|
|
|
GECİKMENİN FATURASI |
Asırlık kronik sorunlar olarak devam eden cehalet, fakirlik ve husumetin ne kadar korkunç vahşetlere yol açabildiğini bir kez daha gözler önüne seren Mardin katliâmı, Said Nursî'nin yüzyıl önce gündeme getirdiği Medresetüzzehra adlı üniversite projesindeki asırlık gecikmenin faturasının her geçen gün daha da kabardığını gösteriyor.
ASIL TEVHİD-İ TEDRİSAT
Önerdiği üniversite modelinde vicdanın ziyası olan dinî ilimlerle aklın nuru olan modern fenlerin kaynaştırılarak okutulması gerektiğini belirten Bediüzzaman, böylece medrese-tekke-mektep üçlüsü arasında beliren ve giderek büyüyen ayrılığı kapatarak nesilleri ortak değerlerle yetiştirecek ideal tevhid-i tedrisat sistemini geliştirmişti.
BARIŞ PROJESİ
Said Nursî, toplumu vahşet ve keşmekeşten kurtarıp koruyacak maarif modeli üzerine inşa etmeyi öngördüğü üniversiteyi, belli başlı doğu vilâyetlerinde kurulacak, ama Kafkasya'dan Ortadoğu ve Arap dünyasına, Orta Asya'dan Hint yarımadasına uzanan bir coğrafyaya hizmet verecek bir barış projesi olarak da düşünmüştü.
İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, Mardin’deki silâhlı saldırının kolay anlaşılır bir olay olmadığını belirterek, ‘’Bizim toplumumuzun değerleriyle, geleneklerimizle ve medeniyetimizle bağdaşacak bir olay değil. Çok iyi analiz edilmesi gerekir’’ dedi.
Atalay, AKP Genel Merkezi’nde yapılacak MKYK toplantısına gelişinde gazetecilerin Mardin’de meydana gelen olaya ilişkin sorularını cevapladı. Mardin’de olayla ilgili çok kişiyi dinlediğini dile getiren Atalay, şunları kaydetti: ‘’Vali, istihbaratçılar dahil pek çok kişiyle görüştüm. Kolay anlaşılır ve açıklanabilir bir olay değil. Bizim toplumumuzun değerleriyle, geleneklerimizle ve medeniyetimizle bağdaşacak bir olay değil. Çok iyi analiz edilmesi gerekir. Olayın güvenlik boyutunu değerlendirdik. Küçük şeyler, kurnazlıklar da var burada. Rastgele bir eylem değil. Cinnet getirmekle açıklanacak bir olay değil, planlanmış bir olay.’’
İçişleri Bakanı Atalay, önceki günkü ziyaretinde, yakınları öldürülen ailenin en yaşlı üyesiyle hastanede uzun süre konuştuğunu ifade ederek, ‘’Bana ‘çok somut şeyler söyleyemem ama uzun sürenin biriktirdiği haset, kıskançlık var’ dedi. Hukuk ve sosyolojik bekgraunduma rağmen yorumlamakta zorlanıyorum’’ şeklinde konuştu. Ankara / aa
SALDIRILAR EĞİTİMLE ENGELLENİR
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mardin’deki gibi ilkel saldırıların sadece cezalarla değil, ancak eğitim ile ortadan kaldırılabileceğini kaydetti. Üskül, yaptığı yazılı açıklamada, Bilge Köyündeki katliâmın üzücü olduğu kadar da düşündürücü olduğunu ifade etti. Akıl, mantık ve vicdan açılarından asla kabul edilemeyecek bu vahşi saldırının, insanın en temel haklarından biri olan yaşama hakkına karşı işlenmiş en acımasız saldırı olduğunu belirten Üskül, ‘’İster kan dâvâsı denilsin, ister töre cinayeti, hiçbir şekilde izah edilemeyecek bu vahşi saldırıda küçücük çocukların, hamile kadınların bile katledilmiş olması, her birimizde daha da derin yaralar açmıştır’’ görüşünü dile getirdi. Üskül, ceza yasalarının yenilendiğini, bu ve benzeri suçlara getirilen cezaların arttırıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti: ‘’Ancak görülmektedir ki bu ve benzeri ilkel saldırılar cezalarla değil, eğitim ile ortadan kaldırılabilir. Bu noktada, çocukluk çağından itibaren insan hakları eğitiminin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yaşanan vahim olay, okullarda, başta yaşam hakkı olmak üzere, uluslar arası insan hakları sözleşmeleri içinde yer alan ilkeler ışığında bir eğitim verilmesinin zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu eğitim, sadece müfredattaki konuların öğretilmesi yoluyla değil, aynı zamanda, sosyal ilişkilerin geliştirilmesi, insana ve haklarına saygı gösterilmesi, hoşgörünün yaygınlaştırılması yönünde de olmalıdır.’’ Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Katliâm şehitlerine Kur’ân ve duâ |
Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyündeki saldırıda şehit olan 44 kişiden 39’unun cenazesinin defnedildiği mezarlıktan ağıtlar yükselmeye devam ediyor. Günün ilk ışıklarıyla mezarlığın yolunu tutan kadın ve çocuklar mezarlıkta gözyaşlarına hakim olamadılar. Köylü kadınlar yıllardır bir arada yaşadıkları, üzüntü ve sevinçlerini birlikte paylaştıkları yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaktıkları ağıtlarla dile getirdi. Kadınlar ve çocuklar, ölen yakınları için Kur’ân okuyup duâ etti.
Mardİn’İn Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyündeki saldırıda vefat eden 44 kişiden 39’unun cenazesinin defnedildiği mezarlıktan ağıtlar yükseliyor. Kimi kadınlar da ölen yakınları için Kur’ân okuyup, duâ etti.
Bilge Köyünde Pazartesi akşamı nişan törenin yapıldığı Cemil Çelebi’nin evine uzun namlulu silâhla düzenlenen saldırıda vefat eden 44 kişiden 39’unun cenazesi önceki gün akşam köy yakınında iş makineleriyle kazılan mezarlara defnedilirken, dün mezarlığın ilk ziyaretçileri köydeki kadın ve çocuklar oldu. Günün ilk ışıklarıyla mezarlığın yolunun tutan kadın ve çocuklar mezarlıkta gözyaşlarına hakim olamadılar. Köylü kadınlar yıllardır bir arada yaşadıkları, üzüntü ve sevinçlerini birlikte paylaştıkları yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaktıkları ağıtlarla dile getirdi. Kimi kadınlar da ölen yakınları için Kur’ân okuyup, duâ etti.
Mazıdağı Jandarma Komutanlığı ekipleri basın mensuplarının köy girişine izin vermezken, diğer kişiler kimlik kontrolünün ardından köye girebildi. Mardin / aa
YETİM ÇOCUKLAR YÜREKLERİ DAĞLIYOR
BİLGE Köyü sakinleri, saldırı sebebiyle köydeki 40’a yakın çocuğun yetim ve öksüz kaldığını bildirdi. Köyde, aralarında babası Kenan Çelebi, amcası Murat Çelebi, dedesi Mehdi Çelebi ile kuzeni Abdullah Çelebi’yi kaybeden 5 yaşındaki Melez Çelebi (5) ve kardeşi Elif Çelebi, yaşananlardan uzak şekilde kırlarda papatya toplaması görenleri duygulandırıyor.
KÖY OKULU PAZARTESİ GÜNÜNE KADAR TATİL
MARDİN Millî Eğitim Müdürü Hasan Dal, köyde yaşanan olayın ardından 22’si kız toplam 40 öğrencinin öğrenim gördüğü Bilge Köyü İlköğretim Okulunda eğitime 11 Mayısa kadar ara verildiğini belirterek, ‘’Bilge Köyünde Pazartesi günü eğitime yeniden başlanmasını planlıyoruz. Ancak, köydeki gelişmelere göre eğitime verilen ara uzatılabilir’’ dedi.
|
07.05.2009
|
|
|
MASKE TALEBİ PATLADI |
Domuz gribi sebebiyle maske talebinde patlama yaşandığını bildirildi.
Bonex markasıyla hijyenik sarf malzemeleri üreten Bonmed Sağlık Ürünleri ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi Satış Müdürü Nihat Uludaş, domuz gribi sebebiyle maske talebinde patlama yaşandığını belirterek, ‘’Yurt içinden ve ağırlıklı yurt dışından olmak üzere aşırı derecede bir maske siparişi var. Mevcut makinelerin yanı sıra diğer makilerimizi de devreye aldık ama talebe cevap vermemizin imkanı yok. Aylık yaklaşık 10 bin adet kullanan firma şu anda 30-40 bin adet sipariş geçiyor. Yurt dışından da 7-10 milyon adetlere yakın, partiler halinde maske isteniyor’’ dedi. İstanbul / aa
|
07.05.2009
|
|
|
“Biyoloji bilimi Allah’ı anlatıyor” |
BEDİÜZZAMAN insana Allah’ı tanıtan üç büyük muarriften söz eder. Bunlar; Kâinat kitabı, Kur’ân-ı Kerim ve son peygamber Hz. Muhammed’dir.
Buna dördüncü olarak da insanın yapısında bulunan vicdanı ekler. Bozulmamış hiçbir vicdanın Allah’ı inkâr edemeyeceğinden söz eder.
Günümüzde ise inkâr adeta kurumlaşmış ve insanlığı baskı altına almış durumdadır. Bir de buna “bilimsellik” eklenerek yaratılış ve Allah’ın varlığı tamamen tabiî sebeplere verilip üstü örtülmekle kalmamış, bu tek ve en önemli hakikatmiş gibi seküler bir din haline geti-rilmiştir. Bu da bütün dünyada bir insanlık trajedisi olarak hepimizi ve özellikle de çocuklarımızı ve gençlerimizi tehdit etmektedir.
Bu durum karşısında bizlerin bu dört küllî tarif ediciyle Yaratıcıyı ve Allah’ı seküler inkâr dininin karşısına çıkaracak yeni bir yapılanma içine girmemiz elzemdir.
Bu ay kapak dosyası olarak, “Biyoloji bilimi Allah’ı anlatıyor” konusunu seçen aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım, meseleye özellikle genetik penceresinden bakıyor.
Dr. Bahri Dayıoğlu, “Allah yaratır alet kullanmadan, evrim teorisine eleştirel bir yaklaşım ve yaratıcı zorunluluğu” başlıklı makalesiyle Allah’ın varlığını inkâr etmenin mümkün olamayacağını güzel bir üslûpla ispat ediyor.
Seyda Durgun, “Marifet penceresinden bi- yoloji’ye bir kapı açıyor ve oradan varlıklardaki Allah’ı seyrettiriyor.
Mustafa Said İşeri, “Ya Hafiz diyen genetik” diyor ve genetik ilmindeki Hafiz isminin tecellilerini gösteriyor.
Yine bu konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Furkan Aydıner ile yapılan söyleşide de göreceğiniz gibi Prof. Dr. Aydıner, ateizmin bilimsel bir kılıfa bürünerek hepimizi nasıl tehdit ettiğini verdiği cevaplarla ortaya koyuyor.
Kapak dışındaki diğer dosyalarında ise;
Habib Fidan, “İstanbul fethi’nin (ne) anlamı var!” diyerek, Mayıs ayında kutlayacağımız fetih’in anlamlı boyutunu bir kez daha hafızalarımızda tazeliyor.
Mustafa Gökmen, “Başlangıcından günümüze Türkiye’de gazetecilik eğitimi” başlığıyla gazeteciliğimizin tarihî sürecine bir göz gezdiriyor.
Mehtap Yıldırım bizlere 27 Mayıs 1960’ta olanları hatırlatıyor.
Hünsa Hatipler, “Kuşlar artık şarkı söylemiyor” filmini sayfasında konuk ediyor.
Ayrıca bu aydan itibaren dergimizde Yurt dışı eğitim imkânlarıyla ilgili yazılarımız da yer alacak. Kültür Sanat Servisi
|
07.05.2009
|
|
|
Üniversiteler toplumun malı |
Gazİantep Üniversitesi (GAZÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, üniversitelerin devletin değil, toplumun malı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Coşkun, yaptığı açıklamada, yaklaşık 8 ay önce göreve geldiğini, ancak göreve gelmeden önce ev ödevini iyi çalışan öğrenciler gibi çalışarak, üniversitenin sorunlarını belirlediklerini ifade etti. GAZÜ’nün yapısal değişiminde bu süre içinde hızlı bir yol aldıklarını belirten Prof. Dr. Coşkun, yapısal anlamda GAZÜ’nün farklı olmasını istediklerini bildirdi. Toplumla bütünleşmenin sağlanması için sosyal kültürel ve bilimsel konferanslar ile faaliyetler düzenlediklerini söyleyen Prof. Dr. Coşkun, ‘’Üniversiteler devletin malı değil, toplumun malıdır. Bu nedenle üniversitelerin topluma hesap verecek şeffaflıkta olması gerekir. Biz şeffaf bir çalışma yöntemiyle çalışıyoruz ve topluma açık bir üniversite olmayı hedefliyoruz’’ dedi.
Şehirle bütünleşmek istediklerini bildiren Prof. Dr. Coşkun, şöyle konuştu:
‘’GAZÜ olarak şehirle bütünleşmenin sağlanması için sanayiciler ve halkla işbirliği içine girecek çeşitli projeler hazırlıyoruz. Bu projelerin en önemlilerinden biri olan TEKNOPARK’ın aktifleştirilmesi için önemli bir dış kaynak bulduk. Şu anda bu projenin hayata geçirilmesi için uğraşıyoruz. Bunun yanı sıra tüm bölümlerimiz çeşitli konferanslar ve bilimsel toplantılar düzenliyor. Kültürel ve sosyal aktiviteleri hemen her gün yapmaya gayret ediyoruz. GAZÜ’nün daha iyi bir yere gelmesi için projeler üretmeye devam ediyoruz.’’ Gaziantep / aa
|
07.05.2009
|
|
|
‘Okumuş işsizler’de OECD birincisiyiz |
Türkİye üniversite mezunları arasında işsizliğin en yaygın bulunduğu OECD ülkesi durumunda bulunuyor.
OECD’nin üye ülkelerdeki toplumsal gelişmeleri inceleyen “Bir Bakışta Toplum 2009” raporu yayınlandı. Rapora göre 2007’de Türkiye’de genel işsizlik oranı yüzde 10.1 oldu. 15-24 yaşları için işsizlik 19.6, 25-54 yaşları arası için yüzde 8.3, 55-64 yaşları için ise 3.8 olarak belirlendi. Ortokul mezunları arasında işsizlik yüzde 8.1, lise mezunları arasında yüzde 10.1 şeklinde hesaplandı. Türkiye’de, üniversite mezunları arasında ise işsizlik 8.2 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye bu rakamla OECD ülkeleri arasında üniversite mezunları en fazla işsiz gezen ülke oldu. Bu alanda Türkiye’ye en yakın işsizlik rakamı yüzde 7.3 ile İspanya’da bulunuyor.
OECD’nin yeni raporuna göre, Türkiye gelir eşitsizliğinin azaltılmasında önemli mesafeler aldı, bebek ölümlerini ve çocuk yoksulluğunu önlemede başarılı olamadı. Türkler “en arkadaş-dost canlısı” toplum olarak OECD’nin ilk sırasında yer alırken, boş zaman değerlendirmede “Kültürel Etkinliklere Ev Sahipliği Yapma ya da Katılma” sıralamasında sıfır çekti. Futbol uğruna sayısız cinayetin işlendiği, neredeyse olaysız futbol karşılaşması geçmeyen Türkiye boş zamanları geçirmede spora en az vakit ayıran OECD ülkesi de oldu. Türkiye toplumdaki “zorbalık ve kabadayılık” niteliğiyle de dikkati çekiyor.
|
07.05.2009
|
|
|
CAMİLERE İNTERNET |
- Camilerin en az yüzde 30’unda Kamu İnternet Erişim Merkezi kurulması düşünülürken, kurumsal portal üzerinden, yaşlı, özürlü, entelektüel, genç gibi kullanıcı gruplarına göre dinî bilgiler yayınlanması ve Kur’ân kursu düzenlenmesi öngörülüyor.
Bİlİşİm okuryazarı, çağdaş bilgi ve teknolojiye yatkın, teknoloji konusunda toplumun yönlendirilmesine katkıda bulunacak din görevlileri yetiştirmeyi planlayan Başkanlık, kurumsal portalı üzerinden, yaşlı, özürlü, entelektüel, genç gibi kullanıcı gruplarına dinî bilgiler yayınlanacak, Kur’ân kursu düzenleyecek. Diyanet İşleri Başkanlığı, 2009-2013 yılları arasındaki stratejik planını hazırladı. Buna göre, nitelikli dinî bilgi üretilmesi, nitelikli din görevlisi sayısının arttırılması, toplumun bütün kesimlerini kuşatacak bir din hizmeti verilmesi, töre cinayeti, aile içi şiddet, madde bağımlılığı ve ayrımcılık gibi toplumsal sorunların çözümünde dinî açıdan etkin rol alınması ve kurumun özlük hakları açısından cazip hâle getirilmesi planlanıyor.
Yurt dışındaki vatandaşlara da yer verilen stratejik planda, gurbetçilerin kimliğini koruyacak, bununla birlikte yaşadıkları toplumla bütünleşmelerine katkı sağlayacak din hizmeti götürülmesi de hedefleniyor. Teknolojik imkânlardan en üst seviyede yararlanılması amaçlanan stratejik planda, nitelikli dinî bilgi üretilmesini sağlayacak Bilgi Yönetim sisteminin, önümüzdeki 4 yıl içinde kurulması öngörülüyor. Dinî soruları ve cevaplarını içeren bir veri tabanı oluşturulması, vakitlerin normal oluşmadığı coğrafyalarda namaz vakitlerinin belirlenmesi de hedefler arasında bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliğine gidilerek, camilerin en az yüzde 30’unda Kamu İnternet Erişim Merkezi kurulması düşünülürken, kurumsal portal üzerinden, yaşlı, özürlü, entelektüel, genç gibi kullanıcı guruplarına göre dinî bilgiler yayınlanması ve Kur’ân kursu düzenlenmesi öngörülüyor. Personelin eğitim seviyesinin yükseltilmesi için başlatılan çalışmalar sürdürülürken, ihtisaslaşma teşvik edilecek. Diyanet personelinin yarısının dinî yüksek öğrenimli olması amacıyla ilâhiyat fakülteleri ile İlâhiyat Lisans Tamamlama Programı (İLİTAM) kontenjanlarının arttırılması yönünde çalışmalar yapılacak. İLİTAM yıllık harç bedellerinin iki taksit yerine beş veya on taksit halinde ödenmesi için girişimlerde bulunulacak. Bilişim okuryazarı, çağdaş bilgi ve teknolojiye yatkın, teknoloji konusunda toplumun yönlendirilmesine katkıda bulunacak din görevlileri yetiştirilmesi için YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılacak. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Tümgeneral Türkmen: TSK’dan isteğimle ayrıldım |
Eskİşehİr’dekİ 1. Hava Kuvveti Komutan Yardımcılığı görevinden ayrılarak emekliliğini isteyen Tümgeneral Levent Türkmen, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nden (TSK) kendi irade ve isteğiyle ayrıldığını söyledi. Türkmen, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’Mensubu olmaktan gurur duyduğum Türk Silâhlı Kuvvetlerinden kendi irade ve isteğimle ayrıldım. Tek taraflı bu kararımda komutanlarımın hiçbir telkin ve teklifi olmamıştır’’ dedi. Hava Harp Okulu Komutanlığı görevinden ayrılan Tümgeneral Sinan Şanlı da yaptığı açıklamada, ‘’Tamamen şahsî kararıyla görevden ayrıldığını’’ belirtmiş, ‘’Kurumumla ilgili bir durum söz konusu değil. Konuyla ilgili farklı spekülasyonlar yapılması hem şahsımı hem de kurumumu rahatsız etmektedir. Ayrılma nedenim tamamen şahsi gerekçelerle olup, başka bir konuyla ilişkilendirilmesi doğru değildir’’ demişti. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Savcıdan “dâvâlar birleştirilsin” talebi |
“Ergenekon’’ dâvâsının önceki günkü duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, mahkemenin, bu dâvâ ile Danıştay’a saldırı dâvâsının birleştirilmesi yönünde görüş bildirilmesini istedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ Başkanı Köksal Şengün, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin ‘’Ergenekon’’ dâvâsı ile Danıştay’a saldırı dâvâsının birleştirilmesi yönündeki kararına uyan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, bu dâvâların birleştirilmesi konusunda mahkemelerinden de muvafakat istediğini belirtti. Buna ilişkin görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de suçların aydınlatılmasına yarar sağlayacağı gerekçesiyle, Danıştay’a saldırı dâvâsı ile bu mahkemede görülen ‘’Ergenekon’’ dâvâsının birleştirilmesi yönünde görüş bildirilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Şengün de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin talebinin yarınki oturumda değerlendirilmesine karar verdi. İstanbul / aa
|
07.05.2009
|
|
|
“Karadayı’nın ismi cadde ve okula yakışmıyor” dilekçesi |
ÇankIrI’da 5 kişi, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın isminin verildiği bulvar ve kamp eğitim merkezinin adının değiştirilmesi için belediye meclisine dilekçe verdi. Alınan bilgiye göre, Çankırılı 5 vatandaş, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın isminin verildiği bulvar ve kamp eğitim merkezinin adının değiştirilmesi için belediye meclisine dilekçeyle başvurdu. Söz konusu 5 kişinin verdiği dilekçede, şu görüşlere yer veriliyor: ‘’Çankırı’dan bir Genelkurmay Başkanının çıkması hepimizi onurlandırdı. Bunun neticesinde yıllarca Kastamonu Caddesi olarak bilinen yere ve bir okula bu zatın adı verildi. Ne yazık ki son zamanlarda internet sitelerinde yayınlanan ve haberlerde vurgu yapılan ses bantlarında 27 Mayıs darbesi, 1971 muhtırası, 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat sürecinde katkısı olduğu ifade edilen halka cahillikle hitap edip, demokrasinin en az 39 yıl askerî vesayet altında olması gerektiğini söyleyen bu şahsın ismi cadde ve okula yakışmamaktadır. Sizden ricamız ‘İsmail Hakkı Karadayı’ isminin buralardan kaldırılarak yerine daha uygun, Çankırı’ya hizmeti geçmiş büyüklerimizin isimlerinin verilmesidir.’’ Belediye Başkanı İrfan Dinç’in başkanlığında, belediye meclis toplantısında 5 vatandaşın verdiği teklif görüşüldü. Belediye Meclisi, söz konusu teklifi, oy birliğiyle reddetti. Bu arada, 25 üyeli belediye Meclisinin 14’ü AKP 'li, 11’i de MHP’li üyelerden oluşuyor. Ç ankırı / aa
|
07.05.2009
|
|
|
8 KİŞİ TUTUKLANDI, 2 FİRARİ YAKALANDI |
Mardİn’İn Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyündeki saldırı olayı ile ilgili firari oldukları bildirilen 2 kişinin yakalandığı, gözaltına alınan 10 kişiden 8’inin tutuklandığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Pazartesi akşamı Mazıdağı’na bağlı Bilge Köyünde bir eve düzenlenen, 44 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili firari oldukları bildirilen 2 kişi güvenlik güçlerince yapılan çalışma sonucunda yakalandı. Mardin Valisi Hasan Duruer, Mazıdağı’na bağlı Bilge köyünde düzenlenen saldırı olayı ile ilgili gözaltına alınan 10 kişiden 8’inin sevk edildiği mahkemece tutuklandığını bildirdi. Bu arada, saldırıyı gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanan 8 kişi arasında 14 yaşında bir çocuğun da bulunduğu öğrenildi. Mardin / aa
KÖYDE 3 TAZİYE ÇADIRI OLUŞTURULDU
Bilge Köyünde toprağa verilen 39’u için 3 adet taziye çadırı kuruldu. Çevre köylerden gelen erkek ziyaretçiler, taziye çadırında ölenlerin yakınlarına baş sağlığı dileğinde bulunuyor. Mazıdağ İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, güvenlik gerekçesiyle köy yolunda iki ayrı yerde oluşturduğu arama noktasını kaldırdı, basın mensuplarının köyün içine girişine de izin verildi.
|
07.05.2009
|
|
|
Kuzey Irak’ta terör örgütüne darbe |
Türk Hava Kuvvetleri’nin, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarına yönelik hava harekâtında ilk belirlemelere göre 10 terörist etkisiz hale getirildi. Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerinde tesbit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedeflerin hava harekâtıyla vurulmasının ardından örgüte ait çok sayıda silâh deposu ve sığınak da yok edildi. Türk Hava Kuvvetleri’nin başarılı operasyonunun ardından terör örgütünün İran ayağı olan PEJAK’a yönelik olarak bu ülke tarafından bir operasyon başlatıldı. Bu operasyonda da terör örgütünün önemli kayıplar verdiği bildirildi. Terör örgütü PKK yandaşlarının, elebaşı Abdullah Öcalan’ın doğum günü, Nevruz ve Irak’ın kuzeyine yönelik operasyonları bahane ederek gösteri yapmasına izin vermeyen Suriye güvenlik güçleri de Halep, Kamışlı, Lazkiye, Afrin ve Ayn Al Arap’ta düzenledikleri operasyonlarda, aralarında terör örgütü sorumlularının da bulunduğu 200’e yakın örgüt yandaşını gözaltına aldı. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Karayolu trafiği havayı kirletiyor |
OECD tarafından Türkiye’ye ilişkin hazırlanan çevresel performans raporunda, ulaştırma sektöründen kaynaklanan karbondioksit gazı emisyonunun yüzde 87’sine karayolu trafiğinin sebep olduğu bildirildi. Raporda, OECD’nin tavsiyesi ile 2005’te hazırlanan Ulaştırma Master Plan Stratejisi ile toplu taşımacılığın teşvik edilmesi, şehir içi yük trafiğinin bir kısmının demiryolu ve deniz yollarına aktarılması, karayolu ve demiryolu altyapısının geliştirilmesinden hareketle hava kirliliğinin azaltılmasının amaçlandığı ifade edildi. Türkiye’de 1990’dan bu yana karayolu yük ve yolcu trafiğinin yüzde 150 oranında arttığı belirtildi. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Ritm duygusu insanlara özel değil |
Rİtm duygusunun sadece insanlara ait olmadığı ortaya çıktı. “Kartopu” adlı bir papağanın müziği duyduğunda başıyla ve ayaklarıyla tempo tutması, bilim adamlarını harekete geçirdi. Bir şarkıya tempo tutan “Kartopu”nun video görüntülerini inceleyen ekip, papağanların da ritm duygusu bulunduğu sonucuna vardı. Bilim adamları, ilk olarak papağanın insanın hareketlerini taklit edip etmediğini anlamak için hayvanın en sevdiği parçanın temposunu değiştirdi. Papağanın, yine tempoya ayak uydurduğu ve bunun rastlantı olmadığı görüldü. Maymunlarla yapılan araştırmada ise hiçbir maymun tempo tutmadı. Paris / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Solucan satarak maaşını ikiye katladı |
Konya’nIn Seydişehir ilçesinde araziden topladığı solucanları olta balıkçılarına satan Ali Özdemir, günde 30-40 TL kazanıyor. Seydişehir’de özel bir şirkette asgarî ücretle çalışan Ali Özdemir, yaptığı açıklamada, bölgedeki göl ve ırmaklarda balık tutarken, oltaya yem olması amacıyla toprağı kazarak solucan topladığını belirtti. Bir süre sonra birlikte balık tuttuğu arkadaşlarından yoğun talep gelmesi üzerine bu işin ticaretini yapmaya başladığını anlatan Özdemir, artık bu işin kendisi için ikinci bir meslek hâline geldiğini söyledi. 100 solucanı 10 liradan sattığını ifade eden Özdemir, “Solucan satarak asgarî ücretin yaklaşık 2 katını kazanıyorum’’ diye konuştu. Konya / aa
|
07.05.2009
|
|
|
TÜP BEBEK VE KLONLAMA ARAŞTIRMAS |
DİN İşleri Yüksek Kurulu bünyesinde bir araştırma birimi kurulması planlanırken, beyin ölümü, ötenazi, tüp bebek, klonlama, sakat cenin alınması gibi konularda araştırmalar yapılacak. Güncel dinî konularla ilgili istişare toplantıları düzenlenecek. Tarihî ve turistik camilerde ibadet ve ziyaret hizmetlerinin yoğunlaştırılması için ziyaretçilere yönelik hediyeler hazırlanacak.
|
07.05.2009
|
|
|
DİYANET TV KURULACAK |
I
STRATEJİK plana göre medya ile ilişkilere de önem verilecek. 2013’e kadar kendi televizyon kanalını kurmayı hedefleyen Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘’Medya, Din ve Başkanlık Hizmetleri’’ konulu bir çalıştay düzenlemeyi de planlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, madde bağımlılığı, zararlı alışkanlıklar ile mücadele, kadın hakları, korunmaya muhtaç çocuklar, şehit aileleri konularında sosyal eylem planı hazırlayacak.
|
07.05.2009
|
|
|
Birecikli okuyucularımız Barla’da |
ŞanlIurfa Birecik Yeni Asya Okuyucuları geçtiğimiz hafta Barla gezisi düzenledi. Ümral Duman, Habib Doğan ve Müslüm Yılmaz nezaretinde düzenlenen bu geziye ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileri katıldı. Cuma sabahı Konya’ya gelerek Mevlânâ Dergâhı’nı ziyaret eden ve Konya’yı gezen ekip daha sonra Barla’ya geçti. Gezinin ilk gecesini Barla Sosyal Dinlenme Tesisinde geçiren gençler, ilk gün Üstad’ın evini ziyaret ederek, burada kısa bir ders yaptılar. Daha sonra Cennet Bahçesini gezip, “cennet bahsini” büyük bir ilgi ile tefekkür ederek dinlediler. Çam Dağında Üstadın tefekkür ettiği çam ağacının yerde yatan vücudunu görünce hüzünlenen gençler, Çam Dağında öğlen namazından sonra Hizmet Rehberi’nden ders yaptılar. Bu ders yapılırken yağmur yağmaya başlaması ayrı bir tefekkür penceresi açılmasına vesile oldu. Geziye katılan öğrencilerin hepsi ilk defa Barla ve Çam Dağına ziyarete geliyorlardı ve bu yüzden heyecanları gözlerinden okunuyordu. Barla ve Çam Dağı ziyareti hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz gençler; “Mümkün olsa Barla’da bir ömür boyu kalacaktık” diyerek duygularını ifade ettiler. Birecikli okuyucularımız bütün Yeni Asya, Genç Yaklaşım, Bizim Aile ve Can Kardeş okuyucularına Barla’yı ziyaret etmelerini tavsiye ederek bir daha ziyarete gelme dilekleriyle buradan ayrıldılar.
|
KENAN UYSAL
/ BARLA
07.05.2009
|
|
|
AB, webte özgürlük istiyor |
Avrupa Birliği Komisyonu, internet alan adları ile ilgili düzenlemeler gerçekleştiren ICANN’ın (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers) ABD hükümetinden bağımsız olmasını talep etti. Alınan bilgilere göre, AB Komisyonu, ICANN’ın, ABD İletişim Departmanı’ndan bağımsız olarak özel ve kararların uluslar arası yönetim tarafından verilebilir hâle getirilmesini istiyor. Komisyon, ICANN ile ABD İletişim Departmanı’nın bu yıl Eylül ayında sona erecek sözleşmesini yenilememesini de bekliyor. Brüksel / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Cindoruk, DP genel başkanlığına adaylığını açıkladı |
Hüsamettİn Cindoruk, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Cindoruk, beraberinde bazı partililerle DP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Genel Başkan Süleyman Soylu’nun yerel seçimlerin ardından partinin aldığı oyu yeterli görmeyip yeniden aday olmayacağını açıkladığını söyledi. Bunun üzerine arkadaşlarının telkin ve tavsiyeleriyle aday olmaya karar verdiğini ifade eden Cindoruk, basın toplantısının yapıldığı Genel Merkez binasının en alt katındaki toplantı salonuna işaret ederek, ‘’Biz bu mahzenden iktidar çıkardık, yine çıkaracağız’’ dedi. ‘’Merkez siyasetinde bir boşluk olduğunu’’ söyleyen Cindoruk, bu ihtiyacın her seçimden sonra ortaya çıktığını dile getirdi. Cindoruk, ‘’İnşallah merkezde işbirliğini sağlayacağız’’ diye konuştu. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Borsada kâr eden şirket sayısı azaldı |
Geçen yıl hisseleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören 312 şirketten 171’i kâr elde ederken, 141 şirket zarar açıkladı. Türkiye Sermaye Piyası Aracı Kuruluşları Birliğinin (TSPAKB) yayını “Sermaye Piyasasında Gündem” dergisinden ve İMKB verilerinden derlenen bilgiye göre, geçen yıl Borsa’da zarar eden şirketlerin sayısı önceki yıla göre artış gösterdi. Geçen yıl İMKB’de işlem gören 312 şirketten 171’i kar, 141’i ise zarar açıkladı. Önceki yıl 252 şirket kar, 68 şirket ise zarar açıklamıştı. İMKB’de geçen yıl şirketlerin toplam karı 25 milyar 660 milyon lira olarak gerçekleşirken, önceki yıl bu rakam 31 milyar 962 milyon lira olmuştu. Şirketlerin toplam zararı ise 714 milyon liradan 3 milyar 514 milyon liraya yükseldi. İstanbul / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Nabucco temel hedeflerden biri |
eNEREJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Nabucco Projesi’nin Türkiye’nin temel hedeflerinden birisi olduğunu belirtti. Bir gazetecinin “Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının ardından Azerbaycan ile Türkiye arasında yaşanan krizden sonra Nabucco Projesi’nin rafa kaldırıldığı yolunda haberler çıktı. Projenin geleceği ve durumu nedir, haberler doğru mu?” diye sorduğu Yıldız, şunları söyledi: “Bu haberler nasıl çıkıyor bilmiyorum, ama bir kere Nabucco bizim temel hedeflerimizden bir tanesi. Azerbaycan’da da görüşmeler devam ediyor. Hem Şah Deniz I, hem Şah Deniz II projeleri, hem de Nabucco ve uluslar arası projelerle alâkalı bütün çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda herhangi bir sıkıntı yok.” İstanbul / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Davutoğlu’nun ilk yurt dışı ziyareti KKTC’ye |
DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, ilk resmî yurt dışı ziyaretini yapmak üzere KKTC’ye gitti.
Davutoğlu, Esenboğa Havaalanı’nda KKTC’ye hareketinden önce yaptığı açıklamada, ilk ziyaretini KKTC’ye yapmak suretiyle KKTC’nin egemenliğine, bağımsızlığına, istikrarına ve refahına verilen önemi vurguladığını söyledi. Davutoğlu, Kıbrıs’ta yürütülen müzakereler bağlamında bu yılın kritik öneme sahip olduğunu ifade ederek, “Türkiye için kapsamlı bir çözümün ana esasları; iki kesimlik, siyasî eşitlik, yeni bir ortaklık sisteminin geliştirilmesi ve bu çözümün AB çerçevesinde ve Türkiye’nin fiilî ve etkin garantörlüğünde uygulanmasıdır” dedi. Türkiye’nin her zaman bütün barış teşebbüslerinde bir adım önde gittiğini belirten Davutoğlu, Türkiye’nin adada barışın sağlanması için her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu söyledi. Müzakerelerin kendi doğası içinde devamının önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Uluslar arası mahkemelerde alınan kararlar ya da dışarıdan yapılan etkilerle müzakerelerin kapsamını ilgilendiren konular üzerinde şimdiden bir ön kabullerde bulunmak doğru değildir. Önemli olan nihaî ve adil bir çözümü Kıbrıs’ta gerçekleştirmektir. Adayı bir barış adası haline getirmektir.” Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Talat ve Başbakan Eroğlu’nun bu dönemde son derece iyi bir işbirliği içinde olacaklarından emin olduklarını, bundan hiçbir şüphelerinin bulunmadığını kaydetti. Ankara / aa
Bülent Arınç Beyrut'ta
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Lübnan'da Türkiye'nin yaptıracağı bir hastanenin temel atma törenine katılmak ve resmî görüşmelerde bulunmak üzere Beyrut'a gitti. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile bir araya gelen Arınç, yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, "Türkiye, Lübnan'ın güvenilir bir dostudur. Lübnan'ın ulusal birliğine ve iç barışının sağlanmasına büyük önem veriyoruz" dedi. Ankara / aa
|
07.05.2009
|
|
|
Vakıf medeniyetini yaşatalım |
VakIflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, vakfın, fakirin gülen yüzü, zenginin varoluş gayesi olduğunu belirterek, ‘’Gayretimiz, bu eşsiz vakıf medeniyetini sürdürmektir’’ dedi. Maslak TİM’de düzenlenen 26. Vakıf Haftası açılış töreninde konuşan Beyazıt, faaliyet ve kutlamaların bir yıl boyunca süreceğini söyledi. Sempozyum ve konserlerin yanı sıra Cumartesi günü boş vakıf arazilerine ağaç dikme kampanyası başlatılacağını kaydeden Beyazıt, şöyle konuştu: ‘’Malın araç olmaktan çıkıp, amaç haline geldiği şu günlerde bizler, Yunus Emre’lerle, Mevlânâ’larla, Fatih’lerle, tüm vakıf insanlarının bıraktıklarıyla çağın bu hastalığından korunmaktayız. Vakıf önce sevgidir, fakiri, fukarayı, tarihi ve doğayı, san'atı sevmektir. Bize değmese de herhangi bir derdi derdimiz bilmektir. Vakıf fakirin gülen yüzü, zenginin varoluş gayesidir. Vakıf yürekleri fethetmektir. En önemlisi vakıf şifadır. Bazen açlığa, bazen yalnızlığa, bazen zamana, bazen hastalığa. Fakir fukaraya ücretsiz ve eşit tedavi ve tıp eğitimi için vakıflar kurulmuştur.’’ 2009’u ‘Vakıf Medeniyeti ve Sağlık Yılı’ ilân ettiklerini belirtan Beyazıt, 9 bin 483 olan tarihî eser sayısının, 19 bin 920’ye ulaştığını bildirdi. BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ni örnek gösteren İstanbul Valisi Muammer Güler de, ‘’Bugün dünya ne arıyorsa, evrensel değerler içinde ne varsa bizim vakfiyelerimizin temelinde o var’’ dedi. Vali Güler, bir toplumda gelir dağılımı ve paylaşımda sıkıntı varsa huzurun olamayacağını kaydetti. İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci de vakfın, veren el ile alan el arasında bir şefkat köprüsü olduğunu, onlarca farklı halkın yüzlerce yıl huzur ve kardeşlik içinde yaşadığı Osmanlı İmparatorluğu döneminde vakıf medeniyetinin doğduğunu ifade etti. İstanbul / aa
|
07.05.2009
|
|
|
|