Haberler |
TÜRKİYE ÇÖLLEŞME RİSKİ ALTINDA |
Dünya Bankası, Almanya’nın Bonn şehrinde 181 ülke heyetinin katılımıyla, 1-12 Haziran tarihleri arasında düzenlenen, iklim değişimine ilişkin uluslar arası bir antlaşmanın imzalanmasına yönelik çalışmaların yapıldığı toplantılara bir rapor sundu. 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesinde hazırlanan rapora göre, özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde geçmiş dönemde ve eski SSCB’nin dağılmasından bu yana geçen yıllarda çevre politikalarına önem verilmemesi dolayısıyla, iklim değişiminin etkileri bölge ülkeleri açısından ağır olacak. ‘’Avrupa ve Orta Asya’da İklim Değişimine Uyum’’ başlıklı raporun yazarı Marianne Fay, belgeye ilişkin yaptığı basın açıklamasında, iklim değişiminin bu bölgeler için, daha önce tahmin edilenden daha kötü sonuçlarının olacağını söyledi. Rapora göre iklim değişiminin sonuçlarından olan deniz düzeyi yükselmesi, bölgenin 4 ana havzasını (Baltık Denizi, Adriyatik’in doğu kısmı ve Türkiye’nin Akdeniz Kıyıları, Karadeniz, Hazar Denizi) ile Rusya’nın Kuzey Buz Denizi kıyılarını etkileyecek. Bu havzalarda en ağır sonucu, alçak düzeydeki yerleşim birimlerinin yoğunluğundan ötürü en çok Polonya etkilenecek.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ Rapora göre Türkiye’nin de içinde bulunduğu ‘’Adriyatik’in doğu kısmı ve Türkiye’nin Akdeniz Kıyıları’’ havzası da olumsuz etkilenecek bölgelerden. Türkiye’nin Akdeniz kıyılarının kimi bölümleriyle, Hırvatistan ve Arnavutluk’un Adriyatik kıyılarının kimi bölümleri, ‘’fırtına taşkınlarından, tuzlu deniz sularının yeraltı sularına sızmasından’’ etkilenecek. Raporda, deniz düzeyindeki yükselmenin Karadeniz’de Rusya, Ukrayna ve Gürcistan kıyılarını şimdiden etkilemeye başladığına dikkat çekildi. Kapalı bir su havzası olan Hazar Denizi’nin düzeyi de, buharlaşma sebebiyle, 21. yüzyıl sonunda bugünkü düzeyinin 6 metre altında olacak. Bu durum, denizdeki özgün balık stoklarını ve kıyı altyapısını olumsuz etkileyecek. Rapora göre eski Doğu Bloku ülkeleri ve Türkiye’deki ısınma, diğer bölgelere göre daha hızlı. Söz konusu havzanın güneyi geçen yüzyıl 0.5, kuzeyi ise (Sibirya) 1.6 santigrat derece ısındı. Bu yüzyılın ortasında ise bölgedeki ortalama ısı 1.6-2.6 santigrat derece daha artacak. Meselâ 2050’de Polonya ve Macaristan gibi ülkeler, bugün İspanya’da, Sicilya’da yaşandığı gibi, 30 santigrat derecenin üzerinde çok sayıda sıcak yaz günü geçirecek. Rapora, ‘’http://web.worldbank.org’’ adresinden, ‘’news’’ başlığından ulaşılabiliyor. Bonn / aa
İç Anadolu’da çölleşme alarmı
YağIş rejimi, su kullanımı ve varlığı açısından Türkiye’nin en hassas bölgesi olduğu belirtilen İç Anadolu’nun, su kullanımının planlı ve ekonomik şekle dönüştürülmemesi durumunda, çok geçmeden çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği bildirildi. Bursa’da, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ile Nilüfer Belediyesi Yerel Gündem 21 tarafından düzenlenen ‘’Türkiye Sulak Alanlar Kongresi’’ne katılan Çevre ve Orman Bakanlığı Sulak Alanlar Şube Müdürü Yusuf Ceran, bozulan sulak alanların rehabilitasyonuyla ilgili çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. İç Anadolu Bölgesi’nde birçok sulak alanın kuruduğunu veya kurumak üzere olduğuna dikkati çeken Yusuf Ceran, ‘’İç Anadolu, yağış rejimi, su kullanımı ve varlığı açısından Türkiye’nin en hassas bölgesi. Eğer su kullanımını, planlı ve ekonomik şekle dönüştürmezsek, çok geçmez, İç Anadolu çölleşmeyle yüz yüze gelebilir’’ dedi. İç Anadolu’daki göllerin kurumasının sebepleri arasında, su kullanımına aşırı yüklenme ve yer altı sularının aşırı kullanımının başı çektiğine değinen Ceran, şöyle devam etti: ‘’Geçmişte, kanal açma ile kurutma çalışmaları gibi hatalar da yapılmıştır. Türkiye, özellikle İç Anadolu Bölgesi’ne dikkat etmek zorunda. Suyun bir damlasını dahi zayi etmeden ekonomik şekilde kullanma yolunu, ülke olarak benimsemeliyiz ve o şekilde hareket etmeliyiz. Aksi takdirde İç Anadolu Bölgesi, uzun vadede küresel ısınmanın da etkisi görülmeye başladıktan sonra, çok ciddi sıkıntılar yaşayabilir.’’ Bursa / aa |
04.06.2009 |