Haberler |
Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın |
Menderes, “Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın” dedi. 27 Mayıs’tan sonra Yassıada’dan İmralı’ya kadar geçen 15 ayın işkence, İmralı’daki üç idamın ise cinayet olduğuna dikkat çeken Menderes, babasının idam edildiği haberini radyodan öğrendiğini söyledi. Aydın Menderes, Yassıada’nın ‘Demokrasi Adası’ olma taleplerini de desteklediğini, bunun gelecek nesiller için gerekli bir girişim olacağını kaydetti. Demokrasİ tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs darbesinin üzerinden tam 49 yıl geçti. Türk halkı, Başbakan Adnan Menderes ve 2 bakanın idam edilmesini unutamıyor. Bu acıyı en çok hissedenlerin başında ise rahmetli Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes geliyor. 27 Mayıs’tan sonra Yassıada’dan İmralı’ya kadar geçen 15 ayın işkence, İmralı’daki 3 idamın ise cinayet olduğuna dikkat çeken Menderes, babasının idam haberini radyodan öğrendiğini söyledi. Babasının idamının bir cinayet olduğunu vurgulayan Aydın Menderes, ölüm haberini aldığında yaşadığı acıyı ise şöyle tarif etti: “Bir insan en yakınını fevkâlede haksız bir şekilde darağacında ve bir cinayet şeklinde kaybederse; insanlar ne hissederlerse, nasıl bir acı duyarlarsa, sanki bir el göğüslerini yarmış ciğerlerini oradan koparmışcasına belki daha büyük bir acı duyarlarsa hepimiz böyle bir acı duyduk. Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın.” Büyük bir adamın Adnan Menderes’in oğlunun nasıl bir metanet ve vakarla davranması gerekiyorsa öyle davrandığını aktaran Menderes, Allah’a, kadere inanmış bir insanın, sabır ve tevekkül neyi gerektiriyorsa ona inandığını kaydetti: “Ayakta durmamız gerekiyordu, başımızı dik tutmamız gerekiyordu. Zaten annem ve rahmetli 2 ağabeyim ve ben buna karar vermiştik. Birbirimize sarılmış ve tutulmuştuk.” diyen Menderes, “Kaldı ki milletimiz bu acıyı sadece o gün ya da o günleri takip eden günler ve senelerde değil, 48 sene sonra bugüne kadar hiç unutmamış ve bu büyük acıyı bizimle Menderes ailesiyle paylaşmıştır. Büyük sevinçler paylaşarak büyür, büyük acılar tamamen ortadan kalkmasa da bölüşüldükçe daha dayanılabilir hale gelirler.” diye konuştu. Yassıada’nın ‘Demokrasi Adası’ olma taleplerini de değerlendiren Aydın Menderes, bu tür arayışları, girişimleri bütünüyle desteklediklerini vurguladı. Menderes, taleplerin olumlu bir düşünce olduğuna dikkat çekerek, “Zaten milletimiz Yassıada ve İmralı’da olanları unutmayacaktır. Bugüne kadar da unutmamıştır. Orada olanların acısını aziz milletimiz, dünya durdukça içinde hissedecektir. Ancak bunun yanısıra gerek milletimizin bu hassasiyetine hürmeten, gerekse bundan sonraki nesillere millî iradenin egemenliği uğrunda, demokrasi uğrunda Türkiye’nin ne büyük acılar çektiğini bir şekilde anlatılması açısından bu ve benzer girişimlere mutlaka büyük ihtiyaç vardır. Bundan dolayı da tümünü destekliyorum.” diye konuştu. Aydın Menderes, Türkiye’nin darbeci zihniyetinden kurtulamadığını doğrulayarak, 27 Mayıs’tan önce hem de 10 yıllar önceden itibaren Türkiye’de darbeciler ve darbeci düşüncenin olduğunu söyledi. 27 Mayıs’tan sonra da darbelerin devam ettiğini anlatan Menderes, irili ufaklı pek çok askeri müdahale yaşandığını hatırlattı. Menderes, şunları kaydetti: “Ancak günümüze baktığımız vakit, ben Türkiye’nin henüz tam demokratik bir ülke olmasa da hukuk devleti olma niteliğini henüz tam olarak kazanamamış olsa da; bu yolda önemli dönemeçlerden geçtiği kanaatindeyim. Türkiye’nin yolu demokrasi ve hukuk devleti için, bir başka ifadeyle Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’da yazılı bütün nitelikleri açısından değişmez bir istikamete girmiş bulunmaktadır.” Ankara / cihan Yassıada’ya demokrasi çıkarması Kendİlerİnİ ‘’Genç Siviller’’ olarak adlandıran grup, 1960 askeri müdahalesinin 50. yıldönümünde, Yassıada’nın ‘’Müze, enstitü ve sivil toplum merkezi’’ yapılması amacıyla vapurla adaya giderek anma etkinliği düzenledi. Yassıada’da yargılanmış kişilerin birinci derece yakınlarını da taşıyan vapur, Kabataş İskelesi’nden hareket ederek, Kadıköy’e uğradı. Buradan da yolcu alan vapur, Yassıada’ya gitti. Etkinlik çerçevesinde, Yassıada’da, yargılamanın yapıldığı spor salonunun önünde toplanan grup adına açıklama yapan Turgay Oğur, ‘’Yaşadığımız bu ilk darbenin 50. yıldönümüne 1 yıl kala, Yassıada darbelerle yüzleşeceğimiz bir müze, demokrasi çıtamızı yükseltecek çalışmaların yapılacağı bir sivil toplum enstitüsü, uluslararası çapta etkinliklerin yapılacağı bir sivil toplum merkezi olsun. Yassıada, yeni bir dönemin simgesi, demokrasi adası olsun’’ dedi. Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali de ‘’Bu salona ilk defa adım atıyorum. İçimde büyük bir acı ve burukluk var. Bu salonda yaşanmaması gereken olaylar yaşandı. Tarihimiz açısından büyük bir kara lekedir. Üzüntü duyuyorum’’ diye konuştu. Tevfik İleri’nin oğlu Cahit İleri ise, ‘’Babam, bu salonda azgın seyircilerin, hukuk bilmez savcı ve hakimlerin önünde elinden geldiğince kendini müdafaa etmeye çalışmıştır. Yaptığı müdafaa sadece şerefini, namusunu korumak çabasıylaydı. Burada bu bağlamda savcıya, ‘istediğin kadar başımızla oynayabilirsin ama asla namus ve şerefimizle oynatmayacağız. Son nefesimize kadar bunun mücadelesini vereceğiz’ dedi. O ve arkadaşları bunu yaptılar. Bu çirkin salonun çirkin hakimleri onları mahkum ettiler ama o kadar. Milletin vicdanında umarım Allah’ın gözünde de onların hepsi tertemiz’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından, ‘’Genç Siviller’’ grubu, ellerinde ‘’Yassıada demokrasi adası olsun’’ yazılı dövizler taşıdı. İstanbul / aa |
26.05.2009 |
Fetih hatimle kutlanacak |
İstanbul’un fethinin 556. yıldönümü Kur’ân ziyafeti ve hatimlerle kutlanacak. Bilgeder ve Suffa Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte Dünya ve Türkiye birinciliği ile ikinciliği olan hafızlar tarafından gerçekleştirilecek Kur’ân ziyafeti, Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camiinde 30 Mayıs’ta yapılacak. İsteyenlerin www.kuran.tv internet sitesinden cüz alarak bu etkinliğe katılabilecekleri bildirildi. BİLGEDER ve Suffa Vakfı, İstanbul’un Fetih Yıldönümünü Kur’an Ziyafeti ve Kur’an Hatimleri ile kutluyor. Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii’nde 30 Mayıs 2009 Cumartesi, ikindi namazını müteakip düzenlenecek programda, dünya ve Türkiye birincisi Hafız Mustafa Kızılcaoğlu, dünya ikincisi ve Türkiye birincisi Hafız Mehmet Bilir, Türkiye birincisi Hafızlar BünyaminTopçuoğlu ve Abdullah Demir ile Hafız Hayri Görür Kur’an-ı Kerim okuyacak. Programa bütün halk davet edilirken, isteyenlerin www.kuran.tv internet sitesinden cüz alabilecekleri bildirildi. |
26.05.2009 |
Dünya ikincisi Afgan hafız yardım bekliyor |
Mısır’da 1998 yılında düzenlenen Kur’ân-ı Kerim’i güzel sesle okuma yarışmasında dünya ikincisi olan Afgan hafız Abdulcelil Xeylpureşi, kaçak yollarla geldiği Van’da zor şartlar altında yaşıyor. CAMİ CEMAATİ VE KOMŞULARIN YARDIMIYLA GEÇİNİYOR Türkiye’de sığınmacı olarak bulunduğu için Türk vatandaşlığına geçemeyen, bir işte çalışamayan Xeylpureşi, cami cemaatinin ve komşularının yardımıyla geçiniyor. Xeylpureşi, oturdukları evin kirasının 250 liraya çıkması üzerine kirayı ödeme konusunda zorlanmaya başladı.
Dünya ikincisi hafızın geçim mücadelesi
MISIR’DA 1998 yılında düzenlenen Kur’an-ı Kerim’i güzel sesle okuma yarışmasında dünya ikincisi olan hafız Abdulcelil Xeylpureşi, kaçak yollarla geldiği Van’da zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Afganistan’da yaşadığı sorunlar sebebiyle eşi ve 4 yaşındaki kızı ile birlikte yasa dışı yollardan Türkiye’ye 1 yıl önce giriş yapan Abdulcelil Xeylpureşi, Van’da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne başvurarak sığınmacı olarak kabul edildi. Sığınmacı olarak bulunduğu için Türk vatandaşlığına geçemeyen, bir işte çalışamayan Xeylpureşi, aylık 150 liraya kiraladığı 2 odalı bir evde ailesiyle birlikte yaşıyor. Halkın yardımıyla geçinen Afganistanlı hafız ve ailesi, oturdukları evin kirasının 250 liraya çıkması üzerine kirayı ödeme konusunda zorlanmaya başladı. Xeylpureşi, en büyük hayalinin Türk vatandaşlığına geçerek bir camide müezzin olarak görev yapmak olduğunu dile getirdi. Van’da hafız Abdulcelil’in tanındığını ve sevildiğini anlatan esnaf Mehmet Aktaş ise ‘’Bir Cuma namazının ardından camide Kur’an okuduğunu gördük. Kimse Cuma’dan sonra çıkmadı ve büyüleyici sesi dinledi. Bu sesle okunan Kur’an-ı Kerim’i dinleyen ve ağlamayan kalmadı. Bizler de çok etkilendik. Böyle birinin Van’da yaşaması, sesini bizimle paylaşması bizim için gurur verici bir olaydır’’ dedi. Van/aa |
26.05.2009 |
Ders konusu, geçim derdi |
Geçim derdi, artık ilköğretim öğrencilerinin dersi. İlköğretim 2’nci sınıf ‘Hayat Bilgisi’ dersinde, öğrenciler sınıfa elektrik ve su faturalarını getirip, karşılaştırma yapacak. Aile bütçesini inceleyecek olan minikler, ‘Para biriktirirsek neler alırız’ hayalini kuracak. Danıştay’ın Hayat Bilgisi ders programını ‘demokrasi yönünden zayıf ve bilimsel olmadığı’ gerekçesiyle iptal etmesinin ardından Bakanlık, Hayat Bilgisi 1-2-3’üncü sınıf programını yeniden düzenledi. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 14 Mayıs 2009 tarihindeki toplantısında alınan ve 18 Mayıs 2009’dan itibaren uygulamaya konulan yeni Hayat Bilgisi ders programında ilginç düzenlemeler de yer aldı. Hayat Bilgisi 2’nci sınıf dersinde işlenecek bir ünitede yapılan düzenleme ile öğrencilerin elektrik ve su faturalarını okula getirmeleri istendi. Öğrenciler, birbirlerinin fatura tutarları arasında kıyaslama yapacak. Nasıl daha düşük miktarlı fatura getirebileceklerini konuşacaklar. ‘Faturalar’ başlıklı etkinlikte miniklerin, ‘Evdeki kaynakları bilinçli olarak tüketmeleri’ hedefleniyor. İlköğretim 2’nci sınıf öğrencileri yine aynı ünitede, anne babalarının yanı sıra çevredeki yetişkinlerin nasıl para harcadıklarını gözlemleyecekler. Minikler, para harcamayı gerektiren bir amaç belirleyip bu harcamayı gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceklerini tartışacaklar. Öğrenciler, ünite kapsamında ‘yeterince’ para biriktirdiklerini düşünüp, bu tutarla neler alabileceklerini ya da nasıl harcayacaklarını hayal edecekler. Ve ardından 3’üncü aşamaya geçilecek. Minikler bu kez de okula getirdikleri materyallerle satın almayı düşündükleri eşyaların maketini yapacaklar. AĞAÇ SEVGİSİ AŞILANACAK
Yine ilköğretim 2’nci sınıf Hayat Bilgisi dersine eklenen bir konuyla da öğrencilere ağaç sevgisi aşılanacak. Öğrenciler bu derste sınıftaki öğrenci sayısı kadar ağacın olduğu bir bölgeye gidecek. Bir ağaç seçip sarılmaları söylenecek. Miniklerden ‘bir insana sarılıyor’ gibi sarılmaları, gözlerini kapatıp ‘ağacı hissetmeleri’ istenecek. Katılımcılar, daha sonra da ağacın kendilerine ne söylediğini, kendilerinin ne cevap vereceğini anlatacak. |
26.05.2009 |
Türklere vize kalkacak |
ALMAN Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının sonuçta tamamen kalkacağından emin olduğunu söyledi. Özdemir, partinin diğer eş başkanı Claudia Roth ve Avrupa Parlamentosu seçimleri için Yeşillerin liste başı adayları olan Reinhard Bütikofer ve Rebecca Harms ile birlikte başkent Berlin’deki parti merkezi binasında seçim kampanyasını başlattı. Milletvekilleri adaylarına başarılar dileyen Özdemir, daha sonra Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının adım adım kaldırılması konusunda düşüncelerinin sorulması üzerine şöyle konuştu: “Vize adım adım kalkıyor, ancak daha yolun sonuna gelmedik. Vizenin kalkacağı kesin. İçişleri Bakanlığı seçimlerden korkuyor. Seçimlerden önce bunu kendi seçmenine anlatamayacağından korkuyor. Bu nedenle seçimlerden önce adım adım, teknik adımlarla bu işin içinden çıkmaya çalışıyor. Ancak bunun yeterli olmadığını da tüm hukukçular biliyor. Hepsi bu konuda hem fikir.” Hristiyan Sosyal Birlik Partisinin (CSU) seçim programında Türkiye’nin AB üyeliğine bir kez daha karşı çıkıldığının hatırlatılması üzerine de Özdemir şunları söyledi: “CSU yine aynı plağı çalıyor. Her defasında referandumdan söz ediyorlar. Mademki halkı bu kadar seviyorlar, o zaman vatandaşlara genel olarak bir referandum imkanı sunalım. Sadece Türkiye, yani genişlemeyle ilgili olarak böyle bir referandum yapılması isteği bize pek inandırıcı gelmiyor. Mesele halk oylamasıysa o zaman tüm konularda yapılması gerekir.” Avrupa’yla ilgili konuların milli düzeyde oylamadan geçirilemeyeceğini ifade eden Özdemir şöyle devam etti: “Mademki Türkiye’nin AB üyeliği referandumdan geçirilecek, o zaman aynı anda 27 üye ülkede birlikte referandum düzenlenmesi gerekir. Sadece Almanya’da böyle bir oylama yapılırsa çok garip bir durum ortaya çıkabilir. AB Komisyonu onay verdikten sonra yapılan referandumlarda bir ülke ‘hayır’ derse o zaman bu süreç duracak mı? Bizim Yeşiller olarak savunduğumuz tez, milli konuları milli düzeyde oylamaya sokarsınız. Ancak genişleme konusu, milli bir konudan ziyade Avrupa’yı ilgilendiren bir konu. Tek bir ülkenin bir ülkeyi engellemesi çok yanlış bir sinyal olur.” Berlin / aa |
26.05.2009 |
Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları Meclise taşındı |
DTP, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi. DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı sunulan araştırma önergesinde, ağır şartlarda çalışan mevsimlik tarım işçilerinin, açlık sınırında yaşadığı öne sürüldü. Önergede, tarım işçisi ailelerin, kamyon kasalarında güvenli olmayan şekilde yolculuk etmek zorunda kaldıkları, bunun sonucunda da çok sayıda ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği ifade edildi. Tarım işçilerinin hayat şartlarının da elverişsiz olduğu anlatılan önergede, ailelerin ilkel çadırlarda yaşadıkları, akrep, yılan, kene ve sıtma gibi gibi tehlikelere maruz kaldıkları savunuldu. Mevsimlik tarım işçiliğinin, ilköğretim çağındaki çocukların eğitimini de olumsuz etkilediği, aileleriyle tarım işçisi olarak çalışmaya giden binlerce öğrencinin, eğitim yılı sona ermeden okullarını terk etikleri ileri sürülen önergede, bu işçilerinin sosyal, ekonomik, sağlık, barınma sorunlarının analizinin yapılması ve gereken tedbirin alınması için Meclis Araştırması açılması istendi. Ankara / aa |
26.05.2009 |
Fidan dikmek için çok sebep var |
Ege Bölgesi’nde yaşayanlar, Ege Orman Vakfı aracılığıyla vefat eden yakınlarını hatıra ormanlarında yaşatırken, yeni doğan bebekler ya da özel günler için de tebriklerini fidan dikerek yapma imkânına sahip. Ege Orman Vakfı Başkanı Metin Gençol, Ege Bölgesi’nde yitirilenler için hatıra koruları oluşturma ve mutlu olaylarda sevilen kişilere fidan hediye etme anlayışını yerleştirmeyi başardıklarını kaydetti. Gençol ‘’Hazırladığımız tebrik ve taziye kartları aracılığıyla insanlara fidan dikmek için birçok neden olduğunu gösteriyoruz’’ dedi. Vakfın kurulduğu 1995 yılından bugüne kadar 7 milyon fidan dikimine aracı olduğunu belirten Gençol, ormanlık alanların önemli bölümünün, hayatını kaybedenler adına yakınları, sevenleri tarafından oluşturulan korular olduğunu söyledi. Hatıra ormanları arasında kendisini en çok etkileyenlerin başında, çocuklarını trafik kazasında kaybeden ailelerin Buca’da oluşturduğu ‘’Trafik Gerçeği Ormanı’’nın geldiğini ifade eden Gençol, ‘’Bizi çok etkiledi, o kadar acılı insanların çocukları adına dikilen ağaçların büyüdüğünü görmeleri, onlar için psikolojik rehabilitasyon oldu. O alana geldiklerinde yüzlerinde bir rahatlama, huzur görülebiliyordu’’ diye konuştu. Gençol, 18 Ağustos depreminde hayatını kaybedenler hatırasına oluşturulan özel korunun yanı sıra, Egelilerin çok sevdikleri Barış Manço ve Cem Karaca gibi sanatçıları da onlar adına fidan dikerek yaşattıklarını, bu amaçla ‘’Sanatçıya Vefa’’ ormanı oluşturduklarını kaydetti. Vakfa başvurarak kendi adına koru oluşturanların da bulunduğu bilgisini veren Gençol, hatıra ormanlarının yanında, Vakfa ait ‘’Merhaba Dünya’’ kartları aracılığıyla birçok ailenin ve yakınlarının yeni doğanlara fidan armağan ettiğini belirtti. |
26.05.2009 |
Hobi için başladı, para kazanıyor |
Karaman’da büfe tipi bakkal dükkânı işleten 55 yaşındaki Ekrem Özler, merakıyla geliştirdiği mukavva işleri ile ek geçim kaynağı sağlıyor. Şehir merkezinde 20 yılı aşkın büfe tipi bakkal dükkânı işleten ilkokul mezunu Özler, müşteriden arta kalan günün büyük zamanında boş kaldığı saatlerde mukavva ve kumdan eserler çıkarıyor. Ev, villa, apartman gibi hediyelik ürünler yapan Özler, 50 ile 250 TL arasında satışa sunduğu villa tipi evleri rahatlıkla satabildiğini ve ek geçim kaynağını yaptığı bu işlerden çıkardığını kaydetti. Ayakkabıcılar Sokağı’nda esnaf arkadaşları “Bizim Müteaahhit Bakkal” diye hitap ettiği Ekrem Özler’e sanatkâr gözüyle bakıyor. |
26.05.2009 |
1.376 ton e-atık |
Türk girişimci tarafından kurulan ‘’Exitcom’’ adlı elektronik atık (e-atık) geri kazanım şirketi, Türkiye’de 2008’de bin 376 ton bilişim atığı topladı. E-atık miktarı, 57 ton küçük ev aleti, 15 ton büyük beyaz eşya ve 19 ton da tüketici ekipmanıyla birlikte bir yılda bin 467 tona ulaştı. Firmanın bu yılın ilk 4 ayında topladığı e-atık miktarı ise 950 ton olarak gerçekleşti. Şirket, önceki yıl bin 121 ton e-atık toplamıştı. |
26.05.2009 |
‘Çatalburun Av Köpekleri’nin nesli tehlikede |
AnavatanI Mersin’in Tarsus ilçesi olan ve burun yapıları nedeniyle ‘’çatalburun’’ diye adlandırılan av köpeklerinin neslinin tehlike altında olduğu, kalan son bir kaç köpeğin koruma altına alınarak, çoğaltılması gerektiği bildirildi. “Tarsus Çatalburun Av Köpekleri (Türk Pointeri)’’ kitabının yazarı uzman biyolog Ümit Dinçer, Tarsus çatalburun köpeklerinin ‘’pointer’’ grubu av köpekleri sınıfına girdiğini söyledi. Dünyada değişik ülkelere ait tescil edilmiş farklı 400 kadar köpek ırkı bulunduğunu belirten Dinçer, Türkiye’ye ait olan Sivas Kangal ve akbaşın yeterince tanıtılmamalarının yanı sıra, Tarsus çatalburunların dünya literatürüne sokulması için de herhangi bir çabada bulunulmadığını kaydetti. Yurt dışındaki cannel kulüplerin, köpeklerin standartlarını belirleyip, sertifikalı ve secereli üretim yapılmasını sağladıklarını belirten Dinçer, ‘’Tarsus çatalburunlar için böyle bir dernek ya da kulübün olmaması büyük bir talihsizlik’’ dedi. Dinçer, Türkiye’de Tarsus çatalburun köpeklerinden başka yerli av köpeği olmadığını da öne sürerek, ‘’Günümüzde kullanılan av köpeklerinin büyük çoğunlugu yurdışından menşei almıştır. Tarsus çatalburun köpeklerinden başka koku köpeğimiz yok’’ dedi. |
26.05.2009 |
Semerin son ustaları |
BartIn’In son semercisi, Türkiye’de ustaları yok denecek kadar azalan mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Yürüme engelli semer ustası 67 yaşındaki Mukadder Mudanyalı, at, katır, eşek gibi hayvanların sırtına yük yüklemek ve binmek için kullanılan semerleri, yaklaşık 40 yıldır el emeğiyle üreterek satıyor. Küçük torununun semer yerine ‘’Dedem şeker ustası’’ demesinin mesleğin yeni nesil tarafından gitgide adının bile unutulduğunu gösterdiğini söyleyen Mudanyalı, emekli olmasına rağmen belki çırak bulurum düşüncesiyle mesleğini sürdürüyor.Çocuklarının ve torunlarının semerciliği öğrenmek istememesinin üzüntüsünü yaşayan Mudanyalı, el sanatlarının kaybolmaması için devlet tarafından desteklenmesini istiyor. |
26.05.2009 |
Yel değirmenleri yok oluyor |
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Turan Takaoğlu, kentteki tarihi yel değirmenlerinin yavaş yavaş yok olduğunu bildirdi. Doç. Dr. Takaoğlu, yel değirmenlerinin Çanakkale’nin kültürel mirasının en ilgi çekici yapıları olarak kabul edilebileceğini belirtti. Yaklaşık 500 yıldır yöre ekonomisinde önemli bir yere sahip olan yel değirmenlerinin, 1970’li yıllarda kullanım dışı kalmalarının ardından hızla yok olmaya başladığıni belirtti. |
26.05.2009 |
50 bin personel okullara verilsin |
TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’kamuya alınacağı ifade edilen 500 bin personelin yüzde 10’una okullarda hizmetli ve memur olarak çalıştırılmak üzere kadro verilmesini’’ istedi. Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun valiliklere, okullardaki temizlik hizmetleri ile ilgili gönderdiği genelgede, derslik ve bina sayısı fazla olan okullardaki temizlik hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde hizmet satın alma yoluna ihtiyaç duyulduğunu belirttiğini hatırlattı. Türkiye’deki eğitimin en büyük sorunlarından birinin okullardaki personel sayısının yetersizliği nedeniyle hijyenik ortamın tam anlamıyla sağlanamaması olduğunu ifade eden Koncuk, personel yetersizliği nedeniyle öğretmenlerin, okul idarecilerinin ve öğrencilerin okul temizlemek zorunda kaldıklarını ileri sürdü. Okullardaki temizlik hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde hizmet satın alarak ihtiyacın giderilmesinin mümkün olmadığını savunan Koncuk, bu uygulamanın mali boyutunun okulların gelirini aştığını kaydetti. ‘’Hükümetin en az 500 bin kişinin kamuda yararlı işlere yerleştirilmesine yönelik bir istihdam paketi hazırladığını’’ ifade eden Koncuk, alınacak 500 bin personelin yüzde 10’una okullarda okullarda hizmetli ve memur olarak çalıştırılmak üzere kadro verilmesi gerektiğini öne sürdü. Koncuk, 50 bin hizmetli ve memurun, okullardaki temizlik yükünü büyük oranda alacağını, okulların daha hijyenik bir ortama kavuşacağını kaydetti. Ankara/aa |
26.05.2009 |
KENEDEN 4 GÜNDE 5 ÖLÜM |
KIRIM Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) şüphesiyle Tokat’ın Zile ilçesinden Sivas’a sevk edilen İ.D’nin de ölmesiyle son 4 günde 5 kişi hastalığın kurbanı oldu. Alınan bilgiye göre, Zile’de yaşayan 54 yaşındaki İ.D, bir süre önce rahatsızlandı. Zile ve Tokat’taki tedavisinin ardından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edilen İ.D, KKKA Hastalığı kuşkusuyla tedavi gördüğü hastanede sabah saatlerinde hayatını kaybetti. KKKA hastalığı kuşkusuyla Tokat’ın Almus ilçesinden sevk edilen 74 yaşındaki H.K. da önceki gece saatlerinde hayatını kaybetmişti.Son 4 gün içerisinde KKKA hastalığı şüphesiyle aynı hastanede tedavi gören Tokat’ın Zile ilçesine bağlı bir köyde yaşayan 38 yaşındaki H.K, Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesine bağlı bir köyde yaşayan 23 yaşındaki N.K. ve Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Kuzbağı beldesinde yaşayan 71 yaşındaki M.T. de Sivas’ta hayatını kaybetmişti. Sivas / aa
Er meydanında kene mücadelesi
EDİRNE Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, Türkiye’de ölümlere yol açan kenelere karşı, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi mevkisindeki Er Meydanı’nın Haziran ayı içinde ilaçlanacağını bildirdi. Sedefçi, Edirne Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’nce kenelerin yaşayabileceği nehir kenarları, parklar ve piknik alanlarında keneye karşı ilaçlama çalışmalarının sürdürüldüğünü söyledi. Edirne/aa |
26.05.2009 |
Sigara hem sağlığa, hem ekonomiye zarar |
KARADENİZLİLER her hafta düzenledikleri söyleşilerle çeşitli konularda bilgileniyorlar. Derneğin geçtiğimiz günkü konuğu Yeşilay Yalova Şubesi oldu. Yalova Karadenizliler Kültür ve Yardımlaşma Dernek lokalinde gerçekleştirilen söyleşilerin üçüncüsüne Yeşilay Yalova Şubesi Başkanı Ahmet Muhtar Köse ve Yeşilay Yalova Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinden Mehmet Çalışkan konuşmacı olarak katıldı. Derneğin Yönetim Kurulu üyelerinden Durmuş Akçal’ın organize ettiği söyleşide “Sigaraların Zararları” konusu iki bölümde anlatıldı. Birinci bölümde Köse, Yeşilay teşkilatının çalışma alanları hakkında bilgi vererek, çocukların kötü alışkanlıklardan nasıl korunacağını anlattı. İkinci bölümde ise Çalışkan, sinevizyon görüntüsü eşliğinde sağlık açısından sigaranın zararlarını anlatırken birey ve ülke ekonomisine yüklediği külfetler üzerinde durdu. Sigaranın insan sağlığı açısından en büyük düşman olduğunu vurgulayan Çalışkan, sigaraya bağlı ölümlerin her geçen gün arttığını ve artarak da devam ettiğini belirtti. Söyleşi sonunda katılımcı üyelere ve konuşmacılara teşekkür eden dernek başkanı Muhsin Sevencan önümüzdeki haftanın söyleşi konusunun “İstanbul’un Fethi” olduğunu ve konuşmacılığını Mustafa Yazgan’ın yapacağını söyledi. Mehmet Çalışkan /Yalova |
26.05.2009 |
Türk öğrenciden müthiş icat |
İSVEÇ Umea Üniversitesi bünyesindeki Dizayn Enstitüsü’nde master öğrencisi olan Türk tasarımcı Ceren Bagatar, deprem ve sellerin vurduğu afet yerleri ile temiz su sıkıntısı çeken gelişmemiş bölgeler için ‘Rescue Bottle’ (Kurtarma Şişesi)’ni geliştirdi. Kirli suyu her açıdan temiz hale getiren icat sayesinde, savaş alanları ile sel ve depremlerin meydana geldiği afet bölgelerinde, temiz su yokluğundan kaynaklanan hastalıkların yayılması engellenmiş olacak. Kurtarma Şişesi’nin çalışması ‘ters osmosis’ prensibine dayanıyor. Ceren Bagatar’ın buluşunun diğer bir kritik özelliği ise, kirli suyu temize dönüştürürken ishale neden olan maddeleri tamamen yok edebilmesi. Böylece arıtılmış sudaki ‘besleyici’ özellik daha da artıyor. İstanbul/cihan |
26.05.2009 |
Tatile çıkarken, hırsızlara karşı tedbir alın |
BURSA Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, tatile çıkacak vatandaşları hırsızlara karşı tedbir almaları konusunda uyardı. Yetkililer, hırsızların yükte hafif pahada ağır eşyaları çaldıklarına dikkat çekerek, “Mücevherlerinizi güvendiğiniz birisine teslim edin ya da banka kasasına bırakın. Evde olmadığınız zamanlarda, ‘evde birisi varmış’ hissi verilmesi gerekiyor. Bunun için de kapı önüne ayakkabı konulabilir, ışık yanık bırakılabilir” tavsiyesinde bulundu. Asayiş Şube Müdürü Ahmet Aksu, sıcak havalarda serinlemek amacıyla geceleri açık bırakılan kapı ve pencerelerin de hırsızlara davetiye çıkardığını söyledi. Aksu, Bursa’da, yazın meydana gelen hırsızlık olaylarının büyük bir çoğunluğu açık bırakılan pencere ve kapılardan kaynaklandığını anlattı. Bursa/cihan |
26.05.2009 |
Kan dâvâlarının sebebi inanç eksikliği |
MUŞLU kanaat önderi Şeyh Mustafa Baskın, kan davalarının inanç eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı. Bugüne kadar 78 aileyi barıştıran Mustafa Baskın, 79. barıştırma töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Şeyh Mustafa Baskın, kan davalarının inanç eksikliğinden kaynaklandığını ifade ederek, bu eksikliğin biran önce giderilmesi gerektiğine dikkat çekti. Kan davalı Toplu aşireti ile Motki aşiretinin barıştırılması töreninde konuşan Şeyh Mustafa Baskın, insanlarda inanç eksikliği olduğunu, kan davalarının en büyük nedeninin bu olduğuna işaret etti. Allah korkusu olmayan insanın her olaya karışabileceğini ifade eden Baskın, “Kan davalarının yaşanmaması için insanımız inancını sağlamlaştırmalı. Tereddütlerde kalmamalı. Kültürel bir İslam inancına göre hayatını sürdürmemeli. Ailesinin İslam kültürüne göre değil, gerçek İslam kültürüne göre hayatını tanzim etmelidir. Tabiî ki tek kanatlı olmaz, dini ilim yanında fenni ilimden geri kalınmamalı. Fenni ilimlerde yeteri kadar ilme sahip olursak oradan dini ilmi de elde edebiliriz. Kan davalarında bölgedeki işsizlik de etkilidir. Ama işsizlik ikinci derecede etki eder. Açıkçası ben kan davalarının inanç eksikliklerinin giderilmesi ile biteceğini düşünüyorum” dedi. Muş / cihan |
26.05.2009 |
“2. Babıali Şenliği” 1 Haziran'da başlıyor |
TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyetince (TGC) düzenlenen ‘’2. Babıali Şenlikleri’’ 1 Haziranda başlayacak. TGC’den yapılan yazılı açıklamada, İstanbul Valiliği, Büyükşehir ve Fatih belediyeleri ile İstanbul Ticaret Odasının desteklediği ‘’2. Babıali Şenlikleri’’nin, 1-7 Haziran 2009 tarihlerinde Sultanahmet Parkı’nda (Mehmet Akif Ersoy Parkı) gerçekleştirileceği belirtildi. Şenliklerin 80’e aşkın basın-yayın kuruluşunun katılımıyla gerçekleştirileceği ifade edilen açıklamada, söz konusu şenlikle bir zamanlar basının başkenti olan Babıali’ye dikkatleri yeniden çekmek, bölgenin sembolü olan gazetecilerin, habercilerin, yazarların dayanışma içinde buluşmalarını sağlamanın amaçlandığı vurgulandı. Açıklamada, gazetecilerin okurları, izleyicileri ve dinleyicileriyle bir araya gelerek ve medya-halk buluşmasına katkı sağlayacağı, bu amaçla da 1-7 Haziran tarihleri arasında TGC Standı’nda imza günü düzenlenebileceği bildirildi. İstanbul / FATİH AYDIN |
26.05.2009 |
Bakan Aydın: En büyük yatırımımız demokrasiye |
DEVLET Bakanı Mehmet Aydın, AKP hükümetlerinin Türkiye’ye yaptığı en büyük yatırımın, demokrasiye ve insan hakları rejimine yaptığı yatırım olduğunu söyledi. AKP Bayraklı İlçe Başkanlığı 1. Olağan Kongresi, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün katılımıyla yapıldı. Aydın, kongrede yaptığı konuşmada, AKP’nin hem muhafazakar hem demokrat bir parti olduğunu ve bu anlayışla kalkınmaya ve zenginleşmeye önem verdiği kadar insan onuruna saygıya, hukukun üstünlüğüne, hesap vermeye, hoşgörüye ve farklılıkları toplumsal olarak dikkate almaya önem verdiğini anlattı. Hükümetlerinin icraatlarıyla, ekonomiye çok büyük önem ve ülkenin kalkınmasına çok büyük hız verdiğini, ama en büyük hizmeti demokrasi alanında yaptıklarını belirten Aydın, şunları kaydetti: ‘’AK Parti hükümetlerinin yaptığı en büyük yatırım, demokrasiye olan, insan hakları rejimine olan yatırımdır. Bakın, bugün bulunduğumuz noktada, seçimle iktidara gelmiş bir partinin, seçim hariç hiçbir yolla iktidarına müdahale etmek imkansız hale geldi.’’ Aydın, AKP’yi tanımlanmak isterken, yurtdışı da dahil, yapılan önemli yanlışlardan birinin, ‘’dini temellere dayanan bir geçmişe sahip olmak’’ suçlaması olduğunu bildirdi. Aydın, AKP’nin bir din partisi olmadığını ve dinin siyasete alet edilmesinin tamamıyla karşısında olduğunu söyledi. İzmir / aa |
26.05.2009 |
İzmir'de orman yangını |
İZMİR'İN Torbalı ilçesine bağlı Dağkızılca köyü yakınındaki ormanlık alanda yangın çıktı. Çiftçilerin yabani ot temizliği sırasında yaktıkları ateşten başladığı tahmin edilen yangına, Torbalı İtfaiye Müdürlüğü’nden 2, Orman İşletme Müdürlüğü’nden 4 araç ve 1 helikopterle müdahale etti. Bölgeye çok sayıda ekip sevk edildiği bildirildi. Torbalı / aa |
26.05.2009 |
Okullarda “elektronik kitap” dönemi |
MİLLî Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Nizami Aktürk, elektronik kitap ile ilgili çalışmaların yaklaşık 2 yıl önce, daha az ağacın kesilerek çevreye yararlı olmak amacıyla başlatıldığını söyledi. Elektronik kitap uygulamasının çeşitli ülkelerde olduğunu belirten Aktürk, böyle bir uygulamanın Türkiye’de de başlatılması için çeşitli yazılım şirketleriyle görüştükten sonra başkentteki 3 ilköğretim okulunda pilot uygulamaya geçtiklerini söyledi. Elektronik kitabın normal kitap olarak okunduğunu, “pdf formatı’’nda olduğunu belirten Aktürk, gereken yerlere öğrencinin not da alabileceğini söyledi. Pilot uygulamanın ilköğretim 4 ve 5. sınıflarda yapıldığını anlatan Aktürk, “İlk üç sınıfta bilgisayarın okula girmesinin pedagojik olarak doğru olmadığını düşünüyoruz’’ dedi. Eğitimde etkileşimi artırmak için bu uygulamaların önemine dikkat çeken Aktürk, çocukların bundan çok zevk aldığını söyledi. Pilot uygulamaya göre, öğrenciler, ders kitaplarına elektronik kitap üzerinden ulaşıyor, müzik dinleyip oyun oynayabiliyor. Öğretmenler de öğrencilerin derste neyle uğraştığını kurulan bağlantı yardımıyla takip edebiliyor. Ankara / aa |
26.05.2009 |
Etik, devletin temel taşlarından biridir |
TÜRKİYE ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nce (TODAİE) düzenlenen ‘’Kamu Etiği’’ Sempozyumu başladı. TODAİE Genel Müdürü Eyyup Günay İsbir, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada etiğin ahlakın yanında daha farklı ve özel anlamlar taşıdığına da dikkati çekti. ‘’Etik, bir sistem olarak kurulan devletin temel taşlarından biridir’’ diyen İsbir, etik kuralların uygulanmaması durumunda ortaya çıkan aksaklıkların sistemi işlemez hale getireceğini kaydetti. Bunun için devletlerin etik konusunda ortak ve evrensel kurallar belirlediklerini anlatan İsbir, bu kuralların işlevsel olabilmesi için de yaptırımlar geliştirildiğini dile getirdi. İsbir, etik konusunda her alanda olduğu gibi kamu alanında da özenli ve duyarlı yaklaşımlar gerektiğini vurgulayarak, TODAİE olarak düzenlenen sempozyumla kamuda etik konusuna bir kez daha dikkati çekmek istediklerini bildirdi. İsbir’in açılış konuşmasının ardından Prof. Dr. Fevzi Uluğ, ‘’Yönetim ve Etik’’ başlıklı açılış bildirisini sundu. Ankara / aa |
26.05.2009 |
Türkiye, ILO'nun ''ihlal'' listesinde |
Türkİye, 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması ile 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’nin uygulanması konusundaki ihlaller gerekçesiyle, ILO Aplikasyon Komitesi’nde gündeme gelmesi muhtemel 43 ülke arasına alındı. Alınan bilgiye göre, ILO’nun, 3-19 Haziran 2009 tarihleri arasında yapılacak 98. Uluslararası Çalışma Konferansı’nın gündemi şekillenmeye başladı. Bu kapsamda, ülkelerin onayladıkları ILO sözleşmelerinin gereğini yapıp yapmadıklarının incelendiği Aplikasyon Komitesi’nde gündeme gelmesi muhtemel ülkeler de belli oldu. Türkiye, ILO’nun 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi ile 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’nin uygulanması konusundaki ihlaller gerekçesiyle, Aplikasyon Komitesi’nde gündeme gelmesi muhtemel 43 ülke arasına alındı. Türkiye’nin gündeme alınacak 20 civarındaki ülke arasında yer alıp almayacağı konferansın başlamasıyla netleşecek. 87 ve 98 sayılı sözleşmelerin uygulanmasındaki eksiklikler sebebiyle Aplikasyon Komitesi’nde gündemine gelebilecek diğer ülkeler Belarus, Kolombiya, Kostarika, Cibuti, Etiyopya, Guatamala, Myanmar, Pakistan, Panama, Paraguay, Filipinler, Slovakya, Swaziland, Uruguay ve Venezuela’dan oluşuyor. Ankara / aa |
26.05.2009 |
46 ülkede 12 bin vak’a, 91 ölü |
DÜNYA Sağlık Örgütü (DSÖ), domuz gribine neden olan H1N1 virüsüne yakalananların sayısının 46 ülkede 12 bini geçtiğini, ölü sayısının da 91 olduğunu duyurdu. DSÖ sözcüsü, dünya genelinde 12 bin 515 vakanın kesinleştiğini, Honduras, İzlanda ve Kuveyt’in, listeye eklenen son ülkeler olduğunu açıkladı. Honduras ve İzlanda’da birer vaka bulunurken, Kuveyt’te 18 vaka görüldü. Sözcü, vakaların yaklaşık yarısının ABD’de görüldüğünü, Meksika’da ise Cumartesi gününden beri 282 yeni tespit edildiğini ve 5 kişinin öldüğünü söyledi. Cenevre / aa |
26.05.2009 |
B.Ç. tekrar Adli Tıp’a çağrıldı |
Yazar Hüseyin Üzmez’in cinsel istismarına uğradığı öne sürülen B.Ç’nin (14), bir dizi testten geçirilmek üzere tekrar Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna çağrıldığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından 16 Nisanda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalına sevk edilen ve burada muayeneden geçirilen B.Ç’nin raporları, davanın görüldüğü Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesine henüz ulaşmadı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı yetkililerince, ‘’anksiyete bozukluğu’’ ve ‘’panik bozukluk’’ teşhisiyle ilaç tedavisi önerildiği öğrenilen B.Ç’nin, bir dizi testten geçirilmek üzere Haziran ayında ikinci kez Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna çağrıldığı belirtildi. B.Ç, gelecek ay Sosyal Hizmetler Müdürlüğü yetkililerince Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna götürülecek. Bu arada, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yarın görülecek duruşmada, tutuksuz sanıklar Hüseyin Üzmez ile B.Ç’nin annesi Livaze Ç. ‘’Hürriyeti tahdit’’ suçundan da ifade verecek. Bursa / aa |
26.05.2009 |
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu'nda imza |
“Demİr İpek Yolu’’ olarak adlandırılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi (BTK) kapsamında hazırlanan protokollerden biri Türkiye, Gürcistan ve Azeri bakanlar arasında imzalandı. Bodrum İsis Otel’de düzenlenen imza töreninde konuşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 2 günlük bir çalışmayı teknik heyetlerin tamamladıklarını ve projenin planlanan biçimde sürdüğü konusunda mutabakat sağlandığını söyledi. Yıldırım, ‘’Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye için, bölge için, Asya ve Avrupa için hayati öneme sahip bu projenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bakan arkadaşlarıma, teknik arkadaşlara, emeği geçen bürokratlara, yüklenici firmalara da yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz’’ diye konuştu. Daha sonra hazırlanan protokol, Yıldırım, Gürcistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Lasha Zvania ve Azerbaycan Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov arasında imzalandı. Bodrum / aa |
26.05.2009 |
Okyanus’ta mahsur kalan gemi mürettabatı geldi |
Hİndİstan açıklarında mahsur kalan yük gemisindeki Türk ve Azeri mürettebat, Türkiye’ye döndü. Atatürk Havalimanı’na Air India Havayolları’na ait uçakla gelen 16 Türk ve 8 Azeri mürettebat burada aileleri ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal tarafından karşılandı. Mahsur kalan Panama bayraklı ‘’Mira’’ isimli geminin kaptanı Hasan Sandıkçı gemide 3 ay kaldıklarını anlatarak, okyanusta yaşanan hava şartları sebebiyle geminin daha fazla dayanmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Sandıkçı, geminin su aldığını ve yakıtları olmadığından gemideki suyu tahliye edemediklerini ifade ederek, Dışişleri Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Hindistan’daki büyükelçilik yetkililerinin kendileriyle yakından ilgilendiğini kaydetti. Hindistan’daki bürokrasinin çok ağır işlediğine dikkati çeken Sandıkçı, kurtarılmalarını sağlayan herkese teşekkür etti. İstanbul / aa |
26.05.2009 |
Yaralı polis, şehit oldu |
Hakkarİ’nİn Yüksekova ilçesinde meydana gelen patlamada yaralanan polis memuru Ufuk Şentürk, tedavi gördüğü hastanede şehit oldu. Alınan bilgiye göre, Yüksekova ilçesinde önceki gün meydana gelen patlamada yaralanan polis memuru Ufuk Şentürk (27) tedavi gördüğü Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde kurtarılamadı. Şehit polis memuru Şentürk’ün aslen Sivaslı olduğu, Ankara’da yaşadığı ve bekar olduğu öğrenildi. Şehit polis memuru Şentürk için Ferit Melen Havaalanı’nda düzenlendi. Şentürk’ün cenazesi, törenin ardından Ankara’ya gönderildi. Van / a |
26.05.2009 |
Şener, partisini kurdu |
Eskİ bakanlardan Abdüllatif Şener’in de kurucuları arasında yer aldığı partinin kuruluş dilekçesi, İçişleri Bakanlığına verildi. Partinin kurucu üyelerinden Avukat Mehmet Erşahin, Eski Vali Abdülkadir Sarı, Yasemin Öney Cankurtaran ve Sinan Kolcu, İçişleri Bakanlığına geldi. Kuruluş dilekçesini Bakanlığa teslim eden kurucu üyelerden Sarı, partinin Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi. Çankaya’nın Sancak Mahallesi’nde bulunan partinin geçici genel merkezi olarak kullanılan büro 2 kattan oluşuyor. İlk katı gelen misafirleri ağırlamak için oluşturulan binanın ikinci katında ise Şener’in çalışma odası bulunuyor. Ankara / aa |
26.05.2009 |
Yazıcıoğlu için Keş Dağı’na çıktılar |
Kahramanmaraş Döngel Eğitim Kültür Derneği, helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi, kazanın meydana geldiği dağda andı. Kazanın yaşandığı Keş Dağı’na çıkan yaklaşık 25 kişi hatim duası edip, Yasin-i Şerif okudu. 25 Mart günü Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinde partisinin mitingine katılan BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişi helikopter kazası sonucu hayatlarını kaybetmişti. Kahramanmaraş / aa |
26.05.2009 |
Gürbüz Çapan’a 5 yıl hapis |
Esenyurt Belediyesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin görülen davada, eski belediye başkanı Gürbüz Çapan’a, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçundan 1 yıl 8 ay, “rüşvet almak” suçundan da 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yaklaşık 8 yıldır görülen davada, mahkeme heyeti kararını açıkladı. Heyet, Çapan’ı iki ayrı suçtan toplam 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Çapan hakkındaki “ihaleye fesat karıştırmak” suçundan açılan dava ise zaman aşımı dolduğundan ortadan kaldırıldı. İstanbul / aa |
26.05.2009 |