"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ağustos ayında vefat eden yazarlarımız

13 Ağustos 2022, Cumartesi 13:00
Rahmet ve duaya vesile olması niyetiyle...

Mustafa Nezihi Polat

Gazetemizin ilk Umumî Neşriyat müdürü ve başyazarı Mustafa Nezihi Polat, 1970 yılında 23 Ağustos’u 24 Ağustos’a bağlayan gece Zeytinburnu sahil yolunda trafik kazası sonucu vefat etmişti.

Gazeteciliğe küçük yaşta, Erzurum Hür Söz Gazetesi sahibi babası Ahmet Polat’ın yanında başlamıştır. Babası ile beraber, mutlak mânada İslâmiyete, imana, Kur’an’a, Nur talebeleri ve diğer İslâmî cemaatlere yapılan hücumlara karşı bir siper vazifesi görmektedir.

Hamiyetli, güzel ahlaklı, zeki ve ehl-i tahkik bir genç olarak gazetenin başyazılarını yazmaktadır. 1965 senesinde İstanbul’a gelmiş ve burada Babıâli’de Sabah’da yazılar yazmış, sonrasında İttihad Gazetesi’nin Umumî Neşriyat Müdürü ve Başyazarı olmuştur. Daha sonra neşir hayatına Yeni Asya Gazetesi’nin Umumî Neşriyat Müdürlüğü ve Başyazarlığı göreviyle devam eden Mustafa Polat, başarılı bir yazar ve gazeteci olarak gece gündüz çalışmaktadır. Polat, 21 Şubat 1970’te yayımlanmaya başlayan Yeni Asya Gazetesi’nin de başyazarı olarak vefatına kadar çalışmıştır. 1941 doğumlu olan Mustafa Polat, vefat ettiğinde henüz 29 yaşında bir gençtir.

“Ağabey, neden ölümden bu kadar çok bahsediyorsun?”

Geçtiğimiz yıl vefat eden yazarımız Mümine Güneş, Mustafa Nezihi Polat ile son görüşmesini şöyle anlatıyor: “Mustafa Polat ile bir anımı paylaşacağım. Yazımı götürmüştüm kendisine, bana gazetemizin çıktığını, artık ölse de gözünün arkada kalmayacağını anlatmaya başladı. “Abi sen niye bu kadar ölümden bahsediyorsun ki?” dedim. Sonra “Bacı son otobüsü kaçıracaksın sen evine git” dedi. Ve ben ayrıldım. Sonra Mustafa Ağabey gazeteden çıkmış ve kaza geçirmiş, o bizim son görüşmemizmiş.”

***

Dr. Sadullah Nutku

1908 doğumlu Sadullah Nutku, Akerî Tıbbiye’yi bitirmiş başarılı bir doktordur. Asistan olarak ihtisas yaptığı yıllarda kendi çabası ile Almanca’yı öğrenir ve Alman Kralı Kayzer Vilhem’in, ‘Dahilî Hastalıkların Genel Teşhisi’ isimli eserini Türkçe’ye tercüme eder.

Emirdağ’a Bediüzzaman Hazretlerini ziyarete gittiğinde Bediüzzaman ona; “Kardeşim, sen gül bahçesindesin, gübrelere fazla bakma, çiçeklere, güllere bak, iyiliklere, güzelliklere bak. Bu dünyada tam istediğin gibi bir yer bulamazsın” der. Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıdıktan sonra Risâle-i Nur’a hizmeti hayat meşguliyeti hâline getiren Dr. Sadullah Nutku Ağabey, tıp doktoru olmakla birlikte Risale-i Nur hizmetinin en ileri gelen hâdimlerindendir. 

Risale-i Nurları tanıdıktan sonra, hastalarına reçete yazmaya “bismillah” ile başlayarak, maddi ilaçların yanında Risale-i Nur vererek hastalıkları içten tedavi etmeye başlar.

Konya’da Aziziye Camiin’de namaz vakitlerinden sonra, o zamanlar yeni sayılan teyp cihazı ile cemaate Risale-i Nur dersleri dinletir. Emniyet yetkililerinin yaptığı bütün uyarılara rağmen bu kararından vazgeçmez. Durum Konya Valisine kadar gider. Vali, Sadullah Nutku’yu makamına çağırtır. Sadullah Nutku, valinin makamına muayenehanede olduğu gibi sarık ve cübbeyle girer. Vali, Sadullah Nutku’yu sarık ve cübbeyle görünce şaşırır. Sert bir şekilde camide teyple Risale-i Nur okunamayacağını söyler. Sadullah Nutku da onun sözlerine aynı sertlikte karşılık vermesi üzerine polisler tarafından karakola götürülür ve orada kötü muamele görür. Sadullah Nutku aldığı ağır darbeler yüzünden kısmen işitme kaybı yaşar. 

Sadullah Nutku 1960 ihtilâlinden sonra Risale-i Nur propagandası yapmaktan tutuklanır. Hapishanenin ağır şartlarına rağmen Risale-i Nur hizmetine devam eder. Üstadından aldığı ilk ders hep kulaklarındadır. “Kardeşim, dünyada istediğin gibi yer bulamazsın, sen gübrelere değil güllere, iyiliklere bak”. Böyle düşünüp böyle yaşadığı için hapishane ona gülistan olur. Üç yıl içinde Kur’ân’ı hıfzeder ve 55 yaşında hafız olur.

Sadullah Nutku, tahliye olduktan bir süre sonra İstanbul’a döner. İstanbul’da Zübeyir Gündüzalp’in çevresinde teşekkül eden Risale-i Nur hizmeti içerisinde yer alır. İttihad ve Yeni Asya’da “sağlık” köşesinde yazılar yazar.

Bir sabah evden çıkarken aile fertleriyle tek tek helâlleşir. Risale-i Nur medresesine uğrar ve arkadaşları ile görüşür. Bazı dostlarını da ziyaret eder. Daha sonra muayenehanesine gider. Onu bekleyen hastaları muayene eder. Namaz vaktinin yakın olduğunu görünce hemen hazırlanır. Cemaati kaçırmamak için hızlı adımlarla yola çıkar. Karşı kaldırıma geçmeye çalışırken hızla gelen bir araba ona çarpar ve hemen hastaneye kaldırılır. Beş gün komada kaldıktan sonra 23 Ağustos 1972 tarihinde vefat eder ve Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilir.

Mustafa Nezihi Polat ve Dr. Sadullah Nutku, nur hizmetinin içinde, Yeni Asya kadrosunda yer alan mümtaz şahsiyetlerdir. Mustafa Polat’ın vefatında iki yıl sonra, yine Ağustos ayında, aynı tarihte, ve trafik kazası ile Dr. Sadullah Nutku’nun da vefatı, kaderin bir tevafukudur. Şimdi ikisi de Eyüp Sultan Kabristanın’da beraberler. Allah onlardan razı olsun.

Okunma Sayısı: 5736
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    14.8.2022 17:17:41

    Allah c.c Üstad BEDIÜZZAMANIN ve onun gibi İMAN, KUR'AN ve İLAYI KELAMULLAH için mücadele,mücahede ve müdafaa edip, maddi veya manevi irtibatlı olan ve VEFAT eden cümle SALİH ve SALİHAT, Mümin ve müminata gani gani RAHMET eylesin. Mekanları cennet bahçesi olsun inşaallah.Amiiin,Amiiin, elfü elfi Amiiin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı