Haberler

Devlette “KBS’’ dönemi başlıyor

BELEDİYELER dahil bütün kamu kuruluşları mali açıdan izlemeye alınacak. Devletin her türlü harcaması, geliri, borcu ve banka hesapları, Kamu Hesapları Bilgi Sistemi (KBS) ile tek tuşla izlenmeye başlanacak.

Kamunun ödeme yapacağı kişilerin devlete borcunun bulunması durumunda da ‘’uyarı sistemi’’ devreye girecek. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, kamunun malî yapısının takibinde Say 2000i’nin yerini KBS sistemi alıyor. Belediyelerin de dahil olacağı yeni sistemde, mali bilgilerin girişiyle ilgili yetkilendirilenlere birer şifre verilecek. Bu kişiler de, mali istatistikleri, muhasebe verilerini saymanlıklara gitmeden, oturdukları yerde sisteme girecek. KBS ile kamuda şu uygulamalar hayata geçirilecek: Genel ve özel bütçeli kuruluşlarda çalışanların yanı sıra temmuz sonuna kadar önce kadro karşılığı sözleşmeliler, daha sonra da 4-b ve 4-c personeli sisteme girecek. Yıl sonuna kadar da işçiler dahil kamuda istihdam edilen bütün personel KBS sistemi içinde yer alacak. Halkaya son aşamada da belediye çalışanları dahil edilecek. Kamu çalışanlarının maaşları, fazla mesaileri, sosyal ödemeleri tamamen KBS sistemiyle belirlenecek, çalışanların medeni durumundan, derece ve kademe artışına kadar her türlü bilgi anında sisteme işlenecek ve sürekli güncellenecek. Kamu sendikaları da üyelerinin aidat kesintileri dahil bu bilgileri şifreyle sisteme girerek, öğrenebilecek. Ayrıca, devletin taşıt, makina, ekipman, demirbaş gibi her türlü taşınır malları için de özel bir program gerçekleştirilecek.

22.05.2009

ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE YERİ YOK

“Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan ve okullarda her sabah öğrencilere hep bir ağızdan tekrarlatılan “Andımız”ın, gerek metin olarak ihtiva ettiği ifadeler, gerekse tekrarlatılma yöntemi açısından demokratik ve çağdaş eğitim anlayışı, pedagoji kuralları, toplum ve dünya gerçekleriyle bağdaşmadığına dikkat çekilirken, bu uygulamaya artık son verilmesi gerektiği vurgulanıyor.

BAKAN: “TARTIŞILSIN” DEDİM

Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ilköğretim okullarında okunan andın kaldırılması görüşünü kendisinin ifade etmediğini, katıldığı bir televizyon programında bir üniversite öğrencisinin, bu konunun tartışılabileceğine ilişkin fikrini söylediğini, kendisinin de ''Tartışılabilir'' dediğini vurgulayarak, ''Bir görüş oluşturduğumda paylaşırım ancak bir görüş oluşturmadım'' dedi.

Çağdışı and kalksın

“TÜRKÜM, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan ve okullarda her sabah öğrencilere hep bir ağızdan tekrarlatılan “Andımız”ın, gerek metin olarak ihtiva ettiği ifadeler, gerekse tekrarlatılma yöntem açısından demokratik ve çağdaş eğitim anlayışı, pedagoji kuralları, toplum ve dünya gerçekleriyle bağdaşmadığına dikkat çekilirken, bu uygulamaya artık son verilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrenci andının kaldırılması yönünde bir görüş belirtmediğini söyledi. Çubukçu, “Konu tartışılabilir ama ben bir görüş oluşturmadım. Oluşturunca söylerim” dedi. TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplayan Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ‘’Andın kaldırılması söz konusu mu?’’ sorusu üzerine, NTV’de konuk olduğu Neden programında, bir üniversite öğrencisinin, bu konunun tartışılabileceğine ilişkin fikrini söylediğini belirtti. Kendisinin de tartışılabileceğini dile getirdiğini vurgulayan Çubukçu, şunları kaydetti: ”Orada bulunan gençlere, tartışma kültürüne sahip olmalarını, özgürlükçü, yeni fikirlere açık olmalarını, bir çok konuyu tartışma kültürü içinde özümsemelerini tavsiye ediyorum. O rahatlık içinde, bazı fikirler hoşunuza gitse de gitmese de fikir özgürlüğü çerçevesinde ifade edilebilir. O genç de bu doğrultuda, görüş ifade etti. Bu görüşü ben ifade etmedim, ‘katılıyorum’ demedim. Sadece ‘tartışılabilir’ dedim. Bu, biraz da her konunun gençlerce özgür ortamlarda tartışılabilir olduğuna ilişkin bir şeydi. Böyle bir şeyi şu anda açıklıyor olmam da tartışma kültüründe nerede olduğumuzu ortaya koyuyor. Genç bir insanın, her türlü fikirlerini bana söylemesini istedim. Özgür ortamda, genç, üniversite öğrencisi bir delikanlı fikirlerini ifade ediyor, benim değil. Ben bir görüş oluşturduğum zaman, zaten görüşüm olarak paylaşırım. Ben bir görüş oluşturmadım.’’

22.05.2009

1 milyon korsan kitap yakalandı

İSTANBUL'DA ele geçirilen 1 milyon korsan kitabın piyasa değeri 20 milyon lirayı buluyor. Kitaplarla ilgili 10 kişi gözaltında.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, korsan kitap basarak satmaktan tutuksuz yargılanan Hasan G. ve adamlarını teknik takibe aldı. Avcılar, Yenibosna, Beylikdüzü ve Büyükçekmece’deki 7 depoya eş zamanlı operasyon düzenlendi. Baskınlarda 1 milyona yakın korsan kitap ele geçirildi.

Depolarda yapılan aramalarda matbaa makinalarının yanı sıra korsan kitapların Türkiye’nin hangi illerine nasıl dağtılacağıyla ilgili belgeler de bulundu. Korsan yayınların değerinin yaklaşık 20 milyon lirayı bulduğu hesaplandı. Korsan kitaplar arasında, yakın zamanda piyasaya sürülen eserlerin de bulunması dikkat çekti. Polisin baskınlarına katılan yayınevi temsilcileri gördükleri manzara karşısında şaşkınlığa uğradı.

Ele başı olduğu belirtilen Hasan G’nin de bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. Korsan kitaplar ise kamyonlarla taşınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

22.05.2009

TRT, Baykal’a 20 bin TL ödeyecek

TRT, Tuncay Güney’in konuk olduğu bir programda CHP lideri Deniz Baykal hakkında sarfettiği sözler sebebiyle 20 bin TL tazminat ödemeye mahkûm oldu.

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dâvânın karar duruşmasına, CHP ve Genel Başkanı Deniz Baykal’ın avukatı İlsu Çatak ile TRT’nin avukatı Ender Cenk Aydın katıldı. Mahkeme, dâvânın kısmen kabul edildiğini belirterek, TRT’nin yasal faiziyle birlikte her bir dâvâcı için 10 bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL manevî tazminat ödemesine karar verdi. Karar, temyiz süreci tamamlandıkta sonra kesinleşecek. Dâvânın dilekçesinde, 14 Ocak 2009 tarihinde TRT-2’de yayımlanan ‘’Büyüteç’’ programına Tuncay Güney’in konuk olarak katıldığı hatırlatılmıştı. Dilekçede, söz konusu programda, Güney’in ‘’CHP ve Baykal’a yönelik hakaret ve itham dolu açıklamalar yapılırken, yayını yöneten program yapımcısı ve sunucusunun hiçbir müdahale ve uyarıda bulunulmadığı’’ öne sürülmüştü.

22.05.2009

Askerî araç devrildi: 7 yaralı

AĞRI'NIN Doğubayazıt ilçesinde bir askerî aracın devrilmesi sonucu 7 asker hafif yaralandı.

Edinilen bilgiye göre Doğubayazıt ilçesine bağlı Tanıktepe köyü yakınlarında lastiği patlayan askerî araç devrildi. Araçta bulunan 7 asker değişik yerlerinden hafif şekilde yaralandı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu açıklandı.

22.05.2009

Bakan Davutoğlu Şam yolcusu

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) 36. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılmak üzere bu hafta Şam’a gidecek.

Ahmet Davutoğlu, 23-25 Mayıs tarihlerinde Şam’da düzenlenecek olan İKÖ Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılacak. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada toplantı’da, İKÖ coğrafyasını ilgilendiren bölgesel ve uluslar arası konuların ele alınacağı belirtilirken, toplantı çerçevesinde Davutoğlu’nun, dışişleri bakanları ile ikili temaslar gerçekleştirmesi de öngörüldüğü bildirildi.

22.05.2009

5 yeni vakıf üniversitesi kuruluyor

KARATAY, Toros, İstanbul Medipol, Mevlana ve Nuh Naci Yazgan adlarıyla 5 yeni vakıf üniversitesi kuruluyor.

TBMM Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda kabul edilen kanun tasarısıyla, Konya’da Karatay ve Mevlânâ, Mersin’de Toros, İstanbul’da İstanbul Medipol ve Kayseri’de Nuh Naci Yazgan üniversitelerinin kurulması öngörülüyor.

22.05.2009

Halep Üniversitesi’nden Erdoğan’a fahri doktora

HALEP Üniversitesi, 51 yıllık tarihinde ilk fahri doktora unvanını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verecek.

Üniversite Rektörü Nizar Akil, “Halep Üniversitesi geçen yıl 50. kuruluş yıl dönümünü kutladı, ancak bugüne kadar hiç fahri doktora unvanı vermedi” dedi. Üniversitenin eski rektörlerinin de yer aldığı bir kurul tarafından, fahri doktora unvanı için Başbakan Erdoğan’ın seçildiğini anlatan Akil, Suriye Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla kararlarını Erdoğan’a bildirdiklerini ve fahri doktora unvanını almak üzere kendisini Halep’e dâvet ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan’dan ziyaret tarihi belirlemesini beklediklerini belirten Akil, “Erdoğan’a uluslararası ilişkiler alanında fahri doktora verileceğini” kaydetti. Rektör Akil, “Bu fahri doktora, üniversitenin 50 yılını temsil ediyor. Sayın Erdoğan’dan başka aday yoktu, çünkü bizim bütün kriterlerimize uyan başka kimse bulunmuyordu” dedi.

22.05.2009

Terör operasyonu: 14 gözaltı

JANDARMA ekipleri, Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdiği operasyonlarda yasa dışı terör örgütü MLKP üyesi olduğu gerekçesiyle 14 kişiyi gözaltına aldı.

ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe üniversitelerinde bazı öğrencilerin yasa dışı terör örgütü MLKP’nin propagandasını yaptığı ve örgüt adına yasa dışı faaliyette bulunduğunu tesbit eden Jandarma ekipleri, bir süredir gerçekleştirdikleri teknik takibin ardından sabah saatlerinde eş zamanlı operasyonlar yaptı. İstanbul’da düzenlenen operasyonda geçen yıl mezun olduğu ve örgütte lider konumunda bulunduğu belirtilen bir kişi gözaltına alındı. Operasyonun Ankara ayağında ise Etimesgut, Yenimahalle ve Çankaya’da adresleri önceden belirlenen yerlere baskın düzenlendi. Operasyonda, Etimesgut’ta 1, Yenimahalle’de 2, Çankaya’da ise 10 öğrenci gözaltına alındı. İstanbul’da gözaltına alınan kişinin Ankara’ya getirileceği, Ankara’da gözaltına alınan 13 şüphelinin ise Ankara Jandarma Alay Komutanlığı’na götürüldüğü öğrenildi.

22.05.2009

Karaman’da iki servis aracı çarpıştı: 16 yaralı

KARAMAN’DA aynı fabrikaya ait 2 servis aracının çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 16 kadın işçi yaralandı.

Karaman-Ereğli kara yolunun 5’nci kilometresindeki kazada, bir bisküvi fabrikasında çalışan kadın işçileri gece vardiyası çıkışı Karamana götüren Süleyman Öztürk (37) yönetimindeki 70 EE 902 plâkalı servis aracı, aynı fabrikaya ait Bilal Tankişi’nin (35) kullandığı 70 DA 302 plakalı servis aracına arkadan çaptı. Kazada her iki araçta bulunan 16 kadın işçi yaralandı. Karaman Devlet Hastanesine kaldırılan yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenildi.

22.05.2009

Şemdinli dâvâsında çavuşa 8 yıl hapis

HAKKÂRİŞemdinli’de çıkan olaylarda kalabalığa ateş ederek 1 kişinin ölümüne yolaçtığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan Uzman Çavuş Tanju Çavuş’a 8 yıl 4 ay hapis cezası verildi.

Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi Uzman Çavuş Tanju Çavuş’a “adam öldürmek” suçundan önce müebbet hapis cezası verdi. Ceza, tahrik indirimi ve diğer indirimlerle birlikte 8 yıl 4 ay hapis cezasına çevrildi. Mahkeme, Uzman Çavuş’un 5 kişiyi yaralamak suçundan aldığı cezanın açıklanmasını ise erteledi. 4 yıl önce Umut Kitabevi’nde yaşanan patlama sonrasında kalabalığın üzerine ateş açan Uzman Çavuş Tanju Çavuş, Ali Yılmaz’ın ölümüne yol açmıştı. Çavuş, ifadesinde kalabalığın aracın içindeki ailesine zarar verebileceği endişesiyle havaya ateş açtığını öne sürmüştü.

22.05.2009

Bir terörist teslim oldu

TUNCELİ'DE 1 teröristin teslim olduğu, Adana’da 1 teröristin yakalandığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruya göre, önceki gün, bölücü terör örgütünden kaçan 1 teröristin Tunceli’nin Pülümür ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olduğu belirtildi. Bölücü terör örgütü üyesi olmak suçundan aranan 1 kişinin de Adana’nın Yüreğir ilçesinde yakalandığı ifade edildi. Güvenlik güçleri, Mardin’in Nusaybin ilçesi dağlık arazi kesiminde de bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanılan bir sığınak içerisinde 4 patlayıcı madde düzeneği, 4 fünye, 2 gece görüş dürbünü ve 105 kilogram gıda maddesi ile muhtelif hayat malzemesi buldu.

22.05.2009

Reçetelerde “Doktor el yazısına” son

AİLE Hekimliği ile başlayan ve yeni yürürlüğe giren uygulama ile reçetelerin el yazısı yerine bilgisayar çıktısı olarak alımına başlandı.

Adana Eczacı Odası Başkanı Burhanettin Bulut, “e-reçete”nin ilk aşaması olarak aile hekimliği ile yürürlüğe giren uygulamanın, hasta ve yakınları ile eczacılar tarafından memnuniyetle karşılandığını kaydetti. Düzenleme ile aile hekimleri tarafından yazılan reçetelerdeki, ıslak imza ve kaşe dışındaki bilgilerin bilgisayar ortamında hazırlanmaya başlandığını bildiren Bulut, şöyle konuştu: “Daha önce elle yazılan ve sadece eczacılar tarafından okunabilen reçeteler, artık her doktorun çalışma masasında bulunan bilgisayarda hazırlanıyor. Uygulama, elle yazılan reçetelerin okunamaması nedeniyle nadir de olsa yaşanan yanlış ilâç verilmesi, eczacı tarafından tekrardan doktorun aranması gibi bazı münferit olayları da ortadan kaldırıyor. Reçetelerin kolay okunması hastanın yanı sıra eczanelerdeki iş yoğunluğunu hafifletmesi bakımından önemli bir avantaj sağlıyor. Yeni işe başlayan bir çırak bile kolayca yazılan ilacı anlayabiliyor.”

22.05.2009

AB’de niye proaktif olamıyoruz?

Ege Sanayici ve İş Adamları Derneği Genel Sekreteri M. Yaşar Tınar, AB ile ilişkilerimizde proaktif bir tutum içinde olamadığımızı belirterek, “Reformları hızla gerçekleştirip, gelecekte bizi de etkilemesi kaçınılmaz olan Avrupa Anayasası konusunda fikir geliştirip öneriler sunabilseydik, bu yılki Avrupa Parlamentosu seçiminde olduğu gibi propaganda malzemesi de olmazdık” dedi.

AB ilişkilerimizde proaktif olamıyoruz

Ege Sanayici ve İş Adamları Derneği (ESİAD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Yaşar Tınar, ‘’Ülke olarak bugüne kadar birçok konuda olduğu gibi AB ile ilişkilerimizde de maalesef proaktif bir tutum içinde olamıyoruz’’ dedi. Prof. Dr. Tınar projeye büyük umutlar bağladıklarını ifade ederek, ‘’Ancak biraz da anlaşılmasındaki güçlüklerden olsa gerek, kamuoyunda AB’ye bakışımız ‘alacaklar, almayacaklar’ tartışmasının ötesine nadiren geçiyor, ya da halkımıza mal olması gereken birçok bilgi az sayıda uzmanın dar çevresinde keşfedilmeyi bekliyor’’ dedi. Ülke olarak birçok konuda olduğu gibi AB ile ilişkilerimizde de proaktif olamadığımızı belirten Tınar, şöyle konuştu: "Hep savunma pozisyonunda kalarak gelen taleplere ve hakkımızdaki değerlendirmelere cevap yetiştirmeye çalışmak bize zaman zaman zarar veriyor. Oysa, AB aday ülkesi olarak gerekli reformları hızla gerçekleştirip, gelecekte bizi de etkilemesi kaçınılmaz olan Avrupa Anayasası konusunda fikir geliştirip, öneriler sunabilen bir tavır içinde olabilseydik, bu yıl yapılacak Avrupa Parlamentosu seçiminde olduğu gibi siyasi propaganda malzemesi olmanın da önüne geçen vakur bir duruşu sergilemiş olurduk.’’

22.05.2009

Ekonomide karamsarlık hâlâ sürüyor

Yatırımcı Koordinasyonu Geliştirme ve Destekleme Derneği Başkanı Mürsel Tuncay, ‘’Kurtarma paketlerine her hafta bir yenisi eklense de reel ekonomi açısından bakıldığında tünelin ucundaki ışık henüz görünmüyor’’ dedi.

YAKODER: Tünelin ucundaki ışık görünmüyor

YatIrImcI Koordinasyonu Geliştirme ve Destekleme Derneği (YAKODER) Başkanı Mürsel Tuncay, ‘’Kurtarma paketlerine her hafta bir yenisi eklense de reel ekonomi açısından bakıldığında tünelin ucundaki ışık henüz görünmüyor’’ dedi. Başkan Tuncay, düzenlediği basın toplantısında, dernek olarak bölge sanayinin sektörel bazda yeniden incelenerek katma değeri yüksek alanların belirlenmesini istediklerini söyledi. Zaman geçirilmeden oluşturulacak AR-GE yardımlarının bu alanlara yönlendirilerek, bölge ekonomisinin geleceğinin güvence altına alınması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Tuncay, şöyle konuştu: ‘’Derneğimiz; gerek istihdam seviyesinin yükseltilmesi, gerekse sanayinin rekabet gücünün artırılması açısından iş gücü üzerindeki istihdam vergilerinin köklü bir biçimde aşağı çekilmesi gerektiği görüşündedir. Bu yönde alınacak tedbirler aynı zamanda kayıt dışı alanın daralmasında da önemli bir rol oynayacaktır. Kurtarma paketlerine her hafta bir yenisi eklense de herkese hayat veren reel ekonomi açısından konuya bakıldığında, tünelin ucundaki ışık henüz görünmüyor.’’

22.05.2009

ABD’den kötü haber

ABD Merkez Bankası (FED) yeni tahminlerine göre, ABD ekonomisi bu yıl yüzde 0,5 ile 1,3 yerine yüzde 1,3 ile 2 oranında küçülecek. FED daha önce yüzde 8,8 olarak açıkladığı işsizlik oranı tahminini de yüzde 9,6 oranına yükseltti.

ABD’den kötü haber

ABD Merkez Bankası FED, Amerikan ekonomisine yönelik yeni tahminlerde bulundu. FED’in yeni tahminlerine göre ABD ekonomisi bu yıl, yüzde 0,5 ile 1,3 yerine, yüzde 1,3 ile 2 oranında küçülecek. FED’in yeni tahminlerine göre, işsizlik, daha önceki yüzde 8,8 oranına karşın yüzde 9,6 oranında yükselecek. Analistler, bu yıl işsizliğin yüzde 10’a ulaşabileceğini vurguluyor. Bu arada eski FED Başkanı Alan Greenspan, ABD ekonomisinin ve malî piyasaların toparlanmaya başladığını, ancak bankaların sermaye yetersizliği riskiyle karşı karşıya bulunduğunu, bunun da ekonomik toparlanmayı yeniden kötüleştirebileceği uyarısında bulundu.

22.05.2009

Mayın ihalesi de İsrailli şirkete mi verilecek?

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi işinin yabancı şirketlere ihalesiyle ilgili olarak Mecliste görüşülen tasarıyı eleştirirken, asıl amacın, tasarının 3. maddesindeki, ‘kullanım karşılığı temizleme ihalesi’ ibaresinde saklı olduğunu savundu. Okay, düzenlemeyi ''iptale mahkûm bir yasa'' olarak niteledi.

1 MART TEZKERESİNDEKİ DİK DURUŞ

TEKRARLANACAK MI?

Okay, tasarı oylanırken ''1 Mart tezkeresinde olduğu gibi dik bir duruş'' sergileneceğini umduğunu kaydetti. Mayınların temizleneceği bölgede petrol rezervlerinin bulunduğu beliren MHP’li Mustafa Enöz de, ihaleyi İsrailli şirketin alacağı yönünde kamuoyunda yaygın bir görüş bulunduğunu belirterek, “Bu hassas bir konu” şeklinde konuştu.

Mayın tartışması büyüyor

TBMM Genel Kurulunda Suriye sınırındaki mayınların temizlenerek, bu arazilerin tarıma açılmasını öngören kanun tasarısı ile ilgili tartışma büyüyor.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Suriye Sınırında Mayınların Temizlenmesi ile ilgili tasarının, ‘’kendi içinde gerçek amacını gizleyen bir yasa’’ olduğunu öne sürdü. ‘’Yasa, kendi içinde gerçek amacını gizleyen bir yasa’’ diyen Okay, asıl amacın, tasarının 3. maddesindeki, ‘kullanım karşılığı temizleme ihalesi’ ibaresinde saklı olduğunu savundu. Okay, tasarının geçmesi halinde, sınırdaki söz konusu alanın yabancı şirketlere bırakılacağını ifade etti. Tasarının yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesine gideceklerini bildiren Okay, düzenlemeyi, ‘’iptale mahkum bir yasa’’ olarak niteledi. Okay, çok önemli bir tasarının görüşüldüğünü, ‘’1 Mart Tezkeresinde olduğu gibi dik bir duruş’’ sergileneceğini umduğunu kaydetti. Konuşmaların ardından soru ve eleştirileri cevaplayan Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, söz konusu bölgenin, 189 bin dekar Hazine, 12 bin 979 dekar şahıs mülkiyeti, 7 bin 96 dekar TİGEM ve 5 bin 646 dekar da Devlet Demiryolları arazisi olmak üzere toplam 216 bin dekar olduğunu bildirdi. Mayın temizleme işini bugüne kadar kimin yaptığının sorulması üzerine Gönül, insan gücüyle çalışan, elle temizleyen Silâhlı Kuvvetlerin Mayın Temizleme Bölüğünün yaptığını söyledi. Gönül, bölüğün, Akçakale Kapısı ve diğer yerlerde faaliyet gösterdiğini, petrol çıkarılan sınırdaki mayınlı bölgeleri temizlediğini anlattı. Mayınları ordunun temizleyip temizlemeyeceğine ilişkin soruda, ‘Temizleme görevinin, 4 Mart 1992’de Bakanlar Kurulu kararıyla Genelkurmaya verildiğini’ hatırlatan Gönül, bunun üzerine Genelkurmayın, ‘’Bu iş ihaleyle, hizmet alınarak yapılabilir mi?’’ diye Millî Savunma Bakanlığından görüş sorduğunu ifade etti. Millî Savunma Bakanı Gönül, 14 firmanın teklif verdiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: ‘’En alt teklif 530 trilyon, en üst 2,279 trilyon. Bu kadar büyük paraları, bizim bütçemizde bulmak mümkün değildi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa 24 Haziran 2008’de ‘bunu başka kurum yapsın’ diye yazı yazdı. Yazı bizden geçmedi, bize bilgi verildi. Çünkü Genelkurmaya bu görev Hükümet tarafından verilmişti.” Gönül, “Kanun geçerse, mayınların temizlenmesinden dolayı yeniden burada fiziki tedbir alınacak, dikenli tel, elektrikli koruma gibi... Bunun için 50 metresi alındığı düşünülürse, tamamı ihale edilip temizlenecek, kullanıma verilecek kısım 300 metrelik olacaktır. Temizlenen kısmın 8’te 1’i yeniden askeri kullanıma verilecektir, korunması bakımından’’ diye konuştu. MHP Manisa Milletvekili Mustafa Enöz de, mayınların temizleneceği bölgede petrol rezervlerinin bulunduğu belirtti. Mayınların temizlenmesi için açılması planlanan ihaleyi İsrailli şirketin alacağı yönünde kamuoyunda yaygın bir görüş bulunduğunu kaydeden Enöz, ‘’Bu hassas bir konu. Güvenlik açısında da sakınca yaratıyor. Yabancı şirketlerin bu işi yapması halinde bölgedeki vatandaşlarla ilgili sorunlar da yaşanabilir. Suriye ile aramızda tampon bölge gibi oluşturulacak alan, ileride sorunlara neden olabilir’’ diye konuştu.

22.05.2009

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı düştü

Trafİğe kaydı yapılan motorlu taşıt sayısı yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36.1 azalarak 231 bin 104’den 147 bin 620’ye geriledi.

Trafikte artan taşıt sayısı ise ayrı dönemde yüzde 39 azalışla 215 bin 26’dan 131 bin 103’e düştü. TÜİK Mart ayı Motorlu Kara Taşıtları İstatistiklerini açıkladı. Buna göre, Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36.1 azalarak 147 bin 620 oldu. Geçen yıl trafiğe 231 bin 104 taşıdın trafiğe kaydı yapılmıştı. Aynı dönemde trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 2.7 artarak 16 bin 78’den 16 bin 517’ye yükselirken, trafikte artan taşıt sayısı ise yüzde 39 azalarak 131 bin 103’e geriledi. Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 25 azalarak 59 bin 7’e geriledi. Aynı dönemde trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 17.9 azalarak 5 bin 27 olurken, trafikte artan taşıt sayısı da yüzde 25.6 azalarak 53 bin 980’ye düştü. Şubat ayına göre ise trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 101,2 artış gösterdi. Bu artış otomobilde yüzde 144,2 oldu.

22.05.2009

Irak petrol bakanından Türk şirketlerine çağrı

Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani, Irak’taki petrol alanlarının yeniden imarında önemli rol üstlenmeleri için Türk şirketlerine çağrıda bulundu.

Irak’ta çok sayıda ve çok büyük işler bulunduğuna dikkati çeken Şehristani, petrol yataklarını geliştirme konusunda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) seçildiğini kaydetti. Irak Petrol Bakanı Şehristani şöyle devam etti: ‘’Petrol yataklarını geliştirme dışında başka işler de var. Boru hatlarını döşeme, petrol saklama depoları, istasyonlar ve rafinerilerin yapımı gibi çok iş var. Irak’ta Türk şirketleri için iş alanı çok geniş. Bu röportajı fırsat bilip Türk şirketlerine, Irak’a gelmeleri ve Irak’ta iş yapmaları için çağrıda bulunuyoruz. Petrol üretim merkezi olan Basra’da ve diğer illerde çok iş yapabilirler. Türk şirketleri, iyi şirketler, deneyimliler ve daha önce Irak’ta çalıştılar. Türk şirketlerine Irak’a geri dönmeleri için tekrar çağrıda bulunuyoruz. Kerkük ve Basra’da önemli işler yapabilirler. Petrol alanının yeniden imarında iyi rol üstlenebilirler, özellikle Kerkük’te...’’

22.05.2009

IMF anlaşması çok yakın

UluslararasI finans kuruluşu Merrill Lynch, Türkiye ile IMF arasındaki anlaşmanın çok yakın olduğunu ileri sürdü.

Merrill Lynch tarafından hazırlanan raporda, IMF ile olası bir anlaşmanın son dönemdeki şüpheler sebebiyle piyasalar tarafından tam olarak fiyatlanmadığı belirtildi. Raporda, “Biz hükümetin anlaşmanın gerçekleşmemesi halinde ortaya çıkacak olan riskleri anladığını düşünüyoruz. Bize göre IMF anlaşması önümüzdeki haftalar içerisinde tamamlanacak.” Raporda Türkiye ekonomisindeki olumlu görünüme de dikkat çekilerek, “Türkiye ekonomisi V şeklinde toparlanmaya aday bir ekonomidir ve önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir kuvvetli büyüme performansı devam edecek” denildi. Türkiye’nin en büyük riskinin kredi kanallarına ulaşmak olduğu belirtilen raporda, global kredi piyasalarının açılması ve IMF paketi ile bu riskin de ortadan kalkacağı belirtildi.

22.05.2009

Emekli maaşları 1 ayda bağlanacak

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İzmir İl Başkanı Mustafa Keskin, emeklilik müracaatlarına en geç bir ayda cevap verileceğini söyledi.

Emeklilik işlemlerinin süresini bir aya düşürmek için çalışma başlattıklarını belirten Keskin, maaşın bir ayda bağlanması halinde aracılara gerek kalmayacağını ifade etti. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan SGK İl Başkanı Keskin, “Emekli maaşlarını bir ay içinde bağlama hedefimiz var. Bu göreve geldiğimde 92 günde bağlanıyordu, şu anda 63 güne indirmiş durumdayız. Ağustos 2009’dan itibaren de bir ayda halletmek istiyoruz. Bu hizmetlerin hızlanmasıyla vatandaşlar da aracılara boşuna para vermeyecek” dedi.

22.05.2009

Sanal tefeci uyarısı

Tüketİcİler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, internet ortamında bazı web sitelerinde ‘’Kredi kartı borcunuzu biz ödüyoruz’’ denilerek ‘’Sanal Tefecilik’’ yapıldığını iddia etti.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, kredi kartı borçları sebebiyle bazı insanların tefecilerden ya da kuyumculardan borç aldıklarını belirterek, bazı web sitelerinde de sanal tefecilik yapıldığını ileri sürdü. Kaya şunları kaydetti: ‘’Bu ülkede bugün bin 700 tane site yasaklı. Video paylaşım sitesi, düşünce sitesi... Ancak, bu ülkede hayat söndüren siteler çalışıyor. (Kart borcunuz mu var gelin biz kapatalım, sizden hiçbir şey istemiyoruz. Kredi kartı borcunuzu biz ödüyoruz) diyen siteler bu parayı satarken nereden izin aldılar? Para alıp, satmak bankacılık faaliyetidir. Bunlar sanal tefecidir. Her türlü siteyi kapatmak için bahane kollayan, yargı süreci, tüketiciyi korumaya çalışan bu kadar teşkilât, BDDK, Hazine Müsteşarlığı bu siteleri hiç mi görmüyorlar? İnsanlara günde 7, 8 mail geliyor. (Kart borcunuzu biz kapatalım siz rahatınıza bakın) diyen bu kadar site faaliyeti var, hiç mi birinin gözüne çarpmıyor bunlar?’’ Kaya, yaptığı yazılı açıklamada, tüketici haklarının toplumda yaygınlaşması adına tüketicilerin bilinçlendirilmesini hedefleyen ‘’Tüketici Okulu’’ projesini bu ay içinde hayata geçireceklerini belirtti. Kaya, şunları kaydetti: ‘’Bu yılın Mayıs, Haziran, Ekim, Kasım, Aralık aylarının son Cumartesi günü gerçekleştirilecek çalışma ile tüketicilere, hakları, hak arama yolları, bilinçli tüketim ve benzeri ana başlıklar altında bir günlük eğitim semineri verilecek ve katılımcılara eğitim sonunda sertifikaları takdim edilecektir.

22.05.2009

Trafikte uzlaşmayı seçtik

1 NİSAN 2008’de başlatılan maddî hasarlı trafik kazalarında polis beklenmeksizin, kaza tesbit tutanağının karşılıklı anlaşılarak tutulması uygulamasında bir yılda yüzde 75 oranında başarı sağlandığı bildirildi.

Uygulama kapsamında bir yılda 646 bin 438 adet kaza tesbit tutanağı düzenlenirken, kaza tutanaklarında en çok yüzde 23.64 ile park halindeki araçlarda gösterilen hasarlar dikkati çekti. Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) Müdürü Mehmet Üst, emniyet ve jandarma verilerine göre, geçen yılın Nisan ayından bu yılın Nisan ayına kadar geçen bir yıllık dönemde 866 bin 708 adet maddî hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini söyledi. Üst, bu kazalardan 220 bin 270’ine güvenlik güçlerinin baktığını, vatandaşın anlaşarak tutanak tutuğu kazanın ise 646 bin 438 olduğunu, 19 bin 335 tutanağın ise iptal edildiğini belirtti. Kaza tutanaklarının 606 bin 726’sına denk düşen yüzde 93,86 oranındakinin sigorta şirketleri tarafından sonuçlandırıldığını belirten Üst, anlaşmazlık sonrasında bunlardan 37 bin 694’inin komisyonca karara bağlandığını kaydetti. Üst, 2 bin 38 tutağın ise halen değerlendirme aşamasında olduğunu ifade ederek, ‘’Günlük ortalama bin 790 adet kaza tesbit tutanağı TRAMER kayıtlarına giriyor. Bunun her birini 1 gün 7 saatte sonuçlandırıyoruz. Bu da büyük bir başarı’ dedi.

EN ÇOK İSTANBUL’DA TUTULUYOR

Üst, kaza tesbit tutanaklarının yüzde 40 ile en çok İstanbul’da tutulduğunu, bu şehri yüzde 11 ile Ankara, yüzde 8 ile Bursa ve yüzde 3 ile Antalya’nın izlediğini kaydetti. Kaza tutanaklarında en çok dikkati yüzde 23.64 ile park halindeki araçlarda gösterilen hasarlar ile yüzde 7,4 ile geri giderek çarpmaların çektiğini anlatan Üst, tutanakların yüzde 16’sının arkadan çarpmalar ile yüzde 15’inin kavşaklardaki çarpışmalar için düzenlendiğini bildirdi.

Üst, bir yıllık dönem içerisinde 3’ten fazla kaza tutanağı tutulan araçların sigorta şirketleri tarafından mercek altına alındığını da hatırlattı. Kaza tesbit tutanağının karşılıklı anlaşılarak tutulması uygulamasının başarıyla gerçekleştirildiğini bildiren Üst, şöyle konuştu: ‘’Geçen bir yıllık dönemde kazalarda vatandaşların tutanakların yüzde 75’ini anlaşarak tutması büyük bir başarı. Bu süreçteki maddî hasarlı kazaların sadece yüzde 25’inde güvenlik güçleri devreye girdi. Vatandaş ve sigorta sektörleri güvenlik güçlerinin üzerindeki yükün büyük bir bölümünü almış durumda.’’

22.05.2009

Şanlıurfa’da toz bulutu

ŞANLIURFA ve bazı ilçelerinde toz bulutu etkili oluyor.

Alınan bilgiye göre, gece kısa süreli yağışın ardından Suriye üzerinden esen rüzgârın etkisiyle Şanlıurfa ile Ceylanpınar, Akçakale, Siverek, Viranşehir ve Suruç ilçelerinde toz bulutu oluştu. Nefes almayı güçleştiren toz bulutu ve sıcak hava, ulaşımda görüş mesafesinin düşmesine de sebep oldu. Toz bulutunun gece saatlerinde etkisini kaybetmesi bekleniyor. THY’nin 07.25’te yapılması planlanan İstanbul-Şanlıurfa seferi, toz bulutunun yol açtığı olumsuz hava şartları yüzünden ertelendi. Gün içinde görüş mesafesinin artmasıyla uçak seferinin yapılabileceği belirtildi.

22.05.2009

Yağmur yağdı, böyle oldu

KÜTAHYA ve Kayseri’de sağanak yağış sebebiyle çok sayıda ev ve iş yerini su bastı.

Kütahya’da aniden başlayan ve şiddetli yağış dolayısıyla, kanalizasyon hatlarındaki suların rögar kapaklarından taşması sonucu Fatih, Evliya Çelebi, Gaybi Efendi, Ziraat mahallelerinde iş yerleri ve evlerde su baskını yaşandı. Ev ve iş yerleri su altında kalan vatandaşlar, rögar kapaklarını açıp caddelerdeki orta refüjlerin beton kısımlarını kırarak, yağmur sularını tahliye etmeye çalıştı. Süpürge, kürek, tırmık vasıtasıyla, suları boşaltmaya çalışan bazı vatandaşlar, durumu bildirdikleri halde itfaiye ekiplerinin müdahalede bulunmadığını öne sürdü. Bu arada, şiddetli yağış sebebiyle bazı ekili alanların da su altında kaldığı ve trafikte aksama yaşandığı bildirildi. Kayseri’de etkili olan sağanak yağış sebebiyle gece metre kareye 4 kilogram yağmur düştü. Sağanak yağış sebebiyle Kocasinan ilçesi Gaziosman Mahallesi’nde, Melikgazi ilçesinde ise Esenyurt ve Eskişehir Bağları mahallelerinde toplam 15 evin zemin katını su bastı. Öte yandan Kayseri’de bazı bölgelerde yağmurla birlikte dolu yağışı da etkili oldu. Bazı ağaçların dalları ve parklardaki çiçekler dolu yağışından zarar gördü.

22.05.2009

ÖSS belgeleri postada

ÖĞRENCİ Seçme Sınavı (ÖSS) ile Yabancı Dil Sınavı’na (YDS) katılacak adaylara sınava giriş ve kimlik belgeleri postalanmaya başlandı.

Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS) adıyla 2010 yılında uygulanmaya başlanacak iki aşamalı sisteme geçmeden önce gerçekleştirilecek son ÖSS 14 Haziran 2009, YDS de 21 Haziran 2009 pazar günü yapılacak. 2009-ÖSS’ye 1 milyon 349 bin 782 aday girecek. Bu adaylardan 32 bin 45’i YDS’ye katılacak. Sınava girerken yanlarında bulundurmaları gereken sınava giriş ve kimlik belgeleri adayların adreslerine postalanıyor. Özel kâğıda basılmış bu belgede adayların sınava girecekleri merkez, bina ve salon bilgileri ile fotoğrafları yer alıyor. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, sınava giriş ve kimlik belgelerinin yarısına yakınının adayların adreslerine postalandığını, postalama işlemlerinin birkaç gün içinde tamamlanacağını bildirdi. Yarımağan, ‘’Adaylar postadaki gecikmelerden dolayı telâşlanmasınlar, bazen gecikebilir. Biz sadece sınavın olduğu hafta yeni belge çıkarma işlemini yapıyoruz. Ondan önce bu tip talepleri karşılamıyoruz’’ dedi.

22.05.2009

KILAVUZDAKİ UYARI

KILAVUZDAKİ UYARI ÖTE yandan, ÖSS kılavuzunda da adaylar, sınava gelirken bu belgeyi mutlaka yanlarında bulundurmaları ve yıpranmaması için özen göstermeleri konusunda uyarılıyor.

2009-ÖSS’ye giriş ve kimlik belgesi olmayan veya bu belgenin fotokopisi veya faks metni ile gelen adaylar kesinlikle sınava alınmayacak. Bir aday, ÖSS sınava giriş ve kimlik belgesinin aslı olmadığı halde sınav merkezi yöneticilerinin, bina ve salon sorumlularının veya ÖSYM temsilcilerinin kararıyla herhangi bir salonda sınava alınmış bile olsa, adayın sınavı geçersiz sayılacak. Adayların, sınava girerken bu belgenin yanı sıra kimliği açıkça gösteren fotoğraflı ve onaylı özel bir kimlik belgesini (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport vb.) de yanlarında bulundurmaları gerekiyor. Söz konusu iki belgeyi yanında bulundurmayan bir aday, ileri süreceği neden ne olursa olsun sınava alınmayacak. ÖSS ve YDS sınava giriş ve kimlik belgesi ellerine geçmeyen veya belgesini kaybedenler, sınav merkezi yöneticiliklerinden, sınavın gerçekleştirileceği hafta 3 TL ödeyerek yenisini çıkarabilecek.

22.05.2009

Açıkta satılan gıdalara dikkat

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Ural, yaptığı açıklamada, vatandaşların özellikle yaz aylarında yiyecek maddelerinde seçici olması gerektiğini ifade ederek, ‘’Gıda maddeleri de sıcaklıktan dolayı çabuk ısındığı için bu mikroplar hızlı şekilde üreyip yayılabiliyor’’ dedi.

Prof. Dr. Ural, söz konusu mikropların bulunduğu yiyeceklerin tüketilmesi halinde de bazı rahatsızlıkların baş gösterebildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Marul, maydanoz, ıspanak gibi yeşillikler, iyi yıkanmadığı takdirde amip, basilli dizanteri gelişebiliyor. Tatlı, et, tavuk gibi gıdalarda aynı risk söz konusu. Açıkta satılan gıdalarda sıcaklık sebebiyle mikroplar çabuk üreyerek gıda zehirlenmesi gibi rahatsızlıklara sebep oluyor. Bu da karın ağrısı, ishal, bulantı ve kusma gibi şikâyetlerle ortaya çıkıyor. Tatlı gıdalardan hastalıklarda belirtiler 6 saatte, et ve tavuk gibi ürünlerde 24-48 saat arasında ortaya çıkıyor. Yeşil gıdalardan bulaşan rahatsızlıkların belirtileri de genelde 1-3 gün içinde ortaya çıkıyor.’’

Çocuk ve yaşlıların, su kaybına tahammülü olmadığı için bu rahatsızlıklardan daha fazla etkilendiğini anlatan Ural, çocuk ve yaşlıların çoğu zaman hastaneye kaldırıldığını, hastalığın iyileşme süresinin 3 günü bulabildiğini bildirdi.

Sıcak havalarda mikroplardan korunabilmek için hijyene önem verilmesi gerektiğini dile getiren Ural, ‘’Açıkta satılan gıdalar ve sıcakta uzun süre bekleyen ürünler alınmamalı. Sebze ve meyveler temiz su ile yıkanmalı, el temizliğine önem verilmeli. Et ve tavukta soğuk zincirde üretilen ürünler tercih edilmeli. Et ürünleri iyi pişirilmeli, açıkta satılanlara itibar edilmemeli’’ diye konuştu.

Ural, yaz aylarında sıvı kaybı fazla olacağı için bol miktarda su ve sıvı gıdaların tüketilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

22.05.2009

Ayı, köy kahvesine girdi!

Çayelı’nin Çukurluhoca Köyü’nde gece kimsenin olmadığı zamanı bekleyen ayı köy kahvesine girerek kahvedeki şekerleri yedi ve meşrubatları içti.

Senoz’un şirin yerlerinden Çukurluhoca Köyü merkezinde bulunan ‘köy kahvesi’ne ayı girdiği anlaşıldı. Çukurluhoca Köyünden vatandaşların anlattıklarına göre, sabah saatlerinde kahveyi açmaya gidenler ortalığın karıştığını görünce önce hırsızlık zannettiler. Daha sonra iyice bakınca, bir ‘ayı’nın kahveye girdiği, kahvedeki şekerleri yediği ve meşrubat şişelerini kırdığı görüldü. İlk defa böyle bir hadise ile karşılaşan köylüler, hayretlerini dile getirdiler.

22.05.2009

Mars bir zamanlar nemliydi

Mars gezegeninin, “gençlik çağında” soğuk ve nemli olmuş olabileceği öne sürüldü.

İngiliz bilim dergisi Nature’de yayımlanan makaleye göre, NASA uzmanlarından Alberto Fairen ve ekibi, o dönemde Mars yüzeyindeki sularda çözünen minerallerin dondurucu soğuğa rağmen suların donmasını önlediği tezini işledi. Mars yüzeyindeki görüntüler, eskiden sular aktığını düşündürüyor. Bazı bilim adamları, Mars’ta sıvı halde su bulunmasını, sera etkisine sebep olan gazlarla izah ediyordu. Onlara göre, sıcaklık sera etkisiyle sıfırın üstüne çıkmış olmalıydı. Fairen ve arkadaşları ise Mars’ın bir zamanlar “sıcak ve nemli” olduğu fikrine itiraz ederek, “soğuk, ama nemli Merih” tezini öne sürdü. Bilgisayar simülasyonu çalışmaları yapan Fairen’e göre, eriyik haldeki silisyum, demir, magnezyum, kalsiyum, sodyum, alüminyum, potasyum gibi mineraller, suyun sıfırın altında donmasına mani oluyordu ve Mars bu sebeple “soğuk, ama nemli bir yerdi.”

22.05.2009

D vitamini beyne iyi geliyor

D vitamininin özellikle 60 yaşın üzerindeki erkeklerde beynin işlevini iyileştirdiği bildirildi.

İngiltere’deki Manchester Üniversitesinden bilim adamları Avrupalı meslektaşlarıyla 40-79 yaşındaki 3 binden fazla erkeğin beyin işlevi ve D vitamini arasındaki bağlantıyı araştırdı. Araştırmacılar, vücudunda yüksek oranda D vitamini bulunan erkeklerin dikkat ve cevap becerilerine dayanan basit nöropsikoloji testinde daha başarılı olduklarını gördü. Ancak araştırmacılar yüksek oranda D vitamini ve beynin iyi çalışması arasındaki bağın 60 yaşın üzerindekilerde daha belirgin olduğu sonucuna vardı. Hollandalı bilim adamlarının geçen yıl yaptığı araştırma da, D vitamini eksikliğinin yaşlılarda depresyon riskini veya başka psikolojik sorunları arttırabileceğini göstermişti.

22.05.2009

Ankara’da beyin araştırması merkezi kuruldu

Ankara Üniversitesinde Beyin Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (AÜBAUM) kuruldu. Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı kurulan merkezin çalışma usul ve esaslarına ilişkin yönetmelik, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğe göre AÜBAUM, üniversitenin beyin araştırmalarıyla ilgili bölüm ve anabilim dallarının işbirliği içinde, multidisipliner çalışmalar yapmasını kolaylaştıracak fiziksel ve bilimsel ortam oluşturmayı, geniş kapsamlı ulusal ve uluslar arası projeler gerçekleştirmeyi, bütçelendirilmiş projelerin yürütülmesi için teknik destek sağlamayı amaçlıyor. İlgili bilim alanlarında başarılı bilim insanı ve akademisyen yetiştirilmesine destek olmayı planlayan merkez, bilimsel çevrelerde ve kamuoyunda beyin araştırmalarına yönelik ilgi ve bilgi birikimini arttırmayı hedefliyor. Merkez, beyin gelişimi, yapısı, işlevleri ve hastalıklarıyla ilgili bütün temel klinik alanlarda bilimsel araştırmalar yapmak amacıyla araştırma klinikleri, laboratuvarlar, hizmet merkezleri kuracak ve işletecek.

22.05.2009

Dünyanın ikinci büyük tuz gölü kuruyor

İRAN’IN Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletlerinde yer alan Urmiye gölünün kuruma tehdidiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Çevre uzmanları, tabiî güzellikleriyle dünyanın sayılı gölleri arasında yer alan Urmiye gölünün hızla bu özelliklerini kaybetmekte olduğu uyarısında bulundu.

Dünyanın en büyük 20. ve tuz rezervi bakımından da 2. büyük gölü olan Urmiye’nin, buharlaşma sebebiyle yılda yaklaşık 1 metre kadar çekildiği belirtildi. Göl için yedi yıl önce alarm verildiği, ancak suların bu süre içinde 6 metre kadar çekilmesinin engellenemediği kaydedildi. Göldeki suyun bu hızla çekilmeye devam etmesi halinde bölge halkı, çevre ve göldeki canlılar için büyük bir krizin baş göstereceği belirtiliyor. Bölgedeki sanayi kuruluşlarının atık maddelerinin yer altı sularına karışması ve göle ulaşmasının da ciddi bir tehdit olduğu bildirildi. Yüzölçümü 5,200 kilometre kare olan Urmiye’nin en derin noktasının şimdilik 16 metre olduğu kaydedildi.

22.05.2009

ÇATIYA BOYDAN BOYA GÜNEŞ PİLİ

ÇatIya monte edilen güneş pilleri, yıllık 1,14 milyon kilovat saat elektrik üretimi kapasitesine sahip.

Böylece yıllık 660 ton karbondioksit tabiata salınmamış olacak. Stadyumun resmî açılışı önümüzdeki günlerde yapılacak. Uzmanlar çevreye hiçbir zarar vermeyen stadyumun, gelecekte tamamen güneş enerjisiyle çalışacak pek çok yapıya ilham kaynağı olacağını belirtiyor. Kaoshiung’da 11 gün sürecek oyunlar boyunca 99 ülkeden 4 bin 500 sporcu 35 dalda madalya için ter dökecek.

22.05.2009

Güneş enerjisiyle aydınlatılan ilk stadyum

Tayvan’In Kaohsiung şehri, 16 - 26 Temmuz tarihleri arasındaki Dünya Spor Oyunları’na ev sahipliği yapacak.

Faaliyet için inşa edilen yapı ise, tamamen güneş enerjisiyle çalışan ilk stadyum olma özelliği taşıyor. Kaohsiung’daki 50 bin kişi kapasiteli stadyumun çatısı güneş pilleri ile kaplandı. Mimarî olarak göz alıcı olan bu arenada kullanılan güneş pilleri, Tayvan firması Lucky Power Technology tarafından üretildi. Japon mimar Toyo Ito’nun dizayn ettiği stadyumun çatısında 8 bin 844 güneş pili kullanıldı. Bu paneller çatıda toplam 14 bin 155 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Panellerin gündüz ürettiği enerji, gece saha içerisinde 3 bin 300 metrekarelik bir alanı aydınlatacak. Stadyumda müsabaka olmadığı zamanlarda güneş pilleri ile üretilen elektrik enerjisi şehrin bağlaşımlı şebekesine verilecek. Bu sayede yapı, çevresindeki yerleşim birimleri için enerji üreten bir santral görevi üstlenecek.

22.05.2009

Mickey Mouse öldü

Ünlü çizgi film karakteri Mickey Mouse’u seslendiren Amerikalı aktör Wayne Allwine 62 yaşında öldü.

Allwine, Mickey Mouse’u 32 yıl boyunca seslendirmişti. Walt Disney yaptığı açıklamada, Allwine’in, şeker hastalığından kaynaklanan sorunlar sebebiyle öldüğünü bildirdi. Allwine öldüğü sırada, Minnie Mouse’u seslendiren eşi de yanında bulunuyordu. Walt Disney’de posta bölümünde çalışmaya başlayan Allwine, 1977’de Mickey Mouse’u seslendirmeye başlamıştı. Allwine, ünlü çizgi film karakterini seslendiren üçüncü kişiydi. Kendisinden önce Walt Disney ve Jimmy MacDonald bu karakteri seslendirmişti. Allwine, Amerikan NBC televizyonunda yayınlanan “Amazing Stories” de yaptığı ses montajı ile de Emmy ödülünün sahibi olmuştu.

22.05.2009

Jack Bauer Müslüman mı oldu?

Ünlü Amerikan yapımı 24 dizisinin bu sezonunun son bölümünde Jack Bauer’in (Kiefer Sutherland) ölüm döşeğinde iken bir imamı çağırması kafaları karıştırdı.

24 dizinin Amerika’da önceki gün yayınlanan 7. sezonun son bölümünde bir imama da rol verildi. Müslüman ‘teröristler” ile sık sık mücadeleye girilen hatta bir bölümünde Türkleri de terörist olarak gösteren dizi bu sefer şaşırttı. Amerika’yı birçok saldırıdan koruyan ekibin başı Jack Bauer, son bölümde biyolojik silâha maruz kalarak hastanelik oluyor. Tedaviyi reddeden Jack, ölüm döşeğinde daha önceden tanıdığı bir imamı çağırıyor. Jack, hastane odasında imamı görünce “Geldiğin için teşekkür ederim.” diyor. İmam ise çağrılmasının kendisi için sürpriz olduğunu dile getiriyor. İkili arasındaki diyalog şöyle devam ediyor:

Jack: Ölüyorum.

İmam: Biliyorum

Jack: Çok hata yaptım. Düzeltmek için keşke zamanım olsaydı.

İmam: Zamanın var. Şu an.

Jack: Ne yaptığımı bilmiyorsun.

İmam: Karmaşık bir zaman içinde yaşıyoruz. Hiçbir şey siyah ve beyaz değildir. Sana baktığım zaman iyi bir adam görüyorum. Bu konuşmanın ardından Jack’in elini tutan imam Allah’a “Yaptığımız bütün hatalar için bizi bağışla.” diye duâ ediyor. Duânın ardından Jack’in rahatladığı gözleniyor. İmama teşekkür eden Jack, “Zamanı geldi.” diyerek sözlerini noktalıyor. İstanbul / cihan

22.05.2009