"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi – Nereden nereye-1

Ahmet BATTAL
01 Mart 2025, Cumartesi
TBMM Eski Başkanlarından ve Osmanlı Hukuku Hocası Prof. Dr. Mustafa Şentop 26.02.2025 Çarşamba günü Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen “7. Yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” başlıklı toplantıda konuşmacı oldu.

Prof. Dr. Hilmi Demir moderatörlüğünde yürütülen toplantıda, bu sistemin mimarlarından olan Şentop kendi gözünden yedi seneyi değerlendirdi.

Aldığımız notları ve fikirlerimizi paylaşalım.

Şentop değişikliğin uzun tarihçesini Türkçülüğün Esasları’nın müellifi Ziya Gökalp’in ve Liberal Kemalizm’in kurucusu Ağaoğlu Ahmet Akif’in 1924 Anayasası için M. Kemal’in talimatıyla 1923’te yaptığı hazırlığa dayandırdı. 

Şaşırdık mı? Hayır. 

Sonrasında AKP’nin fikrî referanslarından meşrutiyet ve demokrasi muhalifi Necip Fazıl’ın İdeolocya Örgüsü’ndeki “yüceler kurutayı”na ve “başyüce” teklifine atıf yaptı. 

Soru cevap faslında, demokrasiyi reddeden bu eserin AKP ve âkıl adamları tarafından bu sisteme kaynak olarak gösterilmesinin neye işaret ettiğini sorduğumuzda Şentop bir cevap vermedi.

Şaşırdık mı? Hayır.

2010 Anayasa değişikliği sonrasında “yeni anayasa” çalışmaları kapsamında dört partinin iştirakiyle ve eşit temsil esası ile kurulan komisyonda önce insan hakları meselelerinin halledildiğini ve sonra bu sistemin görüşüldüğünü ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu değişikliğin Meclis gündemine ancak tam mutabakatla gelebileceğini açıklaması ve direnmesi sebebiyle projenin ilerlemediğini ve komisyonun da esasen sonuçta bu sebeple tıkandığını anlattı. 

Yani 2011 başarısızlığının sebebi AKP âkıllarının “yeni anayasa”yı başkanlık sistemi anayasası olarak kurgulaması ve bunda ısrar etmesi. 

Şaşırdık mı? Hayır. 

Şentop yapılmak isteneni bir otomobil ve sürücüsü metaforuyla anlattı. Özeti şöyle: 

“Eskiden iktidar olan direksiyona geçer ve aracı sürmeye çalışırdı, ama yan koltukta oturan birileri sürücüye rağmen ve kendi kafasına göre gaza ya da frene basardı. Bu bir vesayet rejimi idi ve yıllardır sürüyordu. Şimdiki sistemde yandaki sürücü kaldırıldı. Direksiyonda tek sürücü var.” 

Bunları duyunca bizim aklımıza ve dilimize şu geldi: “İyi de bugünün otomobilleri otomatik sensörlerle donatılmış durumda. Sürücünün hatasını sıfıra indirmeye çalışmak artık işin tabiatında var. Tamam vesayeti kaldıralım, ama denge-denetleme sistemleri icat edilmişken tek adama bu kadar yetki vermek neden?”

Bugüne ve geleceğe de gelecek yazıda bakalım.

Okunma Sayısı: 1755
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit örenel

    5.3.2025 22:34:47

    Siz dehşetli propagandalarla kamuoyunun kesinlikle yönlendirilemeceğini mi sanıyorsunuz? Nihai olarak demokrasilerde halkın dediği olur, buna itiraz eden var mı, AKP''nin yönetme yetkisi siyaset dışı yöntemlerle elinden alınsın diyen var mı? Siz kendi kemdinize bu iddialara cevap veriyorsunuz, Yeni Asya ve ben ise AKP konusunda halkı ikaz etmemiz gerektiğini düşünüyoruz, biliyorsunuzdur buna da muhalefet deniyor ve demokrasilerde buna hakkımız da var. Solcular Menderes, Demirel ve Erdoğanı birbirine benzetiyorsa onların problemi, müteşabih eşcar semeratından tefrik edilir. Bazı solcular Menderes gibi bir İslam kahramanını Erdoğanla aynı kefeye koyuyorsa bu onların körlüğü. Erdoğan ve AKP eleştirilir, eleştirilmesin başka işlere bakılsın demek zımnen AKP'ye destek anlamına gelir.

  • Adem Akdeniz

    5.3.2025 06:48:12

    Demokrasilerde siyaset gücünü halk desteğinden almaktadır. Seçimlere giren ve iktidara gelecek çoğunluk desteğini alan siyasi partinin halkı kandırarak iktidara geldiğini iddia etmek esasında halkın seçme rüştüne sahip olmadığını iddia etmek anlamı taşır. Sizin isteğiniz şey seçimler olsun ama halkta benim istediğim partiyi seçsindir. Olabilir. Ancak bunun için halkı ikna etmeniz tırnak içinde kandırmanız gerekmektedir. Solcular da diyor ki, 50 de Menderes halkı dindarlık ayağıyla kandırdı. Süleyman Demirel yıllarca halkı uyuttu. Tayyip kandırmaya devam ediyor. Yani eğer bu seçimlerdeki kandırılmış halk ise mantıki sonuç olarak diğer seçimlerdeki de kandırılmış halktır. Halkın dediğine itimat etmeyecekseniz seçimler neden var? Seçimler varsa halkın dediği neden olmasın?

  • Raşit örenel

    4.3.2025 00:59:43

    "Siyaset ve sosyoloji" bilmeyen tesbiti yaptıktan sonra "Sorun varsa halk destek vermesin" demek çok ilginç, zira siyaset ve sosyoloji biraz da böyle tenakuzlu durumları anlayıp, aşmak için var. Aksi taktirde halk destek veriyor demek ki sorun yok sonucuna ulaşırız, bu durumda ise AKP'yi sevmediğini iddia etmek sadece tenkidimizi tesir ettirmek için bir retorikten ibaret kalır ya da ne dediğimizi bilmiyoruzdur, zira bu mantığa göre halk destek veriyorsa, sorun yok sorun yoksa da AKP'li olmak zorundayız.

  • Raşit örenel

    4.3.2025 00:58:49

    Burada mesele kimin iş başına nasıl geldiği değil. Siyasetin vatandaşa yaklaşımı ve siyasetinin sonuçları, içi boş bir milli irade söylemi ikisinde de (tek parti ve akp) var, hukuku ayak bağı olarak görmek, israf ikisinde de var ilaahir. Siyaset ve sosyoloji bilenler, siyaset ve sosyolojideki gelişmelere paralel olarak belli cereyanların, kendi ömürlerini uzatmak için kendilerini gizleyebileceğini, formunda değişikliklere gidebileceğini bilir. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri de malum zihniyetin, aldatmakla iş göreceğini ve dördüncü evresinde iyice adileşip durumu muhafazaya çalşacağını dile getiriyor. Siyaset ve sosyolojiyi lügatten iki kelime olarak bilenler, hadiseleri tarihi seyri içinde okuyamayabilir. Halk desteği bir anlayışı onaylayabilir, 82 anayasası gibi 73 seçimleri gibi bu durumlarda neye itiraz edilecek?

  • Adem Akdeniz

    2.3.2025 13:45:36

    Chp tek parti dönemi ile bu günkü ak parti dönemini eşit tutmak akla aykırıdır. Siyaset ve sosyoloji bilmemektir. Biri cunta ile idareyi ele geçirmişken bu gün seçimler yapılıyor. Madem çok kötü bir durum var halk destek vermesin. Ak partiyi sevmem ama şu saçma kıyaslamalara da katlanamıyorum. Akıl var mantık var arkadaşlar.

  • Raşit örenel

    2.3.2025 07:46:45

    Tek Parti döneminde CHP'ye çöreklenip adliye ve zabıtayı iğfal eden ruhun bugün AKP'de yaşadığını anladığımız gün Kemalizmle gerçek bir hesaplaşma yapabileceğiz. Tek parti dönemini referans alarak iş yapan parti AKP'dir. Kemalizmin halka inip, sivil bir görünüm kazanmasına sebep olarak toplumda daha da zemin kazanmasına sebep olan AKP'dir."İrtica" ile mücadele kapsamında, cemaatler ve tarikatlerle mücadeleyi çok daha sofistike sürdüren AKP'dir. Dini yapıları ya bir şeklide mecralarından saptırarak iğfal ya da bir takım tuzaklara çekerek imha ile. Kemalist zihniyetin daha önce yapamadığı şeyleri şu an AKP eliyle yapabilmesinin Tek sebebi ise : vitrinde takkelilerin olmasıdır.

  • Doğukan Pamir

    1.3.2025 17:01:27

    Deccal ile Süfyan'ın semmi katil hükmündeki efkarı rezilesinden ve tahakkümünden,insi/cinni şeyatinin ta'ciz ve taslitinden,zalimin zülmünden, ervâh-ı habise sahipleriyle mübaşeretten,arzi-semâvî her nev'i mesaibden,nisa taifesinin fendinden ve şerrinden, günahlarımızın çirkin arkadaşlığından muhafaza eyle. Ya Rabb! Kizb u bühtandan,nifak u şikaktan,kul hakkını gasptan, sevad-ı a'zama muhalefetten,inkisar-ı hayalden,aldanıp aldatmaktan muhafaza eyle. Ey Rabb'im! Ramazan-ı Şerifi, ehl-i İman beyninde kulub'un ittihadına,uhuvvet u meveddetin tezyidine,tesanüdün tahkimine,ihlâsın idamesine, ilahi efkarın telahukuna,hakta sebata,ehli imanın hüşyarına ve gafletten intibahlarına,ehli nifakın ıslahına vesile eyle. Ramazanınız mübarek olsun.

  • Doğukan Pamir

    1.3.2025 16:59:43

    YA ilahel âlemin ve yâ Erhamerrahimin! Acz,fakr ve cehlimizi idrakle huzuruna geldik,divanına durduk.El açıp tazarru ve niyaz ile,el eman el eman! Yâ Hennân Ya Mennân Ya Deyyan,Ya Sübhan Ya Sultan diye nidâ ediyoruz imdat eyle Allah'ım. Ya Ahkemel Hakîmin ve ya A'delel A'dilin! Efkar ve hissiyatın arzileştiği, fuhşiyat ve münkeratın cezb ettiği, nas'ın cezbekarane hatiat ve seyyiat ateşine düştüğü,nefs-i emmare'nin dünyaya perestişkârane meyl ettiği şu ahir zamanda mü'min ve mü'mineleri,evlad ü ahfadımızı ve bütün masumları, eşrarın şerrinden..

  • Tahir Mekki

    1.3.2025 16:35:12

    Tek adamlık, perde gerisinde ulusalcılarla işbirliği,yasama,yürütme ve yargının bir elde toplanması,olup bitenin tümünün birinin iki dudağı arasında çıkacak olana münhasır olması başlı başına bir vesayet değil midir?Cumhurbaşkanlığı makamında oturan birisinin olağan veya olağanüstü toplantılardan sonra veyahut kabine toplantılarının bitiminde bile sözcülüğe soyunup hiç kimseye alınan kararları duyurma fırsatı tanımama, kimseye güvenmeme vesayet değil de ortak akıl mıdır, demokrasi midir?Malesef tarafgirlik hissi ve muhabbet gözü kusuru görmüyor, görmez... Eyvah böyleleri de kalkıp vesayet konusunda yorum yazacak.Milleti kör, sağır, cahil zannedecek...

  • erhan

    1.3.2025 13:35:02

    Mankurt zihniyeti ile olaylara yaklaşmış, Devlet yönetimi ile motorlu araç yönetimini birbirine karıştırmış. son paragraf da cevabını almış olmasına rağmen, ülkeyi getirdikleri durumdan memnu gibiler ya da yavuz hırsızı oynuyorlar. Karşılaştırın, 2002-2025 eğitim, sağlık, Adalet, iç borç, dış borç, cari açık, dolar, altın, Çiftçilik, hayvancılık, emekliler, asgari ücretliler, Özelleştirmeler, birde utanmadan başarıdan bahsediyorlar. Haram, Zehir zıkkımları olsun. merak ediyorum, nerede ise secde edecekleri bir fani yarın öldüğünde ne yapacaklar. Eminim, bu tip insanlar kapalı kapılar arkasında hepsi zil takıp oynayacaklar.

  • Pelin Kurukahveci

    1.3.2025 06:42:49

    Vesayet rejiminin kalkmış olduğunu düşünmüyorum. Kemalist sistem hala kendine adam yetiştirmeye devam ediyor. Anaokulundan itibaren kemalist değirmen gençleri öğütmeye başlıyor. Bu bataklık kurutulmadan vesayet korkusu bitmez. Yönetimde kemalist zihniyet olursa vesayet hortluyor. Demokratlar veya siyasal islamcılar döneminde bir nebze kemalistler frenleniyor. Ülkemizde büyük bir değişime gerek yok. Kemalist sistemi okullardan kaldırmak yetecek aslında.

  • Tahir Mekki

    1.3.2025 03:49:15

    İyi de bugünün otomobilleri otomatik sensörlerle donatılmış durumda. Sürücünün hatasını sıfıra indirmeye çalışmak artık işin tabiatında var. Tamam vesayeti kaldıralım, ama denge-denetleme sistemleri icat edilmişken tek adama bu kadar yetki vermek neden?” Sayın yazar Sayın şentop otomotik otomobil devrinde yaşamıyor ki, o kadarını bilsin.. Mazur görün şentop'u :talimat veren öyle istemiş, yolcu koltuğunda hatta otomobilde kendisinden başka kimseyi görmek istemiyor, Yoksa ene nasıl tatmin okacak? Görmüyor musun hergün ben ben sadaları yankılanıyor saray kubbesinde... Kibir, çok bilmişlik, başkalarını insandan saymama illeti malesef böyle bir şey.. Allah şifa versin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı