Haberler |
Bu gençleri kim kurtaracak? |
Başbakan Erdoğan, uyuşturucu madde kullanımındaki artıştan çok rahatsız olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bundan gençliğimizi kurtarmamız lâzım. Eğer biz uyuşturucu müptelâsı bir gençlik noktasında sorumluluğumuzu idrak edemezsek, buna karşı tedbirlerimizi alamazsak, gençliğimizin geleceğini yok etmiş oluruz” dedi. Gençliği kim kurtaracak?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uyuşturucu madde kullanımındaki artıştan çok rahatsız olduğunu belirterek, ‘’Uyuşturucu... Kuru, sulu. Bu noktada yapılan anketlerde gençlik arasında ciddi bir yaygınlaşma var. Gençlerimizi uyuşturucu müptelası olmaktan kurtarmamız lazım” dedi. Başbakan Erdoğan, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı sebebiyle 81 ilden ve KKTC’den gelen gençleri kabulünde yaptığı konuşmada, gençlerin bayramını kutladı. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada uyuşturucu madde tehlikesine de dikkati çekerek gençleri bu konuda uyardı. Uyuşturucu madde kullanımındaki artıştan çok rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Uyuşturucu... Kuru, sulu. Bu noktada yapılan anketlerde gençlik arasında ciddi bir yaygınlaşma var. Bundan gençliğimizi kurtarmamız lazım. Eğer biz uyuşturucu müptelası bir gençlik noktasında sorumluluğumuzu idrak edemezsek, buna karşı tedbirlerimizi alamazsak, gençliğimizin geleceğini yok etmiş oluruz. Ondan sonra inanıyorum ki gelecekte o uyuşturucu müptelası olan gençlerin uğradığı hastalıklar, şunlar, bunlar bize dönecektir. ‘Büyüklerimiz bizim bugünlerimizi gözetmedi’ diyeceklerdir. Onun için hep beraber el ele vermemiz, dayanışma içinde olmamız lazım. Gençlerimizi uyuşturucu müptelası olmaktan kurtarmamız lazım. İster sulu olsun, ister kuru olsun buna karşı mücadeleyi hep beraber vermemiz lazım. Bu nesillerimizi kurutuyor. Bakıyorsunuz orta öğretimde şu anda tinerciler türedi. Biz bunlara karşı gerekli mücadeleyi vermek zorundayız. Vermezsek elimizdeki nesli kaybederiz.’’
‘’KRİZ 2 AY İÇİNDE YAVAŞ YAVAŞ AZALMAYA BAŞLAYABİLİR’’ Konuşmasında gençlerin istihdam edilmesine de değinen Başbakan Erdoğan, dünyanın en gelişmiş ülkeleri içinde bile işsizlik oranının yüzde sıfır olduğu bir ülke bulunmadığını ifade etti. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olan ABD’de bile işsizlik oranının yüzde 9’un üzerinde olduğunu kaydeden Erdoğan, ‘’Türkiye’de de biz göreve geldiğimizde işsizlik oranı yüzde 10,7 idi. Şu anda da 16,1. ‘’Uluslararası sıkıntı, uluslararası kriz tabii ki bizi de az da olsa etkilemiş durumda. Fakat ben iki ay içinde bunun yavaş yavaş azalmaya başlayacağına inanıyorum. Buna yönelik olarak da en önemli şu anda elimdeki teminatım mevsimsel gelişmeler olacaktır’’ dedi. Geçmişten bugüne ihmal edilmiş, atılmayan adımların faturalarını da ödediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ara eleman ihtiyacının önemine dikkati çekti.
GENÇ NÜFUS ÖNEMLİ Gençlerden, büyük hayaller kurmalarını ve büyük düşünmelerini isteyen Erdoğan, ‘’genç nüfusu Türkiye’nin en büyük hazinesi olarak gördüğünü’’ dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Dünyada yaşlı nüfusların gelişmiş ülkelerde olduğu bir dönemde Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Bugün bir çok gelişmiş ülkede biliyorsunuz nüfus hızla yaşlanıyor. Bu ülkeler nüfus artış hızının negatife dönmesinden, genç nüfusun azalmasından dolayı gelecek kaygısı taşıyorlar.” |
21.05.2009 |
Madem öyle, niye bıraktınız? |
İstanbul genelinde meydana gelen 11 cami yangını olayı ile 11 hırsızlık olayını yaptığı tesbit edilen S. K.’nın, 24 Aralık 2008 günü tutuklanarak cezaevine konulmasının ardından 8 Nisan 2009’da tahliye edildiği ortaya çıktı. Cami kundakçısının suç dosyası kabarık
İstanbul’da dün 7 cami ve 1 kuran kursunda çıkan yangınlarla ilgili gözaltına alınan kişinin, cami imamlarınca teşhis edildiği, şüphelinin daha önce 11 camiden hırsızlık ve yakılması olayları sebebiyle tutuklandığı bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Pendik, Tuzla ilçelerinde polis ve jandarma bölgelerinde 7 cami ve 1 kuran kursunun yakılması olayı ile ilgili araştırma yapıldığı belirtildi. Yapılan araştırmalarda, cami yakma olaylarını gerçekleştiren kişinin, daha önce İstanbul genelinde meydana gelen 11 cami yangını olayı ile 11 hırsızlık olayını yaptığı tespit edilen ve 24 Aralık 2008 günü tutuklanarak ceza evine konulmasının ardından 8 Nisan 2009’da tahliye edilen S. K.’nın olduğunun belirlendiği kaydedildi. S. K’nın önceki gün Pendik’te gözaltına alındığı ifade edilen açıklamada, bu kişiyle birlikte, 1 adet bere, 1 adet eldiven, 1 adet demir keski ve 1 adet çakmağın ele geçirildiği ifade edildi. Şüphelinin, dün yangın çıkan bazı cami imamlarınca da teşhis edildiği bildirildi. S. K’nın önceki gün gerçekleştirdiği kundaklama eylemlerinin, ‘’Tuzla’da jandarma bölgesindeki Aydınlı Köyünde Yıldız Camisi, Jandarma bölgesindeki Orhanlı Köyü Orta Mahallesi Merkez Camisi, Yayla Kuran Kursu, Evliya Çelebi Camisi, Yeni Cami, Pendik’te jandarma bölgesinde bulunan Şeyhli Mahallesi Fatih Camisi ile Çamçeşme’deki Gül ve Erenler camilerinin yakılması’’ olarak açıklandı. S. K’nın İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğündeki işlemlerinin devam ettiği belirtildi. |
21.05.2009 |
Gönül: Heron’da iptal yok |
MİllÎ Savunma Bakanı Gönül, insansız hava aracı “Heron”ihalesini Türkiye’nin iptal ettiği haberlerinin üzerine, “iptal yok, inceleme var” dedi. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partili milletvekilleriyle toplandı. Erdoğan’ın, AKP Genel Merkezi’nde milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantıdan ayrılırken basın mensuplarının sorularını cevaplayan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, insansız hava aracı “Heron”ların ihalesinin Türkiye tarafından iptal edildiği yönündeki haberlerin sorulması üzerine, “Heron konusunda iptal yok, inceleme var” dedi. |
21.05.2009 |
Atalay: Dileğimiz normal süreçte çözümlenmesi |
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, bazı DTP milletvekillerinin ifade vermeleri konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili olarak, “Dileğimiz, normal süreçte çözümlenmesidir” dedi. Atalay, İçişleri Komisyonu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Atalay, bazı DTP milletvekillerinin, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine ifade vermeleriyle ilgili TBMM Başkanı Köksal Toptan ile konuyu görüştüklerini belirterek, “Dileğimiz, normal süreçte çözümlenmesidir” diye konuştu. |
21.05.2009 |
Kredi Garanti Fonu tasarısı TBMM’de |
Kredİ Garanti Fonu kurulmasını öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısına göre, finansman imkanlarını geliştirmek ve kredi sisteminin etkin işlemesine katkı sağlamak amacıyla firmalara kredi garantisi veren kredi garanti kurumlarına 1 milyar liraya kadar nakit kaynak aktarmaya ve/veya özel tertip Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ihraç etmeye; ihraç edilecek özel tertip DİBS için Müsteşarlık bütçesine tertip açmaya ve bu tertibe 1 milyar liraya kadar ödenek aktarmaya Maliye Bakanı yetkili olacak. |
21.05.2009 |
Güvenlik Müşteşarlığı tasarısı komisyondan geçti |
TBMM İçişleri Komisyonu, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin kanun tasarısını kabul etti. Terörle mücadelede kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasını düzenleyen tasarıya göre, Müsteşarlığın, güvenlikle ilgili operasyonel bir görevi olmayacak. Müsteşarlık bünyesinde istihbarat değerlendirme merkezi oluşturulacak. Gizlilik içeren işler için bütçesine, örtülü ödenek konulacak. |
21.05.2009 |
Cindoruk'tan çağrı |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ‘’Artık bizim siyasî evimiz merkez hareketinin merkezi olmak için açılmaktadır. Bizim düşüncemizi paylaşan bütün insanları, herkesi çağırıyorum’’ dedi. Cindoruk, genel başkan seçildiği kongrenin ardından ilk kez geldiği DP Genel Merkezinin girişinde, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bu genel merkezin, siyasî hayatta çok önemli bir yerinin olduğunu ifade eden Cindoruk, ‘’Burası demokrasi, siyasî evimiz’’ diye konuştu. Cindoruk, bu binada 2,5 sene genel başkanlık görevi yürüttüğünü hatırlatarak, şunları kaydetti: ‘’Demokrasi evimize dönerken, coşku ve saygı duyduğum bir kişiye teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. O da bildiğiniz gibi önemli görevler yapmış olan, bu davanın liderliğini yapmış olan Sayın Demirel’dir. Sayın Demirel’i sevgiyle, saygıyla bu eve davet ediyorum. Dilediği zaman gelebilir. Bu demokrasi evini birlikte bayram havası eşliğinde yaşarız. Bizim geçmişte birlikte olduğumuz arkadaşlarımız var. Onlara da çağrım var. Artık bizim siyasi evimiz açılmıştır. Daha evvel de açıktı ama yeni bir düşünceyle açılmaktadır. Merkez hareketinin merkezi olmak için açılmaktadır. Herkesi çağırıyorum. Bizim düşüncemizi paylaşan bütün insanları, herkesi çağırıyorum.’’ |
21.05.2009 |
Kavaf’tan ‘’habersiz” ziyaret |
KadIn ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Ankara’daki çeşitli sosyal hizmet kurumlarını habersiz ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Kavaf, ilk olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki Saray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne giderek, özürlülerin hizmet aldığı mutfak, yatakhane, revir gibi üniteleri denetledi. Kurumdaki özürlülerle de yakından ilgilenen Bakan Kavaf, yetkililerden merkezle ilgili bilgi aldı. Sosyal hizmetlerin yeni hizmet modellerinden biri olan Saray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi kampüsündeki engelsiz hayat merkezlerinde de incelemelerde bulunan Kavaf, özürlü çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Bakan Kavaf, daha sonra Öğretmen Necla Kızılbağ Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Selma Aliye Kavaf’ın önümüzdeki günlerde de sosyal hizmet kurumlarını haber vermeden inceleyeceği öğrenildi. |
21.05.2009 |
32 polise soruşturma |
Çorlu’da, süper amatör lig maçında çıkan olaylarda, polisin orantısız güç kullanmasıyla ilgili 32 polis hakkında soruşturma başlatıldı. Tekirdağ Valisi Aydın Nezih Doğan, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, olaylı maçta orantısız güç kullanan ve bir spor muhabirinin dövülmesi olayına karışanların, Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisler olduğunun belirlendiğini bildirdi. Olaylara Tekirdağ’dan görevli giden polislerin karışmadığını belirten Doğan, maçın oynandığı gün statta görev yapan polisler hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını belirtti. Doğan, ‘’Maçta orantısız güç kullanan ve gazeteciyi döven 34 polis memuru hakkında yapılan ön incelemenin ardından, 32’si hakkında Valiliğimizce disiplin soruşturması ve İlçe Kaymakamlığı tarafından ise soruşturma başlatıldı’’ şeklinde konuştu. |
21.05.2009 |
Askerî araç ile cip çarpıştı |
Manİsa’da askerî aracın bir cip ile çarpışması sonucu, biri ağır 4 er yaralandı. Alınan bilgiye göre, Akhisar ilçesinden Manisa istikametine giden Özdemir Akça yönetimindeki 34 MNN 10 plakalı cip, Manisa Merkez Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Er Hakan Aslan idaresindeki 745030 plakalı askeri araç ile Yeriköy yakınlarında çarpıştı. Askeri araç sürücüsü Er Hakan Aslan ile yanında bulunan Uzman Çavuş Muhammet Önder Şen, Jandarma Er Tayfun Tuna ve Jandarma Er Emrah Satar, ambulanslarla Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Uzman Çavuş Muhammet Önder Şen, hayatî tehlikesi bulunması sebebiyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine, diğer yaralı erler ise Manisa Asker Hastanesine sevk edildi. Cip sürücüsü Özdemir Akça, olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri tarafından ayakta tedavi edildi. |
21.05.2009 |
ÖĞRENCİLER MAVİ ÖNLÜĞÜ GİYMEYE DEVAM |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrencilere yeni kıyafet projesine ilişkin olarak, ‘’Bakanlık ile tekstil sektörü temsilcileri arasında gerçekleştirilen görüşmeler sonrasında, stokta bekleyen ürünlerin tüketilinceye kadar mevcut kıyafetlere devam edilmesine karar verildiğini ve belirlenen modellere uygun hazırlıkların yapılması için projenin ileri bir tarihe ertelendiğini’’ bildirdi. MEB’den yapılan yazılı açıklamada, Bakanlığın yaptığı açıklama ile 2009-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren mavi önlük mecburiyetini kaldıracağını duyurduğu hatırlatıldı. İlköğretim-ortaöğretim okul kıyafetlerine ilişkin Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışma ile ‘’www.meb.gov.tr’’ internet adresinde tartışmaya açıldığı belirtildi. Açıklamada, geçen zaman zarfında, bütün kesimlerin katılımıyla taleplerin alındığı ve ilgili analizlerin yapıldığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi: ‘’Bakanlığımıza gelen talepler sonucunda, tekstil sektörü temsilcileri de uygulamanın daha sonraki bir tarihe bırakılmasını aksi halde sektörün ekonomik olarak olumsuz yönde etkileneceğini ifade etmişlerdir. Görüşmeler sonrasında, stokta bekleyen ürünler tüketilinceye kadar mevcut kıyafetlere devam edilmesine karar verilmiştir.’’ |
21.05.2009 |
YÖK’ün gündemi üniversite kontenjanları |
YÖK Genel Kurulu’nun bugün gerçekleştirilecek toplantısında, üniversitelerin 2009-2010 akademik yılı öğrenci kontenjanları belirlenecek. Alınan bilgiye göre, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın başkanlığında yapılacak toplantıda, üniversitelerden gelen teklifler doğrultusunda yeni kontenjanlar tesbit edilecek. YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Ömer Demir, üniversitelerde yeni açılan bölümler bulunduğunu, bunların yanı sıra mevcut bölümler için üniversitelerin tekliflerinin toplantıda ele alınacağını bildirdi. Demir, özellikle bazı tıp fakültelerinin kontenjanlarının yüzde 70’e varan oranlarda arttırılmasını talep ettiklerini belirterek, bu taleplerin değerlendirileceğini kaydetti. YÖK Genel Kurulu toplantısında ayrıca, Niğde Üniversitesinde gerçekleştirilen seçimlerde belirlenen 6 rektör aday adayı arasından Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulmak üzere 3 rektör adayı da belirlenecek. |
21.05.2009 |
10 bin yabancıya çalışma izni |
AlInan bilgiye göre, Çalışma Genel Müdürlüğü Yabancıların Çalışma İzinleri Daire Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar sonunda geçen yıl yabancılara en fazla ‘’süreli izin’’ verildi. Geçen yıl süreli çalışma izni verilen yabancıların sayısı 6 bin 543’ü buldu. Türkiye’deki 3 bin 583 yabancının çalışma izni süresi uzatılırken, 32 kişiye ‘’süresiz izin’’, 75 kişiye ‘’süresiz uzatma izni’’, 456 kişiye ‘’istisnai izin’’, 16 kişiye ‘’bağımsız çalışma izni’’ verildi. Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun’a göre yürütülen çalışmalarda, çalışma izni talepleri ulusal ekonomi ve istihdam politikaları dikkate alınarak değerlendiriliyor. İzin talepleri, ilgili mercilerden alınan ülke güvenliği, genel asayiş, kamu düzeni ve kamu sağlığı ile ilgili bilgiler çerçevesinde sonuçlandırılarak istihdama katkı sağlanıyor. Çalışma izin verilen yabancılar Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilerek denetimleri yapılıyor ve sosyal güvenlik primlerinin ödenip ödenmediği kontrol ediliyor. Bu şekilde, kayıt dışı istihdamla mücadeleye katkıda bulunuluyor. Yabancılar çalışma izni verilmesi sürecinde insan ticaretiyle verilen mücadeleye de katkı sağlanıyor. Bu kapsamda, Dışişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülen ‘’İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Görev Gücü’’ ile ‘’İnsan Ticaretiyle Mücadelede Türkiye’nin Çabalarının ve Tüm İnsan Ticareti Mağdurlarının Adalete Erişiminin Desteklenmesi’’ Projesi çalışmalarına katkı veriliyor. Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’a göre, uygulanan idarî para cezaları şöyle: l Bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için 280 TL, l Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya 560 TL, l Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekillerine her bir yabancı için 5 bin 600 TL, l Çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya 2 bin 240 TL. Bu fiillerin tekrarı halinde idarî para cezaları bir kat arttırılarak uygulanıyor. |
21.05.2009 |
Osmanlı’nın demircileri zamana direniyor |
Karabük’ün Safranbolu ilçesinde, Osmanlı ordusuna zırh, kalkan ve kılıç üreten demir ustalarının mesleği devam ettiren az sayıda torunu, bugün tarihî konaklara aksesuar üreterek ayakta kalma mücadelesi veriyor. Alınan bilgiye göre, Padişah 3. Selim zamanında sadrazamlık yapan Safranbolulu İzzet Mehmet Paşa tarafından 1796’da inşa ettirilen caminin altından geçen Akçasu Deresi’nin iki yakasına kurulu Demirciler Çarşısı’ndaki ustalar, mesleklerini devam ettirebilmek için çaba harcıyorlar. Babadan oğula miras kalan demirciliğe her geçen gün ilginin azalması dolayısıyla sayıları 5’e kadar düşen ustaların, geçmişte Osmanlı ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak için yankılanan çekiç sesleri, şimdi tarihî evlere kapı kolu, tokmak ve menteşeler ile bazı tarım aletleri yapılırken duyulabiliyor. Üretilen tarım aletleri 10 ile 100 TL, tarihî yapılarda kullanılan araç gereçler ise 5 ile 250 TL arasında değişen fiyatlardan satılıyor. |
21.05.2009 |
Kazalar çevreye de zararlı |
Bİnlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebep olan trafik kazaları, çevreye de zarar veriyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ankara’da geçen yıl meydana gelen trafik kazalarında, orta refüjlere ve yol kenarlarına dikilen çam, dişbudak, çınar, at kestanesi, akasya, ıhlamur, akağaç, ardıç ve mazı gibi ağaç türlerinden yaklaşık 250’si zarar gördü. Öte yandan, trafik kazaları sebebiyle kent mobilyaları ile kaldırımlar da tahrip oldu. Trafik kazalarının ağaçlara ve yeşil alanlara verdiği zararın geçen yıl 157 bin TL’yi bulduğu belirtildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, trafik kazası sebebiyle yeşil alanlarda oluşan maddî zararı tutanakla tesbit ettiklerini ve zararı veren kişilerden bunun encümen kararıyla tahsil edildiğini ifade etti. Yetkililer, belediyenin gayretlerine rağmen trafik kazaları sebebiyle yeşil alanlarda ortaya çıkan zararın birçoğunun kazaya sebep olanlar olay yerinden uzaklaştıkları için karşılanamadığını da kaydetti. Yetkililer, refüjlerde ve yol kenarlarında mutlaka yeşil alan çalışması yapılması ve ağaç dikilmesi gerektiğini belirtiyor. |
21.05.2009 |
Türkiyesiz Avrupa eksik kalır |
İngİltere’de Liberal Demokrat Parti Avrupa Parlamentosu adayı Jonathan Fryer, Türkiyesiz bir Avrupa’nın eksik olacağını belirtti. İngiltere’deki Liberal Demokrat Parti’nin ‘’Türkiye’nin Liberal Demokrat Dostları’’ adı altında faaliyet gösteren lobi grubu, parti lideri Nick Clegg’in himayesinde, Londra’daki Alevi Kültür merkezi ve Cem Evi’ni ziyaret etti. Parti lideri Clegg’in Avam Kamarası’ndaki önemli gündem sebebiyle katılımını son anda iptal etmek zorunda kaldığı ziyarete, Liberal Demokrat Parti’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcisi Barones Ludford, önümüzdeki seçimde aday göstermeye hazırlandığı gazeteci, akademisyen Jonathan Fryer ve Liberal Demokrat Partili Belediye Meclis üyesi Meral Ece katıldı. Liberal Demokrat Parti Lideri Clegg, toplantıya gönderdiği mesajında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin geçen hafta Avrupa’nın Türkiye’yi dışarda bırakan bir sınır çizmesi gerektiği yolundaki sözlerini üzüntüyle karşıladığını belirtti. Bu yaklaşımın tümüyle yanlış olduğunu kaydeden Clegg, Türkiye’nin İslâm ve ileri bir demokrasinin bir arada var olabileceğinin yaşayan ispatı olduğunu belirtti. Clegg, ‘’Kapıyı Türkiye’nin yüzüne kapatmak bütün dünyadaki İslâm ülkeleri ve Müslüman uluslara çok kötü bir mesaj verecektir’’ ifadesini kullandı. Toplantıda konuşan Liberal Demokrat Parti Avrupa Parlamentosu adayı Jonathan Fryer da Türkiyesiz bir Avrupa’nın eksik olacağını belirtirken, son dönemde yapılan reformları övdü. ‘’Türkiye demokrasi ve insan haklarını kucaklıyor’’ diyen Fryer, reform sürecinin devam ettiğini söyledi. Avrupa’nın Türkiye’yi bu yolda desteklemesi ve cesaretlendirmeyi sürdürmesi gerektiğini de ifade eden Fryer, Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa’ya da pek çok şey katacağını, bunların en önemlisinin de nüfusunun ezici çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin Avrupa’ya getireceği çeşitlilik olduğunu söyledi. Bu farkı tehdit olarak göstermek isteyenlere de karşı çıkan Fryer, ‘’Bu, olsa olsa Avrupa’ya yeni bir dinamizm getirir’’ dedi.
ÖNYARGI KABUL EDİLEMEZ
Avrupa Parlamentosu milletvekili Barones Ludford da dünyada ve İngiltere’de son dönemde terörle mücadele adı altında bazı özgürlüklere getirilen sınırlamaları eleştirerek, özellikle Müslümanlara karşı önyargıyla yaklaşılmasının kabul edilemeyeceğini belirtti. Ludford, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini, Türkiye’nin birliğe büyük bir dinamizm katacağına inandığını da anlattı. |
21.05.2009 |
Referandum İstemek haksızlık |
Avusturya Yeşiller Partisinin Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili adayı Ulrike Lunacek, “Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için referandum istemenin haksızlık olduğunu” söyledi. İktidardaki koalisyon hükümeti ortaklarından Sosyal Demokrat Partinin (SPÖ), “müzakere sürecinin ardından referandum yapılmasını istediğini”, Hristiyan demokrat eğilimli Halk Partisi’nin (ÖVP) ise “Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesini” savunduğunu hatırlatan Lunacek, düzenlenen basın toplantısında, “AB’ye üyelik belirli kuralları olan bir süreçtir. Taraflar yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde tam üyelik önünde bir engel kalmaz” dedi. Birliğe üye olan tüm ülkelerde aranan şartların Türkiye için de geçerli olduğunu ifade eden Lunacek, “Avusturya dahil birlik üyesi diğer bazı ülkelerde tam üyelik konusunda Türkiye’ye özel bazı şartların öne sürülmesinin haksızlık olduğunu” bildirdi. Avusturya’da halkın, Türkiye’nin üyeliğine olumsuz bakmasında iktidardaki SPÖ ve ÖVP yöneticilerinin büyük payı olduğunu belirten Lunacek, “Türkiye’nin tam üyeliği için referandum isteyenlere şunu söylemek lâzım. Biz 1995 yılında AB’ye üye olurken, üye ülkelerden biri bizim için referandum yapılması talebinde bulunsaydı bu hoşumuza gider miydi” diye konuştu.
“AŞIRI SAĞCILAR TEHLİKELİ BİR OYUN OYNUYOR”
AP seçimleri öncesi partisinin AB içinde yapmak istediği “reformlarla” ilgili basına bilgi veren Lunacek, Yeşiller partisi olarak “AB’de uygulanmakta olan neoliberal sistemi değiştirmek için çalışacaklarını” söyledi. Partisinin birlik içinde “olumlu anlamda bir devrim yapmak istediğini” ifade eden Lunacek, “AB’nin daha sosyal ve ekolojik bir birlik olması için programımızı uygulayacağız” dedi. Basın toplantısında hazır bulunan partinin Türk kökenli tek milletvekili Alev Korun da aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisinin (FPÖ) AP seçimleri öncesi, Türk ve Müslümanlar başta olmak üzere ülkedeki yabancılara yönelik “çok tehlikeli bir oyun oynadığını” hatırlatarak, iktidardaki SPÖ ve ÖVP’nin yabancılara yönelik olumsuz politikalarının aşırı sağcıların bu noktaya gelmesine sebep olduğuna dikkati çekti. |
21.05.2009 |
Türkiye’den habersiz bir gelişme yaşanmaz |
DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Şu anda çevremizdeki bölgelerde, Türkiye’nin iradesi, haberi, onayı olmadan herhangi bir gelişme yaşanmaz” dedi. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle Türkiye’nin Brüksel Büyükelçilik Konutu’nda düzenlenen resepsiyonda konuşan Davutoğlu, dış politikada temel hedeflerinden birini ‘’Bu ülkenin insanlarını gurur duydukları, başı dik olarak ‘Ben bu ülkedenim ve bu ülke dünya politikasının en önemli aktörlerindendir’ diyebilecekleri, iftiharla bunu savunabilecekleri bir dış politika haline getirmek’’ şeklinde açıkladı. Türkiye’nin tekrar harekete geçmesi gerektiğini, fakat bunun yeni bir kurtuluş savaşı olmayacağını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: ‘’Kimse tereddüt etmesin. Gelip size Türkiye’nin kaderiyle ilgili kötü senaryolar çizebilirler. Tam bir özgüven içinde olun. Türkiye’nin geleceği parlak. Kimse Türkiye’yi bölemez, kimse Türkiye’yi ikinci sınıf ülke kategorisine sokamaz. Şimdiki mücadelemiz Türkiye’yi dünyanın en büyük güçlerinden biri haline getirme mücadelesi. Şu anda çevremizdeki bölgelerde Türkiye’nin iradesi, haberi, onayı olmadan herhangi bir gelişme yaşanmaz. İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımızda Türkiye’nin onayı ve haberi olmaksızın dünyada hiçbir şey olmayacak.’’ |
21.05.2009 |
“Fransa’da Türkiye sezonu” |
‘’Fransa’da Türkiye Sezonu’’ faaliyetlerinin Türk tarafı koordinatörü olan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner, Fransa’da 1 Temmuzda başlayarak 9 ay sürecek faaliyetlerin Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine de önemli katkı sağlayacağını söyledi. Faaliyetlerin hazırlıklarıyla ilgili olarak Cannes’da soruları cevaplayan Taner, ‘’Fransızların Türkiye’yi daha iyi tanıması için etkinliklerin çok önemli rol oynayacağını’’ belirtti. Fransa’nın 20 şehrinde eğitim, kültür ve ekonomi alanlarında 13 branşta 300’ün üzerinde faaliyet düzenleneceğini belirten Taner, bu faaliyetlerin ardından Fransa’dan Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısının da yılda 750 binden 1 milyona çıkarılmasının hedeflendiğini belirtti. Grand Palais’deki serginin açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile birlikte yapacağını hatırlatan Taner, iki cumhurbaşkanın katılımının Fransa ve Türkiye’nin bu faaliyete verdiği önemi en üst düzeyde gösterdiğini ifade etti. |
21.05.2009 |
Suriye, doğal gaz boru hattı istiyor |
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Suriye’nin yurtdışından alacakları doğal gazın Türkiye üzerinden taşınmasını istediğini belirterek, ‘’Suriye’nin belli bir doğal gaz rezervi var ancak, yeterli değil. Başka ülkelerden alınacak doğal gazın Türkiye üzerinden bir boru hattı ile gelmesini istiyorlar’’dedi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte Suriye’ye gelen iş adamlarının talepleri çerçevesinde Suriyeli 7 bakanla görüştürdüklerini ifade ederek, “En önemli sorunumuz Suriye’de Türk bankasının olmaması. Ticaret varsa bankacılık olmak zorundadır. Görüşmelerden edindiğim izlenim çerçevesinde bu konuda ciddî bir ilerleme kaydedileceği kanaatindeyim. Karayolu ve demiryolu taşımacılığı konusunda her iki tarafın da yapması gerekenler var. Özellikle demiryolu bağlantısı konusunda Çobanbeyli’deki mayınların temizlenmesi gerekiyor. Hemen ardından Suriye’deki yatırımlar başlayacaktır” diye konuştu. Birçok alanda işbirliği yapan Türkiye ile Suriye arasında, petrol-enerji konusunda da çok önemli bağlantılar bulunduğunu kaydeden Çağlayan, Suriye’de ortak petrol ve doğal gaz aranmasına ilişkin, TPAO, TPIC ile Suriye’nin imzalayacağı kontratların hazırlandığını bildirdi. Suriye’nin yurtdışından alacakları doğal gazın Türkiye üzerinden taşınmasını istediklerini de kaydeden Çağlayan, ‘’Suriye’nin belli bir doğal gaz rezervi var ancak, yeterli değil. Başka ülkelerden alınacak doğal gazın Türkiye üzerinden bir boru hattı ile gelmesini istiyorlar’’dedi. Devlet Bakanı Çağlayan, Dış Ticaret Müsteşarlığının, komşu ülkelerle ticaretin arttırılmasına yönelik stratejisinin sürdürüleceğini belirterek, ‘’Komşu ülkelerden sonra Afrika pazarına da önem veriyoruz. Şimdiye kadar ticaret yapmadığımız ülkelere, ihracatını yapmadığımız ürünlerin ihracına yöneleceğiz. Gerekirse, benim veya Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan yetkililerin de bulunduğu heyetlerle birlikte çantalar elimizde, kapı kapı pencere pencere gezeceğiz’’ dedi. |
21.05.2009 |
BİLGİSAYARI KAPAT, İNSANLIĞI KEŞFET |
Google’In CEO’su Eric Schmidt, Pennsylvania Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, yeni mezunlara gerçek hayatla ilgilenmesi ve insanlığı keşfetmelerini tavsiye etti. Dünyanın en popüler çevrimiçi arama motoru Google’ın başkanı Eric Schmidt, Pennsylvania Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, yeni mezun gençlere bilgisayarlarını kapatıp, sanal dünya dışında gerçek dostluklar kurmalarını ve insanlığı insanların içinde tanıma fırsatı meydana getirmelerini tavsiye etti. Yaklaşık 6 bin yeni mezuna konuşan Schmidt, şu şekilde konuştu: “Bilgisayarınızı kapatın. Bununla birlikte, cep telefonunuzu da kapatın ve etrafınızdaki insanları keşfedin, ilerde bir gün torununuzun ilk adımlarını atarken elini tutmak hiçbir dijital sistemin sağlayabileceği bir his değil” UC Berkeley’den (University of California, Berkeley) doktora sahibi olan Schmidt, Pennsylvania Üniversitesi’nden de fahri doktor ünvanı aldı. |
21.05.2009 |
Dikkat, kişiliğiniz izleniyor |
Avrupa Birliği’nin (AB) sanayiye dönük EUREKA programı kapsamında desteklenen ‘’sayısal kişilikler’’ projesinde, evlere, iş yerlerine, alış veriş merkezlerine ve lokantalara yerleştirilen sensörler, kişiler hakkında sürekli bilgi toplayacak ve böylece kişiliklerin sayısal birer kopyası çıkarılacak. Cep telefonu, sensör ve bilgisayar yazılımından oluşan sistem, kişinin yeme, içme, alış veriş, müzik, TV, internet gibi gündelik alışkanlıklarını tanıyabilecek ve kişinin bulunduğu mekânı alışkanlıklarına göre ayarlayacak. Yeni teknolojide, kişilik özellikleri cep telefonunda saklanacak ve bilgiler sensörlerle etkileşime girecek. Projenin Türkiye koordinatörü Mobilera Bilişim ve İletişim Teknolojileri Tic. A. Ş’nin yönetici ortağı Zeynep Sarılar Akaltan, Akaltan, ‘’Alış veriş merkezine girildiğinde buraya önceden yerleştirilen sensörler daha önce bu merkezdeki alışkanlıkların kayıtlarını inceleyecek ve kişiyi kısa zamanda yönlendirecek. Cep telefonunuzdaki kişilik yazılımları da yeni davranışları kayıt altına alacak. Kişiliklere uygun ürünler, bilgi ekranlarından cep telefonuyla uyumlu şekilde yansıtılacak. Aynı sistem, restoranlarda da geçerli olacak’’ dedi. |
21.05.2009 |
Baz istasyonlarının sayısı artıyor |
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, 3G teknolojisi ile baz istasyonlarının sayısının giderek artacağını belirterek, ‘’Baz istasyonlarının yaygınlaştırılması konusunda halk sağlığının göz önünde tutulması gerekiyor’’ dedi. Prof. Dr. Çerezci, her elektronik cihaz gibi elektromanyetik radyasyon yayan baz istasyonlarının, standartlara uygun kurulması durumunda limitlerin altında radyasyon yayacağını söyledi. 3G teknolojisinin zamanla yaygınlaşacağını ifade eden Prof. Dr. Çerezci, şöyle konuştu: ‘’Bazı 3G baz istasyonlarında ön ölçümler yaptık, ama yaygın bir şekilde ölçüm yapılınca o zaman etkisi daha iyi anlaşılacak. 3G teknolojisi ile baz istasyonlarının sayısı giderek artacak. Dolayısıyla belirli bir oranda elektromanyetik radyasyon artar, ama çok fazla fark edilir bir seviyede artış olmayacağını düşünüyorum. Baz istasyonlarının yaygınlaştırılması konusunda, halk sağlığının göz önünde tutulması gerekiyor. Kurulurken baz istasyonlarının güçleri ve yayacağı radyasyon önceden belirleniyor, standartlara uygun konuluyor ve kontrol ediliyor. Şu aşamada çok şey söylemek doğru olmaz. Spekülasyon yapmamak lâzım. Teknoloji kaçınılmaz bir şey. Herkes birkaç tane cep telefonu taşıyor. Görüntülü konuşma varsa, insanlar bunu da alacaktır. Önemli olan kontrollerin gerekli şekilde yapılmasıdır. Yönetmeliklerdeki eksikler uygulama sonucu yenilenecektir. Baz istasyonlarının, yönetmeliklere uygun şekilde monte edilmesi gerekiyor.’’ |
21.05.2009 |
Kalp hastalarına ‘sıcak’ uyarısı |
Kalp hastalarının, yağışlı günlerin ardından aniden bastıran, bu hafta sonundan itibaren de etkisini arttırması beklenen yaz sıcaklarında, dikkatli olması istendi. Adana Kardiyoloji Merkezinde görevli Kardiyolog Dr. Farşid Farşidoğlu, sıcak havaların başlamasının, kalp hastalıklarında artışı beraberinde getirdiğini kaydetti. Aşırı sıcakların havadaki nemle birleşmesinin, özellikle kalp hastalığı bulunan kişiler için ciddî sorunlara zemin hazırladığını vurgulayan Farşidoğlu, ‘’Özellikle kalp yetersizliği tanısı olan hastaların, sıcaklığın ve nemin en üst düzeyde olduğu saatlerde dışarı çıkmamalarını önemle tavsiye ediyoruz’’ dedi. |
21.05.2009 |
Obezler tatlıyı zor algılıyor |
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan bir araştırmada obezlerin sağlıklı insanlara oranla tatlıyı daha zor algıladığı belirlendi. Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tomris Altuğ, Ege Obez Hasta Derneği ve Ege Obez Hasta Okulu üyesi obez hastaların dört temel tada (tatlı, tuzlu, ekşi ve acı) duyarlılıklarının belirlenmesi ve söz konusu hastaların tatlı ve ekşi tat eşiklerinin belirlenmesi amacıyla bir araştırma yaptıklarını ifade ederek şöyle devam etti: ‘’20 obez hastaya uygulanan dört temel tada duyarlılık testinde sadece 4 kişi dört temel tadı doğru olarak tanımladı. Bu kişilerden 13’ü acı, 8’i tatlı, 7’si tuzlu ve 2’si ekşi tat örneğini tanımlayamadı. ’’ |
21.05.2009 |