"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Türkmen” gelini mi “Kürdün” gelini mi?

İbrahim Aktaşcı
07 Mayıs 2024, Salı
Vaktiyle, Fransa’ya göç eden Cezayirli bir ailenin küçük oğlu okula adapte olmakta zorlanır. Çocuğun Fransız öğretmeni yabancılık çekmesini istemediği öğrencisine biraz da milliyetçi hislerin etkisiyle bir Fransız ismi verir.

Akşam eve dönen Cezayirli, kendisine yeni ismiyle hitap edilmesi hususunda ısrarcı olunca anne-babasından bir güzel dayak yer. 

Ertesi gün okula giden çocuğa öğretmeni yüzündeki morluğu soruncaşöyle cevap verir:“Hiç sormayın öğretmenim. Dün iki Arabın saldırısına uğradım…”

Bu meşhur fıkrayı daha önce duymuşsunuzdur.

Geçtiğimiz hafta partisininmeclis grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, Türk-Kürt ayrışmasına enteresan bir çözüm önerisi sundu.

Bahçeli’ye göre bu ayrışmayı çözmenin sırrı,Türklerin ve Kürtlerin birbirinden kız alıp kız vermesi.

Bahçeli’nin bu konuşmasını dinleyince aklımıza şu soru geldi. “Peki iyi hoş da gelin kimin gelini olacak?” Acele etmeyin, sorunun sebebi aşağıda.

Hepimizin bildiği eski bir türkü var ve nakaratı şöyle: “Gelini, gelini Türkmen gelini…”

Meğer öğrendik ki bu türkünün orijinali aslında “Türkmen gelini” değil de “Kürdün gelini”ymiş.  İdeolojilerin türkü sözlerine dahi sirayet etmiş olmasına doğrusu bir hayli şaşırdık. 

Bahçeli’nin konuşmasının devamını dinleyince sorumuza da cevap bulmuş olduk. 

Bahçeli konuşmasının devamında şöyle diyor: “Partimiz, ülkemizde yaşayan her insanımızı 'Türk milleti' tanımı içinde kucaklamakta, hepsine aynı gözle bakmaktadır. Kültürlerin üst kimlikle buluşması bizim için asıldır. Bu ise asla bir dayatma ve asimilasyon değildir".

Yani Bahçeli diyor ki: Türkler, Kürtlerden kız alırsa, Türkmen gelini. Türkler Kürtlere kız verirse Türkmen damadı!

Bahçeli’nin Meclis konuşması MHP’nin internet sitesinde yayımlanırken “kız alıp vermeyle” ilgili bu ifadelerin çıkartılması da dikkat çekiciydi. 

Üstelik dikkat çekici şeyler bu kadar da değildi. Bu konuşmadan birkaç gün sonra MHP’nin sosyal medya hesabından “3 Mayıs Türkçülük günü” mesajı yayımlandı. 

Ancak paylaşımda bu özel günden, “Türkçülük günü” değil de “Milliyetçiler günü”olarak bahsedildi. 

Çok sayıda milliyetçi, bu paylaşıma tepki gösterdi ve MHP’yi, “Türkçülük” demekten imtina etmekle suçladı. Oysa Türk milliyetçilerinden, mensup olduğu ırkı ağzına alması yasaklanan çok sayıda başkalarıyla empati kurmasıbeklenirdi. Her neyse.

Biz bu konuda MHP’yi eleştirenlerle aynı fikirde değiliz. Çünkü MHP “Türk” kelimesini sarfetmekten imtina ettiği için değil, Türk milliyetçilerinden başka kimseye milliyetçilik hakkı tanımadığı için bu özel günü böylece andı.

Peki kelimelere takıntılı ve lafızda boğulan yalnızca Türk Milliyetçileri mi?

Maalesef hayır.

Sırf ismi sebebiyle sabah akşam “Kürdili-Hicazkâr” makamından şarkılar dinleyen ve bu şarkıları ideolojik saiklepaylaşan Kürt milliyetçileri de bizi şaşırtıyor elbette. Oysa malumunuz “Kürdili-Hicazkâr” bir “Türk” Sanat Müziği makamı!

Elhasıl, milliyetçilik duygusunun üstünlük ve alçaklık fitnesinden Allah’a sığınalım. 

Boşanma davalarında boşanan çiftler için söylenen bir teessüf sözü vardır: “Olan çocuklara oluyor.” 

Bu milliyetçilik kavgasında da ne yazık ki olan gelecek nesillere oluyor. 

Okunma Sayısı: 1379
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı