|
|
|
Ergenekon silâhları basına gösterildi |
Ergenekon soruşturması kapsamında son operasyonda ele geçirilen silâh ve patlayıcılar, basın mensuplarına gösterildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sergilenen malzemeler arasında, tabancalar, el bombaları, lav silâhları, patlayıcılar ve fişekler olduğu görüldü.
Silâh ve patlayıcılar basına gösterildi
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında son operasyonda ele geçirilen silâh ve patlayıcılar, basın mensuplarına gösterildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sergilenen malzemeler arasında, tabancalar, el bombaları, lav silâhları, patlayıcılar ve fişekler olduğu görüldü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden son operasyona ilişkin yazılı basın açıklaması da yapıldı. Açıklamada, İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Kayseri, Kastamonu, Sivas, Muğla, Şırnak, Balıkesir, Uşak ve Tokat illerinde 7 Ocak 2009 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda 33 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, yakalanan kişilerin haklarında düzenlenen tahkikat evrakı ile birlikte adlî makamlara sevk edildiği hatırlatıldı.
|
12.01.2009
|
|
|
1972'DEKİ PATLAMANIN İZİ TAKİP EDİLİNCE... |
İtalya'da 1953-58 yılları arasında ABD ve İngiliz gizli servislerinin desteğiyle Savunma Bakanlığında kurulup sonrasında yüzlerce terör eylemine ve faili meçhule imza atan Gladio, 1972'deki bir patlama olayını takip eden Savcı Felice Casson tarafından 1984'te başlatılan soruşturmanın 1990'da tamamlanması ve 622 kişilik isim listesinin yer aldığı bir dosyanın dönemin Başbakanına sunulmasıyla çökertildi.
ABD EĞİTİMLİ AJANLAR, SİLÂH DEPOLARI
Gladio ve Temiz Eller Operasyonunda ortaya çıkan çarpıcı sonuçlardan bazıları şöyle: * ABD ve İngiliz gizli servislerince eğitilen kişi sayısı: 622. *Silâh ve mühimmat bulunan depo sayısı: 139. * Dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekili sayısı: 463. * Suç duyurusu yapılan kişi sayısı: 7417. * Yargı önüne çıkarılan işadamı sayısı: 911. * Yargı önüne çıkarılan kamu görevlisi sayısı: 2993.
“İtalyan Ergenekon”u 6 yılda çökertildi
Türkİye’dekİ Ergenekon operasyonu adım adım ilerlerken İtalyan “derin devlet”ini çökerten zorlu ve uzun dava sürecindeki ilginç rakamlar dikkat çekiyor. “İtalyan Gladio”su 1953-1958 yılları arasında ABD ve İngiliz gizli servislerinin desteğiyle İtalya Savunma Bakanlığı altında kurulmuş ve sonrasında yüzlerce terör eylemine, faili meçhule imza atmıştı. İtalya’daki Gladio ve Temiz Eller Operasyonu’yla ilgili bazı ilginç rakamlar şöyle:
nABD ve İngiliz gizli servislerince eğitilen kişi sayısı: İkisi kadın 622 kişi.
nSilâh ve mühimmat bulunan depo sayısı: 139 yerde depo ortaya çıktı.
nDokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekili sayısı: 463.
nSuç duyurusu yapılan kişi sayısı: 7 bin 417.
nYargı önüne çıkarılan işadamı sayısı: 911.
nYargı önüne çıkarılan kamu görevlisi sayısı: 2 bin 993.
Savcı Felice Casson, 6 yıllık araştırma sonucunda 622 ‘elebaşının’ listesini başbakana verdiğinde kaç sadece 37 yaşındaydı. (Casson, 1972 yılında meydana gelen bir patlamayı 1984 yıl sonra görevdeyken incelemeye başladı. 1990’da 622 kişilik isim listesiyle Başbakan Giulio Andreotti’ye listeyi sundu.)
Gladio’nun varlığı ilk kez resmen savcı Felice Casso’dan isimleri alan Başbakan Giulio Andreotti tarafından 1990’da ilân edildi.
SUÇLU BULUNAN EN AĞIR TOPLAR
ESKİ Başbakan Bettino Craxi’nin de aralarında bulunduğu 12 eski bakan ve parlamenter hakkında tutuklama kararı verildi. Azil süreci başlatılan Cumhurbaşkanı da istifa etmek zorunda kaldı.
|
12.01.2009
|
|
|
Şahin tutuklandı, Kılınç serbest |
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 21 kişiden, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’in de aralarında bulunduğu 9’u tutuklandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguları tamamlanan İbrahim Şahin, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, emekli Kurmay Albay İlyas Çınar, emekli Albay Hüseyin Vural, Oğuzhan S, Fatma C, Fahri K, Hüdayi Ü, Yaşar Oğuz Ş, Oğuz B, Ersin G, Mehmet K, Barış D, Özkan B, İlhami Ümit H, Coşkun U, Mehmet Engin E, Bekir Ç, Erdal Ş, Engin A. ve Hasan Ataman Y, gruplar halinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları tarafından sorgulanan bu kişilerden nöbetçi mahkemeye sevk edilen eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ile Oğuzhan S, Fatma C, Fahri K, Hüdayi Ü, Yaşar Oğuz Ş, Oğuz B, Ersin G. ve Mehmet K. tutuklandı. Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile emekli Kurmay Albay İlyas Çınar, adli kontrol uygulamasına tabi tutulmaları talebiyle sevk edildikleri mahkemece, herhangi bir adli kontrol uygulamasına gerek görülmeyerek serbest bırakıldı. Şüphelilerden Barış D, Özkan B, İlhami Ümit H, Coşkun U, Mehmet Engin E, Bekir Ç. ve Erdal Ş. de savcılık sorgularının ardından serbest kaldı. Savcılar tarafından tutuklanmaları istenen emekli Albay Hüseyin Vural ile Engin A. ve Hasan Ataman Y’nin mahkemedeki işlemleri ise halen sürüyor. Tutuklananlardan eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’in de aralarında bulunduğu 4’ü, önce Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne götürüldü. Şahin ile diğer 3 kişinin, haklarındaki suçlamanın teröre ilişkin olması sebebiyle buradan Metris Cezaevi’ne gönderildikleri öğrenildi. Serbest kalan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile emekli Kurmay Albay İlyas Çınar, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin, hakim ve savcıların kullandığı kapısından çıktı. Çıkış sırasında, görüntü almaya çalışan gazeteciler ile polisler arasında arbede yaşandı.
|
12.01.2009
|
|
|
GÜRÜZ VE YAVUZ DA ADLİYEDE |
Emniyetteki işlemlerinin ardından eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Gürüz, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Şenel ve Prof. Dr. Yalçın ile emekli Orgeneral Yavuz, İstanbul Adliyesi’ne götürüldü.
Soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel ve Prof. Dr. Yalçın Küçük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden çıkartıldıktan sonra önce Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’ne götürülerek, buradaki adli tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi. Gürüz, Küçük ve Şenel, daha sonra Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne götürülerek, hakim ve savcıların giriş yaptığı kapıdan adliye binasına alındı.Gözaltına bulunan emekli Orgeneral Kemal Yavuz da bu grubun ardından Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Yavuz da hakim ve savcıların giriş yaptığı bölümden adliye binasına alındı.
|
12.01.2009
|
|
|
CHP’li başkanlar yolsuzluktan tutuklandı |
İZMİR'DE, ‘’ihaleye fesat karıştırmak, imar kanuna muhalefet, rüşvet alıp vermek, görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal etmek, irtikap, devleti zarara uğratmak’’ iddialarıyla ilgili gözaltına alınarak adliyeye gönderilen 74 kişiden aralarında CHP’li Güzelbahçe ve Değirmendere Belediye başkanlarının da bulunduğu 39 kişi tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye gönderilen ve Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadeleri alınan 74 zanlıdan 8’i serbest bırakıldı. Mahkemeye sevk edilen 66 kişiden aralarında Güzelbahçe Belediye Başkanı E.A. ile Menderes ilçesine bağlı Değirmendere beldesinin Belediye Başkanı N.Ş.E’nin de yer aldığı 39’u tutuklandı. 27 kişi ise mahkemece serbest bırakıldı.
|
12.01.2009
|
|
|
YSK, sandık kurullarının görev ve yetkilerini duyurdu |
YÜKSEK Seçim Kurulunun (YSK) yerel seçimlere ilişkin bazı kararları Resmî Gazete’de yayımlandı.
YSK, genelge yayımlayarak, 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak mahallî idareler ile mahalle muhtarlıkları ve ihtiyar heyetleri seçimlerinde, sandık kurullarının görev ve yetkilerini belirledi. YSK’nın yerel seçimlerde ceza ve tutukevlerinde bulunan seçmen niteliğine sahip taksirli suçlardan hükümlüler ile tutukluların da oy kullanabileceğine ilişkin kararında ise hükümlü ile tutuklu seçmenlerin, ceza ve tutukevi yönetimi aracılığıyla ilçe seçim kurulu başkanlığından seçmen kütüğüne kayıtlı olduğuna ilişkin aldığı belgeyi veya seçmen bilgi kâğıdını vermesi halinde tutuklu seçmen listesine dahil edilecekleri belirtildi.
|
12.01.2009
|
|
|
53 senede 2 bin 682 madenci öldü |
TÜRKİYE Taşkömürü Kurumu (TTK) madenlerinde 1995-2008 yıllarındaki iş kazalarında 2 bin 682 işçi öldü, 323 bin 809 işçi yaralandı.
TTK Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden derlenen bilgilere göre, kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında göçük, grizu ve kömür patlaması, karbonmonoksit zehirlenmeleri, metan gazı ve karbondioksit boğulmaları gibi kazalar sonucu her yıl çok sayıda işçi hayatını kaybediyor ve yaralanıyor. TTK’da 1955-2008 dönemindeki kazalarda en az ölüm 3 işçi ile 2006’da, en fazla ölüm de grizu faciasının yanı sıra diğer kazalarla birlikte 277 işçinin öldüğü 1992’de yaşandı. Kurumdaki kazalarda en fazla yaralanma 9 bin 592 kişi ile 1966’da, en az ise 1672 kişi ile 2006’da meydana geldi.
|
12.01.2009
|
|
|
“İnsanlık dramı ve ayıbı’’ yaşanıyor |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Gazze’deki olayları, ‘’İnsanlık dramı ve ayıbı’’ olarak nitelendirdi.
Toptan, Cezayir’deki temaslarının 2. gününe, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkanı Abdülaziz Ziari ile görüştü. Toptan Gazze’de meydana gelen olaylar karşısında, Türkiye ve Cezayir’in görüşlerinin ortak olduğunu ve her kademedeki tepkilerin örtüştüğünü dile getirerek, şöyle devam etti: ‘’Gazze’de meydana gelen olaylar sadece İsrail ile Hamas’ın, sadece İsrail ile Filistin’in, sadece Müslümanlar ile başkalarının mücadelesinin ötesinde bir insanlık olayıdır. Gazze’de meydana gelen gelişmeler, bir insanlık dramı ve ayıbıdır. 2 yaşındaki bebeklerin, 7-8 yaşındaki çocukların, çaresiz kadınların öldürülmesini haklı kılabilecek hiçbir politik, kabul edilebilir bir gerekçe olamaz. Bunun savunulması mümkün değil. Üzülerek gördük ki dünyanın bir bölümü, Gazze’de olanları başka bir gözle görmüş. 2-3 yaşındaki bebeklerin öldürülmesinin altındaki sebebi, İsrail’in savunma kaygısından kaynaklandığını açıklamışlardır. Sadece İslâm ülkelerinin değil, başka ülkelerin de tepkisi üzerine, yavaş yavaş dünya gerçekleri görmeye başladı.’’ BM Güvenlik Konseyi kararına rağmen, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının devam ettiğini hatırlatan Köksal Toptan, ‘’Filistinli kardeşlerimizin kendi aralarındaki ihtilafı ortadan kaldıracak girişimlerin gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi halde ortaya çıkacak zafiyetten İsrail yararlanacaktır’’ diye konuştu. TBMM Başkanı Toptan, Türkiye’nin, AB’ye verdiği öneme de değinerek, modern Avrupa’nın standartlarını Türkiye’ye getirmek, her alanda demokratikleşme ve refahı sağlamak istediklerini ifade etti. Toptan, Türkiye’nin, Avrupa’nın bütün kuruluşlarının ya kurucusu ya üyesi olduğuna dikkati çekerek, ‘’Türkiye, AB içindedir ve olacaktır’’ dedi.
|
12.01.2009
|
|
|
“DEÜ Rektörlüğüne atama usule uygun” |
ANKARA Bölge İdare Mahkemesi, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün atanmasının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin kararını kaldırdı.
Bölge İdare Mahkemesi, rektör adaylarından Prof. Dr. Sedef Gidener’in açtığı davada, Cumhurbaşkanlığı’nın Ankara 15. İdare Mahkemesinin kararına karşı yaptığı itirazı sonuçlandırdı. Kararda, rektör adayı olabilmek için profesör akademik unvanına sahip olma ve 67 yaşın altında olma şartlarının arandığı, bunun dışında bir şart getirilmediği belirtilerek, ‘’Dolayısıyla, üniversitede çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın, serbest çalışan veya başka bir kamu kurumunda çalışan profesör unvanına sahip, 67 yaşın altında olan kişiler seçimlere katılıp rektör adayı olabilecektir’’ denildi. Mahkeme kararı oy birliğiyle aldı. Ankara 15. İdare Mahkemesi, rektörlüğe Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün atanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı işleminin yürütmesini, Füzün’ün “kısmi statüde” çalıştığı gerekçesiyle bire karşı 2 üyenin oyuyla durdurmuştu. Ankara 15. İdare Mahkemesi, atama işlemine karşı açılan iptal davasını daha sonra esastan karara bağlayacak.
|
12.01.2009
|
|
|
2-B yine gündemde |
Hükümetin 29 Mart yerel seçimlerinden önce yasa çıkarmayı planladığı 2-B’ler, yani orman dışına çıkarılmış araziler Türkiye’de 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplıyor. Kadastro çalışmaları tamamlandığında bu rakamın 600 bin hektara ulaşacağı tahmin ediliyor.
2-B’ler 473 bin 419 hektar alanı kaplıyor
HÜKÜMETİN 29 Mart yerel seçimlerinden önce yasa çıkarmayı planladığı 2-B’ler (orman dışına çıkarılmış araziler) Türkiye’de 473 bin 419 hektarlık bir alanı kaplıyor.
Edinilen bilgiye göre, hazırlanan yasa taslağıyla hak sahiplerine rayiç değerler üzerinden satılması, TOKİ’ye emlak vergisine tabi değerler üzerinden devri planlanan 2-B’lerin toplam büyüklüğü 473 bin 419 hektarı buluyor. Kadastro çalışmaları tamamlandığında bu rakamın 600 bin hektara ulaşacağı tahmin ediliyor. Mevcut rakamlara göre en fazla 2-B alanı, 45 bin 548 hektar ile Antalya’da bulunuyor. Bunu 9 bin 287 hektar ile Mersin, 34 bin 887 hektar ile Balıkesir, 29 bin 632 hektar ile Sakarya, 29 bin 138 hektar ile de Muğla izliyor. 2-B’lerin oluşturduğu alan İstanbul’da 18 bin 233 hektara, İzmir’de 14 bin 772 hektara, Bursa’da 14 bin 534 hektara ulaşıyor.
Hakkâri, Van, Şırnak, Mardin, Batman, Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Ardahan ve Iğdır illerinde ise hiç 2-B arazisi görünmüyor.
Üzerlerinde şehirler var
Devletin resmî verilerine göre, 2-B’lerin 22 bin 233 hektarının üzerinde toplu yerleşim alanları bulunuyor. 6 bin 624 hektarlık alanda ilçeler, 8 bin 514 hektarlık alanda belde- ler, 7 bin 35 hektarlık alanda da köyler yer alıyor.
|
12.01.2009
|
|
|
Çiftçi borcunu ödeyemiyor |
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2008 yılında hızla artan girdi fiyatları, iki yıldır yaşanan kuraklık ve küresel ekonomik kriz sebebiyle tarım ürünleri ihracatında ve ürün fiyatlarındaki gerileme karşısında çiftçilerin kredi borçlarını ödeyemez hale geldiğini belirtti. Bayraktar, borcunu ödeyemeyen çiftçilerin icraya verildiğini, tarlalarının satışa çıkarıldığını söyledi.
Bayraktar: Çiftçi borcunu ödeyemez hale geldi
TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2008 yılında hızla artan girdi fiyatları, iki yıldır yaşanan kuraklık, küresel ekonomik kriz sebebiyle tarım ürünlerinin ihracatında ve ürün fiyatlarındaki gerileme karşısında çiftçilerin kredi borçlarını ödeyemez hale geldiğini bildirdi. Bayraktar son aylarda belirtilen bu sebepler yüzünden borcunu ödeyemeyen çiftçilerin icraya verilerek, tarlalarının satışa çıkarıldığını belirtti. Tarım kredisi kullandırmaya yeni başlayan bankaların ise son iki yıldır tarımda yaşanan olumsuz gelişmeler ve ekonomik kriz gerekçesi ile 2008 yılının özellikle ikinci yarısında tarımsal kredi kullandırmada isteksiz davranmaya başladığını dile getiren Bayraktar, borcunu ödeyen çiftçilerimizin kredileri yenilenmediğini, yenileyenlerin de genellikle çok borçlu olduğundan yatırım ve üretimde kullanmak için değil, sadece borç kapatmak için kredi kullandığını kaydetti.
|
12.01.2009
|
|
|
‘Kara liste affı’ Genel Kurul’da |
MECLİS, bu hafta, karşılıksız çek, protestolu senetler ile kredi ve kredi kartları borçlarına ilişkin kayıtların dikkate alınmamasına ilişkin yasa tasarısı için mesai yapacak.
TBMM Genel Kurulunda önce, görüşmeleri yarım kalan Tapu Kanununda değişiklik öngören kanun tasarısı görüşülecek. Genel Kurul, daha sonra, geçen hafta komisyonda kabul edilen, karşılıksız çek, protestolu senetler ile kredi ve kredi kartları borçlarına ilişkin kayıtların dikkate alınmamasına ilişkin yasa tasarısını görüşecek. Tasarı, ödeme tarihi, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce olup da kullandığı nakdi, gayri nakdi kredinin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ya da bulunmayan gerçek kişiler ile kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin kayıtları, söz konusu borçların yasanın yürürlük tarihinden önce veya yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, borcun tamamının ödenmesinin ardından Merkez Bankasında tutulan kayıtların silinmesini içeriyor.Merkez Bankasınca kayıtların silinmesinden sonra, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerince yapılacak kredilendirme, çek karnesi verilmesi ve diğer işlemlerde silinmiş kayıtlar dikkate alınmayacak. Genel Kurul, yarın 15.00-20.00, 14-15 Ocak Çarşamba ve Perşembe günleri ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. Gümrük mevzuatının AB ile uyumlu hale getirilmesi amacıyla hazırlanan, Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 15 Ocak Perşembe günü ele alınacak.
‘’KREDİLERİ YENİDEN YAPILANDIRMA’’ TEKLİFİ
Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASS) Genel Başkanı Turgut Yılmaz, bankacılık sektörünün 2001 yılında yaşanan krizde büyük sıkıntılar yaşadığını ancak, alınan derslerle 2005 yılından itibaren sektörün malî açıdan güçlendirildiğini belirtti. Önümüzdeki günlerde bankaların yaşayabileceği tek sıkıntının, reel sektöre verdikleri kredilerin dönmeyişi olabileceğini kaydeden Yılmaz, ‘’Umut ediyoruz ki, bankalar şu anda işleri düzgün giderken, kredi alan iş yerlerinin ödemelerinde gecikmeler olduğunda üzerlerine gidip, kredileri geri çağırmazlar, bunun yerine krediler ileriye dönük olarak yeniden yapılandırılır’’ dedi.
|
12.01.2009
|
|
|
Rusya, Batı ile doğal gazda anlaştı |
RUSYA, Ukrayna ve AB, Avrupalı müşterilerin gazının çalındığı iddialarının açıklığa kavuşturulması için uluslar arası gözlemcilerin Ukrayna’ya giren ve bu ülkeden çıkan gaz miktarını incelemeleri konusunda nihaî anlaşmayı sağladı.
Rus doğal gazının Avrupa’ya taşınmasının yolunu açan 3’lü anlaşma, Rusya ve Ukrayna arasındaki fiyat anlaşmazlığından kaynaklanan soruna çözüm getirmiyor. AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek, Rusya’nın Ukrayna üzerinden AB’ye gaz göndermek için ileri sürdüğü ön şartın karşılanmasıyla akışın yeniden başlamasının önünde her hangi bir engel almadığını belirterek, Rus doğal gazının mesafe farkı sebebiyle 3 gün sonra AB’ye ulaşmasını beklediklerini söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da Bulgaristan, Sırbistan, Bosna Hersek ve Slovakya başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinin çok zor durumda kaldığına dikkati çekerek, Rusya ve Ukrayna’daki AB gözlemcilerin izleme görevine başlamasıyla doğal gaz vanalarının açılacağını bildirdi.
|
12.01.2009
|
|
|
"Doğal gaz krizinde LPG iyi alternatif " |
İSTANBUL Ticaret Odası(İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, doğal gaz sevkıyatında yaşanan kriz dönemlerinde, tedarik ve temininde sıkıntı bulunmayan Likit Petrol Gazı’nın (LPG) önemli bir alternatif olacağını bildirdi.
Yaptığı yazılı açıklamada, LPG’nin özelliklerini sayarak, bu sebeple birçok Avrupa ülkesinde tercih edilen bir enerji kaynağı olduğunu, Avrupa’nın da kısıntı sebebiyle LPG dönüşümü başlattığını belirten Yalçıntaş, kombi, ocak ve fırın gibi cihazların basit bir işlemle LPG ile çalışır hale getirilebileceğine işaret etti. Yalçıntaş, doğal gazla ilgili sorun yaşanması halinde ilgili kurumların gerekli önlemleri alacağından kuşku duyulmadığını ifade ederek, “Bütün buna rağmen bir sıkıntı ile karşı karşıya kalındığında LPG’ye dönüşümün küçük bir işlemle yapılabilme imkânının olduğunu belirtmek isterim. Türkiye’de 10 milyar dolarlık pazar hacmini yakalayan LPG, doğal gazla birlikte çevreci bir yakıt olarak görülmeli. LPG sektöründe de böyle bir dönüşüm için her türlü altyapı hazır. Özellikle sanayi kesiminde sistemin hızlı devreye alınabilmesi mümkün” dedi.
|
12.01.2009
|
|
|
Günde 1 milyon reçete |
Sosyal Güvenlik Kurumuna günde ortalama 1 milyon, ayda 20 milyon reçete girişi yapılıyor. Geçen yılın 10 aylık döneminde SGK tarafından 199 milyon 680 bin reçetenin ödemesi yapılırken, 2009 yılında bu girişler daha fazla artacak.
SGK’ya günde 1 milyon reçete geliyor
SOSYAL Güvenlik Kurumu’nun (SGK) provizyon sistemindeki arıza reçete yoğunluğundan kaynaklanıyor. Kurum verilerine göre, sisteme günde ortalama 1 milyon, ayda 20 milyon reçete girişi yapılıyor. Geçen yılın 10 aylık döneminde SGK tarafından 199 milyon 680 bin reçetenin ödemesi yapılırken, 2009 yılında bu girişler daha fazla artacak. Reçetelerin çoğalmasıyla devletin ilâca ödediği para aylık 1 milyar Türk Lirası’na çıkacak.
Türk Eczacıları Birliği’nin (TEB) ilâç alım protokolünü feshetme gerekçelerinden biri olan provizyon sistemindeki arızaların gerekçesi ortaya çıktı. Elektronik sisteme 22 bin 500 eczaneden günde 1 milyon reçete geliyor. Aylık ortalama 20 milyon reçetenin girildiği provizyon sistemi, özel ve kamu hastaneleri dahil edildiğinde muazzam bilgi trafiğine aracılık ediyor. Yoğunluk sebebiyle özellikle ay sonlarında ve ay başlarında sistemde tıkanıklıklar yaşanıyor. SGK Bilgi İşlem Dairesi ise internet altyapısını sürekli güçlendirerek sorunların asgaride tutulmasına gayret ediyor. Buna rağmen kesintilerin yaşanması 70 milyon vatandaşın sağlık, sigorta ve ilaç işlemlerinin provizyon üzerinden yapılmasına bağlanıyor. Provizyon sisteminden onay verilen reçetelerin devlet bütçesine girdisi de çok büyük oluyor. 2008 yılında 10 milyar 634 milyon TL ilâca kaynak ayıran devletin, yeni yıldaki ilâç harcamalarının 12 milyar 153 milyon TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
|
12.01.2009
|
|
|
Doğu, eksı 32 derece |
DOĞU Anadolu Bölgesi’nde kar yağışı ve soğuk hava hayatı etkilemeye devam ediyor.
Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı eksi 32 derece ile Erzurum’da yaşandı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, şehir merkezlerinde kar kalınlığı Ağrı’da 40, Kars’ta 18, Ardahan’da 14, Erzurum ve Erzincan’da 10, Iğdır’da ise 7 santimetre olarak belirlendi.
Kar yağışı ve tipi sebebiyle ulaşıma kapanan Erzurum’da 15, Muş’ta ise 5 köy yolunu açma çalışmaları devam ediyor. Bölgede gece yaşanan en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 32, Ağrı’da 26, Kars’ta 21, Ardahan’da 19, Iğdır’da 16 ve Erzincan’da 15 derece ölçüldü. Erzurum’da soğuk hava sebebiyle araçlarını çalıştırmakta zorlanan bazı vatandaşların tüplü pürmüzle yakıt deposunu ve motorunu ısıttığı, bazılarının ise araçlarının altına ateş yakarak çalıştırmak için uğraştığı dikkati çekti. Birçok ilde aşırı soğuk hava dolayısıyla özellikle sobalı evlerin su şebekesi dondu. Muş’ta ise vatandaşların su şebekesinin donmaması için muslukların hafif şekilde açık bırakılması dolayasayla su sıkıntısı yaşandığı bildirildi. Şehirde gündüz saatlerinde birçok mahalleye su verilemediği, bu sebeple de vatandaşların il merkezindeki çeşmelerden su ihtiyaçlarını karşıladıkları kaydedildi. Meteoroloji yetkilileri, bir hafta boyunca bölgede yağış beklenmediğini, havanın parçalı az bulutlu olacağını bildirdi. Hava sıcaklıklarında önemli bir değişiklik beklenmediğini aktaran yetkililer, yollarda oluşacak sis ve buzlanmaya karşı sürücüleri uyardı.
|
12.01.2009
|
|
|
KAMYONLAR YOLLARDA MAHSUR KALDI |
VAN'IN Muradiye ve Özalp ilçeleri arasında taşımacılık yapan 20 kamyoncu, kar sebebiyle kapanan yolda mahsur kalarak 8 saat boyunca kurtarılmayı bekledi.
İki ilçe arasında kamyonla taşımacılık yapan 20 sürücü, daha kısa mesafe olması dolayısıyla tercih ettikleri köy yolunu kullanarak Muradiye’den Özalp ilçesine hareket etti. Kar yağışı ve tipinin etkili olduğu yolda seyretmekte güçlük çeken araçlardan bazıları, yolun 15. kilometresinde Pirreşit Dağı eteğindeki Gültepe mevkiinde kara saplandı. Saatler süren uğraşlarına rağmen araçları saplandığı yerden çıkaramayan sürücüler, cep telefonuyla Muradiye Kaymakamı Ömer Sağlam’a ulaşarak, yardım istedi. Kaymakam Sağlam’ın talimatıyla harekete geçen Köylere Hizmet Götürme Birliği ekipleri, bir greyder ve bir servis aracıyla mahsur kalan 20 kişiye ulaşmaya çalıştı.
|
12.01.2009
|
|
|
Minik Tuğba ailesine kavuştu |
Bangladeşlı bir aile tarafından 2007 yılında kaçırılan 5 yaşındaki kız çocuğu Tuğba Aksu, Türkiye’ye getirildi.
THY’ye ait uçakla Yeni Delhi üzerinden Bangladeşli Interpol görevlileri tarafından Türkiye’ye getirilen Tuğba Aksu, Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda Türk polisine teslim edildi. Baba Halil Aksu ilgili makamların kendileriyle çok yakından ilgilendiğini belirterek, Tuğba’ya kavuşmalarında emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Atatürk Havalimanı’nda çocuğunu karşısında gören anne Gülten Aksu da bir süre fenalık geçirdi.
|
12.01.2009
|
|
|
Leylekler bu kış da Türkiye’de |
DİYARBAKIR Dicle Üniversitesi’nin, leyleklerin göç yolları ve kış mevsimini geçirdiği yerlerle ilgili yaptığı bilimsel çalışmada, küresel ısınma nedeniyle bazı leyleklerin iki yıldır kış mevsimini Türkiye’de geçirdiği tespit edildi.
Dicle Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç ve öğrencileri, Avrupa’dan gelerek Türkiye üzerinden Afrika’ya geçen ve Avrupa’nın bir arada yaşayan en büyük leylek popülasyonunun bulunduğu Dicle Nehri kenarındaki leylekleri araştırdı. Küresel ısınmaya nedeniyle leyleklerin son iki yıldır kısmen göç etmediğini belirten Kılıç, geçen yıl 6 çift leyleğin kış mevsimini Dicle Nehri kenarındaki yuvalarında geçirdiğini tespit ettiklerini söyledi. Göç eden leyleklerin kış mevsimini Afrika’da geçirdiğini belirten Kılıç, leyleklerin kış aylarında Nil Nehri kenarına, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ise Dicle ve Fırat gibi sıcak sulak merkezlere gittiğini aktardı. Yöre halkı tarafından ‘hacı leylekler’ diye adlandırılan leyleklerin Güney’e gittikleri için hacı leylek dendiğini aktaran Kılıç, araştırmalarında leyleklerin kesinlikle Suudi Arabistan’a gitmediğini belirlediklerini ifade ederek, eskiden beri kabul edilen görüş nedeniyle bu göçmen hayvanların bölgede kutsal sayıldığını hatırlattı.
|
12.01.2009
|
|
|
“Göç”e çözüm arıyorlar |
BURSA Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hayata geçirilen ‘Göç Kaynaklı Sosyoekonomik Sorunların Çözümüne Destek Projesi’nin paylaşım toplantıları devam ediyor.
Kurumsal kapasite geliştirmek amacıyla görevlendirilen Avrupa Birliği uzmanlarından oluşan konsorsiyum temsilcileri, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Konçak ile Genel Sekreter Yardımcısı Muammer Subaşı ve üst düzey bürokratlarla bir araya gelerek projenin genel hedefleri ve yapılacak çalışmalar konusunda görüş alış verişinde bulundu. Genel Sekreter Hüseyin Konçak, 2005 yılından bu yana hazırlık çalışmaları devam eden projenin uygulama aşamasına gelindiğini belirtti. Göçün Bursa için çok önemli bir sorun teşkil ettiğine değinen Konçak, bu sorunların çözümü için proje kapsamında her türlü kaynağın seferber edileceğine dikkat çekti.
|
12.01.2009
|
|
|
Küresel ısınma aç bırakacak |
ABD’lİ bilim adamlarının küresel ısınma konusunda bilgisayar modellemeleriyle yaptıkları öngörüler, tropikal ve subtropikal bölgelerde sıcaklıkların artmasıyla ürünün önemli ölçüde azalacağını gösteriyor.
Stanford Üniversitesi’nden Robamond Naylor, “Science” dergisinin son sayısında yayınlanan makalede, en kötü ihtimali göz önünde bulundurduklarını söyledi. Küresel ısınmayı göz önüne alarak tarım sisteminin bütünüyle gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Naylor, ortaya çıkacak sıcak ve kuraklık şartlarına uyum sağlama yönünde adımlar atılmazsa, geleceğin hiç de parlak olmadığına işaret etti ve özellikle yoksul ülkelerde bugün tarımdan geçinen nüfusun büyük kısmının bu faaliyetin dışına düşeceğini vurguladı.
Washington Üniversitesi’nden David Battisti de Naylor ile birlikte kaleme aldığı aynı makalede, sadece sıcaklık artışının bile dünya tarımına olumsuz etkisinin devasa boyutlarda olacağını bildirdi ve öngörülerinde su miktarının azalacak olmasını hesaba bile katmadıklarını kaydetti.
Araştırmacılara göre, tropikal bölgelerde artan sıcaklıklar yüzünden mısır ve pirinç gibi temel gıda maddeleri üretimi yüzde 20 ila 40 oranında azalacak. Toprakta nem oranının azalmasıyla ürün daha da azalabilecek. Dünya nüfusunun yarısı -3 milyar- bugün tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşıyor. Bu sayı, yüzyılın sonuna kadar muhtemelen ikiye katlanacak.
Araştırmacılara göre, bu bölgelerdeki az gelişmiş ülkelerde nice insan günde 2 dolardan az parayla geçiniyor ve hayatta kalabilmek için tarımda çalışıyor. Uzmanlar, “daha sıcak bir dünyaya ayak uydurabilmek için” şimdiden gerekli yatırımların yapılması gerektiğini hatırlatıyor. Naylor, makalede şu çarpıcı ifadeyi kullandı: “Tarih boyunca belli dönemlerde yiyecek sıkıntısı ortaya çıkınca insanlar başka yerlere gidip karnını doyurabildi. Ama gıda kaynaklarını gözden geçirmezsek, ilerde yiyecek bulunacak başka yerler olmayacak.”
|
12.01.2009
|
|
|
Erken sezaryen bebek için riskli |
Sezaryen ameliyatlarının üçte birinden fazlasının çok erken safhada yapıldığını belirten uzmanlara göre, bu durum bebekleri başta solunum sistemi olmak üzere bir çok sorunla karşı karşıya bırakıyor.
ABD’li bilimadamlarının 13 bin 258 doğum üzerinde yaptıkları araştırmaya göre, sezaryenlerin yarısından çoğu, gebelerin isteğine bağlı olarak yapılıyor. Ancak sezaryen keyfi olarak 37. haftada yapılırsa, bebekteki komplikasyon riski iki katı oluyor. New England Journal of Medicine’de yayınlanan araştırmaya göre, 38. haftada yapılan sezaryen komplikasyon riskinin yüzde 50 artmasına yol açıyor. Amerikan Kadın-Doğum Uzmanlığı Okulu (ACOG) ise 39. haftayı güvenli olarak ilân ediyor. Alabama Üniversitesinden Dr. Alan Tita, “Doğum 39. haftadan 3 gün önce yapılsa bile, bu olumsuz sonuçlarda artış görülüyor” dedi. ACOG’un tekliflerine karşın, bebeklerin yüzde 36’sı erken dünyaya getiriliyor. Tita, neden erken sezaryen yapıldığına ilişkin olarak, 37. haftada bebeğin gelişimini tamamladığını inancının hakim, bunun da standart uygulama olduğunu söyledi. Dr. Alan Tita, kadınların, gebelikten sıkıldıkları ve bebeği bir an evvel görme heyecanı içinde oldukları için de sezaryenin yapılmasını talep ettiklerini belirtti.
|
12.01.2009
|
|
|
Ani soğuklarda yüz felcine dikkat! |
Soğuk havaların iyice kendini hissettirdiği bugünlerde uzmanlar uyarıyor: “Önlem alınmadan dışarı çıkılması yüz felci riskini beraberinde getiriyor.”
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Balcı, kışın yüz felci vak'alarının arttığını belirterek, yüz felcinin yüz kaslarını (dudak, yanak, kaş, göz çevresi kasları) etkileyen ve çok hızlı gelişen bir felç durumu olduğunu söyledi. ayrıca “Yüz felcine maruz kalmamak için özellikle rüzgârlı ve soğuk havalarda dışarı çıkarken boyun ve yüz atkıyla sarılmalı” uyarısında bulundu. Aşırı soğuk ve rüzgârlı havaların yüz felcini tetiklediğini, bu durumda yüzün yarısının kısmen hareketsiz kaldığını ifade eden Balcı, “Hasta alnını kırıştıramaz, gözünü kapatamaz, dişlerini gösteremez, dudaklarını büzemez, ıslık çalamaz. Ağız köşesi kıvrımı düzleşir. Dilin ön kısmında tat duyusu bozulur. Yüz felci teşhisi konulduktan sonra seyrin nasıl olacağı da erkenden belirlenmeli” diye konuştu. Doç. Dr. Balcı, yüz felci hastalarının çoğunun ilâç tedavisi (kortikosteroidler ve B vitamini) veya fizik tedavi yardımıyla hızla düzeldiğini, küçük bir kısmında cerrahi tedavi gerekecek kadar ağır seyir izlenebildiğini kaydetti.
|
12.01.2009
|
|
|
Belediye otobüsünde kitap okuyorlar |
Trabzon ile Of ilçesi arasında sefer yapan otobüslerde koltukların arkasına kitap konularak, 45 dakika süren seferde yolcuların kitap okuması sağlanıyor.
Trabzon Valiliğinin başlattığı okuma kampanyasına Of Kaymakamlığı ile Of Belediyesi de katıldı. Trabzon-Of arasında sefer yapan belediye otobüslerinde, koltuk arkalarına kitaplar konuldu. Uygulamayla, yaklaşık 45 dakika süren seferde yolcuların kitap okuyarak boş vakitlerini değerlendirmeleri amaçlanıyor. Yolcular ise uygulamadan memnun.
|
12.01.2009
|
|
|
1.8 milyon Euro’luk iPhone 3G! |
Avusturya’lI mücevher tasarımcısı Peter Aloisson’un iPhone 3G ‘Kings Button’ (Kralın Düğmesi) adıyla tasarladığı elmas ve altınla bezeli ürün 1 milyon 790 bin Euro değeriyle alıcısını bekliyor.
Tasarımcının 18 ayar altın, toplamda 138 adet yüksek kaliteli ve en mükemmel şekilde kesilmiş elmasla süslenmiş ürüne adını veren ise, Apple’ın uygulamalardan çıkılıp ana ekrana dönmeye yarayan “Home” düğmesinin üzerine yerleştirilmiş nadir bulunan 6.6 kıratlık elmas. Peter Aloisson, teknolojik cihazları mücevher ile birleştirmek denildiğinde akla gelen isimlerden biri, tasarımcının gözbebeği iPhone 3G ‘Kings Button’ dünyada bulunabilecek en pahalı iPhone.
|
12.01.2009
|
|
|
Toplu ulaşımda 'akıllı bisiklet’ dönemi |
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, 2010 yılında faaliyete geçecek olan akıllı bisiklet siteminde kartı olan herkesin, bir istasyondan aldığı bisikleti bir başka istasyona bırakabileceğini söyledi.
Akyürek, Konya’nın Türkiye’de en çok bisiklet kullanılan şehir olduğu, bu sebeple şehrin toplu ulaşımında bisikleti de kullanmak için bir proje hazırladıklarını belirtti. ‘’Akıllı Bisiklet’’ adını verdikleri projenin ihalesinin gerçekleştirildiğini anlatan Akyürek, Konya’da toplu ulaşımda bisiklet kullanımına bir yıl sonra başlanacağını dile getirdi. Alt yapısıyla birlikte 8-10 milyon avroya mal olması beklenen projeyle Türkiye’de bir ilke daha imza atacak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Akyürek, ‘’Tramvay ve ana otobüs güzergâhlarına 40 bisiklet istasyonu kurulacak. İlk etapta kullanılacak bisiklet sayısı ise 500 olacak’’ dedi. 2010 yılında faaliyete geçecek olan Akıllı Bisiklet siteminde kartı olan herkesin, bir istasyondan aldığı bisikleti bir başka istasyona bırakabileceğini vurgulayan Akyürek, şunları kaydetti: ‘’Evinden çıkıp toplu ulaşım araçlarına kadar bisikletle gelecek olan vatandaşlarımız, özel araçlarını kullanmak durumunda kalmayacak. Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan bu sistem sayesinde hem şehir içi ulaşım rahatlayacak hem de daha az araç kullanılacağı için egzoz dumanı kirliliği azalacak.’
|
12.01.2009
|
|
|
|