|
|
|
Gençlerin ney merakı artıyor |
Türk Tasavvuf Müziği’nin baş sazı ve Türk Klâsik Müziği’nin yegâne üflemeli çalgısı ney, gençlerin yoğun ilgisini çekiyor.
Hemen hemen bütün müzik türlerinde kullanılmaya başlanan ney, gençlerin en fazla ilgi duyduğu çalgılar arasında yer alıyor. Son yıllarda belediyelerinde devreye girmesiyle yaygınlaşan ney kursları, gençlerle dolup taşıyor. Geçmişte neyin ne olduğunu dahi bilmeyen gençler, şimdilerde bu çalgıyı öğrenebilmek için adeta birbiriyle yarışıyor.
Bursa’da belediyelerin açtığı kursların yanı sıra, Osmangazi Belediyesi tarafından 4 yıl önce restore edilerek kültür merkezi haline dönüştürülen Karabaş-ı Veli’de verilen ücretsiz ney kursları da yoğun ilgi görüyor. Karabaş-ı Veli Kültür Merkezi’nde Bursa Mevlana Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği tarafından verilen kurslara özellikle gençlerin yoğun ilgisi dikkat çekiyor. Merkezin neyzeni Engin Ağar, gençlerin neye duyduğu ilgiden son derece memnun olduklarını kaydetti.
Neyin insana huzur veren sesinin gençler tarafından keşfedilmesinin çok önemli olduğunu belirten neyzen Ağar, şöyle konuştu: “Ney ses rengi olarak insan sesine en yakın çalgılardan biridir. Her türlü müzikâl motifi icrâ etmeye imkân tanır. 3 oktavlık ses sâhası içindeki tüm sesleri, nefes şiddetini veya dudağın başpâre ile yaptığı açıyı değiştirmek sûretiyle büyülü sesler çıkartılabilir. Gençlerin neye olan ilgisi için gerçekten çok fazla. Bu ilginin nedenleri çok fazla. Bir kere gençler kendi kültürünü tanıdıkça, içindeki güzellikleri keşfediyor. Son yıllarda hemen hemen bütün müzik dallarında ney kullanılması da önemli bir etken. Ney gençlerin dikkatini çekti. Gençlerin ilgisi uyandı. Ney’in sesi insana huzur veriyor. Buradaki ortamı gören, neyin sesini dinleyen gençler çok etkileniyor. Öğrenmek isteyen gençler de zorlanmadan öğreniyor.” Bursa Mevlana Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı Cafer Altay da, Karabaş-ı Veli Kültür Merkezi’nde ney kurslarının yanı sıra sema kursları da düzenlediklerini dile getirdi.
Bu kurslara 12 ila 30 yaş arasındaki insanların yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayan Altay, “Merkezimize gelen herkes, tamamen ücretsiz verilen ney ve sema kurslarından yararlanıyor. Sema ve ney, insan ömrünü ve Allah’ın güzelliğini anlatan, huzur veren bir güzellik. Gençlerin bu güzellikleri keşfedip anlamaya çalışması sevindirici. Bizde elimizden geldiği ölçüde onlara yardımcı oluyoruz ve olamaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Bursa / cihan
|
19.02.2009
|
|
|
Osmanlı’dan kalma harem daireleri restore edilecek |
OSMANLI’NIN son dönemlerine şahitlik eden Yıldız Sarayı’nın bugüne kadar ziyarete açılamayan harem daireleri, restore edilerek eski ihtişamlı günlerine döndürülecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Yıldız Sarayı Kontrol Amiri restoratör Ahmet Selbesoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine tanıklık eden Yıldız Sarayı’nın 5 binadan oluşan harem daireleri, uzun yıllar Harp Akademileri Komutanlığına hizmet verdikten sonra 1978 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına devrildi. Son 20 yılda ödenek yetersizliği nedeniyle sadece dış etkilerden koruma amaçlı restorasyonlar geçiren ve bugüne kadar sadece çatısı, pencereleri ve kapıları onarılan harem daireleri, tarihe kazandırılmayı bekliyor.
Topkapı ve Dolmabahçe saraylarının harem dairelerinin aksine bugüne kadar turizme açılamayan Yıldız Sarayı’nın harem dairelerinin restorasyonu için İstanbul İl Özel İdaresi kolları sıvadı. Harem dairelerinin eski ihtişamına kavuşması için İl Özel İdaresi 3 Martta ihaleye çıkacak.
Restorasyon çalışmaları hakkında da bilgi veren Ahmet Selbesoğlu, harem daireleri ve cariyeleri yetiştiren hadım edilen zencilerin kaldığı kızlar ağası dairesinin yapımına, 2. Abdülhamid’in Yıldız Sarayı’na yerleşmesi sonrasında başlandığını belirtti. Selbesoğlu, haremin kadınların bulunduğu bir mekan olduğu için saraylarda en merak edilen bölümler olduğunu dile getirerek, restorasyonun sonunda harem dairelerini canlandırmayı, eski ihtişamına kavuşturmayı hedeflediklerini söyledi. İstanbul/ aa
YILDIZ SARAYI
SULTANLAR ve şehzadeler tarafından ikametgah olarak kullanılan ve resmi görevlilere tahsis edilen köşklerden başka tiyatro, müze, kitaplık, eczane, hayvanat bahçesi, mescit, hamam, tamirhane, marangozhane, demirhane, kilithane gibi çeşitli binaları da kapsayan Yıldız Sarayı’nda, restorasyon ve müzeleştirme çalışmaları 1994 yılında başlayabildi. Saray Tiyatrosu ve yeniden düzenlenen Sahne Sanatları Müzesi 6 Ocak 1994’te, Yıldız Sarayı Müzesi ise 8 Nisan 1994’te ziyarete açıldı.
|
19.02.2009
|
|
|
Mistik Sanat Festivali sona erdi |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından gerçekleştirilen Mistik Sanat Festivali, Ömer Faruk Tekbilek’in Aya İrini’de verdiği konserle sona erdi. Kızlarağası Medresesi, Eminönü Halk Eğitim Merkezi ve Aya İrini’yi içine alan tarihi yarımadada gerçekleşen festival kapsamında konserler, film gösterimleri ve sergiler gerçekleşti. Katılımın ücretsiz olduğu festivale, soğuğa ve yağmura rağmen ilgi çok büyüktü. Mistik Sanat Festivali, 12-16 Şubat tarihlerinde gerçekleşti. Festivalin ilk gününde 72 kişilik Antakya Medeniyetler Korosu sahne aldı. Koro seyircilerden büyük ilgi gördü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan, festivalin açılış konuşmasında, Antakya’nın, İstanbul’un hatta Anadolu’nun diğer şehirlerinin hoşgörü ve sevgi medeniyetinin yeşerdiği yerler olduğunu belirtti. Bayhan konuşmasında gökkuşağı örneğini vererek şunları söyledi: “Her birimizin sevdiği renkler vardır. Sevmediği renkler de vardır… Ve bu herkese göre değişiklik arz eder. Ancak, aramızda sanırım gökkuşağını sevmeyen, hayran olmayan yoktur. Halbuki gökkuşağında bizim sevmediğimizi farz ettiğimiz renk de vardır. Ancak, gökkuşağının güzelliğini o renk olmadan düşünemeyiz. İşte İstanbul da yıllarca bir gökkuşağı gibi farklı kültürleri bir armoni halinde yaşatmayı başarmıştır. Tıpkı Antakya gibi…” Bayhan, Festivalde emeği geçen herkese de teşekkür etti. Yeni Asya/İstanbul
|
19.02.2009
|
|
|
Japon Filmleri Festivali 28 Şubat’ta |
İZMİR Japon Filmleri Festivali, 28 Şubat Cumartesi ve 1 Mart Pazar günleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde (DESEM) yapılacak. Japonya Başkonsolosluğu kültür faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen festivaldeki filmler, konularına göre “Günümüzün Japon Sinemasından Kesitler”, “Seçkin Japon Filmlerinden Örnekler” ve “Japon Animasyonunun Başyapıtları” olarak üç bölümde toplandı. Hepsi orijinal Japonca seslendirmeli olan 7 film, Türkçe altyazılı olarak gösterilecek. Girişin ücretsiz olacağı festival hakkında ayrıntılı bilgi, “www.istanbul.tr.emb-japan.go.jp/consulate-t/izmirfilm2009-t.html” adresinden alınabiliyor. İzmir/Cihan
|
19.02.2009
|
|
|
İlahiyat öğrencilerine İbranice dersi |
MARMARA Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raşit Küçük, fakültedeki öğrencilere İbranice eğitimi verildiğini, derslerin de Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva’dan alındığını söyledi. Dekan Küçük, Haleva’nın 10 yılı aşkın süredir yüksek lisans ve doktora öğrencilerine İbranice dersi verdiğini dile getirdi. İstanbul/Cihan
|
19.02.2009
|
|
|
|