25 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

27 Mayıs orduda da tahribat yaptı

27 Mayıs 1960’daki kanlı darbenin ardından, çok kısa sürede Genelkurmay Başkanı dâhil 7 bin 200 asker emekliye sevk edildi. Bu sayı ordudaki generallerin yüzde 90'ı, albayların yüzde 75’i, yarbayların yüzde 50’si, binbaşıların yüzde 30’una tekabül ediyordu. Ayrılanlar arasında NATO karargâhlarında çalışmış, milletlerarası komitelerde uzun yıllar bulunmuş subaylar da vardı.

27 Mayıs orduyu da vurdu

Sİyasetçİler ve siviller kadar subayların da mağdur olduğu 27 Mayıs darbesinde ordudaki generallerin yüzde 90’ı, albayların yüzde 75’i, yarbayların yüzde 50’si, binbaşıların yüzde 30’u emekliliğe zorlandı.

Aksiyon Dergisi bu haftaki sayısında 27 Mayıs darbesinin bugüne kadar pek konuşulmayan yönüne ışık tutuyor. Derginin kapağa taşıdığı haberde, 27 Mayıs’ta en az siyasetçiler ve siviller kadar mağdur olan subayların durumu ele alınıyor. Darbenin ardından, Genelkurmay Başkanı dâhil çok kısa sürede 7 bin 200 asker emekliye sevk edildi (3 Haziran’da Genelkurmay Başkanlığı’na getirilen Orgeneral Ragıp Gümüşpala, 4 Ağustos’ta emekli edildi. Diğer orgeneraller Millî Savunma Yüksek Kurul Genel Sekreteri Vedat Garan, Yüksek Askerî Şûrâ üyeleri Fazıl Bilge, Hür ve Kabul Edilmiş Mason Locası üyesi Eşref Manas ve Canip İskilipligil idi) Bu sayı ordudaki generallerin yüzde 90’ı, albayların yüzde 75’i, yarbayların yüzde 50’si, binbaşıların yüzde 30’una tekabül ediyordu. Yani, Silâhlı Kuvvetler’in dörtte üçünü teşkil etmesi gereken muharip subay mevcudu yüzde 50’den fazla azaltılmış ve TSK’nın savaş gücü düşürülmüştü. Ayrılanlar arasında NATO karargâhlarında çalışmış, milletler arası komitelerde uzun yıllar bulunmuş subaylar da çoktu. Atinalı General Haris (Khares), İzmir NATO Karargâhı’ndan ayrılırken Millî Savunma Bakanı Fahri Özdilek, general ve subayların huzurunda yaptığı konuşmada bu hususu şöyle değerlendirmişti:

“Ordunuzda yapılan bu tasfiye yanlıştır. Müşterek düşmanımız olan (Sovyet lideri) Kuruşçef memleketinize birkaç atom bombası atsaydı bu derece kıymetli subay ve generallerinizi bir hamlede imha edemezdi.”

Bu olay, tarihe EMİNSULAR (Emekli İnkılâp Subayları) Olayı olarak geçti. EMİNSULAR, tarihin karanlıkta kalmış bir olaydı. Bu işe girişenler, zaman içerisinde üst rütbeli subay sayısının artması sebebiyle oluşan ters piramidi tekrar eski hâline getirmek için yola çıktıklarını söylüyordu. Ancak uygulamada öylesine tezatlar vardı ki akıllara bu işin bir de perde arkası olabileceğini getiriyordu. EMİNSULAR’ın emekliliği için gerekli olan tutarın Amerika’dan sağlandığı bugün artık kabul gören bir durum. EMİNSU hadisesinden bir ay kadar önce 5 Temmuz 1960 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde çıkan bir haber de bunu doğruluyor: “Amerika 1 milyar liralık yardım yaptı. Anlaşma dün imzalandı. 500 milyon Millî Savunma’ya, 200 milyon diğer işlere harcanacak.” Haberde, EMİNSULAR hareketiyle ordudan uzaklaştırılan subayların hayatlarına nasıl devam ettiği konusunda bilgiler de veriliyor.

“Türkiye’de Demokrasinin Yüzyıllık Serüveni” isimli kitabın yazarı Dr. Erdoğan Günal da Aksiyon’a yaptığı açıklamada EMİNSULAR olayını şöyle açıklıyor:

“İhtilâller her zaman önce kendi çocuklarını yer kuralı burada da hükmünü icra etti.”

Günal’a göre, Türkiye’de darbe geleneğinin oluşmasında 27 Mayıs’ın kolayca gerçekleşmiş olması yatmaktadır: “27 Mayıs’ın, darbecileri bile hayrete düşürecek şekilde ciddî hiçbir karşılık görmeksizin başarılmış olması, darbe sonrası kurulan Millî Birlik Komitesi’nde yer alamayan subayların yeni ihtilâl arayışlarında iştahlarını kabartmıştır.”

25.05.2009


 

BAKAN ARINÇ'IN SÖZLERİNE TEPKİ

Kocaeli'de Başörtüsüne Özgürlük eylemlerinin 214. haftasında yapılan basın açıklamasında, Devlet Bakanı Arınç'ın “Rektörler, YÖK, siyasetçiler, böyle bir yasağın gülünç kaçtığını düşünmeye başladıkları anda bu yasaklardan kurtulacağız” sözü eleştirildi.

HALKIN SABIR VE TAHAMMÜLÜ KALMADI

Açıklamada, “Sayın Arınç iyi bilmelidir ki, bu halkın birilerinin aklının başına gelmesini bekleyecek zamanı yok. Her yıl yüz binlerce kız çocuğu eğitim hakkından mahrum kalıyor. Bu halk daha ne kadar bekleyecek? Halkın sabrı kalmadı” denildi.

Millet daha ne kadar bekleyecek?

KOCAELİ’NDE Başörtüsüne Özgürlük eylemlerinin 214. haftasında yapılan basın açıklamasında, Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın “Rektörler, YÖK, siyasetçiler, böyle bir yasağın gülünç kaçtığını düşünmeye başladıkları anda bu yasaklardan kurtulacağız” sözü eleştirildi.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 214. basın açıklaması, İzmit Sabri Yalım, İnsan Hakları Parkı’nda yapıldı. MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Üyesi Hakkı Akın’ın okuduğu basın açıklamasında, hükümetin, başörtüsüne duyarsızlığının anlaşılmadığı belirtildi.

Çözümsüzlülüğün, çözüm olmadığı kaydedilen açıklamada, başbakanın, neden bu sorunun çözülmesi için adım atmadığı soruldu. Açıklamda, diğer demokratik özgürlüklerin kazanılmasının takdirle karşılandığı ifade edilerek, “fakat inançlı kesimin bu ülkenin zencisi mi? Diğer kesimlere hakları verildiği gibi bu kesimin hakları neden görmezden geliniyor?” soruları yöneltildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, çözümü iktidarın dışında aramasının akıl alacak bir durum olmadığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Konya’da ‘Birilerinin zorla ve baskıyla uygulamak istediği ve pek çok kızımızın üniversiteyi terk etmesine yol açan bu haksız uygulamadan Anayasa önünde eşitlik için 10. madde, öğretim özgürlüğü ve diğer alanlardaki özgürlüklerin genişletilmesi için 42. maddeyi, çok güzel bir biçimde değiştirdik. 411 oyla, büyük bir mutabakatla yasalaştı. Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal etti. Buna karşı tekrar TBMM’ye bir teklif gelir mi, gelirse çıkar mı, çıkarsa akıbeti ne olur? Böyle bir tartışmayı zamansız buluyoruz’ diyor ve ilâve ediyor: ‘Türkiye’de üniversite rektörleri, YÖK, siyasetçiler, böyle bir yasağın gülünç kaçtığını düşünmeye başladıkları anda, göreceksiniz, bu yasaklardan ne Anayasa Mahkemesine ne de Meclise ihtiyaç olmadan kurtulacağız.’ Seçilmişlerin, halkın sorunlarını çözmesi, hukuk devletinde aramaları normal değil mi? Sayın Bülent Arınç’ın sözlerini üzüntüyle karşılıyoruz. Meclis görevini yapmayıp bu olayın çözümünü birlerinin keyfinin gelip, kültürel seviyesinin! Yükselmesine havale ediyor. Sayın Arınç iyi bilmelidir ki, bu halkın birilerinin aklının başına gelmesini bekleyecek zamanı yok, her yıl yüz binlerce kız çocuğu eğitim hakkından mahrum kalıyor. Bu halk daha ne kadar bekleyecek?”

ANNELER CAHİL KALIRSA, HALK CAHİL KALIR

AçIklamada, Mardin’de vahşice yapılan katliamın eğitimsiz, dinî inancından yoksun bırakılmış töre ya da benzeri bahanelerle insanların katledilmesinin; inançsız, Allah korkusundan uzak yetişen insanların nasıl canavarlaştığının bir örneği oluduğu kaydedildi. Bir milletin annelerinin cahil kalması durumunda tüm halkın cahil kalacağına dikkat çekilen açıklamada, “Bir milletin annesi olmaya aday olan kız çocuğu başörtüsünden dolayı eğitim hakkını alamazsa, çocukları ve bir millet cahil kalır. Biliyoruz ki başörtü ve karma eğitim yüzünden bir çok aile de çocuklarını okulla göndermiyor. Bu son katliam olayı dahi kızların okumasının elzem olduğu ve dindar insanların topluma kattığı hoşgörü ve yardımseverlik ve buna benzer toplumsal faydalar bu tip kötü olaylar sonunda daha iyi anlaşılmaktadır. Dayatmalar yüzünden yüz binlerce kız çocuğunun oligarşinin bu ayrımcı tutumunun kurbanı olmasının önüne derhal ve bir an evvel geçilmesi gerekmektedir. Bu insanların aileleri vergi vermiyor mu? Bu ülkenin inançlı insanını kimin kendi vatanında 2. sınıf vatandaş muamelesi tutarak ayrımcılık yapmaya hakkı vardır. Bu kızı çocuklarının eğitim hakkının elinden alınması kabul edilemez” denildi.

25.05.2009


 

Makyaj 301’i düzeltemedi

Düşünce Özgürlüğü için 6. İstanbul Buluşması İstanbul’da yapıldı. ‘Düşünce Suçuna Karşı Girişimi’nin İstanbul Dolapdere’deki Bilgi Üniversitesinde düzenlediği buluşmada, düşünceyi ifadede dünya standartlarının çok gerisinde olduğumuz vurgulandı. ‘Düşünce suçlusu’ 16 kişinin konuşmalarına yer verilen toplantıya gazetemiz karikatüristi İbrahim Özdabak da davetli olarak katıldı.

DÜŞÜNCE HÂLÂ SUÇ

Düşünce Özgürlüğü için 6. İstanbul Buluşması İstanbul’da yapıldı. ‘Düşünce Suçuna Karşı Girişimi’nin İstanbul Dolapdere’deki Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği buluşmayı, Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Article 19, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Uluslararası PEN Yazarlar Birliği, İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) ve Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) ve bianet gibi çok sayıda kuruluş destekledi.

Demokratik Bir Toplumda Ayırımcılık Tehdidi Altında İfade Özgürlüğü başlıklı ilk oturumun açılışında konuşan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Turgut Tarhanlı, ifade özgürlüğünün bütün dünyada bir standardı olduğunu ve bu standarda bağlı kalınca suç oluşturmadığını kaydetti.

Oturumun “Türkiye’den tanıklıklar” bölümünde ifade özgürlüğünden yargılanan 16 tanığın yagılandığı olayın özet video gösterimi yapıldı.

Bu bölümde “Huguk” karikatüründen yargılanan ve beraat eden gazetemiz Yeni Asya’nın karikatüristi İbrahim Özdabak, Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Marmara Hukuk Fakültesi öğrencisi Ceren Baykal, Agos Gazetesi Editörü Serkis Seropyan, gazeteci-yazar Temel Demirer, DTP eski milletvekili ve avukat Mahmut Alnıak, vicdanî retçi Doğan Özkan, Mehdi Tanrıkulu, Mehmet Tursun, Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet Baransu, Mısır Çarşısı dâvâsı’ndan yargılanan Pınar Selek’in babası ve avukatı Alp Selek, Eski Savcı Sacit Kayasu gibi isimler hangi sebeple yargılandığını ve yargının sonucunu anlattı. Video gösteriminin en sonunda Atatürk büstünü kırdığı gerekçesiyle sahiplerinin ifadesi alınan ve başka köye sürgün edilen Gülsüm ineğin gösterilmesi salonu kahkahalara boğdu.

İbrahim Özdabak konuyla ilgili şunları anlattı: “Ben bu karikatürü çizdiğim günlerde, iktidarda olan AKP’ye kapatma dâvâsı açılmıştı. Yüksek yargı mensupları, darbeleri öven konuşmalar yapıyordu. Türkiye gerilemişti. Biraz tebessüm ettirebilmek için ‘huguk’ karikatürünü çizdim. Çok geçmeden savcılıktan ifademin alınması için bir çağrı geldi. Savcı bana ‘Yargıtay Başsavcısını neden baykuş şeklinde çizdin?’ dedi.

Ben de hukukla ilgili genel bir eleştiri yaptığımı, kimseyi şahsî olarak hedef almadığımı söyledim. İkna olmamış olacak ki dâvâ açıldı. Birkaç duruşma yapıldı. Sonunda dâvâya bakan savcının da beraat talep etmesiyle hakim, beraat verdi. Fakat ‘kıl payı’ kurtulduğumu da ifade etti. Biliyorum ki, bu dâvâlar baskılar sonucu açılıyor. Zaten savcılar da kendilerine gazetede gördükleri yazı ve karikatürler için ihbar yağdığını, ‘neden dâvâ açmıyorsunuz’ denilerek baskı gördüklerini ifade ediyorlardı. Bu dâvâ da demek ki baskıyla açılan dâvâlardan birisiydi. Ben yine her gün ülkemin gündemini bir karikatürle çizmeye devam ediyorum, ancak bundan sonrakilerde yargıdan kıl payı kurtulup kurtulamayacağımı bilemiyorum.”

Marmara Hukuk Fakültesi öğrencisi Ceren Baykal da, birinci sınıftayken kendilerine güçler ayrılığının öğretildiğini söyledi. Ancak 301. madde’de yapılan makyajla dâvâ açmaya izin verme yetkisinin Adalet Bakanlığı’na devredildiğini belirten Baykal, “Şimdi yargı dâvâ açmak için yürütmeden izin alıyor. Bu durumda cumhuriyetten söz etmek mümkün değil” dedi.

Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet Baransu da, hazırladığı Ergenekon ve askerlerle ilgili haberler yüzünden 22 dâvâdan yargılandığını, ayrıca 6 defa ifadesinin alındığını belirterek bunlardan da dâvâ açılabileceğini söyledi. Açılan üç dâvâya çok şaşırdığını ifade eden Baransu, bunlardan birinin Emekli Amiral Özden Örnek’le ilgili darbe günlüklerini ortaya çıkardığı için Örnek’e dâvâ açılması gerekirken kendisine dâvâ açılmasını; Genelkurmay eski başkanı Yaşar Büyükanıt’la ilgili Ergenekon’un suikast planını ortaya çıkardığı haberle yine kendisine dâvâ açılmasını suikastı planlayanlara dâvâ açılmamasını; üçüncüsü ise Dağlıca Baskınındaki ihmaller ile ilgili haberinde, baskından 9 gün önce ihbar yapıldığını belgesiyle ispatladığı ve Büyükanıt’ın bu belgeyi kabul ettiği halde kendisine dâvâ açılmasını ama sorumlulara dâvâ açılmamasını anlayamadığını söyledi. Baransu, “Ben bu belgeleri ortaya çıkararak yargıya yardımcı olduğumu sandığım ve ödül beklediğim halde bana dâvâ açtılar” dedi.

Eski Savcı Sacit Kayasu da, “Darbeciler yargılanacağına ben yargılandım” dedi.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu da yaptığı konuşmada Türkiye’deki ifade özgürlüğüyle ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Mağdurlar hakkında bilgi verdi. Anayasadaki değiştirilemez maddelerin ve laiklik anlayışının ifade özgürlüğünü kısıtladığını belirten Gergerlioğlu, Türkiye’de laiklik ilkesinin bir inanç ve din haline gelmiş durumda olduğunu iddia etti. Gergerlioğlu ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceklerini söyledi.

6. İstanbul Buluşması, “Karadeniz ve Çevresinde Terör veya Silâhlı Çatışma Tehdidi Altında İfade Özgürlüğü” başlıklı bir Bölgesel toplantı ve “Karadeniz Ülkelerinde Medyada Ayırımcı Söylemler ve İfade Özgürlüğü” başlıklı panel ile sona erdi.

ÜMİT KIZILTEPE

25.05.2009


 

Köprü ve otoyollar darphane gibi

ÖZELLEŞTİRMELERİ gündemde bulunan boğaziçi köprüleri ile işletmedeki paralı otoyollar para kazandırmaya devam ediyor.

Karayolları Genel Müdürlüğünün verilerine göre, bu yılın Ocak-Nisan dönemini kapsayan ilk dört ayında İstanbul boğaziçi ve paralı geçiş olarak hizmet veren otoyollardan 146 milyon 961 bin 976 Lira toplam gelir elde edildi. Aynı dönemde köprü ve yollardan çift yönlü olarak toplam 96 milyon 160 bin 379 aracın geçiş yaptığı açıklandı. 2009 yılı Nisan ayı sonu itibariyle İstanbul boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet köprülerinden geçiş yapan araçlardan 49 milyon 289 bin 539 lira sağlanırken, aynı dönemde paralı otoyollardan ise 97 milyon 663 bin 437 lira gelir elde edildi. Nisan ayı sonu itibariyle boğaziçi köprülerinden 49 milyon 289 bin 539 araç, paralı otoyollardan ise 49 milyon 410 bin 323 araç çift yönlü olarak geçiş yaptı. Boğaziçi ve paralı otoyollarının 2009 yılı sonunda toplam gelirinin ise 500 milyon lirayı aşması hedefleniyor. Otoyol net geliri yüzde 18 KDV, boğaziçi köprüleri net geliri ise yüzde 18 oranındaki KDV ile yüzde 10 oranındaki belediye payı düşüldükten sonra hesap ediliyor.

25.05.2009


 

Yerli altın üretimi ekonomiye doping olacak

AVRUPA'NIN en büyük altın madeni konumunda olan Uşak-Kışladağ Altın Madenini işletmekte olan Tüprag Metal Madencilik Şirketi Müdürü Mehmet Yılmaz, Türkiye’nin önemli bir altın potansiyeline sahip olduğunu ve üretim faaliyetlerini de bu bilinç doğrultusunda sürdürdüklerini söyledi.

Yılmaz, altın sektöründe bugüne kadar keşfedilen yataklarda üretime başlanması halinde Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde yılda 100 ton altın üreten ülke konumuna gelebileceğini kaydetti. Yılmaz, bunun anlamının bugünkü fiyatlarla yılda 1,5 milyar dolarlık bir altın üretimi olduğunu belirterek, böylesi bir üretimin ülke ekonomisine katkısının da çok büyük olduğunu kaydetti. Bu arada, Uşak-Kışladağ altın madenini işleten Tüprag şirketinin 2008 yılı vergi gelirleri sıralamasında 19 milyon 21 bin 680 TL ile Türkiye genelinde 84’ncü sırada, Ankara’da ise 16.sırada yer aldığı bildirildi.

25.05.2009


 

Adres teyidinde bankalara 2. kez ek süre

BANKALAR, PTT, aracı kurumlar, sigorta şirketleri, noterler ve diğer yükümlülere, hesap sahiplerin adreslerinin güncelleştirilmesi işlemi için 3 ay daha ek süre veriliyor.

Edinilen bilgiye göre, Maliye Bakanlığı Malî Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) tarafından hazırlanan ve “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik”teki kimlik tesbitiyle ilgili tarihleri düzenleyen Genel Tebliğ Taslağı Başbakanlığa gönderildi. Taslakta, söz konusu Yönetmelik ile yükümlülerin, sürekli iş ilişkisi içinde bulundukları müşterilerinin kimlik tesbiti kapsamındaki bilgilerini 31 Aralık 2008 tarihine kadar Yönetmeliğe uygun hale getirmelerinin hükme bağlandığı, yine 1 Nisan 2008 tarihi itibarıyla sürekli iş ilişkisi içinde bulunulan müşterilerin kimlik tesbiti bilgilerinin de aynı tarihe kadar güncellenmesinin hükme bağlandığı hatırlatıldı. 1 Nisan 2008 öncesi hesap açtırmış yükümlülere ilişkin bilgilerin güncellenmesi için verilen bu sürenin daha sonra çıkarılan Genel Tebliğ ile 1 Haziran 2009’a kadar uzatıldığı kaydedilen taslağa göre bankalar, PTT, sigorta şirketleri, aracı kurumlar ve diğer yükümlüler, eski hesap sahiplerinin kimlik ve adres teyidi işlemlerini 1 Eylül 2009 tarihine kadar yapabilecek. Maliye Bakanlığı yetkilileri, kimlik tesbitiyle ilgili bilgi güncellemesine ilişkin süre uzatımına bankaların talebi doğrultusunda başvurulduğunu bildirdi.

25.05.2009


 

Belçika, DHKP-C üyelerini tekrar yargılıyor

BRÜKSEL Temyiz Mahkemesi, geçen yıl başında serbest bırakılan terör örgütü DHKP-C üyelerinin yeniden yargılanması sürecini bugün somut olarak başlatıyor.

Temyiz Mahkemesi, ocak ayındaki ilk oturumunda, sanık avukatlarının yaklaşımlarını dinlemiş ve bu avukatlara zaman tanıma kararı vermişti. Hakim Antoon Boyens, oturumların 25 Mayısta tekrar başlatılacağını ve aralıksız sürdürüleceğini açıklamıştı. Çoğunluğu firarda olan sanıkların yıllarca “Belçika usulü” yargılanmaları büyük “adli skandalları” beraberinde getirmişti. Ülke basını ve hukuk çevreleri, duruşmalar öncesinde, “Belçika tarihinin en karmaşık adli dosyasının bir kere daha gündeme yerleştiğini” ifade ediyor. Brüksel Temyiz Mahkemesinde yarın başlayacak ve aralıksız sürecek olan yargılamada Musa Asoğlu, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Fehriye Erdal, Sükriye Akar ve Zerrin Sarı ile birlikte, geçen yıl ölen Dursun Karataş da sanık olarak gösteriliyor. Temyiz Mahkemesi oturumlarının 29 Mayısta son bulması, kararın adli tatil döneminden sonra, sonbaharda açıklanması öngörülüyor.

25.05.2009


 

Meclis, fazla mesai yapacak

TBMM Genel Kurulunda, muhalefetin karşı çıktığı ve iki haftadır tartışılan Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı bölgenin temizlenmesiyle ilgili yasa tasarının görüşmelerine devam edilecek.

Meclis, bu hafta fazla mesai yapacak. Alınan bilgiye göre, 26 Mayıs Salı günü Genel Kurulda iki haftadır tartışılan ve muhalefetin karşı çıktığı Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı bölgenin temizlenmesine ilişkin tasarı ele alınacak. Meclis, 6 maddeden oluşan tasarının, 2 haftada 4 maddesini görüşerek kabul etti. Tasarının görüşmelerine, yürürlük ve yürütme maddesi üzerinden devam edilecek. Bu hafta Mecliste ele alınması beklenen bir diğer düzenleme ise gündemin ön sıralarında bulunan Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı. Tasarıların tamamlanması durumunda Türk Vatandaşlığı Kanunu tasarısının görüşmelerine başlanacak. TBMM Genel Kurulunun bu hafta yarın 15.00-23.00, Çarşamba ve Perşembe günü 14.00-23.00 saatleri arasında çalışması planlanıyor. TBMM Adalet Komisyonu, 28 Mayıs Perşembe günü Askeri Hakimler Kanununda değişiklik yapılmasını öngören tasarıyı görüşecek.

25.05.2009


 

Bakan Ergin: Türkiye’nin taahhüdü var

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, "Cumhurbaşkanlığı makamı, milletimizin birliğini, bütünlüğünü perçinlemesi bakımından önemli bir makam" dedi.

AKP Kilis İl Başkanlığının kongresine katılmak üzere Kilis’e gelen Bakan Sadullah Ergin, sorular üzerine mayınlı arazilerin temizlenmesi konusundaki kanun tasarısının parlamentoda görüşülmekte olduğunu, tasarının çok uzun safahat geçirdiğini kaydetti. Ergin, “Türkiye’nin bu mayınları temizlenmesi yönünde taahhüdü var. Dolayısıyla mevcut imkanlarını da zorlayarak bu mayınları temizlemek zorundadır. Son sözü söyleyecek olan TBMM’dir, oradan çıkacak karara hepimiz saygı duyacağız” dedi. Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yargılanması yönündeki kararını değerlendiren Ergin, şöyle konuştu: ''Verilen kararın bu kadar çok tartışılması, Anayasanın 105. maddesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı makamı milletimizin birliğini, bütünlüğünü perçinlemesi açısından son derece önemli bir makam, dolayısıyla bu kararın hukuki değerlendirmesi yapılıyor. Şu anda, kamuoyunda tartışılıyor. Önümüzdeki süreçte, bu bakanlığımızın önüne geldiğinde değerlendirmeyi o zaman yaparız.''

25.05.2009


 

Teşvikte, Türkiye 4 ya da 5 bölgeye ayrılacak

DEVLET Bakanı Cevdet Yılmaz, yeni teşvik paketinde Türkiye’nin gelişmişlik düzeyine göre 4 ya da 5 bölgeye ayrılacağını bildirirken, illeri değişik gruplarda toplayıp, bütün Türkiye’ye teşvik vereceklerini vurguladı.

Devlet Bakanı Yılmaz, teşvik paketinin yeni bir yapıda tasarlandığını ifade ederek, bunu, ''bölgesel ve sektörel teşvikler ile büyük projeler'' olarak açıkladı. Teşvik paketinde, bir taraftan Türkiye'yi dünyada rekabet gücü yüksek alanlarda destekleyen bir yapı öngörülürken, diğer taraftan da bölgeler arası dengesizlikleri giderme hedefinin ortaya konduğuna dikkati çeken Yılmaz, ''Teşvik sistemimiz bu her iki hedefe hizmet edecek şekilde tasarlanıyor'' dedi.

''GÜMRÜK MUAFİYETİ, KDV İNDİRİMİ...''

Pakette yer alan teşvik araçlarına da değinen Yılmaz, olaya, ''pakette şu kadar sayıda teşvik aracı var'' diye bakmamak gerektiğini vurguladı ve ''Değişik enstrümanlar var, isimler çok önemli değil'' diye konuştu. Bakan Yılmaz, yeni teşvik paketinde, gümrük muafiyeti ve KDV indirimi gibi genel şeyler ile arazi tahsisi teşviki bulunduğunu, paketin Kurumlar Vergisi ile ilgili indirim boyutu da olduğunu söyledi.

25.05.2009


 

Zapsu’nun bulunduğu tekne su aldı

BAŞBAKANLIK eski danışmanı Cüneyt Zapsu’nun da içinde bulunduğu tekne Beykoz Yeniköy sahilinde batma tehlikesi atlattı. Zapsu dâhil 6 kişi kurtarıldı.

Edinilen bilgiye göre; İçerisinde Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanlarından Cüneyt Zapsu’nun da bulunduğu iddia edilen yaklaşık 10 metre uzunluğundaki seyahat botu Yalıköy açıklarında su almaya başladı. Bunun üzerine teknedekiler sahil güvenlikten yardım istedi. Olay yerine hemen gelen Kıyı Emniyeti ve bir Zodyak bot Zapsu ve beraberindekileri kıyıya çıkardı. Su almaya devam eden tekne de kontrollü olarak kıyıya çekildi. Arka kısmı suya batmış halde sahilde bekleyen gemiye itfaiye ekipleri de müdahale etti. Boyu daha kısa olan geminin ekle uzatıldığı ve ek yapılan yerlerden su almaya başladığı iddia edildi.

25.05.2009


 

Çevre ve Proje Olimpiyatı coşkusu

17. INEPO Uluslararası Çevre Proje Olimpiyatı, 25-27 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da yapılacak.

13-19 yaş grubu gençler arasında yapılan ve Dünya Çevre Haftası sebebiyle 25-27 Mayıs tarihlerinde Fırat Kültür Merkezi’nde (FKM) yapılacak olan 17. INEPO Uluslararası Çevre Proje Olimpiyatı başlıyor. 40 ülkeden gelen, her biri kendi ülkesindeki ulusal çevre proje yarışmalarında seçilen ve ülkesini temsil etme hakkı kazanan 150 genç mucit, 85 proje ile madalya için yarışacak. Bank Asya’nın ana sponsorluğunda gerçekleşen 17. INEPO Çevre Proje Olimpiyatı, Fatih Koleji, INEPO Çevre Derneği , Millî Eğitim Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından düzenleniyor. İ

25.05.2009


 

Yeni doğan ünitelerinde ciddî gelişme sağlandı

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Hükümetleri döneminde bütün sağlık hizmetlerinde olduğu gibi bebek ve anne ölümlerinin önlenmesi konusunda da çok ciddî gelişmelerin sağlandığını bildirdi.

Akdağ, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi’nin, ‘’yeni doğan ünitelerindeki bebek ölümlerine’’ yönelik yazılı soru önergesini cevapladı. Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde anne ve bebek ölümlerinin önlenmesi için 2002 yılından 2008 yılı sonuna kadar yeni doğan merkez sayısının 39’dan 106’ya, yeni doğan yoğun bakım yatağı ve kuvöz sayısının 665’ten 2 bin 918’e çıkarıldığına dikkati çekti. Vantilatör sayısının da 252’den 491’e çıkarıldığına işaret eden Akdağ, yeni doğan uzmanı ve yeni doğan ünitelerinde çalışan doktor sayısın 5’ten 26’ya, hemşire sayısının ise 654’ten bin 671’e ulaştığını ifade etti. Akdağ, insan kaynaklarının sayısı ve niteliğinin geliştirilmesi için çalışmaların devam ettiğini, bu kapsamda YÖK ile görüşmelere başlandığını belirtti.

25.05.2009


 

BBP’de hüzünlü kongre

Geçİrdİğİ Helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yerine dün yeni genel başkan seçildi.

BBP’in 4. Olağanüstü Kongresi buruk bir havada geçerken, parti yöneticileri kongrede coşkuya izin vermedi. Kongrede Muhsin Yazıcıoğlu için sık sık duâlar okundu.

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, helikopter kazasında vefat etmesi sonucu, 4. kez olağanüstü kong-reye giden BBP kurultay çalışmalarına Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirdi. Sabahın erken saatlerinden itibaren, BBP’liler ve delegeler salonu doldururken, salona Yazıcıoğlu’nun bazı sözlerinin yazılı olduğu afişler asıldı. Kürsünün yer aldığı platforma konulan dev ekrandan salonun görüntüsü yansıtılırken, Yazıcıoğlu için ise, üzerinde Türk Bayrağı, resmi ve çiçeklerin olduğu bir de koltuk ayrıldı. Salona içine ve dışına dev ekranlarla, Muhsin Yazıcıoğlu’nun görüntüleri yansıtıldığı sırada partililer sık sık tekbir sesleriyle slogan attılar, duâlar okudular.

Öte yandan, kongrenin yapıldığı salonda bulunan bazı partililerin çocukları Yazıcıoğlu için şiirler okurken, partililerin duygulu anlar yaşamasına sebep oldu. Büyük Birlik Partisi’nin olağanüstü kurultayına rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile kızı Firuze Yazıcıoğlu da katıldı. Eşi Gülefer Yazıcıoğlu’nun gönderdiği yazılı mesaj kongrede okundu.

25.05.2009


 

Hain saldırının faili ölü ele geçirildi

Bİngöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Bingöl’de 1993’te birliklerine giden 33 eri şehit eden teröristlerden birinin ölü ele geçirildiğini belirtti.

Balkanlıoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, 11 mayısta, Genç ilçesi Suveren Köyü Ak Dağlar bölgesinde düzenlenen operasyonlarda, ‘’rüzgâr’’ kod adlı terörist Mehmet Söğüt’ün ölü ele geçirildiğini belirtti. Vali Balkanlıoğlu, bu teröristin, 24 Mayıs 1993’te Bingöl_Elazığ kara yolunda birliklerine giden silâhsız 33 erin şehit edildiği hain saldırıya katıldığının tesbit edildiğini bildirdi.

25.05.2009


 

Muş’ta 2 terörist ölü gele geçirildi

Muş’ta düzenlenen operasyonda 2 terörist ölü ele geçirildi.

Muş Valisi Erdoğan Bektaş, terörle mücadele kapsamında güvenlik güçleri tarafından Malazgirt ilçesine bağlı Tatargazi Köyü civarında yapılan operasyonda 2 teröristin ölü ele geçirildiğini belirtti. Ölen teröristlerden birinin geçen sene Malazgirt İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan roketli saldırıya katılmış olabileceğini dile getiren Bektaş, “Böyle bir ihtimal var. Bunu araştırıyoruz” dedi. Terör örgütü PKK üyelerince 6 Ağustos 2008’de Malazgirt İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan roketli saldırıda bir polis memuru şehit olmuş, 3 polis memuru yaralanmıştı.

25.05.2009


 

Vali yardımcısının kazada kolu kırıldı

Burdur Vali Yardımcısı Osman Nuri Canatan’ın geçirdiği trafik kazasında kolu kırıldı.

Canatan, Ankara’dan gelen Sağlık Bakanlığı heyetini il sınırından Denizli’ye uğurlamadan dönerken, içinde bulunduğu ve Habib Yağız yönetimindeki 15 AA 112 plâkalı makam aracına, çevre yolundan gelen Durmuş Ali Yelkovan yönetimindeki 15 FE 494 plâkalı otomobil çarptı.Kazada, kolu kırılan Canatan, 112 acil servis ambulansı ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Canatan, Sağlık Bakanlığı’ndan 112 Acil Servis için yaptırılacak yerin tesbiti amacıyla gelen heyeti uğurlamadan dönerken kazanın meydana geldiğini söyledi. Canatan, ‘’Ben sağda oturduğum için benim kolum kırıldı. Durumum iyi, kolum yarın sabah ameliyat edilecek’’ dedi. Kazaya sebep olan otomobilin sürücüsü göz altına alındı.

25.05.2009


 

Yerli obüsler geliyor

Türk Savunma Sanayiinin gelişmesine yerli üretim yoluyla katkı sağlayan Savunma şirketleri önemli bir tedarik projesinin altına daha imza atmaya hazırlanıyor.

Savunma Sanayii Müsteşarlığınca (SSM) proje çalışmaları sürdürülen ve T-155K-M (Fırtına) Kundağı motorlu obüsler için mühimmat aracı ihalesine teklif veren firmalar belirlendi. Buna göre, Türk Silâhlı Kuvvetleri unsurlarının görev faaliyetlerinin ölçüde arttırılması amacıyla üretimi tamamen yerli imkânlarla gerçekleştirilen T-155k-M obüsleri (Fırtına) takviye araç üretiminde FNSS Savunma Sistemleri A.Ş ile Aselsan görev alacak.

25.05.2009


 

Stadda Kur’ân ziyafeti

TÜRKİYE genelinde çeşitli illerde statlarda yapılan Kur’ân ziyafeti ilk kez Karadeniz Bölgesi’nde Ordu’da yapıldı. 9 Eylül Stadı’ndaki Kur’ân ziyafetine Ordu’nun her yerinden her yaştan yaklaşık 10 bin insan akın etti.

Güney Afrikalı Dünya Kur’an Okuma Birincisi Abdurrahman Sadien, İranlı Dünya Kur’ân Okuma Birincisi Ali Rıza Mukarri, Türkiye birincileri Cihan Kodal ve Fatih İmdat’ın Kur’ân tilâvetinde bulunduğu faaliyette, Süleyman Erkişi seslendirdiği ezgilerle yer aldı. Sema gösterisinin de sunulduğu programda, çekilişle iki kişiye Umre seyahati hediye edildi. Faaliyeti düzenleyen Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı İlyas Tongüç, Anadolu’da statları dolduran faaliyetin dış basının da ilgisini çektiğini, kendilerine insanların stada para ile mi getirildiğinin sorulduğunu aktardı. Tongüç, onlara Anadolu’daki Kur’ân sevgisini anlatarak, dış basın mensuplarının sorularına cevap verdiklerini dile getirdi. Engellilerin de araçlarla geldiği ziyafeti stada yakın yerlerde evi olanlar balkona çıkarak takip etti.

25.05.2009


 

Esnaf peşin vergilerin ertelenmesi istedi

ESNAF ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus, esnaf ve sanatkârın 2009 yılında ödemesi gereken bütün peşin vergilerin ertelenerek, 2010 yılında ödenmesinin sağlanmasını istedi.

Çelikus, ESDER’in Ankara Ticaret Odasında yapılan 6. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, işletmeler üzerinde yük oluşturan kıdem tazminatı, sosyal güvenlik primi gibi kalemlerin gözden geçirilmesini talep ederek, prim ve ücretlerden alınan gelir vergisinin belli bir süre için 5 ile 10 puan aralığında aşağı çekilmesi gerektiğini bildirdi. Türkiye’deki istihdamın yüzde 80’ini; işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan küçük ve orta boy işletmelerin sağladığını anlatan Çelikus, SSK primindeki işveren payının yarısının altı ay süreyle İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasını da istedi. Çelikus, Türkiye’deki 5 milyon esnaf ve sanatkârın kriz ve hiper marketlerin oluşturduğu haksız rekabet karşısında kepenkleri kapatmak zorunda kaldığını söyleyerek, şöyle konuştu: ‘’Herkesi, bu ülkeyi ihtiraslarından daha fazla sevmeye, demokrasiye sahip çıkmaya, hukukun üstünlüğünü korumaya, vicdanına kulak vermeye, fitne ve fesattan vazgeçmeye, ülkemizin kurumlarını yıpratmamaya, her kurumu şeffaf olmaya, hesap verebilmeye, komşusunu öteki diye görmemeye, hepimizi bir arada tutmaya devam edecek ortak bir zeminde mutabakat sağlamaya, sadece iş ve aş kavgası vermeye dâvet ediyorum.’’

25.05.2009


 

Şehit polis Adana’da toprağa verildi

HAKKÂRİ'NİN Yüksekova ilçesindeki silâhlı saldırıda şehit olan polis memurunun cenazesi memleketi Adana’da toprağa verildi.

Türk Hava Yolları’na ait tarifeli uçakla önceki gün akşam Adana’ya getirilen polis memuru Metin Badak’ın (26) cenazesini Adana Emniyet Müdürü Arif Akkale’nin yanı sıra babası Hüseyin Badak, annesi Şenel Badak ile kız kardeşi Gamze Badak karşıladı. Badak’ın cenazesi dün Adana Numune Hastanesi morgundan alındı. Yurt Mahallesi’ndeki evine götürülen Badak’ın cenazesi buradan Buruk Mezarlığı’na götürüldü. Cenaze törenine Vali İlhan Atış, Emniyet Müdürü Arif Akkale, polis memurları ile Badak’ın yakınları katıldı. Cenaze namazının kılınacağı sırada yakınları sinir krizi geçirdi. Badak’ın cenazesi namazın ardından gözyaşlarıyla toprağa verildi. Annesi Şenel Badak ile kardeşleri fenalık geçirdi. Beş yıllık polis memuru olan Badak, iki yıldır Yüksekova Emniyet Müdürlüğü’nde Özel Harekât Şubesi’nde görev yapıyordu.

25.05.2009


 

DTP’den Çağlayan'da miting

DEMOKRATİK Toplum Partisi’nin (DTP) “DTP’yi susturma, silâhları sustur” konulu mitingi Çağlayan Meydanı’nda yapıldı.

DTP tarafından Çağlayan Meydanı’nda düzenlenen miting öncesi polis geniş güvenlik tedbiri aldı. Mitinge DTP’lilerin yanı sıra aralarında KESK İstanbul Şubeler Platformu, Toplumsal Özgürlük Platformu, SDP, Dev-Genç, Devrimci Liseliler, Genç-Sol, SODAP ve İnsan Hakları Derneği’nin de bulunduğu guruplar katıldı. Gruplar arama noktalarından geçerek meydana alındı. Aramalar sırasında PKK terör örgütün simgeleyen bez parçaları ve tahta sopaları ayıklayan polis, bir çocuğun cebinden çıkan PKK’lıya ait resme el koydu. Polisin arama çalışmaları sırasında zaman gerginlik yaşanıyor. Gerginlik sırasında araya giren organizasyon yetkilileri olay çıkarmaya çalışan göstericileri bölgeden uzaklaştırdı.

25.05.2009


 

‘Sihirli’ TV dizileri psikotik atağa sebep oldu

OSMANİYE’NİN Kadirli ilçesinde, izlediği televizyon dizileri sebebiyle kendini sihirbaz sanan 12 yaşındaki Ferhat Üstünel’in, yürümekte, konuşmakta ve görmekte zorlanmaya başladığı bildirildi.

Kadirli’nin Şehit Orhan Gök Mahallesi’nde Mustuk ve Filiz Üstünel çiftinin 12 yaşındaki çocukları Ferhat, geçen yıl Ekim ayı başlarında gizli güçlerinin olduğunu düşünerek, sürekli televizyon dizisindeki kahramanın sözlerini tekrarlamaya başlamıştı. Aydınoğlu Tufanbey İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi iken rahatsızlanan ve ailesi tarafından götürüldüğü Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından verilen raporda, ‘’Nedeni bilinmeyen psikotik atak’’ teşhisi konulan Ferhat’ın 8 aydan bu yana gördüğü tedavinin sonuç vermediği belirtildi.

Mustuk Üstünel, oğlu Ferhat’ın sağlık durumunda iyileşme yerine, gerileme olduğunu söyledi. Üstünel, oğlunu ÇÜ Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri uzmanlarına götürdüğünü ve ilâç tedavisi yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: ‘’Ferhat, psikiyatri doktorları Prof. Dr. Ayşe Avcı ve Serhat Nasıroğlu tarafından tedavi ediliyor. Doktorlar, 6 ayda tedavinin sonuç vermesi gerektiğini belirterek, bu tür hastalıklarda kurtuluşun büyüklerde yüzde 10, küçüklerde ise yüzde 1 olduğunu söylediler. Fakat oğlumun sağlığında herhangi bir gelişme yok. Durumu gittikçe kötüye gidiyor. Hatta son bir haftadan bu yana yürüyemiyor, göremiyor, konuşamıyor. Bunun yanı sıra saldırganlaşmaya da başladı. Eline ne geçerse kırıyor. Kendini hâlâ sihirbaz gibi hissediyor. Bu durum beni kahrediyor.’’ Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul Ferhat’ın gerçekleri değerlendirme yeteneğinin kaybolduğunu ve kendisinde büyük yeteneklerin var olduğunu düşündüğünü belirterek, ‘’Bu tür hastalar, kendisinin doğa üstü güçleri olduğuna inanır ve o yönde davranışlarda bulunur’’ dedi.

Yurdakul, hastanın sürekli gözetim altında tutularak iyileşmesinin mümkün olduğunu bildirdi.

25.05.2009


 

Bankacı Sami Erdem vefat etti

TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilen Egebank’ın eski genel müdürü ve ortağı Sami Erdem vefat etti.

Kemik iliği kanseri dolayısıyla 2002 yılından bu yana tedavi gören Sami Erdem’in, Florence Nightingale Metropolitan Hastanesi’nde vefat ettiği bildirildi. Oğlu Bahahır Erdem, Sami Erdem’in, 25 Mayıs Pazartesi günü öğle namazından sonra Şakirin Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini kaydetti. Sami Erdem, Türkiye Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü, Faysal Finans Kurumu Yönetim Kurulu Genel Koordinatörlüğü görevlerinde bulunmuştu. İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görevlendirilen ve buradan ayrıldıktan sonra Egebank’ta görev alan Erdem, evli ve 1 çocuk babasıydı.

25.05.2009


 

İlkler, Yalova Üniversitesinde yaşanıyor

YALOVA Üniversitesi’nin bu yıl iki fakülteye bağlı dokuz bölümde öğrenci alımına başlayacağı, bunlardan üçünün Türkiye’de ilk olacağı öğrenildi.

Yalova Üniversitesi, 2009-2010 yılında Mühendislik ile İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültelerinde bu yıl 9 bölüm öğrenci alacak. Bu bölümlerden Mühendislik Fakültesine bağlı Polimer Mühendisliği ile Enerji Mühendisliği bölümü, İktisadî İdarî Bilimler Fakültesi’ne bağlı Sosyal Hizmetler bölümleri Türkiye’de bir ilk olacak. Diğer yandan kurulma çalışmaları süren Hukuk Fakültesi ile ilgili olarak da YÖK ile görüşmelerin sürdüğü öğrenildi. Yalova Üniversitesi bu yıl 2 fakülte ve 9 bölümde toplam 400 öğrenci alacak. Ancak Hukuk Fakültesi’nin de açılmasına karar verilirse bu rakam daha yukarılara taşınacak.

25.05.2009


 

Karadeniz’in saklı cennetleri

KÖMÜR üretimiyle ünlü Zonguldak'ın yeşilin her tonunun görülebildiği sık ormanları arasındaki foto safari ve yayla turizmi için uygun saklı cennetleri, tabiatseverlerin keşfini bekliyor.

Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan, bugüne kadar nice olaya şahitlik etmiş 1600 ve 1000 yaşlarındaki porsuk ağaçlarını barındıran tabiat anıtının da daha fazla tanıtımı amaçlanıyor. Türkiye'nin 105. tabiat anıtı olarak tescillenen Alaplı ilçesine bağlı Gümeli beldesindeki Gümeli Ormanı'nın yakınında yer aldığı 1637 metre yükseklikteki Bacaklı Yayla Tepesi ve dağın eteğindeki Bölüklü Yayla, tabiî güzellikleriyle adeta ziyaretçileri büyülüyor.

25.05.2009


 

Şehitlerimize duâ gönderdik

BİR Çarşamba gecesi çıktık eskimez geçmişin yolculuğuna… Ankara’nın gençliğinden müteşekkil elli kişilik bir grupla…

Üniversiteli ağabeyler, liseli ve orta okullu kardeşlerle fedakâr ağabeylerimizin organizasyonunda buluşuyordu. Yolculuk öncesi son kontroller yapılıyor otobüste ve az sonra yola çıkılıyor… Yedi Âyet-el Kürsi ardından mikrofon Ahmet Agabeyde... Gezimizin programını arz ediyor kısaca, genel uyarılar ve âyetlerle yıkanmış yüzlerden tebessümler yayılıyor her metresine yolun. Akrep yelkovanı kovaladıkça teker teker kapanıyor gözler… Nuranî sohbetten motorun gürültüsü kalıyor geriye… Uyuyorlar.

Namaza açıyoruz gözlerimizi bir ulu diyarda Bursa’dayız. Yaklaşık iki yüz metrelik yürüyüşten sonra eskimez bir abidenin avlusunda buluyoruz kendimizi: Ulu Camii… Birazcık soğuk da olsa, abdestin tatlılığı ruhun dimağına serpiliyor. Az sonra yaklaşık bin kişilik cemaatle sabah namazı: Âyet doluyor camiye ve namaz sonrası tesbihat… Bursa’daki ağabeylerimizden ilâhiyatçı Ramazan Agabey bize Ulu Cami’nin tarihini anlatmaya başlıyor. İrili ufaklı 7-8 grupta farklı rehberlerde aynı meşgale içinde.

Her duvarında bir dervişin ahı var bu cami- nin… Yıldırım hızıyla uzanıyoruz 1400’lere… Somuncu Baba, Üftade, Emir Sultan, Yıldırım Beyazıt, Süleyman Çelebi, (radiyallahu anhüm ecmain) bir bir geçiyor gönül gözünün önünden…

Ramazan Ağabeyin Ulu Cami anlatımından sonra Yeni Asya Vakfı Bursa temsilciliğine yol alıyoruz… Kahvaltı ve dinlenme faslından sonra bir başka Ulu’ya yol alıyoruz… Nazif bir bahar, yol ilerledikçe yerini lâtif bir kışa bırakıyor. Uludağ'dayız… Beyaz sayfası kapanmamış daha… Yeşil, beyaz ve mavinin her tonunu bulabilirsiniz burada.

Ağabeyler ve kardeşler karın tadını çıkarmaya başlıyor. Fotoğraf çekenler, kayanlar, kartopu oynayanlar, teleferiğe binenler…

Bir iki saat kalınıyor dağda. Açlık bastırmaya başlıyor hâliyle, öğlen namazı da eklenince otobüs çalışıyor ve biniliyor. Yine vakfa iniliyor Uludağdan ve öğle namazının ardından yemek yeniliyor. Ardından ikindi namazı ve tekrar yolculuk… Bursa’daki misafirperver ağabeylerimize teşekkür dilekleriyle, yola devam ediyoruz.

Rotamız Çanakkale’ye doğru… Gökyüzü yavaş yavaş gündüzün ölümüne şehadet ediyor. Kana bulanıyor sema ve batıyor güneş bir sabah-ı haşri’ye uyanmak için… Anadolu’nun hemen her bölgesinden kardeşler var… Çanakkaleyi Anadolu’nun bir misâl-i musağğarı olarak ziyaret etmeye gidiyorduk adeta… Bir kasabada akşam namazı kıldık, tekrar yola koyulduk… Tesbihatlarımıza yolculukta olsak bile dikkat ediyorduk…

Saat dokuz buçuk gibi vardık Çanakkale’ye… Biraz sonra Yeni Asya Vakfına da ulaştık… Herkeste yol yorgunluğu, önce yemek, ardından yatsı namazı… Sağ olsunlar oradaki ağabeyler itina ile bizle ilgilendiler, gece yarısına yakın girildi yataklara…

Sabah namazına müteakip kahvaltı… Cuma sabahıydı… Hani diyor ya şair: “Bilinen sabahlardan değil, bilinen Cumalardan da değil diye”.. İşte öyle bir Cuma sabahıydı… Kış uykusunda baharla uyanan toprağın, geceden gündüze uyanan güneşin ve uykudan namaza uyanan bizlerin hayatta birbirine girift ve mütedahil dairelerdeki Kudretin sikkesini görmüş olduk…

Otobüse binip feribot iskelesine doğru yola çıktık… İskeleden feribota binip denizi tefekküre başladık… Eceabat’a varmış olduk. Çanakkale’de üniversite öğrencisi iki abi bize rehberlik etmek için geldiler. Ve başladı eskimez geçmişin sahası… Zaman zaman şiddetli, hafif bir rüzgâr geziyor başımızda. Binlerce bedende tek ruhun öyküsünü anlatmaya başlıyor ağabeylerimiz… Tabyalar, toplar, tüfekler, kaleler, boğaz, Çanakkale ve Osmanlı askerleri…

O kadar nuranî ki anlatılanlar, sanki bu dünyaya ait değil hele Onbaşı Seyyid’in öyküsü… Ne kadar lâtif, nuranî ve şecaat dolu… Allah umum şühedanın ruhuna milyonlar rahmet etsin.

Öğlene doğru bir kasabaya uğradık. Gün o kadar güzel sunulmuş ki insanın önüne… Etraf yemyeşil, hafif bir rüzgâr, bahar ve Cuma… Yavaş yavaş abdest almaya başlıyor ağabeyler, kardeşler. Güzel kıraatli hocamızın kıldırdığı namazdan sonra ziyaretimize devam ediyoruz. 57. Alay Şehitliği, Conkbayırı, Çanakkale Anıtı... Eskimez geçmişten gönlümüze kareler sundu Çanakkale.

Evet geçilmemişti Çanakkale… Osmanlı bir beden olsaydı bu şehir onun nefesi olurdu. Biz şimdi torunlar olarak bu nefesi, nefis için bad-ı heva zayi etsek, ne kadar hasaret içine düşeriz değil mi? Göklere yükselen minarelerin güzelliği kulaklara gelen ezanın tadı Çanakkale’nin çehresini cennetleştiriyor. ‘Çanakkalelilere’ nasıl bir haritada yaşadıklarının şuurluluğu içerisinde olduklarından dolayı teşekkürlerimizi haykırıyoruz.

Son olarak bu programı organize eden bütün ağabeylerimize, Bursa ve Çanakkale‘deki mihmandarlarımıza, Yeni Asya Vakfı’na istifadeli sohbetinden dolayı yazarımız Ali Ferşadoğlu’na kalbi duâ, selâm ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.

M. SAİD NURSÖZ

25.05.2009


 

Küresel ısınmanın sigortası sulak alanlar

BURSA'DA Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ile Nilüfer Belediyesi Yerel Gündem 21 tarafından düzenlenen ‘’Türkiye Sulak Alanlar Kongresi’’ne katılan Çevre ve Orman Bakanlığı Sulak Alanlar Şube Müdürü Yusuf Ceran, yakın zamana kadar uygulanan yanlış politikalar sebebiyle, Türkiye’nin 1 milyon 300 bin hektar civarında sulak alan kaybı olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.

Ancak sulak alanların korunması çabalarının her geçen gün daha iyiye gittiğini ifade eden Ceran, küresel ısınmanın etkisiyle dünyadaki çöl sınırlarının genişleyeceği öngörüsünün hatırlatılması üzerine, ‘’Sulak alan varlığını sürdürdükçe, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini geç hissedersiniz. Sulak alanlarımızı koruyabilirsek, küresel ısınma ülkemizi 20-30 yıl sonra, koruyamazsak 10-20 yıl önce etkileyebilir. Sulak alanlar, bizim için bu kadar önemli’’ dedi.

25.05.2009


 

NASA’nın başına ilk defa siyah bir astronot geliyor

BEYAZ Saray, Başkan Barack Obama’nın Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) başına eski siyah astronot Charles Bolden’ı atamaya karar verdiğini bildirdi.

Yapılan açıklamada, Obama’nın, 62 yaşındaki emekli Deniz Piyadesi General Bolden’ın yardımcısı olarak da uzay konularındaki danışmanı Lori Garver’ı atamayı planladığı belirtildi. NASA açıklamasında, bu yetenekli kişilerin 21. yüzyılda NASA’ya bilimin, havacılık ve keşfin sınırlarını geliştirmede yardımcı olacaklarını kaydetti. Ataması Senato tarafından da onaylanırsa Bolden, NASA’yı yönetecek ilk siyah astronot olacak. Bolden ayrıca 1989’dan 1992’ye kadar görev yapan Richrad Truly’den sonra Amerikan uzay kurumunun başına geçecek ikinci astronot unvanını alacak.

25.05.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis