Zikzaklı dış politikada her fırsatta “Ey ABD!”, “Ey Trump!” diye en ağır ifâdelerle rest çekilip veryansın edilen ABD ile ilişkilerde de tam bir garabet sürüyor.
Ankara’dan ABD’ye peşpeşe sert tepkilerin verilip restlerin çekildiği vetirede, Patriot füzelerinin satışı için ABD nezdinde 2009’dan beri süren girişimlerin yenilenmesi bunun son örneği. (Hürriyet, 7.1018)
Aslında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Patriotlar konusunda biz uzun yıllar müzâkereler yaptık, maalesef netice alamadık. Patriot üreticisi olan şirketle bir görüş birliğine varamadık, ama burada top Amerika tarafındadır. Şartları sağladığı zaman alınması konusunda gerekli müzâ- kereleri yaparız, açığız, şartlarımız belli” diye “Patriot müzâkeresi”ni açıkça ikrar etmişti. (Akşam, 6.4.18)
En son, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin, Patriot hava savunma sisteminin Türkiye’ye muhtemel satışına ilişkin ortak üretim - geliştirme yöntemlerini ihtiva eden ‘niyet muhtırası’ teklif taslağını Ankara’ya sunduğuna dair çarpıcı bilgiler vermesi, ABD’den Patriot alımını gündeme getiriyor.
Özetle AKP iktidarında bir yandan, Türkiye’nin “terör örgütü” olarak gördüğü PYD/YPG’ye 5 binden fazla TIR’la iki bin uçak dolusu ağır silâh-mühimmat sevkıyatı yapan ABD’ye meydan okunurken, diğer yandan el altından ABD ile Patriot alımı müzâkeresi tezâdı, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” deyimini hatırlatıyor.
“Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi”…
SORMAK LÂZIM
“Ankara’da bitmeyen dedikodu”
Mâlûm Cumhurbaşkanı önce, “Partide kendi ayağımıza kurşun sıkanlar var. Ak Parti’ye zarar verebilecek tek şey dâvâ şuurunu kaybetmiş kendi içimizdeki arkadaşlarımızdır” diye yakınmıştı.
Ardından da, açık açık “Yok ekonomi şöyle, yok böyle’ diye atıp tutuyorlar. ‘Yok kur şöyle oldu, yok bunda böyle oldu.’ Batsın sizin kurunuz ya, ne kuru. Biz dimdik yolumuza devam ediyoruz. İnançlıyız, güçlüyüz ve yatırımların ülkesiyiz. İnanmıyorsan kusura bakma arkadaş! Biz bu işe inananlarla yolumuza devam ederiz!” diye yüklenmesi, medyada ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek’in istifasının istenmesi olarak değerlendirildi.
Nitekim Cumhurbaşkanlığı Baş- danışmanı Yiğit Bulut’un, 2 Nisan’da Star gazetesinde, “Aramızda çok akıllılar var! Sürek- li ‘ikili oynayıp’ yakalanınca ‘aptala yatıyorlar’! Son birkaç gündür sizler de farkına mutlaka vardınız! Her alanda ‘ülke yararına davranır gibi görünüp, bildiğini okuyanlar!’ Faiz konusunda Cum- hurbaşkanımızın yanında görünüp, arkadan eylemde - söylemde iş çevirenler!” cümleleri de buna yorumlandı.
Ancak Başbakan’ın, “Bakan’ın istifasını ilettiği”ne ilişkin, “Dedikodular Ankara’da bitmez. Şimşek görevinin başındadır. Bakanlar Kurulunda ne zaman nasıl değişiklik yapacağımıza karar verdiğimizde yaparız” ifâdeleri işin perde arkasını sözkonusu ediyor.
Sormak lâzım; Başbakan’ın “Ankara’da bitmeyen dedikodu” dediği iddiayı Cumhurbaşkanı’nın sözleri alevlendirmedi mi? Sonra Cumhurbaşkanı’nın açık tepkisine rağmen Şimşek ne- den istifa etmedi, ettirilmedi?
İşin perde arkası bu soruların cevabında…
GÜNÜN SÖZÜ
“Adalet olmazsa devlet olmaz. Hiçbir dönemde partizanlık, yolsuzluk ve israf bu kadar artmadı..”
Temel Karamollaoğlu (SP Genel Başkanı)
SÖZÜN ÖZÜ
“Bir cemaatin binlerle mâsumu mes’ul, belki ifna ediliyor”
“Acaba bir adam, kardeşinin günâhıyla hak nazarında mes’ul olmadığı halde, nasıl oluyor ki, bir karyenin (köyün, beldenin)veya bir cemaatin binlerle mâsumları; hiçbir bir zaman fena tabiatlı ihtilâlciden hâlî (boş) kalmayan bir şehirde veya bir mahallede bulunan bir serkeş adamın isyanıyla, hiç münasebet olmadığı halde, o mâsumlar mes’ul, belki ifna (yok) ediliyor...”
Bediüzzaman (Eski Said Dönemi Eserleri, Sünûhat, 480)