|
|
|
KUTLULAR: ASLA TAVİZ VERMEDİK |
Yeni Asya'nın doğuş ve bugünlere geliş serencamını anlatan Mehmet Kutlular, bilhassa ihtilâl dönemlerinde ağır baskılara muhatap olduklarını hatırlatarak, “Hiçbir zaman boyun eğmedik, teslim olmadık, inancımızdan taviz vermedik, mazlumun yanında, milletin gözü-kulağı olduk” dedi.
Yeni Asya, 40. kuruluş yıldönümünü İstanbul - Çemberlitaş’taki Fırat Kültür Merkezi’nde görkemli bir törenle kutladı.
Bizim Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yaşar’ın sunuculuğunu yaptığı programın açılışında, kuruluşundan bugüne Yeni Asya’yı anlatan sinevizyon gösterisi sunuldu. Sinevizyonda gazetenin, yakın tarihimizin dönüm noktalarını teşkil eden günlerde attığı manşetler bir kez daha hatırlandı.
Programın açılış konuşmasını yapan gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, Yeni Asya’nın yayın hayatına başlama serüvenini anlattı. Kutlular, 1967 yılında haftalık İttihat gazetesi ile, Zübeyr Gündüzalp’in öncülüğünde yayın hayatına başladıklarını belirterek, “Zübeyr Ağabey, basının öneminin farkında varan birisiydi. Bizi o gazete çıkarmaya teşvik etmiştir. O zamanlar, Nur talebelerinin meseleleri, baskınlar, gözaltılar ve mahkemeler manşetlere çıkıyor, ama beraat ettiği zaman hiç bir tanesi yazmıyordu. Gündüzalp Agabey, ‘Lahana yaprağı kadar da olsa bir gazetemiz olsun’ diyordu” diye konuştu.
Mehmet Kutlular, gazetenin inanç ve dâvâları savunma vasıtası olduğu için önemli olduğunu belirterek, “Gazete, inandığın değerleri kitlelere ulaştırma vasıtasıdır. Gazete, yayınlarında haklının mazlumun yanında olursa asıl vazifesini yapmış olur. Biz de bu prensipten katiyyen ayrılmadık” dedi. En büyük sıkıntıları ihtilâl zamanlarında yaşadıklarını belirten Kutlular, sağ cephenin haftlık gazetelerinde beraat haberlerini neşrettirmek için pazarlık yaptıklarını, gazete alarak, halka dağıttıklarını anlattı. Kutlular, 1970’e kadar İttihat ile yayın hayatlarının devam ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Sonra Zübeyr Ağabey dedi ki ‘Siyasal ve radikal İslâmcılık biraz gelişiyor, halbuki İslâmiyet bu değildir, Asr-ı Saadet mânâsıyla İslâmiyeti bu asra taşıyarak, bununu en güzel şekilde izahını yaparak, Üstad Bediüzzam’ın İslâm anlayışını, görüşünü ve siyaset anlayışını da ortaya koymak gerekiyor.’ Gazetemizi günlük olarak çıkarmaya başladık. Üstad, siyasette Asr-ı Saadet modeli olarak kabul ettiğimiz 4 halife devri gibi seçimle iktidara gelinmesini, demokratik İslâm’ı savunuyor. Radikal İslâm’a da şiddetle karşı çıkıyor, müspet hareketi istiyor. ‘İlmî, fikrî tartışmalar bunlar en selâmetli yoldur’ diyor. Biz de bu yolu seçtik.”
Mehmet Kutlular, 12 Mart ihtilâlinin gazete için kısmen rahat geçtiğini, ama 12 Eylül askerî darbesinin tüm dehşetiyle üzerlerine geldiğini söyledi. Darbecilerin, bütün partileri kapattıkları gibi, Yeni Asya’yı da 470 gün kapattığını kaydeden Kutlular, şöyle devam etti: “Yerine Yeni Nesil’i çıkardık. Gazete çıkarmak için Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan izin alınacak diye yeni bir kanun çıkardılar. Biz de o zaman Mümin Çelik’in Tasvir gazetesini aldık. Ne olur ne olmaz diye bir de Hüryurt Gazetesi’ni satın aldık. Hakikaten Tasvir’i de kapattılar. Böyle kovalamaca seçimlere kadar geldik. Ama hiçbir zaman boyun eğmedik, teslim olmadık, inancımızdan taviz vermedik, mazlumun yanında milletin gözü-kulağı olduk. Yine rahmetle anmak istediğim Mustafa Nezihi Polat var ki, içimizde bir tek gazeteci oydu. Hem İttihat’ın, hem de Yeni Asya’nın genel yayın müdürü oldu. Ancak Bakırköy’de trafik kazasında genç yaşta kaybettik. Ama sonradan gazetecilerimizi yetiştirdik, Yeni Asya bir mektep oldu, ekol oldu.”
Programda, gazetemizin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla gönderilen kutlama mesajları okundu. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Devlet Bakanı Nazım Ekren, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Sabri Erdil, BBB Genel Başkanı, Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, Tekirdağ Milletvekili Ziyaettin Akbulut, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, İstanbul Milletvekili Mehmet Denizoğlu, Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan, Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya, Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman ve Müfit Taşkın gönderdikleri mesajlarla Yeni Asya'nın 40. hizmet yılını kutladılar.
Gazetemiz Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şen’in okuduğu Yeni Asya’yı anlatan şiiri büyük alkış aldı. Daha sonra, 40 yıldır gazetesini elinde bayrak gibi taşıyan ve bugünlere kadar taşırken de büyük bir onur duyan okuyucular adına 3 okur kürsüye çıkarak, duygularını paylaştı.
YENİ ASYA’YI YALNIZ
BIRAKMADILAR...
Geceye, Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, Demokrat Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Dülger, KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Osman Develioğlu başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.
Daha sonra gazetemiz yayın ekibi, tek tek isimleriye kürsüye davet edildi. Yeni Asya A.Ş. Genel Müdürü Recep Taşçı, çalışanlara hediyelerini takdim etti.
Ardından Ali Oktay ve Bahri Güngördü davetlilere nefis bir müzik ziyafeti sundu.
Program, 40 yıllık okurlarımızdan salonda bulunanlara beratlarının Yönetim Kurulu üyelerimiz tarafından ve-rilmesi ile son buldu.
SERDENGEÇTİ’NİN
ŞİİRİNİ OKUDU
Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ali Kapucu,
Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Said Nur ve talebeleri” adlı şiiri seslendirdi.
YENİ ASYA KANAL AVRUPA’DA
Yeni Asya’nın 40. yılı vesilesiyle gazetemizde ve FKM’deki kutlama programında detaylı çekimler yapan Kanal Avrupa ekibinin hazırladığı program, 27 Şubat Cuma akşamı saat 22:00’de 11742 frekansından yayın yapan kanalda yayınlanacak. Programda, ekibin gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ve Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’le yaptığı görüşmeler, manşet toplantısından ve müessesemizde hizmet veren değişik birimlerden görüntüler yer alacak. Ayrıca, FKM’deki kutlama programından da enstantaneler yansıtılacak. Programın tekrarı aynı kanalda 2 Mart Pazartesi günü saat 14:00’te yayınlanacak.
OSMAN ZENGİN:
Nurcuların gazetesi
NurcularIn dünyadaki tek gazetesi Yeni Asya’nın 40 yıllık okuyucuları ve bu merasim münasebetiyle buraya toplanan aziz misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Bu mücahid gazetemizin, bendeniz de acizane 40 yıllık okuyucularındanım. Yeni Asya bizim bu kırk yıllık geçmişimizde çok hatıralar bırakmıştır. Gençliğimizin ilk yıllarında tanıştığım Yeni Asya, 21 Şubat’ta 40. yılına, ben de Allah nasip ederse bir ay sonra 21 Mart’ta 56. yaşıma basmış olacağım İnşaallah. Gazetemiz yayın hayatına başladığı o günlerde Nurcuların gazetesi olarak bilinirdi. Yani her Nurcu Yeni Asya alırdı. O gün bu gündür de zaten Yeni Asya denilince akla ilk gelen Nurcular değil midir?
Bu geçen zaman içinde neler gördük, neler geçirdi? Yeni Asya ile olan birçok hatıramız var. Bunların hepsini ifade etmeye çalışsak, her halde bir kitap hacmini bulur. Ama, ben bunlardan bir iki hatırayı anlatmak istiyorum sizlere: 1974 yılında gazetemizin Ankara baskısı da yapılıyordu. Biz gündüz Ulus’taki Kedi Seven Sokak’ta bulunan büromuzda yapılacak işleri yapıyor, gece de Rüzgârlı Sokak’taki Halkçı matbaasında Yeni Asya’nın Ankara baskısını yaparak, Anadolu’ya sevk ediyorduk. Orada bizden başka Millî Gazete ile, O zaman Cumhuriyet Gazetesinin solculuğunu dahi beğenmeyen, Yeni Ortam ve Halkçı Gazeteleri basılıyordu. Bir akşam Ankara Siyasal Bilgiler Fak. Basın Yayın Yüksek Okulunun talebeleri, gazetelerin nasıl basıldığını yerinde görmek için matbaayı gezmeye gelmişlerdi. Herkes gazetesini bir an evvel basmak için telaşla sağa-sola koşuştururken, bir de bu talebelerin ayak altında dolaşması işimizi zorlaştırıyordu. Neyse, onlar gitti, basım sırası bize gelmişti. Makinist matrislerimizi istedi. Matrisler her akşam uçakla İstanbul’dan merkezden bir yuvarlak kutunun içinde gelirdi. Bir de o akşam hazırlamış, basılma sıramızı bekliyordu. Hemen aldık götürdük. Makinist sayfaları kontrol ederken bir baktı, “7. sayfa nerede?,” dedi. Biz de, “orada işte” dedik. Fakat beraber baktık yoktu. Az önce görmüştük eksik yoktu. Matbaanın altını üstüne getirdik, diğer gazetelerle karışma ihtimaline karşı da aradık, ama yoktu. O zaman gazetemiz 8 sayfa olarak çıkıyordu. Ama 7. sayfa tam can alıcı sayfa, haberlerin devamıydı. Bazen başka sayfalarda yanlışlık olunca eskilerden falan tamamlayabiliyorduk. Ama bunu halletmek zordu. Sonra anladık ki, o sayfayı gelen talebeler çalmışlardı. O okulun talebelerinin çoğu solcuydu. Çok şuurlu bir şekilde yapmışlardı bunu. Dolayısıyla ertesi günün gazetesini çıkaramamış ve Anadolu’ya yollayamamıştık.
Gazetemiz Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şen’in okuduğu Yeni Asya’yı anlatan şiiri büyük alkış aldı. Daha sonra, 40 yıldır gazetesini elinde bayrak gibi taşıyan ve bugünlere kadar taşırken de büyük bir onur duyan okuyucular, adına 3 kişi kürsüye çıkarak, duygularını paylaştı.
KARİKATÜR SERGİSİ
Davetliler, fuayede açılan, çizerimiz İbrahim Özdabak’ın karikatür sergisi ile kitap sergisini gezdi. Ayrıca davetlilere program öncesinde ikramda bulunuldu.
İSTANBUL’DA HASAN YALÇIN:
Manevî inayetlere mazhar olduk
Yenİ Asya, 1967 yılında neşriyata başlayan İttihat Gazetesiyle Risale-i Nur’u tanıdım. Bu vesileyle dinî bir hayata intisap ettik. Yeni Asya’nın çıkış maceraları içerisinde bulundum. 1970’de neşriyata başlayan Yeni Asya’da çalışmaya başladım. 7 sene çalıştım. Bu dönemde bir çok manevî inayetlere mazhar olduk. Sadece bir olayımı nakledeceğim. Gazete, o zaman devletin Güneş matbaasında basılıyordu. Matbaadan bize bir yazı geldi; akşam 17:00’ye kadar 50 bin lira bir para ödenmediği takdirde gazetemizin basılmayacağı yazılıydı. Mehmet Kutular Ağabey İstanbul dışındaydı. Parayı bulmamız lâzımdı. Dışarı çıktık, akşam beşe çeyrek kalaya kadar 37 bin 500 lira para toparladık eşten dosttan. Paramız eksik olduğundan gazetemizi matbaya gönderemedik. Müthiş bir yeis içindeydim. Holde sıkıntılı şekilde dolaşırken Allah rahmet eylesin, Fındıkzade’de Hafız Ağabey vardı merdivene doğru doğru çıkıyor, Gazeteye pek ziyarete gelmezdi. ‘Hafız abi hayırdır, bu saatte ne oldu?’ dedim. Dedi ki ‘Valla evde 12 bin 500 lira para duruyordu. Evde duracağına gazetede dursun lâzım olur belki, diyerek size getirdim.’ Parayı aldık, gazeteyi bastırdık. “
MÜMİNE GÜNEŞ:
YeniAsya hidayet demek
Benİm için Yeni Asya hidayet demek. Biliyorsunuz o devirdeki eğitim sebebiyle inancımızda bir boşluğa düşmüştük. Cenâb-ı Hak’ka açılması gereken manevî âlemlerimiz, cehennem içine düşmüştü. İttihat gazetesinde başlamıştım yazmaya Yeni Asya çıkmaya başlayınca "Her gün yazar mısınız?" diye bana teklif getirdiler. Haftada bir yazıyordum, bir süre düşünme süresi oluyordu. "Yazarım" dedim. Tabiî evde gelen giden oluyor. Babam bana bodrumda bir yer yaptı, orada tam yazımı bitiriyor yetiştiriyorum. Ötekisini yetiştirmem gerekiyor. Fazla bir mevzu da bilmiyorum okumuşluğum yok. Ama kalbimde öyle bir hidayet neşesi var ki, kalbimi dinliyorum ve onu yazıyorum.
Mustafa Polat ile bir anımı paylaşacağım. Yazımı götürmüştüm kendisine, bana gazetemizin çıktığını artık ölse de gözünün arkada kalmayacağını anlatmaya başladı. Yüzünde bir nur vardı. Ben hep o nura bakıyorum. “Abi sen niye bu kadar ölümden bahsediyorsun ki” dedim. Sonra “Bacı son otobüsü kaçıracaksın sen evine git” dedi. Ve ben ayrıldım. Sonra Mustafa Ağabey gazeteden çıkmış ve kaza geçirmiş, o bizim son görüşmemizmiş. O nuru hiç unutamam.
SPONSOR OLDULAR...
Yeni Asya Gazetesinin 40. yıl kutlamasında desteklerini esirgemeyen; Sultanlar Grup, Hospitadent, WİT Turizm, English Time, Has Kral Hayat Sofrası, Garantialsat.com, Yedirenk iletişim ve Çiğköfteci sırrı Usta’ya katkılarından ötürü teşekkür ediyoruz.
|
24.02.2009
|
|
|
GÜLEÇYÜZ: ŞAHS-I MANEVîNİN ZAFERİ |
Yeni Asya'nın 40. yılına gelişinde asıl başarının, ömürlerini bu hizmete ve ideale vakfetmiş isimsiz kahramanlar olduğunu vurgulayan Kâzım Güleçyüz, gazetede devam eden “40 yıllık okurlar” dizisinde bu kahramanların anlatıldığına dikkat çekerek, “Bu zafer şahs-ı manevînindir” dedi.
GENEL Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz de Yeni Asya denince akla Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursî'nin geldiğini belirterek, “Yeni Asya, Nurcuların gazetesi olarak bilinir kamuoyunda ve bununla da iftihar eder” dedi.
Bediüzzaman'ın 1940’ların sonlarına doğru bir mektubunda “Risale-i Nur matbuat lisanıyla konuşmak zamanı gelmiştir veya gelecek gibidir” dediğini hatırlatan Güleçyüz, şöyle dedi: “Bunun günlük gazete olarak tahakkuku 21 Şubat 1970’de Yeni Asya’nın doğmasıyla gerçekleşmiştir. Yeni Asya’nın çıkış misyonu, Risale-i Nur. Risale-i Nur’daki fikirlerin kamuoyuna duyurulması, insanlara anlatılması. İslâma, Kur’ân’a, Risale-i Nur’a hücumların cevaplandırılması, bertaraf edilmesi. Yeni Asya 39 yıldır bu vazifeyi yerine getirerek, bugünlere geldi.“
Güleçyüz, Yeni Asya’nın temel fikirlerini ise özetle şöyle sıraladı:
“İman temelli, hürriyet anlayışını savundu. Hukuk ve demokrasiye sahip çıktı. Zulme karşı çıktı. Zulüm kime yapılırsa yapılsın mazlumun yanında yer aldı. Filistinliler, Çeçenler, Boşnaklar, Iraklılar ve Myanmar cuntasının ezdiği rahipler için aynı hassasiyeti gösterdi. 28 Şubat’ta başörtülülere yapılan zulmü en fazla gündemde tutan, yasağın kalkması için en çok mücadelede veren Yeni Asya oldu. Hak ve adalet mücadelesinin haklı yöntemlerle yapılması, müspet hareket prensibiyle hareket edilmesi gereğini vurguladı. Dinin tekelci yaklaşımlarla siyaset malzemesi yapılmasına karşı çıktı. Yeni Asya’nın din-devlet-siyaset ilişkisi ve laiklik için ortaya koyduğu yorum bugün Türkiye’nin aradığı formüldür. Yeni Asya iman eksenli, iman temelli bir din eğitiminin devlet zorlaması olmadan yapılmasını savundu. Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra dünya gündemine getirilen İslâm ve terör örtüştürülmesinin haksız olduğunu, cihadın terör olmadığını dile getirdi. Cihadın; bu çağda manevî cihad olarak anlaşılıp uygulanması gerektiğini vurguladı. Ve İslâm kardeşliğine vurgu yaptı.”
Yeni Asya’nın, kuvvetini inancının ve fikirlerinin sağlamlığından alan bir gazete olarak sık sık ses getiren manşetlere imza attığını hatırlatan Güleçyüz, bunlardan birinin hafta içindeki “Paşaları, bağımsız bir kurul muayene etsin” manşeti olduğunu, bu manşetin çıktığı gün Adalet ve Sağlık Bakanlıklarının konuyla ilgili soruşturma açtığını, ardından Genelkurmay’ın GATA’ya sevklerin yol açtığı istifhamları dile getirenler için “iyi niyetli olmayan kişi ve kuruluşlar” nitelemesi yaptığını hatırlatarak, “Evvelce hukuka saygılı olduğunu bildiren Genelkurmay, niyet okuyuculuğunu bu saygı ile nasıl bağdaştırıyor?” diye sordu ve “Yeni Asya’yı kötü niyetle suçlamak kimsenin hakkı ve haddi değildir” dedi.
Yeni Asya’nın 40. yılına gelişinde asıl başarının, ömürlerini bu hizmete ve ideale vakfetmiş isimsiz kahramanlar olduğunu vurgulayan Güleçyüz, gazetede devam eden “40 yıllık okurlar” dizisinde bu kahramanların anlatıldığına dikkat çekerek, “Bu zafer şahs-ı manevînindir” dedi.
Güleçyüz, Bediüzzaman'ın yüz sene önce istikbal nesillerine hitaben söylediği “Ben acele ettim, kışta geldim, sizler cennetâsâ bir baharda geleceksiniz” ifadesini hatırlatarak ve bahar müjdecisi cemrelerin düşmeye başladığı bir günde yayın hayatına atılan Yeni Asya'nın 39 yıldır bu cennetâsâ baharın nur tohumlarını serptiğini ve serpmeye devam edeceğini, geçen zaman içinde bu tohumların çiçek açıp meyve verdiğini, esasen Yeni Asya misyonunun “Cennete adam yetiştirme misyonu” olduğunu, dolayısıyla ebedî cennetlere kavuşuncaya kadar hizmetin bu anlayışla devam edeceğini belirterek konuşmasını tamamladı.
|
24.02.2009
|
|
|
SOYLU: YENİ ASYA HAKKIN TEMSİLCİSİ |
Toplantıya katılmaktan büyük onur duyduğunu belirten DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Yeni Asya sadece bir gazetenin adı değildir, bu toprakların sesidir. Huzur ve adaletin, hakkın, hürriyetin, maneviyatın ve geleceğin temsilcisidir. Büyük bir misyonun temsilcisidir” şeklinde konuştu.
TOPLANTIYA, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Dülger ve bazı GİK üyeleriyle birlikte katılan Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu yaptığı selâmlama konuşmasında bu müstesna toplantıda bulunmaktan dolayı çok büyük onur duyduğunu ifade ederek, “Kalpleri temiz, gönülleri temiz, hayatları temiz, ömürleri hep çileli geçen insanların arasında olmaktan onur duyduğumu tekrar belirtmek istiyorum” dedi.
21 Şubat 1970’de yayın hayatına başlayan Yeni Asya’dan sadece 3 ay büyük olduğunu ifade eden DP Lideri Soylu, şöyle konuştu:
“Yeni Asya, bana göre sadece bir gazetenin adı değildir. Yeni Asya, bana göre bu toprakların sesidir. Yeni Asya, bana göre huzur ve adaletin, hakkın, hürriyetin, maneviyatın ve geleceğin temsilcidir. Yeni Asya, kendi adına büyük bir misyonun temsilcisidir. O misyon, bu ülkede kendi halini kendi düşüncesini kendi inancını ve kendi fikrini hep daima var etmiştir ve var etmeye devam edecektir. İhtilâller olmuştur, darbeler olmuştur. Haksızlığa uğramıştır, hapishaneler görmüştür. Ama bir gün olsun yılmamış. Bunu sadece Demokrat Parti, Adalet Partisi ile olan bağı sebebiyle, arasındaki güzel ilişki sebebiyle söylemiyorum. Edep ederim, ben Yeni Asya’nın misyonuna bu salonda bulunan ve bu salonda bulunmayıp da ülkenin her noktasında gönlü kalbi, bu salonda atan binlerce on binlerce insanın heyecanını duyuyorum. Onlar bu ülkeyi seviyorlar, onlar demokrasiyi seviyorlar. Onlar, bu ülkenin sadece maddî zenginlikleriyle yaratılmış olmadığını, manevî zenginlikleriyle de donatılmış bir ülke olduğunu ve bütün coğrafyaya buradan yayılacak bir ışıkla, bütün coğrafyayı aydınlatacağını düşünerek, bu toprakların zenginliklerinin heba edilmemesi için büyük bir uğraş veriyor. İşte bu uğraşın altındaki büyük misyonun adıdır Yeni Asya misyonu.”
DP Genel Başkanı Soylu, Yeni Asya’nın her zaman olduğu gibi son günlerindeki yayınlarında da Türkiye’nin “Ergenekon” meselesine parmak bastığını, bu yayınlardan rahatsız olanların “kötü niyet” suçlamalarının kabul edilemez olduğunu ifade ederek, “Eğer tarif edilen kötü niyet biz isek, Yeni Asya ise ben biraz daha ağır olarak söylüyorum, halt etmişler” dedi. Soylu, bu ülkede korku nedir, bilmeden yetiştirilmiş bir nesil olduklarını, bu ülkede korku nedir bilmeden yetiştirilmiş fikriyatın sahibi olduklarını belirterek şöyle devam etti:
“Yeni Asya, bu fikriyatın damarlarını kendi inancıyla kendi düşüncesiyle kendi anlayışıyla belirleyen o büyük misyonun ve büyük anlayışın ta kendisidir, kendisi olmaya da devam edecektir. Mehmet Ağabey bizim yıllarca, düşüncelerini takip ettiğimiz, sesinin tonunun takip ettiğimiz, bize bakışını takip ettiğimiz, bizim için çok önemli Türkiye için çok kıymetli bir şahsiyettir. Ben bu partinin gençlik kollarından yetişerek siyaset yaptım. Hep başım sıkıştığında manevî ilhamı buradan aldık. Yarın (dün) sabah itibariyle son 12 ayda iki kere turladığım Türkiye’de yeni bir yolculuğa çıkıyoruz 52 vilayeti 35 günde dolacağız. Buradan bana öğrettiğiniz ahlâklı demokrasiyi, ahlâklı siyaseti, ahlâklı ekonomiyi, ahlâklı devleti ve ötekisi olmayan Türkiye’yi, bu güçlü Türkiye’yi oluşturabilmek bir yolculuğa çıkıyorum. Dualarınıza ihtiyacım var.”
|
24.02.2009
|
|
|
‘Vergi kutsal’ hutbesi |
Ankara Müftülüğü, gelecek ayın sonlarında camilerde ‘’Vergi kutsaldır’’ başlıklı hutbe okutacak. Hutbede vergilerin zamanında ve eksiksiz ödenmesinin dinî ve millî bir görev kabul edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
ANKARA Müftülüğü, gelecek ayın sonlarında camilerde ‘’Vergi Kutsaldır’’ başlıklı hutbe okutacak. Edinilen bilgiye göre, hutbe Vaiz İrfan Gürel tarafından hazırlandı.
Fert ve ailenin, zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için belirli bir metaya ihtiyaçları olduğu gibi, devletin de vatandaşlarına hizmet verebilmesi için vergi almaya ihtiyacı olduğuna işaret edilen hutbede, verginin tanımına da yer verildi. Kamu menfaat ve işlerinin yürütülmesi konularında fertlere yüklenen mükellefiyet olarak tanımlanan verginin tarihi bir realite olduğuna değinilen hutbede, ‘’Umumî masrafların yükünün fertler arasında dağıtılması için başvurulan bir usul olan vergiden kaçmak, vergi vermeyip devlet hizmetlerinden karşılıksız, emeksiz, bedelsiz, tek taraflı yararlanmak vergi veren diğer insanlara karşı saygısızlık ve kamu hakkı ihlali sayılır’’ denildi.
İçeride ve dışarıda düşmana karşı daima hazırlıklı olabilmek için devletin, ilim, sanat, teknoloji, sanayi, ticaret ve ziraat gibi alanlarda maddî ve manevî her yönden güçlü olması gerektiği belirtilen hutbede, devletin güçlü olmasının ise bütün vatandaşların, yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeleriyle mümkün olduğu kaydedildi. Hutbede, bu yükümlülüklerden birinin de vergi borcunun zamanında ve tam olarak ödenmesi olduğu ifade edildi.
“VERGİ ÖDEMEK DİNÎ VE MİLLÎ BİR GÖREV’’
İSLÂM dininin, devletin yapacağı hizmetler için ihtiyaca göre vergi almayı uygun gördüğü ifade edilen hutbede, Hz. Muhammed’in de (a.s.m) vergi toplattığı anlatıldı.
Her vatandaşın devlete vergisini vermekle mükellef olduğu vurgulanan hutbede, Kur’ân-ı Kerim’de ‘’Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez’’ denildiği aktarıldı. Hutbede, alınan vergilerle yurt savunması için Türk ordusunun hazır tutulması, günün şartlarına göre modern araç ve gereçlerle donatılması, vatandaşların can ve mal güvenliklerinin sağlanması, okulların, üniversitelerin, sağlık tesislerinin, fabrikaların kurulması, yolların yapılması ve bakıma muhtaç kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi hizmetlerde çalışanların ücretlerinin ödenmesinin gibi sorumlulukların yerine getirildiği ifade edildi.
‘’Vergi ödememek, vergi kaçırmak veya eksik ödemek toplum hakkına, kul hakkına el uzatmak demektir’’ denilen hutbede, bu nedenle vergilerin zamanında ve eksiksiz ödemesinin dinî ve millî bir görev kabul edilmesi gerektiği vurgulandı. Ankara / aa
|
24.02.2009
|
|
|
İsrail’le bir problem yok |
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye-İsrail ilişkileri konusunda bir problem olmadığını, yürüyen projelerde sıkıntı bulunmadığı belirterek, ‘’Türkiye ile İsrail’in burada karşılıklı menfaatleri var. Bu projeler de o çerçevede yürüyor’’ dedi.
9. IDEX Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı dolayısıyla Abu Dabi’de bulunan Müsteşar Bayar, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bayar, Türkiye ile İsrail arasındaki projelerin son dönemdeki ilişkilerden etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, ‘’bir problem olmadığını, yürüyen projelerde bir sıkıntı bulunmadığını’’ kaydetti. Sıkıntı olmasını beklemenin de doğru olmadığını dile getiren Bayar, ‘’Çünkü bunlar uzun vadeli projeler. O projelerde, son halinde bir değişiklik yapamayız. O yönde bir değişiklik zaman alır’’ diye konuştu.
Türkiye ile İsrail’in karşılıklı menfaatleri olduğunu, bu projelerin de o çerçevede yürüdüğünü anlatan Bayar, aksine bir durumun söz konusu olmadığını yineledi. Bunun, hükümetin politikası çerçevesinde yürüdüğünü belirten Bayar şöyle devam etti: ‘’Şu anda yürüyen projelerimiz için bir değişiklik yok. Bundan sonrası için, açıkçası, burada konuya bakışımız da ‘Türkiye’nin menfaati nedir?’ Sonuçta, bütün projelerimizin kararlarını da Savunma Sanayii İcra Komitesi alıyor. İcra Komitesine Sayın Başbakan başkanlık ediyor. Genelkurmay Başkanımız var, Millî Savunma Bakanımız var. Bu heyet zaten, Türkiye’nin bu konudaki politikasını, iradesini belirleyebilecek ve bizleri yönlendirebilecek bir heyet. Projelerde karar noktalarına geldiğimizde bu yönlendirmeye göre biz hareket ederiz. Ama benim gördüğüm şu; Bizim projelerimiz hakikaten her biri Türkiye’nin menfaati neyse sonuçta o şekilde yürür.’’ Dubai / aa
KRİZİN SAVUNMA
SANAYİİNE ETKİSİ
“KRİZ savunma sanayiini etkiledi mi?’’ sorusu üzerine Bayar, ‘’Sektörlerinin şu anda etkilenmediğini çünkü kaynaklarının belli, bunların çoğunluğunun önceden planlı kaynaklar ve uzun vadeli projeler olduğunu’’ anlattı. Bunların kısa vadede yön değiştirmesinin geneli için de mümkün olmadığını vurgulayan Bayar, aksine, krizin sektörlerin lehine sonuçları bulunduğunu söyledi. Sektörün kullandığı birçok gizli maliyetinin düştüğüne işaret eden Bayar, ancak ham ticarî sektörde, hem savunma sektöründe çalışan yan sanayi şirketlerinin krizden etkilenmesinin söz konusu olabileceğini ifade etti. Bayar, ‘’O ticarî sektörlerde, mesela otomotivde, özel şirketler var. Bunlar askerî otomotive de, ticarî piyasaya da ürün veriyor. Oradaki düşmelerden etkileniyor. Yan sanayide bir miktar etkilenme olabilir, ama ana yüklenicilerimizde bir sorun görmüyorum. 2008’de zannediyorum hemen hepsinin cirosu arttı, 2009’da da artacaktır. Orada da bir sorun görmüyorum’’ diye konuştu.
|
24.02.2009
|
|
|
Kanada’dan örnek tavır |
Kanada Kamu Çalışanları Sendikasına bağlı üniversite çalışanları, İsrail’in akademik alanda boykot edilmesi yönünde karar aldı. Karar, İsrail ordusuna yarayacak herhangi bir araştırma ya da yatırımı sona erdirmenin teşvik edilmesini öngörüyor.
Kanada’da, İsrail’e
akademik boykot
Kanada Kamu Çalışanları Sendikasına (CUPE) bağlı üniversite çalışanları, İsrail’in akademik alanda boykot edilmesi yönünde karar aldı. CUPE Ontorio’nun dün yapılan genel kurulunda alınan karar, yerel kuruluşların İsrail üniversitelerini boykotu açıkça tartışmaya ve Kanada üniversitelerinin İsrail ordusuna yarayacak herhangi bir araştırma ya da yatırımı sona erdirmeye teşvik edilmesini öngörüyor. Sendikanın 200 bin kamu çalışanının üye oldu Ontario şubesinde üniversite çalışanlarını temsil eden delegeler, Windsor şehrinde dün yapılan genel kurul toplantısında söz konusu kararı oy çokluğuyla kabul ettiler. CUPE Ontario’nun başkanlığını, İsrail’in Gazze saldırısına karşı açıklamalarıyla dünyanın dikkatini ve İsrail’in tepkilerini üzerine çeken Kanadalı sendikacı Sid Ryan yapıyor. Windsor / aa
|
24.02.2009
|
|
|
Doğu’da kar ve tipi ulaşımı olumsuz etkiliyor |
DOĞU Anadolu Bölgesi’nde kar ve tipi ulaşımı olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Alınan bilgiye göre, Erzurum’da 336, Bingöl’de 243, Kars’ta 111, Muş’ta 90, Erzincan’da 75 ve Ardahan’da 31 olmak üzere toplam 886 köy yolu, kar ve tipi sebebiyle ulaşıma kapalı bulunuyor. Kapalı köy yollarının ulaşıma açılması için başlatılan karla mücadele çalışmalarının devam ettiğini belirten yetkililer, tipi sebebiyle açılan bazı köy yollarının yeniden ulaşıma kapandığını, bu sebeple yol açma çalışmalarının güçlükle yürütüldüğünü bildirdi. Öte yandan, Akdeniz ve Ege üzerinden gelen alçak hava basıncının etkisi altında bulunan bölgede, kar yağışı bekleniyor. Meteoroloji yetkilileri, hafta boyunca aralıklı olarak devam etmesi beklenen kar yağışının, Cuma günü etkisini arttırabileceğini kaydetti. Bu arada, bölgede gece yaşanan en düşük hava sıcaklıkları da sıfırın altında olmak üzere Ardahan’da 17, Kars’ta 15, Erzurum’da 12, Ağrı’da 8 ve Erzincan’da 2 derece olarak ölçüldü. Erzurum / aa
MARMARİS’E, 22 YIL
ARADAN SONRA KAR YAĞDI
MUĞLA'NIN Marmaris ilçesine, 22 yıl aradan sonra ilk kez kar yağdı. Marmaris Meteoroloji Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, badem ağaçlarının çiçek açtığı ilçenin yüksek kesimlerinde etkili olan yağış sonrası, kar kalınlığı 5 santimetreye ulaştı. Yetkililer, Marmaris’e daha önce 1987 yılının Şubat ayında kar yağdığını, Marmaris-Turunç yolundaki araçların da kar sebebiyle güçlükle ilerleyebildiğini belirtti. Kar yağışı sonrası kimileri kar topu oynayarak eğlendi, bazıları da hatıra fotoğrafı çektirdi. Öte yandan ilçe merkezindeki bazı badem ağaçlarının da çiçek açtığını gözlendi. Marmaris-Turunç arasında dolmuş şoförlüğü yapan Yusuf Ay, ‘’Sabah birisi bana ‘Marmaris’e gitme kar yağacak’ deseydi, inanmazdım’’ dedi. Meteoroloji yetkilileri, ilçede hava sıcaklığının 3 derece olarak ölçüldüğünü, Çarşamba ve Perşembe günleri ise hava sıcaklığının 6 ile 9 derece arasında değişeceğini bildirdi. Marmaris / aa
|
24.02.2009
|
|
|
İslâm Yaşar: Veda etmedim, ara verdim |
GAZETEMİZİN yazarı İslâm Yaşar, Pazar günü çıkan yazısının sonunda kullandığı ifadelerin yanlış anlaşıldığını belirterek, “Kitap çalışmalarına ağırlık vermek için gazete yazılarına kısa bir süre ara verdiğimi ifade etmek istemiştim.
Ama bu mesajım, yazıları tamamen sona erdirdiğim şeklinde anlaşılmış. Kastımın bu olmadığını, kısa bir aradan sonra gazetede okuyucularımızla tekrar buluşacağımı ifade etmek isterim” dedi.
|
24.02.2009
|
|
|
Başörtüsü dayanışması |
BOĞAZİÇİ Üniversitesi’nde derslere şapkayla girdikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan başörtülü öğrencilere arkadaşlarından destek geldi.
Yağmur altında Kuzey Kampüs’ten yürüyüşe geçen çok sayıda öğrenci, rektörlük önünde soruşturma kâğıtlarını yırttı. Öğrenciler yaptıkları basın açıklamasında, “Hiçbir arkadaşımızın inancından ve kimliğinden dolayı ayrımcılığa maruz bırakılmasına sessiz kalamayız. Biz bu soruşturma teşebbüsünü tanımıyoruz.” dedi. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde derslere şapkayla girdikleri gerekçesiyle rektörlük tarafından 16 öğrenci hakkında soruşturma başlatılması, öğrenciler tarafından protesto edildi. Saat 11.30’da Kuzey Kampüs önünde toplanan yaklaşık 200 öğrenci, yağmur altında Güney Kampüs’e doğru yürüyüşe geçti. “Rektör sözünü tut, Akademik onursuzluk” yazılı dövizler taşıyan öğrenciler, sessiz bir şekilde rektörlüğe kadar yürüdü. Alkışlarla üniversite yönetimini protesto eden öğrenciler yaptıkları basın açıklamasında, ayrımcımcılık yapmaksızın herkese eğitim hakkı tanıyan ve bunu her dönemde bütün gücüyle korumaya çalışan üniversitelerinin bu niteliklerinin bugün ciddî bir tehlike altında olduğuna vurgu yaptı. İstanbul / cihan
|
24.02.2009
|
|
|
‘AKP, en Atatürkçü parti’ |
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’Türkiye’nin en Atatürkçü partisi AK Parti’dir’’ dedi. Bakan Bağış, AKP Çeşme İlçe Başkanlığını ziyaret etti, ardından AKP Çeşme Belediye Başkan Adayı Mustafa Cenger’in seçim bürosunun açılışını gerçekleştirdi. Açılışta konuşma yapan Bağış, Çeşme’nin Türkiye’nin göz bebeği, incisi olduğunu, ilçenin artık AK belediyecilikten nasibini alma vaktinin geldiğini söyledi. Bağış, özellikle uluslar arası politikada Türkiye’nin hak ettiği itibarı kazandığını vurgulayarak, son 7 yılda Türkiye’nin sorunlarını çözdüklerini, İzmir’in de bütün belediyelerini kazanma sevdasında olduklarını öne sürdü. Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘’Millete efendilik olmaz, millete hizmetkârlık olur’’ prensibini benimsediklerinin altını çizen Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak konusunda Türkiye’deki en iddialı partiyiz. Diğerlerinin bakmayın Atatürk’ün arkasına saklandıklarına. Türkiye’nin en Atatürkçü partisi de AK Parti’dir. Biz diğerleri gibi nutuklarda kullanıp unutmuyoruz. Onun koyduğu hedefleri gerçekleştirmek için uğraşıyoruz. Dünyada çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerindeki çıta AB’dir. Türkiye AB yolunda hızla ilerlemektedir. Bu hedefi gerçekleştirmek için hepinizin desteğine ihtiyacımız var. El ele vereceğiz, hep birlikte başaracağız.’’ Çeşme / aa
|
24.02.2009
|
|
|
Bursa’da adaylık bilmecesi |
BURSA İl Seçim Kurulu, Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in, mensubu olduğu AKP’den geç istifa etmesi sebebiyle DP’den aday olamayacağına karar verdi. DP İl Başkanı Avukat Füsun Yaşar, yaptığı açıklamada, Anavatan Partisi Bursa İl Başkanı Ahmet Kömbe’nin itirazını değerlendiren İl Seçim Kurulu’nun, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in DP’den aday olamayacağı yönünde karar verdiğini belirtti. İl Seçim Kurulu’nun kararına itiraz edeceklerini dile getiren Yaşar, ‘’Hem il teşkilâtı olarak bizler hem de Ankara’daki kurmaylarımız konuyla ilgileniyor. Dosyayı Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sunacağız. Bu konuda YSK’nın Şahin’in adaylığını doğrulayan benzer kararları var. Son sözü orası söyleyecek’’ dedi. Yaşar, Şahin’in, bu olay karşısında üzüldüğüne işaret ederek, şöyle konuştu: ‘’Adaylığının önü engellenmeye çalışılıyor. Anavatan İl Başkanı’nın böyle yapması, AKP’nin ekmeğin yağ sürmektedir. AKP’yi tekrar iktidar yapmak için, sayın Ahmet Kömbe üzerine düşen misyonu yerine getirmiştir. İl Seçim Kurulu’nun kararında, ‘Hikmet Şahin 31 Aralık 2008 tarihinde merkez yoklaması için AKP’ye müracat ettiği, 3 Ocak 2009 tarihinde yapılan merkez yoklamasında ise aday olamadığı anlaşılmıştır’ ifadelerine yer veriliyor. Kararın başka bir paragrafında ise ‘AKP merkez yoklamasının 27 Aralık 2008 tarihinde yapıldığı, 29 Aralık 2008 tarihinde de sonuçların internet sitesinden ilan edildiği’ söyleniyor. Burada bir çelişki var. Karar kanuna uygun değil. YSK’ya başvuracağız.’’ Bursa/aa
|
24.02.2009
|
|
|
D. Feneri dosyası geliyor |
ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. dâvâ dosyasının, gece saatlerinde kurye ile Dışişleri Bakanlığı’na ulaşacağını bildirdi. Şahin, Almanya Adalet Bakanı Brigitte Zypries ve beraberindeki heyetle Ortaköy’deki Four Seasons Otel’de basına kapalı gerçekleştirilen ve 3 saat süren toplantının ardından yaptığı açıklamada, ‘’Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istediği dâvâ dosyası, bu gece (dün gece) kurye ile Dışişleri Bakanlığı’na ulaşacak. Yarında (bugün) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştıracağız’’ dedi. İstanbul / aa
|
24.02.2009
|
|
|
İhracatçıya ‘cansuyu’ desteği |
BAKANLIKTA, Cansuyu Kredisi ile ilgili açıklama yapan Bakan Çağlayan, “1 milyar dolarlık yani 1.7 milyar TL’lik kredi hacmi 23 milyon dolarlık, 39.1 milyon TL’lik bir KOSGEB kaynağı ile oluşturulmaktadır. Yani 23 milyon dolarlık kamu kaynağıyla toplam 1 milyar dolarlık, yani 44 kat büyüklüğünde bir kredi hacmi oluşturulmaktadır. Bu da, hem kamu kaynaklarının akılcı, sağlıklı ve verimli kullanılması, hem de bankalarımızın atıl kaynaklarının ekonomiye kazandırılması anlamına gelmektedir.’’ dedi. Çağlayan, KOBİ’lerin, 6 ay boyunca hiçbir ödeme yapmayacağını, anapara ve faiz ödemesini 6 ayın sonunda def’aten yapacaklarını ifade etti. Çağlayan, “Yani, KOBİ’lerimizden komisyon ve gerekmesi halinde ipotek ekspertiz bedeli dışında peşin olarak faiz alınmayacaktır. Bu destek, döviz bazlı kredi faizlerinin yüzde 10’ları aştığı bir ortamda, 6 ay için yüzde 1.18 gibi çok düşük bir faiz oranıyla uygulanacaktır” şeklinde konuştu. Bakan Çağlayan, 200 bin doların altında limitle kredi kullanılması durumunda kredi desteğinden yararlanacak KOBİ sayısının artacağına işaret etti. Zafer Çağlayan, şöyle dedi: ‘’Bu destek programında, bankaların KOBİ’lerden talep edebileceği komisyon oranı binde 5 ile sınırlanmıştır. Yani bankalar, binde 5’ten fazla hangi ad altında olursa olsun komisyon talep edemeyecekler, başka bir masraf çıkaramayacaklardır. Krediyi almak için gayrimenkul ipoteği kullanan KOBİ’ler’den ekspertiz masrafı olarak da en fazla bin TL talep edilebilecektir. Teminat sıkıntısı yaşayabilecek KOBİ’lerimiz Kredi Garanti Fonu’ndan yüzde 1 komisyon karşılığı yararlanabileceklerdir. Vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu borcu olan KOBİ’lerimiz, kredi desteğinden borçları mahsup edilmek suretiyle yararlanabileceklerdir.”
Ankara / cihan
|
24.02.2009
|
|
|
Gül, Afrika’dan seslendi |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, büyük ülkelerin sadece kendi içleriyle ilgilenemeyeceğini, komşuları ve dünyayla ilişki içinde olması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, konakladığı Klimanjaro Kempinsky Oteli’nde, ziyaretini izleyen Türk gazetecilerle sohbet etti ve soruları cevapladı. Gül, Kenya ve Tanzanya’yı ziyaret sebebini, ‘’Bugün İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad Kenya’ya geliyor. Çin Cumhurbaşkanı kıtayı daha önce 5 kez ziyaret etmiş. Büyük bir ülkeyseniz, sadece kendi içinizle ilgilenemezsiniz. Komşularınızla, dünyayla ilişki içinde olacaksınız. Kaldı ki Afrika ile tarihî bağlarımız var’’ sözleriyle açıkladı. Türkiye’nin 53 Afrika ülkesinin 50’sinin oyunu olarak BM Güvenlik Konseyi’ne seçildiğine dikkati çeken Gül, ‘’Kimse bu desteği alamaz. Bu Afrika’nın Türkiye’ye ilgisini gösterdi. ’’ diye konuştu. Darüsselam /aa
|
24.02.2009
|
|
|
Göçükteki operatöre 12 gündür ulaşılamıyor |
ANTALYA'NIN Çubukbeli mevkisinde 12 Şubatta taş ocağında meydana gelen göçükte tonlarca ağırlıktaki kayaların altında kalan iş makinesi operatörü Mehmet Çevik’in bulunması için çalışmalar sürdürülüyor. Antalya Valiliği Kriz Merkezinin koordinasyonunda göçük bölgesinde yapılan çalışmalarda, Mehmet Çevik’in bulunması için DSİ, Köy Hizmetleri ve Karayolları ekipleri iş makineleriyle görev yapıyor. Mühendisler gözetiminde yürütülen çalışmalar sırasında jandarma ekipleri de kayaların kayma riski sebebiyle güvenlik tedbirlerini sürdürüyor. Jandarma, görevlilerin dışında kimseyi bölgeye yaklaştırmıyor. Olay yerinde çalışmaları inceleyen Antalya Vali Yardımcısı Fuat Ergün, kayaların altında kalan operatör Mehmet Çevik’in kullandığı iş makinesinin yerinin belirlendiğini söyledi. Çalışmaların devam ettiğini belirten Ergün, bugün iş makinesine ulaşılabileceğini, daha sonra da Çevik’e ulaşacaklarına inandıklarını bildirdi. Öte yandan, Mehmet Çevik’in yakınları da soğuk havaya rağmen olay yerinde beklemeyi sürdürüyor. Antalya / Müşerref Aksoy
|
24.02.2009
|
|
|
7 Cumhurbaşkanı değişti, o değişmedi |
ERGANİ ilçesine bağlı Bereketli Köyü’nün 55 yıllık muhtarı 78 yaşındaki Teyyüp Yıldırım, 29 Mart yerel seçimlerinde yeniden muhtar adayı oldu. Yıldırım, Bereketli Köyü’nde 55 yıldan bu yana muhtarlık görevini yürüttüğünü, bu süre içinde 7 cumhurbaşkanı ve çok sayıda başbakan gördüğünü söyledi. Köylülerden gelen yoğun talep üzerine 29 Mart yerel seçimlerde yeniden Bereketli Köyü muhtarlığına aday olduğunu belirten Yıldırım, ‘’Köyün sorunlarını çok iyi biliyorum. Seçildiğim taktirde bu dönem de köyümüzün sorunlarının çözülmesi için elimden gelen çabayı göstereceğim.’’ Ergani / aa
|
24.02.2009
|
|
|
Cansever dualarla uğurlandı |
ÖNCEKİ GÜN vefat eden, Türkiye'nin önde gelen mimarlarından Turgut Cansever (89), duâlarla uğurlandı. Kadıköy Çiftehavuzlar’daki evinde önceki gün öğle saatlerinde vefat eden Cansever’in damadı mimar Mehmet Öğün, kayınpederi Turgut Cansever’in beslenme bozukluğu ve yatağa bağlı kılan addison hastalığı sebebiyle bir süredir tedavi gördüğünü bildirdi. Turgut Cansever’in cenazesi dün Fatih Camisi’nde ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. İstanbul / aa
|
24.02.2009
|
|
|
Uluslararası Af Örgütü: İsrail ve Hamas’a ambargo uygulansın |
UluslararasI Af Örgütü, BM’ye, İsrail ile Hamas ve diğer Filistinli gruplara giden silâhların tamamına ambargo uygulanması çağrısında bulundu. Merkezi Londra’da bulunan örgütten yapılan yazılı açıklamada, hem İsrail’in hem de Hamas’ın sivillere yönelik saldırılarda dışarıdan gelen silahları kullandığına dair deliller toplandığı belirtildi ve her iki taraf da Gazze Şeridi’nde yönelik İsrail saldırıları sırasında savaş suçu işlemekle suçlandı. Açıklamada, ‘’BM Güvenlik Konseyi’ni, insan haklarını ihlâl etmek için kullanılmayacağını sağlayacak bir mekanizma bulunana kadar İsrail’e, Hamas’a ve diğer silâhlı Filistinli gruplara giden bütün silâhlara acilen ambargo uygulaması çağrısında bulunuyoruz’’ denildi. Londra / aa
|
24.02.2009
|
|
|
İsrail ordu sözcüsüne ayakkabı |
Hollanda’nIn başşehri Amsterdam’da önceki akşam bir otelde düzenlenen toplantıya katılan İsrail ordu sözcüsü Ron Edelheit’e ayakkabı fırlatıldığı ve ayakkabının sözcüye isabet ettiği bildirildi. Polisten yapılan açıklamaya göre, İsrail Enformasyon ve Dokümantasyon Merkezi (CIDI) tarafından Apollo Otelde düzenlenen toplantıda konuşan sözcüye, 20’li yaşlarda ikisi erkek, biri kadın ayakkabılarını attı. Saldırganların olaydan hemen sonra gözaltına alındığı ve hakaret suçlamasıyla poliste sorgulandığı bildirildi. Ayakkabı atan dinleyicilerin kimlikleri hakkında bilgi verilmedi, ancak toplantıya katılmak için önceden kayıt yaptırdıkları belirtildi. Bu arada, yaklaşık 50 kişilik bir grubun da İsrail aleyhine gösteri yaptığı kaydedildi. Amsterdam / aa
|
24.02.2009
|
|
|
|