En son 19 Ekim 2008'de Gençlerbirliği deplasmanından 3 puanla dönen Beşiktaş için Güzeüntap deplasmanı oldukça önemliydi. Kaybedilecek puanlar lig yarışında telafisi zor sonuçlara sebep olabilirdi. Beşiktaş bu bilinçle çıktı Kamil Ocak Stadı'na. Son haftalarda takım savunmasındaki başarı ve buna bağlı olarak rakibe az pozisyon veren Mustafa Denizli’nin öğrencileri ilk yarıda kendisi pozisyon bulamazken, kontrataklarda kalesinde tehlikeler yaşadı. Daha ilk yarı bitmemişken hücumda çoğalmak adına risk alıp defansta açık vermek kolay izah edilebilir bir durum değildi.
Nitekim Sivok’un hücumdan dönememesi ve hatalı yer tutması sonucu pozisyon bulan Beto çok net pozisyonda topu auta atmasa ya da yine Sivok’un Beto’yu düşürmesine Bünyamin Gezer penaltıyı verse Beşiktaş için galibiyet bu kadar kolay olmayabilirdi.Rüştü’nün yan top zaafı bir kez daha ortaya çıkarken, birkaç pozisyonda topu elinden kaçırması onun tecrübesindeki bir kaleciye yakışmadı.İyi pas yapan Gaziantepspor'da Tabata’nın eksikliği hissedilirken Beşiktaş’ta Delgado aranmadı bile.
İlk yarı Beşiktaş atak görünse de iyi kapanan rakibi karşısında fazla gol pozisyonu bulamadı. Sağdan-soldan gelen ortalar etkili olamazken iş duran toplara kalmıştı. İşte Beşiktaş’ın en önemli silahı bu. Ligin en fazla korner kullanan takımı mutlaka bunlardan goller bulmalıydı. Nitekim geçen hafta Trabzon’a Bobo’nun, bu maçta da Nobre’nin kafa golleri Beşiktaş’ı rahatlattı. Beşiktaş öne geçtiği maçlarda daha iyi oynuyor. Nobre’nin golünden sonra daha çok pozisyon bulan ve rakibine gol pozisyonu vermeyen Beşiktaş, bu zor deplasmandan aldığı 3 puan la önümüzdeki maçlara daha iddialı bir konumda çıkacak. Burada Fabian Ernst’e ayrı bir parağraf açmak istiyorum. Gerek kaptığı toplar ve topu oyuna sokuşu, gerekse hücuma verdiği destekle Beşiktaş’a çok faydalı olan bu futbolcu bence maçın kahramanıydı. Belki de Beşiktaş da eksikliği hissedilen lider futbolcu o.
|