Haberler |
İşgal bitmeden açmayız |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ konusundaki hassasiyetinin Türkiye’nin de hassasiyeti olduğunu belirterek, ‘’İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması mümkün değil’’ dedi. Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zağulba Sarayı’ndaki başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan, Aliyev ile iki ülke ilişkilerini en geniş anlamda görüşme fırsatı bulduklarını belirterek, şunları söyledi: ‘’Bizim tarihten bu yana birlikteliğimiz tartışılmaz. Buna gölge düşürme gayreti içine girenlere bu buluşmalarımız en güzel cevabı vermiş olacaktır. İkili ilişkilerimizin temelinde, bizim tek millet anlayışımız, iki devlet anlayışımız aynen devam etmektedir. Azerbaycan’ın özellikle Yukarı Karabağ konusundaki hassasiyeti, bizim aynen hassasiyetimizdir. Yukarı Karabağ konusu üzerinde bugüne kadar yapılmış olan bazı spekülasyonları Türkiye olarak, hükümet olarak bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bugüne kadar nasıl kabul edilmediyse, bugün de kabul edilemez, bundan sonra da böyle bir şey asla kabul edilmeyecektir. Burada sebep-netice ilişkisi söz konusudur. Yukarı Karabağ’ın işgali bir sebeptir, kapıların kapanması bir neticedir. Orası işgal edildiği için Türkiye kapıları kapatmıştır. İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması da mümkün değildir. Bunu çok açık net bir çok yerde ifade ettiğim gibi Bakü’de de bugün ifade etmiş oluyorum. Atılması gereken diğer adım; Minsk sürecinin üçlüsü ABD, Rusya, Fransa 18 yıldır süren bu müzakereleri de sür'atlendirmesi ve bir an önce neticeye gidilmesidir. Burada da nihaî karar değerli kardeşim Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın yapacakları görüşmelerle bir yere varılması konusudur. Ondan sonra bize de görev düşüyorsa, biz de üzerimize düşen görevimizi yaparız.’’ Başbakan Erdoğan’ın açıklamasında öne çıkan ifadeler ana başlıklarıyla şöyle: l ‘’Gelinen noktada tabiki ben bu rakamın (doğalgaz) adil olduğunu savunamam. Adil bir rakam değil.’’ l ‘’Socar’ın başındaki Sayın Rövnag Abdullayev ile enerji bakanım bugün görüşmeleri yapacaklar ve bu görüşmeleri daha adil bir rakama ulaştıracağız.’’ l ‘’İşgal ortadan kalkmadıkça biz sınır kapılarını açmayız. Bunu kim söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı söylüyor. Bundan daha başka garantili bir ifade olabilir mi?.’’ |
14.05.2009 |
“İmam hatiplere hayir dıyemem” |
İlk imam hatip mezunlarından Prof. Dr. Cevat Akşit, 1957'de Yüksek İslâm Enstitüsünün açılması talebiyle görüşmek istedikleri Başbakan Adnan Menderes'in, giderek artan CHP baskısı sebebiyle sıkıntılı ve gündemi de çok sıkışık olduğu halde “İmam hatiplere hayır diyemem” diyerek randevu verdiğini anlattı. “İslâm olmazsa ayakta duramayiz”
Akşit, görüşmede “Bu memlekette iman, ahlâk, İslâm olmazsa biz ayakta duramayız. Bizim milletimizin mayası ahlâktır, imandır, İslâmdır. Eğer biz bugün ayaktaysak, ak sakallı bir dedenin kucağında büyüdüğümüz için ayaktayız” diyen Menderes'in “Bunu laikliğe aykırı sayıyorlar” diye yakındığını aktardı.
“Hayatim pahasina bıle olsa...”
Menderes'in “Yalnızım, ama hayatım pahasına bile olsa imam hatip okullarının yüksek kısmını açacağım” dediğini de nakleden Akşit, sonrasını şöyle anlattı: “O sene Yüksek İslâm Enstitüsünü açamadı. Ertesi sene rahmetli Tevfik İleri'yi vekâleten Millî Eğitim Bakanlığına getirdi ve o yıl açmak nasip oldu.” |
14.05.2009 |
14 Mayıs milletin zafer günüdür |
Bugün 14 Mayıs. Yani Türkiye’nin demokrasi açısından dönüm noktası olan ilk çok partili hür seçimlerin yapıldığı gün. 14 Mayıs 1950 günü siyasî tarihimize “Beyaz İhtilâl” olarak geçti. Bundan tam 59. yıl önce yaşanan bu tarihî hadise, tıpkı diğer tarihî hadiseler gibi genç kuşaklar tarafından yeterince bilinmiyor. Önce isterseniz Demokrat Parti ile başlayalım. Demokrat Parti’yi doğuran şartlar neydi? Demokrat Parti dış politika, iç politika, ekonomik ve eğitim politikası, hak ve hürriyetler bakımından ne gibi yenilikler getirdi? 1946’ya kadar gelen döneme baktığımız zaman Türkiye’nin siyasî hayatında şöyle bir çarpıklık görüyoruz. On yıllardan beri tek bir partinin yönetimi var. Bütün illerdeki valiler CHP’nin il başkanları. ilçelerdeki kaymakamlar da ilçe başkanları. Bugün bize komik gelebilir, ama o zamanki şartlarda buna kimse itiraz edemezdi. Ceberrut ve baskıcı tek parti yönetimine karşı kimin haddiydi itiraz etmek. Yani Türkiye’nin tek bir partisi vardı. Mecburi istikamet bütün oylar aynı partiye atılıyordu. Cumhuriyetin ruhuna ters bir durum söz konusuydu. Cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesi olarak tanımlanırken halk yönetime bir türlü dahil edilememişti. Demokrasiden yoksun bir cumhuriyet sözkonusuydu. İşte Türkiye gerçek manada cumhuriyetin nimetleriyle 14 Mayıs 1950 günü tanıştı. 14 Mayıs 1950 öncesi CHP’nin son Başbakanı Şemsettin Günaltay bir ilim adamıdır. Onun Millî Şef Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü ikna etmesiyle şeffaf bir seçim kanunu Meclis’ten geçmiştir. Ve 14 Mayıs 1950 tarihinde bu defa açık tasnif ve gizli oyla yapılan seçimlerde seçim sandıkları açılmıştır ve büyük bir çoğunlukla DP seçimi kazanmıştır. Bazı tarihçiler 14 Mayıs 1950’ye “Beyaz İhtilâl” adını vermişlerdir. Bu gerçekten böyledir. Çünkü halkın tertemiz oylarıyla 27 yıl süren bir tek parti iktidarı devrilmiştir. Bunun yerine parlamentoya dayalı hür ve serbest irade ile seçilmiş millete dayalı bir iktidar iş başına geldi. Bu bakımdan 14 Mayıs çok önemdir, 14 Mayıs milletin zafer günüdür. Demokrasi bayramı olarak kutlanmayı hak eden bir gündür. 14 Mayıs 1950’yi aydınlarımız, düşünürlerimiz ve gençlerimiz dikkatle incelemeli. 14 Mayıs 1950’den sonra Türkiye yep yeni bir ivme kazandı. Yeni bir devir açıldı. Ekonomide, dış politikada, eğitim, kültür, sağlık, hak ve hürriyetler alanında yepyeni bir kalkınma hamlesi başladı. Türkiye yeniden inşaa edildi. DP’nin iktidara gelişinde bir slogan ortaya çıkmıştır. Bu slogan sonradan çok tutmuştur. Afiş halinde bir sağ el vardır. Sağ elin altında “Yeter Söz Milletindir!” ifadesi vardır. 27 yıl süren anti demokratik bir dönemden sonra “Yeter Söz Milletindir” milletin dediği olacaktır. Bu sözle birlikte Mecliste yazılı bulunan “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesinin gereği yerine gelmiş oldu. Meclis, kuruluşundan sonra ikinci Meclis ile birlikte kaybettiği gerçek itibarını o gün kazandı. |
MUSTAFA GÖKMEN 14.05.2009 |
Konya’da terör operasyonu: 19 gözaltı |
Konya’da polisin düzenlediği terör örgütü operasyonunda, DTP Konya İl Başkanı Ayfer Almaz ve kızının da aralarında bulunduğu çoğu üniversite öğrencisi 19 kişiyi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı ve üyesi olduğu öne sürülen bir grubun şehirde yapılanma içerisinde olduğunu tesbit etti. Aylarca süren çalışmanın ardından ekipler, dün sabaha karşı Konya merkez ile birlikte İstanbul ve Antalya’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Polis, Konya’da üniversite öğrencilerinin yoğun olarak oturduğu Bosna Hersek Mahallesi’nde belirlenen adreslere düzenlediği operasyonda, DTP Konya İl Başkanı Ayfer Almaz ve kızı E. A. ile birlikte çoğu Selçuk Üniversitesi öğrencisi 19 kişiyi gözaltına aldı. Operasyon kapsamında DTP Konya İl Başkanlığı ile zanlıların evlerinde arama yapıldı. Zanlıların, terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması içerisinde oldukları, bazı şüphelilerin, yönlendirilen kişilerin terör örgütü PKK’nın dağ kadrosuna gönderilmesine yardımcı olduğu öne sürüldü. Ayrıca, bazı üniversite öğrencilerine PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı belirtildi. Operasyon kapsamında çok sayıda kişinin arandığı, gözaltı sayısının artabileceği bildirildi. |
14.05.2009 |
Konya’da terör operasyonu |
Konya’da polisin düzenlediği terör örgütü operasyonunda, DTP Konya İl Başkanı Ayfer Almaz ve kızının da aralarında bulunduğu çoğu üniversite öğrencisi 19 kişi gözaltına alındı Konya’da terör operasyonu: 19 gözaltı
Konya’da polisin düzenlediği terör örgütü operasyonunda, DTP Konya İl Başkanı Ayfer Almaz ve kızının da aralarında bulunduğu çoğu üniversite öğrencisi 19 kişiyi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı ve üyesi olduğu öne sürülen bir grubun şehirde yapılanma içerisinde olduğunu tesbit etti. Aylarca süren çalışmanın ardından ekipler, dün sabaha karşı Konya merkez ile birlikte İstanbul ve Antalya’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Polis, Konya’da üniversite öğrencilerinin yoğun olarak oturduğu Bosna Hersek Mahallesi’nde belirlenen adreslere düzenlediği operasyonda, DTP Konya İl Başkanı Ayfer Almaz ve kızı E. A. ile birlikte çoğu Selçuk Üniversitesi öğrencisi 19 kişiyi gözaltına aldı. Operasyon kapsamında DTP Konya İl Başkanlığı ile zanlıların evlerinde arama yapıldı. Zanlıların, terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması içerisinde oldukları, bazı şüphelilerin, yönlendirilen kişilerin terör örgütü PKK’nın dağ kadrosuna gönderilmesine yardımcı olduğu öne sürüldü. Ayrıca, bazı üniversite öğrencilerine PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı belirtildi. Operasyon kapsamında çok sayıda kişinin arandığı, gözaltı sayısının artabileceği bildirildi. |
14.05.2009 |
Oltaya bomba takıldı |
Üsküdar’da Vaniköy Parkında sahilde balık tutanlardan birinin oltasına el bombası takıldı. Bilgi verilmesi üzerine olay yerine gelen bomba uzmanı ekiplerin incelemesinde, el bombasının eski olduğu ve fünyesinin üzerinde bulunduğu anlaşıldı. Üsküdar’da Vaniköy sahilinde önceki gün akşam el bombası çıkan noktada dün mühimmat araması yapıldı.Vaniköy Parkı’nda balık tutan bir balıkçının oltasına takılan el bombasını önceki gece dışarı çıkarmasının ardından dün sabah patlayıcının çıktığı noktaya, deniz polisi geldi. Deniz Şube Müdürlüğüne bağlı dalgıç polisler, el bombasının çıktığı sahile yakın kesimde ve çevresinde mühimmat araması için dalış yaptı. Karada da bölge emniyet şeridiyle çevrilirken, ilçe emniyet müdürlüğüne bağlı ekipler güvenlik tedbiri aldı. Bomba imha uzmanı ekipleri de çıkabilecek mühimmat sebebiyle olay yerinde bekletiliyor. Vaniköy Parkı’nda önceki gece saatlerinde bir balıkçının oltasına takılarak karaya çıkarılan eski ve fünyesi üzerinde bulunan el bombası, incelenmek üzere emniyete götürülmüştü. |
14.05.2009 |
Kuşadası’nda silâhlı soygun girişimi |
KuşadasI’nda bir banka şubesine giren silâhlı iki kişi müşteri ve çalışanları rehin aldı. Aydın Vali Vekili Celal Ulusoy, banka şubesine girerek içeridekileri rehin alanların biri tüfekli, diğeri tabancalı iki kişi olduğunun görüldüğünü söyledi. Öte yandan, içeride bulunanları rehin alan silâhlı kişiler iki kadın rehineyi serbest bıraktı. İki kadının hastanede gözlem altında ve genel sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Saldırganların içeride bulunan 11 kişiyi yere yatırdığı, saldırganlarla uzuk süre irtibat kurulmaya çalışıldı. Kuşadası İlçe Emniyet Müdürü Şenol Zeybek, megafonla anons yaparak içeride bulunan kişilere cep telefonu numarası verdi ve görüşmek istediğini belirtti. Çağrıya cevap verilmezken, içeriden zaman zaman silâh sesleri geldi. Zanlıların, içerinin görünmemesi için camları boyadığı gözlendi. Banka şubesinin çevresinde güvenlik tedbirleri arttırıldı. Olayı takip eden gazeteciler ve bölgede toplanan vatandaşların güvenlik şeridinin dışında bulunan binaların içine girmeleri istendi. |
14.05.2009 |
Habur’da rüşvet gözaltısı |
Habur Sınır Kapısı’nda rüşvet aldıkları iddiasıyla, aralarında 6 polis memurunun da bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı’nda aralarında pasaport işlemlerini yapan 6 polisin de bulunduğu toplam 19 kişi ‘’Rüşvet almak ve menfaat temin etmek’’ iddiasıyla gözaltına alındı. Operasyonun sürdüğü bildirildi. |
14.05.2009 |
5816’lık “Gülsüm” |
Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Kadiruşağı köyünde ‘’Gülsüm’’ adı verilen bir inek, sahibinin elinden kaçarak ilköğretim okulunun bahçesindeki büstü kırınca, Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açıldı ve köylülerin ifadesi alındı. Büstü kırdı, sürgün edildi!
Malatya’nIn Yeşilyurt ilçesine bağlı Kadiruşağı Köyünde ‘’Gülsüm’’ adı verilen bir inek, sahibinin elinden kaçarak ilköğretim okulunun bahçesindeki büstü kırınca, Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açıldı ve köylülerin ifadesi alındı. İneğin sahibi, ceza alma korkusuyla ‘’Gülsüm’’ü İnekpınarı köyündeki bir yakınına verdi. Kadiruşağı Köyü sakinlerinden ve ineğin sahibi Gül Kılınç, yaptığı açıklamada, kendilerine ait büyükbaş hayvanın sebep olduğu bir kazanın ardından açılan soruşturma sebebiyle korktuklarını anlattı. Kılınç, ‘’Her gün yaptığı gibi otlaması için dışarı çıkardığım inek elimden kaçarak uzaklaştı. Yakalamak için peşinden gittiğim sırada okulun öğrencileri ineğin bahçedeki büstü kırdığını söyledi. Olaya çok üzüldük. Ardından büstün kırılması nedeniyle soruşturma başladığını duyduk. Köye gelerek ifadelerimizi aldılar. Neredeyse tüm köylünün ifadesi alındı. Kabahatli olan bir hayvandı. Kasıt olmadığını söylesek de köylüler bizim ceza alacağımızı söyledi. Bu nedenle korktuğumuz için soruşturmaya sebep olan inekten kurtulmaya karar verdik" dedi. Büstü kıran ve ceza alınması ihtimaline sebep olan ‘’Gülsüm’’den kurtulmak için çare düşündüklerini ifade eden Kılınç, eşi Mevlüt Kılıç’la ineği ‘İnekpınarı’nda ikamet eden bir yakınlarına gönderdiklerini söyledi.
“ARTIK HUYSUZLUK YAPMIYOR”
‘’Gülsüm’’ün yeni sahibi Ömer Ateş, yakınlarının kendisini arayarak olayı anlattıktan sonra ineği kendilerinden almalarını istediklerini belirtti. Ateş, şöyle konuştu: ‘’Gülsüm’ün, büstü kırdığını ve başlarına iş açacağını söylediler. Olay bana komik görünse de yakınlarımın endişesini anladım. Sonuç olarak büstü ineğin kırdığı gerçeğini herkese anlatamazlardı. Bu nedenle korkmaları da doğaldı. Zaten soruşturma açılması üzerine inekten kurtulmaya karar verdiler. ‘Gülsüm’ normalde çok huysuz bir hayvandı, ama sürgüne geldiği İnekpınarı’nı sevmiş olsa gerek ki artık huysuzluk yapmıyor. Hatta benim en gözde hayvanım oldu.’’ |
14.05.2009 |
Doğalgaz pürüzü |
Bakü'ye giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Azerbaycan doğalgazına Türkiye’nin ödediği miktarın âdil olmadığını söyledi. Aliyev ise, doğalgaz fiyatlarının dünya petrol fiyatlarındaki artış ya da azalmaya bağlı olduğunu, “iki ülke arasındaki anlaşmalarda da bunun öngörüldüğünü” ifade etti. |
14.05.2009 |
Göç, eğitim gören çocukları etkiliyor |
HAVALARIN ısınmasıyla Batman, Mardin, Siirt, Ağrı gibi illerden, Bitlis’in Tatvan, Mutki, Hizan ve Güroymak ilçelerine yerleşen göçerler, çadırlarını kurmaya başlıyor. Hayvanlarını otlatmak için yaylaları seçen göçerlerin bu yolculuğu, en çok eğitim gören çocukları etkiliyor. Zorlu yolculuğun çok sıkıntılı geçtiğini söyleyen göçerler, yaylara göç etmenin her geçen gün daha çok zorlaştığını ifade ederken, 7 çocuğundan 4’ünün okuduğunu anlatan Halime Masin isimli göçer, göçün en çok eğitim dönemindeki çocukları olumsuz etkilediğini anlattı. Göçerlerden Halime Masin, “Ömrümüz bu yollarda bitecek. Yazın başlamasıyla yeni otlak alanları bulmak için sürülerimizle birlikte birçok dağ ve ova aşarak yaylalara göç ediyoruz. Akşamları havanın kararmasıyla bulunduğumuz yerde konaklıyor, sabah erkenden yolumuza devam ediyoruz. 4-5 gün içerisinde dağlarda ve yaylalarda çadırlarımızı kuruyoruz. 5 ay boyunca yaşantımız oralarda geçiyor” dedi. Safiye Yaman ise yaylara göç etmenin her geçen gün daha çok zorlaştığını ifade etti. Göçlerin, okuldan alınan çocukların cahil kalmalarına sebep olduğunu dile getiren Yaman, “Çocuklarımdan biri ilköğretim 3. sınıf, diğeri de 5. sınıfa gidiyor. Okulların kapanmasına 2 ay gibi bir süre kaldı ama göç edeceğiz diye onları okuldan aldım. Onları da beraberimde getirdim. Başka çarem yok. Çocukların yaşı küçük, mecburen okuldan aldım ve yanımda getirdim. Kime bırakabilirdim ki. Benim de kocamın da okuma yazması yok. Bu şekilde devam ederse çocuklar da bizim gibi cahil kalacaklar” diye konuştu. |
14.05.2009 |
ALİ İHSAN TOLA AĞABEY VEFAT ETTİ |
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin Talebelerinden Ali İhsan Tola’nın (82) vefat haberi yakınları ve sevenlerince üzüntüyle karşılandı. Doktorlara dahi iman hakikatlerini anlattı İlerlemiş yaşına ve hastalığına rağmen Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçilerini evinde kabul eden Tola’nın, gelenlere hep müsbet hareket ve sabrı tavsiye ettiği öğrenildi. Tola’nın vefat haberini alan talebeleri ve sevenleri ilçeye akın etti. Ali İhsan Tola’nın kızı Handan Tola, babasının hayatı boyunca bir dakika bile nefsi için yaşamadığına şahit olduğunu belirtti. Babasının ömrünün son dakikalarına kadar hep hakkı anlatma gayreti içinde olduğunu ifade eden Tola, “Son saatlerinde dahi bütün gücünü toplayıp kendisini muayene etmeye gelen doktorlara bile bir şeyler anlamaya çalışıyordu. Hayatı da hep öyle geçti zaten.” dedi. Tola, babasının kapısının herkese açık olduğunu anlattı. Handan Tola, babasının hizmetlerini hep evde yaptığını, başka bir yere ayrılmadığını ifade ederek, bunun sebebini şu şekilde açıkladı: “Bediüzzaman Hazretleri, babamı annesinden talebeliğe istemiş. ‘Gelsin hizmet etsin’ demiş. Ancak annesi izin vermemiş. Üstad, bu isteğini değişik zamanlarda tam 4 kez dile getirmiş. Yine izin alamayınca, ‘Benim hizmetim senin evinde olacak’ diye duâ etmiş. Babam da 1953 yılından bu yana evimizde, hiçbir yere ayrılmadan hizmet etmekteydi. Allah hizmeti onu ayağına getirdi adeta.” Ali İhsan Tola’nın torunu eczacı Ömer Tola da dedesinin gelenlere hep müsbet hareket ve sabrı tavsiye ettiğini gördüğünü söyledi. Ali Tola’nın yeğenlerinden Abdullah Tola ise şunları anlattı: “Amcam ilmî ve tıbbî alanda da ciddî çalışmalar yaptı. Kendisi aynı zamanda orman mühendisiydi. Organik tarım, ekolojik dengenin korunması adına bir takım projeleri vardı. Bitkilerden elde ettiği ilâçları ve terkipleri hastalara ücretsiz dağıtırdı. Hangi bitkinin hangi hastalığa ve kaç gram kullanılması gerektiğini bilirdi. Bir çok insan yanına girer, kafasındaki soruyu soramadan cevabını alır çıkardı. Buna bir çok kez şahit olmuşumdur.” 1927 yılında Senirkent ilçesinde doğan Tola’nın 3 kız ve 1 erkek olmak üzere 4 evlâdı bulunuyor. Tola, bugün Isparta’nın Senirkent ilçe merkezinde bulunan Pazar Camiinde öğlen vakti kılınacak cenaze namazının ardından defnedilecek. |
14.05.2009 |
Depreme karşı 95 okul daha güçlendiriliyor |
İSMEP kapsamında bugüne kadar 230 okul güçlendirildi. Bu 230 okula 2009 yazında 95 okul daha katılıyor. 2009 Yaz döneminde 95 okulun güçlendirme çalışmalarına başlamayı hedefleyen İPKB, bu okulların güçlendirme ve onarım işlerine ilişkin ihale duyurularını 5 Mayıs 2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlayarak çalışmalara ivme kazandırdı. 2009 Yaz döneminde güçlendirme çalışmaları başlatılacak okulların Okul Müdürleri, Okul Aile Birliği Başkanları, rehber öğretmenleri ve İlçe Millî Eğitim Müdürlerini bir dâvet yaparak bir araya getiren İPKB, yapılacak çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Yaklaşık 250 kişinin katılımıyla 28 - 29 Nisan 2009 tarihlerinde gerçekleşen toplantılarda güçlendirme sürecine ilişkin bilgiler sunuldu. Toplantı katılımcılarına “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi” yani İSMEP hakkında yapılan sunumun yanı sıra, güçlendirme-onarım projeleri ve Mayıs ayı boyunca bu okullarda gerçekleştirilecek afetlere karşı bilinçlendirme eğitimlerine ilişkin bilgiler verildi. |
14.05.2009 |
‘TEKZEN’ yeni mağazalar açacak |
TÜRKİYE’NİN en yaygın yapı market zinciri Tekzen, yüzde 100 yerli sermayesiyle hızla büyümeye devam ediyor. Tekzen, 2008 yılında 7, bu yılın ilk yarısında ise açtığı 2 mağazasıyla Türkiye’de toplamda 28, Romanya’da ise bu yıl Mart ve Nisan aylarında açılışını gerçekleştirdiği 2, toplamda 4 mağazasıyla krize rağmen büyüdü. 1.000’i aşkın iş ortağı ile reel sektör dinamiğini temsil eden Tekzen, gelişim sürecinde krizlerden daha da büyüyerek ve gelişerek çıkmayı başardı. ‘Zeminden çatıya eviniz için aradığınız her şey’ sloganıyla 40 binin üzerinde ürün skalasıyla, sadece bir yapı market değil, ev yapı hobi ve bahçe market olarak tanınan Tekzen, bu yıl sonuna kadar Türkiye’de açacağı 3 mağazasıyla toplamda 31, Romanya’da ise açmayı hedeflediği 6, toplamda 10 mağazasıyla müşterilerine ulaşmayı hedefliyor. |
14.05.2009 |
4 ayda, 20.7 milyar TL açık |
MerkezÎ Yönetim Bütçesi, yılın 4 ayında 20 milyar 73 milyon lira açık verdi. Nisan’da bütçe açığında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 azalma meydana gelirken, 4 aylık açık ise yüzde 268,4 oranında artış gösterdi. Maliye Bakanlığı Nisan ayı ile Ocak-Nisan dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Nisan’da bütçeden 21 milyar 10 milyon lira harcama yapıldı. Bunun 3 milyar 38 milyon lirasını faiz giderleri oluşturdu. Geçen ay bütçe gelirleri ise 20 milyar 63 milyon lira olarak belirlendi. Bütçeye giren paranın 12 milyar 814 milyon lirası da vergilerden geldi. Böylece 2008 yılı Nisan ayında 1 milyar 76 milyon lira olan bütçe açığı, bu yıl aynı ayda 947 milyon liraya geriledi. Geçen ayki faiz dışı fazla ise 2 milyar 91 milyon lira oldu. 4 AYLIK SONUÇLAR Ocak-Nisan döneminde ise bütçe harcamaları 87 milyar 435 milyon lira, bütçe gelirleri 67 milyar 361 milyon lira olarak gerçekleşti. Bu şekilde geçen yılın ilk 4 ayında 5 milyar 449 milyon lira olan bütçe açığı, bu yılın aynı döneminde yüzde 268,4 oranında artarak, 20 milyar 73 milyon liraya çıktı. 4 aylık dönemdeki faiz dışı fazla rakamı da, 12 milyar 467 milyon liradan 1 milyar 55 milyon liraya indi. Verilere göre, bu yılın Ocak-Nisan aylarında faiz giderleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,93 oranında arttı. Geçen yıl 17 milyar 916 milyon lira olan 4 aylık faiz ödemesi, bu yıl 21 milyar 128 milyon lira oldu. Ocak-Nisan döneminde, bütçe giderleri gerçekleşme oranı da 2,6 puan artarak, yüzde 33,7 olarak hesaplandı. Bu dönemde personel giderleri, geçen yıla göre yüzde 16,2 artışla 19 milyar 199 milyon liraya çıktı.
BÜTÇE GELİRLERİ ARTTI, VERGİ GELİRLERİ DÜŞTÜ Yılın 4 ayında bütçe gelirlerinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir artış sağlandı. 2008’in OcakNisan döneminde 64 milyar 751 milyon lira olan bütçe gelirleri, bu yıl 67 milyar 361 milyon liraya yükseldi. Buna karşılık vergi gelirlerinde yüzde 4,1’lik bir azalma meydana geldi. 2008’nin ilk 4 ayında 53 milyar 158 milyon lira olan vergi gelirleri, bu yıl 50 milyar 958 milyon lira oldu. Söz konusu dönemde vergi tahsilatındaki en büyük düşüş yüzde 32 ile ithalde alınan KDV’de yaşandı. Bunu yüzde 15 ile kurumlar vergisi, yüzde 10,5 ile harçlar, yüzde 3,4 ile de ÖTV gelirleri izledi. |
14.05.2009 |
“Bin Köye 100 Bin Kitap” |
TarIm sektörüne sağladığı finansal destekle özel sektör bankaları arasında ilk sıraya yerleşen DenizBank, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliği içerisinde Tarım Seferberliği’ni başlattı. Tarımsal üreticinin ekonomik ve sosyal yaşamına değer katmak amacıyla 14 Mayıs - 17 Eylül 2009 tarihleri arasında hayata geçirilecek Tarım Seferberliği Projesi ve bu kapsamda hayat bulan “Bin Köye 100 Bin Kitap” projesinin detayları Ankara Swiss Otel’de düzenlenen basın toplantısı ile paylaşıldı. Tarım ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker’in de katıldığı toplantıda, DenizBank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş ve DenizBank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk hazır bulundular. Toplantıya, 2008 yılında düzenlenen “DenizBank Tarım Şenliği” kapsamında Banka tarafından tam eğitim bursu sağlanan öğrenciler ve Bin Köye 100 bin Kitap Projesi kapsmaında ilk kitapları teslim alan Tarım İl Müdürlüğü temsilcileri, Ziraat Mühendisleri ve köy temsilcilerinin bir kısmı katıldı. Tarım Seferberliği kapsamında, bu dönemme özgü kampanyalarla sunulan finansal destekten yerel festivallere, sosyal aktivitelerden eğitim desteğine kadar üreticinin sosyal ve ekonomik yaşamında değer katacak pek çok etkinlik gerçekleştirilecek. Türkiye’de tarım sektörünün gelişimine destek olmak amacıyla DenizBank’ın liderliğinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliğinde hayata geçirilen Tarım Seferberliği’nde Türk Traktör, Petrol Ofisi, Turkcell ve VISA da proje destekçileri arasında yer alıyor. |
14.05.2009 |
Koreli yolcuda domuz gribine rastlanmadı |
SağlIk Bakanlığı, Türkiye’ye girişinde yüksek ateş tesbit edilen ve domuz gribi şüphesiyle gözlem altında tutulan Güney Koreli bir yolcunun tahlil sonuçlarının negatif çıktığını bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ‘’Atatürk Havalimanı’nda termal kameralar tarafından yüksek ateş tesbit edilen ve Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gözlem altında tutulan, Güney Koreli yolcunun yapılan tahlilleri sonucu H1N1 virüsü (Domuz gribi) negatif çıkmıştır’’ denildi. |
14.05.2009 |
Türkiye, Kyoto Protokolünde |
Türkİye’nİn Kyoto Protokolüne katılımı Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak, Resmî Gazetenin dünkü sayısında yayımlandı. “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolü”ne Türkiye’nin katılımı 5 Şubat 2009 tarihli 5836 sayılı kanunla uygun bulunmuştu. Protokol çerçevesinde Türkiye de diğer taraf ülkeler gibi, yine protokolde belirlenen sayısallaştırılmış salım sınırlandırma ve azaltım taahhütlerini yerine getirerek, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek amacıyla ulusal koşullarına uygun olarak bazı politika ve önlemleri uygulayacak. |
14.05.2009 |
Cezaevlerine semt polikliniği kurulacak |
SağlIk Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında, eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından 30 Nisan 2009’da imzalanan “Ceza İnfaz Kurumlarındaki Sağlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Protokol”, yürürlüğe girdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin imzasıyla Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilen genelgeye göre, Ankara-Sincan, İstanbul-Silivri ve İstanbul-Maltepe Ceza İnfaz kurumları komplekslerindeki sağlık birimleri, Sağlık Bakanlığınca uygun görülecek hastanelere bağlanacak ve ceza infaz kurumu semt polikliniği olarak yapılandırılacak. Cezaevi semt polikliniklerinde sağlık hizmeti günün 24 saatinde kesintisiz verilecek. |
14.05.2009 |
TRT’den yeni bir kanal daha |
TRT’nİn, ‘’klip değil müzik kanalı’’ iddiasıyla yayın hayatına başlayacak olan yeni kanalı ‘’TRT Müzik’’, Haziran ayanda yayın hayatına başlayacak. Edinilen bilgiye göre, kanalda ‘’Prime Time’’da Türk halk ve Türk sanat müziği çalınacak. Bu kararda, TRT 4’ün çocuklara tahsis edilmesiyle kanallarını yitiren Türk halk ve sanat müziği müdavimlerinin, kuruma yoğun ‘’baskı’’ yapmasının etkili olduğu belirtildi |
14.05.2009 |
Soylu: Malkoçoğlu gibi mücadele ediyoruz |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Malkoçoğlu gibi adım adım Türkeye’yi dolaşarak partimizi ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Allah’ın izniyle, kongreyi alıp, DP’yi iktidara taşıyacağız” dedi. 16 Mayıs’ta yapılacak olan 5. Olağanüstü Kongre’ye aday olduğunu resmen açıklayan DP Genel Başkanı Soylu, Flaş TV’de katıldığı programda kongre sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Kongre sürecinin bir şahıslar kavgası gibi gösterilmesinden rahatsızlık duyduğunu vurgulayan Soylu, “Meselenin ucuzlatılması beni rahatsız ediyor. Ben bir dava ve inanç adamıyım” dedi. Soylu, DP’nin Türkiye’ye getirdiği zihniyet devrimini sürdürmeye kararlı olduklarını belirtti. Soylu, “Birileri ile uzlaşma yapıp, koltukta oturan adam olmadım” dedi. DP’nin sistematik bir şekilde zayıflatılmaya çalışıldığını savunan Soylu, “Diyorlar ki böyle bir karmaşaya gerek var mı? Partimiz ve bu siyaset zemini gittikçe zayıftlatılmaya çalışılıyor, biz de Malkoçoğlu gibi adım adım Türkeye’yi dolaşarak partimizi ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Allah’ın izniyle, kongreyi alıp, DP’yi iktidara taşıyacağız“ dedi. |
14.05.2009 |
Para Politikası Kurulu 5. kez toplanacak |
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu yılın beşinci toplantısını bugün yapacak. Para Politikası Kurulunun bugün yapacağı toplantısına ilişkin piyasadaki ağırlıklı beklenti, faiz oranlarında 50 baz puan indirim olacağı yönünde. Para Politikası Kurulu toplantısına, Kurul Başkanı ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Başkan yardımcıları Erdem Başçı, Burhan Göklemez, Mehmet Yörükoğlu, İbrahim Turhan ile kurul üyesi Abdullah Yavaş’ın katılması bekleniyor. Para Politikası Kurulu toplantısı, saat 13.00-17.00 arasında iki aşamalı olarak yapılacak. İlk aşamaya, Merkez Bankası yetkilileri ve uzmanları ile Hazine Müsteşarlığı yetkilileri katılacak. Aynı gün gerçekleşecek ikinci aşamada ise sadece Para Politikası Kurulu üyeleri toplanacak ve görünüme ilişkin son değerlendirmeler yapıldıktan sonra oylamaya geçilecek. Oylamadan sonra Para Politikası Kurulu üyeleri, gerekçeye temel teşkil edecek kısa metni oluşturacak. |
14.05.2009 |
Evlenmek isteyen gençlere sıfır faizli kredi verilsin |
Türkİye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, düğün sezonunun açıldığını ancak küresel kriz sebebiyle ev kuracakların sayısında düşüş beklendiğini belirterek, ‘’Evlenmek isteyen gençlere sıfır faizli kredi verilsin’’ dedi. Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, düğün sektörünün; mobilyacıdan beyaz eşyacıya, kuyumcudan matbaacıya, düğün salonundan kuaföre, pastacıdan taksiciye kadar uzanan binlerce esnaf ve sanatkar ile işletmeyi yakından ilgilendiren 8 milyar dolarlık bir sektör olduğunu ifade etti. Bu sektörün acilen canlanması gerektiğini vurgulayan Palandöken, ‘’Bu yüzden evlenmek isteyenlere sıfır faizli kredi verilmelidir. Böylece hem evlenemeyen gençlerin yuva kurmalarına destek vermiş, hem de durgunluğun aşılmasına önemli bir katkı sağlamış oluruz” dedi. |
14.05.2009 |
Avrupa başşehirlerinde ''kriz'' eylemleri |
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) öncülüğünde, bazı Avrupa başkentlerinde ‘’ekonomik krizin faturasının çalışanlara ödetilmemesi’’ talebiyle eylemler düzenlenecek. Alınan bilgiye göre, konfederasyon, bugün Madrid, 15 Mayısta Brüksel ve 16 Mayısta Prag ve Berlin’de ‘’Avrupa Eylemleri’’ gerçekleştirecek. Avrupa sendikal hareketi, işçilerin sebep olmadıkları bir krizin ağır yükünü omuzlamamaları için Mart ayında krizle mücadeleyi öngören bir kampanya başlattı. ‘’Krizle mücadele et: İnsan önce gelir’’ sloganıyla yürütülen kampanyada krize cevap verme sorumluluğunu üstlenmeleri için hükümetlere çağrıda bulunuluyor. Sorumlusu olmadıkları krizin bedelinin işçilere ödetilemeyeceğini belirten ETUC, istihdamı, ücretleri, davranış eşitliğini, alım gücünde artışı dikkate alan ve politikaların sosyal boyutlarının yeniden merkezleştirileceği yeni bir sosyal gündem talep ediyor. ETUC, daha kuvvetli sosyal devletler, mali piyasalarda etkin düzenleme, servetin adil dağılımı, işçilerin temel hakları ve toplu iş sözleşmeleri üzerindeki piyasa özgürlüklerine son verilmesini istiyor. Bu arada Türkİş, üyesi olduğu ETUC’a, eylemler öncesinde ‘’destek mektubu’’ gönderdi. |
14.05.2009 |
“Serviler şehri”ndeki modern cami ilgi odağı |
Şakirin Camii İmamı Ramazan Kutlu, geçtiğimiz günlerde ibadete açılan camiyi anlatırken, “Yahya Kemal’in ‘Serviler şehri’ diye anlattığı Karacaahmet mezarlığının içindeki modern cami”yi ziyaret için birçok insanın geldiğini, çevreden birçok kişinin de burada yatsı ve sabah namazı kıldığını anlattı. ‘Modern cami’ ilgi odağı
Şakİrİn Camisi ile ‘’İlk kadın cami tasarımcısı’’ unvanını alan Zeynep Fadıllıoğlu, ‘’Bu projede, bir çok gence ve insanımıza farklı ilhamlar verebileceğimizi düşünerek, farklı şeyleri düşünmeye sevk edecek ögeleri kullanmaya çalıştık’’ dedi. Bilgisayar programcılığı ve sistem analizi eğitimi aldıktan sonra san'at tarihi ve tasarım eğitimi de gören Fadıllıoğlu, ‘’Boğaza Bakan Ev’’ çalışmasıyla 2005 yılında, İngiltere’nin tasarım Oskar’ı sayılan ‘’Tasarım ve Dekorasyon Ödülü’’nü kazandı. Şakirin Camisi ile ilgili yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi veren Fadıllıoğlu, projesi mimar Hüsrev Tayla tarafından çizilen caminin, öncelikle malzemelerine karar verdiklerini, cami kubbesini alüminyum kompozitle yaptıklarını, bunun camiye modern bir görünüm kazandırdığını söyledi. Bütün malzemede Kayseri ve Ankara taşını kullandıklarını anlatan Fadıllıoğlu, minareleri 2.5-3 metre kadar uzattıklarını, kapılarda bronz rengi seçtiklerini belirtti. Fadıllıoğlu, cam üzerine eski sir altı tekniğini uyguladıklarını dile getirerek, ‘’Camiye, yabancı olmayan tekniklerle modern formları götürdük’’ dedi. Zeynep Fadıllıoğlu, abdest alma yerlerini sadelik içinde, ancak güzel bir şekilde döşediklerini anlattı.
KÂİNATI SİMGELEYEN ‘’KÜRE’’ Fadıllıoğlu, caminin ortasına farklı bir şadırvan yapmak istediklerini, şadırvanın ortasına kâinatı simgeleyen bir küre yerleştirdiklerini belirterek, paslanmaz çelikten yapılan ve küçük bir su havuzunun içine yerleştirilen küreyi, William Pye’in tasarladığını, caminin ve minarelerin görüntüsünün, kubbe şeklindeki bu havuz heykelin üzerine düştüğünü bildirdi. Zeynep Fadıllıoğlu, kubbenin yazılarının, kendi alanında çok önemli bir hat san'atçısı olan Hüseyin Kutlu ile Topkapı Sarayı başta olmak üzere, bir çok tarihî eserde çalışmalarını sürdüren nakkaş Semih İrteş’in ortaklaşa ürünü olduğunu ifade etti. Fadıllıoğlu, ana kubbenin zemin renginde de Tophane’nin renk tonlarını kullandıklarını anlattı.
“CAMİLERİN İÇİNDE BÜYÜDÜM’’
FadIllIoğlu, küçükken bir çok cami gezdiğini, adeta camilerin içinde büyüdüğünü ifade ederek, ‘’Cami mimarilerini çok severim. Bu tasarımı yaparken de bir çok cami gezerek, bunlar üzerinde çalıştık’’ diye konuştu. Bu eserin kendisi için ‘’başlangıç’’ eseri niteliğinde olduğunu belirten Fadıllıoğlu, ‘’Bundan sonra yapacağımız eserde daha iyisini yapmaya çalışacağız. Cemaatin algıları, camiye gitmeleri bize en güzel cevabı veriyor’’ ifadelerini kullandı. |
14.05.2009 |
MİNBERDE KÂİNATI TEMSİL EDEN YAPRAKLAR |
Zeynep Fadıllıoğlu, Şakirin Camisi’nin minber ve mihrabının da çok farklı özelliklere sahip olduğunu vurguladı. Kubbenin formuna ve caminin şeffaflığına uygun bir mihrap hazırlamaya çalıştıklarını belirten Fadıllıoğlu, Müslümanlar’ın kıbleye bakan kapısı olması sebebiyle mihrabın önemli olduğunu, dokusunda Selçuklu mimarisinden yararlandıklarını ve üzerinde Rumî desenler kullandıklarını anlattı. |
14.05.2009 |
Hasankeyf için imza kampanyası |
Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından başlatılan uluslar arası imza kampanyası ile Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilân edilmesi talep ediliyor. Toplanacak imzalar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, Avusturya Başbakanı Werner Faymann’a ve İsviçre Başbakanı Hans-Rudolf Merz’e iletilecek. Dicle Vadisi’nde yer alan tarihî şehir Hasankeyf’in, en azından 10 bin yıllık geçmişi ve küresel ölçekte nesli tehlike altındaki canlı türleri ile UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unun karşılandığı belirtilen kampanyada, 20 farklı kültürün izini barındıran Hasankeyf’in insanlığın sahip olduğu en eski şehirlerden birisi olduğuna dikkat çekiliyor. İmza kampanyası hakkında bilgi veren Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yaşamasının insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu belirterek “Hasankeyf’in evrensel değerini ortaya koyan bilimsel bir raporu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a sunduk ve kendisinden bu konuda destek istedik. Ne var ki Ilısu Baraj Projesi, bu gerçeklerden ve bilimsellikten uzak bir proje olarak 400 kilometrelik tabiî nehir yatağını ve Hasankeyf’i yok edecek. Biz bu kampanya ile Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak koruma altına almasını ve Ilısu Barajı Projesi’nin durdurulmasını talep ediyoruz” dedi. Daha önce Doğa Derneği ve Atlas Dergisi tarafından düzenlenen Hasankeyf’e Sadakat İmza kampanyası ile yaklaşık 70 bin imza toplandığına dikkat çeken Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek, “Bu kampanya ile Hasankeyf’in de içinde bulunduğu Dicle Vadisi’nin temsil ettiği evrensel değerleri Türkiye’nin gündemine taşımıştık. Dicle Vadisi ve Hasankeyf’in yaşamasında kilometre taşı olan bu kampanyadan sonra Dicle Vadisi’ni UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak ilân edilmesini talep eden ikinci bir kampanyaya başlıyoruz. İnanıyoruz ki böyle bir Hasankeyf, Türkiye’ye herhangi bir barajın vereceği enerjiden daha büyük bir enerji verecektir” dedi. |
SEYHAN ŞENTÜRK 14.05.2009 |
Gitti tencere, geldi obezite |
Dünya genelinde en önemli sağlık sorunları arasında yer alan ve hızla artış gösteren obezitenin en önemli sebebinin, sanılanın aksine hareketsizlik değil, gerektiğinden fazla tüketime yol açan büyük porsiyonlar olduğu belirtildi. Kilo kontrolü ve sağlıklı beslenme uzmanı Dr. Dilek Polat, söz konusu araştırmanın 1970’lerden bu yana değişen yeme alışkanlıklarının ‘’acı sonuçlarını’’ ortaya koyduğunu söyledi. |
14.05.2009 |
İstanbullu özürlüler ‘Balık Tutma Şenliği’nde buluştu |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Özürlüler Müdürlüğü’nün (İSÖM) düzenlediği Sakatlar Haftası faaliyetleri devam ediyor. İSÖM’e bağlı Özürlüler Merkezine kayıtlı 80 özürlü Galata Köprüsü’nde “Balık Tutma Şenliği”nde bir araya geldi. Sakatlar Haftasını, düzenlediği çeşitli faaliyetlerle geçiren İSÖM, İstanbullu özürlüleri Balık Tutma Şenliği’nde buluşturdu. Küçükçekmece, Sultangazi, Fatih, Beykoz, Sultanbeyli ve Pendik’teki özürlü merkezlerinden hizmet alan 80 özürlüyü evlerinden alarak Galata Köprüsü’ndeki balık tutma şenliğine getiren İSÖM, özürlü gençlere keyifli saatler geçirtti. İSÖM araçlarıyla evlerinden alınıp balık tutmaya getirilen özürlüler yine İSÖM araçlarıyla evlerine bırakıldılar. |
14.05.2009 |
Nereden nereye? |
İngİlİz şarkıcı Yusuf İslam, 33 yıl aradan sonra ABD’de konser verdi. Los Angeles şehrinde düzenlenen konserde 400 hayranı, şarkıcının eski ve yeni şarkılarıyla güzel vakit geçirdi. 60 yaşındaki İslam, Cat Stevens olarak bilindiği gençlik dönemine ait şarkılarının yanı sıra yeni albümü ‘’Roadsinger’’ dan da örnekler sundu. 2004 yılında, United Airlines şirketine ait bir uçakla yaşadığı Londra’dan Washington’a gitmekte olan Yusuf İslam, ismi ‘’izlenenler listesi’’nde olduğu gerekçesiyle ABD’ye alınmamıştı. Sanatçının içinde bulunduğu uçağın rotası, Washington’dan Maine Havaalanı’na çevrilmiş ve Yusuf İslam, göçmenlik bürosu memurları tarafından sorguya alınmıştı. Sorgunun ardından ülkeye girişine izin verilmeyen İslam İngiltere’ye dönmüştü. |
14.05.2009 |