Kültür-Sanat |
DÜNYEVîLEŞMEYE ÇARE: RİSÂLE-İ NUR |
Risâle-i Nur Enstitüsü Sultanbeyli temsilciliğinin organize etmiş olduğu “Dünyevîleşme ve manevî bozulmaya karşı Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’dan çareler” adlı konferans Atlas Düğün Salonu’nda yapıldı. Sunuculuğunu Ali Yılmazcan’ın yaptığı program, Mustafa Tiryaki’nin Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başladı. Daha sonra Asya prodüksiyonun hazırladığı “Bize ne oldu?” adlı sinevizyon gösterimi ile devam etti. Sonrasında konuşmasını yapmak üzere Araştırmacı-Yazar İslâm Yaşar kürsüye geldi. Konuşmasına “Domuz gribinden depremlere kadar başımıza gelen sıkıntıların nelerden kaynaklandığını düşündük mü?”sorusuyla başlayan Yaşar, bu zamanın hastalıklarından birinin de alma hastalığı olduğunu dile getirdi. Yaşar şöyle konuştu: “Maddî meselelerle ilgili şeylerde hep almayı biliriz ama vermeyiz. Oysa felâket ve helâket asrının adamı olan Bediüzzaman daha küçük yaşlarda almaya karşı çıkarak örnek hayatıyla bizi vermeye ve üretmeye teşvik etmiştir. Bahtiyar insan yalnız Bir’den alır ve aldığını da başkalarına ikram eder. Çünkü dünyevî şeyler bir üzüm tanesi yedirir, bin tokat vurur.” Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Bediüzzaman’ın iktisat anlayışına dikkat çeken İslâm Yaşar, dünyevîleşme hastalığının devasının iktisatta olduğu vurgusunu yaptı ve Peygamberî bir düstur olan “Veren el, alan elden üstündür” prensibinden hareket ederek sosyal hayatta manevî yozlaşmanın önüne geçilebileceğini ifade etti. Programın bir diğer dâvetlisi olan eğitimci-yazar Seyfettin Bulut ise; konuşmasına “Allah mü’minlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır” âyetiyle başladı. Bulut şöyle konuştu: “Biz sadece dünya için yaşarsak hayvandan aşağıya düşeriz. Dünyada mutlu olmak istiyorsak bir kanadı dünya diğer kanadı ahiret olacak şekilde iki kanatlı olmamız gerekir. Ancak bu şekilde cennete gideriz. İnsanın en son hedefini tesbit etmesi en büyük gayesidir. Günümüzde insanlar tek kanatlı yani sadece dünyaya yönelmişler ve bu yüzden mutlu olamıyorlar. Bu dünyada diğer dünya boşluğunu dolduramadığı için hep aç kalacaklardır.” Buna da Hz. Süleyman ve Karun’un bakış açısını örnek veren Seyfettin Bulut, dünyaya Süleymanca bakış açısıyla bakmanın gerçek mutluluğu vereceğini ifade etti. Ali Yılmazcan’ın şiir dinletisiyle renklenen program, yazarların kitaplarını imzalaması ile sona erdi. Programın sonunda bir müddet kalabalık katılımcı grubuyla sohbet eden yazarlar bu güzel faaliyetlerin Sultanbeyli’de aynı şekilde devam etmesi temennisiyle veda ettiler. |
Hasan Kücek 21.05.2009 |