Dünya |
Cheney’den işkence savunması |
ABD’nin eski başkan yardımcılarından Dick Cheney, Barack Obama hükümetinin “işkence” olarak tanımladığı sorgulama tekniklerini savundu. Cheney, Obama’nın bu teknikleri yasaklama kararının “doğruculuk örtüsü altına gizlenmiş ve son derece akılsızca” olduğunu iddia etti. Ceheney işkenceyi savundu, Obama’yı eleştirdi ABD’nin eski başkan yardımcılarından Dick Cheney, başkan Barack Obama’nın terörle mücadele politikasını sert bir dille eleştirdi ve Obama’yı “düşüncesiz’’ olmakla suçladı. Washington’daki düşünce kuruluşu Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nde konuşan Dick Cheney, kendi hükümetleri döneminde yapılan ve Barack Obama hükümetinin ‘’işkence’’ olarak tanımladığı sorgulama tekniklerini de savundu. Cheney, Obama’nın bu teknikleri yasaklama kararının ‘’doğruculuk örtüsü altına gizlenmiş ve son derece akılsızca’’ olduğunu ve ABD’yi daha güvensiz duruma getirdiğini savundu. Obama’nın Guantanomo Tutukevi’ni kapatma kararını da eleştiren Cheney, ‘’Obama hükümeti, Guantanamo’yu kapatarak Avrupa’dan alkış almanın kolay olduğunu gördü. Ancak, hem adil hem de ABD ulusal güvenliğine zarar vermeyecek bir seçenek bulmak zor’’ dedi. |
23.05.2009 |
Kudüs bizim |
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’ün bütünüyle İsrail’in egemenliği altında kalacağını iddia etti. Netanyahu, “Birleşik Kudüs, İsrail’in başkentidir. Kudüs, her zaman bizimdir ve bizim olacaktır. Bir daha asla parçalanıp bölünmeyecektir” dedi. Netanyahu meydan okudu
Netanyahu’nun açıklamaları, ABD Başkanı Barack H. Obama ile Washington’da yaptığı görüşmenin üzerinden henüz 4 gün geçmeden geldi. Obama, Netanyahu ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yeni İsrail hükümetinin reddettiği ‘iki devlet’ çözümüne dönmesini istemişti. ABD tarafından desteklenen ve daha önceki İsrail hükümetlerinin de onay verdiği iki devlet modelinde, kurulacak olan bağımsız Filistin devletinin başşehri olarak Doğu Kudüs kabul ediliyor. Doğu Kudüs’ün işgal edilişinin yıl dönümü törenlerinde yaptığı konuşmada Netanyahu, “Birleşik bir Kudüs, İsrail’in başşehridir. Kudüs, bizimdi, bizim olacak. Hiçbir zaman bölünmeyecek ve ayrılmayacak” diye konuştu. Açıklamaya sert tepki gösteren Filistinli görüşmeci Saib Erekat, İsrail’in pozisyonunun, Obama yönetimi tarafından da desteklenen iki devlet çözümünden geri dönüş anlamına geldiğini söyledi. Erekat, “Netanyahu bununla, çatışma devletinin sonsuza kadar süreceğini söylemiştir” diye konuştu. İşbaşına geldikten itibaren Netanyahu hükümeti, Filistin sorunun temelini teşkil eden Doğu Kudüs, Filistinli mülteciler ve nihaî sınırlar konusunu masaya getirmekten çok, Filistin ekonomisi ve bölge güvenliği gibi sorunların halledilmesini istiyor. Filistinliler ise bu tür izafi konuları gündeme getiren İsrail’in zaman kazandığını ve sürekli olarak asıl konuları ötelediğini belirtiyor. İsrail medyası, Obama’nın da geçtiğimiz yıl bir Yahudi kuruluşunda yaptığı konuşmada, Kudüs’ün bölünemeyeceğini ve bu şehrin İsrail’in başşehri olarak kalacağını söylediğini belirtiyor. Obama daha sonra yaptığı konuşmada ise Kudüs’ün statüsünün taraflarca görüşülmesini istemiş ve şehrin içinden geçen tel örgüler istemediğini belirtmişti. Batı Şeria’nın yanı sıra Doğu Kudüs’te de çok sayıda yasadışı yerleşim birimi inşa eden İsrail bu şekilde özellikle de Kudüs’ün Filistin’in müstakbel başşehri olmayı engellemeye çalışıyor. Filistin barış görüşmelerinin de en temel sorununu teşkil eden Kudüs’teki Harem-i Şerif bölgesi ve çevresi İsrail’in en büyük açmazı olarak kabul ediliyor. Mescid-i Aksa ve Kubbetü-s Sahra’nın, Hz. Süleyman’a ait olduğu öne sürülen bir tapınak üzerine inşa edildiğini öne süren Yahudiler, başlattıkları kazılarla bunu ispatlamaya çalışıyor. Aksa’nın hemen yanı başında bulunan Ağlama Duvarı’nın kimin kontrolünde kalacağı da tartışma konusu. Son günlerde yeniden gündeme gelen Kudüs’ün Yahudileştirilmesi girişimleri Filistinlilerin yanı sıra başta ABD olmak üzere bütün dünyadan sert tepki çekiyor. 200 binden fazla Filistinli’nin yaşadığı Doğu Kudüs’ün etrafına büyük yerleşim birimleri inşa eden İsrail, bu şekilde şehrin diğer Filistin şehirleriyle bağlantısını koparmaya çalışıyor. İsrail’in Yahudi yerleşim birimleriyle topraklarını gasp ettiği Batı Şeria’da da yaklaşık 280 bin Yahudi 231’den fazla yerleşim biriminde yaşıyor. Yahudi barış gruplarına göre bu yerleşim birimlerinden 100 hükümetten onay almadan kurulmuş. Bu arada Kudüs Günü sebebiyle çoğu yerleşimci ve dini okul öğrencisi binlerce İsrailli, şehir merkezinde düzenlenen bayraklı eğlencelere katıldı. Ellerinde İsrail bayrakları olan kişiler, eski şehre yürüdüler ve Şam Kapısı’ndan Ağlama Duvarı’na yöneldiler. ‘’Kudüs Günü’’ sebebiyle eski şehir içinde Araplar’a ait birçok işyeri çalışma saati bitiminden önce kapandı, İsrail polisi de geniş güvenlik tedbirleri aldı. İsrailliler’in kutlamaları öncesinde Şam Kapısı’nda Doğu Kudüs’ten 200 kadar Arap, ‘’Kudüs Günü’’nü protesto etti. ‘’Kudüs Günü’’, şehrin 1967’de 6 gün savaşlarında tamamıyla ele geçirilmesi sonrasında İsrail tarafından kutlanıyor. 1967 savaşı öncesi doğu Kudüs, Ürdün’ün kontrolü altındaydı. Savaştan hemen sonra İsrail, Kudüs’ü topraklarına katmıştı. |
23.05.2009 |
Pakistan’da mülteciler acil yardım bekliyor |
BİRLEŞMİŞ Milletler (BM), Pakistan’daki Svat Vadisi’nde Taliban militanlarına yönelik operasyonlarda evlerini terk etmek zorunda kalan insanlar için 543 milyon dolar yardım çağrısında bulundu. BM’nin insanî yardımlar yetkililerinden Martin Mogwanja, başşehir İslamabad’da yaptığı açıklamada, Pakistan’da çatışmalar sebebiyle ortaya çıkan yer değiştirmelerin hızı ve boyutunun ‘olağanüstü’ olduğunu ve büyük acılar yaşandığını söyledi. Mogwanja, uluslar arası toplumdan “oldukça cömert” yardımlar beklediklerini ifade etti. Pakistanlı yetkililer, geçen ay güvenlik güçlerinin Taliban’a karşı kapsamlı operasyonlar başlattığı Svat Vadisi’nden kaçanların sayısının yaklaşık 1 milyon 900 kişi olduğunu belirtiyor. |
23.05.2009 |
Sri Lanka’da son dönemde 6200 asker ölmüş |
SRİLANKA Lanka hükümeti, Tamil Kurtuluş Kaplanları ile uzun yıllardır süren savaşın son aşamasında 6200’den fazla askerin öldüğünü açıkladı. Savunma Bakanı Gotabaya Rajapaksa, devlet televiz-yonundan ilk kez savaş kayıplarına ilişkin bilgi verdi. Bakan, savaşın Temmuz 2006’da başlayan son safhasında yaklaşık 30 bin askerin de yaralandığını söyledi. BM’nin Cenevre’deki ofisinden yapılan açıklamada, Asya’nın 27 yıl süren en uzun savaşında 80 bin ila 100 bin kişinin öldüğü bildirilmişti. Irak’ta ise ABD’nin bu ülkeye girmesinden sonra (6 yıl 1 ay) yaklaşık 4600 Amerikan, İngiliz ve diğer ulusların askeri ölmüştü. |
23.05.2009 |
BM, Gazze’de soruşturma yapmaya kararlı |
BİRLEŞMİŞ Milletler, Gazze’de savaş suçları işlenip işlenmediğine dair soruşturmanın İsrail kendileriyle iş birliği yapmaması durumunda da yürütüleceğini açıkladı. Soruşturmayı yürütecek ekibin başında yer alan Richard Goldstone, İsrail’in kendileriyle işbirliği yapmayacak olması durumunda bunun kendileri için hayal kırıklığı olacağını dile getirdi. Goldstone, İsrail’in kendilerine vize vermemesi halinde de ekibinin Gazze’ye Mısır üzerinden giriş yapacağını bildirdi. BM, İsrail ve Hamas’ın Ocak ayındaki Gazze operasyonları sırasında savaş suçu işleyip işlemediklerini araştırmak istiyor. İsrail tarafı ise BM’nin kendilerine karşı taraflı davranmakla itham ediyor. İsrail yalnızca BM’yi değil neredeyse bütün dünyadaki insan hakları örgütlerini kendilerine karşı olmakla da suçluyor. İsrail özellikle BM İnsan Hakları Konseyi’nin, kurumun diğer organlarından daha az güvenilir olduğunu ileri sürülüyor. İnsan Hakları Konseyi’nin Yahudi olan ve Güney Afrika’da savaş suçları savcılığı yapan Goldstone’un getirilmesini dahi içine sindirebilmiş değil. Richard Goldstone, New York’ta bulunan BM Genel Merkezi’nde kurumun Genel Sekreteri Ban Ki-moon’la görüşmesinin ardından, soruşturma ekibinin bir dizi açık duruşma yapmayı hedeflediğini ifade etti. Bu duruşmaların Orta Doğu’da yapılmasını umduklarını, ancak bunun mümkün olmaması durumunda Cenevre’de yapılacağını ve tanıkların video bağlantılarıyla ifadelerinin dinleneceğini söyledi. |
23.05.2009 |