiz oyununa şahit olduk.
İkinci yarıda Mustafa Denizli’nin Holosko’yu oyuna alması hücuma zenginlik kattı, oyunu karşı alana yığarak belki de maçın kazanılmasını sağladı. Hele Yusuf ve Bobo skora razı olmayacaklarını attıkları gollerle gösterdiler. Beşiktaş, yorulan ve hata yapmaya başlayan rakibinin direncini penaltı golüyle de olsa kırmayı başardı. Oyun kuruculuğu rolünü tam anlamıyla yerine getiremeyen Tello’nun, oyundan çıkmış olmasına rağmen galibiyet golünden sonra saha kenarındaki sevinci ve bütün futbolcuların atılan gollerden sonra kenetlenmesi şampiyonluk inancının bir göstergesi gibiydi. Neticede 16 maçtır yenilmeyen Beşiktaş,zor deplasmandan 3 puanla dönerek şampiyonluk yarışındaki inanç ve iddiasını sürdürdü.
|