Anayasaya göre “OHAL’in gerekli kıldığı süre, yer ve konularla sınırlandırılması” gerekirken, “KHK yetkisi” nin hoyratça istimali son iki KHK’da da dayatılmaya devam edildi, ediliyor.
695 sayılı KHK ile Silâhlı Kuvvetler’den Jandarma Genel Komutanlığı’na, Emniyet’ten Diyanet’e, Sahil Güvenlik’ten belediyelere toplam 2 bin 756 kamu çalışanı işlerinden atılırken yine OHAL ilânını gerektiren alanın dışında bir dizi “düzenleme” yapıldı.
Silâhlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, istifa eden veya başka bir sebeple ayrılan subayların rütbesinin alınmasından, uzman erbaşlara da zati demirbaş silâh edinme hakkı sağlanmasına; Şeker Kurumu’nun kapatılıp Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlanmasına kadar bütün detaylar KHK ile belirlendi.
“Mâsuniyet karinesi”yle “suçlu olduğu ispat edilinceye kadar kişinin suçsuz olduğu” temel hukukî kuralına aykırı olarak hâlen tutuklu olan sanıkların da aralarında bulunduğu hükümlü ve tutukluların “tek tip kıyafet”le mahkemelerde duruşmalara katılması hükümleri yine KHK ile tanımlandı. Bu arada yine KHK ile Danıştaya 16, Yargıtaya 100 yeni üye kadrosu ihdas edildi.
KHK’LARLARLA KOTARILIYOR
İşin gerçeğine bakılırsa, Meclis’in hükûmete geçici olarak verdiği OHAL yetkisi, “OHAL’i gerekli kılan konular”ın dışında açıkça ihlâl edildi. Meclis’in verdiği KHK çıkarma yetkisi, âdeta “yetki devri” niteliğine dönüştürüldü.
Araçlarda “kış lastiği” düzenlenmesinden seçimlerinin kaldırılıp cumhurbaşkanını atanmasına bırakılmasına ve referandum sürecinde RTÜK’ün by pass edilerek, özel televizyonların siyasî partilere dair eşit yayın yapma zorunluluğu kaldırılmasına; televizyonlardaki “evlilik programları”ndan bazı gıdalarla ürünlerin “satımı, pazarlanması, tanıtımı ve reklâmları”na ve hatta valilerin olağan dönemlerde belediyelerin hukuken yıkamadıkları vatandaşların gecekonduları “OHAL yetkisi”yle yıkmalarına kadar birçok yasal ve idarî işlem yine OHAL KHK’larıyla dayatıldı.
Meselâ, 29 Nisan tarihli 690 sayılı KHK ile İdâre, Bölge İdâre ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanuna önemli eklemeler yapıldı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu düzenlendi. Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Kanununa fıkralar ilâve edildi. Yine Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununa ek maddeler getirildi. Millî Eğitim’in yurtdışındaki mezunlarının diploma denklik işlemleriyle soruşturma-kovuşturma ayrıntıları çıkarıldı.
Ayrıca Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel ve Disiplin Kanunundan, Millî Savunma Bakanlığı merkez ve taşra, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Teşkilâtı görev ve yetkileri kanunları; güvenlik soruşturmalarının MİT’çe yapılması, Sivil Havacılık, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve Orman genel müdürlüklerini ilgilendiren yasalardaki değişiklikler KHK’yle kotarıldı.
TAM BİR İSTİSMAR FURYASI
Ve yine KHK ile Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, Köy Kanunu, Emekli Sandığı Kanunu, Sermaye Piyasası Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası, Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Posta ve Telgraf Teşkilâtı A.Ş. Kanunu, Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları, Kayyımlık görevi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yasalarında çeşitli hükümler getirildi. Ek vergiler bile KHK ile konuldu.
Özetle, Sadece 121 bin 598 kamu görevlisinin yargısız ihrâcıyla, 50 bin vatandaşın tutuklanmasıyla, binlerce özel vakıf, eğitim ve sağlık kurumuyla firmanın kapatılmasıyla kalınmadı; “OHAL ilânı ve yetkisi”yle hiçbir alâkası olmayan bir yığın işlem yapıldı, yapılıyor.
AKP siyasî iktidarının on yedi aydır devam ettirdiği OHAL KHK’larıyla, binlerce kamu görevlisi yargısız, sorgusuz – sualsiz mesleklerinde ihraç edildi. OHAL yetkileri, “Darbe girişimi” ve terörle mücâdeleden ziyade AKP iktidarınca “tek kişilik yönetim” politik rant ve hevese ortam oluşturmak hesâbına çıkarılıyor. Bu yetkiler, “OHAL’in gerekli kıldığı konular”ın dışında istimalle sonuna kadar istismar edildi, ediliyor…