"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AYM devlet tekeline 'son' verdi

11 Haziran 2015, Perşembe 11:01
Anayasa Mahkamesi, Risale-i Nur'ların devlet tekeline alınması ile ilgili yasayı iptal etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Risale-i Nur’ların basım ve yayımlanmasının devlet tekeline alınması ile ilgili kararı oyçokluğuyla iptal etti. Gerekçeli karar bugün yayınlandı. Böylece Yeni Asya'nın 29 Mayıs'ta duyurduğu karar resmen açıklanmış oldu.

AYM'nin devlet tekeline 'son' verme kararını açıkladığı tarih, Abdülmecid Nursi'nin vefat tarihine (11 Haziran 1967) tevafuk etti.

İşte Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı:

FİKİR VE SANAT ESERLERİNİN BAKANLAR KURULU KARARIYLA KAMUYA MAL EDİLMESİNE İLİŞKİN KARAR

Anayasa Mahkemesi 14.5.2015 tarihli toplantısında, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun, Türkiye'de veya Türk vatandaşları tarafından Türkiye dışında yayımlanmış eserler üzerindeki hakların eser sahibinin ölümünden sonra ve koruma süresinin bitiminden önce Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya mal edilebilmesini düzenleyen 47. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin iptaline oyçokluğuyla karar vermiştir.

İptali İstenen Kural

Dava konusu kural, memleket kültürü için önemi haiz görülen ve Türkiye'de veya Türk vatandaşları tarafından Türkiye dışında yayımlanmış eserler üzerindeki hakların, hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla, eser sahibinin ölümünden sonra, koruma süresinin bitiminden önce, Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya mal edilebilmesine ilişkindir.

Başvuru Gerekçesi

Dava dilekçesinde, piyasada bulunan ve yokluğundan söz edilemeyen eserlerin tek yanlı belirlenen “münasip bir bedel” karşılığında kamuya mal edilmesinde kamu yararından söz edilemeyeceği, bu durumun hak sahiplerinin eser üzerindeki mülkiyet hakkını özüne dokunacak şekilde sınırlandıracağı, ayrıca ilgilenenler tarafından herhangi bir engelle karşılaşılmadan ulaşılabilir olan eserlerin topluma ulaşmasının tek elden, Devletin öngördüğü şekil ve ölçüde yapılacak olmasının, düşünce ve kanaatleri açıklama, yayma ve bunlara ulaşma özgürlüğüyle bağdaşmadığı ileri sürülerek bu hususu düzenleyen dava konusu kuralın iptali istenmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

1- Mülkiyet Hakkı Yönünden

Anayasa Mahkemesi, eser sahibinin mirasçılarının eser sahipliğinden doğan mali hakları ile manevi haklarının kullanım yetkilerinin kamuya mal edilmesinin mülkiyet hakkına müdahale niteliği taşıdığı tespitinde bulunduktan sonra, Anayasa'nın 35. maddesi uyarınca mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceğini vurgulamıştır.

Eser sahipliğinden kaynaklanan hakların kamuya mal edilmesinin, memleket kültürü bakımından önem taşıyan eserlerin kamuya ve dolayısıyla toplumun yararlanmasına sunulmasında devamlılığın sağlanması amacına dayandığı ve bunda kamu yararına aykırı bir yönün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Mülkiyet hakkına sınırlama getirilebilmesi için Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen güvencelere uyulması gerekliliğinin altını çizen Anayasa Mahkemesi, sınırlamanın ölçülü olup olmadığı üzerinde durmuştur.

Bu yönüyle dava konusu kuralla, kamuya sunumunda herhangi bir sorun yaşanmayan eserler üzerindeki hakların da, Bakanlar Kurulunca kamuya mal edilebilmesine imkân tanındığına işaret eden Anayasa Mahkemesi, mirasçının tasarruflarıyla kamusal erişimi sağlanabilen eserler üzerindeki hakların Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya mal edilebilmesinin ve bu suretle malikin mülkiyetinden yoksun bırakılabilmesinin, değinilen amaca ulaşılması bakımından gerekli bir araç niteliği taşımadığını ifade etmiştir.

Anayasa Mahkemesi ayrıca, dava konusu kuralda Bakanlar Kuruluna tanınan kamuya mal etme yetkisinin, memleket kültürü için önem taşıyan eserlerle sınırlandırılmış ise de “memleket kültürü için önem taşıma” kriterinin sübjektif yönünün ağır bastığını göz önünde bulundurarak, kuralın, öngörülen amacın dışına çıkılacak şekilde yetki kullanımına zemin hazırladığını ve bu haliyle amaca ulaşmaya elverişli olmadığını belirtmiştir.

Son olarak dava konusu kuralda, mülkiyet haklarından yoksun bırakılan kişilerin “…münasip bir bedel talep etme hakları…” saklı tutulmak suretiyle kamu yararı ile bireysel yarar arasında adil bir denge kurulmaya çalışılmış ise de kamuya mal edilen hakların ekonomik değerinin doğrudan hak sahibine ödenmesi yerine talep hakkı tanınmakla yetinilmesinin, Anayasa'nın 35. maddesinde öngörülen mülkiyet hakkı güvenceleriyle bağdaşmadığına vurgu yapan Anayasa Mahkemesi, tüm bu hususları göz önünde bulundurarak dava konusu kuralla fikri mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın ölçülü olmadığı sonucuna ulaşmış ve kuralın Anayasa'nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiştir.

2- İfade özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğü yönünden

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün, kişinin serbestçe haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına geldiğini belirtikten sonra düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek her türlü aracın anayasal koruma altında olduğunun altını çizmiştir.

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 27. maddesinde güvenceye bağlanan bilim ve sanat özgürlüğünün, her türlü bilim ve sanat eserinin oluşumu, tanıtımı, yayılması ve kamuya sunulmasına yönelik faaliyetlerin, devlet veya devlet dışındaki üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın serbestçe yürütülebilmesini ifade ettiğini vurgulamıştır.

Zihni çabanın ürünü olan fikir ve sanat eserlerinin kamuya sunulması ve yayılmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Anayasa Mahkemesi, fikir ve sanat eserinin, sahibinin ölümünden sonra kamuya mal edilmesinin, mirasçıların eserin kamuya sunulması ve yayınlanmasının biçim ve araçlarını belirleme serbestîsini sınırlayacağından dava konusu kuralla ifade özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğüne müdahalede bulunulduğu sonucuna ulaşmıştır.

İfade özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğünün, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik temeline dayanan demokratik toplumun vazgeçilmez öğelerini teşkil ettiği saptamasında bulunan Anayasa Mahkemesi, demokratik bir toplumda bu özgürlüklere müdahale edilebilmesinin ancak zorlayıcı nedenlerin varlığına bağlı olduğunu ifade etmiştir.

Kararda, mülkiyet hakkı kapsamında görülse de fikri hakların aynı zamanda demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsurunu teşkil eden ifade hürriyetiyle yakından ilişkili olduğu, dolayısıyla bu haklara yapılan müdahalenin demokratik toplumda gerekli olup olmadığı değerlendirilirken, salt ekonomik bir değer ifade eden mülkiyete konu diğer varlıklardan farklı bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiş, bu kapsamda fikri haklara yapılacak müdahalenin demokratik toplum bakımından gerekliliğinin farklı bir yaklaşımla ele alınması zorunluluğuna vurgu yapılmıştır.

Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi, zihni çabanın ürünü olan fikir ve sanat eserinin kamuya sunuluş biçim ve araçları ile ölçüsünün belirlenmesinin eser sahibinin ölümünden sonra öncelikle mirasçılarının tasarrufunda bulunmasının, ifade hürriyetinin ayrılmaz bir parçası olan düşünce ve kanaatleri yayma hakkının bir gereği olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme, eser sahibinin mirasçılarının haklarına yapılacak müdahalenin ancak zorlayıcı nedenlerin varlığı hâlinde haklı bir temele dayanabileceğini hatırlattıktan sonra, bu kapsamda bir zorunluluktan söz edilebilmesi için hukuki veya fiili birtakım sebeplerle eserin kamuya sunumunda ve kamusal erişiminin sağlanmasında önemli sorunlarla karşılaşılmış olması gerektiğine işaret etmiştir.

Dava konusu kuralın, halen kamuya sunumunda herhangi bir sorunla karşılaşılmayan eserlerin de kamuya mal edilmesine imkân sağladığını belirten Mahkeme, kamu otoritelerinin imkân ve katkıları olmaksızın erişimi sağlanabilen eserlerin kamuya mal edilmesinin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaçtan kaynaklandığının söylenemeyeceğini ifade etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, sonuç olarak, sahibi vefat eden her eserin memleket kültürü bakımından önemli görülerek kamuya mal edilmesi sonucunu doğurabilecek şekilde Bakanlar Kuruluna takdir yetkisi tanınmasının, ifade özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğüne demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayan bir müdahale teşkil ettiği kanaatine ulaşarak dava konusu kuralın Anayasa'nın 13., 26. ve 27. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 7046
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • metin

    11.6.2015 19:03:48

    başvuruyu yapan chpye de teşekkür ediyorum

  • Turgay Namdar

    11.6.2015 16:04:01

    Bu sonuç kendiliğinden gelmedii. Buradan başta Avukatımız Kadir Akbaş'a, Kazım Güleçyüz ve tüm yazarlarımıza ve hasseten Ankara'da Meclis önüne çadır kurup aylarca sıkı takip ve görüşmeler yapan sayın Nureddin Tokdemir abimize, Cevher Ilhan ve Mehmet Kara'ya... Ve dahi dua ederek, mail atarak,telefon açarak, sosyal medyada etkinlikler ve paylaşımlar yaparak bu sonuca katkıda bulunan herkesi tebrik ediyorum.

  • Ercan

    11.6.2015 14:56:25

    Cok guzel bir haber. Daha secimin ustunden 1 hafta bile gecmedi hukukun ustundeki baskilar simdiden azaldi. Hayirli olsun

  • Derkan BERK

    11.6.2015 14:30:03

    Tekelleşme yasağı kaldırıldı elhamdülillah. Tekelleşme Sayacı 435.günde sabitlenmeli. Altına da Bandrol Yasağı Sayacı yerleştirilebilir ...

  • Garib Doğu

    11.6.2015 14:28:24

    Hak yerini buldu.Allaha şükürler olsun.İnşaallah bu karar millet ve memleketimize hayır ve bereketler getirecektir.Bu karardan dolayı Anayasa mahkemesi üyelerini de can-ü gönülden tebrik ediyorum.

  • Abdurrahman KOÇAK

    11.6.2015 14:21:03

    Yeni Asya nın müspet hareketinin ve gayretlerinin çalışmalarının neticesi.Allah istikametten ayırmasın....

  • kemal

    11.6.2015 12:51:35

    Bu Kültür bakanlığına da ders Bandrol yasağıda hemen kalkar inşallah. Bandrol yasağını kaldırın kardeşim. devlette bassın millette.

  • Mirzasaid

    11.6.2015 12:49:14

    Bu güzel bir hareket. Ama buna bu kadar direnen Yeni Asya Cemaati simdide sahtelestirmeleri engellemek ve orjinal metinleri korumak icin caba sarfetsin. Elbetteki Risaleleri basmak icin devletten izin almak cok sacmaydi. Simdi bir Risale Surasi zamanidir.

  • Fatih

    11.6.2015 12:07:41

    Vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Sizi ve Risaleleri seven bir kardeşiniz.

  • tevafuk

    11.6.2015 11:22:52

    Geçen sene seçimden ilk imzalanan torba kanunun içinde Nur larla ilgili yasa da vardı...ve bir sene sonra seçimden sonra ilk imzası bozulan yasa oldu elhamdülillah...bir kez daha dedirttiki Risalei Nur inayet altında

  • Toygar

    11.6.2015 11:20:48

    Allah mübarek etsin. Zulmün başlangıcı zamanında ruhumuzu sıkan ve bunaltan haberlerin ardından, Rabbimiz şu haberle birlikte bir ferahlık nasip etti, BİN ŞÜKÜR! Daha nice hayırlı haberler gelecek ümidindeyiz. Ramazan'a yaklaştığımız şu mübarek günlerde, duaları makbul olan safî kulları hürmetine, bizlere merhamet etsin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı