15 Temmuz 2016 sonrası yapılan terör örgütü üyeliği yargılamalarında bir şekilde mahkûm edilmiş olan kişilerin çoğunun aslında masum olduğunu hep yazıp söyledik. Nihayet AİHM de tescil etti ve şimdilerde Yargıtay da nasıl bir yeni rota izleyeceğini bulmaya çalışıyor.
Bugün biz işin başka bir tarafını “bu kişilerin sosyalleşmelerinin sınırı var mıdır, olmalı mıdır, varsa nedir?” sorusunun cevaplarını yazacağız.
Sual 1: Gerçekten suçlu olsun ya da olmasın yolu bu suç isnadıyla cezaevine uğramış kişilerin Türkiye’de kalmaya ve kalan ömürlerini burada geçirmeye hakları var mı?
C: Elbette. Yabancıya bile açık olan ülkemizin kendi vatandaşına kapalı olması düşünülemez bile.
Sual 2: Bu kişilerin inanmaya ve inandıkları gibi yaşamaya hakları var mı?
C: Elbette, dinî inançları da kültürel değerleri de sosyal bağları ve bağlanma biçimleri de sorgulanamaz ve sorgulanmamalı.
Sual 3: Bu kişilerin dilediklerini sevme ve dilediklerinden uzak durma hakları da var mı?
C: Elbette. Zaten hükümet/devlet dediğiniz ele/dile bakar. Kalbe de karışmaya zaten ne hakkı ve ne de imkânı var.
Sual 4: Bu kişilerin eskiden sevdiği kişileri halen de sevmeye hakkı var mı?
C: Bu da aynı kapsamda. Sevene “sevme” denmeyeceği gibi sevmeyene de zorla “sev” denmez. Dense de işe yaramaz.
Sual 5: Bu kişilerin hususi ortamlarında mesela evlerinde ya da piknik masalarında bu sevgilerini ya da nefretlerini söylemeleri halinde bunun istihbarat imkanlarıyla tesbit edilmesi hukuken ve ahlaken caiz midir?
C: Adalet hafiyelikle yürütülmez. Suçluyu övmek suçtur ama bu fiilin suç sayılabilmesi için övenin övdüğü kişinin suçlu olduğuna inanması ve suçunu ve suçluyu alenen övmesi lazım. “Ben onun o suçu işlediğine inanmıyorum, o iyi adamdır” diyenin suçu ve suçluyu övmediği açık. Bkz. Yeşil Yol!
Sual 6: Cezaevinde devletin de emretmesiyle aynı koğuşu paylaşmış olan kişilerin çıkınca birbirleriyle grup olarak görüşmeye hakkı var mıdır?
C: Elbette. Bu son derece insanî bir sosyalleşme. Asker arkadaşlığı da koğuş arkadaşlığı da kıymetlidir, sürebilir de sürmeyebilir de. Kanun ve hukuk bu işe karışamaz.
Sual 7: Cezaevinde aynı koğuşta bulunanlardan biri çıkınca geride kalanların ailelerine ziyarete gidip yardım edebilir mi? Onlar için yardım toplayabilir mi?
C: Elbette. Bunu yapan kişi suçluysa bile cezaevinde ıslah olmuş demektir. Suçluyu ıslah etmek devletin de görevi ve yapabilmişse başarısıdır.
Sual 8: Bu kişiler 15 Temmuz öncesinde görüştüğü eski arkadaşlarıyla bireysel ya da topluca görüşebilir mi?
C: Görüşüp de ne yaptıklarına bağlı. Yeni suçlar planlarlarsa sadece planladılar diye suçlu olmazlar. Ama mahkemelerin artık terör örgütü saydığı eski “cemaat”lerini ayağa kaldırmaya çalışırlarsa yeniden yargılanıp yeniden cezalandırılabilirler.
Sual 9: Peki halen memleketimizde bu işler böyle mi yürüyor?
C: Hayır. Aksine yukarıdaki cevaplara uymayan çok fiiller irtikap ediliyor. Birçok masumane eylemler suç sayılıp cezalandırılmaya çalışılıyor.
Sual 10: İlk sekiz cevabı Yargıtay’ın bu işlerde yetkili Ceza Dairesinin üyeleri ne kadar doğru bulur?
C: Muhtemelen pek de doğru bulmuyorlardır.
Son soru: Onlar gayrı resmi toplantılara davet edip bilgilendirdikleri İstinaf ve Ağır Ceza mahkemesi Başkanlarına ve Başsavcılarına doğru cevap namına neler söylüyorlardır?
Son cevap: Kim bilir!