22 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

En fazla mahkûm Türkiye’de

Türkiye, tutuklu ve hükümlü sayısı ile Avrupa’da ilk sıraya oturdu. Avrupa’da 2007 yılında sayıca en fazla mahkûma sahip ülkenin Türkiye olduğu açıklandı. Ancak nüfusa oranlı hesaplama yapıldığında Türkiye Avrupa’da 19’uncu.

Avrupa’da en fazla mahkûm Türkiye’de

TÜRKİYE, tutuklu ve hükümlü sayısı ile Avrupa’da ilk sıraya oturdu. Avrupa İstatistik Dairesi Eurostat, Avrupa ülkelerinde tutuklu ve hükümlü sayısı hakkında 2005, 2006 ve 2007 yılı istatistiklerini yayınladı. Veriler, 2007 yılında Avrupa’da sayıca en fazla tutuklu ve hükümlünün bulunduğu ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyor. Eurostat 2007 yılında Türkiye’de 90 bin 730 tutuklu ve hükümlünün olduğunu belirtiyor. 2007 yılında bu sıralamada Türkiye’yi Polonya (90 bin 200), İngiltere (79 bin 730) ve Almanya (73 bin 320) izlediler. Türkiye 2006 yılında ise 70 bin 520 tutukluyla Polonya (87 bin 670), İngiltere (79 bin 90) ve Almanya’nın (77 bin 170) ardından dördüncü sırada bulunuyordu. Eurostat’a göre Türkiye 2005 yılında da 55 bin 970 tutukluyla Avrupa genelinde 7’inci sıradaydı. Nüfusa orantılı hesaplama yapıldığında ise 2005-2007 döneminde Avrupa’da en fazla tutuklu ve hükümlüye sahip ülkelerin Estonya (100 bin kişiye 302 tutuklu), Letonya (293), Litvanya (232), Polonya (228) ve çek Cumhuriyeti (185) olduğu görülüyor. Türkiye, her 100 bin kişi için 102 tutukluyla Avrupa’da 19’uncu sırada. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yaklaşık 600 milyonluk Avrupa bloğunun tutuklu ve hükümlü sayısı 700 bini aşarken, 300 milyon nüfuslu ABD’de bu sayının 2 milyon 300 binin üzerinde olması dikkat çekiyor.

22.06.2009


 

Darbe anayasası tümden değiştirilsin

Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, anayasanın “tümden” değiştirilmesi gerektiğini, 1982 Anayasası’na bakıldığında, anayasa kavramıyla çelişen, hatta anayasa kavramının dışına düşen bir metin görüldüğünü söyledi.

Sami Selçuk: Darbe anayasası tümden

değiştirilsin

YargItay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, ‘’Türkiye’nin mevcut anayasayla 2000’li yıllara girmiş olması talihsizliktir’’ dedi. Sami Selçuk, Tunceli Üniversitesi’nin 1. kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlenen ‘’Türkiye’de Demokrasi’’ konulu konferansta, anayasanın ‘’tümden’’ değiştirilmesi gerektiğini, 1982 Anayasası’na bakıldığında, anayasa kavramıyla çelişen, hatta anayasa kavramının dışına düşen bir metin görüldüğünü söyledi. Anayasaların insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına almak için varolduklarını ifade eden Selçuk, şöyle konuştu: ‘’Anayasaların varlık nedenleri budur. Ama Türkiye’de devlet bireyine güvenmediği için kendisini güvence altına almıştır. Anayasanın ruhuna bu o kadar yerleştirilmiştir ki bu anayasanın Türkiye’yi AB sürecinde demokrasiye götürme şansı yoktur. Hiçbir zaman düzeltemezsiniz. Ben diyorum, bir metni düzeltmek yeniden yazmaktan daima zordur. Çünkü çelişkilere düşersiniz. Bu bakımdan bu anayasanın yeni baştan yeni bir anayasayla yer değiştirmesi gerekiyor. Orasını burasını budayarak düzeltmeye çalışarak yenileştiremezsiniz. 1961 Anayasası da aynı inançla düzeltilmeye kalkışılmıştır ama ne yazık ki başarılı olunamamıştır. Türkiye’nin mevcut anayasayla 2000’li yıllara girmiş olması talihsizliktir.’’

22.06.2009


 

TÜKETİCİ BENZİNDE İNDİRİM BEKLİYOR

AKARYAKIT firmaları EPDK’ya tekliflerini sunarken, Tüketiciler Birliği benzinin litre fiyatının en az 30 kuruş indirilmesini bekliyor.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, EPDK’nın akaryakıt firmalarına benzin fiyatlarının makul düzeye çekilmesi yolunda verdiği sürenin önceki gün dolduğunu hatırlattı. Firmaların EPDK’ya benzin fiyatları konusunda tekliflerini sunduğunu belirten Kaya, EPDK’nın akaryakıt firmalarına nasıl bir müdahalede bulunacağını merak ettiklerini dile getirdi. Verilen süre dolmadan bazı firmaların benzinin litre fiyatlarında indirime gittiğini anlatan Kaya, şunları kaydetti: ‘’Petrol fiyatlarında bir anormallik yok. Neden indirim yapıldı? Demek ki ortada fazla kârlar söz konusu. Firmalar benzini rafineriden 58 kuruştan alıyor. 5 nakliye, yüzde 18 bayi kârı koyduğunuzda fiyat 81 kuruşa çıkıyor. Dağıtıcı firmalar bayiden fazla yüzde 50 civarında kârla vergi hariç benzini 1,25 TL’den satıyor. Vergiler de katıldığında fiyat 3,25 TL’ya ulaşıyor. Serbest piyasa, ancak bu kadar da değil. Dağıtıcı firmanın daha küçük kârlar etmesi gerekiyor. Ama inanılmaz kârlar var. Dağıtıcı firmaların yüzde 15 kâr yapması durumunda bile fiyatların yaklaşık 30 kuruş ve daha fazla aşağı çekilmesi gerekiyor.’’ Kaya, fiyatların en kötü ihtimalle 2,95’e inmesi gerektiğini savunarak, ‘’En az 30 kuruş indirim bekliyoruz. EPDK’nın da benzinin litresinde üst sınır 2,95’i dikkate alarak müdahalede bulunmasını bekliyoruz. Cezai yaptırımlar da uygulanmalı’’ dedi.

22.06.2009


 

TESK: Teşvikten esnaf ve sanatkâr yararlandırılmıyor

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘’Ülkemizde uygulanan ekonomik modelden de, 81 ilin 49’unda uygulanan teşvikten de, esnaf ve sanatkârlarımız yararlandırılmıyor’’ dedi.

Bendevi Palandöken, toplantıda yaptığı konuşmada, krizden en çok esnaf ve sanatkârın sıkıntıya düştüğünü söyledi. Türkiye’de 2 milyon esnaf ve sanatkârın olduğunu belirten Palandöken, konuşmasına şöyle devam etti: ‘’Esnafımız, aileleriyle birlikte Türkiye nüfusunun 4’te 1’ini oluşturuyor. İstihdamda ve ekonomiye verdiğimiz katkı konusunda çok önemliyiz. Türkiye’de son 1 yılda 114 bin işyeri açıldı. Yalnızca 1 yılda istihdama katkımız ülkenin toplam işsizliğinin 10’da 1’idir. Makro düzeyde değil küçük işletmeleriz ama riskimiz sıfır. Maalesef ülkemizde uygulanan ekonomik modelden de, 81 ilin 49’unda uygulanan teşvikten de, esnaf ve sanatkârlarımız yararlandırılmıyor. Yani memlekette sanayici tüccar, kuracağı yeni işletmelerle ilgili alanlarda devletin teşviklerinden yararlanırken, aynı bölgede bulunan bizim Hasan amcamız, Ahmet amcamız yararlanamıyor.’’ Esnaf ve sanatkârlar olarak istekleri olduğunu ifade eden Palandöken, ‘’Açıklanan 5 pakette de biz yokuz. Bir paket de esnaf ve sanatkârlar için açılsın. Biz para istemiyoruz. Ama kuralları koyun, haksız rekabetten bizi koruyun, üzerimizdeki istihdam yükünü azaltın, kira stopajlarını en az 1 veya 2 yıllığına bizim üzerimizden kaldırın, sosyal güvenlik primlerini bizim ödeyeceğimiz miktara çekin. Perakende sektörünü düzenleyen yasa tasarısını bir an evvel çıkarın’’ dedi.

22.06.2009


 

ŞEHİTLİKTE BURUK BABALAR GÜNÜ

BABALAR Günü’nde Edirnekapı Şehitliği’ne gelen şehit babaları, duygulu anlar yaşadı. Şehit olan oğullarının mezarlarını ziyaret eden acılı babalar, gözyaşlarını tutamadı.

Babalar Günü bütün Türkiye’de coşkuyla kutlanırken, Edirnekapı Şehitliği’nde ise buruk bir babalar günü yaşandı. Oğullarını terör örgütü ile mücadele sürecinde şehit veren aileler, Babalar Günü’nde de kabir ziyaretindeydi. Edirnekapı Şehitliği’nde görevlendirilen askerlerce karşılanan şehit babalara, oğullarının mezarlarında duâlar okudu.

22.06.2009


 

LPG tüketiminde düşüş

KÜRESEL kriz etkisini enerji tüketiminde de hissettirirken, Likit Petrol Gaz (LPG) tüketimi bu yılın Ocak-Mart döneminde düşüş gösterdi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) LPG Piyasasına ilişkin raporundan derlenen bilgilere göre bu yılın Ocak-Mart döneminde toplam 790 bin 515 ton LPG tüketildi. Bu tüketimin 481 bin 434 tonu otogaz, 268 bin 767 tonu tüplü, 40 bin 314 tonu da dökme LPG’den oluştu. Geçen yılın aynı döneminde 796 bin 350 ton olan LPG tüketimi 5 bin 835 ton azaldı. Geçen yılın Ocak-Mart dönemindeki tüketimin 442 bin 839 tonu otogaz, 56 bin 426 tonu dökme ve 297 bin 85 tonunu da tüplü LPG oluşturmuştu. Bu yılın 3 ayında, Tüpraş ve dağıtıcı firmalar, toplam 782 bin 233 ton LPG ithalatında bulundu. 2008 yılında ise 17 farklı ülkeden toplam 2 milyon 761 bin 586 ton LPG ithal edilmişti. Tüpraş ve dağıtıcı firmalar, bu yıl Ocak-Mart döneminde, Tunus’a 54 bin 805 ton, KKTC’ye 6 bin 722 ton, Ürdün’e 4 bin 480 olmak üzere toplam 69 bin 31 ton LPG ihracatında bulundu. Bu yılın ilk 3 ayında, en çok LPG satışı 102 bin 998 ton ile İstanbul’da, en az satış ise 395 ton ile Ardahan’da gerçekleşti.

22.06.2009


 

Muradiye’de, ev ve işyerlerini su bastı

VAN'IN Muradiye ilçesinde sel dolayısıyla çok sayıda ev ve iş yeri zarar gördü.

İlçede bir haftadır devam eden şiddetli yağış sebebiyle meydana gelen selden Şehit Mehmetbey, Fevzi Çakmak ve Karaoğlan mahalleleri etkilendi. Çok sayıda ev ve iş yerini su bastı, ekili alanlar su altında kaldı. Ahır ve samanlıklar zarar gördü. Mahallelerle ilçe merkezi arasında ulaşımı sağlayan 4 köprü yıkıldı. Köprülerin yıkılması nedeniyle bazı vatandaşlar araçlarla, bazıları dizlerine kadar su ve çamura girerek evlerine ulaşabildi. Duruma tepki gösteren vatandaşlar, ‘’Bizler defalarca yetkililere söyledik ama dinleyen olmadı. İşin kolayını bulmuşlar, ulaşımı sağlamak için beton büzden köprü yapılıyor. Bu bölgede ayaklı köprü olmazsa bu tür felâketler tekrarlanır’’ dedi. Belediye ekipleri, belediye ve özel kişilere ait iş makineleriyle sel sularının önünü kesmeye çalıştı. Bazı vatandaşlar, evlerini sudan korumak için kürekle müdahalede bulundu.

22.06.2009


 

Kriz, bankacıları da vurdu

BANKA ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) Genel Başkanı Metin Tiryakioğlu, küresel ekonomik krizde yaklaşık 2 bin 500 banka çalışanın işsiz kaldığını belirtti.

Tiryakioğlu, bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Adana’da gazetecilere yaptığı açıklamada, dünya finans sektöründe büyük bir kriz olduğunu söyledi. ‘’Dünyada finans sektöründeki kriz kadar Türkiye’de finans sektöründe kriz var’’ denilemeyeceğini belirten Tiryakioğlu, ‘’Bu da 2001’deki krizde bazı bankaların kapatılmasının ardından geriye kalan bankalar için çok sıkı önlemler alınmış olmasından kaynaklanıyor’’ dedi. Bankaların çok kar etmesine karşın küresel ekonomik krizde yaklaşık 2 bin 500 banka çalışanının işsiz kaldığını ifade eden Tiryakioğlu, şöyle konuştu: ‘’2001’deki krizde 52 bin çalışan işsiz kalmıştı. Ama şu anda sektörde büyük ölçüde işçi kıyımı yok. Son 1 ayda bankacılık sektörü canlanmaya, hatta yavaş yavaş kriz öncesinde olduğu gibi şubeler açmaya, eleman almaya başladı. Şu anda sektörde çalışanlar açısından örgütlenme dışında kriz yok denilebilir.’’

22.06.2009


 

KOBİDER: IMF ile anlaşma yapılmasın

KÜÇÜK ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, ‘’IMF ile anlaşma yapılarak ülkenin yeni bir borç yükü altına sokulmasını istemiyoruz’’ dedi.

Özgenç, Türkiye ile IMF arasındaki yeni bir stand-by görüşmelerinin devam ettiğini söyledi. Krizde en az hasar alan ülkenin Türkiye olmasına karşın rağmen ‘’IMF ile anlaşma yapılsın’’ dayatmalarının gündemi meşgul edip, piyasalarda belirsizliğe neden olduğunu belirten Özgenç, bir an önce bu olumsuz duruma son verilmesini istedi. Özgenç, bazı dernek yöneticilerinin ‘’IMF ile anlaşma yapılsın’’ diye dayatma yapmalarına, KOBİDER’in de aralarında bulunduğu iş dünyası temsilcilerinin de ‘’asla yapılmamalı’’ diyerek karşı çıktığını ifade ederek, ‘’’Bizler, IMF ile anlaşma yapılarak ülkenin yeni bir borç yükü altına sokulmasını istemiyoruz’’ diye konuştu.

22.06.2009


 

17 kaçak yakalandı

GÜVENLİK güçleri, yurt içinde ve sınırlarda önceki gün gerçekleştirdikleri operasyonlarda 17 kaçak yakaladı.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan yasa dışı sınır geçişlerine ilişkin duyuruya göre, kolluk kuvvetleri, İran’dan Türkiye’ye yasa dışı olarak geçen 1 Türk vatandaşı, Suriye’den Türkiye’ye geçen 2 Suriyeli, Irak’tan Türkiye’ye geçen 1 Iraklı ile Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan 7 Filistin, 4 Myanmar, 1 Cezayir ve 1 Çin uyruklu toplam 17 şahsı yakalayarak adli makamlara sevk etti.

22.06.2009


 

Erzincan’da 33 kilo eroin ele geçirildi

ERZİNCAN'DA düzenlenen operasyonda 33 kilogram eroin ele geçirildi.

Bir ihbarı değerlendiren İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şehir merkezinin girişinde F. Ç. yönetimindeki otomobilde arama yaptı. Otomobildeki gizli bölmelerde 33 kilogram eroin bulundu. Gözaltına alınan F. Ç, emniyetteki sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

22.06.2009


 

İlk çeyrekte 10 milyon ton çimento üretildi

TÜRKİYE'DE bu yıl Ocak-Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,56 artışla 10,1 milyon ton çimento üretildi.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği tarafından iki ay gecikmeli olarak açıklanan çimento üretim rakamlarına göre, bu yılın ilk üç ayında 10 milyon 62 bin 18 ton çimento üretildi ve 3 milyon 303 bin 226 ton ihracat gerçekleştirildi. Geçen yılın ilk çeyreğinde çimento üretimi 9 milyon 907 bin 809 ton, ihracatı ise 1 milyon 887 bin 566 ton olmuştu. Türkiye’nin 2009 yılı toplam çimento üretiminin 50 milyon tonu aşması hedefleniyor.

22.06.2009


 

Müstehcen reklâmlara karşı imza kampanyası

www.reklampanolariniprotestoediyorum.com adlı site, müstehcen reklâmlara karşı imza kampanyası başlattı.

Müstehcen reklâmların toplumun özellikle çocukların ruhsal ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilemesine duyarlı olan kişiler tarafından hazırlanan site’deki açıklamada, “Belediyelerin reklam panolarında ve firmaların afişlerinde toplumsal ahlâka zarar verici müstehcen resim ve ifadelerin yayınlanmasını protesto ediyorum. Bu tür reklâmların toplumumuza, aile yapımıza ve bireysel hayatımıza zarar verdiğini düşünüyorum. Yetkili kurumların bunu önemle dikkate almasını ve kontrol etmesini istiyorum” deniliyor. Açıklamanın altına düşülen iki notta ise şunlar yazıyor; “Not 1: Reklâm panoları gazete ve televizyonla kıyas edilemez. Çünkü bunların düğmesi elimizde değil ki beğenmeyince kapatalım. Not 2: Kamu yararı için reklâm geliri elde edilmesi gerekçesini de geçerli bulmuyorum. Kamu yararı için kamu ahlâkı bozulmamalı.”

22.06.2009


 

Artık barış ve birlik içinde yaşayalım

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Bunca musibet, nasihat için bence artık yeterlidir. Artık elimizi birbirimize vermemizin zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes inancıyla birdir. Hepsi bizimdir. Hepsi bizim kardeşimizdir” dedi.

Barış içinde yaşayalım

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “ Yaşanılanlardan ders çıkararak, barış içinde yaşamalıyız” dedi. Gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Hakkari’ye gelen Ertuğrul Günay, Hakkâri Üniversitesi Rektörlüğü’nü ziyaret etti. Hakkâri’nin, tabiî şartları açısından zahmetli bir bölgede yer aldığını belirten Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Kaynaklarımızı biz bölgenin kalkınmasına, sağlığına, eğitimine, ulaşımına ve istihdamına seferber edeceğimize, başka gereksiz alanlarda sarfetmek zorunda kaldık. Canımız, malımız, acımız ve birçok kayıplarımız oldu. Sanıyorum ki, artık bu yaşadıklarımızdan ders çıkarmamızın zamanıdır. Bunca musîbet, nasihat için bence artık yeterlidir. Artık elimizi birbirimize vermemizin zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes, Türk kökeninden Kürt kökenine, Alevî inancından Sünnî inancına, Sünnî inancından Müslüman ve Hıristiyan inancına, hangi saç rengi, hangi kök boyasından, hangi etnik kökenden gelmiş olursa olsun hepsi birdir. Hepsi bizimdir. Hepsi bizim kardeşimizdir.’’ Sokakta yürürken gençlerin kendisinden tek isteğinin iş olduğunu belirten Günay konuşmasını şöyle sürdürdü; “İş olması için ne lâzım? Yatırım olması lâzım. Yatırım olması için de birilerinin gelip bu bereketli topraklara yatırım yapacak olanlara cesaretli kararlı güveni gösterebilmesi lâzım. Bunun için huzur olması lâzım. Ellerimizin birbirine taş atmak için değil, ellerimizin birbirini tutmak, barışmak, kucaklaşmak için kullanılması lâzım. Şimdi bunu yapmaya çalışıyoruz. Ben onun için buradayım. Biz bir halkız. Hepimiz birbirimizin iradesine görüşüne anlayışına saygı göstereceğiz. Ama barış, dostluk içinde şiddet olmaz. Kimse kimseyi döverek alt edemez.’’

Kimsenin kimsenin yüreğindeki, beynindeki düşünceyi zorla yok edemeyeceğini ifade eden Günay, ‘’Anlaşmamız, barışmamız, kaynaşmamız, konuşarak anlaşmamız lâzım. Biz bu toprakları seviyoruz. Biz burada barış içinde yaşayacağız’’ diye konuştu.

22.06.2009


 

Mevsimlik tarım işçileri için rapor

AKP Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, mevsimlik tarım işçileri konusunda hazırladığı raporu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sundu.

Yaklaşık 1 milyon insanı ilgilendiren rapor, yıllardır yaşanan sorunlara çözüm önerileri içeriyor. Ekmen’in, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e sunduğu rapor, mevsimlik işçilerin seyahat, konaklama, eğitim, sağlık, ücret, sosyal güvence ve maruz kaldıkları sosyal sorunlara dikkati çekiyor. Sorunun çözümde eş güdümün sağlanması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının başkanlığında, ilgili bakanlık temsilcilerinin yer aldığı ‘’Mevsimlik İşçi Hareketlerini İzleme Komisyonu’’ kurulması, her yıl işçi hareketlerine bağlı sorunların tesbiti ve çözüm tekliflerine ilişkin belirlenecek genel ilkelerin hayata geçirilmesinde, yerel idareleri denetlemesi öneriliyor. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından cevaplandırılmak üzere işçilerin sorunlarını aktarabilecekleri bir telefon hattı kurulması istendi. Raporda, her yıl Karadeniz’e fındık, Çukurova’ya pamuk, Ege’ye üzüm toplamaya giden mevsimlik işçilerle ilgili kazaların haber konusu olduğu hatırlatılarak, ulaşım konusunda tekliflere de yer verildi.

22.06.2009


 

11 öğrenci kazada öldü

ANKARA’NIN Kızılcahamam ilçesi Çeltikçi beldesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında vefat eden öğrencilerin sayısı 11’ye yükseldi.

Önceki gün akşam saatlerinde piknik dönüşü, Gazi ve Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin bulunduğu Hacı Tanrıkurt yönetimindeki 06 D 8538 plâkalı minibüsün devrilmesi sonucu 10 öğrenci vefat etmiş, çok sayıda öğrenci de yaralanmıştı. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kol kopması sebebiyle tedavi altına alınan Büşra Aydın’ın, yapılan müdahalelere rağmen vefat ettiği bildirildi. Kaza sonrasında Kızılcıhamam Devlet Hastanesi morguna kaldırılan 8 öğrencinin cenazesi de ailelerine teslim edildi.

22.06.2009


 

El yapımı mayın ve mühimmat ele geçirildi

GÜVENLİK güçleri, Hakkâri’de el yapımı mayınlar, Şırnak’ta ise silâh ve mühimmat ele geçirdi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bölücü terör örgütüyle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Hakkâri’nin Çukurca ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca tuzaklanmış 17 adet el yapımı mayını önceki gün bulan güvenlik güçleri, mayınları bulundukları yerde imha etti. Geçtiğimiz günlerde de Şırnak’ın Uludere ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarına ait 1 adet Kaleşnikof piyade tüfeği, 2 adet Lav mühimmatı, 6 adet RPG-7 roketi ve bin 54 adet Biksi makineli tüfek fişeği ele geçirildi.

22.06.2009


 

Bor gübre üretimi başladı

DÜNYADA bir çok ülkede kullanılan borlu gübre artık Türkiye’de de kullanılacak.

Tarımda verimlilik ve üretim kapasitesini arttıracak olan borun, gübre tesislerinde deneme üretimine başlandığı bildirildi. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Bandırma’da kuruluş çalışmaları tamamlanarak deneme üretimine başlayan tesislerinde yılda 8 bin ton bor gübresi üretilecek. İlgili kuruluşlar ile yapılan görüşmeler ve hazırlanan programa göre, borlu gübre, bor eksiği bulunan bölgelerde tarımsal üretim amacı ile kullanılacak. Tarımda verim ve kaliteyi arttıracak olan bor gübresinin kullanılacağı bölgeler yapılacak toprak tahlillerinden sonra belirlenecek. Bor gübresi ile Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyelinin büyük oranda arttırılması amaçlanıyor.

22.06.2009


 

Köprü ve otoyollar para bastı

ÖZELLEŞTİRMELER gündemde bulunan Boğaziçi köprüleri ile işletmedeki paralı otoyollardan bu yıl Ocak-Mayıs döneminde 190,4 milyon lira gelir elde edildi.

Karayolları Genel Müdürlüğünün verilerine göre, bu yılın 5 ayında, 123 milyon 736 bin 178 aracın çift yönlü olarak geçiş yaptığı İstanbul Boğaziçi köprüleri ile paralı geçiş olarak hizmet veren otoyollardan toplam 190 milyon 426 bin 249 lira gelir sağladı. Söz konusu dönem itibariyle, İstanbul Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet köprüleri 62 milyon 925 bin 271 lira, paralı otoyollardan ise 127 milyon 500 bin 978 lira gelir getirdi. Beş aylık dönemde, Boğaziçi köprülerinden 59 milyon 540 bin 744, paralı otoyollardan ise 64 milyon 195 bin 434 araç çift yönlü olarak geçiş yaptı.

22.06.2009


 

FSM Köprüsü 40 gün üç şerit

FATİH Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki ‘’genleşme derzlerinin değiştirilmesi çalışması’’, önceki gece saat 01.00 sıralarında başladı.

FATİH Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki ‘’genleşme derzlerinin değiştirilmesi çalışması’’, önceki gece saat 01.00 sıralarında başladı. ‘’İstanbul’daki Büyük Açıklıklı Köprülerin Sismik Takviyesi Projesi’’ kapsamında gerçekleştirilecek çalışma, 24 saat esasına göre 4 aşamada gerçekleştirilecek. 31 Temmuz Cuma günü saat 06.00’da tamamlanacak çalışmanın her aşamasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün 2 şeridi trafiğe kapatılacak, diğer istikametten bir şerit alınarak trafik akışı çalışma süresince her 2 yönde 3’er şerit olarak sağlanacak.

22.06.2009


 

Din eğitimindeki yasaklar sosyal tahribatı arttırdı

Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Kur’ân kurslarındaki 12 yaş sınırının bin an önce kaldırılması gerektiğini savundu.

Şenocak, yaptığı yazılı açıklamada, Kur’ân-ı Kerim eğitimine yaş sınırlaması getirilmesinin Anayasa’nın 24. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu öne sürdü. Din eğitimine getirilen yasaklamaların toplumdaki sosyal tahribatı arttırdığını ileri süren Lütfi Şenocak, şunları kaydetti: ‘’Yeni kuşakların yeterli derecede din eğitimi almamaları, toplumda suç işleme oranlarının artmasında etkili olmuştur. Öyle ki günümüzde işlenen adi vak'aların temelinde yetersiz din eğitimi yatmaktadır. Manzara toplumsal dokuyu ve ahlâkî yapıyı tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Bu durumun giderilebilmesi için tarihî birikimimizden de yararlanarak daha düzenli, bilimsel, demokratik ve laik esaslara bağlı, pedagojik gerçekleri dikkate alan bir eğitim anlayışının geliştirilmesi kaçınılmazdır.’’

22.06.2009


 

Mülteciler piknikte buluştu

İSTANBUL’DA yaşayan Çeçenistanlı, Iraklı, Türkmen, Doğu Türkistanlı, Ahıskalı, Sudanlı yaklaşık 700 mülteci, İHH İnsanî Yardım Vakfı tarafından 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle düzenlenen piknikte bir araya geldi.

Arnavutköy Kayabaşı mesire alanında bu yıl ikincisi düzenlenen mülteci pikniğinde başta İHH, olmak üzere BM Türkiye Temsilcisi ve Mülteciler için oluşturulan Sivil Toplum kuruluşu temsilcileri ve yazarlarında katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan İHH Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Dede, Türkiye’de belirlenmiş bir mülteci yasası olmadığı için Türkiye’yi geçiş üssü olarak kullanan mültecilerin burada insan ve kadın tacirleri ile uluslar arası organ tacirlerinin ellerine düştüklerini belirterek, acil olarak mültecilik yasasının çıkarılmasını istedi. Basın toplantısında ayrıca BM Türkiye Temsilcisi Fuat Özüdoğru, Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkan Yardımcısı Alim Can, Ahıskalılar Yardımlaşma Vakfı Başkanı Mehmet Oğuz, Irak Türkmenleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mithat İbrahim hazır bulundu. Öte yandan Düzenlenen pikniğe katılan yaklaşık 700 mülteci, mutlu bir gün geçirmenin sevincini yaşadı. Özellikle piknik alanında oyun oynayan mülteci çocukların mutlulukları görülmeye değerdi. 2008 yılında 26 milyon insan kendi ülkesi içinde göç ederken, 16 milyon insan da güvende olacaklarını düşündükleri ülkelere sığındı. Türkiye’de ise 18 bin kayıtlı mülteci yaşıyor. Buna kayıt dışı mülteciler de eklendiğinde rakam çok daha kabarıyor. İHH İnsanî Yardım Vakfı, mültecilere yönelik yardımlarını kurulduğu günden bu yana devam ettiriyor.

FATİH AYDIN

22.06.2009


 

Keneden korunmak için tavuk besliyorlar

ÇANAKKALE’DE orman yangınlarıyla mücadele amacıyla konuşlandırılan Türk Hava Kurumuna (THK) ait yangın söndürme uçaklarının pilotları, yaşadıkları açık alanda keneden korunmak amacıyla tavuk besliyor.

Ekip şefi, pilot Günay Ciyavul, yangın sezonunun başlamasıyla her yıl 4,5 aylığına Çanakkale’ye geldiklerini söyledi. Konuşlandıkları bölgede telsizden gelen yangın ihbarlarına göre uçaklarla havalanıp, alevlere müdahale ettiklerini anlatan Ciyavul, konuşlandıkları bölgenin açık alan olması, sürekli toprak ve otların üzerinde bulundukları için Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kenelerden korunmak amacıyla yanlarında tavuk beslediklerini ifade ederek, ‘’Bu şekilde keneyle mücadele ediyoruz. Şu anda 3 tavuk, 1 horoz ile 6 tane pilicimiz var. Onları burada besliyoruz. Bu hayvanlarla kene mücadelesi başlattık. Randıman da aldık. Bugüne kadar hiçbir kene ya da diğer böcek türlerine rastlamadık’’ diye konuştu.

22.06.2009


 

Sünnetten önce boğaz keyfi

BAYRAMPAŞA Belediyesi, sünnet ettireceği 500 çocuğu aileleri ile birlikte boğaz gezisine çıkardı. Boğaz turunda Yeniçeri, Padişah, Padişah Hanımı, Nasrettin Hoca, Karagöz ve Hacivat karakterleri de sünnet çocuklarına eşlik etti.

Özel bir tekne ile gerçekleştirilen turda müzik, eğlence ve çocuk gösterileri yer aldı. Çocuklar gezide doyasıya eğlenerek, unutamayacakları bir gün geçirdi. Aralarında Boğazı hatta Denizi ilk defa gören çocukların yaşadığı heyecan görülmeye değerdi. Artık bu şölenin geleneksel hale geldiğini ve bugüne kadar on bine yakın çocuğun sünnet ettirildiğini kaydeden Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, “Çocuklarımızın erkekliğe ilk adımı olan sünneti, hep hatırlanacak güzellikte yaşatmaya çalışıyoruz. Hepsi bizler için çok önemli. Bizlerde büyükler olarak, çocuklukların en güzel şekilde yaşamaları için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz’’ dedi.

22.06.2009


 

Çağırıcı, yılın ilçe belediye başkanı

BAĞCILAR Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “İstanbul’da Yılın İlçe Belediye Başkanı” seçildi.

Uluslararası First Business Dergisi ve Türksoy’la İpekyolu programı, “Zirvedekiler” ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen ödül törenine, Çeçenistan, Azerbaycan ve Türkmenistan’dan çok sayıda misafir katıldı. Gecede ödüllerini alanlar arasında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay (Türk Dünyası Hizmet Ödülü), AKP Genel Sekreteri İdris Naim ŞAHİN (Türk Dünyası Hizmet Ödülü), Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş (Üstün Hizmet Ödülü) gibi isimler de bulundu. İlçenin Modern bir şehir olması için gayretlerini sürdüren, eğitimden sosyal dayanışmaya çok önemli projelere imza atan, bölgesini cazibe merkezi haline getiren, Türk Dünyasıyla Kardeşlik Köprülerini kuran Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “İstanbul’da Yılın İlçe Belediye Başkanı” seçildi. Başkan Çağrıcı yaptığı konuşmada, “Gerçekten güzel bir şey. En güzel tarafı insana hizmetin bir ödülü olması. Bu ödül, Bağcılar halkınındır. Onlara armağan ediyorum” dedi.

22.06.2009


 

14 yıldır bitirilemeyen fakülte, 7 ayda tamamlandı

MUSTAFA Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda, 14 yıldır ödenek yetersizliği dolayısıyla bitirilemeyen yeni Eğitim Fakültesi binasının inşaat çalışmasını 7 ayda tamamladıklarını bildirdi.

Prof. Dr. Canda, göreve geldiği 2 yıldan beri eksiklikleri gidermek için çalıştığını söyledi. MKÜ’nün en eski fakültelerinden Eğitim Fakültesinin binasının ‘’kullanılamaz’’ raporu bulunmasına rağmen öğrencilerin burada eğitim gördüğünü anlatan Canda, şunları kaydetti: ‘’Her gün (deprem olmasın) diye duâ ediyordum. Çünkü 14 yıldır bitirilemeyen inşaat nedeniyle, duvarlarında çatlaklar bulunan, ‘kullanılamaz’ raporu olan binada eğitim yapılıyordu. Bu kabul edilemez bir durumdu. Ancak ödenek yetersizliği nedeniyle yıllardır bitirilemeyen inşaatı, 7 ay gibi kısa sürede tamamladık ve yeni eğitim yılında açacağız.’’ Canda, MKÜ’nün gelecek 5 yılda, binaları, laboratuvarları, araştırma merkezleri ve sosyal tesisleriyle güzel görünüme kavuşturulacağını ifade etti.

22.06.2009


 

AMERİKA’DA RİSÂLE-İ NUR’A BÜYÜK İLGİ

Yaşayanlar ve tadanlar çok iyi bilirler. Gurbetteki dostluklar bambaşkadır. Dostunun acısını kendi acın; sevincini kendi sevincin; heyecanını kendi heyecanın olarak bilirsin.

İşte bu duygularla, Kuveyt’teki sevgili dostlarımızla beraber bir haftadır tatlı bir heyecan yaşadık. Ebeveyninin güzel ve nazik bir çiçek gibi üstüne titreyerek büyüttüğü ve İslâma hizmet için eğittiği sevgili Zehramız ile Prof. Süleyman Kurter’in oğlu İmran’ın düğününü yaptık. Allah iki gencimizi de mutlu edip anne ve babaları gibi İslâm hizmetinde istihdam etsin. Âmin. Oğlunun düğünü vesilesiyle 10 gündür Kuveyt’te bulunan Süleyman Kurter Ağabey ve muhterem eşi Havva Kurter ile röportaj yapmak istedim. Bu sebeple, oğlum Fatih’le beraber ailece ikamet ettikleri yere gidip kendileriyle görüştük.

Risâle-i Nurlarla ne zaman ve nasıl tanıştınız?

Risâle-i Nurları ağabeyim vasıtasıyla tanıdım. Yıl olarak zannedersem 1957 veya 1958 idi. Geredeli Durmuş diye tanınan bir asker, ağabeyime “Gençlik Rehberi”ni vermiş. Bu asker de, kitabı Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde görevli olan “İzmirli Süleyman İmre” diye bir zattan almış. Ağabeyim kitabı getirince, babamla beraber câmi imamına gidip kitabı gösterdik. O sıralar, halk arasında umûmi olarak kitap hususunda bir tedirginlik olduğu için, babam da elimizdeki bu kitabın ne tür bir kitap olduğunu öğrenmek istiyordu. Hoca, “Bediüzzaman zamanın yıldızıdır. Kitaplarını çekinmeden okuyabilirsiniz. Onun talebeleri biraraya gelerek bu kitapları okuyorlar. Astsubay Süleyman İmre, Kırıkhan’daki bir otel odasında toplanan bir gruba bu kitaplardan okuyarak ders yapıyor” dedi. Risâlelerle ilk tanışmam işte böyle oldu. Konya Maarif Kolejine giderken, tatillerde Kırıkhan’a döndüğümde Süleyman İmre’nin derslerini hiç kaçırmazdım. Daha sonraları Konya’daki derslere müdâvim oldum.

Amerika’ya niçin gittiniz?

1966 yılında kazanmış olduğum bir eğitim bursu sebebiyle Amerika’ya gittim. Üniversite eğitimimi Siyasal Bilimlerde tamamladım. Yüksek Lisansı Amerikan Dış Politikası; doktoramı da, Üstad’ın talebelerinden olan Bayram Yüksel Ağabeyin yönlendirmesiyle “Amerikan Eğitim Politikasında Azınlıkların Eğitim Hakkı” üzerine yaptım.

Meksika asıllı bir Amerikalı olan eşiniz Havva

Hanımla nasıl tanıştınız?

Eşimi, üniversitenin birinci yılındayken Amerika İslâm Talebe Birliği’nin bir teşkilât toplantısında gördüm. İlk anda Türk kızı olduğunu zannettim. Gurbette genç olarak yalnız olmak zordu ve tehlikeliydi. Bu yüzden, arkadaşlarımın tavsiyesi ve aramızda tavassut etmesi sonucunda birbirimizle tanıştık. Altı ay içinde de evlendik. Üniversite eğitimini beraberce yaptık. İslâmî hizmetlerimizi de beraberce yürüttük. İslâm Talebe Birliği, hizmet için Amerika’yı üç bölgeye ayırmıştı. Eşim Havva, 11 eyaletten oluşan Mid-West’in (Orta Batı) Kadınlar Kolu Başkanlığını yaptı.

Amerika’daki Nur hizmetlerinize nasıl başladınız?

İslâm Talebe Birliği Teşkilâtı içinde aktif görev aldığımız için seviliyor ve saygı görüyorduk. Yıl 1972 idi. Eşimle beraber, İslâmî çalışmalarımızı Risâle-i Nurlara hasretmenin zamanının geldiğine karar verdik ve Amerikan Nur Ensititüsü’nü (NIA) kurduk. 1974’de ise resmî olarak tanındık. İslâm Talebe Birliği içinde saygın bir yerimiz olduğundan ve Türkiye konusunda referans olarak gösterildiğimizden, bağımsız bir hizmet yapmamızdan dolayı Müslüman kardeşlerden olumsuz bir tepki almadık. Amerikan Nur Enstitüsü, Türk, Amerikan ve Latino asıllı arkadaşların bilfiil katkılarıyla Nur hizmetindeki çalışmalarına devam ediyor.

Milwaukee’deki ilk camiyi biz inşâ ettik. Şimdi de Nursî Camii inşaa etme projemiz var.

İki dershane açtık. Haftanın belirli günlerinde İngilizce ve Türkçe olarak hanımlara ve beylere dersler yapılıyor. Çocuklar için ise ayrıca ders yapılıyor. Üstad Bediüzzaman’ın biyografisini İngilizce’ye ilk defa biz tercüme ettik. Onlarca kütüphaneye biyografinin bir nüshasını hediye ettik. The Light (Nur) dergisini çıkardık. Kısıtlı imkânlarımızla Risâle-i Nurlardan istifadeyle hazırladığımız, Namaz, Sünnî-Şiî kardeşliği, Tevhid, Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İsa, İncil Hz. Muhammed (asm) için ne diyor?, Kur’ân ve Barış, Mukaddes Kur’ân, Müslüman Olmak İçin Rehber adlı kitapçıkları İngilizce ve İspanyolca olarak bastık. Muhterem Şükran Vâhide’nin İngilizce Risâle-i Nur tercümeleri, İngiliz İngilizcesi. İngiliz İngilizcesindeki bazı kelimeler, Amerikan İngilizcesinde farklı mânâlar taşıyor. Bu yüzden Amerikan İngilizcesine tercüme edilmiş Risâlelere şiddetle ihtiyaç var. Prof. Hamit Algar, Ayetü’l-Kübra, Mu’cizât-ı Ahmediye, Haşir ve Tabiat Risâlelerini Amerikan İngilizcesine tercüme etmiş. Kısmet olursa İnşaallah; biz de, Risâle-i Nurları Amerikan İngilizcesine tercüme yapmak istiyoruz. Ve bunun hazırlıkları içindeyiz.

Tercüme konusu açılmışken, burada şunu ilâve etmek istiyorum: Amerika’da, Müslüman âlimlerin Fatiha tefsirlerini biraraya getiren bir çalışma vardı. Bu önemli çalışmayı yapanlar, ‘Üstad Bediüzzaman bu konuda ne söylüyor?’ diye bana geldiler. Elimin altında, Türkiye’de İngilizce Risâle-i Nur basan bir yayınevinin neşrettiği Fatiha Tefsiri kitapçığı vardı; onu vermek istedim. Vermeden önce kontrol edeyim dedim. Bir de baktım ki, kitapta önemli bir eksiklik var. Fatiha Sûresi’nin sonunda geçen “Dâllîn” ve “Mağdûbi Aleyhim” kelimelerinin tefsirine yer verilmemiş. Oysa; Üstad Hazretleri, Fatiha Sûresini tefsir ettiği kıymetli kitabı İşârâtü’l-İ’câz’da bu iki kelimeyi gayet beliğ bir şekilde tefsir etmiştir. “Dâllin”deki maksadın nifaka düşen bir takım Nasarâ olduğunu; “Mağdûbi Aleyhim”deki maksadın ise, ahkâmın terkiyle zulüm ve fıska düşen Yahudiler olduğunu beyan etmiştir. Böyle önemli bir nokta ihmal edildiği için kitabı veremedim.

Amerikalılar veya orada bulunan Müslümanlar Üstad’ı nasıl tanıyorlar?

Bediüzzaman ve eserleri büyük ilgi görüyor. İslâm Talebe Birliği 1979 yılında bir anket yaparak, asrımıza damgasını vuran üç İslâm mütefekkirinin belirlenmesini istemişti. Anket sonucuna göre belirlenecek olan mütefekkirler ve hizmet metodları hakkında bir konferans düzenleyecekti. Ankete katılanlar; Seyyid Kutub, Mevdûdi ve Bediüzzaman’ı gösterdiler. Bediüzzaman konusunu ben üstlendim. Bir kaç bin izleyicinin katıldığı konferansta, en çok Bediüzzaman ve onun hizmet metodu ilgi çekti. Öyle ki, Mehmed Fırıncı Ağabeyin göndermiş olduğu paralarla bastırmış olduğumuz İngilizce biyografiden 5 bin adet âdeta kapışıldı.

Bütün dünyayı sarsan 11 Eylül olayları Nur

hizmetlerini etkiledi mi?

Havva Kurter:

11 Eylül öncesinde İslâmî hizmetler çok daha rahat yapılıyordu. Bu olaydan sonra Müslümanlar arasında iki şekilde davranan oldu. Bir kısmı, bir elde “İncil” diğer elde “Kur’ân” tutarak ‘ikisi birdir’ dediler. Tabiî bu görüş yanlış. Kur’ân ve tahrif edilmiş İncil asla bir değil. 11 Eylül sonrasında Müslümanlığını gizlemek isteyen, hatta başörtülerini açanlar da oldu. Biz Nur hizmetkârları olarak korkmadan hizmetlerimize devam ettik.

Süleyman Kurter:

Çalışmalarımızın devam ettiğini gören İhvân-ı Müslimin ve Mevdûdi hizmet ekolünü takip eden bir kısım arkadaşlar, Amerikalılara İslâmı nasıl anlattığımızı müşâhede etmek için dershanemizde bir hafta kaldılar.

Bir çok anne ve baba; kendi vatanında veya halkı Müslüman olan ülkelerde yaşadıkları halde, çocuklarına İslâmî terbiye vermekte güçlük çekiyor. Siz Müslüman olmayan bir ülkede 4 erkek çocuğunu nasıl büyüttünüz? Onlara İslâmî terbiyeyi nasıl verdiniz?

Önce şunu söylemeliyim: Öncelikle; tevfik Allah’tandır. İkinci olarak; bu konuda eşim ve benim eğitmen olmamızın büyük rolü oldu. Biz çocuklarımızı dövüp bağırma ve ikrah yoluyla değil; İslâmî terbiye metodu olan ikna yoluyla terbiye ettik. Onlardan yapmalarını istediğimiz şeyi önce kendimiz yaptık. Onları, çok küçük yaştan itibaren hizmetlerimizin içinde bulundurduk. Konferansa, camiye giderken çocuklarımızı yanımızda götürdük. Müslüman olmayan çocuklarla karışmalarına engel olduk. Hatta Müslümanlar konusunda dahi seçici davrandık. Şuurlu Müslüman ailelerle görüştük; onların çocuklarıyla arkadaşlık yapmalarını sağladık. Çocukları gezilere götürüp beraberce eğlenmelerini sağladık... İslâmî konularda hiç taviz vermedik. Okula gittiklerinde; çocuklarımızın, beden eğitim dersi sonunda, çıplak olarak duşa giren talebelerle aynı duş yerine giremeyeceklerini okul idaresine bildirdik. Çocuklarımız için ayrı bir duş yeri tahsis edilmesini istedik. Okul idaresi bu isteğimizi yerine getirdi. Bizden sonra, bazı muhafazakâr Hıristiyan ve Yahudi aileler de aynı şekilde davrandı. Çocuklarımızın kızlarla çıkmasına izin vermedik. Büyüyünce, böyle bir şeyi kendileri de istemediler. Bunun yerine, onları genç yaşta evlendirdik. Biz üniversitede iken evlenmiştik. Oğullarımızın da üniversite eğitimlerini evli olarak devam ettirmelerini istedik. En geç evlenen 22 yaşındaki oğlum İmran oldu. Diğer üç oğlum 18-19 yaşlarında evlendiler.

Yeni Asya’nın Nur hizmetindeki yeri büyük

Son olarak Yeni Asya gazetesine ve

okuyucusuna neler söylemek istiyorsunuz?

BİZ Risâle-i Nurlar gibi paha biçilmez bir hazinenin üzerine oturmuşuz; kıymetini bilmiyoruz ve onu hakkıyla yayamıyoruz. Nur hizmetinde neşriyatın önemi çok büyük. Neşriyat, konferans ve seminer gibi zamanla sınırlı bir hizmet değil. Daima elin altında. Olayları Risâle-i Nur ışığında değerlendirmeye çalışan Yeni Asya’nın Nur hizmetindeki yeri büyük. Yeni Asya, Nur Talebelerinin gazetesidir. Onu destekliyoruz. Yeni Asya’da haftalık makaleleri yayınlanan üniversiteden öğrencim Robert Miranda’ya Türkiye’de yayınlanan gazetelerden yazı yazması için teklif geldiğinde bana danışmıştı. Ben de, “Sen Nurcuların gazetesinde yaz” dedim. Bunun üzerine Yeni Asya’da yazmaya başladı. Prof. Dr. Süleyman Kurter’in iletişim bilgileri: Risale USA 803 W Oklahoma Ave Milwaukee, Wisconsin 53215 Web Page: www.RisaleUSA.com e-mail: [email protected] [email protected] [email protected]

SUNA DURMAZ

22.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.