Öncelik reformlara verilmeli |
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar dahilinde asıl ihtiyacının, IMF ile acil bir anlaşma yapması değil, hızı kesilen yapısal reformlara öncelik vermesi olduğunu vurguladı. Sütlüce’deki genel merkezde MÜSİAD 2009 Yılı Ekonomi Raporu’nu açıklayan Vardan, bu yılki raporun mesajının ‘’Küresel Kriz, Yeni Dersler’’ olarak belirlendiğini, mevcut küresel krizin yalnızca ‘’teknik’’ bir sorun değil, aynı zamanda ‘’etik’’ bir sorunu ortaya çıkardığını söyledi. Son dönemlerde özellikle piyasalarda nispi bir iyimserlik ve toparlanma havasının oluşmasının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Vardan, krizin meydana getirdiği olumsuz etkilerin ve verdiği zararın boyutu düşünüldüğünde, arzulanan canlanmanın gerçekleşmesinin bir miktar daha zaman alacağını belirtti. Krizden çıkmak için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydeden Vardan, şunları kaydetti: ‘’Elini taşın altına koyması gereken paydaşlardan biri bankacılık sektörüdür. Zira birçok ülkede hükümetler, kaynaklarının hemen tamamına yakınını finans sektörüne aktarmak zorunda kalırken, ülkemizde bankalar kâr üstüne kâr açıklamışlardır. 2009 yılının ilk çeyreği itibariyle de bankacılık sektörüne ilişkin temel göstergeler oldukça tatminkardır. Şimdi olması gereken; bankaların ülkemizde sıkıntı çeken reel sektöre kredi kanallarını açık tutmaya gayret etmeleridir.’’ IMF ile Türkiye’nin IMF ile ‘’stand-by’’ anlaşması imzalaması konusunda bazı kesimlerin sürdürdüğü ısrarcı tavrın artık terk edilmesi gerektiğine işaret eden Vardan, “Türkiye’nin söz konusu şartlar dahilinde asıl ihtiyacı; IMF ile acil bir anlaşma yapması değil, hızı kesilen yapısal reformlara öncelik vermesidir. Bu safhada IMF ile ancak yatırım, üretim, istihdam, büyüme ve reformların devam etmesi şeklindeki reel önceliklere ve mevcut krizin getirdiği şartlara göre dizayn edilen yeni bir anlaşma modeli üzerinde mutabık kalınabilir ki, bu da şu an için mümkün gözükmemektedir’’ dedi.
YÖNETEMEYEN DEMOKRASİ ZAFİYETİNE SON VERİLMELİ Türkiye, ‘yönetemeyen demokrasi’ zaafiyetine artık bir son vermelidir. ‘Halk seçer, oligarşi yönetir’ dayatmasıyla gidilebilecek bir yer yoktur. Bu yüzden, daha fazla zaman kaybedilmemelidir. İlk olarak; sivil, çoğulcu, temel hak ve hürriyetleri garanti altına alan, kuvvetler arası ilişkileri koruyan ve demokratik yeni bir Anayasaya ihtiyaç vardır. Ancak konjonktür, yeni bir Anayasa için mutabakat zemini oluşmasına uygun gözükmemektedir. Bu sebeple, mevcut Anayasada kısa vadede sivilleşmeyi ve demokratikleşmeyi hızlandıracak kısmi bir revizyon gerçekleştirilmelidir. Bununla birlikte Türkiye, özellikle yargı, eğitim ve kamu yönetimi alanlarındaki ikinci nesil reformları bir an önce gündeme almalıdır.’’ Türkiye’nin AB müzakere sürecine hız vererek ilerleme yönünde yeni bir ivme yakalanası gerektiğine işaret eden Vardan, ‘’Unutmamak gerekir ki, Türkiye, bugüne kadar gerçekleştirdiği ekonomik büyümesini ve zenginleşmesini -bazı ülkelerde olduğu gibi- enerji ya da emtia ihracatına borçlu değildir. Türkiye, katma değer üretmiştir. Kaliteli mal ve hizmet satmıştır. Bu nedenle, küresel krizden en çabuk çıkan ve toparlanan ülke olabilmesi, son on yılda yapılan ve bundan sonra hızla yapılması gerekecek olan reformlara bağlıdır. Krizden gerekli dersler alınıp, bu zor dönem asgari hasarla atlatılabilirse, Türkiye kriz sürecinde ve sonrasında ‘fırsatlarıyla’ ön plana çıkan ülkelerin başında yer alacaktır’’ diye konuştu.
KÜRESEL KRİZDEN ALINACAK 12 DERS Mevcut krizin, Türkiye için önemli derslerle dolu olduğunu, bu derslerin iyi okunması ve gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Vardan, kriz dolayısıyla çıkarılması gereken dersleri ve geliştirilmesi gereken politikaları şöyle sıraladı: 1 - Krize karşı yol haritası ve ortak dil oluşturulmalı. 2 - Dünyaya eklemlenme sürecinde dışa bağımlılık azaltılmalı. 3 - Cari açık için orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirilmeli. 4 - Türkiye’deki aktörlerin yeni dış siyaset vizyonuna sahip çıkmasının gerekliliği. 5 - Şirketlerin kalite, verimlilik Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyon ve markalaşma yönündeki dönüşümü desteklenmeye devam edilmeli. 6 - İstihdam ve üretim açısından KOBİ’lere yönelik destekler artarak devam etmeli ve iç pazara daha fazla önem verilmeli. 7 - Şirketler de kurumsal yapılarını güçlendirmeli ve verimliliklerini arttırmalı. 8 - Birçok alanda Mikro Ekonomik Reformlara odaklanılmalı. 9 - Bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik uzun vadeli özel teşvik programları etkin şekilde uygulanmalı. 10 - Mali disiplin uzun vadede muhafaza edilmeli. 11 - Bütçeye yönelik finansal kaynaklar çeşitlendirilmeli. 12 - İkinci nesil reformlar zaman kaybedilmeden gerçekleştirilmeli. |
ÜMİT KIZILTEPE / İSTANBUL 09.06.2009 |