|
|
|
Afet Batman'ı da vurdu |
Özellikle Doğu bölgelerini etkisi altına alan yağışlarda can kayıpları artıyor. Sel dün de Batman’ı vurdu. Şehirde 11 kişi sular altında kalarak öldü. Şırnak’ta da bir kişi hayatını yitirdi. Sel felaketlerinde, şu ana kadar toplam 38 kişi öldü, 7 kişi kayboldu, 15 kişi yaralandı.
Özellikle Doğu bölgelerini etkisi altına alan yağışlarda can kayıpları artıyor. Sel dün de Batman’ı vurdu. Şehirde 11 kişi sular altında kalarak öldü. Şırnak’ta da bir kişi hayatını yitirdi. Sel felaketlerinde, şu ana kadar toplam 38 kişi öldü, 7 kişi kayboldu, 15 kişi yaralandı.
Batman’da önceki gün akşam saatlerinde başlayan ve aralıklarla devam eden sağanak yağış sebebiyle İluh Deresi taştı. Meydana gelen sel sebebiyle dere yakınlarındaki Petrokent, Karşıyaka, Çamlıca ve Çay mahallelerindeki çok sayıda evi su bastı. Olayda, aralarında çocukların da bulunduğu 11 kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Yaralılar, Batman Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
Aralarında askeri birliklerin de bulunduğu ekipler bölgede mahsur kalan vatandaşları kurtarmaya çalıştı. Kurtarılan vatandaşlar, Batman Kapalı Spor Salonu ve Batman Belediyesine ait konukevine götürüldü.
Batman’da okullar dün ve bugün tatil edildi. Batman’ın Besili ilçesinde de çökme tehlikesi bulunan 10 ev boşaltıldı. Toplam 111 trafo devre dışı kalırken, şehrin büyük kısmına elektrik verilemedi.
Baraj kapaklarının patladığı ve kenti yeniden su basacağı söylentileri üzerine Batman Valiliği "Halk arasında Batman Barajının suyunun bırakılacağı konusundaki söylentiler asılsızdır".açıklamısnı yaptı.
Şanlıurfa ve ilçelerinde birkaç günden bu yana aralıklarla etkili olan yağışlar ve sonrasında oluşan sel sebebiyle birçok köy ile ulaşım sağlanamıyor. Birçok köyde ev, ahır ve araçlarda hasara yol açan sel nedeniyle E-90 kara yolunun 25-30. kilometresi arasındaki asfalt yolda çökmeler meydana geldi.
Bitlis ve ilçelerinde 5 gündür devam eden yağış birçok yerleşim biriminde sel baskınlarına ve heyelana yol açtı. Mutki ilçesine bağlı 26 köy ve 30 mezranın yolu heyelan nedeniyle ulaşıma kapandı. Bu köylerde ikamet eden yaklaşık 150 kişi Mutki merkezde mahsur kaldı. Mutki-Meydan karayolu ulaşıma kapandı ve yola çok büyük kaya parçaları yuvarlandı. Muş’ta sağanak yağış sebebiyle merkeze bağlı Avartı Köyü Perşembe mezrasında 5 ev boşaltıldı. Kent merkezi ve ilçelerde de su ve dere yataklarındaki taşkınlara karşı tedbirler alındı.
Şırnak’ta ise hayvanlarını kurtarmaya çalışırken sel sularına kapılan bir kişi öldü. Şırnak Valiliği’nce il merkezi, ilçe ve köylerdeki tüm okullar iki gün tatil edildi. Şırnak-Uludere karayolunun su baskınlarından hasar görmesi sebebiyle ulaşımda güçlükler yaşanıyor.
Siirt'te alt katları su basan okulda mahsur kalan öğrenciler öğretmen ve belediye ekiplerince kurtarıldı
Mardin-Savur karayolu da yolun hasar görmesi sebebiyle ulaşıma kapandı. Önceki gün akşam saatlerinde kapanan Mardin-Diyarbakır karayolu da tek taraflı olarak ulaşıma açıldı.
KAYMAKAMLIĞI TAŞLADILAR
Sel felaketinin yoğun yaşandığı yerler arasındaki Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde bir grup Kaymakamlık binası önüne kadar yürüdü. Evlerinin acil olarak temizlenmesini ve evlerine girmek istediklerini söyleyen gruptan bazıları Kaymakamlık binasını taşladı. Kaymakam Hasan Tanrıseven, bina dışına çıkarak yaptığı konuşmayla grubu sakinleştirdi. Tanrıseven, ''Kışkırtma sonucu bir grup yürüyüş yaptı. Vatandaşa gerekli yardımlar yapılacak. Kimseyi mağdur etmeyeceğiz'' dedi.
DEVLET BÖLGEDE
Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü ise, Şırnak’a 1000 battaniye, 200 çadır, 1 seyyar mutfak ve 100 kampet, Diyarbakır’a 2 seyyar mutfak, 1000 kişilik kumanya ve 500 battaniye, Şanlıurfa’ya 1575 battaniye, 150 yatak, yeterli miktarda kumanya, 300’er adet teflon tava, su bidonu, tencere, 3’lü ocak ile mutfak seti gönderildiğini bildirdi. Şanlıurfa’da ayrıca günde 2 öğün 1800 kişilik sıcak yemek çıktığı belirtildi. Afete maruz kalan illerde hasar tespit çalışmaları sürüyor. Diyarbakır’da 278 konutun hasar gördüğü, hayvan zayiatının ise bin 389 olduğu açıklandı.
YAĞIŞLAR ŞİDDETLENECEK
Diyarbakır Meteoroloji Meydan Müdürlüğü, etkili yağışın bugün akşam saatlerine doğru şiddetini artıracağı uyarısında bulundu. Meteorolojiden yapılan açıklamada, tahminlere göre, Diyarbakır merkez dahil olmak üzere bölgedeki yağışlı sistemin bugün akşam saatlerine doğru şiddetini artırmasının beklendiği bildirildi.
Açıklamada, 4-5 Kasım tarihleri arasında da yağışın devam etmesinin beklendiği, bu nedenle tüm yetkililer ve vatandaşların tedbir almaları gerektiği kaydedildi. Van’da ise 3 gün süreyle yağışlı havanın etkili olacağı ve yüksek kesimlerde hafif kar yağışının beklendiği bildirildi.
|
/ BATMAN
03.11.2006
|
|
|
Batı dünyası İslâmı yanlış tanıyor |
Afrika Din Şûrâsı için İstanbul’a gelen dinî liderlerden Kenya Müftüsü Salih Habimana Yeni Asya’ya yaptığı değerlendirmede “Batı dünyası İslâmı yanlış tanıyor. Bu sebeple İslâma hak etmediği sıfatlar yakıştırıyorlar. Biz Türkiye’yi bu asırda İslâm kültürünün Batı dünyasına taşınması için bir köprü olarak görüyoruz. Çünkü Türkiye hem Müslüman, hem de Batılı bir ülkedir. Bu, İslâm dünyasının kendisini ifade etmesi için bulunmaz bir fırsattır. Bizler Türkiye’yi kendi temsilcimiz olarak görüyoruz” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen “Afrika Kıt’ası Müslüman Ülke ve Toplulukları Dinî Liderler Toplantısı” İstanbul Ceylan Intercontitental Otel’de devam ediyor. Oteldeki ilk günkü oturumlarda Afrika’dan toplantıya katılmak üzere ülkemize gelen Müslüman topluluk lider ve temsilcileri Afrika kıt’asının gerçeklerini, sorunlarını ve işbirliği için yapılması gerekenleri masaya yatırdılar.
Afrikalı temsilcilerin genelindeki yaklaşımlardan sezilen en önemli mesajlardan biri Afrika’nın el açan ve sürekli ihtiyaç halinde görünen acizlik imajından duyulan rahatsızlıktı. Nitekim bunu açıkça dillendirenlerden biri Cape Town ve Botswana’da dinî araştırmalarda bulunan akademisyen Muhammed Harun oldu. Harun küreselleşen dünyada İslâm ülkeleri arasında ilişkilerin geliştirilmesinin bir zaruret olduğunu ifade ederken, Afrika ile diğer ülkeler arasındaki ilişkilerde dengenin sağlanması gerektiğini vurguladı. Harun, Afrika’nın sürekli el açan bir konumda gösterilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
TÜRKİYE, AFRİKA’YI TANIMIYOR
Toplantıdaki en önemli konuşmalardan birini de uzun yıllardır Türkiye’deki üniversitelerde de araştırmalarda bulunan Dr. Muhammed Bakari yaptı. Bakari Türkiye’nin Afrika’yı tanımadığını, Afrikalıların da modern Türkiye’den haberdar olmadığını söyledi.
Bakari, “Afrika’yı Hollywood’un gösterdiğinin ötesinde göremiyoruz. Sefalet, fakirlik, yamyamlar, vahşi hayat, mülteciler… Sürekli muhtaç durumda olan bir kıt’a gibi yansıtılıyor. Halbuki Afrika’da bunun dışında da bir hayat var. Çalışkan, iyi niyetli insanların yaşadığı, yaşanabilir bir yerdir aynı zamanda Afrika” sözleriyle yansıtılanın ötesinde bir Afrika’nın varlığını anlattı.
Bakari, sözlerinin devamında Türkiye’deki araştırmacıların Afrika’ya ziyaretlerde bulunmaları gerektiğini de dile getirdi. ABD’li ve Avrupalı araştırmacıların yoğun bir şekilde Afrika’ya özellikle dinler üzerinde akademik çalışmalar yapmak amacıyla geldiklerini hatırlatan Bakari, “biz Türkleri de orada görmek isteriz” mesajı verdi. Bakari bunları söylerken Afrika ülkelerinin temsilcilerine de seslenerek, “sizler de Türkiye ve Türk tarihini öğrenmelisiniz” çağrısında bulundu. Bakari’nin verdiği en önemli mesajlardan biri de Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında her alanda işbirliği yapılması önerisiydi. Dini alanda olduğu gibi, ekonomi, kültür, eğitim ve hatta müzik alanında da ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bakari, “Bu tarz bir işbirliği hareketi bizim kendi Rönesansımızı oluşturmada bir ilk adım olacaktır” diye konuştu.
BATI DÜNYASI İSLÂMI YANLIŞ TANIYOR
Toplantının diğer katılımcılarından Kenya Müftüsü Salih Habimana Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın himayesinde gerçekleşen bu organizasyondan çok memnun kaldıklarını belirtti. Afrika-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi için bunun gibi toplantıların çok önemli olduğunu ifade eden Müftü Habimana, Türkiye’de bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.
Habimana, “Batı dünyası İslâmı yanlış tanıyor. Bu sebeple İslâma hak etmediği sıfatlar yakıştırıyorlar. Türkiye’yi ise bu asırda İslâm kültürünün Batı dünyasına taşınması için bir köprü durumunda görüyoruz. Çünkü Türkiye hem Müslüman hem de Batılı bir ülkedir. Bu, İslâm dünyasının kendini ifade etmesi için bulunmaz bir fırsattır. Bizler Türkiye’yi kendi temsilcimiz olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL İSLÂMIN BAŞŞEHRİ
Moritanya İslâm Konseyi Başkanı Ahmet El Muhammed ise, “Bu güzel şehir İstanbul’da biz Müslümanlar yabancılık hissetmiyoruz. Çünkü burası geçmişte İslâmın başşehriydi ve halen de öyle görmekteyiz. Buna tarih şahittir. Bizler eski parlak Türk tarihini hatırlarken arzumuz odur ki o güzel günler yeniden yaşanabilsin” sözleriyle bütün Afrikalı temsilciler adına temennilerini dile getirdi. Afrika Kıt’ası Müslüman Ülke ve Toplulukları Dinî Liderler Toplantısı bugün yapılacak genel değerlendirme ve kapanış oturumu ile son bulacak. Daha sonra ise temsilciler ile Sultanahmet Camisi’nde Cuma namazı kılınacağı belirtildi.
İslâm kılıçla gelmedi, gönülleri fethetti
Öte yandan Sudan Devlet Bakanlığı Zikir ve Zikredenler Genel Sekreterliği Başkanı Osman Alkabashki, “Sudan ve diğer Afrika ülkelerine İslâm kılıç zoruyla gelmedi. İslâma gönüllü olarak katıldılar” dedi.
Ülkesinde devam eden Darfur meselesine de işaret eden Alkabashki, bu tür “fitneleri” önleyecek güçte olduklarını kaydetti. Güney Afrika’dan Muhammed Harun da Afrika’nın akademik çevrelerce araştırılması gereken zenginliklere sahip bulunduğunu ifade ederek, “Bizler, Afrika’da el açmış yalvaran kişiler olarak tanımlanmak istemiyoruz” diye konuştu.
|
Umut YAVUZ
/ İSTANBUL
03.11.2006
|
|
|
Çiftçi perişan |
Çukurova’da, şiddetli yağışların binlerce dönüm pamuk, mısır, soya ve yerfıstığı ekili alanlarda zarara yol açtığı bildirildi.
Üreticiler, mevsim normallerinin üzerinde seyreden yağışlar nedeniyle binlerce dönüm ekili pamuk ve mısır tarlalarının sular altında kaldığını, ürün kalitesinin düştüğünü, çamurlaşma nedeniyle de yerfıstığı ve soyanın tarlada çürümeye başladığını söylediler. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Durmuş Halis ise, yaptığı açıklamada, 3 gündür sağanak halinde yağan yağmurlardan çiftçilerin büyük zarar gördüğünü, bölgede çok önem arz eden pamuk, mısır, soya ve yerfıstığının kalite ve fiyatının düştüğünü, hasadının da zorlaştığını belirtti. Halis, “Makineli hasat için ilaçlanan ve erken açan pamuklar, yağışlarla birlikte sular altında kaldı, çamurlaştı. Kalite ve fiyatı yarı fiyatına düştü. Pamuk çiğidi 20-25 YKr, pamuk 40 YKr’ya indi. Mısır koçanları, fırtınadan yere düştü, çamura bulandı. Yerfıstığında da, topraktaki aşırı nemlenme nedeniyle kök çürümesi oluştu. Soya fasulyesi yağmurdan döküldü. Hasat çok zorlaştı. Çiftçi ne yapacağını şaşırdı” dedi.
|
/ ADANA
03.11.2006
|
|
|
Gül: Avrupa’dan önce bizdekiler eleştiriyor |
Dışişleri Bakanı Gül, AB’den son dönemde Türkiye’nin AB reformları konusunda yavaşladığı yolunda gelen eleştirilerle ilgili olarak, “Bu moda önce içeride başladı, sonra dışarıya yansıdı. Bizim irademiz gayet açık ve seçik ortadayken, TBMM bu konuda elinden geleni yaparken, maalesef Türkiye içinde hükümet reformlar sürecini yavaşlattı, ilgisini kaybetmiş gibi söylemler başlatıldı. Bunlar belli bir süre sonra yankısını Avrupa'da buldu” dedi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AB’den de son dönemde Türkiye’nin AB reformları konusunda yavaşladığı yolundaki eleştirilerle ilgili olarak, ‘’Bu moda önce içeride başladı, sonra dışarıya yansıdı açıkçası” dedi.
Gül, Moskova’da düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİB) Teşkilâtının Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısından sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesinin ardından Türk basın mensuplarının sorularını cevapladı. Dışişleri Bakanı Gül, bir gazetecinin sorusu üzerine, Türkiye ve Rusya’nın, Kıbrıs sorunun çözüm yerinin BM olduğuna dair görüşlerinin tamamen aynı olduğunu belirterek, ‘’Meselenin BM’den AB’ye kaydırılması gibi bir Rum taktiğini hiçbir zaman kabul etmiyoruz. Rusya’nın da bu konudaki fikri, tamamen aynıdır’’ dedi.
Dışişleri Bakanı Gül, AB’den de son dönemde Türkiye’nin AB reformları konusunda yavaşladığı yolundaki eleştirilerin yapıldığının hatırlatılması üzerine de, şu karşılığı verdi:
‘’Bu moda önce içeride başladı, sonra dışarıya yansıdı açıkçası. Türkiye’de TBMM tatilini yarıda kesmiş, olağanüstü şekilde toplanmış, reform paketlerini çıkarmışken, bir bakıyoruz insanlar bunun farkında olmadan Türkiye’de reform süreci yavaşladı gibi laf ediyor. Bu üzücü bir şey. Bunların hiçbiri doğru değil. Hükümetimiz şunun farkında: AB müzakere süreci Türkiye’ye birçok şey kazandıracaktır. Bunun iki önemli ayağı var. Birincisi siyasi reform sürecinin devam etmesi, ikincisi de AB müktesebatının yani standartlarının Türk hukukuna uyarlanmasıdır. Yani kendi standartlarımızın, ulaştırmada, sağlıkta, eğitimde; aklınıza ne gelirse, hayatın bütün safhalarında standartlarımızın Avrupa seviyesine yükseltilmesidir.’’ Hükümetin ve Meclisin bununla ilgili olarak gece-gündüz çalıştığını kaydeden Gül, ‘’Ayrıca siyasi reformu, AB’nin takvim vermesi için değil, kendi halkımızın hakkı olduğu için yapıyoruz. Bunun altını özellikle bir kez daha çizmek isterim. Şimdiye kadar yapılan siyasi reformların hangisini geri almak istersiniz?’’ dedi.
Bu konuda hala yapılması gerekenlerin mutlaka bulunduğunu ve bunları yapmaya devam edeceklerini de kaydeden Gül, şunları söyledi:
‘’Bizim bu irademiz gayet açık ve seçik ortadayken, TBMM bu konuda elinden geleni yaparken, maalesef Türkiye içinde hükümet reformlar sürecini yavaşlattı, ilgisini kaybetmiş gibi söylemler başlatıldı. Bunlar belli bir süre sonra yankısını Avrupa’da buldu. Bunların hiçbiri doğru değildir. Bizim gayet güçlü bir irademiz var. Bu süreci devam ettireceğiz.’’
|
/ MOSKOVA
03.11.2006
|
|
|
Kıbrıs toplantısı iptal edildi |
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Finlandiya, Kıbrıs ile ilgili olarak hafta sonunda Türkiye ile Kıbrıs Rum ve Türk tarafları arasında toplantı düzenleme planından vazgeçtiğini bildirdi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Erki Tuomioja’nın sözcüsü Susanna Parkkonen, “Helsinki’de bir toplantı şansı yok” dedi. Sözcü, “şu andan itibaren siyasi düzeyde müzakerelere devam edeceklerini” belirtti. Parkonnen, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erki Tuomioja’nın bugün Brüksel’de KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile bir araya geleceğini de doğruladı. Finlandiya hükümet sözcüsü Mikko Narros ise Pazar ve Pazartesi günü Helsinki’de yapılması öngörülen toplantının iptalinin, ‘’Herkesi aynı masada toplayamıyoruz’’ anlamına geldiğini ifade etti.
“FİNLANDİYA TARAFLARI TAM TOPLAYAMADI”
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Moskova’dan dönüşünde Esenboğa havaalanında Finlandiya’nın son dönemdeki girişimlerine ilişkin soruları üzerine AB dönem başkanı Finlandiya’nın Kıbrıs konusunda planladığı toplantı için tarafları “tam olarak” bir araya getiremediğini belirterek, “Olacak şeyler vardır, olmayacak şeyler vardır. Türkiye’nin tezleri açıktır” dedi.
Gül, Finlandiya Dışişleri Bakanlığının bazı iyi niyetli gayretleri olduğunu, Türkiye’nin de başından beri bu gayretlere yapıcı bir şekilde destek verdiğini ifade ederek, Finlandiya ve diğer AB ülkeleriyle temaslarının halen sürdüğünü, henüz bir sonuca ulaşılmadığını kaydetti. Gül, “Olacak şeyler vardır, olmayacak şeyler vardır. Türkiye’nin tezleri gayet açıktır. Kapsamlı çözüm için uğraşmak ayrı bir konudur, AB ile ilgili sorunları aşmaya yönelik yapılan çalışmalar ayrı bir konudur. Biz tabii ki kapsamlı bir çözümü her zaman tercih ederiz. Bu, aslında BM’nin görevidir ve platformu da orasıdır. Ama AB de buna yardımcı olursa bundan da büyük memnuniyet duyarız" diye konuştu.
|
/ HELSİNKİ
03.11.2006
|
|
|
Mültecilerin Türkiye’yi tercih sebebi demokrasi |
Türkiye’de halen mülteci olabilmek için başvuran kişilerin sayısı 8 bin 200. Çoğunluğunu İranlıların oluşturduğu mültecilerin Türkiye’yi tercih etmelerinin en önemli sebebi, ülkemizin demokratik bir yönetim yapısına sahip olması.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Ankara Ofisi 3. Ülkeye Yerleştirme Uzmanı Lerzan Fidanoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, mültecilik başvurusu kabullerinde çok seçici davranmasına karşın bir başka ülkeden gelip üçüncü ülkeye gönderilecek mültecilerin geçici sığınmacı statüsünde kabul edilmesine engel çıkarmadığını belirtti. Modern Avrupa ülkeleriyle geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkeler arasındaki coğrafi konum itibariyle Türkiye’nin iltica talepleriyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Fidanoğlu, ‘’Türkiye’ye mültecilik başvurusu yapan yabancıların tüm sorunlarıyla BMMYK Ankara Ofisi ile Türkiye’nin çeşitli noktalarında bulunan BMMYK bürolarımız ilgileniyor. Ancak ilgi alanımıza, mültecilik başvurusunda bulunmayan kaçak işçiler girmiyor’’ dedi.
Türkiye’de halen mülteci olabilmek için başvuran kişilerin sayısının 8 bin 200 olduğunu ifade eden Fidanoğlu, şunları kaydetti:
‘’Bu kişiler arasında yüzde 43 ile en büyük grubu İranlılar, yüzde 24’ünü Iraklılar, yüzde 29’unu ise Afrika ülkeleri ile diğer ülkelerden gelenler oluşturuyor. Mültecilik başvurusu, yaşanılan ülke dışında, ayak basılan ikinci ülke toprağında yapılmak zorundadır. İran’dan gelerek iltica başvurusunda bulunanlarının oranının bu kadar yüksek olmasının, diğer bölge ülkeleri yerine iltica talebinde bulunmak için Türkiye’yi tercih etmelerinin en önemli nedenini ise Türkiye’nin demokratik bir yönetim yapısına sahip olması oluşturuyor. Türkiye-İran sınırının uzun olması, vize işleminin sınırdan yapılabilmesi de İran’dan iltica başvurusu yapmak isteyenler için Türkiye’yi cazip hale getiren diğer etmenler. Türkiye dışında, İran’a komşu olan, ofislerimizin bulunduğu Irak, Gürcistan, Azerbaycan ve Pakistan gibi ülkelere de iltica başvurusu yapma şansları var, ama en çok tercih edilen ülke Türkiye.’’
|
/ KONYA
03.11.2006
|
|
|
Sel Mersinliye kışlık odun getirdi |
Kimilerine felâket getiren sel, kimilerine odun getirdi. Mersin’de önceki gün yağan şiddetli yağmur ve rüzgâr bazı mahallelerde ev ve iş yerlerinde su baskınlarıyla üzüntü ve zararlara sebep olurken, bazı vatandaşlar için hayırlara vesile oldu.
Şehrin ortasindan geçen müftü deresi geçtiği yerlerden ne bulursa önüne katarak denize sürükledi. Kirliliği asla kabul etmiyen deniz, dalgalar vasıtasiyle gelen, çör-çöp, plastik şişe, naylon, odun ve kütük parçalarını sahile iade etti. Bu durumdan vazife çıkaran bazı vatandaşlarımız, kışlık odun ihtıyacının büyük bir kısmını karşılamak üzere kolları sıvadılar. Bir gün önceki havanın aksine, açık ve güneşli bir havanın olmasından da istifade eden vatandaşlar sabahın ilk ışıkları ile birlikte topladıkları odun parçalarını, pikap türü arabalarla evlerine taşıdılar. Can kaybı olmayan ancak büyük, maddî zararlara yol açan Mersin’deki sel felâketi dar gelirlinin kışlık odununu getirdi.
|
Hüseyin KÜÇÜKOĞLU
/ MERSİN
03.11.2006
|
|
|
Ankara’da 40’ıncı özgürlük eylemi |
Ankara da Her Hafta Cumartesi günü, periyodik olarak “inanca saygı başörtüsüne özgürlük için” düzenlenen basın açıklaması ve eylemleri 40. haftasını doldurdu.
“Ağlamak Çare Değil Susmak Yakışmaz” sloganı ile gerçekleştirilen eylemlerle ilgili Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’ndan yapılan açıklamada bu hafta gerçekleştirilecek 40. hafta eyleminin dönüm noktası olduğuna dikkat çekilerek, “Bu hafta siz değerli kardeşlerimizi, ailelerinizle birlikte, zulme karşı duruşumuzda beraber olmaya davet ediyoruz” denildi. Eylem, yarın Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı içinde saat 12.00’de gerçekleştirilecek.
|
Yeni Asya
/ ANKARA
03.11.2006
|
|
|
Şiddet olayları biçim değiştiriyor |
Prof. Dr. Adnan Gümüş, cinayetlerin, insanların hedef ve amaçlarını kaybetmeleri, gelecekten ümitsiz olmaları nedeniyle arttığını ve bu cinayetlerin sosyolojik anlamda “anomi’’ diye nitelenen “normsuzluk, kuralsızlık’’ şeklinde gerçekleştiğini kaydetti.
Şiddet olaylarının, üslûp ve tarz değiştirdiği bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Gümüş, yaptığı açıklamada, çeşitli illerde işledikleri seri cinayetlerle ilgili tutuklanan Mehmet K. ve Yiğit B. ile son iki gün içerisinde Adana, Mersin ve Hatay’da meydana gelen 5 olayda 10 kişinin öldürülmesinin genel olarak bir amaç çerçevesinde yapılmadığını gözlemlediğini söyledi. Prof. Dr. Gümüş, cinayetlerin, insanların hedef ve amaçlarını kaybetmeleri, gelecekten ümitsiz olmaları nedeniyle arttığını ve bu cinayetlerin sosyolojik anlamda “anomi’’ diye nitelenen “normsuzluk, kuralsızlık’’ şeklinde gerçekleştiğini kaydetti. Bu iki unsurun birleşmesinin bireyi beklenmedik bir zamanda saldırgan yapabildiğini belirten Prof. Dr. Gümüş, “Bu duruma gelen birey, beklenmedik kişi ve hedeflere yönelik, hiç beklenmedik bir üslûp ve tarzla saldırganlaşabiliyor, hatta koruması gerektiği eşi, çocuğu, anne-babası ve kardeşi gibi çok şeyi görmezden gelebiliyor’’ dedi. Prof. Dr. Adnan Gümüş, artan şiddet ve cinayet olaylarının altında yatan temel nedenin tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de artan işsizlik sorunu ve bireylerin gelecekten duyduğu ümitsizlik olduğunu vurguladı.
|
/ ADANA
03.11.2006
|
|
|
AKP’den Avrupalı liderlere dâvet |
AKP’nin 11 Kasım’da gerçekleştirilecek 2. Olağan Büyük Kongresi’ne Avrupa’dan önemli isimler davet edildi. AKP, 11 Kasım’da gerçekleştirilecek 2. Olağan Büyük Kongre için 10 binin üzerinde davetiye bastırdı. Kongre hazırlıklarını sürdüren parti davetli listesini de belirlemeye başladı.
Kongreye, Türkiye’deki protokolün yanı sıra yabancı konuklar da dâvet edilecek. Yurtdışından önemli konukları ağırlamaya hazırlanan AKP, bu çerçevede, Avrupa Parlamentosu’nun en güçlü gruplarından Hıristiyan Demokratların üye olduğu Avrupa Halk Partisi Grubu Başkanı Wilfried Martens ve Liberaller Grubu Başkanı Graham Watson için Brüksel’deki merkez ofise davetiye gönderecek. Erdoğan’ın davetlileri arasında Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis başta olmak üzere Hıristiyan Demokratlara üye iktidar ve muhalefet partilerinin tümü yer aldı. AKP, parlamentosundan sözde Ermeni soykırımını inkar edenlere hapis cezası öngören yasa tasarısını kabul eden Fransa’da da İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’e kongre davetiyesi yolladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın nikah şahitliğini yapan ve “dostum” diye hitap ettiği İtalya eski Başbakanı Silvio Berlusconi’yi unutmadı. Berlusconi’yi de davet eden Erdoğan’ın özel davetlileri arasında Danimarka’da yayınlanan ve İslam dünyasını ayağa kaldıran karikatürlere en sert tepkiyi gösteren Danimarka Muhafazakar Halk Partisi lideri Bendt Bendtsen de yer alıyor. Kongreye katılacağını belirten Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany ise ülkesindeki halk ayaklanmasını gerekçe göstererek, kongreye katılmaktan vazgeçti.
|
/ ANKARA
03.11.2006
|
|
|
Terörle mücadeleden kaçan AKP’li kim? |
DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, AKP’li bir milletvekilinin terörle mücadele görevinden kaçtığını ileri sürdü.
TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün yaptığı konuşmada hükümeti eleştiren Kandoğan, bu iddiasını, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın “dağda silâhla gezeceklerine düz ovada siyaset yapsınlar” sözlerini “Genel Başkanınıza söyle, siyaset yapmaya dâvet ediyor” şeklinde eleştiren AKP Manisa milletvekili İsmail Bilen’e cevap verirken dile getirdi. Terörle mücadelenin en şiddetli zamanında görev verildiği halde bu görevinden kaçan bir kişinin bugün milletvekili olduğunu ileri süren Kandoğan, şöyle konuştu:
“O dönemde, olağanüstü bölgede görev verildiğinde görevden kaçan insan bugün sizin aranızda. Göreve gitmeyip, korkudan o bölgeye gitmek istemeyen milletvekili şimdi sizin aranızda. Önce ondan bu hesabı sorun.”
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
03.11.2006
|
|
|
TBMM heyeti, Yeni Zelanda yolcusu |
Türkiye-Yeni Zelanda Parlamentolar arası Dostluk Grubu, Yeni Zelanda’ya resmî ziyarette bulunacak.
Yeni Zelanda Parlamentosu’nun davetlisi olarak bu ülkeye gidecek olan TBMM heyeti, 3-11 Kasım 2006’da temaslar gerçekleştirecek. TBMM heyetinde, Türkiye-Yeni Zelanda Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanı ve AKP Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül ile AKP Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan, AKP Kars Milletvekili Selahattin Beyribey, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen yer alacak.
|
/ ANKARA
03.11.2006
|
|
|
Yedisu’da deprem |
Bingöl’ün Yedisu İlçesinde 4.8 büyüklüğünde deprem oldu. Yedisu Kaymakamı Çetin Kılınç, yaşanan deprem sonucu ilk belirlemelere göre can ya da mal kaybı olmadığını bildirdi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tesbitlerine göre, merkez üssü Bingöl’ün Yedisu İlçesi olan önceği gün saat 23.19’da 4.8 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Sarsıntı, Bingöl, Erzurum ve çevre ilçelerde de hissedildi.
Yedisu Kaymakamı Çetin Kılınç, yaşanan deprem sonucu ilk belirlemelere göre can ya da mal kaybı olmadığını bildirdi.
|
/ BİNGÖL
03.11.2006
|
|
|
TÜBİTAK rahatlattı |
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, “Marmara Bölgesi’nde yoğun gözlem ağında toplanan verilere göre, bölgeyi etkileyebilecek büyüklükte deprem işaret eden her hangi bir belirti bulunmamaktadır. Doğal olarak bu iki depremin artçıları geçen zamanla azalarak devam etmektedir” denildi.
Açıklamada, 5.2 büyüklüğündeki 20 Ekim 2006 Kuş Gölü ve 5.2 büyüklüğündeki 24 Ekim Gemlik Körfezi depremleri sonrası deprem açısından durumun normal seyrettiğine dikkat çekilerek, “Son günlerde haberlerde ifade edildiği üzere, 28 Ekim 2006 tarihinde İzmit Körfezinde tarafımızca araştırma yapıldığı yönündeki açıklamalar abartılarak verilmektedir. Halbuki, Kurumumuzun İzmit Körfezi’ni de içine alan Marmara Bölgesi’nin genelindeki araştırma alanında yoğun sayıda gerçekleştirilen “mikrosismolojik, kaynak suyu ve toprak radon gazı” gözlemlerinde anormal bir duruma işaret edecek bir bulgu mevcut değildir. 28 Ekim günü yetkililere yapılan açıklama da bu yönde olmuştur. Kamuoyunun bilimsel dayanağı olmayan ve tarafımızca açıklanmayan haberlere itimat etmemeleri önemle duyurulur” ifadelerine yer verildi.
|
/ İSTANBUL
03.11.2006
|
|
|
Yargıtay Sümerbank kararını usûlden bozdu |
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Sümerbank’ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu hakkında ‘’nitelikli dolandırıcılık’’ ve ‘“zimmet’’ suçundan verilen 27 yıl 3 ay 15 gün hapis ve 128 trilyon 602 milyar 617 milyon ağır para cezasına çaptırılmasına ilişkin kararı usul yönünden bozdu.
Alınan bilgiye göre, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sümerbank davasında verilen kararların temyiz talebi sonuçlandı. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, sanık Hayyam Garipoğlu hakkında ‘’nitelikli dolandırıcılık’’ ve “zimmet’’ suçundan verilen 27 yıl 3 ay 15 gün hapis ve 128 trilyon 602 milyar 617 milyon ağır para cezasına ilişkin kararı, esasa girmeden usul eksiklikleri sebebiyle bozdu.
|
/ ANKARA
03.11.2006
|
|
|
Mezar taşını yanında taşıyor |
Sivas’ın Suşehri İlçesi’nde 6 çocuk, 13 torun sahibi ekmek fırını sahibi Hasan Ekinci, 35 yıl önce yaptırdığı mezar taşını yanında taşıyor.
Sivas’ın Suşehri İlçesi’nde pide fırını işleten 77 yaşındaki Ekinci, yanında taşıdığı mezar taşıyla görenlerin ilgisini çekiyor. Bundan 35 yıl önce büyük bir rahatsızlık geçirdiğini belirten Ekinci, öleceğini düşündüğünden İstanbul’da mezar kabri yapan bir arkadaşına sipariş verdiğini, üzerine de “Kiziroğlu geldi geçti buradan, Keşkek Hasan ermedi murada, bir Fatiha okuyun eresiniz murada, ruhuna Fatiha” şeklinde bir yazı yazdırdığını söyledi. Ekinci, mezar taşına doğum tarihini de yazdırdığını, ancak ölüm tarihini boş bıraktığını söyledi. Ekinci, mezar taşını yaptırdıktan sonra ölmediğini ve aradan 35 yıl geçtiğini de belirterek, “Bu mezar taşımı yanımda hep taşıyorum. Bunu gören bazı şakacı arkadaşlar, ölüm tarihime çeşitli tarihler yazarak şaka yapıyorlar. Ancak ben henüz ölmedim” dedi.
|
/ SİVAS
03.11.2006
|
|
|
Sigara 2. yangın sebebi |
İnsan ve çevre sağlığına büyük zararlar veren sigaranın yangına sebep olmada da 2. sırada yer aldığı belirlendi.
Adapazarı Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından yapılan istatistik çalışması sonucunda sigaranın elektrik kısa devresinden sonra yangına sebep olmada 2. sırada olduğunu kaydedildi. Son 1 ay içerisinde meydana gelen yangınların başlıca sebeplerini 25 adet elektrik kısa devresi, 14 adet sigara izmariti, 9 adet baca tutuşması, 8 adet çocukların ateşle oynaması, 4 ocak-soba, 7 adet kıvılcım sıçraması, 10 sabotaj, 5 adet LPG parlaması oluşturdu. 10 yangının sebebi ise belirlenemedi.
|
03.11.2006
|
|
|
Uyanık zenginler denetime yakalandı |
Adana’da, yeşilkart kullanımındaki suistimalleri önlemek amacıyla başvurularda titizlikle yapılan araştırma sonucu, talepte bulunan 149 bin 645 kişiden 26 bin 940’ının maddî durumunun iyi olduğu belirlendi.
Merkez Yüreğir İlçe Kaymakamı Sadettin Genç, yaptığı açıklamada, devletin muhtaç vatandaşlara sağlık hizmeti vermek amacıyla getirdiği yeşilkart uygulamasının gerçek ihtiyaç sahiplerine verilmesi için büyük çaba harcadıklarını vurguladı.
Tapu ve vergi dairelerinin yanı sıra, Tarım, SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı müdürlüklerinden başvuruda bulunanlarla ilgili araştırma yapıldığını anlatan Genç, ayrıca, polis ve jandarmadan da yardım alarak bir dedektif gibi titizlikle yeşilkart talebinde bulunanları incelediklerini söyledi. Kötü niyetli kişilerin de yeşilkarttan yararlanmaya çalıştığını anlatan Genç, yardıma muhtaç kişilerin hakkının yenmemesi için yeşilkart bürosunda sorumlu tüm personelin mesai saati gözetmeksizin çalıştığını söyledi. Genç, yanlış beyanda bulunan kişilerin yüzde 25’inin arazi sahibi olduğunu, çok önemli bir kısmının ise üzerine kayıtlı birkaç ev ve araba bulunduğunu belirtti.
Kaymakamlık Yeşilkart Bürosu Sorumlusu, Sağlık Grup Başkanı Dr. Yılmaz Yol da başvuranlar arasında tüccarlar, birkaç konut ve yüzlerce dönüm arazi, lüks otomobil sahibi olanların bulunduğunu vurguladı.
Eczanelerden de yeşilkartı kullanan kişiler hakkında bilgi aldıklarına değinen Yol, ‘’İstanbul’dan yeşilkart ile muayene olan bir kişi aynı gün Adana’daki eczaneden 4 YTL değerindeki ilâçlarını alıyor. Reçetede yanlışlık olduğunu düşünüp bir araştırma yaptık. Ancak, şahsın uçakla İstanbul’dan geldiğini öğrendik. Eczacı da ilâçları alan kişinin son model bir araç kullandığı söyledi’’ diye konuştu.
|
/ ADANA
03.11.2006
|
|
|
|