Risale-i Nur basımında iki yıla yakındır devam eden keyfî bandrol engeli kalktı ve ilk bandrol alındı.
Devlet tekeli düzenlemesinin AYM'de, yetkiyi Diyanet'e veren kararnamenin de Danıştay'da iptalinden sonra başlayan süreçte Kültür Bakanlığı, yasal vârislerin muvafakatnamesini getiren bütün yayınevlerine Risale basımı için bandrol vermeye başladı ve ilk bandrol alındı.
Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyüktür ki
Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir, değil yalnız bizi ve Risale-i Nur’un şakirtlerini, belki bu memleketi, belki âlem-i İslâmı manen minnettar ettiniz ki, ehl-i imanın imdadına yetişmeye Risale-i Nur’un yolunu serbestçe açtınız.
Denizli tüccarı, aslı Burdurlu Hafız Mustafa’ya hitaptır
“Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi Risale-i Nur’un harfleri sayısınca üzerinize olsun.”
Aziz, sıddık kardeşim ve hizmet-i Kur’âniyede muvaffakıyetli arkadaşım,
Sen binler safalarla geldin, beni ebedî minnettar ettin. Ve sadık arkadaşlarınla Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir, değil yalnız bizi ve Risale-i Nur’un şakirtlerini, belki bu memleketi, belki âlem-i İslâmı manen minnettar ettiniz ki, ehl-i imanın imdadına yetişmeye Risale-i Nur’un yolunu serbestçe açtınız. Ben, bir seneden beri seni ve seninle beraber bu serbestiyetine çalışanları, merhum Hafız Ali ve Hüsrev gibi Risale-i Nur’un kahramanlarıyla beraber manevî kazançlarıma, duâlarıma şerik etmişim; hem devam edecek... Buraya kadar herbir dakika, yoldaki bir gün, Risale-i Nur’un hizmetinde bulunduğun gibi beni minnettar eyledin. Hâkim-i âdil namını alan malûm zatı ve lehimizde onunla beraber çalışanları, bu hakikî adalete hizmetleri için âhir ömrüme kadar unutmayacağım. Altı yedi aydır onları da aynen manevî kazançlarıma şerik ediyorum.
Bana teslim ettikleri Risale-i Nur’un bir kısmını, kardeşlerime cevap vereceğim, bütününü yazsınlar, onlara hediye edeceğim. Çünkü onlar, Risale-i Nur’un bundan sonraki hizmetine tam hissedardırlar. Bu meselede ben Denizli şehrini kendi karyeme arkadaş edip bütün emvatını ve ehl-i imanın hayatta olanlarını hem kendim, hem Risale-i Nur’un Talebeleri, manevî kazançlarımıza hissedar etmeye karar verdik. Denizli Hapishanesini de, bir imtihan medresemiz telâkki ediyoruz. Ve bizimle alâkadar hem Denizli’de, hem hapiste umumuna ve hususan tam adaletini gördüğümüz mahkeme heyetine çok selâm ve duâlar ederiz.
***
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Kat’iyen şek ve şüphemiz kalmadı ki, bu hizmetimizin neticesi olan Risale-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, takdir ediyor; belki kâinat memnun olup cevv-i sema, feza-yı âlem alkışlıyor ki, üç dört ayda yağmura şiddet-i ihtiyaç varken gelmedi ve Denizli’de mahkemenin bilfiil teslimine karar vermesi, yine leyle-i Mi’rac’da aynen Risale-i Nur’un bir rahmet olduğuna işareten leyle-i Regaib’e tevafuk ederek kesretli melek-i ra’dın alkışlamasıyla ve rahmetin Emirdağında gelmesi o teslim kararına tevafuk etmesi ve bir hafta sonra, demek Denizli’de vekillerin eliyle alınması hengâmlarında yine aynen leyle-i Mi’raca ve leyle-i Regaib’e tevafuk ederek aynen onlar gibi Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekette gelmesi, o tevafuklarıyla kat’î kanaat verdi ki:
Risale-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku küre-i arzca bir itiraz olduğu gibi, bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç Cuma gecesinde—biri leyle-i Regaib, biri leyle-i Mi’rac, biri de Şaban-ı Muazzamın birinci Cuma gecesinde—rahmetin kesretli gelmesi ve Risale-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi, küre-i havaiyenin bir tebriki, bir müjdesidir ve Risale-i Nur’un da manevî bir rahmet ve yağmur olduğuna kuvvetli bir işarettir. (…)
***
Aziz kardeşim,
Risale-i Nur’un avukatı Ziya’yı bizim tarafımızdan hem çok teşekkür, hem tebrik ediniz. Çoktan beri ruhuma ihtar edilmiş ki, Ziya namında birisi, Risale-i Nur namına büyük bir hizmet edecek. Bu mesele gösterdi ki, o Ziya, bu Ziya’dır. Bizleri ebede kadar minnettar eyledi. Mahkemede zabıt kâtibi ve azadan Hesna Hanım ve sorgu hâkimi gibi vicdanlı zatlara teşekkür ederiz. Ve onları unutmayacağımı, bilhassa başta Müftü Osman, Hasan Feyzi olarak çok ehemmiyetli kardeşlerime selâmımızı ve minnettarlığımızı bildiriniz. Ve hâkim-i âdil olan zata, Risale-i Nur’un ekser eczalarını ona hediye etmek için yazdırmayı karar verdiğimi söyleyiniz. Ve Risale-i Nur’un fahri avukatı Ziya’ya, kısm-ı mühimmini yazdırıp ona hediye etmek niyetindeyim. (…)
Emirdağ Lâhikası-I, s. 92-96, mektup no: 2-24
Haber Merkezi